onedio
Görüş Bildir

Lise Haberleri

Lise ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. Lise ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

trend-arrow

Popüler İçerikler

Oha Falan Olduk Yani: Yaş Almamaya Ant İçen Evrim Akın'ın Bir Türlü Değişmemesini İnceliyoruz
Sunuculuğu ve imza attığı ikonik karakterlerle Türk televizyonlarının şüphesiz en sevilen isimlerinden biri olan Evrim Akın'ı şimdilerde ev gezmeleriyle görür olduk. Henüz lise yıllarındayken oyuncu olmak istediğine karar veren Akın, sanat dünyasındaki iyi ilişkileriyle, sempatik tavırlarıyla, gönüllerde taht kurmuş isimlerden biri. Geçmişte birçok başarılı yapımda yer alan, elini attığı her karaktere kendinden bir şeyler katan Evrim Akın yer aldığı sektörde yıllar boyunca kendini kanıtladı. Güzelliği, doğallığı ve yıllara meydan okumasıyla da adından bahsettiren başarılı isim yıllar içinde nasıl olmuş da hiç değişmemiş gelin birlikte bakalım👇
Oğluna Verdiği İsimle Şaşırtmıştı: Alperen Duymaz'dan Erkeklere Ders Niteliğinde Babalık Açıklaması!
Bodrum Masalı ve Son Yaz dizilerindeki performanslarıyla beğeni toplayan, yakışıklılığı ve oyunculuğuyla çok sevilen Alperen Duymaz, Leyla: Hayat... Aşk... Adalet... dizisindeki partneri Cemre Baysel ile HELLO! dergisine konuk oldu. Özel hayatıyla ilgili açıklamalarda bulunan Alperen Duymaz, önce eşi Kübra Kelkit ile nasıl tanıştıklarını anlattı ve kendisinin çocukluk arkadaşı olduğunu vurguladı. Sonra da yaklaşık bir ay önce kucaklarına aldıkları oğullarıyla yeni hayatları hakkında detaylar verdi. Uykusuzluk meselesine eşinin de açısından bakıp eşini yücelten Alperen Duymaz, sosyal medyada büyük takdir topladı.
Hakan Ateş Kimdir? DenizBank Genel Müdürü Hakan Ateş Hakkında Merak Edilenler
Son dönemlerde çıkan haberler nedeniyle birçok kişi hakkında detaylı araştırmalar yapılıyor. Bu kişilerden biri de DenizBank Genel Müdürü Hakan Ateş. Bunun sebebi ise Ateş hakkında ortaya adılan iddialar. Hakan Ateş'in 'Yüksek karlı gizli fon' adı altında 24 kişiyi dolandırdığı iddiasıyla 72 yıldan 240 yıla kadar hapis cezası talebiyle yargılanacağı haberi gündem oldu. Bu haber üzerine Ateş hakkında araştırmalar hız kazandı. Peki, Hakan Ateş kimdir? Kaç yaşında, nereli ve hangi okuldan mezun oldu? İşte detaylar...
Geleceğimizin Mimarı Öğretmenlerin Mutlaka İzlemesi Gereken 10 Film
Öğretmeni hayatını etkilemiş kişiler kesinlikle hem bakış açısı bakımından hem de yetişkinliğe adım atarken çok daha şanslı olurlar. Geleceğimiz mimarları öğretmenler hakkında bugüne kadar yüzlerce film çekildi. Biz de 24 Kasım Öğretmenler Günü için öğretmenlerin ve öğretmen adaylarının muhakkak izlemesi gereken filmleri derledik. İyi seyirler dileriz!
Tecavüz Davasına Akılalmaz Savunma
Mardin'in Midyat İlçesi’ndeki özel bir erkek yurdunda kalan lise öğrencisi 14 yaşındaki C.A.’ya farklı tarihlerde 6 kez tecavüz ettiği iddiasıyla yargılanan yurt görevlisi 24 yaşındaki H.K. 15 yıl 10 ay hapis cezasına çarptırıldı. H.K.’ye ayrıca yine aynı yurtta kalan A.Y. adlı öğrenciye ’cinsel istismar’ nedeniyle 3 yıl 9 ay hapis cezası verildi. Güvenlik gerekçesiyle Mardin-Midyat’tan Balıkesir’e alınan davanın 3’üncü duruşması bugün 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapıldı. Midyat M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda tutuklu bulunan sanık H.K.’nin video konferans sistemiyle katıldığı duruşmada Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı avukatı Hülya Yazar Günay, C.A.’nın cinsel istismar sonucu ruh sağlığının bozulduğunu, sanığa TCK’nın 103 / 2’nci Madesi gereğince üst sınırdan ceza verilmesini istedi. C.A.’nın avukatı Serap Ertuğrul suçun kesin olduğunu, tecavüzün tehdit ve zorla gerçekleştirildiğini mağdurun cinsel istismar izlerini halen taşıdığını ve psikolojik rahatsızlıkları bulunduğunu vurguladı. Yine mağdur avukatları arasında yeralan Haluk Ay da sanığın hiç pişmanlık belirtisi göstermediğini belirterek, cezalandırılmasını istedi. Savcı, mütaalasında sanığın yurttaki nüfuzunu kötüye kullanarak mağdura zincirleme olarak farklı tarihlerde 6 kez tecavüz ettiğini belirterek cezalandırılmasını istedi. Savcılık sanığın C.A. ile aynı yurtta kalan öğrencilerden A.Y.’ye tecavüze yeltendiğini ancak bunun gerçekleşmediğini belirterek, ayrıca ceza verilmesini talep etti. 'AMAÇ YURDU KAPATTIRMAKTI' Sanık H.K.’nin avukatı Okan Kadir Bektaşoğlu, eldeki rapor ve delillerle ceza verilemeyeceğini savunurken, 'fiili livatayı gösteren bir delil yoktur' iddiasında bulundu. Bektaşoğlu, H.K.’nin esastan beraatini, bu karar verilmezse delil yetersizliğinden beraatini, o da olmazsa hükümle birlikte tahliyesini istedi. Yine sanık avukatı İhsan Özkan, H.K.’nin isnat edilen suçu hiç bir zaman kabul etmediğini buna karşın müştekilerin farklı ifadeler verdiğini öne sürdü. Sanığın kaçmak yerine teslim olduğunu vurgulayarak, beraatini istedi. Sanık H.K., 'Ben bu suçu işlemedim. Ortada bana atılmış bir iftira var. İftiraya karşı kendimi nasıl savunabilirim? Bu bana yapılmış bir komplodur. Suçu kabul etmiyorum. Ben böyle bir suç işleseydim C.A. okuldan değil, yurttan kaçardı. Buradaki amaç bana ceza verilmesini sağlayarak yurdu kapattırmaktır. Suçsuzum, beraatimi istiyorum' dedi. Mahkeme heyeti H.K.’nin C.A’ya karşı cinsel istismar eyleminde bulunduğunun sabit olduğunu belirterek, önce sanığı TCK’nın 103/2’nci Maddesi gereğince 8 yıl hapis cezası ile cezalandırdı. Sanığın yurttaki görevi ve mağdur C. ile olan ilişkisini gözönüne alan heyet cezayı TCK’nın 103/3’üncü maddesi gereğince yarı oranında arttırarak önce 12 yıla, mağdurun ruh sağlığının bozulması nedeniyle de 16 yıla çıkardı. Suçun çeşitli tarihlerde işlenmesini de dikkate alan mahkeme cezayı TCK’nın 43’üncü Maddesi gereğince 19 yıl olarak açıkladı. Ardından sanığın duruşmadaki olumlu davranışı nedeniyle cezayı 1/6 oranında düşürdü 15 yıl 10 ay hapis cezası verdi. Mahkeme H.K.’ye A.Y. adlı öğrenciye de 'cinsel istismar suçu'ndan 3 yıl 9 ay hapis cezası verdi. Milliyet
Hey Üniversiteli, IEFT  Başlıyor!
IEFT Yurtdışı Eğitim Fuarları bu yıl 8-17 Mart tarihleri arasında6 ayrı merkezde düzenlenecek. Fuarlar süresince 1000 kişiye ücretsiz on-line İngilizce dil kursu armağan edilecek. Ücretsiz İngilizce Kursları nı kaçırma! 2002 yılından bu yana hızla gelişerek Avrupa ve Ortadoğu’nun en büyük yurtdışı eğitim organizasyonu olan IEFT Fuarları (International Education Fairs of Turkey), bu yıl 25’inci kez kapılarını açıyor. 8-17 Mart tarihleri arasında 6 merkezde düzenlenecek olan “25. IEFT Yurtdışı Eğitim Fuarları”na 35 ülkeden 200’e yakın üniversite ve kolejin katılması bekleniyor. Gençleri, öğrencileri ve ailelerini yurtdışındaki eğitim kurumlarıyla buluşturan ve bu kurumların sunduğu burs ve benzeri imkanları ziyaretçilere tanıtan IEFT Fuarları, Ankara, İzmir, İstanbul (Avrupa Yakası), İstanbul (Anadolu Yakası), Eskişehir ve Adana’da düzenlenecek. IEFT Fuarları IEFT Yurtdışı Eğitim Günleri 25. Fuar Armağanı: Ücretsiz Dil Kursu IEFT Fuarları’nın bu yıl 25’inci kez düzenlenmesi nedeniyle, katılımcılara özel armağanlar verilecek. Fuarı ziyaret edenler arasından 25 kişi ücretsiz İngilizce Dil Kursu, 1.000 kişi ise ücretsiz on-line İngilizce Dil Kursu kazanacak. Fuarların İstanbul (Avrupa Yakası) bacağı, artan ziyaretçi hacmi nedeniyle bu yıl Avrupa’nın en büyük kongre merkezlerinden biri olan “İstanbul Kongre Merkezi”nde gerçekleştirilecek. 100’den fazla seminere ev sahipliği yapacak olan fuarlara bu yıl özellikle Kanada ve Almanya’dan önemli bir katılım söz konusu. Kanada’dan 20 üniversitenin yanı sıra 4 lisenin temsilcileri hazır bulunacak; Almanya’dan ise bazıları ücretsiz olmak üzere 12 üniversite katılacak. ABD ve İngiltere’den 50’nin üzerinde olmak üzere, Almanya, Kanada, Rusya, Fransa, İtalya, İspanya, İsveç, İsviçre, Macaristan, Polonya, Çin, Danimarka, Litvanya, Avusturya, Estonya, Kazakistan, Bosna gibi dünyanın değişik ülkelerinden 200’ün üzerinde eğitim kurumu IEFT Fuarları’na katılarak, sundukları imkanları Türk öğrenci ve ailelerine tanıtacaklar. Fuarlara katılacak kurumlar arasında, University of Southampton, University of York, Cardiff University, California State University, New York Institute of Technology, New York University School of Engineering, State University of New York, University of Buffalo, University of Nevada, University of San Francisco (School of Management), University of Southern California, University of Washington, The University of British Columbia, Frankfurt School of Finance & Management, Martin-Luther-Universität Halle-Wittenberg, Fachhochschule Frankfurt am Main, Universität Konstanz, The American University of Paris, Tallinn University, University of Applied Sciences Upper Austria, MIP-Politecnico di Milano, Danish Business Academies, Tomsk Polytechnic University, Sophiahemmet University, University Sarajevo (Faculty of Adminstration) gibi dünyaca ünlü üniversiteler de yer alıyor. Her yıl yaklaşık 50 bin kişinin ziyaret ettiği IEFT Fuarları’na gelen ziyaretçiler, üniversite hazırlık, ön lisans, lisans, yüksek lisans, doktora, üniversite transfer, dil okulları, yaz okulları, sertifika-diploma programları, staj, lise eğitimi ve burslu yurtdışı eğitim konularında kurum temsilcilerinden bilgi alabilecek, ülkelerin eğitim ortamları konusunda merak ettikleri soruları yöneltebilecekler. Burs İmkanları ve Ücretsiz Seminerler Üniversite ve kolejlerin her yıl çok sayıda öğrenciye kısmi veya tam eğitim bursu
Dershanelerden Sonra Üniversite Sınavı da Kalkıyor
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), dershanelerin kapatılarak özel okullara dönüştürülmesini öngören düzenlemenin ardından üniversiteye giriş sistemini de değiştirmek için kolları sıvadı. Sabah’tan Yaşar Özay’ın haberine göre yeni düzenlemede Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS) kalkacak. Yerine bu yıl ilk uygulaması yapılan temel eğitimden orta öğretime geçiş sınavı benzeri bir model gelecek. Lisans Yerleştirme Sınavı'nın (LYS) da formatı da değiştirilecek. 2 FORMÜL ÇALIŞMASI TÜBİTAK, YÖK ve ÖSYM ile birlikte yürütülen çalışmanın 2016 yılında tamamlanması hedefleniyor. Üzerinde çalışılan ilk model, bu yıl SBS yerine ilk uygulaması yapılan temel eğitimden orta öğretime geçiş sınavı benzeri bir modeli öngörüyor. Lise son sınıf öğrencileri 2 ay aralıklarla 5 dersten sınava girecek ve öğrenci en yüksek notu aldığı sınavla üniversiteye başvurusunu yapabilecek. Üzerinde çalışılan diğer modelde öğrencinin lise birinci sınıftan dördüncü sınıfa kadar olan tüm sınavları esas alınacak. Merkezi sınavlara girecek lise öğrencilerinin ders durumları da ölçülecek ve çıkan puana göre üniversite tercihi yapılabilecek. Sınavlarda testin yanı sıra kısa açık uçlu soruların sorulması da gündemde. TEK DERS KURSLARI DEVAM EDECEK MiliEğitim Bakanlığı (MEB) Müsteşarı Yusuf Tekin, ek ders ihtiyacı bulunan öğrencilere yönelik okullarda ve halk eğitim merkezlerinde açılacak takviye kurslara ilişkin düzenlemenin hazır olduğunu bildirdi. Milli Eğitim müfredatına uygun olduğu takdirde tek bir derse yönelik kurslara itirazları olmadığına işaret eden Tekin, 'Çocuğunuz matematiğe eğilimli, İngilizce'ye eğilimli buna yönelik kurs aldırabilirsiniz. Bizim derdimiz sadece bir sınava yönelik hazırlık mahiyetinde çocukları ısrarla test çözmeye zorlayan analitik düşünmesine engel olan farklı bir eğitim uygulayan yapıları ortadan kaldırmak' diye konuştu. Tekin 'Mesela çocuğun fizik dersinden takviyeye ihtiyacı var. Bizim fizik öğretmenimiz takviye kursu açacak. Bunlar için öğretmenlere ek ders ücreti vereceğiz ama vatandaşlardan bunun için ücret almayacağız' açıklamasını yaptı. Dershanelerin 2015 Eylül ayına kadar faaliyetlerine mevcut şekliyle devam edeceğini belirten Tekin, sektör temsilcilerinin bu yöndeki talepleri doğrultusunda bu kararı aldıklarını söyledi. Tekin, 2015 Eylül ayına kadar dönüşüm için başvuran dershanelere arsa, kredi, vergi indirimi, okul kiralama gibi destekler vereceklerini vurguladı. Dünya Bülteni/ Haber Merkezi
Ceza ile Elementleri Öğreniyorum!
Darrüşafaka Eğitim Vakfı (DEV) ve DEV Belgesel, Elementler adlı kitabının virali için rapçi Ceza'yla birlikte başarılı bir işe imza atmış. Buna göre Ceza, periyodik cetveldeki tüm elementleri, bir rap şarkısı gibi söylüyor. Kimya tutkunları ve sınavlara girecek lise öğrencileri için gayet faydalı bir çalışma.
Hayvanlarınız Siz Evde Yokken Aç Kalmayacak
Milas'da bir lise öğrencisi, evcil hayvanların evde kimsenin bulunmadığı sırada beslenebilmesi amacıyla cihaz geliştirdi. Milas Anadolu Lisesi 10. sınıf öğrencisi Aylin Yıldıran, gazetecilere yaptığı açıklamada, beslediği kedi ve köpeklerin evde olmadığı zamanlarda beslenme güçlüğü yaşaması nedeniyle cihaz geliştirmek istediğini söyledi. Yaptığı çalışmalar sonucunda 'mamamatik' adını verdiği bir cihaz geliştirdiğini anlatan Yıldıran, 'Evimde beslediğim kedi ve köpekler, kimse olmadığı zamanlar aç kalıyordu. Durumlarına çok üzülmeme rağmen elimden bir şey gelmiyordu. Mamaların hepsini evde bıraktığım zaman da çabuk tükeniyordu' dedi. TÜBİTAK'ın okullarında bilimsel faaliyetlerin geliştirilmesi için verdiği destekten yararlandığını ifade eden Yıldıran, sistemin hayvanın hareketine duyarlı olduğunu dile getirdi. Yıldıran, 'Sistemin haznesine önceden mama ekleniyor. Evcil hayvan sahibinin yapacağı iş bununla sınırlı. Kedi veya köpek acıkıp mama kabının sistemin önüne geldiğinde üzerinde bulunan hazneden, harekete duyarlı sensör sayesinde belirlenen ölçüde mama veriliyor. Böylece hayvanınız buradan yiyebiliyor' diye konuştu. Yıldıran, geliştirdiği cihaz için patent başvurusu yapacağını kaydetti.AA
AKP İktidarında Kadının Adı Yok
CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, Türkiye'nin 12 yıldır “kadın erkek eşitliğine inanmıyorum” diyen bir başbakan ve partisince yönetildiğini, bu sözlerin AKP’nin kadına bakışını yansıttığını belirtti. Kadını “en az 3 çocuk” doğurma görevi vererek ev içine hapseden AKP zihniyetinin, erkek tahakkümü ve şiddetine sessiz kalıp erkeğine koşulsuz hizmet eden bir kadın tipi istediğini belirten Umut Oran, '30 Mart yerel seçimlerinde oy kullanacak 52.7 milyon seçmenin de yaklaşık yarısını kadınlar oluşturuyor. Kadınların oy tercihi, ülkenin kaderini belirleyecek nitelikte ve AKP zihniyetinden kurtulma yönünde büyük önem taşıyor. Türkiye’nin 12 yılını çalan; her alanda cinsiyet ayrımcılığı yapan, kadını ikinci sınıf gören, onu ekonomik, toplumsal ve siyasal hayattan dışlayan bu “erkek egemen” ortaçağ zihniyetinden kurtulmada kadınlarımıza büyük görev düşüyor…AKP son demlerini yaşıyor, 12 yıllık AKP iktidarı Türk siyasi tarihinde kara bir dönem olarak yer alacak. Kadın seçmenin iradesi;  çağdaş, demokratik, ileri bir Türkiye’ye giden yolda belirleyici olacaktır. Kadınlarımız, AKP’nin biletini sandıkta kesecektir...- Kadınlar için özgürlük, eşitlik ve adalet CHP ile gelecektir' dedi.Umut Oran'ın konuyla ilgili olarak bugün yaptığı yazılı açıklama şöyle: AKP İKTİDARINDA KADININ ADI YOK…SANDIKTA AKP’NİN BİLETİNİ KADINLAR KESECEK…Kadınlar için özgürlük, eşitlik ve adalet CHP ile gelecektir. Cumhuriyet özünde kadını toplumsal yaşama katma projesiydi. Çünkü aksi halde çağdaş ve ileri bir toplum olamazdık. 8 MartDünya Kadınlar Günü de Türkiye’de ilk kez 1921 yılında 'Emekçi Kadınlar Günü” adıyla kutlanmaya başladı.AKP döneminde ise kadınlar ekonomik, sosyal ve siyasi alanlardan giderek dışlandı. İktidardaki parti, kadını, toplumsal hayattan dışlayan, onu evi ile sınırlayan anlayışıyla kadının konumunu geriletti.Türkiye 12 yıldır “kadın erkek eşitliğine inanmıyorum” diyen bir başbakan ve partisince yönetiliyor. Bu sözler AKP’nin kadına bakışını yansıtıyor. Kadını “en az 3 çocuk” doğurma görevi vererek ev içine hapseden AKP zihniyeti, erkek tahakkümü ve şiddetine sessiz kalıp erkeğine koşulsuz hizmet eden bir kadın tipi istiyor.Türkiye nüfusunun 38.2 milyonla yaklaşık yarısını kadınlar oluşturuyor. Çalışma hayatında ise kadının adı yok. Kadınlarda işgücüne katılım yüzde 30.8’le 1990’ların gerisinde. Türkiye bu oranda OECD sonuncusu... Çalışma çağındaki 28 milyonu aşkın kadın nüfusun 11.5 milyonu ev kadını. Orta boy bir ülke nüfusuna denk bu kesim çalışma yaşamı yerine evle özdeşleşen geleneksel konumda ve işgücünden sayılmıyor.2.5 milyon dolayındaki kadının okuma yazması yok. Okuyanlar da iş bulamıyor. Çalışanlar yönetici olamıyor. Kamuda çalışanların yüzde 34’ünü  kadınlar oluştururken yöneticiler içinde kadın oranı yüzde 13.6.30 Mart yerel seçimlerinde oy kullanacak 52.7 milyon seçmenin de yaklaşık yarısını oluşturan kadınların tercihi büyük önem taşıyor. Her alanda cinsiyet ayrımcılığı yapan ve kadını ikinci sınıf gören zihniyetten kurtulmada kadınlarımıza büyük görev düşüyor. Sandıkta, AKP’nin biletini kadınlarımız kesecek…Kadınlar için özgürlük, eşitlik ve adalet CHP ile gelecektir. ‘Kadın’ dahi diyemeyen ‘bayan’ı tercih eden bu anlayış gereken cevabı bizzat kadınlarımızdan alacak.Kadınlarını ekonomik yaşamın içine katmayan bir ülkenin kalkınması, gelişmesi, ilerlemesi mümkün değildir. Kadınlar, ancak özgür, eşit, bağımsız bireyler olarak toplumda saygın yerini alır, erkeklerle aynı hak ve imkanlara sahip olur ve toplumsal süreçlere etkin biçimde katılabilirse, çağdaş ve ileri bir toplum yaratılabilir.Cumhuriyet kadını toplumsal yaşama katma projesiydi. Cumhuriyeti kuranlar, aksi halde çağdaş bir toplum ve ileri bir ülke olamayacağımızın bilincindeydi. Günümüzün en ileri ülkelerinden çok daha önce kadınlara seçme ve seçilme hakkı verildi. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü de Türkiye’de ilk kez 1921 yılında 'Emekçi Kadınlar Günü” adıyla kutlanmaya başladı.AKP döneminde ise kadınların ekonomik, sosyal ve siyasi alanlarda katılımı giderek geriledi. Ne yazık ki Türkiye 12 yıldır, kadın erkek eşitliğine inanmadığını açıkça söyleyebilen bir başbakan ve partisi tarafından yönetiliyor. İktidardaki parti, kadının haklarını ve katılımını artırmak bir yana, zihniyeti gereği kadını evi ile sınırlayarak toplumsal süreçlerden dışlamayı tercih etti. AKP,  kadının toplumdaki konumunu geriletti, onu erkeğin tahakkümü altında, ikinci sınıf insan konumuna itti ve kadına şiddeti de reva gördü.2.5 milyon kadın okuma yazma bilmiyor… Kadınların ekonomik, sosyal ve siyasi alanlarda var olabilmelerinin en önemli aracı ise eğitim. Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren kız çocukları eğitime kazandırıldı ve ayrımcılık ortadan kaldırıldı. Ancak kadının eğitim imkânlarından yararlanma oranı AKP döneminde geriledi. Türkiye’de 2012 yılı itibarı ile okuma yazma bilmeyen 2.8 milyon kişinin yüzde 83’ünü kadınlar oluşturuyor. Türkiye’de okuryazar olmayan her beş yetişkinden dördü kadındır. AKP iktidarı döneminde kız çocukları eğitimden uzaklaştırıldı; 4+4+4 sistemi ile eğitimde kız çocuklarının 5.-6. sınıflardan sonra okullarını terk eğilimi arttı. Kadınlarda yüksek eğitim oranı çok düşük… Üniversite mezunu kadın nüfusun en yüksek olduğu il olan Ankara’da bile bu oran yüzde 15.3’te bulunuyor. Bu oran Hakkari’de yüzde 2.6’ye kadar düşüyor. Çalışma hayatında kadının adı yok…2013 itibariyle Türkiye nüfusunun 38 milyon 194 bin 504 kişi ile yüzde 49.8’ini kadınlar oluşturuyor. Yani kadın nüfus erkek nüfusla yaklaşık olarak eşit… İleri yaş gruplarında ise kadın nüfus erkek nüfustan fazla… Çalışma çağındaki kadın sayısı 28 milyonu aşıyor. Bunların 11.5 milyonu ev kadını. Yani orta boy bir ülke nüfusuna yakın kadın iş gücü, çalışma yaşamı yerine evle özdeşleşen geleneksel konumunu sürdürüyor, bunlar “ev kadını” oldukları için işgücü sayılmıyor. Eğitime devam eden, emekli, iş bulma umudu olmayan, mevsimlik çalışan vb. de eklendiğinde, çalışma çağında olup da iş gücüne dahil olmayan toplam kadın sayısı 20 milyona yaklaşıyor. Geriye iş gücü olarak 8.7 milyonluk bir kadın nüfus kalıyor. Bunların da 1 milyon 33 bini işsiz, 7.6 milyonu çalışıyor. Ancak “çalışıyor” gözüken kadınların 2.4 milyonu, gerçek bir istihdam şekliyle ilgisi olmayan “ücretsiz aile işçisi”, bunların da tamamına yakını kırsal kesimde… Bu istatistik kamuflajına rağmen kadınlarda işsizlik oranı yüzde 11.9’la daha yüksek.Böylece 28 milyondan fazlası çalışma çağında olmak üzere toplamda 40 milyona yaklaşan kadın nüfus içinde ücretli-yevmiyeli, işveren ya da kendi hesabına çalışanların sayısı 5 milyon dolayında kalıyor. İşveren ve kendi hesabına çalışan kadın sayısı sadece 915 bin ve bunun toplam kadın nüfustaki oranı yüzde 2.4.2013 itibariyle kadınların işgücüne katılım oranı yüzde 30.8’le, 1990’lı yıllardakinin altında bulunuyor. Türkiye, kadının iş gücüne katılımında OECD ülkeleri içinde son; dünyada ise 127. sırada yer alıyor.İş hayatında cinsiyet ayrımcılığı…İktidardaki parti, adar yıllardır cinsiyet ayrımcılığını ve kadın düşmanı politikalarını artırarak sürdürüyor. Kamuda çalışanların yüzde 34’ünü  kadınlar oluşturuyor. Buna karşılık 2013 kamusal alanda üst düzey kadın yönetici oranı yüzde 9.3’e kadar gerilemiş durumda. Akademik personel içerisinde kadın profesörlerin oranı 2012-2013 öğretim yılı için yüzde 28.1 oldu. Kadın polis oranı 2013 yılında da yüzde 5.5’lik düzeyini korudu. BDDK, SPK gibi kuruluşlarda hiç kadın yönetici bulunmuyor, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay  ve HSYK başkanları, rektörlerin tamamına yakını erkek. Türkiye kadına ayrımcılıkta Tanzanya ve Katar’la aynı ligde…Dünya Cinsiyet Ayrımcılığı Raporu’na göre Türkiye’nin 136 ülke arasında 120. sırada bulunuyor. Sıralamada Türkiye’den hemen sonra gelen ülkeler ise Gana, Tanzanya, Katar gibi ülkeler...Kadına siyasette yer yok…AKP döneminde kadınların siyasete, sivil toplum kuruluşlarına ve genel olarak karar alma süreçlerine katılımlarındaki artış adeta durdu. Ülke nüfusunun yarısını kadınlar oluştururken, kadın milletvekili oranı yüzde 14.4’te kalıyor.  Türkiye’de 2013 itibariyle kadın bakan sayısı sadece 1 ve kabinede kadın bakan oranı olarak yüzde 4’e denk geliyor. Oysa bu oran Norveç’te yüzde 52.6, İsveç’te yüzde 52.2 düzeyinde bulunuyor. Kadınlar sivil toplum örgütlerinde de yeterince yer alamıyor. 2012 itibariyle toplam dernek üye sayısı içinde kadınların oranı yüzde 11.9’la çok düşük. Dernek üyesi kadınların toplam nüfusa oranı da sadece yüzde 2.2.AKP döneminde kadına şiddet tavan yaptı…AKP döneminde kadını ikinci sınıf gören zihniyetin tolerans ve himayesiyle toplumda kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri de tavan yaptı. Aralık 2002-Temmuz 2009 dönemini kapsayan bir araştırmaya göre bu dönemde kadın cinayetleri yüzde bin 400 arttı. göre 2002’de 66 olan kadın cinayeti sayısı, 2009’un ilk 7 ayında 953’e yükseldi. Daha yeni verilere göre de 2011 yılında 257 kadın öldürülürken, 102 kadın tecavüze uğradı ve 202 kadın yaralandı. 2012 yılının ilk altı ayında 100’e yakın kadın hayatı kaybetti.Türkiye’de günde ortalama 5 kadın, eşleri, sevgilileri ya da tanıdıkları erkekler tarafından öldürülüyor. Devletten koruma talep eden kadınların kaldığı sığınma evleri açılış törenleri ile teşhir ediliyor, koruma talebiyle polis veya savcılığa başvuran kadınların yüzde 73’ü, sığınma evlerinde olan kadınların ise yüzde 27’si cinayete kurban gidiyor.AKP, erkek tahakkümünü hak görüyor…Başbakanın “kadın erkek eşitliğine inanmıyorum” sözleri doğrudan AKP’nin kadına bakış açısını yansıtıyor. Bu zihniyet kadının, “fıtratı” gereği zayıf ve erkeğin himayesine muhtaç olduğu; bu nedenle kapatılması ve kontrol edilmesi gerektiğini düşünüyor. Kadını “en az 3 çocuk” doğurma görevi vererek aile içine hapseden, onu “itaatkâr eş ve anne” rolüne zorlayan AKP zihniyeti, erkek tahakkümü ve şiddetine sessiz kalan, erkeğine koşulsuz hizmet eden kadın tipi yaratmak istiyor.Ne kadar az eğitim, o kadar çok çocuk…Nüfus ve Konut Araştırması sonuçlarına göre 2011 yılında, 15 ve daha yukarı yaşta ve en az bir evlilik yapmış okuryazar olmayan kadınların yüzde 74.9’u 4 ve daha fazla çocuk doğurmuş durumda… Bu oran lise veya dengi okul mezunu kadınlarda yüzde 4.8’e, yükseköğretim mezunu kadınlarda yüzde 1.9’a düşüyor.Buna göre eğitimle çocuk sayısı arasında ters orantı bulunuyor. Eğitim düzeyi yükseldikçe çocuk sayısı azalıyor. O halde Başbakan’ın çiftlerden “en az 3 çocuk” talebinin gerçekleşmesi için kadının eğitimsiz kalması gerekiyor. Bu istatistik, kürtaj ve sezaryeni yasaklatan Başbakanın nasıl bir kadın, aile ve toplum tasavvuruna sahip olduğunu gösteriyor.Fuhuş sektörü AKP döneminde zirve yaptıAKP, istatistik oyunlarıyla ekonomik göstergeleri makyajladı, kötü gidişatı kamuflaj yöntemiyle gözlerden uzak tutmaya çalıştı, ekonomide sahte pembe tablolar çizdi. Şimdi de 30 Mart seçimleri öncesi, “Ben lafa değil, icraata bakarım” temalı, asılsız başarı öyküleri anlatan TV reklamları ile göz boyamaya, beyin yıkamaya devam ediyor. Bu reklamlarda yok yok… Bunları izleyenler bu ülkeye bırakın metroyu, neredeyse uçağı bile ilk AKP’nin getirdiğini sanabilir.Oysa AKP’nin 12 yıllık iktidarında uyguladığı ekonomi politikaları kitlelere iş-aş yaratmadığı gibi, gelir dağılımı daha da bozuldu, milyonlar daha da yoksullaştı. Bir ülkede ekonomi bozuldukça hayat kadını sayısı da artar.  Resmi veriler AKP döneminde fuhuş sektörünün adeta tavan yaptığını gösteriyor. Başbakanlık İnsan Hakları Kurulunun 2010 yılında yaptığı bir araştırmaya göre 2002’de 25 bin olan hayat kadını sayısı, 2010 itibariyle 100 bini aşmış durumda. Araştırma, 40 bin kadının da vesika alabilmek için beklediğini gösteriyor. Bu resmî veriler, 4 yıl önceki tabloyu yansıtıyor. Bu sayının bugün itibariyle çok daha yüksek düzeylere ulaştığı muhakkak…   AKP’nin toplum modelinde kadına biçilen rolAKP’li belediyeler düzenledikleri etkinliklerde kendi kafalarındaki kadın modelini topluma benimsetmeye çalışıyor; konuşmacılar, kadınlara erkeklerin üstünlüğünü kabul etmeleri yönünde telkinde bulunuyor. AKP kendi zihniyetindeki toplumun inşası için gerekli kadın tipini yaratma sürecinde rol modeller de oluşturuyor. Bu görevi üstlenen ve AKP’nin toplum mühendisliği çalışması kapsamında “Yaşam koçluğu ve aile danışmanlığı” sıfatıyla seminerler verenSibel Üresin, 21. Yüzyıl Türkiye’sinde açık açık çok eşliliği, imam nikahının resmileşmesini savunuyor.AKP zihniyetinin kadına bakışını gösteren sadece birkaç örnek ifadeyi hatırlamakta yarar var:- “Ben zaten kadın erkek eşitliğine inanmıyorum' (Tayyip Erdoğan / Kadın dernekleri ile yaptığı toplantıda)“Örtüsüz kadın perdesiz eve benzer. Perdesiz ev ya satılıktır ya da kiralıktır” (AKP Ünye Tanıtım ve Medya Başkanı Süleyman Demirci)- “Kadına şiddet abartılıyor' (Tayyip Erdoğan / AKP’nin ilk 7 yılında yüzde 1400 artan kadın cinayetleri hakkında.- “Benim bedenim, benim kararım diyenler feminist' (Tayyip Erdoğan / Kürtaj tartışmaları hakkında)- “Bir tane kız mıdır, kadın mıdır bilemem' (Tayyip Erdoğan / Dilşat Aktaş hakkında)- “Kürtajı bir cinayet olarak görüyorum.' (Tayyip Erdoğan / Kürtaj tartışmaları hakkında)- “Tecavüze uğrayan doğursun, gerekirse devlet bakar.' (Recep Akdağ / Eski Sağlık Bakanı, Kürtaj tartışmaları hakkında)- “Tecavüzcü, kürtaj yaptıran tecavüz kurbanından daha masum…' (Ayhan Sefer Üstün / AKP Milletvekili, İnsan Hakları Komisyonu Başkanı)- “Tecavüze uğrayan da kürtaj yaptırmamalı, Bosna’da kadınlar tecavüze uğradı ama doğurdular.' (Ayhan Sefer Üstün / AKP Milletvekili, İnsan Hakları Komisyonu Başkanı)- “Kadın ahlaklı olsun, kürtaj yapmak zorunda kalmasın.' (İ. Melih Gökçek / AKP’li Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı)- “Anası tecavüze uğruyorsa neden çocuk ölsün? Anası ölsün.' (İ. Melih Gökçek)- “Yalnız bırakılan ya davulcuya ya zurnacıya...' (Tayyip Erdoğan / Münevver Karabulut cinayeti hakkında)- “Medya olayları abartıyor. Kadına yönelik şiddet algıda seçicilik' (Fatma Şahin / Eski Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı)- “Türk kadını evinin süsüdür.' (Vecdi Gönül / Eski Savunma Bakanı)- “Evdeki işler yetmiyor mu?' (Veysel Eroğlu / Orman ve Su İşleri Bakanı / Kendisinden iş isteyen kadına)- “Kızlar okuyunca erkekler evlenecek kız bulamıyor.' (Erhan Ekmekçi / AKP İl Genel Meclis Üyesi)- “Kadınlar iş aradığı için işsizlik yüksek.' (Mehmet Şimşek / Maliye Bakanı)- 'Kocama arkadaşımı tavsiye ettim', “Kocamın ikinci bir eş almasına müsaade ettim” (Sibel Üresin / AKP’nin yaşam koçu ve aile danışmanı)- “15’inde kız ya erde, ya yerde olmalı” (Prof. Remzi Fındıklı / Hükümetin 2012’de atadığı Polis Akademisi Başkanı)“Kızlı-erkekli aynı evde ne yapıyorlar belli değil” (Tayyip Erdoğan / Üniversiteli gençler hakkında)Peki CHP ne yapacak? CHP iktidarında Eşitlik Bakanlığı kurulacak ve eşitlik eylem planı gerçekçi hedefler ve somut önerilerle yenilenecektir. Bütün kamu kurumlarında toplumsal cinsiyete dayalı bütçeleme yapılacaktır.Eşitliğe kaynak ayırma şeffaf hale getirilecektir.En fazla beş yıl içinde okuma yazma bilmeyen kadın kalmayacaktır.CHP kendi yönetim kademelerinde yüzde 33 kadın kotası koyarak, kadınların karar verme süreçlerine katılmasındaki kararlılığını göstermiştir.CHP kamu yönetiminde kadın yönetici sayısını en üst düzeye çıkartacaktır.AB ülkelerine koşut olarak özel sektörde de kadınların yönetim kademelerinde yer almasını sağlayacak hukuki yaptırım ve teşvikler uygulanacaktır.Kadınların çalışma hayatına vasıflı işgücü olarak katılmaları sağlanacaktır. Güvencesiz çalışmanın önüne geçilecek ve bu konuda işverene destek olunacaktır.Şiddet mağduru kadınlar kesinlikle korunacaktır.Kadınların çalışma hayatına katılmalarını engelleyen nedenleri kaldırmak amacı ile tam gün okul, uzun süreli ucuz gündüz bakım hizmetleri, ailedeki engelli ve yaşlıların bakımında toplumsal ve kurumsal destek gibi olanaklar geliştirilip, yaygınlaştırılacaktır.Ailenin mutluluğu bireyler arasında eşit ve paylaşımcı değerlerin benimsenmesine bağlıdır.Demokrasi ancak kadınların güçlendiği ve tam anlamıyla eşit yurttaş olduğu bir toplumda kökleşebilir. Kadınlar Türkiye'nin yeterince değerlendiremediği en büyük varlığıdır. Kadınların toplumsal ve kamusal yaşama daha eşit katılmalarından, kısacası daha güçlü olmalarından kadınlar kadar erkekler ve çocuklar, neticede tüm ülke yararlanacaktır. Şiddet mağduru kadınlar kesinlikle korunacaktır.Kadınların çalışma hayatına katılmalarını engelleyen nedenleri kaldırmak amacı ile tam gün okul, uzun süreli ucuz gündüz bakım hizmetleri, ailedeki engelli ve yaşlıların bakımında toplumsal ve kurumsal destek gibi olanaklar geliştirilip, yaygınlaştırılacaktır.Ailenin mutluluğu bireyler arasında eşit ve paylaşımcı değerlerin benimsenmesine bağlıdır.Demokrasi ancak kadınların güçlendiği ve tam anlamıyla eşit yurttaş olduğu bir toplumda kökleşebilir. Kadınlar Türkiye'nin yeterince değerlendiremediği en büyük varlığıdır. Kadınların toplumsal ve kamusal yaşama daha eşit katılmalarından, kısacası daha güçlü olmalarından kadınlar kadar erkekler ve çocuklar, neticede tüm ülke yararlanacaktır.- Kadınlar için özgürlük, eşitlik ve adalet CHP ile gelecektir.Kadınların başta ekonomi olmak üzere yaşamın her alanında daha fazla ve etkin biçimde yer alması gerekiyor.Kadınların; eğitimde eşit fırsata sahip olması, ekonomi, toplumsal yaşam ve siyasete özgür ve eşit katılımı sağlanmalıdır.Demokrasinin “olmazsa olmaz”ı niteliğindeki eşit temsil ve katılım ilkesinin gerçekleşebilmesi için TBMM’de kadın milletvekili oranının kadınların nüfustaki ağırlığına paralel bir orana ulaşması gerekiyor.30 Mart yerel seçimlerinde oy kullanacak 52.7 milyon seçmenin de yaklaşık yarısını kadınlar oluşturuyor. Kadınların oy tercihi, ülkenin kaderini belirleyecek nitelikte ve AKP zihniyetinden kurtulma yönünde büyük önem taşıyor. Türkiye’nin 12 yılını çalan; her alanda cinsiyet ayrımcılığı yapan, kadını ikinci sınıf gören, onu ekonomik, toplumsal ve siyasal hayattan dışlayan bu “erkek egemen” ortaçağ zihniyetinden kurtulmada kadınlarımıza büyük görev düşüyor… AKP son demlerini yaşıyor, 12 yıllık AKP iktidarı Türk siyasi tarihinde kara bir dönem olarak yer alacak. Kadın seçmenin iradesi;  çağdaş, demokratik, ileri bir Türkiye’ye giden yolda belirleyici olacaktır. Kadınlarımız, AKP’nin biletini sandıkta kesecektir...