Görüş Bildir

Nevruz Haberleri

Nevruz ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. Nevruz ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

Popüler İçerikler

15 Mayıs Çarşamba Akşamı Kaçırdığın Haberler
Dün akşam gözden kaçırdığınız ya da tüm detayları ile yeniden okuyup 'ne olmuştu ya?' diyeceğiniz haberleri sizler için derledik.İşte 15 Mayıs Çarşamba akşamının gözden kaçırılmaması gereken ve mutlaka okumanız gereken içerikleri...
BDP ve HDP Heyeti İmralı'ya Hareket Etti
BDP Grup Başkanvekilleri İdris Baluken, Pervin Buldan ve HDP Genel Başkan Yardımcısı Sırrı Süreyya Önder, Öcalan ile seçimlerden önceki son görüşmeyi yapmak üzere İmralı Adasına hareket etti.BDP ve HDP’den oluşan heyet, 30 Mart yerel seçimler öncesi Abdullah Öcalan ile görüşmek üzere İmralı Adası’na gitti.BDP Grup Başkanvekilleri Pervin Buldan ve İdris Baluken ile HDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, 30 Mart’ta yapılacak yerel seçimler öncesi son görüşmeyi yapmak üzere bugün sabah saatlerinde Abdullah Öcalan ile görüşmek üzere İmralı Adası’na hareket etti.Geçtiğimiz günlerde, kardeşi Mehmet Öcalan’ın ziyaret ettiği Abdullah Öcalan’ın, seçimler öncesi yerine getirilmesini istediği konuları görüşecek. Bu konuların başında yerel seçimler, Nevruz ve Suriye’nin Rojava Bölgesi’ndeki gelişmelerin yeraldığı ifade edildi.ZETE
Arınç: 'Türkiye'nin Yasta Olduğunu Bilmeliyiz'
Başbakan Yardımcısı Arınç, Berkin Elvan'ın ölümüne ilişkin, 'Türkiye'nin yasta olduğunu bilmeliyiz. Bugün Bilecik'teki seçim kampanyası boyunca müzikli yayın yapılmamasını rica edeceğim' dedi. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Berkin Elvan'ın ölümüne ilişkin, 'Hayatının baharında, henüz delikanlılık çağında ve Anadolu tabiriyle bıyıkları bile terlememişken bir fidanın düşüp ölüvermesi gerçekten üzüntü verici. Ona Allah'tan rahmet dilerken annesi, babası, kardeşleri onlara da sabır diliyorum. Gerçekten üzüntümüz çok büyüktür' dedi. Bilecik'teki seçim çalışmalarına katılmak üzere Ankara'dan Yüksek Hızlı Tren (YHT) ile Eskişehir'e gelen Arınç'ı, Eskişehir Valisi Güngör Azim Tuna, AK Parti Eskişehir Milletvekili Salih Koca ve diğer ilgililer karşıladı. Arınç, daha sona Eskişehir Garı Vip Salonu'na geçti. Eskişehir Valisi Tuna, burada yaptığı konuşmada, Arınç'ı Türk Dünyası Kültür Başkenti Eskişehir'de ağırlamaktan duyduğu mutluluğu dile getirdi. Türk Dünyası Kültür Başkenti olarak mart ayının sonlarında başkentliği Tataristan'ın Kazan kentine devredeceklerini anımsatan Tuna, 'Devir töreni yapacağız. Bunu da nevruz ile beraber yapacağız. 21 Mart'ta bütün Türk dünyası, 30 ülke ve yüzlerce sanatçı, yüzlerce de basın mensubu burada olacak. Nevruz etkinliklerini hep birlikte kardeşlik içinde kutlamaya çalışacağız' diye konuştu. Başbakan Yardımcısı Arınç da bugün Bilecik ve ilçelerinde seçim çalışması yapacağını belirterek, Kültür Başkenti Eskişehir'de yaklaşık 1 yıldır süren çalışmaları ilgiyle takip ettiğini söyledi. Bu yıl nevruzda bir görev değişiminin olacağını belirten Arınç, şöyle devam etti: 'Bunun da büyük bir törenle yapılacağını duydum. Sayın Vali'mize ve Eskişehir'e hayırlı olmasını diliyorum. Tabi nevruz yeni yıl, baharın gelmesi, sevinçli bir olay. Söz konusu edildiği için söylüyorum. Bu ay içinde Türkiye'de umuyorum ki büyük bir sevinçle, sevgiyle, heyecanla kutlanacak. Ama bugün maalesef tam tersi acı bir olayla karşı karşıyayız. Bu konuda üzüntülerimi ifade etmek istiyorum. Bildiğiniz gibi neredeyse 269-270 gün hastanede yaşam savaşı verdikten sonra genç bir evladımız yavrumuz, 15 yaşına hastanede basan Berkin Elvan'ın ölümünü duyduk. Bu çok acı bir olay, dünden bugüne bütün Türkiye gerçekten yasta. Genç bir yavrumuzun hayatını bir sokak olayında kaybetmesi, fevkalade üzüntü verici. Bugün cenazesinin kaldırılacağını biliyoruz. Ben Berkin Elvan yavrumuza Allah'tan rahmet diliyorum. Hayatının baharında, henüz delikanlılık çağında ve Anadolu tabiriyle, 'bıyıkları bile terlememişken', bir fidanın düşüp ölüvermesi gerçekten üzüntü verici. Ona Allah'tan rahmet dilerken annesi, babası, kardeşleri, onlara da sabır diliyorum. Başka yapacak bir şeyimiz yok. Onlara bol sabır diliyorum. Kendilerine ve hayatta olan evlatlarına uzun ömür diliyorum ve bütün Türkiye'ye, bütün annelere, babalara, bütün gençlere başsağlığı ve sabır diliyorum. Gerçekten üzüntümüz çok büyüktür. Haziran'da Türkiye'de, İstanbul'da yaşanan olaylar ve onun uzantısı bazı illerimizde meydana gelen hadiseler sırasında hayatını kaybeden pek çok gencimiz de oldu. İstanbul'da, Eskişehir'de, Hatay'da oldu, başka illerimizde oldu. Bir polisimiz de hayatını kaybetmişti. Bu vesileyle onları da acıyla, üzüntüyle hatırlıyorum ve hepsine Allah'tan rahmet diliyorum. Milletimizin başı tekrar sağ olsun.' 'Hiçbir insanım ölmemeli' Arınç, üzüntü verici olaylardan birinin de Eskişehir'de yaşandığını ifade ederek, şöyle konuştu: 'Ali İsmail Korkmaz gencimizin de üniversite hayatındayken karşılaştığı ölüm hepimizi derin üzüntüye sevk etmişti. Bununla ilgili adli soruşturmanın yargılama safhasında olduğunu ve Kayseri'de cereyan ettiğini de takip ediyorum. Bu olay vesilesiyle tabi üzüntümüzü ifade etmeliyiz. Gerçekten Türkiye'nin yasta olduğunu bilmeliyiz. Bugün bazı siyasi partilerin seçim çalışmalarında müzik kullanmayacaklarını gazetelerden okudum. Buna da çok sevindim, çok teşekkür ediyorum. Ben de bugün Bilecik'teki seçim kampanyası boyunca müzikli yayın yapılmamasını arkadaşlarımdan rica edeceğim. En azından bu acıya ortak olduğumuzu, acıyı yüreğimizde hissettiğimizi göstermemiz bakımından. Bu olay bize şunu hatırlatıyor. Hiçbir insanımız ölmemeli. Siyasi olaylar, sokak olayları, yaşananlar ölüme yol açmamalı. Bu konuda çok dikkatli olmalıyız. Bu olaylarda eğer adli ve idari soruşturmalar yapılıyorsa, bunlarda süratle neticelenmeli, olayın failleri, nasıl cereyan ettiği, kimlerin sebebiyet verdiği, bütün yönleriyle araştırılmalı ve kamuoyuna açıkça hesap verebilmeli. Burada şüphesiz çok genç bir evladımızın vefatı acıyı biraz daha katmerlemiş, acıyı biraz daha fazla arttırmıştır.' Türkiye’de hiçbir zaman bu olayların yaşanmasını istemediklerini anlatan Arınç, 'Ne var ki geçmişte ve günümüzde bu ölümlere yol açacak hadiseleri tertipleyenler, provokasyonları büyütmek isteyenler, halkımızı karşı karşıya getirmeye çalışanlar, güvenlik güçleriyle göstericiler arasında nahoş olayların büyümesini isteyenler adeta kolları sıvadılar. Dolayısıyla bugünkü cenaze törenlerinde ve bundan sonra Türkiye'de yaşanabilecek olayların kışkırtıcılarını bulup ortaya çıkartmalıyız. Bunlara hiçbir zaman prim vermemeliyiz. Bu acıdan istifade ederek Türkiye'yi daha büyük acılara sokmak isteyenleri teşhis etmeli ve onlara fırsat vermemeliyiz' diye konuştu. Büyük üzüntü yaşanıyor Arınç, acıların paylaşıldıkça küçüldüğünü ifade ederek, şöyle devam etti: 'Ben sayın Başbakanımızın da bütün hükümet üyelerimizin de açıklama yapanlar, yapmayanlar hepsinin de büyük üzüntü yaşadığına inanıyorum. Şu benim açımdan belki biraz daha teselli edici. Gezi olayları başladığında ben Başbakanvekiliydim. Olayların nereye sıçrayabileceğini, ne kadar büyüyebileceğini, bunlardan kimlerin yararlanmak isteyebileceğini az çok düşünmüştüm. Dolayısıyla tansiyonu düşürebilecek, gerginlikleri azaltacak çalışmalar yapılması gerektiğine inandım. O zamanki görüşmelerimiz, paydaşları bir araya getirmemiz ve masum bir olayken başlayan bu hadisenin sokak gösterileriyle ve yasa dışı örgütlerin kışkırtmasıyla nasıl bir hal alabileceğini gördüğümüz için bunlara dikkati çekmek istemiştim. Sonunda yaşanan olaylar, bugün belki 7 civarında hatırlayabildiğim kadarıyla vefat olayını önümüze getirdi. Küçük bir kıvılcımın ne kadar büyüyüp yangın haline geleceğini ve hiç istenmeyen olaylara yol açabileceğini, devlet adamları görmeli, güvenlik güçleri görmeli ama halkımız da görmeli'. Muhabir: Sinan Balcıkoca | AA
'Marjinal Sol Örgütler, Anarşistler ve Vandallardan Hesap Soracağız'
Erdoğan: Gezi eylemlerinde ağaç bahaneydi, çevre bahaneydi, gerisi çok şahaneydi. Ne oldu? Güzel neticeler mi alındı? Yaktılar, yıktılar, molotoflarla T24 Başbakan Recep Tayyip Erdoğan , partisinin, Siirt'te Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlediği mitingde halka hitap etti. 'Marjinal sol örgütler, anarşistler, teröristler, vandallar işte bu MHP ile CHP ile Pensilvanya ile BDP ile ittifak halinde sokakları karıştırmak istiyorlar' diyen Erdoğan, 'Hiç merak etmeyin, asla umutsuz olmayın. Biz bütün bunların hesabını soracağız' şeklinde konuştu. Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları şöyle 'Demokrasi tarihimizin en önemli seçimlerinden biri' Siirt’teki meydanda okuduğu bir şiirden dolayı Pınarhisar Cezaevine gittiğini anımsatan Erdoğan, şöyle devam etti: “O zaman İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanıydım. Ne yaptım, adam mı öldürdüm? Bir şeyler mi çaldım? Ne yaptım? Ziya Gökalp’in, Milli Eğitim'in kitaplarından, onaylı o şiirini okudum. Neydi o? Biliyor musunuz onu? 'Minareler süngü, kubbeler miğfer, camiler kışlamız, müminler asker.' Bunu söyledim diye, Pınarhisar’a gittim. Kardeşlerim, bu devir kapandı. Şimdi yeni bir dönem başladı. Evet şimdi, ‘imandır o cevher ki ilahi ne büyüktür, imansız olan paslı yürek sinede yüktür’ anlayışıyla yürüyoruz. Demokrasi tarihimizin en önemli seçimlerinden birine giriyoruz. Sadece belediye başkanlarının oylanacağı değil, artık partinin oylanacağı bir seçime giriyoruz. Türkiye’nin istikametinin şekilleneceği seçime giriyoruz. Eski Türkiye ile yeni Türkiye arasında tercihin yapılacağı bir seçime giriyoruz.” 'BDP, belediyecilik yapmaz, eser üretmez' “Kardeşlerim eski Siirt’i de çok iyi biliyorsunuz. 10 yıl öncesinde Siirt’te ne vardı? Bakınız geçen belediye seçiminde burayı farklı bir partiye verdiniz. Allah aşkına şurada BDP, belediye başkanlığını almasından sonra taş üstüne taş kondu mu” diyen Erdoğan, şunları kaydetti: “Bizim dönemimizde ne yaptıysak o. Ondan sonra taş üstüne taş konmadı. Burası maalesef sadece bizim yaptıklarımızla kaldı. Niye? BDP belediyecilik yapmaz. BDP eser üretmez. BDP’de gerilim var, ideoloji siyaseti var. Biz istiyoruz ki, Siirt’e eser lazım, eser. İşte biraz sonra o eserlere geleceğim. Kardeşlerim, eski Türkiye’de ne vardı? Yasaklar vardı, yoksulluk vardı, yolsuzluk vardı. Eski Türkiye’de ret vardı, inkar vardı, asimilasyon vardı, eski Türkiye’de türkülere yasak vardı. Eski Türkiye’de kitaplara yasak vardı, eski Türkiye’de annenin evladıyla ana dilinde konuşmasına yasak vardı. Bunları kim serbest etti, biz ettik ya. Eski Türkiye’de olağanüstü hal vardı. Bunları kim kaldırdı ya? Biz kaldırdık. Yol kontrolleri vardı, girilmesi yasaklı bölgeler vardı. Bunları kim kaldırdı ya?' 'Artık silahlar değil siyaset var' 'Eski Türkiye’de kan vardı, gözyaşı vardı, acı vardı. Eski Türkiye’de Siirt’in sesinin ulaşmadığı duvarlar vardı, işte biz o eski Türkiye dönemini kapattık' ifadelerini kullanan Erdoğan, şöyle dedi: 'Siz bunları istemiyor muydunuz? Sizin bu istediklerinizi, biz Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi ile yerine getirmedik mi? Şimdi yeni Türkiye var. Yeni Türkiye, milletiyle bir, beraber, milletiyle kucaklaşan bir Türkiye. Türkülerin, şarkıların özgürce söylendiği bir Türkiye, kitapların özgürce basıldığı bir Türkiye var. Herkesin ana dilinde konuşabildiği bir Türkiye var. Yeni Türkiye isteyene, istediği dili öğrenebildiği, kursların açıldığı, üniversitelerde bölümlerin açıldığı, özel okullarda farklı dil ve lehçelerde eğitimin mümkün olduğu ortam var, kardeşlik var. Artık silahlar değil siyaset var. Yeni Türkiye’de dağa çıkan değil, kendi şehrinde üniversiteye gidebilen gençler var. Yeni Türkiye’de ağlayan değil, eşiyle çocuklarıyla bir sofranın etrafında huzurla oturan anneler var. Kardeşlerim çok çalıştık, çok mücadele ettik, bugünlere ulaştık. Çok badireler atlattık, çok tuzaklardan geçtik ama bugünlere geldik. Hayalleri hedeflere ve bu hedeflere ulaşırken gerçeği yakaladık.' 'Göreceğimiz çok güzel günler var' Başbakan Erdoğan, son bir yıldır ne Siirt ne de bir başka ilde terör nedeniyle yeni acılar yaşanmadığına işaret ederek, şöyle devam etti: 'Geçen Nevruz’u muhabbetle kutladık, inşallah 9 gün sonra Nevruz’u yine muhabbetle kutluyoruz. Artık kepenkler kapanmıyor, sokaklarda silahlar konuşmuyor. Artık şehit haberi, acı haberler gelmiyor. Bunu sizin desteğinizle başardık, hayır dualarınızla bugünlere ulaştık. Siz hükümetinize, demokrasiye, milli iradeye sahip çıktınız, kardeşliğimizi bugünlere taşıdık. İnşallah daha göreceğimiz çok güzel günler var. 77 milyonun kardeşliğini daha da güçlendireceğiz. Huzuru, barışı, istikrarı kardeşliği, daha ileri seviyelere taşıyacağız. Artık enerjimizi kavgalara değil barışa, çözüme, kalkınmaya daha fazla yoğunlaştıracağız. Çözüm sürecini siz istediniz. Bir yıl boyunca bu sürece siz sahip çıktınız. Şimdi de bu süreci korumanızı sizlerden rica ediyorum. Çözüm sürecine sıkı sıkı sahip çıkmanızı rica ediyorum. Bu sürece hem destek olmanızı hem de bu süreç için dualar etmenizi istiyorum.” 'Demokrasinin yolu sandık' 'Önce Gezi eylemleri dediler, huzur ve istikrarı bozmak istediler. Şimdi de 17 Aralık, 25 Aralık darbe girişimi ile yeni Türkiye'ye sabotaj düzenlemek istediler. Şunu bilmenizi istiyorum, Gezi eylemlerinde ağaç bahaneydi, çevre bahaneydi, gerisi çok şahaneydi. Ne oldu? Güzel neticeler mi alındı? Yaktılar, yıktılar, molotoflarla... Molotoflarla demokrasi gelir mi? Vatandaşların camını, çerçevesini yakıp yıkmakla demokrasi gelir mi? Demokrasinin yolu sandık' 'Marjinal sol örgütler, anarşistler, teröristler, vandallar işte bu MHP ile CHP ile Pensilvanya ile BDP ile ittifak halinde sokakları karıştırmak istiyorlar. Hiç merak etmeyin, asla umutsuz olmayın. Biz bütün bunların hesabını soracağız' Kılıçdaroğlu'na tepki CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun kendisine yönelik 'İsviçre bankalarından hesapları var' iddialarına tepki gösteren Erdoğan, 'Senin cibiliyetin düzgünse, bu hesaplarda hangi bankadaysa, vicdanın varsa, bu hesapları bul, çıkart. Ben de bu hesaplarda çıkan parayı varsa; sen çok fakirsin ya, sana vereceğim. Yalanın kuyruklusunu biliyorduk ama bu kadarını bilmiyorduk ya. Adamın bütün hayatı iftira üzerine kurulu. Çünkü fetvayı veren hocaları da var artık. Fetvayı da Pensilvanya'dan alıyorlar. Ondan sonrada 'iftira at tutmazsa da iz bırakır' diyorlar. Bu hangi bankadaysa çıkart. Madem sana 13 bankada hesabım olduğunu söylediler, çıkart. Ondan sonrada senle o parayı tahsil edelim sana vereyim onu. İnsaf ya, insaf. Yalan olur da bu kadar olmaz' dedi.
Irak Sınırına 5 Yeni Kapı
Van'da Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başbakanı Neçirvan Barzani ile görüşen Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Irak sınırına 5 yeni kapı açılması için mutabakata varıldığını açıkladı. Barzani ile ortak basın toplantısı düzenleyen Davutoğlu, Irak'ın Türkiye'nin en önemli ticaret ortaklarından olduğuna dikkat çekti. Ticaretin yüzde 70'inin Bölgesel Kürt Yönetimi ile yapıldığını hatırlatan Davutoğlu şöyle devam etti: 'Şu an Habur ve Halil İbrahim geçişlerinden yapılıyor bütün bu ticaret. Biz burada üçüncü bir köprü inşa edilmesi ve 5 noktada insani amaçlı ek geçiş kapılarının açılması için çok pratik konuşmalar gerçekleştirdik. Aktepe, Ovaköy, Gülyazı, Üzümlü ve Derecik kapıları ile ilgili en kısa zamanda pratik adımlar atılması konusunda mutabık kaldık. Bu bölgelerimizde yaşayan vatanadaşlarımıza ve Irak tarafındaki kardeşlerimize çok güzel bir Nevruz hediyesi aynı zamanda.' Davutoğlu yine Kürtçe konuştu Davutoğlu ve Barzani görüşmeleri öncesinde de birer konuşma yaptı. Davutoğlu konuşmasına Kürtçe, 'Rojbaş' yani 'Merhaba' diyerek başladı. Bakan, 5 Mart'ta Süleymaniye Forumu'nda yaptığı konuşmasına da Kürtçe selamlamayla başlamıştı. Davutoğlu, 1932 yılında İngiliz baskısından kaçarak Van'a sığınan Şeyh Ahmet Barzani'yi bu toprakların bağrına bastığını söyledi. Kürtçe olarak 'Şeyh Ahmet Barzani'yi misafir eden Van'a hoş geldiniz, hayırlar getirdiniz, sefa getirdiniz' dedi ve Süleymaniye'de yaptığı konuşmayı hatırlattı: 'Orada Kürtçe konuştuğumda dinleyicilerin nasıl bir heyecanla ayağa kalkıp alkışladıklarını gördüğümde gözlerim yaşardı. Halbuki bu diller insanların birbirini selamladığı, saygıdeğer dillerdir. Bu dillerden nefret, şiddet söylemi, önyargı çıkarsa hangi dilde söylenirse söylensin yanlıştır. Biz bu psikolojik duvarları yıkmaya kararlıyız, Türkiye içinde yıktığımız gibi bölgede de yıkacağız. Sınırlarımız bir duvara döndürülmeye çalışıldı. Düşmanlık tohumları ekilmeye çalışıldı. Şimdi biz Türkiye ve Irak'ın yöneticileri, bütün bölge halkları ve liderleri olarak bu duvarları yıkmaya kararlıyız.' Barzani'den demokratik açılım vurgusu Neçirvan Barzani de, demokratik açılımın ve bölgedeki barışın, ekonomik gelişmeye katkı sağlayacağını söyledi: 'Van'ın, demokratik açılımın yürümesinde önemli bir yere sahip olacağına inanıyorum. Bugün Türkiye'de meydana gelen değişiklikler bizi çok memnun ediyor. Ümit etmeliyiz ki bu değişiklikler Irak, Kürdistan ve Türkiye için kalıcı barış sağlasın. Buradaki varlığımız, ekonomik ilişkilerimiz açısından da zemin oluşturacaktır.' Petrol ihracı en önemli konu Neçirvan Barzani, Van'daki temaslarının ardından Ankara'ya giderek Başbakan Erdoğan ile görüşecek. Türkiye ile Kürt Bölgesel Yönetimi arasındaki petrol ihracına ilişkin anlaşma, Irak merkezi yönetiminin engeli ile karşı karşıya. Bağdat, Irak Anayasası'na göre, kendi izni olmaksızın Kürt yönetiminin Türkiye üzerinden petrol satamayacağını söylüyor. Erbil ve Bağdat bu konudaki pazarlıkta bir sonuca ulaşamadı. İki yönetim arasında Erbil'e merkezi bütçeden ayrılan pay hakkında da gerilim yaşanıyor. Görüşmeler sonrası TRT yayınına katılan Davutoğlu bu konuda şunları söyledi: 'Yaptığımız sözleşmelerin hepsi Irak Anayasası'na uygun. Sayın Barzani Bağdat'ta önemli görüşmeler yaptı. Enerji Bakanı'mız Bağdat'ı ziyaret etti. Bu kimseye karşı bir adım değildir. Ümit ediyoruz bu meseleler çözülür.' Barzani de Bağdat'ı sorun konusunda adım atmaya çağırdı: 'Bizim yaptıklarımız Irak'ın yüzde 80'inin izni doğrultusunda yapılmıştır. Kimse izinsiz bir davranışta bulunmamıştır. Irak Başbakanı'nın bu sorunu çözmesi gerektiğine inanıyoruz.' Erbil'de Mesut Barzani'yle görüşen Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Bağdat ile Kürt yönetimi arasındaki petrol krizinde Türkiye'nin tarafların bir prensip üzerinde anlaşmasını beklediğini söyledi. aljazeera.com.tr
Nevruz Kutlamalarına Kan Bulaştı: 1 Ölü
Şırnak'ın Cizre ilçesinde bu akşam düzenlenen nevruz kutlamalarında kaleşnikoflar, av tüfekleri ve tabancalarla ilçenin bir çok yerinden ateş açılması üzerine bir kişi yaşamını yitirdi. Şırnak'ın Cizre ilçesinde bu akşam düzenlenen nevruz kutlamalarında kaleşnikoflar, av tüfekleri ve tabancalarla ilçenin bir çok yerinden ateş açılması üzerine bir kişi yaşamını yitirdi. Nerden geldiği belli olmayan bir kurşunun kalbine isabet ettiği 30 yaşındaki Garip Taşkın kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi. Cizre 'de bu akşam saat 18.30 sıralarında ilçenin bir çok mahallesinde davul zurnalar eşliğinde yapılan Nevruz kutlamaları sırasında kaleşnikoflar, av tüfekleri ve tabancalarla saatlerce binlerce mermi sıkıldı. Güvenlik güçlerinin yoğun önlem aldığı ilçede bir çok mahalle ve sokakta Nevruz nedeniyle yakılan araç lastiklerinin dumanı ilçe merkezini sararken sıkılan kurşunlardan biri Yasef mahallesinde evine gitmekte olan ve Dicle nehrinde balıkçılık yapan 30 yaşındaki Garip Taşkın'ın kalbine isabet etti. Çevredekiler tarafından ağır yaralı olarak Cizre Devlet Hastanesi'ne kaldırılan Garip Taşkın tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Olayın duyulması üzerine Cizre'de bulunan BDP Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız ve bir grup BDP'li Cizre Devlet Hastanesi'ne gitti. bugun.com.tr
Karayılan: 'Süreç Bitmedi Ama Tıkandı'
PKK'nın Kandil'deki yöneticilerinden Murat Karayılan, Kürt sorununa çözüm sürecinde hükümetin sorumluluklarını yerine getirmediğini söyledi. Karayılan'a göre, Abdullah Öcalan cezaevindeyken PKK silah bırakmayacak. PKK'ya yakın Sterk TV 'ye konuşan Murat Karayılan, hükümetin seçimden hemen sonra adım atmaması halinde Kürt sorununa çözüm için yürütülen sürecin biteceğini savundu: 'Ateşkes ilân edilip gerilla geri çekilecekti, bu yapıldı. Ateşkes ilân ettik ve çekilmeyi başlattık. Süreç tümüyle bitmiş değil ama tek tarafla yürütülüyor. Başkan APO (Abdullah Öcalan) ve biz yürütüyoruz. Süreç tıkanmıştır. Ama sonuna kadar tek taraflı yürümez. Seçimden bir-iki hafta sonrasına kadar adım atılmadığı taktirde sürecin bittiğini herkesin bilmesi gerekiyor.' Murat Karayılan atılması gereken adımlardan, sürecin yasal hale getirilmesini kastettiğini söyledi. 'AKP şimdiye kadar adım atmış olsaydı biz şimdi sürecin üçüncü aşaması olan 'normalleşme' sürecini konuşuyor olacaktık.' dedi. Karayılan, PKK'nın silah bırakma koşulunu da şu sözlerle ifade etti: 'Başkan APO (Abdullah Öcalan) zindanda olduğu müddetçe kimse gerillanın silah bırakmasını beklemesin.' Karayılan, PKK'nın Öcalan'ın talimatlarına bağlı olduğunu ancak Öcalan'ın cezaevindeyken örgüte silah bırakma çağrısı yapsa dahi silah bırakmayacaklarını da ekledi. KCK: Hükümet muhatap olmaktan çıktı PKK'nın çatı örgütü KCK 15 Mart cumartesi günü, 'Abdullah Öcalan'ın çağrılarına ve halkın beklentilerine sonbaharın sonuna kadar karşılık verip adım atmayan hükümetin, atılan adımların ve yapılan çağrıların muhatabı olmaktan çıktığını' açıklamıştı. PKK'nın İmralı Cezaevi'ndeki lideri Abdullah Öcalan ise 9 Mart'ta BDP-HDP heyetiyle yaptığı görüşmede, devlet heyetiyle yaptığı son görüşmenin olumlu geçtiğini söylemişti. Abdullah Öcalan 2013'teki Nevruz kutlamalarında PKK'ya ateşkes çağrısı yaparak örgütten Türkiye sınırlarının dışına çekilmesini istemişti. Öcalan çözüm sürecine dair değerlendirmesini, yine 21 Mart'ta Diyarbakır'daki Nevruz kutlamasına göndereceği mektupla yapacak. Kaynak: Al Jazeera ve Sterk TV
"Çocuklar Şeytan Taşlar Gibi Seni Taşlıyor"
Batman'da bugün kutlanan Nevruz etkinliklerine katılan BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı vicdanını yitirdiğini ileri sürerek, 'Ceylan Önkol'u, Berkin Elvan'ı terörist ilan etti. O ne diyor, 'ekmeği, yüzünü kapatıp taş attı.' Senin zulmüne karşı taş atmayan çocuk kalmadı. Türkiye'nin her yerinde çocuklar şeytan taşlar gibi seni taşlıyor. Çocuklar artık şeker ve oyuncakla oynamıyor' dedi. Batman'da Nevruz kutlamaları bugün Otogar bitişiğindeki Nevruz alanında kutlandı. Sabah saatlerinden itibaren yöresel giysiler içindeki Batmanlılar alanı doldururken, kentte sıkı güvenlik önlemleri alındı. BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Nevruz ateşini yaktı. Demirtaş, halkın bayramını kutlayarak, 'Çok uzun yıllar zahmet ve bedel ödenen bir mücadele ile bir halk iradesi yarattınız. Batman halkına, mücadelenin zorluklarını anlatmanın anlamı yok. Siz bu mücadeleyi yürüttünüz. Burada seçime giren her partinin vaatleri olabilir, ama BDP şahsında somutlaşmış olan özgürlük talebidir. Özgürlük beklentilerini bu halk hareketinden başkası karşılayabilir mi? AKP yol da yapabilir, yolsuzluk da yapabilir. Bu konuda, iki yüzlülük konusunda, onlardan daha becerikli olan yoktur. Bu alanda Başkan Apo posterlerini açanları selamlıyorum, kimse artık bundan sonra bunu görmezden gelmeyecektir. Her BDP oyu, Batman sokaklarında analara, çocuklara, tekme-tokat, gazla, copla yaptıklarınızı unutmamak demektir. Roboskiyi unutmadık, unutmayacağız demektir. Cezaevindeki on binleri unutmadık demektir' dedi. 'Gidecek yeriniz, yatacak mezarınız olmayacak' Batman'da yeni bir kent inşa etmek için çalışma yaptıklarını belirten Demirtaş, 'Dolar yeşili görmeden, ayakkabı kutularındaki paraları görmeden yeni bir kent inşa ettik. Halkın iradesini esas alan, değerlerine ihanet etmeden, rantçılara peşkeş çekmeden, şimdiye kadar AKP'ye verilecek oyların belki bir gerekçesi vardı, AKP barış getirecek beklentisi vardı. Batman'da AKP peşinde koşanlar, sadece küçük bir duygusal neden var, ama kusura bakmayın halk bunu Batman'ı size peşkeş çekmeyecektir. Burada rant, hırsızlık mümkün değildir. Burada hırsıza yer yok, burada şeffaf halk yönetimi olacak. Her şeye rağmen, bu yalın gerçek, ortaya dökülen bu rezalete rağmen AKP'den vazgeçmeyenler, unutmasınlar burada size de yer yok. Batman halkı yediğiniz her haram lokmayı burnunuzdan fitil fitil getirecek, gidecek yeriniz, yatacak mezarınız olmayacak. Buraya gelip 'Batman belediye başkanı çalışmamış' diyen Başbakan, sen bunu unutabilirsin, ama Batman halkının desteğiyle Batmanda alnımız açık, başımız diktir. Bunun sırrı nedir? Halk belediyeciliğidir' diye konuştu. 'Bunların Türkiye'ye vereceği bir şey kalmadı' Konuşmasında, çeşitli kentlerde HDP'ye yönelik saldırıları da kınayan Demirtaş, şöyle dedi: '30 Mart'ta büyük bir şaşkınlık yaşayacak Türkiye. Ardahan'dan Urfaya, BDP'nin meşalesi yanacak. Batman halkına ricamız; durmadan, dinlemeden çalışmaktır. AKP'nin çirkinliklerini, zulmünü görmek için, kasetlere gerek yok. Biz bu alanlarda, biz cemaatin kuyruğuna takılarak büyük bir parti olmadık. Halkımızla kol kola, büyük bir parti haline geldik. Herkese bunların iki yüzlü politikalarını anlatın. Bunların Türkiye'ye vereceği bir şey kalmadı. Başbakan, gittiği her şehirde protesto ediliyor, 50-100 kişi göz altına alınıyor. Ama bir araya gelen her 50 kişi, gidip HDP binalarına saldırıyor. Emniyetin işi kalmadı Başbakan'ı halktan ve kasetlerden koruyor. Halk kimin çapı ve kalibresinin ne olduğunu biliyor. Şimdi 30 Mart'ta Batman'da uzun adamlık söküyor mu?Yoksa Batman seni cüce adam mı yapacak? Vicdanını yitirmiş bir Başbakan'dan demokrasi ve özgürlükler konusunda nasıl bir beklenti içinde olabiliriz? Ceylan Önkol'u, Berkin Elvanı terörist ilan etti. O ne diyor, 'ekmeği, yüzünü kapatıp taş attı.' Senin zulmüne karşı taş atmayan çocuk kalmadı. Türkiye'nin her yerinde çocuklar şeytan taşlar gibi seni taşlıyor. Çocuklar artık şeker ve oyuncakla oynamıyor. Türkiye toplumu, işte senin tehdit ve provokatif konuşmalarınla toplum patlama noktasına geldi. Batman senin terörist ilan ettiğin çocuklara selam göndererek 30 Mart'ta sandıkta gereken cevabı verecektir.'
Abdullah Öcalan'ın Serbest Kalacağı Tarihi Açıkladı!
BDP Iğdır Milletvekili Pervin Buldan, kentte düzenlenen Nevruz kutlamalarında yaptığı konuşmada, 2015 yılının Kürtlerin yılı olacağını belirterek, '2015 yılı sayın Öcalan'ın özgürlüğüne kavuştuğu yıl olacak' dedi. Öcalan'ın ikinci Nevruz mektubunu yarın Diyarbakır'da kendisinin Kürtçe okuyacağını belirten Buldan, 'İkinci mektupta sayın Öcalan hükümete ve devlete belli bir süre daha tanıyacak. Bu süre içerisinde hükümet, devlet adım atmasa sayın Öcalan süreçten çekilebilir' diye konuştu. Çevre yolu üzerindeki meydanda düzenlenen nevruz kutlamalarına yaklaşık 3 bin kişi katıldı. Milletvekilleri Pervin Buldan ve Sırrı Sakık ile Belediye Başkanı Hüseyin Malk da nevruza katıldı. Burada konuşan Pervin Buldan, nevruzun isyan olduğunu, aynı zamanda zalimlere karşı baş kaldırma anlamı taşıdığını bildirdi. CNN Türk