onedio
Görüş Bildir

Bıçaklama Haberleri

Bıçaklama ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. Bıçaklama ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

trend-arrow

Popüler İçerikler

İdam Mahkumlarının Hayret Verici Son Sözleri
İdam her ne kadar günümüzde tartışmaya açık bir konu olsa da, çoğu insan tarafından insanlık dışı olarak görülmektedir. Ben o insanlardan biri olamadım. Bence idam gerektiği zaman, gerekilen yerde en acı şekilde uygulanmalı ve gösterilmelidir. Suçun büyüklüğü, ölümün en ağırı ile karşılanmalıdır. Kimsenin canını almak bize düşmez diyen idam karşıtlarının idam mahkumlarının neden onlarca kişiyi acımadan öldürürken böyle düşünmediğini gösteren son sözlerin olduğu listemiz:
Alanya Emniyet Müdürlüğüne Silahlı Saldırı
Antalya'nın Alanya İlçesi'nde Emniyet Müdürlüğü ek hizmet binasına bir otomobilden tüfekle tek el ateş açıldı.Saray Mahallesi'ndeki İlçe Emniyet Müdürlüğü ek hizmet binasına silahlı saldırı, dün gece meydana geldi. Plakası alınamayan siyah renkli bir otomobilden binaya tüfekle tek el ateş edildi. Tüfekten çıkan saçmalar binaya isabet ederken, olayda yaralanan olmadı.SALDIRGAN SABIKALIGüvenlik kamerası görüntülerini inceleyen polis, şüphelinin daha önce de çeşitli suçlardan sabıkası bulunan Uğur Ö. olduğunu belirledi. Şüphelinin geçen ay bir bıçaklama olayına da karıştığı ve bu nedenle hakkında arama kararı olduğu belirtildi. Şüphelinin yakalanması için çalışma başlatıldı. Saray Mahallesi'ndeki İlçe Emniyet Müdürlüğü ek hizmet binasına silahlı saldırı, dün gece meydana geldi. Plakası alınamayan siyah renkli bir otomobilden binaya tüfekle tek el ateş edildi. Tüfekten çıkan saçmalar binaya isabet ederken, olayda yaralanan olmadı.SALDIRGAN SABIKALIGüvenlik kamerası görüntülerini inceleyen polis, şüphelinin daha önce de çeşitli suçlardan sabıkası bulunan Uğur Ö. olduğunu belirledi. Şüphelinin geçen ay bir bıçaklama olayına da karıştığı ve bu nedenle hakkında arama kararı olduğu belirtildi. Şüphelinin yakalanması için çalışma başlatıldı.DHA
Doçent Cinayeti Davasında Çarpıcı İfadeler
Konya'da 2 Haziran'da Selçuk Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Kimya Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Celalettin Özdemir'i, duygusal ilişki yaşadığı sekreter Asuman E.'ye ilgi duyduğu gerekçesiyle üniversitedeki odasında bıçaklayarak öldürdüğü suçlamasıyla tutuklanan Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Gülce'nin yargılanmasına başlandı. Prof. Dr. Gülce, mahkeme heyetine, 'Böyle bir olay nedeniyle karşınızda olmaktan utanç duyuyorum' dedi. Öldürdüğü Doç. Dr. Özdemir için cezevinde her gün dua ettiğini ve onun için her gün iki kez Yasin suresini okuduğunu söyleyen Prof. Dr. Gülce, 'Belki ailesi bu kadar dua etmiyordur' dedi. Yaklaşık 4 saat süren duruşmanın ardından mahkeme heyeti duruşmayı 20 Mart 2015 tarihine erteledi.Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Handan Gülce'nin eşi olan 2 çocuk babası 53 yaşındaki Kimya Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Gülce, iddiaya göre duygusal ilişki yaşadığı fakültedeki o dönem evli olan 1 çocuk annesi 28 yaşındaki sekreter Asuman E. yüzünden tartıştığı 3 çocuk babası 42 yaşındaki Doç. Dr. Celalettin Özdemir'i geçen 2 Haziran'da bıçaklayarak öldürdü. Fakültedeki odasında olaydan 2 gün sonra cesedi bulunan Doç. Dr. Özdemir'in vücudunda ve boğazında 14 bıçak darbesi saptandı.Olayla ilgili olarak, cinayetin ardından emeklilik dilekçesi veren Prof. Dr. Gülce ile Asuman E. gözaltına alındı. Prof. Dr. Gülce, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı, sekreter Asuman E. ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.SEKRETER SALONA TUTUK SANIKLARIN GİRDİĞİ KAPIDAN ALINDIKonya 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya 'tasarlayarak öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle tutuklu olarak yargılanan Prof. Dr. Ahmet Gülce ile 'cinayete yardım etmek' suçundan 20 yıla kadar hapis cezası istemiyle tutuksuz yargılanan Asuman E. katıldı. Asuman E. öldürülen Doç. Dr. Celalettin Özdemir'in yakınlarıyla karşılaşmaması için salona, tutuklu sanıkların girdiği kapıdan alındı. Kimlik bilgileri okunan Prof. Dr. Ahmet Gülce, olaydan sonra emekli olduğunu ve boşandığını belirtti.Asuman E. de işsiz olduğunu herhangi bir gelirinin olmadığını ve babasının evinde kaldığını belirtti. Davaya Selçuk Üniversitesi de müdahil olmak istedi. Ancak mahkemeye heyeti, bu talebi reddetti'EŞİM DEKAN OLDUKTAN SONRA ASUMAN İLE İLİŞKİMİZ BAŞLADI'Prof. Dr. Ahmet Gülce, ifadesinde Selçuk Üniversitesi'nde 2004 yılından itibaren görev yaptığını ve öldürdüğü Doç. Dr. Celalettin Özdemir'i, o yıldan itibaren tanıdığını sekreter Asuman E.'yi ise 3 yıldır tanıdığını söyledi. Asuman E. ile ilk tanıştıklarında kendisini o dönem dekan yardımcısı olduğunu ifade eden Prof. Dr. Ahmet Gülce, 'İlk tanışmamız ben dekan yardımcısıyken oldu. O zaman iş nedeniyle geldi ve tanıştık. 2012 yılının Haziran ayında eşim dekan olduktan sonra Asuman ile ilişkimiz başladı. Kendisi Çevre Mühendisliği bölümünde görev yapıyordu' dedi.'ASUMAN, DOÇENTTEN HAMİLE KALDIĞINI SÖYLEDİ'Prof. Dr. Gülce, ifadesinde sekter Asuman E.'nin hem kendisiyle, hem de Doç. Dr. Celalettin Özdemir ile ilişkisinin olduğunu ve bu yıl içinde Özdemir'den hamile kaldığını söylediğini öne sürdü. Doç. Dr. Özdemir'e, sekreter Asuman E. ile ilişkisinin olup olmadığnı sorduğunu belirten Prof. Dr. Gülce, 'Celalettin'e sordum, böyle birşeyin olmadığını söyledi. Ancak Asuman, Celalettin'in kendisini yüz üstü bıraktığını ve ondan kurtulamadığını söylüyordu bana' dedi.'ASUMAN KAPIYI KİLİTLEDİ'Asuman E.'in olaydan önce kendisini Doç. Dr. Özdemir'in odasına çağırdığını öne süren Prof. Dr. Gülce, şöyle devam etti:'Asuman olaydan önce beni Celalettin'in odasına çağırdı. İkisi de odadaydı. Hakkımda dosya hazırlandığını ve bunları YÖK'e bildireceğini söyledi. 'Benim hakkımda ne olacak ki, herşeyimiz ortada' dedim ve çıkıp gittim. 1-2 gün sonra Asuman odama gelerek, dosyada kendisine attığım mesajların olduğunu söyledi. Nasıl aldığını sorunca 'gizlice almış' dedi. Rektör, Asuman'ın fakülteden uzaklaştırılarak başka bir fakülteye gönderilmesini istedi. Bir hafta önce de başka bir yere gönderildi, benim haberim yoktu. Olay günü Asuman saat 5 gibi beni aradı ve eşime teşekkür için yanımıza geleceğini söyledi. Ancak geç geldi ve nerede olduğunu sorunca Celalettin'in yanına uğradığını ve onun dosyayı göndereceğini ifade etti. Daha sonra konuşmak için Asuman ile odadan çıkarak, Celalettin Özdemir'in yanına gittik. Celalettin odada oturuyordu ve Asuman geldi kapıyı kilitledi. 'Siz benim evleneceğim kadını rezil ettiniz, buradan gönderdiniz, ben de sizi rezil edeceğim' diye konuşunca ben de 'Rektör böyle istedi, ben göndermedim' dedim. Bana küfür etmeye başladı. Yakamdan tuttu, benden daha güçlüydü. Hortum kestiğim için bıçak cebimdeydi. Kendimi korumak amacıyla 2-3 kez bıçağı salladım. Hatta bıçağı elimden almaya çalıştı. Bu arada kapı çalındı, kapı kilitliydi, üzerime baktım, kanlıydı. 'Celalettin Hocam' diye seslendiler. Önlüğüm kan olduğu için çıkardım ve maktulün montunu giyerek pencereden atladım.''EŞİM BANA EVDEN GİTMEMİ SÖYLEDİ'Olaydan sonra eşi dekan Prof. Dr. Handan Gülce ile birlikte eve gitmek için yola çıktıklarını anlatan Prof. Dr. Gülce, eşinin üzerindeki lekeleri sorması üzerine laboratuvarda oldu, kimyasal madde olduğunu söylediğini belirtti.Prof. Dr. Ahmet Gülce, eve gittiklerinde Asuman E. yüzünden Doç. Dr. Celalettin Özdemir ile kavga ettiğini söylemesi üzerine dekan eşinin, kendisine evden gitmesini söylediğini ifade etti.Prof. Dr. Gülce, eşi evden kovduktan sonra babasının evinde olan Asuman E.'nin yanına gittiğini ve Doç. Dr. Özdemir'i öldürdüğünü anlattığını söyledi. Prof. Dr. Gülce, 'Asuman'a kapıyı neden kilitlediğini sorduğumda bana 'Celalettin'in baskısıyla' cevabını verdi. Bana anahtarı kapının altından attığını söyledi. Öldürdüğümü söyledim, o da bana 'küçük çocuğum var, beni bulaştırma' dedi' diye konuştu.PROFESÖR, ÖLDÜRDÜĞÜ DOÇENT İÇİN HER GÜN DUA ETTİĞİNİ SÖYLEDİProf. Dr. Ahmet Gülce, ifadesi sırasında mahkeme heyetine de böyle bir olay nedeniyle karşılarına çıkmaktan dolayı utandığını dile getirdi. Öldürdüğü Doç. Dr. Celalettin Özdemir için cezevinde her gün dua ettiğini ve onun için her gün iki kez Yasin suresini okuduğunu belirterek, 'Belki ailesi bu kadar dua etmiyordur' dedi.BETON ZEMİNDE YATARAK KENDİSİNE CEZA VERMİŞProf. Dr. Ahmet Gülce, olaydan sonra eşinin evi terk etmesini söylemesi üzerine Asuman E. ile görüşüp tekrar evine dönüp, binanın bodrum katında geceyi geçirdiğini belirtti. Prof. Dr. Gülce, 'Celalettin'in beton zeminde yatığını göründe ben de bodrum katta beton zeminde yatarak kendime ceza verdim. Hatta yanıma laboratuvardan siyanür almıştım. Kendimi öldürecektim, sonradan vazgeçtim. Hakim bey bir de şunu belirtmek istedim. Basında 'aşk cinayeti' gibi çıktı, ama bu olay tamamen aniden gelişen bir olaydır' dedi.Asuman E. ile cinsel ilişkiye girmediklerini belirten Prof. Dr. Gülce, 'Asuman bana hep Celalettinden yakınırdı, 'Ondan nefret ediyorum, vücudu kokuyor. Bana zarar vereceğinden endişe duyuyorum.' Hep yakınırdı bu şekilde. Ayrıca Asuman bana bir gün dedi ki, 'dosyayı YÖK'e verirse, sen onu öldürürsün.' Ben de ona dedim ki, 'Cuma hutbesinde hoca bir insanı öldürmenin tüm insanları öldürmek gibi olduğunu söyledi bu mümkün değil' dedim' diye konuştu.KAYIP FLAŞ BELLEKProf. Dr. Ahmet Gülce, öldürdüğü Doç. Dr. Özdemir'in içinde kendi ve diğer hocalar hakkında kazırladığı YÖK'e vereceği raporların bulunduğu öne sürülen kayıp olan flaş bellekle ilgili de şöyle konuştu:'Asuman, olaydan sonra görüştüğümüzde bana kayıp flaş belleğin kendisinde olduğunu söylemişti. Ben de ona 'Yarın getir' dedim. O da avukata gösterdiğini, avukatın flaş belleğin sıkıntı doğrubileceğini söylemesi üzerin tuvalete attığını söyledi.'SEKRETER, PROFESÖRLE İLİŞKİMİZ YOK'Cinayete yardım etmek' suçundan tutuksuz yargılanan ve cinayetin ardından eşi F.S.'den boşanan Asuman E., öldürülen Doç. Dr. Celalettin Özdemir'i 2, Prof. Dr. Ahmet Gülce'yi de 5 yıldır tanıdığını belirtti. Doç. Dr. Özdemir ile ilişkisini kabul eden Asuman E., Prof. Dr. Gülce ile olan ilişkisini ise redetti. Asuman E., 'Ahmet Hoca bana mesaj gönderiyordu ve bunu Celallettin de görüyor ama dert etmiyordu. Gelen birkaç mesajın fotoğrafını çektik. Celalettin'in böyle bir takıntısı yoktu. 'Evlenince de bu mesajlar devam ederse, bunları Ahmet Hoca'nın eşine gösteririz' diye birbirimize söyledik' dedi.'BEN KAPIYI KİLİTLEMEDİM'Asuman E., olaydan 3 gün önce Turizm Fakültesi'nde atandığı için olay günü Mühendislik Fakültesi Dekanı ve aynı zamanda Prof. Dr. Ahmet Gülce'nin eşi Prof. Dr. Handan Gülce ile helalleşmek için fakülteye geldiğini söyledi. Dekan ile yaptığı görüşmenin ardından merdivenlerden inerken Prof. Dr. Gülce ile karşılaştığını belirten Asumen E., ifadesinde şunları anlattı:'Merdivenlerden inerken Ahmet hoca ile karşılaştım. Bana gülerek 'Celalettin Hoca'yı öldürdüm' dedi. Daha sonra da bunun şaka olduğunu söyledi. Celalettin Hoca'nın odasına gidince de kapının kilitli olduğunu gördüm. Eve geldiğimde meraklandığım için Ahmet Hoca'yı cep telefonundan aradım, ancak telefonu açmadı. Daha sonra o beni aradı. Evimin önüne geldi, ben Celalettin'i sorunca 3 dakika durdu ve gitti. Bir gün sonra okulda yanıma gelerek, şaka yapmadığını ve kendisinin Celalettin'i öldürdüğü söyledi. Benden bunu kimseye söylemememi, aksi halde beni de bu işe ortak edeceğini ifade etti. Salı akşamı aileme söyledim. Amcam da polis arkadaşını aradı, böyle bir olay olmadığını öğrendik. Ben zaten öldüreceğini düşünmedim. Beni otele çağırdı, 50 bin lira borcu olduğunu, o parayı vermezsem cinayete beni ortak edeceğini söyledi. Çarşamba akşamı Cinayet Büro'ya gittim, orada herşeyi anlattım. Ama şikayetçi olmadık. Cinayet olup olmadığından emin değildim. Bir gün sonra psikolojim bozuldu, izin almak için Turizm Fakültesi'ne gittim. Eşim de yanımdaydı. Orada Hasan isimli bir kişiye Celalettin Hoca'yı sormasını istedim. Odasına gittiler ve cinayet ortaya çıktı.'Odanın kapısını kilitlemediğini ifade eden Asuman E., 'Ben kapıyı kilitlemedim, suçlamaları kabul etmiyorum. Ben kapıyı kilitleseydim normal olur muyum? Beni fark ederlerdi' dedi.'DOÇENTTEN HAMİLE KALDIM, DÜŞÜK YAPTIM'Öldürülen Doç. Dr. Özdemir'den halime kaldığını ve düşük yaptığını kürtaj yaptırmadığını belirten Asuman E., 'Celalettin Hoca'dan hamile kaldım. Ama düşük yaptım. Para talebim olsa verirdi zaten. Ahmet Gülce'den de böyle bir talebim olmadı. Celalettin Hoca, anlaşmalı boşandığı için karısın kardeşleri malların peşine düştü. Otelde kaldığımızı hatırlamıyorum. Telefonunun ve flaş belleğin nerede olduğunu bilmiyorum.'Cinayetten 1 hafta önce Doç. Dr. Özdemir ile ayrılıp, eşi F.S. ile barıştığını belirten Asuman E., 'Celalettin ile aramız açılmıştı. Ben ona 'Yuvama dönüyorum' dediğimde. 'Tamam Asuman, ama birbirimizi unutana kadar arayıp görüşelim' dedi' diye konuştu.ÜLKÜCÜ- CEMAATÇİ KAVGASIAsuman E., öldürülen Doç. Dr. Celalettin Özdemir'in ülkücü, Prof. Dr. Ahmet Gülce'nin de cemaatçi olduğunu ve aralarında ülkücü- cemaatçi kavgası olduğunu da öne sürdü. Mahkeme başkanı ise 'Cemaatciydi derken?' diye sorunca Asuman E. de 'Fethullan Gülenciler mi ne onlardan' diye cevap verdi.'ASUMAN E., SÜTTEN ÇIKMIŞ AK KAŞIK GİBİ KONUŞUYOR 'Asuman E.'nin bu iddiası üzerine söz alan Prof. Dr. Ahmet Gülce'nin avukatı Fatih Ruşen ise 'Cemaatçi denilerek olay çarpıtılmaya çalışılıyor. 410 bin lira ortada yok. Asuman E., sütten çıkmış ak kaşık gibi konuşuyor. Bu para nerede sorulmasını istiyorum' diye konuştu.Avukat Fatih Ruşen, cinayetten sonra olay yerinde yapılan incelemede Asuman E.'nin odanın kapı arkasında ve sehpanın ayaklarında parmak izinin olduğunu hatırlatıp, cinayetten sonra odaya girdiğini öne sürdü.Prof. Dr. Ahmet Gülce'nin, Doç.Dr. Özdemir'i 3 bıçak darbesiyle yaraladığını ifade eden avukat Fatih Ruşen, 'Müvekkilim, maktüle karşı 3 kez bıçaklama yaptığını, ancak otopsi raporlarında 19 santimlik vücudunda bir yaranın olduğu ve bağırsakların dışarı çıktığını görülmektedir' dedi.Avukat Ruşen, müvekkilinin odadan çıktıktan sonra Doç. Dr. Celalettin Özdemir'in yaşadığını, müvekkilinin odadan çıkmasının ardından üçüncü bir kişinin odaya girip öldürme eylemini gerçekleştirdiğini öne sürerek iddiasıyla ilgili hazırladığı belgeleri mahkemeye sunduğunu belirtti. Ruşen, müvekkilinin duygusal biri olduğunu ve çoğu şeyi ifade edemediğini belirtti. Bu sırada Prof. Dr. Gülce'nin duygulandığı görüldü.Doç. Dr. Celalettin Özdemir'in avukatı Süleyman Çimen ise Asuman E.'nin sürekli çelişkili ifade verdiğini söyleyerek, tutuklanmasını talep etti.'MÜVEKKİLİM EVLİYKEN ZİNA YAPTI'Asuman E.'nin avukatı Hasip Şenalp de 'Müvekkilim Asuman evliyken zina yapmıştır. Bunun dinen kabul edilecek bir yeri yoktur. Dinimizde bunun cezası 'recm'dir. Bu ahlaksız bir davranıştır. Yaptığı hatayı cinayet işlemiş gibi gösteriyorlar' diyerek savunma yaptı.Öldürülen Doç. Dr. Celalettin Özdemir'in kardeşi Mustafa Özdemir ifadesinde, 'Sanık Asuman'ı tanırım. Ağabeyim bir gün bana gelerek. Fakültedeki bir sekreterle gönül ilişkisinin olduğun evlenmek istediğini, kendileriyle tanıştırmak istediğini söyledi. Biz de kabul ettik. Birlikte yemek yediğimizde Asuman'ın çok çenebaz birisi olduğunu ağabeyimi kendine bağladığını fark ettim' dedi.Mahkeme heyeti ifadeler tamamlandıktan sonra duruşmaya 5 dakika ara verdi. Aranın ardından mahkeme heyeti, Doç. Dr. Özdemir ve Prof. Dr. Gülce'nin avukatlarının Asuman E.'ye tutuklama talebini redetti. İddianamede ismi geçen tanıkların dinlenmesi, Doç. Dr. Özdemir'in odasındaki bilgisiyara ait hard diskinin ve bir kişinin ihbarı üzerine bulunan suç aleti olduğu öne sürülen bıçağın incelenmesine karar verdi. Yaklaşık 4 saat süren duruşmanın ardından mahkeme heyeti duruşmaşı 20 Mart 2015 tarihine erteledi.DEKAN VE SEKRETER BOŞANDIBu arada üniversitede işlenen bu cinayetin ardından Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Handan Gülce, yaklaşık 30 yıllık eşi Prof. Dr. Ahmet Gülce'den anlaşmalı olarak tek celsede boşandı. Dekan Prof. Dr. Gülce, duruşmada 150 bin lira tazminat ile üniversitede okuyan 2 oğlunun eğitimleri bitene kadar aylık 1000'er lira eğitim masrafı istedi.Üniversitede taşeron kadrosunda sekterlik yapan, cinayetin işlenmesiyle iki öğretim üyesiyle de ilişkisi bulunduğu ortaya çıkan Asuman'ın olaydan sonra işine son verildi. İlk evliliğini 8 yıl önce yapan ve 45 gün evli kaldıktan sonra eşinin dava açması sonucu boşandığı belirtilen Asuman, cinayetin ardından 4 yıldır evli olduğu ikinci eşi eczacı kalfası F.S. ile anlaşmalı olarak boşandı. Asuman E. eşinden nafaka ve herhangi bir mal talep etmedi, oğlunun da velayeti babaya verildi.Hasan Dönmez, DHA
Boşanmak İsteyen Kadına Bıçaklı Erkek Şiddeti Kamerada
Denizli'de bir kişi, boşanmak isteyen karısını, sokak ortasında yere yatırarak boynundan bıçakla yaraladı. Bıçaklama anı güvenlik kamerasınca kare kare kaydedildi.Denizli'de kendisinden boşanmak isteyen karısı 30 yaşındaki A.Ö.'ı sokak ortasında önce ayaktayken, ardından yere yatırıp bıçaklayan 43 yaşındaki D.Ö., vatandaşların yoğun tepkisiyle karşılaştı. D.Ö., vatandaşların tepkisinin büyümesi üzerine kaçtı. Ağır yaralanan kadın hastaneye kaldırılırken, kaçan D.Ö. yakalanarak gözaltına alındı. Dehşet dolu dakikalar bir apartmanın güvenlik kamerasınca kaydedildi.
Porsuk Çayı'nda Kadın Cesedi Bulundu
ESKİŞEHİR'deki Porsuk Çayı'nda 30-35 yaşlarında, göğsünün altından tek bıçak yarası olan bir kadın cesedi bulundu.Kırmızıtoprak Mahallesi Kanlıkavak Parkı yanından geçen Porsuk Çayı'nda öğle saatlerinde bir kadının hareketsiz olarak suda sürüklendiği görenler durumu 155 Polis İmdat hattına bildirdi. İhbar üzerine olay yerine polis, itfaiye ve 112 sağlık ekipleri sevk edildi.Büyükşehir Belediye itfaiyesinde görevli bir dalgıç, suya girerek sürüklenen kadını kıyıya getirdi. 30-35 yaşlarındaki kadın, polis ve itfaiyecilerin yardımı ile sudan çıkartıldı. Sağlık ekibinin yaptığı incelemede üzerinden kimlik çıkmayan kadının ölmüş olduğu belirlendi. Göğsünün altında tek bıçak darbesi olduğu bildirilen kadının cesedi otopsi için Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Hastanesi morguna kaldırıldı.Yetkililer soruşturmanın sürdüğünü, cesetteki bıçak darbesinin fazla derin olmadığını, kadının bıçaklama nedeniyle ölmemiş olabileceğini ifade ederek kesin ölüm nedenin yapılacak otopside belirleneceğini söyledi.DHA
Testi Çöz ve Katili Cinayet İşlemeden Yakala!
Dedektif Andrew! Bir önceki görevini başarıyla tamamladın ve seri katili yakaladın. Gizli servis senin yeteneklerine hayran kaldı ve sana yeni bir görev teklif etti. Bu sefer çok daha büyük bir sorunla karşı karşıyasın ve zamanın daha da kısıtlı. Bugün halka açık bir alanda tören düzenlenecek ve Kraliçe konuşma yapacak. Törene ülkenin birçok üst düzey ismi katılacak. Birkaç dakika önce törende bir cinayet işleneceğini söyleyen bir ihbar telefonu geldi. Bu kadar önemli bir töreni, doğruluğu belli olmayan bir ihbar telefonu yüzünden iptal etmeyecekler. Sana ulaştılar ve senden olası bir cinayeti engellemeni istiyorlar!(Not: Test Sherlock'un 3. Sezon 2. Bölümü'nden esinlenerek yapılmıştır. İzlemeyenler için spoiler niteliğinde bilgiler taşır.)
Bıçaklayan Kocaya 5 Ay, Bıçakla Tehdit Eden Kadına 1 Yıl 8 Ay Hapis
Karısını bacağından bıçaklayan kocaya 5 ay hapis veren mahkeme, bıçakla eşini tehdit eden kadına 1 yıl 8 ay verdi. Ayrıca kadının kocasına attığı yumruk için de 5 ay hapse hükmedildiİstanbul 35. Asliye Ceza Mahkemesi eşini bıçaklayan kocaya verdiği cezanın 3.5 katını bıçakla tehdit eden karısına verdı. Kadının attığı yumruk da bıçaklama ile aynı cezayı aldı.Dava dosyasına göre, aralarında anlaşmazlık olan çift ortak bir arkadaşlarının evinde buluştu. Tartışma sırasında erkek, eşinin kimlerle görüştüğünü öğrenmek istediğini söyleyerek telefonunu elinden almaya çalıştı. Buna tepki gösteren kadın ise kocasına, bir yumruk attı ve mutfaktan meyve bıçağını eline alarak bağırdı. Ev sahibi kadını bir odaya kapatarak üzerine kilitledi. Kadının çıkmak için kapıyı tekmelemesi üzerine, “sakin olursa kapıyı açacağını” söyledi. Kadının söz vermesi üzerine kapı açıldı, ancak bu defa kocası meyve bıçağı ile karısını bacağından yaraladı. Milliyet'ten Kemal Göktaş'ın haberine göre, olaydan sonra Savcı Fatih Karakuş, karı-koca hakkında iddianame düzenleyerek dava açtı. İddianamede kadın için “eşe karşı basit yaralama” ve “silahla tehdit”ten erkek hakkında ise sadece “eşe karşı basit yaralama” suçundan ceza verilmesini talep etti.Hükmün açıklanması ertelendiÖnceki gün sonuçlanan davada Mahkeme, karısını bıçaklayan kocayı, “eşe karşı basit yaralama” suçundan 5 ay hapse mahkum etti. Mahkeme kadına ise kocasına attığı yumruk nedeniyle, “basit yaralama” suçundan 5 ay, bıçağı eline alarak salladığı için de “silahla tehdit” suçundan 1 yıl 8 ay olmak üzere toplam 2 yıl 3 ay hapis cezası verdi. Mahkeme her iki sanığa verilen cezaları, “sabıkalarının bulunmaması, kişilikleri ve duruşmadaki tutum ve davranışlarına göre yeniden suç işlemeyeceği konusunda mahkemede kanaat getirdiklerinden” hükmün açıklanmasının geri bırakılması kapmasında erteledi.Kanun ne diyor?TCK’nın yaralama suçunu düzenleyen 86. maddesine göre kasten başkasını yaralayan kişiye 1-3 yıl arası hapis cezası veriliyor. Ancak yaralamanın, basit bir tıbbî müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olması hâlinde verilecek ceza 4 ay-1 yıl hapis cezası oluyor. Eşi yaralamada ceza yarı oranında artırılıyor.Tehdit suçunda ise daha ağır cezalar öngörülüyor. Tehdit edene 6 aydan 2 yıla kadar hapis öngörülürken tehdidin; bıçak, tabanca gibi silahla, kişinin kendisini gizleyip, imzasız mektup veya özel işaretlerle, birden fazla kişi tarafından yapılması halinde 2-5 yıl arası hapis cezası veriliyor.
Bahçeli: Başbakan Kendisine Yönelecek Gidişatı Kesmek İçin HSYK'yı Değiştiriyor
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın kendisine yönelecek yolsuzluk ve rüşvet operasyonundaki gidişatın önünü kesebilmek için HSYK’nın yapısını değiştirmeye çalıştığını, savcı ve hâkimler yolsuzlukları soruşturmaya başlayınca, “Türkiye’de bir paralel devlet var, benim iktidarımı yıkmak istiyor.” dediğini iddia etti.‘OY VEREN İNSANLARIN İRADESİNİ HEBA ETMİŞTİR’ Bahçeli, Denizli programının ikinci gününde MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Milletvekili Emin Haluk Ayhan, İl Başkanı Mehmet Fevzi Yeniçeri, Büyükşehir Belediye başkan adayı Ali İpek ve ilçe belediye başkan adaylarıyla birlikte, Babadağ Belediye Başkanı Ahmet Yümsek'i makamında ziyaret etti. Ziyaretten sonra belediye önüne kurulan bir kürsüde halka hitap eden MHP Lideri, hükümetin elindeki gücü milletin hayrına kullanması gerekirken çok farklı alanlarda kullandığını ileri sürdü: “Yanlış yapmıştır. Ona oy veren insanların iradesini heba etmiştir. Ülkemize 11 yıl kaybettirmiştir. Nereden bakarsanız bakın. Dış borçlar başını almış gidiyor. Krediyle bütün vatandaşlarımız borç altına girmiş. Açlık, yoksulluk, gelir dağılımındaki adaletsizlik, asayişsizlik başını almış gidiyor.” ‘TOPLUM BİRBİRİNE HOŞGÖRÜSÜNÜ KAYBETTİ’ Televizyonlardaki sabah programlarında cinayetlerin gösterilmesini de eleştiren Bahçeli, “Buradan medya gruplarına, televizyon sahiplerine de sesleniyorum. Her gün sabahleyin bu ülkede yapılmış olan kadına şiddeti, cinayeti göstermeye mecbur musunuz? Yani bir evdeki geçim darlığı, onun sonucunda o hanedeki gerginlik, bu televizyonlarda gördükleriyle insanın aklını çeler. Evde katliamlar oluyor, farkında değil misiniz? Boşanma oranları artmış, her gün soygun, her gün asayişsizlik, her gün bir yerde olay ve toplum gerilmiş, toplum birbirine hoşgörüsünü kaybetmiş. Acaba şurada şöyle olsa nasıl olur dediğinizde, mutlaka kavgayla çözmeyi düşünüyor. Büyük şehirlerde görüyorsunuz, duyuyorsunuz otobüse binerken binme sırasını birbirinden alan insanlar, hemen otobüsün kapısında, ‘Buyur kardeşim, sen geç, sen benden büyüksün, sen benden küçüksün.’ dediği yok. ‘Benim sıramı ne alıyor?’ diyor, arkasından bir kavga, arkasından bıçaklama olayı. 11 yıldır iktidar olan AK Parti, Türkiye’yi bu hale getirdin sen.” diye konuştu. ‘ŞİMDİ DE YARGIYA MUSALLAT OLDUN’ Halkın artık bir karar vermesi gerektiğini belirten Devlet Bahçeli, yasama, yürütme ve yargının demokrasinin üç kuvveti olduğunu belirterek sözlerine şöyle devam etti: “Bu yasama, sende 326 var. Yürütmeyi oradan çıkartıyorsun. Şimdi de yargıya musallat oldun. ‘Yargı bana darbe yapıyor.’ diyor. Türkiye’de birçok olayları üst üste karıştırmaya çalışıyor, herkesi tehdit ediyor. Polisler sürülüyor; bir şehirde akşam evine geliyor, sabahleyin polis kardeşimize diyorlar ki, ‘Sen şu kadar polisle beraber görev değişikliğiniz var, haydi yeni görevlerinize gidiniz.’ Sebep ne? Sebep yok. Savcısı. hakimi yok.” ‘AKP’YE VERDİĞİN OYLA AYAKKABI KUTULARI DOLARLA DOLUYOR, FARKINDA MISIN?’ “Bu partinin gidişatı gidişat değil.” diyen Bahçeli, “İstifalar başlıyor, Recep Tayyip Erdoğan Bey tek başına diktatör olma gayreti içerisinde. Gelene saldırıyor, gidene saldırıyor. Bu millet, buna ne kadar tahammül edecektir? Bu olaylar yarın başka yönlere de kayarsa ne olacak? Doğu ve Güneydoğu’da bölünmenin eşiğine gelmişiz. Suriye’de Batı Kürdistan özerk yönetimi kurulmuş, Irak’ta Barzani emmioğlu olmuş. Neredeyse canı sıkıldı mı ya Ankara’ya ya Diyarbakır’a geliyor. Böyle bir durum içerisinde de yolsuzluk ve rüşvet başını almış gidiyor. Şimdi AKP’ye üç dönem oy veren değerli kardeşim, AKP’ye verdiğin oyla ayakkabı kutuları dolarla doluyor, farkında mısın? Hâlâ diyorsun ki,‘Bunlar doğru yapıyor.’ Neresi doğru bu işin? Ayakkabı kutusunun içerisinde doların, içerisinde evde bazı kasalara ne ihtiyaç var? Evde para sayma makineleri ne bekliyor? Bunları kim yapıyor? Üç tane bakan ve bakanın oğlu yapıyor.”şeklinde konuştu. ‘KENDİ İKTİDARINI KENDİN YIKIYORSUN, GİDİŞAT HAYRA İŞARET DEĞİL’ Başbakan Erdoğan'ın, kendisine yönelecek gidişatı önünü kesebilmek için HSYK’nın yapısını değiştirdiğini öne süren Bahçeli, sözlerine şöyle devam etti: “Şimdi Başbakan, kendisine yönelecek bu gidişatı önünü kesebilmek için savcıları, hakimleri veya HSYK’nın yapısını değiştiriyor. Sorgulamaya savcılık emriyle giden emniyet mensuplarının yerini değiştiriyor. Sorgulamaya gittiği için onları cezalandırmaya kalkıyor. Ondan sonra da kalkıyor, ‘Türkiye’de bir paralel devlet var, benim iktidarımı yıkmak istiyor.’ diyor. Sayın Başbakan, kendi iktidarını kendin yıkıyorsun. Üç tane bakanın, onun evlatları, hâlâ ismi bahsedilenlerden bazıları kulağına gelir gelmez Adalet Partisi'ydin, Kalkınma Partisi'ydin, inanmış insanların tek partisi olduğunu söylüyorsun. Pekiyi neden cesaret edemedin? Hadi istifa edin. Savcı ve hakimlere, 'Ben görev veriyorum, gidin yolsuzluğun dibine kadar gidin.' niye diyemiyorsun? O sebepten dolayı bu gidişat hayra işaret değil.” Bu gidişatı durdurabilmek için insanların birbiriyle kavga etmesine gerek olmadığını söyleyen MHP Genel Başkanı Bahçeli, partililerini de kavgalara karışmaması için uyardı: “Kardeş kavgasına girmemize gerek yok. Sokak gösterileriyle kavga çıkarıp meydanlarda çatışmaya girmeye gerek yok. Önünüzde tarihi bir fırsat var. O da demokrasi içerisinde bir fırsat. O da demokrasinin önemli bir kurumu olan sandıktır. Sokak yerine sandığa gitmeliyiz. Sokaktaki kavga yerine, sandıkta tercihlerimizi koymalıyız. Türkiye’ye yanlış yapan varsa tepetaklak sandıktan atın gidin ama sokaklara girdiğiniz vakit, o kavga ve çatışmalar birçok aileyi perişan eder. Bunlar geçmiş dönemde de yaşandı. Bunları en iyi bilenlerden birisi bizleriz. Bir daha böyle bir hayat yaşamayalım istiyoruz.” Halktan, AK Parti'yi seçimlerde verecekleri oylarla uyarmasını isteyen Bahçeli, “Biz size gönül verdik, size 11 yıl destek verdik ama gidişat iyi değil. O kadar olaylar oluyor, başka yerlere çekiyorsun. Yolsuzluk ve rüşvetin üzerine gidemiyorsun. Niye korkuyorsun? Nereye kadar seni rahatsız edeceğinden niye endişe ediyorsun?” denmesi gerektiğini söyledi. ‘ZOR ŞARLARDA OKUMUŞ, HÂKİM VE SAVCI OLMUŞ DEĞERLİ ŞAHSİYETLERE HAKSIZLIK YAPMA’ Erdoğan'ın yolsuzluk ve rüşvetin üzerine korkusuzca gitmesini tavsiye eden Bahçeli, “Yargıyı karmakarışık edeceğin yerde, bu milletin evlatları olan, büyük bir çoğunluğu da Anadolu’nun kasabalarından, ilçelerinden yetişmiş, ailesi tarafından zorla okutulmuş, hâkim ve savcı olmuş bu değerli şahsiyetleri, senden hesap soracaklar korkusuyla perişan etme. Onlara haksızlık yapma, onları suçlama. Onlara, ’11 yıllık iktidarımın dosyasının alayını sizlere veriyorum, inceleyin bakın. Benim oğlan Bilal’e de geliyorsa kafasını koparın.' demesi lazım ama bunu Recep Tayyip Erdoğan yapamıyor.” ifadelerini kullandı. ‘MİLLİ İRADEYLE GELDİM DİYEN, ARTIK MİLLİ İRADEYLE DE GİDECEĞİNİ ANLASIN’ Başbakan Erdoğan’ın halkı devamlı tahrik ettiğini ileri süren Devlet Bahçeli, şunları kaydetti: “Yandaş medyayla herkesi tahrik ediyor. Yani bir gün bu toplum cinnet geçirirse ortalık karmakarışık olacak. Onu bilmiyor, o sebepten dolayı bundan kurtulmanın yolu demokrasi içerisinde olmalı. Kurtulmanın yolu, sandığa gitmek olmalı. Kurtulmanın yolu. bugünkü AK Parti'ye bir işaret vermektir, ikaz etmektir. Bu ikazı alırlarsa üçüncü dönemlerini, dördüncü dönemleri de kendileri için hayırlara vesile olabilir ama bunu yapmazsa sonları iyi değil. Bu iktidar artık bundan sonra iktidar kalamaz. Bu kadar şaibeyle, bu kadar yolsuzlukla, bu kadar rüşvetle, bu kadar sıkıntılarla bu iktidar inancını kaybetmiştir, desteğini kaybetmiştir. Şimdi zorla, baskıyla, zulümle, parayla, kömürle, nohut fasulyeyle, şimdi onların da fiyatları arttı, yetişecek hal de kalmadı ama bütün bunlarla kandırmaya kalkma. Milli iradeyle geldim diyen, artık milli iradeyle de gideceğini anlasın.RESUL CENGİZ | DENİZLİ