Görüş Bildir

sokak köpeği Haberleri

sokak köpeği ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. sokak köpeği ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

Popüler İçerikler

Sokakta Yaşayanlar 35 Yaşını Göremiyor!
Devletin '343. şahıslar' olarak nitelediği sokak çocukları yaşadıklarını ve ne istediğini anlattı.Ortalama 35 yıl yaşayan sokak çocukları için, Beşiktaş Belediyesi'nde sosyal güvenlik uzmanı olarak hizmet veren sosyolog Güven Dağıstan , 'Önyargılar ortadan kaldırılmalıdır. Çocukların geçmiş yaşamları ve oradan getirdikleri tortular ağırdır. Konuya, toplumun genel sorunu olarak yaklaşılır. Oysa ortada bir sorun varsa, bu çocuklara aittir' dedi. Cumhuriyet gazetesinden Erk Acarer ile Meltem Yılmaz 'ın haberi şöyle: Gecenin bir yarısı, sokağın köşesinden ayaklarını sürüye sürüye yanınıza gelen, elindeki tineri ciğerine çekerken bakışlarını size diken, çorba içeceğini söyleyip para isteyen çocuklar var “sokak çocukları” diye kestirip attığımız. Her birinin hikâyesi farklı olsa da geçmişleri benzer. Parasızlık, geçimsizlik, sevgisizlik. Gelecekleri de ortak: Ortalama yaşam süreleri 35 yıl. Ailenin, toplumun, devletin sokağa terk ettiği çocuklar, hayatta kalmak için her geçen gün daha ağır mücadele veriyor... ‘Tinerci çocuk’ Ahmet’le birlikteyiz. 10 metrekarelik odada karşılıklı oturmuş birbirimizin gözünün içine bakıyor, nereden başlamak gerektiğini düşünüyoruz. “Gerçek adım bu değil ama gerçek olanı ağzımdan kaçırırsam da yazmayın olur mu” diyor, “Tamam” diyoruz, mutlu oluyor. “Yanınızda tiner çekebilir miyim” diye soruyor, “Sakıncası yok” diye karşılık veriyoruz, yine mutlu oluyor. “Ahmet” diyoruz, “seni mutlu etmek bu kadar kolay mı?” Gülüyor... 19 yaşında Ahmet. Anne babası o çok küçük yaştayken şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanmış. Ahmet ve kardeşleri de Çocuk Esirgeme Kurumu’na bırakılmış. “Herkesin ailesi gelirdi, bizimkiler gelmezdi” diye hatırlıyor o günleri. Babasına çok öfkeli: “Babam var ya, bizi bıraktı oraya ama kendi keyfine baktı. Bugün duyuyorum, trilyoner olmuş. Ama hâlâ ne arıyor ne soruyor.” Sokağın acımasız bir yanı var. Ahmet başını tinerden kaldırıp acı bir gülümsemeyle bakıyor; bir anda, “Ben 343’üm abi, beni dövmek serbest” diyor. Tek istediği şey kendisine bir iş verilmesi. “O zaman tineri de bırakacağım, kötü alışkanlıklarıda!” diyor. Otomobilinizin camını silmek isteyen bir sokak çocuğuna, “Hayır” diyerek ilk anda tepki verirseniz, sizinle inatlaşacaktır. Ancak ona bir çocuk olduğunu hissettirirseniz iş değişir. Gözlerinin içine bakıp samimi bir şekilde, “İstemiyorum” ya da “Bugün param yok” dediğinizde, o da gözlerinizin içine bakıp size gülümseyerek “Bu da benden olsun abi” diyecektir. Sokak çocukları, sokak köpeklerini sever. Üzerinde düşünülmemiş bir dayanışmadır bu. Sokak köpeği, soğuk kış gecelerinin battaniyesidir. Kimsesiz bir çocuk aynı zamanda “kendisini koruyan” bir köpeğe hiç tereddüt etmeden ekmeğini uzatır bu yüzden. Türkiye’de çocuk olmak zordur. Sokak çocuğu olmak ise akla hayale gelmeyecek kadar sert bir durumdur. Şehrinizin meydanında, sizinle birlikte yaşlanan bir sokak çocuğu görmeniz neredeyse olanaksızdır. Çünkü Türkiye’deki kimsesiz bir çocuğun “istisnalar dışında” 35 yaşına ulaşması çok zordur! Devlet, aile içi şiddet, anne babanın kaybı, cinsel ve fiziksel istismar nedeniyle sokakta yaşamaya mahkûm olan bir çocuğa 18 yaşına kadar bakmak zorundadır. Rehabilite edildiği ve “topluma kazandırıldığı” düşünülen genç, 21 yaşından itibaren tamamen sahipsiz ve kimsesizdir. ‘Hepsi kaybolup gidiyor’ Beşiktaş Belediyesi çatısında, sosyal güvenlik uzmanı olarak hizmet veren sosyolog Güven Dağıstan, “Esas öykü de tam bu noktada başlar” diyerek anlatıyor: “Bireyleri topluma kazandırdık diyerek konuyu kapatan bir sistem hiçbir meseleyi çözemez. Çocukların çoğu kaybolup giderler. Bir fabrika gibi problem üreten bir mekanizmadır bu. Sorunlu bireyler ortaya çıkarır. Onlar yok olunca, yerlerine yenileri eklenir. Öncelikle ‘gerçekte mağdur olan’ bu çocukları yakından tanımak, problemlerini anlamaya çalışmak gerekir. Önyargılar ortadan kaldırılmalıdır. Çocukların geçmiş yaşamları ve oradan getirdikleri tortular ağırdır. Konuya, toplumun genel sorunu olarak yaklaşılır. Oysa ortada bir sorun varsa, bu çocuklara aittir. En küçüğünün üzerinde 5 bıçak yarası bulunur. Devlet mekanizmasında, sadece sonuçlarla ilgilenme geleneği vardır. Ancak ‘neden’ sorusuyla ilgilenmeden çözüme ulaşılmaz.” Peki, devletin “343. şahıslar” diye kodladığı bu çocuklar neden bu durumda? Sosyolog Dağıstan, “Zaten sorunlu olan toplumsal yapının üzerine, ailede yaşanan problemleri eklerseniz sorular anlam kazanmaya başlar” diyerek sözlerini sürdürüyor: “Hemen hepsi şiddet mağdurudur. Şiddet ise her türlü ayrımcılığın bizzat kendisi, her türlü nefretin yansımasıdır. Çocukların dramı aileden başlar. Sonra kaldıkları çeşitli devlet kurumlarındaki personelden dayak yerler. Sokakta hemen her gün polis şiddetine maruz kalırlar. Çocuklar bize, polisin kendilerini MOBESE kameralarını kapatarak dövdüklerini söylüyorlar. Sokak çocuklarının ‘şiddetle’ birlikte anılması genel bir anlayış olmuştur. Bu denli mağdur olan bireylerin durdukları noktayı anlayabilmek gerekir. Her türlü güvensizlikleri, otorite ve kurallar karşısındaki tepkileri çok anlaşılırdır. Varlıklı kişilerin artıkları yoksullara kalır. Bu çocuklar ise tabağın son kısmını sıyırır. Aslında bu kadar itilip kakılan, bunca kötü muameleye uğrayan ve aç yatıp kalkan bu genç insanların nasıl olup da bir sosyal patlamaya yol açmadıklarına şaşmak gerekir.” Tinerci, balici, sokak çocuğu… İlginçtir ki hiçbir toplumsal raporda, “sokak çocukları toplumdaki diğer bireylerden daha fazla şiddete meyillidir” diye bir veriye rastlanmıyor. Ancak her nedense, “aslında bizzat mağdur olan bu çocuklar” yanlarına yaklaşılması bile tehlikeli potansiyel suçlular olarak görülüyor. Acaba iyileştirici olmaktan çok uzak olan sistem, yanına çektiği medya gibi kanallarla kendini aklayabilmek için bu çocukları mı karalıyor? Problemleri çözemeyen devlet, “Onlarla biz bile uğraşamadık, bu çocuklar kötüdür” algısı yaratıp bunu yaymak için mi uğraşıyor? “Mekanizmanın böyle çalışmadığını umuyorum” diyen sosyolog Güven Dağıstan, “Sistemin kendisinden kaynaklanan bir sorun olduğunu da kabul etmek gerekir” diye anlatıyor: “Aslında bu çocukları tanımlarken farkında bile olmadan ‘tinerci’, ‘balici’ gibi ayrıştırıcı ve ötekileştiren bir dil kullanıyoruz. Siyaset figürleri bizim söylemlerimizi de belirliyor. Birileri çıkıp ‘Tinerci bir nesil istemiyoruz’ diyebiliyor önünü ardını düşünmeden. Bir sokak çocuğu bir suça karışmışsa bu manşet olur. Ancak söz konusu gazeteye dikkatli bakarsanız, o haberin hemen altında bulunan gasp, kadın cinayeti ve başka suç haberlerini de görürsünüz. Her nedense, medyada sokak çocuklarının karıştıkları olayları canlı tutma isteği vardır. Bu algı, toplumu olumsuz yönde besler. İnsanların trafikte bile birbirlerini boğazlama eğiliminde oldukları, her an birbirleriyle kavga ettikleri ve fiziksel olarak güçsüz olanların sürekli mağduriyete uğradıkları bir yapıda bu çocuklara herkesten çok yüklenilmesi ilginç bir durumdur.”T24
Sakarya'da Sokak Köpeklerini Barınağa Diye Götürüp Zehirlemişler
Akyazı İlçesi'nde belediye ekiplerinin “Köpekleri uyuşturup barınağa götüreceğiz diyerek zehirledikleri öne sürüldü. İlçedeki hayvanseverler bu duruma sosyal medya üzerinden büyük tepki gösterdi. Alınan bilgilere göre, Alaağaç Mahallesi'nde oturan Mustafa Bulut sokak köpeklerinin mahalle halkını rahatsız ettiği gerekçesiyle bunların toplanması ve daha iyi bakılması için Akyazı Belediyesi'ne haber verdiklerini belirtti. Ancak gelen ekiplerin onlara zehirli et verdiğini ileri sürerek olayı şöyle anlattı: “Mahallemizde daha önce doğum yapan bir sokak köpeğini evimizin önünde besliyorduk. Yavruları biraz büyüdükten sonra bu sokak köpeği tekrar hamile kaldı. Mahalle sakinlerini rahatsız ettiği gerekçesiyle bu köpeğin daha iyi şartlarda bakılması için belediye ekiplerine haber verdik. Belediye ekipleri mahalleye gelerek köpekleri uyuşturup Adapazarı’nda bulunan bir barınağa götüreceklerini söylediler. Ben de daha iyi koşullarda bakılacakları için ekiplere yardımcı oldum. Ekiplerin verdiği etlerden köpeklere yedirdim. Etleri yiyen 2 sokak köpeğinin ağzından salyalar gelmeye başladı. Ekipler bu 2 köpeği ipler yardımıyla kamyonete yüklediler. Kendim beslediğim köpeğim ve biri hamile olan diğer 3 sokak köpeği etleri yer yemez tarlalara kaçtılar. Havanın yağmurlu olması nedeniyle tarlaya giremedik. Hamile olan köpek ertesi gün komşumuzun garajında ölü olarak bulundu. Etlerden yiyen diğer sokak köpekleri ve kendi köpeğim ise hala ortalarda yok. Muhtemelen onlar da bir köşede ölüp kaldılar.' ZEHİRLİ ETTEN YİYEN KARGA BİLE ÖLDÜ Belediye ekiplerinin köpeklere dağıttığı etlerden yiyen bir karganın da etten yer yemez öldüğünü söyleyen Mustafa Bulut 'O dağıttıkları etlerden yiylen karga olduğu yerde ölüp kaldı. Etlerin zehirli olduğu belli. Bize zehirli olduğunu söylemiyorlar. 'Köpeği bayıltıp barınağa götürüyoruz' deyip etle zehirliyorlar. Köpeklerden biri hamileydi. Böyle bir insanlık, böyle bir belediye anlayışı olabilir mi? Zehirleyeceklerini bilseydim izin verir miydim? Bu olayı yargıya taşıyacağım.' Bu arada olayı öğrenen Sakaryalı hayvanseverler sosyal paylaşım sitesi Facebook'tan ' Akyazı'da öldürülen köpeklerin fotoğraflarını yayınlayacağız' diyerek sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını açıkladılar. Akyazı Belediyesi ise konuyla ilgili olarak bir açıklama yapmadı. Alaattin ONUR/ AKYAZI (Sakarya), (DHA)
Sokak Hayvanları Hakkında Bilinen 12 Yanlış Bilgi
Sokak hayvanları yaşam ortaklarımız olmalarına rağmen onlar hakkında neleri doğru biliyoruz?Neleri doğru, neleri yanlış uyguluyoruz? Bu anlamda onları ortak olduğumuz yaşama ne denli katıyoruz? Bu konuyu aydınlatmak adına sokak hayvanları hakkında bilinmesi gerekenler listemiz bizce size yardımcı olacaktır.Buyurunuz.Tarkan Kaynar listeledi, haberiniz olsun. (@tarkankaynar)
Macera Yarışlarının İlk Dört Ayaklı Sporcusu
Ekvador'da yaralı bir sokak köpeği, kendisine köfte veren dört İsveçli sporcuyu, Amazon'daki zorlu yarışlarında yaklaşık 700 kilometre boyunca takip etti.Arthur adı verilen köpek altı gün süren yarıştan sonra İsveç'e götürüldü.İsveçli sporcular yağmur ormanlarındaki Macera Yarışları Dünya Şampiyonası'ndan önce Arthur'a köfte yedirdi.Arthur, peşinden geldiği sporculara dayanıklılık gerektiren yarışın her etabında eşlik etti.Yarışçıların peşinden akıntılı sularda yüzen, dağları tırmanan ve sporcuların dizlerine kadar gelen çamurların içinde yürüyen Arthur, güçsüz düşmesine rağmen ekibi bırakmadı.58 kilometrelik kano etabında organizatörler, sporcuları Arthur'u yanlarına almalarının hem kendileri hem de köpek için tehlikeli olacağı uyarında bulundu.Bunun üzerine Arthur'un bırakılmasına karar verildi.Ancak sporcuların ardından suya atlayan Arthur kanoya alındı.Ant Dağları, Pasifik kıyıları ve Amazon yağmur ormanlarını kapsayan yarıştan sonra veterinere götürülen Arthur'un üç-altı ay öncesine dayanan yaralarının hızla iyileşmekte olduğu açıklandı.Köpeklerle ilgili haberler yapan lifewithdogs adlı internet sitesi, 'Arthur, macera yarışlarına katılan ilk dört ayaklı yarışçı oldu. İsveç ekibi yarışı kazanamadı ama Arthur'un kalbini kazandı' dedi.BBC Türkçe
Bugün Türkiye Gündemindeki En Önemli 10 Olay
Paralel Yapı operasyonu sırasında sahte diploma ile TÜBİTAK’a girdiği ortaya çıkan ve tutuklanan Hasan Başaran’ın, eski Bilim, Teknoloji ve Sanayi Bakanı Nihat Ergün’ün yeğeninin eşi olduğu ortaya çıktı. Ergün, TÜBİTAK’a girmesini sağladığı iddia edilen damatla ilgili, “En ufak katkım yok” dedi.
Zehirlenen Köpek Saatlerce Can Çekişti, Belediye Seyretti
Yozgat'ta zehirlenen köpek saatlerce sokakta can çekişti, vatandaşlar belediye ekiplerine tepki gösterdi...Yozgat'ın Sorgun İlçesi'nde zehirlenen köpek, saatlerce yol ortasında can çekişti. Ayağa kalmaya çalışan köpek, her defasında adım atamadan tekrar düştü. Çevreden geçen vatandaşlar sahipsiz köpeğin can çekişmesini izlerken, belediye ekiplerine tepki gösterdi.İlçenin Bahçelievler Mahallesi, Atatürk Bulvarı'nda bir süre dolaşan sokak köpeği ara sokakta aniden yere yığıldı. Ağzından köpükler çıkan köpek, yol ortasında can çekişmeye başladı. Köpeğin can çekiştiğini gören vatandaşlar ise durumu telefonla belediye ekiplerine bildirdi.
Bursa'da 84 Sokak Köpeği Zehirlenerek Öldürüldü
BURSA’nın Yenişehir İlçesi Çamönü Köyü’nde 84 sokak köpeği zehirlenerek telef edildi. Baygın halde bulunan 12 köpek belediye veterinerliği tarafından tedavi altına alınırken, köpeklerin yanında bulunan kanlı şırıngalar incelemeye alındı.Çamönü Köyü yakınlarında bu sabah vatandaşlar tarafından çok sayıda köpek leşi bulundu. Vatandaşların konuyu bildirdiği Çamönü Köyü Muhtarı İbrahim Tuna, andarma ve belediyeye haber verdi. Olay yerine gelen jandarma ve belediye ekipleri tutanak tuttuktan sonra baygın olduğu görülen 12 köpeği araçlarla belediye veterinerliğine götürdü. Telef olan köpekler ise Yenişehir Belediyesi tarafından ilçe çöplüğüne gömüldü. Baygın köpeklerden alınan kan örnekleri ve olay yerindeki bulunan kanlı şırıngalar incelemeye alındı.Çamönü Köyü Muhtarı İbrahim Tuna, köpekleri köyün bir kilometre uzaklığında bulduklarını belirterek şöyle dedi:'Haber alır almaz olay yerine gittik. 84 köpeğin ölü, 12 köpeğin ise baygın olduğunu gördük. Vahşeti görür görmez hemen belediye ve jandarmaya haber verdik. Belediye ve jandarma yetkilileri olay yerine geldiler ve tutanaklar tutuldu. Köpekleri zehirleyenleri kimse görmemiş, ama zehirlenen köpeklerin yanlarında şırıngalar bulduk.'Olayla ilgili soruşturma jandarma tarafından sürdürülüyor.Nihat BIÇAK | DHA