onedio
Görüş Bildir

Kur'an-ı Kerim Haberleri

Kur'an-ı Kerim ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. Kur'an-ı Kerim ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

trend-arrow

Popüler İçerikler

Hapislere Düşenden Bebek Haberinden Etkileşim Kasana: 2024'ün En Çok Konuşulan Sosyal Medya Fenomenleri!
Koskoca bir yılı daha ardımızda bırakırken bu sene en çok konuşulan, Instagram, X ve TikTok'ta kullanıcılara en çok malzeme veren sosyal medya fenomenlerini bir derleyelim dedik!Bu sene kaosların senesiydi biliyorsunuz. Sosyal medya fenomenlerine oldukça tepkili bir yıl geçirdik. Kimileri işini hakkıyla yaptı, ününe de ün kattı o yüzden de bu listeye girmedi!Fakat bazıları vardı ki attıkları her adım etkileşim odaklıydı, yaptıkları her hareket göze battı. Hatta o kadar ki bazıları devletin bile gözüne battı bu sene! Gelin, paylaşımlarıyla, özellikle de birtakım olaylar sebebiyle 2024'te konuşulduğu kadar eleştirilen sosyal medya fenomenlerine beraber bakalım.
Devletin En Üstüyle Sıcak İlişki Kurduğu İddia Edilen Şeriatçı Yapılanma: SADAT
Son günlerde adından sıklıkla söz ettiğimiz bir yapı SADAT. Kendi ifadeleriyle kuruluş amacı da şu şekilde: 'İslam İttifakına hizmet etmek amacıyla, İslam Ülkelerinin dini hassasiyetlerine saygılı, TSK' nin çeşitli kademelerinde başarı ile hizmet etmiş, 64 subay ve astsubayın desteğinde, ileri çıkan 23 kurucu hissedar tarafından “SADAT Uluslararası Savunma Danışmanlık İnşaat Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi” kurulmuştur.' Gelin bu yapıyı kendi sitelerinden aldığımız bilgilerle daha iyi anlamaya çalışalım.
Birlikte Program Yapacaklar
Okan Bayülgen Cübbeli Ahmet Hoca'yı evinde ziyâret etti. Okan Bayülgen ile Cübbeli Ahmet Hoca'nın bu fotoğrafı büyük yankı uyandırdı. Cübbeli Ahmet Hoca olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü'yü evinde ziyaret eden Bayülgen'in Cübbeli'yle çektirdiği fotoğrafın perde arkası var. Okan Bayülgen, Cübbeli Ahmet Hoca ile program yapacağını geçtiğimiz günlerde açıklamıştı. Proje ajamasında olan programın Habertürk ekranlarında yayınlanacağını açıklayan Bayülgen, 'Çok temel bir ihtiyaç var. Kur'an-ı Kerim'de ne anlatılıyor? Ben Türkçesini okuyacağım, o orjinalini okuyacak. Her ayetin içeriği konusunda sohbetler olacak.' demişti. Cumhuriyet
Muhsin Yazıcıoğlu'nun Hayatını Kaybedişinin 5. Yılı
BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ve beraberindeki beş kişinin öldüğü helikopter kazasıyla ilgili, hem Meclis Komisyonu hem de Devlet Denetleme Kurulu rapor hazırladı. Her iki raporda da 'adli soruşturmaya' işaret edildi. Raporlarda uçuş bilgilerini gösteren elektronik cihazların enkazda bulunamamasına dikkat çekiliyor. Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu 25 Mart 2009 günü seçim çalışmaları kapsamında Kahramanmaraş’tan helikopterle Yozgat’a hareket etti. Yazıcıoğlu ve beraberindeki beş kişiyle havalanan helikopter ile bir süre sonra bağlantı kesildi. Helikopterin enkazına ise 27 Mart 2009’da ulaşıldı. Yazıcıoğlu’nun hayatını kaybettiği helikopter kazasıyla ilgili iddialar üzerine Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde aynı yıl içinde bir araştırma komisyonu kuruldu. Ancak ' Kaza Araştırma ve İnceleme Kurulu'nun nihai raporu' bu komisyonun çalışma süresi tamamlandıktan sonra Meclis’e ulaştı. Bunun üzerine kaza raporuyla ilgili gerekli incelemeler yapılamadığı gerekçesiyle ikinci kez Meclis Araştırma Komisyonu kuruldu. Adalet ve Kalkınma Partili (AKP) milletvekillerinin oylarıyla kabul edilen Meclis Araştırma Komisyonu raporuna Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) “muhalefet şerhi” koydu. Muhalefeti tatmin etmeyen Meclis raporunda “pilotaj hatasına” işaret edilirken uçuş bilgilerini kaydetme özelliğine sahip iki adet elektronik cihazın enkazda bulunamadığı belirtildi. İşte 2011 tarihli Meclis raporundan satır başları Enkazda bulunamayan cihazlar “Söz konusu cihazların marka ve modellerine ilişkin tespit, kazada hayatını kaybeden gazeteci İsmail Güneş’in çektiği fotoğraflar ve enkazdan alınan görüntüler üzerinden yapılmıştır. Uçuş sırasında mevcut olan ancak daha sonra bulunamayan her iki cihaz kullanıcı tarafından kayıt fonksiyonu aktif hale getirilmişse en güncel uçuş bilgilerini (konum ve zaman) kayıt edebilme özelliğine sahiptir. Cihazlar bulunmuş olsalardı helikopterin izlediği gerçek rota ve zaman bilgilerine ulaşmak mümkün olabilecekti.” ‘Pilot uçuşta ısrarcı oldu’ Meclis raporunda pilotun kuleden uçuş güzergâhı üzerindeki genel hava durumuna ilişkin bilgiyi almadığı belirtildi; “Hava aracının 25.03.2009 tarihinde yapmış olduğu uçuşundaki teknik donanımının yetersiz olduğu, pilotun tüm bu olumsuzluklara rağmen dönmeyi ya da iniş yapmayı düşünmeden uçuşta ısrarcı olduğu anlaşılmıştır” denildi. ‘Dışarıdan bir müdahale yok’ Meclis Araştırma Komisyonu, raporda “Helikoptere dışardan bir müdahale olmadığı” görüşüne de yer verdi: “Elde edilen bilgi ve belgeler ile bilgisine başvurulan kişilerin ifadeleri birlikte değerlendirildiğinde helikopter gövdesi, elektronik cihazlar ve transmisyon ekipmanı üzerinde dışarıdan herhangi bir şekilde müdahale yapıldığı izlenimini verecek bir bulguya rastlanmadığı sonucuna varılmıştır.” ‘Zaman kaybedildi’ Raporda ayrıca arama kurtarma çalışmaları sırasında ‘yanlış değerlendirme’ yapıldığı ve cep telefonu sinyallerinden faydalanılarak elde edilen alan dışında arama yapılmasının zaman kaybına yol açtığı belirtildi ve “Bu, yanlış değerlendirmenin açık örneğidir” ifadesi kullanıldı. ‘İstihbari bilginin kaynağı ne?’ Meclis kazadan sonra kamuoyuna yansıyan “Helikopterin enkazına ulaşıldı, Muhsin Yazıcıoğlu ve diğer kazazedeler yaralı olarak Göksun Devlet Hastanesi’ne intikal ettirilmekteler” şeklindeki istihbari bilginin kaynağını da tespit edemedi: “Bu bilgi, Kayseri Valisi Mevlüt Bilici kaynak gösterilmek suretiyle kamuoyu ile paylaşılmıştır. Teyide muhtaç olan bu istihbari bilginin ne şekilde elde edildiği konusunda yetkililerin komisyonumuza vermiş oldukları bilgiler arasında belirsizlik ve tutarsızlıklar mevcuttur. Kazanın oluşumunun daha iyi anlaşılabilmesi ve tam olarak aydınlatılabilmesi, kapsamlı olarak yürütülecek adli ve idari bir soruşturma sonucunda mümkün olacaktır.“ CHP ve MHP rapora karşı görüş yazdı CHP ve MHP, Meclis'in raporunu eksik bularak muhalefet şerhi yazdı. CHP “İlgililerin komisyona arama ve kurtarma çalışmaları sırasında birtakım çalışmaların eksik ve yanlış yapıldığı görüşünü dile getirmesine rağmen bunların rapora yansıtılmadığını” savundu. MHP de “Kaza Soruşturma Kurulu’nun yetkili olmasına karşın uzman kişilerden oluşturulmadığı ve Ulaştırma Bakanlığı’nın yayınladığı kaza-kırım raporunda tahmine dayalı bilgilere yer verildiğini” belirtti. DDK: Kaza nedenleri Savcılık tarafından araştırılmalı Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün talimatı üzerine Devlet Denetleme Kurulu (DDK) da BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu’nun hayatını kaybettiği helikopter kazasıyla ilgili bir rapor hazırladı. 21 Ocak 2011 tarihinde, soruşturmanın gizliliği gerekçe gösterilerek, raporun bir bölümü Cumhurbaşkanlığı internet sitesine konuldu. Bu raporda ise kazanın, pilotun 'yön kaybı' nedeniyle yaşanmış olabileceği ihtimaline yer verildi. Ancak DDK, Cumhuriyet Savcılığı'nca araştırılması gereken şüpheli noktaları da sıraladı: 'Helikopter enkazından, helikopterin kaza öncesine ilişkin irtifa, güzergâh gibi, kaza nedeninin belirlenmesine yardımcı olabilecek ilâve uçuş bilgilerini sağlayabileceği değerlendirilen cihazların kaza mahallinden yok olması / çalınması, Pilot ve yolcuların kanlarında sebebi açıklanamayan yüksek oranlarda karbonmonoksit gazı bulunması ile adli tıp uygulamalarındaki bazı düzensizlikler ve pilotun sağlık durumu hakkında tespit edilen yeni bilgiler, Arama kurtarma faaliyetlerinde yaşanan bilgi kirliliği ile Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) tarafından üretilen tek bilimsel veri çerçevesinde belirlenen kaza yerine ilişkin koordinatlarda hiç aramama yapılmamasına ilişkin ciddi ihmal ve eksiklikler birlikte düşünüldüğünde söz konusu hususların mutlaka Cumhuriyet Savcılığı’nca araştırılması gerekir.' Soruşturma dosyası Maraş'ta Özel yetkili mahkemelerin kapatılmasının ardından dosyalar farklı mahkemelere dağıtıldı. Bu kapsamda, Muhsin Yazıcıoğlu'nun hayatını kaybettiği helikopter kazasına ilişkin soruşturma dosyası Malatya'dan Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığı'na 20 Mart 2014 tarihinde ulaştı. Savcılık soruşturması sürüyor. (Kaynak: Al Jazeera)
İnternet Yasakları Cuma Hutbesinde...
Son günlerde tartışmaların odağında olan Diyanet İşleri Başkanlığı, tüm Türkiye’deki camilerde okutulan bu haftaki “hürriyet ve mesuliyet” konulu cuma hutbesi nedeniyle yine gündemde. Diyanet’e hutbede, AK Parti’ye destek anlamına gelecek ifadelere yer verdiği eleştirileri yöneltiliyor. Diyanet’in seçimden önceki son cuma hutbesinde tartışmalara yol açan ifadelerden birisi, Twitter ve Youtube yasağının işaret edildiği iddia edilen, “Günümüzde birçok hata, hürriyet kavramının yanlış anlaşılmasından kaynaklanmaktadır” sözleri oldu. Bir diğeri ise Suriye konulu ses kaydına göndermede bulunulduğu ileri sürülen, “Kitle iletişim araçlarıyla dünyamızın küçüldüğü, geminin dibini delmek isteyenlerin çoğaldığı, teknik imkânları kullanıp tabiatın ekolojik dengesini dahi bozacak kadar ileri gittikleri günümüzde…” şeklinde devam eden ifadeydi. Diyanet İşleri Başkanlığı, iki gün önce gündeme dair değerlendirmelerin yer aldığı açıklaması ile de tartışmalara yol açmıştı. nediyor.com
Kılıçdaroğlu: 'Senin Tehdidin Bize Sökmez'
Seçim sonuçlarını ve Başbakan'ın balkon konuşmasını değerlendiren CHP lideri 'Kimsin sen tehdit ediyorsun? Senin tehdidin sana söker, bize değil.' dedi.Dün yapılan yerel seçimler sonrası değerlendirmelerde bulunan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, canlı yayınlarda sert açıklamalarda bulundu.Başbakan Erdoğan'ın dün gece yaptığı balkon konuşmasını sert sözlerle eleştiren CHP lideri, 'Başbakanlık koltuğunda oturan zat yine bir balkon konuşması yaptı. Açıkça demokrasiyi, hukuku, sosyal grupları tehdit etmeye başladı. Kimsin sen tehdit ediyorsun? Senin tehdidin sana söker, yanındakilere söker ama bize sökmez.' dedi.Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satır başları'Sayımların açık olduğu yerlerde demokrasi güç kazanır. Son birkaç seçimdir seçimlerden sonra seçimin galibi olduğunu ilan ede kişi balkon konuşması yapar. Medya da der ki çıkacak konuşacak, barış içinde yaşayan bir Türkiye için hep birlikte mücadele edeceğizBaşbakan koltuğunda oturan zat, sonuçlar belli bir noktaya geldikten sonra bir açıklama yaptı ve tehditler savurdu. Kimsin sen demokrasiyi tehdit ediyorsun? Hiç alışkın olmadığımız bir tarzda, diktatörel bir tarzla demokrasi tehdit ediliyor. Hiçbir benzeri yok.Demokrasinin kurumlarını tehdit etmeye çalışıyor. 30 Mart öncesi neyse 31 Mart’ta da aynı adam. Türkiye ve dünyayı dizayn etmeye çalışıyor. Başbakanlık koltuğunda oturan zat şunu unutmasın CHP olduğu müddetçe senin tehdidin sana geçer, yandaşlarına geçer. Hiçbir vatandaşı tehdit edemezsin. Suçluyu kendin ilan edeceksin, kendi mahkemende yargılatacaksın sonra da demokrasi diyeceksin! Senin tehdidin sana söker bize sökmez. Bir de kalkmış muhalefeti dizayn etmeye çalışıyor. Kimsin sen!3- kez arka arkaya seçimlerde geldin. Devleti dizayn ettin, yargıyı ettin, medyayı arka bahçene çevirdin. Şimdi de geldin muhalefeti dizayn etmeye çalışıyorsun. Senin buna gücün yetmez.Seçimlerde halkın büyük oranda katılımı bizi memnun etti. Hiçbir ayrım yapmadan oy kullananları tebrik ediyorum. Tek bir şey istemiştim; seçimlere giderken vicdanınızı da götürün demiştim. Yoksa isteyen istediği partiye oy verir.Balkon konuşmasında dikkat çeken Bir Nokta daha vardı. Adı yolsuzluğa karışmış kişiler sıra sıra dizilmişler. Adı yolsuzluğa, hırsızlığa çıkmış insanlarla halka umut veren bir konuşma yapamazsınız. Kur'an-ı Kerim'e açıkça hakaret eden insanlar da oradaydı.Bu tabloyla birlikte bir balkon konuşmasının sonucunu kaç kişi değerlendirebilecek. Sorun bu.'AÇIKÇA DEMOKRASİYE MEYDAN OKUNDU'Balkon konuşmasında açıkça demokrasiye meydan okundu. Demokrasi benim kafamdaki şekilde şekillenir diye açıkça söylendi. Balkon konuşmasında helale de meydan okundu, haramdan yanayız dediler. Haramzadelerin iktidarı var zaten, o nedenle güçlüyüz. Kaybedenler haram yiyenlerdir. Mazlumun yanında olanlar neden kaybedecekler.'GÖRECEKSİNİZ, HER ALANA BASKI UYGULANACAK'Dünyanın hiçbir ülkesinde diktatörler kazanamaz. Ama onlar kazandıklarını düşünürler. Türkiye kazanmıştır. Süreç, göreceksiniz farklı bir şekilde yürüyecektir. Bu mesajlar önümüzdeki süreçte daha fazla baskının uygulanacağını gösteriyor. Medyaya, sivil topluma, siyasal partilere… Her alana baskı uygulanacaktır.'BASKILARIN ARTACAĞINI GÖRECEKSİNİZ'Ama ona şunu söylemek istiyorum: Bu daha başlangıç. Önünde boyun eğecek kişi arıyorsan balkon konuşmasında yanındaki adamlara bak. Bize hiç bakma. Kimsenin önünde boyun eğmeyiz.'İSTİFA EDECEK BİRİ VARSA BU ÜLKEYİ SOYANDIR'Bu arada kendi yandaşları istifa edeceğim şeklinde haber yayıyor. İstifa edecek biri varsa bu ülkeyi soyandır. Geçiniz bunları. Biz sonuna kadar mücadele edeceğiz. Hiç kimse unutmasın.'BU DAHA BAŞLANGIÇ, GÜÇLENEREK GELİYORUZ'Bu daha başlangıç. Güçlenerek geliyoruz. Bütün seçim sonuçlarına bakın. Beklediğiniz oranda oy almadık. Ama hiçbir zaman yurttaşlarımı suçlamadım. Yukarıya doğru bir çizgimiz var. Yukarıya doğru gidiyoruz, ağır ağır sindire sindire. Halka daha fazla gideceğiz. Son seçimde yine mağdurları oynadı. Hem malı götürüyor, hem mağdurum diyor. 31 Mart’tan sonra Türkiye’de baskının artacağını hepiniz göreceksiniz.'ANKARA DAHİL PEK ÇOK YERDE İTİRAZLARIMIZI YAPACAĞIZ'Ankara’daki ve çok yerde itirazlar var. Hukukçu bir ekip çalışıyor. Ankara dahil pek çok yerde itirazlarımızı yapacağız. 100’ü aşkın yerde miting yaptım. Elimden geleni yaptım tabi. Bu benim görevim.'EKSİĞİM OLABİLİR AMA...'Eksiğim olabilir ama görevimi yaptığıma inanıyorum. Milletin vicdanına hep sesleneceğim. Uyuyan vicdanları uyandırana kadar. Senin inandığın kitaba hakaret eden biri orada oturuyor, devleti soyanın yanında oturuyor. Yine de oy verecek misin? Kul hakkı yiyen biri orada oturuyor. Onları yanına almış, ben devlete meydan okuyorum, istediğim yolsuzluğu yaparım diyor.'ONA ŞUNU SÖYLÜYORUM: BU DAHA BAŞLANGIÇ!'Ama ona şunu sözlemek isterim Bu daha başlangıç! Eğer boyun eğecek birini arıyorsan balkonda yanında duranlara bak. Bize hiç bakma.Ülkeyi soyana istifa edecek misin diye sorulmuyor da geçiniz bunları biz sonuna kadar mücadele edeceğiz. Hiç unutulmasın, bu daha başlangıç! Güçlenerek geliyoruz. Evet beklediğimiz oyu alamadık ancak hiçbir zaman vatandaşlarımı suçlamayacağız. Eksiğim olabilir, ama görevimi yaptığıma inanıyorum.Hukukçu bir ekibimiz çalışıyor. Ankara dahil birçok yerde seçimlere itiraz edeceğiz.Her seçim sonrası elbetteki bir özeleştiri yapılacaktır. Nerede arttık, nerede eksildik. Bütün bunları bir araya getirip değerlendireceğiz.Bir Cumhuriyet Halk Partisiyiz, hukukun üstünlüğünü savunuruz. Bizi diğer partilerden ayıran temel özelliğimiz de budur. Neden korkalım kurultaydan? Anadolu Ajansı güven duymadığımız bir kurum. Havuz medyasının devlet ayağıdır Anadolu Ajansı. 76 milyon o parayı kullanan insanlara haklarını helal edicek mi etmeyecek mi asıl mesele bu.AKP ekonomide çok büyük açmazlarla karşılaşabileceğini biliyor. Belki bu açmazlarla karşılaşmadan önce bir erken seçim kararı alabilir.Devleti soyan adamdan cumhurbaşkanı olmaz. Olabilir mi? Şaibeli, yargı önünde aklanmayan bir adamdan cumhurbaşkanı olabilir mi? Olamaz! Hırsızdan cumhurbaşkanı olmaz!İtirazlarımızı yapacağız, YSK'nın kararlarına da saygı duyacağız.Cadı avını dikkatle izleyeceğiz. Kimsenin mağdur olmasına izin vermeyeceğiz.Biz metropollerde oyumuzu artırdık ama daha başarılı olabilirdik. Dönüp kendimizi sorgulayacağız neden daha başarılı olamadık, neden daha fazla oy alamadık diye.  Hatay'a sevindim, en üzüldüğüm il ise Artvin oldu.haberler.com
Diyanet İşleri Başkanı Görmez'den Mısır'daki İdamları Durdurmak İçin Mektup
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, son günlerde Mısır'da tartışma konusu haline gelen idam kararlarına ilişkin Ezher Şeyhi Prof. Dr. Ahmet Al-Tayyip'e hitaben bir mektup kaleme aldı. Avrasya İslam Şurası Başkanı sıfatıyla Ezher Şeyhi Al-Tayyip'e çağrıda bulunan Diyanet İşleri Başkanı Görmez, Avrasya İslam Şurasına üye ülke ve topluluklar adına alınan idam cezalarının kaldırılmasını istedi. Görmez'in mektubunda şu ifadeler yer aldı; Sayın Prof. Dr. Ahmad Al-Tayyib El Ezher Şeyhi Allah'ın Selamı, Rahmeti ve Bereketi üzerinize olsun. Hamd, rahmeti gazabını geçen ve rahmetiyle her şeyi kuşatmış olan âlemlerin Rabbine olsun. Salât ve selam, âlemlere rahmet olarak gönderilen, sâdıku'l-emîn, Peygamber Efendimiz Muhammed b. Abdullah'ın üzerine olsun. Cenâb-ı Hakkın rıza ve mağfireti de kendi aralarında ve birbirlerine merhametle davranan, iyiliği emredip kötülüklerden alıkoyan, insanlara karşı hem öfkelerini yutan hem af ve bağışlama yolun tutan onun aziz ashabının üzerine olsun. Allah ihsân ile muamele edenleri sever. Şahsım ve Avrasya ülkelerinde yaşayan Müslümanları temsil eden 50 dinî kurum başkanı adına sizlere hitap etmekten onur duymaktayım. Bu onur sizin şahsınızda, meşhur ve görkemli El-Ezher Üniversitesine hitap etmiş olmaktan kaynaklanmaktadır. Bizler El-Ezher'in, her zaman İslâm tarihindeki ününü, hakka giden yolda üstlendiği soylu vazifesini, bin yılı aşkın bir sürede İslâm ve Müslümanların bayraktarlığını, ilim ve irfan ehline olan himayesini ve her şeyden önce zulme ve zalime karşı olan dik duruşunu bilmekteyiz. Ezher denildiğinde, akla gelen en önemli şey, onun yeryüzünde Arapları ve Müslümanları ilmin ve bilginin nuru ile aydınlatan bir ışık kaynağı oluşudur. Ezher tarih boyunca, İlme, bilgiye ve fetvaya ihtiyaç duyanların müracaat ettikleri ilk merci, mazlumların hâmisi ve yardımcısı olmuştur. Sayın El-Ezher Şeyhi, Bizler İslâm ümmetinin önemli bir parçasıyız. Müslümanların sevinçlerine seviniriz, Üzüntülerine hep birlikte üzülürüz. Dost ve kardeş Mısır Arap Cumhuriyetinde bulunan yerel bir mahkemenin 528 vatandaşı hakkında 24 Martta idam cezası vermesi bizleri ve halklarımızı derinden üzmüştür. Sizlerden ve El-Ezher Üniversitesinin âlimlerinden, Mısırlı kardeşlerimiz arasında birliğin, beraberliğin ve kardeşliğin yeniden tesis edilmesinde, adalet ve şefkat duygusuyla her türlü vazifeyi ifa edeceğinize olan umudumuzu ifade etmek isteriz. Özellikle İslâm âleminin maruz kaldığı musibetlerin yaşandığı ve dış güçlerin var gücüyle müdahalelerini arttırdığı, ümmetin fertlerinin görüş ayrılıklarına düşerek dağıldığı bir dönemde, zat-ı âliniz ve Ezher âlimlerinin üstlenecekleri bu yüce vazifenin önemi izahtan varestedir. Yüce Rabbimizin Yüce kitabımız Kur'an-ı Kerim'de 'Müminlerden iki taife birbiri ile savaşa tutuşmaya kalktıklarında sulh ile onların arasını bulun..' (Hucurât, 49/9) ve 'Aranızdaki ihtilâfları sulh ile gideriniz!' (Enfâl, 8/1) buyurduğu ve Resul-ü Ekrem efendimizin 'Müslüman Müslüman'ın kardeşidir, asla ona zulmetmez, asla onu yüzüstü bırakmaz.' diye ifade buyurduğu Hadis-i Şerifleri malumu âlileridir. Sayın El-Ezher Şeyhi, Mısır halkı arasında kardeşliğin pekiştirilmesinde ve adaletin gerçekleştirilmesinde gereken çabayı göstereceğinizden eminiz. Bütün dünya, Mısır'daki hâdiselerin siyasi bir fitne olduğunun şahididir. Bugün en büyük görev Müslümanların ve Mısırlıların kanlarının daha fazla akmasına mani olmaktır. Müslümanlar olarak bizler, diğer insanlardan öncelikli olarak kendi aramızda birbirimize merhametle davranmak ve birbirimize karşı daha fazla müsamaha göstermek ile emrolunmaktayız. Mısır'da Müslümanlara, birbirlerine karşı merhamet ve müsamaha ile muamele etmeleri için çağrıda bulunması gerekenlerin en başında zat-ı âlileriniz ve çok değerli âlimleri ile Ezher Kurumu gelmektedir. Adalet, insaf ve müsamahayı en güzel şekilde göstererek ve uygulayarak İslâm'ın, Müslümanların ve Mısırlıların saygınlığını ve itibarını korumada ve sahip olduğunuz ahlâkî ve ilmî konumunuzla bu zalimce hükmün uygulanmasını engellemede tüm ümitler sizlere bağlanmış bulunmaktadır. Ümit etmekteyiz ki, hiçbir Müslüman kendi dininin saygınlığını ve itibarını kendi elleriyle ayaklar altına alacak bir hataya düşmesin ve o yüce dinin ahkâmının âleme sunduğu adaletten insanları nefret ettirecek bir neticeye sebebiyet vermesin. Bu nedenle Müslümanların ve Mısırlı kardeşlerimizin şan ve şerefini kurtarmak, acımasızca alınan bu kararın geçersiz kılınmasını sağlamak sizlerle birlikte El-Ezher âlimlerine düşmektedir. Avrasya ülkelerinde bulunan tüm dinî kurumlar olarak bizler, sizleri, güçsüzlerin ve günahsızların uğradığı bu zulmün sonlandırılması, varsa hata yapanların affedilmesi ve Mısırlıların karşılıklı anlaşarak birlik ve beraberliklerinin sağlanması konularında ayrıca aziz Mısır halkının kendi benimsedikleri anayasanın, Mısır'da hâkim kılınması hususunda desteklemekte oluğumuzu bildiririz. Yüce Allah'ın, büyük dedeniz Hz. Ali b. Ebî Tâlib'in oğlu Hz. Hasan'ın (r.a.) eliyle, geçmişte yaşanmış olan o elim savaşın ardından Müslümanlar arasındaki sulhu ve birliği nasıl sağladığını sizlere tekrar hatırlatmak isteriz. Avrasya coğrafyasındaki Müslümanlar olarak bizler, Aziz ve Hakîm olan Yüce Allah'ın, bugün de Mısırlıların birliğinin Zat-ı Âliniz ve Ezher âlimlerinin eliyle sağlamasını niyaz ediyoruz. Bu hayırlı hizmetiniz ile Ezher Şeyhliğini yaptığınız şu dönem bütün Mısırlıların, Arapların ve Müslümanların ileride sizlerin adaleti sağladığınız, zulme ve düşmanlığa mani olduğunuz, İslâm'ın en güzel suretini dünyaya gösterdiğiniz ve en karanlık günlerde Mısırlı gruplar arasında barışı sağladığınız bir dönem olarak hatırlanmasını tüm samimiyetimizle arzu etmekteyiz. Sayın El-Ezher Şeyhi, Muhakkak ki Zat-ı Âlinizin, bu toplu idam kararları ile ilgili dünya çapında gösterilen tepkileri takip etme fırsatınız olmuştur. Birleşmiş Milletler kaynakları tarafından 'Mısır Mahkemesinin 528 zanlı ile ilgili verdiği idam kararlarının uluslararası insan hakları ihlali' olduğu ifade edilmiştir. Ayrıca 'idam kararlarının verilebilmesinin ancak en üst düzey adil yargılama gereksinimleri uygulandıktan ve en doğru kriterler göz önünde bulundurulduktan sonra mümkün olabileceği; ayrıca 528 kişinin yargılanmasının iki gün içerisinde tamamlanmasının, en basit adil yargılama yollarının dahi tamamlanmadığını ve süreçte olması gereken adil yargılama kriterlerinin tam olarak uygulanmadığını göstermekte olduğu' ifade edilmiştir. Özellikle uluslararası af örgütleri de bu kararın kardeş Mısır'da tecelli eden adaletsizliğin en vahim boyutlarını yansıttığını belirtmiştir. Bu açıklamaların yanı sıra dünyadaki siyasi liderler de bu kararlara şiddetli eleştiriler yönelterek Mısır gibi bir ülkeden böyle kararların çıkmasının konunun ne kadar tehlikeli ve ciddi boyutlara vardığının bir göstergesi olduğunu ifade etmişlerdir. Şu an yaşananlar dünya çapında Mısırlıların, Arapların ve Müslümanların saygınlığına büyük zararlar verecektir. Zat-ı âlilerinizin önünde bir fırsat ve Yüce Mevla önünde de bir sorumluluk bulunmaktadır. Ülkenizin ve kardeş Mısır halkının maruz kaldığı bu zulüm daha büyük boyutlara varmadan gereken çabayı göstererek Adalet ve insaf sınırlarını aşmış olan her karara dur demek için, tüm dünya ülkeleri arasında ülkenizin ve necip halkınızın başının her daim dik kalması için, ilmin ve Ezher'in üzerinize yüklediği kutsal vazifeyi tereddütsüz ifa edeceğinize olan inancımızı ifade eder, Cenâb-ı Haktan bu sorumluluğunuzu hakkıyla yerine getirmenizde sizi muvaffak kılmasını niyaz ederiz. Allah'ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun. Prof. Dr. Mehmet GÖRMEZ Diyanet İşleri Başkanı Avrasya İslâm Şurası Başkanı Sabah
Başbakan Konuşurken Elektrik Kesildi, Twitter 'Kedi Lobisi' Dedi!
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Diyanet İşleri Başkanlığı'nca Sinan Erdem Spor Salonu'nda düzenlenen 'Kutlu Doğum Haftası' programındaki konuşması sırasında elektrikler kesildi. Erdoğan'ın konuşmasına bir süre ara vermek zorunda kaldığı kesintisi üzerine, 30 Mart seçimleri sırasında yaşanan elektrik kesintileri nedeniyle Enerji Bakanı Taner Yıldız'ın yaptığı, 'trafoya kedi girdi' açıklamasının ardından yapılan 'Kedidir kedi', 'kedi lobisi' esprileri tekrar gündeme geldi. İşte o tweet'ler Osman Nuri Cerit Erdoğan konuşurken elektrik kesildi, kedi yanlış trafoya girdi heralde... Behram Gök Başbakan konuşurken elektrikler kesilmesinden sonra,elektrik telleri ve barajlardaki paralel su yapılarına karşı operasyonlar başladı..Serhat Gülen Başbakan Erdoğan konuşurken elektrik gitmiş kedinin biri yine trafoya girmiştir kesin. Sayın Başbakan kedi lobisidir. Kasketli Bugün Başbakan Erdoğanın katıldığı Kutlu Doğum Haftası ile ilgili programda bir süre elektrik kesintisi olmuş Gün gelir devran döner! /Kedi/ Şevval Kavasoğlu Başbakan konuşurken elektrik kesilmiş.. Ak kedi ler , ah kediler. Bizde yedik Fatih Akalan Başbakan konuşurken elektrikler gitti. Trafoya kedi girmiş olabilir. Ayda Sahar Trafoya kedi sokan paraleller Erdoğan'ın konuşmasınıda sabote ederek elektriği kestiler! Bu Anaysanın hangi maddesine sığar? @AYMBASAKANLIGI Medyatava
Karşınızda Dünyanın İlk Apartmanı!
İnsanlık tarihinin ilk yerleşim yerlerine ev sahipliği yapan Yemen'in, evleri insanı hayretler içerisinde bırakıyor. Taş, toprak ve kerpiçten yapılan ayrıca bazalt taşı kullanılan Yemen evlerinin dünyada eşi benzeri yok. Tarihi 3 bin yıl öncesine dayanan evlerin en genci ise 800 yıllık en yaşlısı ise 3 bin yıllık! Karşınızda 3 bin yıllık 15 katlı bir evi görünce inanamıyorsunuz. Bir hafta kaldığımız Yemen'de bizde bu evlere her an tanıklık ettik. Haber7'den Samet Tunçer'in haberine göre; Kur'an-ı Kerim'de inşa ettikleri yüksek binalarla tarif edilen Ad kavminin yaşadığı ülke olan Yemen, toprak ve kerpiçten yapılmasına rağmen yüzyıllardan beri ayakta kalabilen ve içinde hala yaşamın sürdüğü ilk gökdelenlere ev sahipliği yapıyor.Bugün UNESCO korumasında olan 3 bin yıllık Yemen evlerine özellikle başkent Sana'a ve Hadramut şehirlerinde rastlıyorsunuz. O günün imkanlarıyla çok katlı (apartman) evlerin yapılması sizi çok şaşırtıyor. Çünkü ne demir, ne tuğla, ne kolon ne de tuğla var. Evler tamamen toprak ve kerpiçten yapılma... Kaynak: Haber7 / Samet Tunçer