onedio
Görüş Bildir

Kiracı Haberleri

Kiracı ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. Kiracı ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

trend-arrow

Popüler İçerikler

19 Kasım Salı Akşamı Kaçırdığın Haberler
Dün akşam gözden kaçırdığınız ya da tüm detayları ile yeniden okuyup 'ne olmuştu ya?' diyeceğiniz haberleri sizler için derledik.İşte 19 Kasım Salı akşamının gözden kaçırılmaması gereken ve mutlaka okumanız gereken içerikleri...
Kira Zammı İçin Ev Sahiplerinden Çılgın Proje: Bir Yıl Otur Çık
Kiracılar ve ev sahipleri arasında kira zammı konusu tam bir düelloya dönmüş durumda. Ev sahipleri sürekli yeni formüllerle kiracıların karşısına çıkıyor. Gram altına bağlanan kiradan, bol kefilli kontratlara bir sürü yöntem gördük. Şimdiki yöntem ise 'yıllık kira' oldu. Ev sahipleri her yıl yeni kiracı alarak istedikleri zamlı fiyatla evlerini vermek istiyor.
Karı-Koca Yaşadıkları Evde 6 Seçmen Daha Çıktı!
TRABZON'da yerel seçimlerde nerede oy vereceğini öğrenmek için Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) internet sitesinde sorgulama yapan Caner Sağlam, hiç tanımadığı 6 kişiyle aynı evde oturduğunu görünce şaşırdı.Trabzon'da kuaför Caner Sağlam, aynı evde oturan eşi ile birlikte nerede oy kullanacağını ve sandık numarasını öğrenmek için YSK’nın resmi internet sitesine girdiğini söyledi. Sağlam, YSK'nın internet sitesine girdiğinde kayıtlara göre kendisi ile aynı evde oturan, hiç tanımadığı, aynı soyadını taşıyan 6 kişinin isminin çıktığını belirterek şöyle dedi: 'Büyük şaşkınlık yaşadım. YSK sitesinde hata mı, yoksa bu olayda bir hile mi var bilemiyorum. YSK'ya telefonla ulaşmaya çalıştım. Sonuç alamadım. Kiracı olarak oturduğum evin sahibine benden önceki kiracılar olup olmadığını sordum ancak o da bu 6 kişiyi tanımadığını söyledi.' Fatih TURAN/TRABZON, (DHA)
Depremzedeler Ankara'ya Yürüyor
Van'da 23 Ekim ve 9 Kasım 2011'de meydana gelen depremlerin ardından geçici barınma için kurulan konteynerlerde yaşayan depremzedeler, çözüm için Ankara'ya yürümek istedi. Polisin engellemesi üzerine kısa süreli gerginlik yaşanırken, 30 kişilik bir grup 7 kilometre uzaklıktaki Edremit İlçe merkezine kadar yürüdü. Buradan da 9 kişi gruptan ayrılarak Ankara'ya gitmek üzere yola çıktı. Van'da 23 Ekim ile 9 Kasım 2011 tarihlerinde meydana gelen Richter ölçeğine göre 7.2 ve 5.6 büyüklüğündeki depremlerden sonra Van ve Erciş İlçesi'nde depremzedelerin geçici barınmaları için 34 konteyner kent kuruldu. TOKİ tarafından depremzeler için yapılan 15 bin 343 konutun geçen yıl 23 Ekim'de teslim edilmesinin ardından, konteyner kentler kademeli olarak kaldırıldı. Ancak bazı konteyner kentlerde, kiracı olan ve kendisine konut çıkmayan yaklaşık 500 aile yaşamlarını sürdürmeye devam etti. Van Valiliği'nin kira yardımının ardından birçok aile yaşadığı konteyneri boşalttı. Kira yardımını da kabul etmeyen 44 aile ise halen bu konteynerlerde yaşamaya devam ediyor. Kendilerine kalıcı bir çözüm bulunmasını isteyen depremzedeler, kalıcı konut sahibi olmak için bugün Ankara'ya yürümeye karar verdi. Sabah saatlerinde Anadolu Konteyner kent girişinde toplanan aralarında çocukların da bulunduğu yaklaşık 30 konteyner kent sakini, Ankara'ya doğru yola çıkmak istedi. Konteyenr kent girişinde polis tarafından yolu kesilen kalabalık bir süre burada slogan attı. Polis ile kalabalık arasında süren tartışmanın ardından gruptan bazı kişilerin polise taş atması üzerine de gerginlik çıktı. Yaşanan kısa süreli gerginliğin ardından polis tekrar barikatı kaldırarak kalabalığın yürüyüşüne izin verdi. Van-Bitlis karayolunda yaklaşık 7 kilometre ilerleyen depremzedeler Edremit İlçesi'ne gelerek burada bir süre oturma eylemi yaptı. Yapılan oturma eyleminin ardından toplanan kalabalık adına basın açıklamasını konteyner kent sözcüsü Ali Ahi yaptı. Ahi, 'Biz açlık grevine bizim için kalıcı bir çözüm oluşturulması için girdik. Burada yaşayan birçok ailede çalışabilecek kişi yok. Evin yetişkinleri ya hasta ya da çalışamaz raporu olan kişiler. Biz kiraya gitsek bile bunun sonu yok. Bizler için en ideali baştan da dediğimiz gibi kalıcı konut. Biz bunu istiyoruz. Bugün de son çare olarak sesimizi daha net duyurabilmek için aramızdan seçtiğimiz kişiler ile birlikte Ankara'ya yürüyeceğiz. İnşallah bu yürüyüşümüzle ezilmişlerin sesi oluruz' dedi. Yapılan basın açıklamasının ardından konteyner kentte yaşayan 9 kişi seslerini duyurabilmek için Ankara'ya doğru yürüyerek yola çıkarken, diğer depremzedeler ise tekrar konteynerlerine geri döndü. Van/DHA | Evrensel
Öğrenci Evinden Ayrılırken İnsanın Başına Bela Olan 10 Şey
Öğrencilik hayatının bitimine binaen, hayat kaygısı, iş bulma stresi, askerlik, evlilik vb. gibi konulardan yeterince darlanmış bünyeleri çileden çıkarmaya alternatif bir diğer durumdur öğrenci evinden ayrılmak. Her ne kadar çöpünden püsüründen sıkılmış, taşınmayı aynı zamanda bir kurtuluş sembolü olarak gören gençler için, işlerin aslında o kadar da kolay olmadığını gösteren 10 maddelik tespitimizi buyrun inceleyin.
Erdoğan, Feyzioğlu’nu da Cübbe Çıkarmaya Davet Etti...
Başbakan Erdoğan, Afyonkarahisar'da gerçekleşen 22. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nda Metin Feyzioğlu'na yönelik sert eleştirilerde bulundu. Ankara’da Danıştay’ın kuruluş yıldönümü töreni sırasında Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu'nun konuşmasına sinirlenerek toplantıyı terk eden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Afyonkarahisar'da Ak Parti’nin 22’nci İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’nda konuştu. Konuşmasında Danıştay töreninde yaşanan gerginlikle ilgili konuşan Erdoğan, Metin Feyzioğlu'nu eleştirerek 'Anayasa profesörüymüş ne olursan ol. Eğer sen bunu sindirememişsen. Eğer sen doğru dürüst konuşmuyorsan. Bütün ifadelerini dürüstlük üzerine değil de dürüst olmayan şekilde söylüyorsan senden bir şey olmaz kusura bakma' dedi. Feyzioğlu'na yönelik sözlerini daha sertleştiren Erdoğan 'Danıştay başkanı 25 dakika konuşuyor. Bu beyefendi 1 saat konuşuyor. Konuyla ilgili değil tamamen baştan aşağı siyasi konuşma yapmak suretiyle orada kendine göre bir tatmin.. Çıkar cübbeni sen de... Birilerinin yaptığı gibi çık bu siyaset meydanına orada kendini ispat et' şeklinde konuştu. İşte Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları Millet 17 Aralık darbe girişimine izin vermedi. Bu darbeci zihniyet o kadar tembel ki darbe yaparken dahi yenilik yapma zahmetine girişmez. Darbeleri sadece askerler yapmaz. İnanın yaşadığımız her darbe girişiminde TSK’dan daha ziyade bazı yargı mensupları yapmıştır. Bazı medya kuruluşları ve sermaye çevresi başrol oynamıştır. DANIŞTAY'DA YAŞANAN GERGİNLİK Bugün güya bir hukukçuyu dinledik. Onunla ilgili değerlendirmeleri yarın kapanışta geniş bir değerlendirme yapacağım. Bunlar bu tür ne yazık ki hukuk mensubu. Anayasa profesörüymüş ne olursan ol. Eğer sen bunu sindirememişsen. Eğer sen doğru dürüst konuşmuyorsan. Bütün ifadelerini dürüstlük üzerine değil de dürüst olmayan şekilde söylüyorsan senden bir şey olmaz kusura bakma. İstersen profesör ol. 'ÇIKAR CÜBBENİ' Bunlarda saygı diye bir şey yok. Bir yerde davetlisiniz yasal olarak konuşma hakkın yok. Tüzükte öyle bir hak verilmiş. Danıştay başkanı 25 dakika konuşuyor. Bu beyefendi 1 saat konuşuyor. Konuyla ilgili değil tamamen baştan aşağı siyasi konuşma yapmak suretiyle orada kendine göre bir tatmin. Çıkar cübbeni sen de... Birilerinin yaptığı gibi çık bu siyaset meydanına orada kendini ispat et. 'ŞAKŞAKÇILAR DA ALKIŞLIYOR' Orada cumhrbaşkanı var yargı orada bir kısım şakşakçılar da var onlar alkışlıyor. Bir kısmı. Hepsi değil tabi. Onlar da tatmin oluyor. Tahammül tahammül tahammül. Sen orada 1 saat konuşacaksın. Bu millet seni dinlemeye mecbur mu ya! 'BİR DEFA KONUYU ÖĞRENİN' Van'la ilgili tamamen yalan bir ifade kullanıyor. Biz Van'da kiracılara ev vermedik diyor. Bir defa konuyu bir öğren. Biz Van'da yaklaşık 18 bin konut yaptık. Bunların içinde öncelikli olan ev sahiplerine konut vermekti. Biz ev sahiplerine verdik artan konutları da kiracılara sattık. Orada kiracılardan konut sahibi olmak isteyenler olursa TOKİ orada konut yapmaya devam edecektir. Bunlar orada konut sahibi değildi ki... 'SEN NASIL HUKUKÇUSUN?' Sen nasıl hukukçusun? Zaten kiracı idiler şimdi bir başka yerde kirada oturur. Biz kimseyi açıkta bırakmadık. Devamlı aş sürekli yağdırdık. Depremden sonra beş katrilyon Van'a destek verdik ya. Bundan zerre kadar bahsetmiyorsun. Hükümetimizi utanmadan sıkılmadan yargılamaya kalkıyorsun. Müracaat ettiği kişiler belli. Kendi zihniyetinden kişiler. Gitmiş konteynerleri gezmiş. Eee... Ya bu konteynerlerin yapılması bile önemli bir adımdır. Yarın bunları derli toplu olarak cevaplayacağım. 'BUNLAR DEVLET PROTOKOLÜNÜ BİLMİYOR' Danıştay Başkanı dört dörtlük bir konuşma yaptı. Eleştirilerini bir edep adap içinde bilimsellik içinde verdi. Yeri geldi kendilerini de eleştirdiler. Ama ardından bu çıkıyor 1 saat konuşuyor. Bu ne edebe ne adaba sığmaz. Bunlar devlet protokolü nedir bundan da bihaber. Böyle bir şey olabilir mi? 'NE ZAMANDAN BERİ CENNETTEN PARSEL DAĞITIYORSUN?' Menderes'i asanlar hukukun izzetini şerefini ayaklar altına aldılar. Bu hukukçular bugün bile devam eden bu zihniyet hiç sorgulanmıyor. 27 Mayıs'ın hukuku ayaklar altına alan o sözde hukukçularına bakın hepsi terfi ettiler. Yüksek mahkemeler on yıllar boyunca siyaset ve demokrasinin üstünde kılıç gibi sallandı. Hukukun yüz karası o çarpık zihniyet pusuda bekliyor ve fırsat kolluyor. 17 ve 25 Aralık'ta bu hukuk zihniyetinin pusudan çıktığına şahit olduk. Pensilvanya'daki zat darbecileri cennetlik ilan etti. Ne zamandan beri cennetten parsel dağıtıyorsun? Bu Pensilvanya'daki zat darbecilerin maşası oldu. 'BİZ DEMİYORUZ KENDİSİ KONUŞUYOR' Teknik nakavt diyor, hakim de avukat da kiralayacaksın diyor. Biz demiyoruz kendisi konuşuyor. O kiraladığı haşhaşla uyuşturulur gibi uyuşturulan elemanlarıyla tarihin en çirkin edep dışı darbe girişimiyle o örgüt taşeron oldu. 'BİZ AK OLARAK BAŞLADIK' Yolsuzluk iddiaları bu işin kılıfı olmasına rağmen iddiaların da üzerini örtmüyoruz peşini bırakmıyoruz bunu kesinlikle bilesiniz. Ama şunu söylemem lazım. Bu akşamdan sabaha olacak iş değil. Bunu bilmemiz lazım. Adım adım takip dedim ya. Biz bunların inlerine kadar gireceğiz. Bu ifadeler onları o kadar rahatsız etti ki dava açmışlar. Zaten bundan dolayı dava açılıyorsa demek ki tam istikamet üzereyiz. Biz ak olarak başladık Allah'ın izniyle alnımız ak şekilde devam edeceğiz. Tertemiz hayat şeridimiz üzerinde hiçbir lekeye müsamaha göstermeyeceğiz. 'ÖZELLİKLE GENÇLER DİNLESİN' Muhalefetin çirkin tavırlarına rağmen görüşmelerimizi sürdürüyoruz. Özellikle gençler dinlesin. Gençler sokağa döküldüler tahrik edildiler 12 Eylül’de. Aynı karanlık el herkese silah veriyordu. Birbirlerine kurşun sıktırıyorlardı. Hürriyet şehidi verilen kurbanlardan bahsettim. Çevre, sokak için, ağaç için sokağa çıktığını zanneden bunu bilsin lütfen. Bizzat CHP, bizzat İsmet İnönü iftiralarla gençler sokağa çıkarılıyordu. 1 Mayıs’ta da bunu yaptılar. Kameraların önünde. Biri de geldi TOMA’nın önüne yattı. Polise taş attılar. Polis gerçek mermi kullandı diyor yalan söylüyor. Ölümlere zemin hazırlayacaktı. Elinde gösterdiği mermiler patlamamış kullanılmamış mermilerdi. Bu kadar cahil ve yüzsüzler, yüzü kızarmıyor. Danıştay’da konuşan zat 1 Mayıs’a gidiyor. Sanane 1 Mayıs’tan. Kadıköy Meydanı'nı söylemiyorsun, orada bir olay olmadı onu niye söylemiyorsun. Derdiniz emek bayramını kutlamak değil sadece terörize etmek. Bu kutlamayı yapmayın demedik ki, size yer gösterdik. Sen nasıl hukuk adamısın ya. 'REZİL OLDULAR' Bütün bunlara rağmen bekledikleri ilgiyi Taksim’de bulamayınca rezil oldular. Meydanlarda yakıp yıktıklarıyla kaldılar. İftiraların benzerlerini Menderes’e attılar. Kars’ı, Ardahan’ı Ruslar'a sattığını söylediler iftira attılar. Aynı şeyleri yapıyorlar. 27 Eylül’de 300 gencin kıyma makinelerinden geçirilip hayvanlara yem yapıldı diye yalan söylediler. Yalan attılar, tutmadı. 5 tane Hürriyet şehidi gösterdiler. Tanktan tanka atlarken öldü, biri darbe esnasında yanlışlıkla ateş alan silahla ölmüştü. Bu 5 kişiyi 27 Mayıs’tan sonra reklam ettiler. Bu CHP sandıktan çıkamaz, ne yaparsanız yapın çıkamayacaksınız. İşte gezide yaşananları hatırlıyorsunuz. 'SİZ KENDİ ÜLKENİZE BAKIN' Bu ülkede öyle medya kuruluşları var ki, öyle siyasetçiler var ki onlar için en iyi genç ölü gençtir. Onlar dirileri değil ölüleri severler. Çok iyi bilirler bunu yapmayı. 30 yıl boyunca bu malum medya, malum siyasetçiler ölüm üzerinden rant elde etmek istediler. İşte bu 23 Nisan’da güya dağa kaçırılan çocuklar var ve bunların bir çoğunun annesi feryat ediyor.Bize yakarışta bulunuyor…Bölücü terör örgütünün böyle bir derdi var mı? Oradan geçiniyorlar çünkü…Utanmadan sıkılmadan bizi diktatör olmakla, demokrasi düşmanı olmakla itham ettiler. Gidin 27 Mayıs öncesine bakın. Bize ne söyleniyorsa hepsi merhum Menderes’e de söyleniyor. Aynı kelimelerle, aynı manşetler nasıl taaruz etilerse bize de öyle taaruz ediyorlar. CHP özgürlüklerin düşmanıdır. Medyaya en ağır baskıları uygulayan CHP’dir. Her zaman CHP’dir. Bu ülkenin tarihinde tek bir diktatör vardır, CHP’dir. CHP şu anda tarihi rolünü oynuyor şu anda. Bu algı operasyonlarına boyun eğmeyiz. Bazı ülkeler medyada özgürlük yok diyorlar. 'BURASI MUZ CUMHURİYETİ DEĞİLDİR' Almanya'da Hamburg olaylarını yayınlıyor diye TRT kablolu yayından çıkarıldı. İngiltere'de 50 gazeteci gözaltına alındı, sahibi o gazeteyi kapattı. Bir tek eleştiri duydunuz mu? İngiltere muhalefet partisi liderinin 'İngiltere'de basın özgür değil' dediğine şahit oldunuz mu? ABD'de Avrupa'da Rusya'da Hindistan'da twitter, youtube, facebook hukuka uyuyor. Daha önceki gün İngiltere'de twitter hesabının sahibi tehdit ettiği için hapsedildi. O ülkelerdeki yüksek mahkemelerin kendi vatandaşların hukukunu bir tarafa bırakıp bu şirketleri koruduğunu duydunuz mu? Kimse kusura bakmasın, burası bir muz cumhuriyeti değildir. 'CHP SEÇİMİ KAZANAMAYACAĞINI BİLDİĞİ İÇİN SİSTEMİ DEĞİŞTİRDİ' 1960'a kadar parti liderleri cumhurbaşkanı oldular. Tek parti döneminde Atatürk ve İnönü bu şekilde Cumrhubaşkanı oldu. 1950'de de Celal Bayar oldu. CHP hiçbir seçimi kazanamayacağını bildiği için sistemi değiştirdi. 27 Mayıs'tan sonra cumhurbaşkanı vesayetin statükonun bürokrasinin temsilcisi olarak konumlandı. Sanki hükümete ve millete karşı rejimi korumak vazifesi ona aitti. Meclis ve hükümet milli irade tarafından belirlenirken Cumhurbaşkanlığı makamı bir vesayet makamı olarak duruyordu. Millet tarafından seçilmesi kararını almamız başlı başına bir devrimdir. 'ÇÖZÜM SÜRECİ SEKTEYE UĞRAMAYACAK' Evet 10 Ağustos 2014'te yani tam 3 ay sonra cumhurbaşkanı milli irade ve millet tarafından belirlenecek. Böylece Türkiye'de yeni bir süreç başlayacak. Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilecek olması kimsede kaygıya sebep olmasın. Cumhurbaşkanının meclis tarafından seçilmesi darbe ürünü bir sistemdir. Geçmişte millet seçmiştir. Sorun çıkmamıştır. Cumhurbaşkanlığı bugüne kadar siyasetin alanını daraltmıştır. Merhum Özal ve Gül gibi sivil cumhurbaşkanlarımız da oldu. Ama sistem değişikliği köklü bir ihtiyaç haline geldi. Adayımız kim olursa olsun politikalarımız hız kesmeden devam edecek ilkelerimiz devam edecek, Türkiye 2023'e ilerleyecek. Çözüm süreci asla sekteye uğramayacak. Kanı durdurmak için verdiğimiz mücadele asla yavaşlamayacak. Milli iradenin tercihiyle gelen Cumhurbaşkanı ve aynı şekilde gelmiş bir hükümeti hep birlikte göreceğiz.haberler.com
'Başbakan'la Görüşmek İstedik Polis Müdahale Etti'
TÜRKİYE Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu'nun Danıştay'ın 146'ncı Yıldönümü törenlerinde konuşmasında getirdiği, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da tepki gösterdiği Van'da konteyner kentte, halen 44 aile barınıyor. Kendilerine kalıcı konut verilmesini isteyen depremzede aileler, bunun yerine Van Valiliği'nin kira yardımını kabul etmiyor. Burada kalan ailelerin sözcüsü Ali Ahi, Metin Feyzioğlu'nun konuşmasının kendilerine 'insanı yaklaşım' olduğunu söyledi. Van ve Hakkari Barolarını ziyaret etmek için geçen 22 Nisan'da Van'a gelen Fevzioğlu, bu sırada konteyner kette kalan aileleri de ziyaret etti. Sık sık basın açıklamaları yaparak sorunlarını dile getiren depremzede 44 aileden 9 kişi, Fevzioğlu'nun ziyaretinin ardından 29 Nisan'da sorunlarını dile getirmek üzere Ankara'ya gitti. KİRACILARIN SELAMINI GETİRDİ Fevzioğlu'nun bugün Danıştay'daki yıldönümü törenleri sırasında, 'Zat-ı Alinize ve buradaki muhterem heyete iletmek üzere, üzerimde bir selam borcu var. Van'da konteyner kentte yaşamaya devam eden kiracıların selamı' demesi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın sinirlenmesine neden olurken, gözler de yeniden Van'daki konteyner kente çevrildi. KİRACILARA 2 BİN KONUT DAĞITILDI Van'da 23 Ekim ile 9 Kasım 2011 tarihlerinde meydana gelen Richter ölçeğine göre 7.2 ve 5.6 büyüklüğündeki depremlerden sonra Van ve Erciş İlçesi'nde depremzedelerin geçici barınmaları için yaklaşık 30 bin konteynerle, 34 konteyner kent kuruldu ve bu konteyner kentlerde de 175 bin kişi yaşamaya başladı. TOKİ tarafından depremzeler için yapılan 17 bin 489 konut kademeli olarak teslim edildi. Bu konutlardan yaklaşık 2 bini de kiracı olan depremzedelere kurayla dağıtıldı. KONTEYNERLERDEN AYRILMADILAR Yapılan bu çalışmaların ardından da konteyner kentler kademeli olarak kaldırıldı. Ancak bazı konteyner kentlerde, kiracı olan ve kurada kendisine konut çıkmayan yaklaşık 500 aile yaşamlarını sürdürmeye devam etti. Van Valiliği'nin kira yardımının ardından birçok aile yaşadığı konteyneri boşalttı. Kira yardımını kabul etmeyen, kendilerine de konut verilmesini isteyen 44 aile ise halen bu konteynerlerde yaşamaya devam ediyor. 'FEYZİOĞLU KONUYA İNSANİ YAKLAŞTI' Van Anadolu konteyner kentinde kalan 44 ailenin sözcülüğünü yapan Ali Ahi de bugünkü tartışmalardan sonra açıklamalarda bulundu. Ahi, barınma sorunlarına çözüm bulmak için Ankara'ya gittiklerini ve Feyzioğlu ile görüştüklerini belirterek şunları söyledi: 'Ankara'da STK temsilcileri, çeşitli sendikalar ve Barolar Birliğini ziyaret ettik. Burada Barolar Birliği Başkanı Feyzioğlu ile görüştük ve sorunlarımızı dile getirdik. Feyzioğlu, bugünkü konuşmasında olaya insani olarak yaklaşmıştır. Burada yaşayan insanların deprem öncesi de barınma sorunları vardı. Deprem sadece buna vesile oldu. Yıllardır Van'da ve bölgede devam eden barınma, işsizlik, sağlık ve piskolojik sorunlar, bölgede had safhadadır ve bu bir gerçektir. Bu sorunlara çözüm bulunmasını istiyoruz. Erdoğan, Van'ı 2 defa ziyaret etti. Biz kendisi ile görüşmek istedik, ancak polis müdahalesi ile karşılaştık. Başbakan'ın şunu bilmesi gerekiyor, kendi partisinin buradaki yönetimi ve idareciler, bu konuyu çarptırmaktadırlar. Ankara'ya sağlıklı bilgiler gitmiyor. Akıllarında bir soru işareti varsa gelip burayı görmelerini istiyoruz.' DHA