onedio
Görüş Bildir

Kırmızı Kitap Haberleri

Kırmızı Kitap ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. Kırmızı Kitap ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

trend-arrow

Popüler İçerikler

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde Kırmızı Kitap Toplantısı: Gizli Toplantıya Telefon ve Akıllı Saatler Alınmadı
Devletin ‘gizli anayasası’ olarak nitelendirilen ve kamuoyunda ‘Kırmızı Kitap’ olarak adlandırılan Milli Güvenlik Siyaseti Belgesinin güncellenmesinde sona gelindi. Kırmızı Kitap için Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde gizli bir toplantı yapıldı. Toplantıya cep telefonları ve akıllı saatler alınmadı.  Milli Güvenlik Siyaseti Belgesi, devletin iç ve dış tehditlerini madde madde ortaya koyan bir belge niteliği taşıyor. Tehditlerdeki değişikliklere göre bu belge güncelleniyor. Kaynak
Kırmızı Kitap Nedir? Milli Güvenlik Siyaseti Belgesi'ne Neden Kırmızı Kitap Deniliyor?
Kamuoyunda “Kırmızı Kitap” olarak bilinen Milli Güvenlik Siyaseti Belgesi’nin güncel hali 2025 yılında hayata geçirilecek. Belgenin güncellenmesi için Beştepe’de gizli bir toplantı yapıldı. “Kırmızı Kitap”ın ne olduğu, içeriğinde nelerin yer aldığı merak ediliyor.Peki Kırmızı Kitap nedir? Milli Güvenlik Siyaseti Belgesi'ne Neden Kırmızı Kitap Deniliyor? Devletin Gizli Anayasası olarak nitelendirilen Kırmızı Kitap’ta neler yer alıyor?
"Cemaat 'One Minute' Sonrası Bilgi Toplamaya Başladı"
İçişleri Bakanı Efkan Ala, Gülen cemaatinin 1 Kasım 2009'dan bu yana dinleme yaptığını ve bilgi belge topladığını söyledi. Özellikle 'One Minute' olayının bir dönüm noktası olduğunu belirten Ala, 'Gülen cemaati Davos'taki 'One Minute' çıkışından sonra bizimle ilgili bilgi toplamaya başladı' dedi. Mavi Marmara saldırısının da kırılma olduğunu belirten İçişleri Bakanı Efkan Ala, bu konuda yapılacak mücadele için anayasa değişikliğinin şart olduğuna dikkat çekti. 'Kırmızı Kitap' olarak bilinen Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'ne ilişkin de konuşan İçişleri Bakanı Ala, 'Bir demokrasi metnidir. İnternete koysak yeridir. Her satırına imza atarız' dediği öğrenildi.En son haber
'Asıl Kırıcı Davranan Amerika'dır'
Başbakan Erdoğan, İsrail'in Gazze saldırılarını kınamasını eleştiren ABD'li yetkililere cevap vererek 'Hala Amerika, 'İsrail burada savunma hakkını kullanıyor' diyorsa, burada bir defa asıl öz eleştiriyi Amerika'nın yapması lazım. Asıl kırıcı davranan Amerika'dır' dedi.Başbakan Recep Tayyip Erdoğan , İsrail'i eleştiren sözleriyle ilgili ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jen Psaki'nin 'kırıcı ve yanlış' yönündeki açıklamalarının sorulması üzerine, 'Hala Amerika, 'İsrail burada savunma hakkını kullanıyor' diyorsa, burada bir defa asıl öz eleştiriyi Amerika'nın yapması lazım. Asıl kırıcı davranan Amerika'dır' değerlendirmesinde bulundu. TGRT Haber 'in gündeme ilişkin sorularını yanıtlayan Başbakan Erdoğan, ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jen Psaki'nin kendisinin İsrail'i eleştiren sözleri üzeri için 'kırıcı ve yanlış' açıklamasında bulunduğunun hatırlatılması üzerine, söz konusu açıklamayı dinleyemediğini belirterek, şunları kaydetti: 'Sizin ifade ettiğiniz gibi bir ifadeyi kullanmışsa ben öncelikle Amerika'yı öz eleştiriye davet ediyorum. Asıl üzücü, kırıcı açıklamaları Amerika yapmıştır şu ana kadar. Bütün bu ölümlerin, Gazze'nin bombardıman altında tutulmasının ki, 500 ton bomba şu ana kadar yağdırılmıştır. Bütün bu olayların neticesinde 300'ü aşkın insan ölmüştür. Bunların karşısında hala Amerika, 'İsrail burada savunma hakkını kullanıyor' diyorsa, burada bir defa asıl öz eleştiriyi Amerika'nın yapması lazım. Asıl kırıcı davranan Amerika'dır. Biz hiç bir zaman kalkıp da 'Amerika bu işte belirleyicidir' ifadesini bu noktada, bu duruşla göremeyiz ve güvenemeyiz de. Çünkü böyle olmaması gerekir. Bugün Amerika'nın dünya barışına katkısının çok daha fazla olması lazım. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin bir üyesi olarak adil davranması gerekir. Ben Çin'in yapmış olduğu açıklamayı takdirle karşılıyorum, budur adil yaklaşım, bunu ortaya koymak gerekir. Şuanda hepsinin İsrail'in yanından yer alması düşündürücüdür.' 'Onların ciğeri sızlamıyor ama bizim sızlıyor” Birleşmiş Milletlerin bugüne kadar İsrail aleyhinde 280 kadar karar aldığına dikkati çeken Erdoğan, 'Hep estirdiği bu terör sebebiyledir. İnsanları sürekli olarak acımasızca öldürmektedir ve orantısız güç kullanmak suretiyle çoluk çocuk demeden, düşünün denizin kenarında, kumsalda olan çocukları öldürecek kadar bu iş ihanete varmıştır. Bütün bunları nasıl görmemezlikten gelebiliriz, Amerika gibi bir ülke bunları nasıl görmemezlikten gelebilir? Tabi burada onların ciğeri sızlamıyor ama bizim sızlıyor. Çünkü bizim farklı bağlılıklarımız var. Uluslararası noktada diplomasi ilişkilerini sürdürdüğümüz gibi, bunlar karşısında da nasıl onlar açıklama yaptıkları zaman bizim gönlümüz kırılıyorsa, bıraksınlar da biz de düşündüğümüzü konuşalım yani. Onlar bize metin gönderecek de o metni mi okuyacağız? Bunu da çok açıkça ifade etmek isterim' diye konuştu. Paralel yapı 'Kırmızı Kitap'ta yer alacak Erdoğan, Cumhurbaşkanı seçilmesi halinde paralel yapıyla mücadelenin 'kırmızı kitap'ta yer alıp almayacağına ilişkin soru üzerine ise Milli Güvenlik Kurulu'nun açıklamalarına 'paralel yapı' ifadesinin girdiğini belirterek, şöyle devam etti: 'Buraya giren bir mücadele. Çünkü bu, ulusal güvenliğimizi tehdit eden bir yapıdır. Ulusal güvenliğimizi tehdit eden böyle bir yapı tabii ki onun içinde yerini alacaktır. Bununla mücadele devletin öncelikli görevleri haline gelmiştir ve bundan sonraki süreç bu mücadele de çok daha farklı olacaktır. Ben Cumhurbaşkanlığına çıktığım andan itibaren bu işi böyle kendi akışı halinde asla bırakmam, takipçisi olacağım. Çünkü benim milletim adına canım yanmıştır, bunu bilen birisiyim. Ama diğerlerinin tuzu kuru, onun için onların böyle bir derdi olamayabilir. CNNTürk
Bugün Mutlaka Okumanız Gereken 10 Köşe Yazısı
Ne yalan söyleyeyim, ‘kırmızı kitap’ konusunun yeniden popüler olacağını rüyamda görsem inanmazdım. Hani Metin Akpınar ’ın başrol oynadığı ‘Papatyam’ dizisinde, evin büyük oğlu, karısına, “Ömrümü yedin” deyip dururdu ya, ‘kırmızı kitap’ konusu da benim ömrümü yemiştir işte...Meslek hayatımda kimbilir kaç kez ülkeyi yönetmeye aday kadroların iktidara gelince çizgi değiştirdiği gerçeği şaşkınlığını yaşamışımdır. Benden kıdemli gazeteciler, “Nasıl oluyor bu?” soruma karşılık, tebessüm eşliğinde telâffuz ederlerdi ‘kırmızı kitap’ sözcüklerini...Devletin herkesi aynı çizgiye getiren ‘gizli anayasası’ , siyasi kadrolar değişse de devlette devamlılığı sağlayan temel metin olarak...Farklı uygulamalar söz konusu olduğunda, bir general --muhtemelen dönemin MGK genel sekreteri-- başbakanı ziyaret eder ve ‘milli güvenlik siyaset belgesi’ adını taşıyan ‘kırmızı kitap’ ı başbakanın masasına atarmış...
Bugün Mutlaka Okumanız Gereken 10 Köşe Yazısı
18 canı yitirdiğimiz son Ermenek maden ocağı kazası, emekçilerin ve meslek odalarının öncülük ettiği büyüyen kamuoyu tepkilerine yol açan cinayetleri bir kez daha gündeme getirdi.Aslında bütün bu cinayetler bir seri katilin işi:İnşaat cinayetleri...Tersane cinayetleri...Kömür madeni cinayetleri...Hep aynı katil tarafından birbiri ardına işleniyor!Katil, sömürü düzenini en ileri düzeylere taşıyan acımasız küresel kapitalizmin, azgelişmiş ülkelerdeki denetimsiz uygulamalarından yararlanan siyasal fırsatçılığın yol açtığı yağma!
'Parti Kapatmaya Karşıyız'
HDP Milletvekili Kaplan’ın “MGK’da HDP’nin kapatılması kararı alındı” sözlerine ilişkin Adalet Bakanı Bozdağ ve Meclis Başkanı Çiçek, “Parti kapatma dönemi sona erdi” ifadelerini kullandı.Halkların Demokratik Partisi (HDP) Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın “MGK toplantısında HDP’nin kapatılması kararı alındı” açıklamasına Meclis Başkanı Cemil Çiçek ve Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’dan yanıt geldi.Çiçek, “Parti kapatmalar artık günümüzde kabul edilebilecek bir husus değildir. En başta siyasi partilerimiz olmak üzere bu özgürlük ve sorumluluk dengesinin kurulmasında da güzel örnekleri ortaya koymaya mecburuz” dedi.Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ise, siyasi partilerin kapatılması devrinin kapandığını belirtti.“AK Parti olarak siyasi partilerin kapatılmasına ilke olarak karşıyız. Siyasi parti kapatan ülkelerin başında gelmektedir Türkiye, adeta siyasi parti mezarlığı olmuştur.“Siyasi partilerin kapatılması devrinin de kapandığını düşünüyorum. Bundan sonra Türkiye’de siyasi partilerin kapatılmasının gündeme gelebileceğine pek ihtimal vermiyorum.“Siyasetin Anayasa çerçevesinde yapılması gerekir. HDP şiddet değil, benim fikrim var demesi lazım.”Hasip Kaplan ne demişti?TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, Cumhurbaşkanlığı, TBMM, Sayıştay ve Kamu Denetçiliği kurumunun 2015 yılı bütçelerinin görüşmelerinde konuşan HDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, Milli Güvenlik Kurulu’nda ‘kırmızı kitap’ denilen bir belgenin ele alındığını ve HDP’nin kapatılması noktasında karar alındığını söyledi.“Milli Güvenlik Siyaset Belgesi, ‘kırmızı kitap’ denilen bir belge toplantıda ele alındı. Bu kırmızı kitap Meclis’ten saklanıyor. Bu toplantıda, derneklerin, sivil toplum örgütlerinin, aydınların ve sanatçıların hedefe konulduğunu görüyoruz. HDP’nin kapatılması, yasal dernek ve sendikaların kapatılması noktasında kararlar alındı.“Bu kararlar Türkiye’yi felakete sürükleyecek kararlardır. Bu belgeyi Meclis’in bilmesi demokrasinin vazgeçilmezidir. Legal partilere sabotaj yapılacaksa, suikast yapılacaksa, ben bu siyaset belgesini istiyorum, Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’ni bize vereceksiniz.”İMC
İlk MGK Toplantısında Rekor
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ilk kez başkanlık ettiği Milli Güvenlik Kurulu toplantısı, kayıtlara geçen en uzun MGK oldu. 10 saatten fazla süren toplantı sonrası yayımlanan bildiride ilk kez 'paralel yapı' ifadesi yer aldı.Milli Güvenlik Kurulu'nun Ekim ayı olağan toplantısı, saat 14.25'te başladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, seçildikten sonra ilk kez MGK'ya başkanlık etti. 10 saat 20 dakika süren toplantı, rekor kırarak kayıtlara geçen en uzun MGK oldu.Toplantının ardından yazılı açıklama yapıldı.'Paralel yapı' vurgusuMGK bildirisinde ilk kez 'paralel yapı' ifadesi yer aldı. Açıklamada, 'Ülkemizin güvenliği, halkımızın huzuru ve kamu düzenini ilgilendiren hususlar ayrıntılı olarak görüşülmüştür. Bu kapsamda milli güvenliğimizi tehdit eden ve kamu düzenini bozan iç ve dış legal görünüm altında illegal faaliyet yürüten paralel yapılanmalar ve illegal oluşumlarla yürütülen mücadelenin kararlılıkla sürdürüleceği vurgulanmıştır' denildi.'Terörle mücadele'Son dönemdeki şiddet olaylarına ilişkin ise şu ifadelere yer verildi;'Terörle çok boyutlu mücadele kapsamında sürdürülen çözüm süreci ele alınmış, sürecin oluşturduğu olumlu atmosferi ve huzur ortamını bozmaya yönelik provokatif olaylara karşı kamu düzeni ve güvenliğini koruma konusundaki kararlılık teyit edilmiştir.''IŞİD'le mücadele'IŞİD'le mücadeleye ilişkin bilgilerin de yer aldığı açıklamada, 'Irak ve Suriye'de IŞİD ve diğer terör örgütleriyle mücadele, ülkemizin bu mücadelede uluslararası koalisyon içindeki konumu, Türkiye'ye müzahir gruplar başta olmak üzere, ılımlı muhaliflerin durumu ve yerinden edilen kişilere yönelik insani yardımlarımız görüşülmüştür. Ayrıca Irak'taki siyasi süreçte son dönemde yaşanan gelişmeler gözden geçirilmiş, ikili ilişkilerin güçlendirilmesi yönündeki irade teyit edilmiştir' değerlendirmesinde bulunuldu.'Suriye'deki gelişmeler'MGK bildirisinde, 'Suriye'de dördüncü yılını tamamlamak üzere olan çatışma ortamının ülkemizin ve bölgemizin güvenlik ve istikrarına yönelik yansımaları, bu konudaki bölgesel ve uluslararası yaşanan son gelişmeleri de içerecek şekilde müzakere edilmiştir' ifadelerine de yer verildi.'Ege ve Doğu Akdeniz'deki gelişmeler'Deniz yetki alanları başta olmak üzere Ege ve Doğu Akdeniz'deki gelişmelerin gözden geçirildiği belirtilen açıklamada, 'Türkiye'nin kendi kıta sahanlığı içinde ve garantör ülke olarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin ruhsatlandırdığı sahalardaki hak ve menfaatlerinin korunması için gereken her türlü tedbirin önümüzdeki dönemde de kararlılıkla alınacağı belirtilmiştir' denildi.Gazze, Libya, YemenAçıklamada, 'Başta Gazze'de sağlanan ateşkes olmak üzere, İsrail-Filistin ihtilafında yaşanan son gelişmeler, Libya ve Yemen'deki mevcut durum ile bölgesel yansımaları kapsamlı biçimde görüşülmüştür' ifadesi kullanıldı.En uzun MGK olarak tanımlanan ve 28 Şubat kararlarının alındığı MGK toplantısı 9 buçuk saat sürmüştü.Toplantılar Cumhurbaşkanı Abdullah Gül döneminde ortalama 4-5 saat sürüyordu.Kaynak: Al Jazeera
Arınç HDP'ye Parti Kapatmayı Hatırlattı
Yaklaşık 8 saat süren Bakanlar Kurulu toplantısı sonrasında Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, açıklamalarda bulundu. Arınç, çözüm sürecine değindi ve HDP'yi sert bir dille eleştirdi. Arınç, 'Bu proje olacak diye öldürme, yakıp yıkma düşünülemez. Biz partilerin kapatılması taraftarı değiliz. Ama düşünün bu tür olaylarda başat rolü oynayan bir siyasi parti demokratik ülkelerde bile hayatiyet bulamaz. Burası Türkiye, biz yaşasınlar istiyoruz' dedi.Arınç, Bakanlar Kurulu Toplantısının ardından gazetecilerin sorularını da yanıtladı. HDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder'in 'Barışın anahtarı Kobani'dedir' açıklamasına yönelik değerlendirilmesini sorması üzerine Arınç, HDP'li bazı milletvekillerinin basın toplantısıdüzenlediğini ve özellikle Önder'in, Başbakan Ahmet Davutoğlu ve kendilerini çok açıkça eleştirdiğini söyledi.Bundan üzüntü duyduğunu ifade eden Arınç, şunları kaydetti: 'Çünkü ben, HDP içerisindeki bazı milletvekillerinin samimi olarak çözüm sürecini istediklerini biliyorum. Büyük bir kısmının ise böyle bir görüntüde olmadığını hatta ne olup bittiğinden bile haberdar olmadığını, farklı etkiler altında kalabildiğini de biliyorum, kendileriyle görüştüğümüz için. Ama netice itibarıyla HDP siyasi bir partidir, onun milletvekilleri vardır ve bu konunun içerisinde İmralı ile Öcalan ile görüşmeler yapan bazı milletvekillerinin olduğu da bütün kamuoyunun malumudur.Adalet Bakanlığımızın izniyle bazen isimler değişmek suretiyle, bazen iki kişi mi, üç kişi mi gidecek noktası, farklılık gösterebilmektedir. Üzüldüğüm şey şudur; HDP'li bazı milletvekilleri zaman zaman hakaret, zaman zaman tehdit, zaman zaman şantaj yapma haklarını kendilerinde görüyorlar. Ayarları yok, nerede ne söyleyeceklerini hiçbir zaman düşünerek hareket etmiyorlar. Ama kendileri küçücük bir eleştireye uğradığı zaman da yine bas bas bağırmaya devam ediyorlar. Eleştiri sizin için az bile, eleştirinin en ağırını sizler için yapacağız. Bunlara tahammül göstereceksiniz. Çok yanlışlarınız var, bu yanlışlardan dolayı bize bağırıp, çağırmak yerine kendinize dönüp bir bakmanız lazım.''O iş ayrı bu işte ayrıdır'Başbakan Davutoğlu'nun ısrarla 'kamu güvenliği ve kamu düzeni, halkımızın rahat, huzurlu ve mutlu yaşaması bizim için asıldır. Bu hiçbir zaman çözüm sürecinin karşılığı değildir' ifadelerini kullandığını hatırlatan Arınç, çözüm sürecine önem verdiklerini ve bunu Türkiye için hayati buldukları bir konu olduğunu vurguladı. Arınç, 'Ama bu proje olacak diye öldürmeler, yakıp yıkmalar, halkımızın yolunun kesilmesi, sorgulanması hiçbir zaman düşünülemez. O iş ayrı bu işte ayrıdır. Orada hiçbir asayişsizlik ve hiçbir terör olayı olmayacak ki Milli Birlik Kardeşlik Projemiz alabildiğince büyüsün ve gelişsin' diye konuştu.Görevi itibarıyla bölgedeki valilerden raporlar aldığını dile getiren Arınç, bir validen gelen bilgi notunu da paylaştı. Arınç, şunları söyledi: 'Size orta ölçekli bir vilayetin valisinden gelen bilgi notunu okuyayım; '1-31 Ekim tarihlerinde ilimizde çözüm sürecini etkileyen olaylar sunulmuştur. İlimiz merkez ve ilçelerinde 98 defa yol kesme ve kimlik kontrolü yapma teşebbüsünde bulunulmuştur. Bu eylemlerde 25 bin 281 molotofkokteyli, bin 12 havai fişek, 18 bin el yapımı bomba, 14 el bombası atılmıştır'. Bunlar bir ilde oluyor, 30 gün içinde. Yine bu eylemlerde, tabi bunların içinde 6-7 Ekim'deki yoğunluğu da dikkate almanız lazım, kamu kurum ve kuruluşlarına ait 58 bina ve 79 araçla vatandaşlarımıza ait 17 ikamet, 18 iş yeri zarar görmüştür. 3 vatandaşımız, 20 polis memuru ve bir geçici köy korucusu yaralanmıştır. Bu ilde ölüm olmadı, başka illerde ölüm de oldu. Yapılan operasyonlarda 27 kaleşnikof marka silah, bir av tüfeği, bir el yapımı tüp bomba ve devam ediyor, 'bunlar da bulunmuştur' diyor. Bu ilimizdeki olaylar sadece 1-31 Ekim tarihleri arasında değil, geçmişten bu yana devam ediyor. Bazen çok azalıyor, bazen artıyor bazen de orta ölçekte oluyor.''Şov yapmak bizim işimiz değil'Bu olayların büyük kısmının HDP'nin 'sokağa çıkın' çağrısı ve sosyal medyada bazı örgüt birleşenlerince gönderilen mesajların ardından yaşandığını belirten Arınç, şöyle devam etti: 'Bunun karşılığında HDP suçlanmıştır. HDP bu suçunu kabullenmek yerine adeta başka mazeretlerle, alay eder gibi bir tavır içerisine girmiştir. 40'tan fazla canın hayatını kaybettiği bu olaylardaki sorumluluklarını inkar etme yoluna gitmişlerdir. Ama bu sefer 1 Kasım'da da yine 'sokaklara çıkın' çağrısıyla bu olayların benzerlerinin tekrarlanabileceği gibi bir endişe doğurmuşlardır. Allahım saklasın, Türkiye bunların her gün 'sokağa çıkın' çağrısıyla canlar ve mallar zarar görecekse, böyle bir süreçten bahsetmek garip olmaz mı?Bütün bu olayların pek çoğunda HDP il ve ilçe örgütleri baş at rolü oynamıştır. Bazı olayların içinde HDP milletvekilleri bizzat bulunmuşlardır. Biz, partilerin kapatılması taraftarı değiliz. Partilerin kapatılmasını imkansız hale getiren anayasa değişikliğine biz 'evet' oyu verirken BDP'li veya o zamanki DTP'li hiçbir milletvekili oylamaya katılmamıştı. Ama düşünün bu tür olaylarda başat rolü oynayan bir siyasi parti demokratik ülkelerde bile hayatiyet bulamaz. Burası Türkiye, biz yaşasınlar istiyoruz. O siyasi partilerin mensupları bireysel suçları bakımından yargılansın ama parti zarar görmesin istiyoruz. Ama bunuistismar etmeye de kimsenin hakkı yoktur. HDP'nin il, ilçe başkanları, KCK'sı KDK'sı bilmem nesi, hepsi bu işlerin içerisinde ön planda rol alırken biz onları sadece eleştirmiş oluyoruz. Onlar da bize karşı ağızlarına gelen her türlü hakareti savuruyorlar. Bu üsluplarına devam ederse kendileri bilir. Sürecin ne kadar zararlı sonuçlara yol açabileceğini ve bundan kimlerin daha çok zarar göreceğini milletvekili olduklarına göre herkesin çok iyi bilmesi lazım.Biz, Milli Birlik ve Kardeşlik Projemizin devam etmesi için sabır gösteriyoruz, bir. İtina gösteriyoruz, iki. Yapılabilecek işlerin azamisini yapmaya çalışıyoruz, üç. Ama şov yapmak bizim işimiz değil veya hakaret, tehdit etmek bizim işimiz değil. İllegal yapılanmalara destek vermek, güç vermek bizim işimiz değil. O yüzden o arkadaşlara buradan tekrar rica ediyorum, siz kendinize bir bakın, üslubunuza, yaptıklarınıza bir bakın, bunların gerçekten çözüm sürecine katkı sağlayıp sağlamadığı konusunda bir kendinizle muhasebeleşin. Ondan sonra gerekiyorsa bize söz söylersiniz.'AA ve CNN Türk
Bugün Mutlaka Okumanız Gereken 10 Köşe Yazısı
Anne olan bilir, derler. Ama nedense anne olmayanlar, annelik hakkında devamlı konuşuyor. Konuşmakla da kalmıyor, kadınlık ve annelik etrafında ailenin kodlarını da belirliyor:Hamileyken nasıl dolaşılacak, kaç çocuk yapılacak, hangi yöntemle doğurulacak, çocuklara nasıl bakılacak gibi...Memleketi yöneten siyasetçiler, sanki doğuştan birer kadın doğum ve pediatri uzmanı!Tamam, herkesin ideal ebeveynlikle ilgili fikir ve temennileri olabilir. Ancak kadınlık ve annelik, eğitim sisteminden tutun sosyal yardımlara, yönetici erkin elinde şekillendirildikçe iş değişiyor... Özel hayata müdahaleye giriyor.