Görüş Bildir

Uzman Çavuş Haberleri

Uzman Çavuş ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. Uzman Çavuş ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

Popüler İçerikler

'Kafama Silah Dayadılar'
BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan'ın Osmaniye'deki mitinginde açtığı 'Hırsız var' pankartı sonrası gözaltına alınıp salıverilen 35 yaşındaki İbrahim Alıcı, başbakanın korumaları tarafından dövüldüğünü öne sürdü. Vücudundaki morlukları gösteren Alıcı, 'Beni başbakanımızın konuştuğu platformun arka tarafındaki minibüse bindirdiler. Üç dört tane başbakanlık koruma polisleri de binip elimi arkadan kelepçeleyip yaklaşık 45 dakika, bir saat kadar copla dövdüler' dedi. Dün Devlet Bahçeli Bulvarı'ndaki Başbakan Erdoğan'ın mitingine üzerinde 'Dikkat. İtinayla yürütme yapılır' yazan ve ampul bulunan tişörtle giden eski uzman çavuş İbrahim Alıcı, Başbakan Erdoğan konuşmaya başladıktan sonra yanında getirdiği 'Hırsız var' yazılı pankartı açtı. Partililer tarafından tartaklanan Alıcı, polis tarafından gözaltına alındı. SUÇU, KAMU GÖREVLİSİNE HAKARET Güvenlik Şube Müdürlüğü'nde kamu görevlisine hakaret suçundan ifadesi alınan Alıcı, daha sonra cumhuriyet savcısının talimatıyla tutuksuz yargılanmak üzere dün saat 23.30'da serbest bırakıldı. 'BAŞBAKAN'A GÖTÜRÜLMEYİ İSTEDİM' 2000 yılında Siirt'te muvazzaf jandarma uzman çavuş olarak görev yaptığını ve 2003 yılında da 'Yetersizlikten' dolayı görevine son verildiğini belirten Alıcı şunları söyledi: '10 yıl önce evlendim ve 1'i kız 2 çocuğum var. Geçimsizlikten dolayı 2013'te eşimden ayrıldım. Yıllardır taksicilik, güvenlik, garsonluk gibi günübirlik işlerde çalışarak geçimini sağlamaya çalıştım ve son 2 yıldır da işsizim. Başbakanımıza defalarca ulaşmaya çalıştım. Başbakanımızın korumaları aracılığıyla ona ulaşıp 'iş imkanı bulurum' diye bunu yaptım. Korumaların beni başbakanın yanına götüreceğini düşünerek bu eylemi yaptım ama emniyete götürüldüm. Maalesef amacıma ulaşamadım.' EMNİYETTE KAFAMA SİLAH DAYADILAR Amacını emniyetteki ifadesinde de söylediğini belirten Alıcı, emniyette götürülmeden önce kendisinin Başbakan Erdoğan'ın konuştuğu platformun arkasında bulunan bir minibüse bindirildiğini söyledi. Vücudundaki morlukları göstererek başbakanın korumalarının kendisini dövdüğünü iddia eden Alıcı, yaşadıklarını şöyle anlattı: 'Olaydan sonra başbakanlık koruma polisleri tarafından darba ve işkenceye maruz kaldım. Pankart açtıktan sonra alandaki iki kişiden yumruk yedim. Bunlar zaten kamera kayıtlarında mevcuttur. Beni başbakanımızın konuştuğu platformun arka tarafındaki minibüse bindirdiler. Üç dört tane başbakanlık koruma polisleri de binip elimi arkadan kelepçeleyip yaklaşık 45 dakika, bir saat kadar copla dövdüler. Darp raporlarımız mevcuttur. Hastaneden darp raporu aldık ama hastane polisi 'Raporu savcılıktan alırsın' diyerek bana vermedi. Başbakanlık koruma müdürü emniyete geldi, 'Kesinlikle şikayetçi olmayacaksın, sonun iyi olmaz' diye tehditte bulundu. Ben de davacı olacağımı belirttim. Kafama silah dayayıp, silahın horozunu çekip çekip bıraktılar. Heyecan yarattılar. Cop hiç durmadı baldırlarıma kollarıma vurdular, açık ve seçik bir şekilde işkence gördüm. Bunlardan şikayetçi olacağım. Bunlara yetki verilmese böyle bir şey yapmazlardı.' İbrahim EMÜL / OSMANİYE (DHA)
"Evet, Bize Kumpas Kurdular"
İlker Başbuğ, Silivri Cezaevi'nde sesisizliğini bozdu: Gizli tanıklarla, ayarlanmış hâkimlerle kumpas kuruldu. Amaç orduyu tasfiye etmekti. Bizi bu noktaya TSK'ya karşı nefret ve intikam duyguları içinde olanlar getirdiEski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, Silivri Cezaevi'nde Sabah'tan Mehmet Barlas ve Şaban Arslan'a son günlerdeki tartışma konularıyla ilgili çarpıcı açıklamalar yaptı. Başbakan Erdoğan ile danışmanı Yalçın Akdoğan'ın 'Orduya kumpas kuruldu' iddialarını değerlendiren Başbuğ, 'Evet, gizli tanıklarla, ayarlanmış hâkim ve savcılarla bize kumpas kuruldu' dedi. 'DIŞARIDA' TEKRAR GÖRÜŞMEK ÜZERE Hükümeti devirmeye tam teşebbüs suçundan müebbet hapisle cezalandırılan emekli Orgeneral İlker Başbuğ, 26 aydır Silivri Cezaevi'nde yatıyor. İlker Başbuğ'u, Adalet Bakanlığı'nın izniyle ziyaret ettik. Sabah Başyazarı Mehmet Barlas'la birlikte, dün sabah saat 10.00'da cezaevine gittik. Görevli infaz memurları, ısrarla üzerimizdeki metal eşyaları bırakmamızı, aksi halde son arama noktasında üzerimizden metal eşya çıkarsa suç unsuru kabul edileceğini söyledi. Dijital göz tarama noktasından geçtikten sonra, İlker Başbuğ'un cezasını çektiği 5 No'lu L Tipi İnfaz Kurumu koğuşlarının bulunduğu bölümde, son kontrol noktasından da sorunsuz geçtik. Başbuğ, lokal gibi geniş bir salonda gerçekleşen görüşmemize gecikmesiz olarak geldi. Biraz kilo verdiği ancak kafasının son derece dingin olduğu belli olan Başbuğ'un, sorularımızı, akademik bir üslupla, sözlerini tane tane seçerek cevaplaması dikkat çekiciydi. Bugüne kadar, Başbuğ'un cezaevinde çekilen hiçbir fotoğrafı yayımlanmamış. Hatta cezaevinde yazdığı kitap için yayıncının talep ettiği fotoğrafı bile vermemiş. Biz de Başbuğ'un fotoğraf çektirmeme konusundaki hassasiyetine saygı gösterdik. Açık görüşler en fazla bir saat sürüyor. Ancak infaz koruma memurlarının hoşgörüsüyle, görüşmemiz yaklaşık iki saat sürdü. Ayrılırken de kendisine, 'En kısa sürede dışarıda tekrar görüşmek üzere' dileklerimizi ilettik. Hükümeti devirmeye kalkışmak suçundan müebbet hapse çarptırılan İlker Başbuğ, askeri müdahalelere karşı olduğunu belirterek, 'Çünkü askeri müdahaleler Türkiye'ye zarar vermiş, hiç bir şey kazandırmamıştır' diye konuştu. Çeşitli isimlerle anılan darbe davalarında yargılanan ya da hüküm giyen Silahlı Kuvvetler mensuplarına iftira atıldığını ifade eden Başbuğ, 'Amaç, Türk Silahlı Kuvvetleri'nde geniş çaplı bir tasfiye yapmaktı ama başaramadılar' dedi. İşte emekli Orgeneral Başbuğ'un Mehmet Barlas ve Şaban Arslan'a yaptığı o çarpıcı açıklamalar: DOĞRULARI SÖYLEDİĞİM KANITLANDI 14 Nisan 2009'daki konuşmamda, 'Cemaatler, sosyal gruplaşmaya, ekonomik olarak güç kazanıp sosyo-politik yaşamı biçimlendirmeye çalışıyorlar' dedim. Din çok yüksek bir değer. Din siyaset ekonomi konusu yeni değil. Önlemek çok zor. Bu sorunları, güçlü bir burjuvazi ve orta sınıfımız olmadığı için kolay aşamıyoruz. 2009 bizim için çok kritik bir yıldı. Genelkurmay başkanıyım, Silahlı Kuvvetler'le ilgili çok önemli projelerim var. Ancak çoğunu yapamadım. Yaptığım konuşmalarda doğruları söylediğim, bugün gelinen noktada daha iyi anlaşılıyor. İMZA TAKLİT EDİLMİŞ Kumpası soruyorsunuz. Evet, gizli tanıklarla, ayarlanmış hâkim ve savcılarla kumpas kuruldu bize… Bana niye bunu açıklamadınız diye soruyorsunuz. Hâlâ kimse tam olarak açıklayamıyor ki bugün bile. Kesinlikle kumpas kuruldu. Aksini söylemek, eşyanın tabiatına aykırı. Somut olaylarla gidelim… Erzincan olayı örneğin... Savcı kim; İlhan Cihaner. 2007'de bir soruşturma açıyor. Odakta İsmailağa cemaati var. 2 Şubat'ta 26 kişi gözaltına alınıyor, 9'u tutuklanıyor. Sonra soruşturmanın çerçevesi genişletiliyor. Gülen cemaati işin içine katılıyor. Sonra Kayseri'deki olayla birleştiriliyor soruşturma. Kayseri'de, Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nda sahte bir emrin yazılması var. İmza taklit edilmiş. İşin içinde 3 astsubay, 5 sivil var. Dijital veriler hazırlamışlar, karargâhın bilgisayarlarına yerleştirmişler. Astsubaylardan biri, 'Ben Işık Evlerindenim' demiş. Konu cemaate doğru yönelince, Erzurum'daki savcılığa intikal etti. Ancak bütün araştırmalara, soruşturmalara rağmen olayda adı geçen bu 5 sivil bir türlü bulunamadı. Bahsi geçen askeri personelin tamamı ise tutuklandı. PARMAK İZİ OLAN 14 KİŞİ KİM? 25-26 Haziran… Meclis'ten gece yarısı, 20 dakikada yasa çıkıyor. Kayseri'deki 5 sivili kurtarmak için. Bu yasayla, sivillerin askeri mahkemelerde yargılanmasının önüne geçiliyor. Genelkurmay'dan görüş alınmadan... Milli Savunma Bakanı'nın haberi yok. Askerler kendi alanlarında bile suç işleseler sivil mahkemelerde yargılanacaklar. 8 Nisan 2009'da, İrtica Eylem Planı diye, fotokopi bir belge sundular mahkemeye biliyorsunuz. Türkiye'nin gündemine oturdu. Ben 'Kâğıt parçası' diyorum, aman Allahım, kıyametler kopuyor. Fotokopi çünkü, kâğıt parçası değil mi? İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, 'Bu belge kim tarafından hazırlandı' diye soruyor, yetkisizlik kararı alıyor, Ankara Başsavcılığı'na yazı yazıyor. Bakırköy Başsavcılığı 'Belgeyi kim basına sızdırdı' diye soruşturma açıyor. İhbar mektupları ortaya çıkıyor. Mektubu yazan bir subay... Zekeriya Öz (Savcı) belgeyi Adli Tıp'a veriyor. 3.5 ay sonra rapor geliyor. 'Islak imza' diyor. Islak imza madem, kâğıdın üzerinde 14 kişinin parmak izi var, bir tek ıslak imzanın sahibi Dursun Çiçek'in parmak izi yok. O kadar ısrar edildi ama o 14 kişinin kimler olduğu araştırılmadı. ASIL AMAÇ TSK'YI TASFİYE ETMEKTİ Asıl niyetleri, Erzincan'da startı verilen, Kayseri'yle birleştirilen bu planı çok geniş bir alana yayarak, TSK'nın bütün birimlerinde komple bir tasfiye yapmaktı. Bunu iki nedenden yapamadılar. Biri dosyayı Yargıtay'ın devralması, diğeri de Saldıray Berk'in ifade vermeye gitmemesidir. Geç kaldıkları için geri adım atmak zorunda kaldılar. Bundan bir şey çıkaramayınca bu sefer, internet andıcı diye bir şey çıkardılar. 'irtica.org' sitesini kapatan benim. 4 aydır güncelleme yapılmamış. O siteden, AK Parti'nin kapatılma davasına belge sağlandığı iddiası var. Halbuki o davaya bu siteden sadece bir tane haber girmiş. Yurtdışındayım… Kara Kuvvetleri Komutanım Işık Koşaner beni arıyor. İrtica ile Mücadele Mücadele Yasası kapsamında soruşturma açılması konusunu bana haber veriyor. Ahlaksız herifler... Bu görüşmemizi, terör örgütü faaliyeti olarak lanse ediyorlar. Neymiş, müzedeki denizaltı gemisine bomba yerleştirilmiş. Patlatılacakmış, çocuklar öldürülecekmiş. Hangi subay, kim böyle vahşice bir şey yapabilir ki?.. 'ARINÇ'A SUİKASTLA SUÇLANACAKTIM' Kozmik Oda'ya girmelerine izin vermek, hayatımda verdiğim en doğru karardır. 19 Aralık 2009'da bir ihbar geliyor. İhbar Amerika'dan, Ankara Terörle Mücadele Şubesi'nin özel telefon numarasına yapılıyor. İhbarı yapan, 06 BE 9712 ve 06 LJY 48 plakalı araçların içindeki kişilerin Arınç'a suikast düzenleyebileceğini belirtiyor. Kozmik Oda'da, Bülent Arınç'a suikast delilleri arayacaklar. Başbakan'la görüştüm, 'Bırakın arasınlar' dedi. 31 Aralık günü arama yapıldı. Kozmik Oda'da çok önemli şeyler çıktığını da sanmayın. Kozmik Oda'ya giriş izni vermeseydim, beni Arınç'a suikast azmettiricisi bile yapabilirlerdi. Türk Silahlı Kuvvetleri töhmet altında kalacaktı. Hurşit Tolon Malatya'ya konferans için gittiği gün, orada Zirve Yayınevi'nde vahşice cinayetler işleniyor. Burada da bir gizli tanık var. Silahlı Kuvvetler'den atılmış, ahlaksız bir uzman çavuş. Onun suçlamaları... Bunlar ne kadar ağır iftiralar. Bizi buraya, Türk Silahlı Kuvvetleri'ne nefret ve intikam duyguları içinde olanlar getirdi.Meclis İnsan Hakları Komisyonu'ndan geldiler, onlara da söyledim. 7 Şubat 2012 (MİT'e baskın) ve 17 Aralık 2013… Bu konuda iki önemli kırılma noktası var. Bu iki olay olmasaydı, bu konu buralara kadar gelmezdi (Paralel yapı bu kadar deşifre olmazdı demek istiyor).Star
Genelkurmay: 'Musa Somay Tuzakla Şehit Edildi'
Genelkurmay Başkanlığı, Uzman Çavuş Musa Somay'ın şehit olmasıyla ilgili 'Yola tuzaklanan uzaktan kumandalı patlayıcının patlatılması sonucu şehit olmuştur.' açıklaması yaptı.Genelkurmay Başkanlığı'ndan yapılan yazılı açıklama şöyle; 'Şırnak/Uludere Ortasu köyü yaklaşık altı km güneyinde, Türkiye-Irak hudut hattında, 06 Mart 2014 günü meydana gelen El Yapımı Patlayıcı (EYP) ile yapılan saldırı mahalinde, olay yeri incelemesi yapmak maksadıyla, beş adet Taktik Tekerlekli Zırhlı Araç ile bir Mayın EYP Tespit ve İmha Timi ve bir Jandarma Özel Harekat Timi ile bölgeye intikal edilmiştir. Faaliyet esnasında, saat 06.45 sularında, hududun Irak tarafından, bölücü terör örgütü mensuplarınca, unsurlarımızın bulunduğu bölgeye bir adet havan atışı yapılmıştır. Bunun üzerine Beyaz Tepe Üs Bölgesinden, bölücü terör örgütü mensuplarının bulunduğu bölgeye havan ile atış yapılmıştır. Ayrıca; Düğün Dağı Üs Bölgesine Türkiye-Irak hudut hattı üzerinde 07 Mart 2014 günü saat 09.47 sularında, Üs Bölgesinin yaklaşık 1000 metre güneydoğusundan, bölücü terör örgütü mensuplarınca, Kannas keskin nişancı silahı ile ateş edilmiş, birliklerimiz tarafından ateşle karşılık verilmiştir. Müteakiben aynı bölgeden, bölücü terör örgütü mensuplarınca saat 10.05 sularında yine Düğün Dağı Üs Bölgesine Biksi makineli tüfek ve Kannas keskin nişancı silahı ile ateş açılmıştır. Açılan ateşe birliklerimiz tarafından yine anında karşılık verilmiş, açılan ateşlerimiz üzerine terörist atışları kesilmiştir. Teröristlerin açtığı ateşler sonucu herhangi bir zayiat olmamıştır. Diğer taraftan, 06 Mart 2014 günü Beyaz Tepe Üs Bölgesinin güneydoğusunda meydana gelen olay mahallinde yapılan inceleme sonucu; Şehit J.Uzm.Çvş. Musa SOMAY'ın yola tuzaklanan iki adet EYP'nin bölücü terör örgütü mensuplarınca uzaktan komutalı olarak patlatılması sonucu şehit olduğu tespit edilmiştir.'DHA
Yoksa Afyon Kaza Değil mi?
25 can alan cephanelik patlamasıyla ilgili son rapora göre numunelerde, depoda olmayan bir tür plastik patlayıcıya rastlandı. Afyon’da, askeri mühimmat deposunda 25 askerin ölümüyle sonuçlanan patlamaya ilişkin davada, mahkemeye ulaşan rapora göre, 11 ayrı toprak numunesinden, depoda bulunmadığı bilinen ‘PETN’ türü plastik patlayıcı kalıntılarına ulaşıldı. Daha önce de patlamada can veren bir askerin doku örneklerinde aynı türden patlayıcı bulunmuştu. Olayda çocukları ölen ailelerin avukatı Altan Ulutaş, “O depoda başka bir şey patladı” diyor. Ulutaş’a göre ya PKK’dan ele geçirilen ve imha edilmesi gerekirken saklanan mühimmatlar ‘korsan’ şekilde depoya taşındı ya da patlama ‘kaza’ değildi. İsmail Saymaz'ın Radikal'de yer alan haberine göre Afyon Şehit Uzman Çavuş Mete Saraç Kışlası’nda 5 Eylül 2011’de bir cephanelik deposuna mühimmat taşındığı sırada meydana gelen patlamada 25 asker can vermişti. İlk incelemede; Mühimmat Bölük Komutanı Binbaşı Ali Duran’ın, daha önce Susurluk’tan getirilip iki depoya doldurulmuş mühimmatın dört gün içinde sayımını ve tasnifini emrettiği, üç günlük oryantasyon eğitiminden bile geçmemiş ve el bombasıyla bile temas etmemiş kısa dönem erlere bunların taşıttırıldığı, işlemin geceye sarktığı ve deponun araç farlarıyla aydınlatıldığı anlaşılmıştı, Patlamada yaklaşık 20 bin el bombası infilak etmişti. Binbaşı Ali Duran ile 2. Mühimmat Bölge Komutanı Kıdemli Albay Veysel Özbay ile depolardan sorumlu Üsteğmen Tuncay Aydın’a, ‘birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma’ savıyla dava açılmıştı. SON POLİS RAPORU GELDİ Mahkemeye en son, Emniyet Genel Müdürlüğü Ankara Kriminal Polis Laboratuvarı’nın toprak numune raporu ulaştı. Patlama alanından alınmış 15 toprak numunesinden 11’inde ‘eser düzeyde patlayıcı maddelerden HMX, RDX ve TNT kalıntıları’ olduğu belirlendi. İki numunede; ‘pentaerythrol tetranitrate’ (PETN) adlı patlayıcı kalıntısına ulaşıldı. Yedi numunede ise TNT benzeri pikrik asit kalıntısı bulundu. Üç ayrı numunede PETN ve pikrik asitin yanı sıra iki türde DNT kalıntısına ulaşıldı. Ölen askerlerden Faruk Ergenç’in doku örneklerinde aynı patlayıcı bulgularına ulaşılmıştı. Emniyet Kriminal Dairesi Başkanlığı raporunda patlayan el bombalarının TNT ve RDX içerdiği, DNT’nin ise TNT’nin kimyasal değişikliğe uğramasıyla oluşabileceği vurgulandı. PETN ve HMX’in, el bombalarında kullanılmadığı kaydedildi. PET’nin infilaklı fitil ve tahrip kalıplarında yemleme amacıyla, HDX’nin ise roket gibi mühimmatlarda kullanıldığı ifade edildi. Ailelerin avukatı Altan Ulutaş, dosyadaki evraklara göre patlamanın meydana geldiği o depoda sedece el bombası ve havan mühimmatının bulunduğunu, ikinci grubun zaten patlamadığını kaydetti. Ulutaş, baştan beri bunun kaza olmadığını savunduklarını ve son bulguların kendilerini desteklediğini söyledi. Ulutaş, depoda sadece el bombası ve havan bombası olduğu yönünde bilgi bulunduğunu ve mahkemeye ulaşan rapora göre, el bombalarının bu türden patlayıcı madde içermediğini ifade etti. Alataş, şunları söyledi: “Depoda, bu patlayıcılar yoktu. ‘El bombalarının içinde olur’ denildi fakat hem jandarma hem de polisten gelen raporlarda, el bombalarının bu türden patlayıcı içermediği belirlendi. Şu halde, orada başka bir şey patladı. Neyin patladığı konusunda elimizde yeterli veri yok. Fakat en azından bunun kaza olmadığını ortaya koyuyor bu rapor. Ya da başka bir nedenle patlama olduğunu düşündürtüyor. O depoda PKK’dan zoralım yoluyla elde edilmiş mühimmatlar vardı. Bu mühimmatlar da o cephaneliklere veriliyor. Bir varsayım olarak, depoya bu türden patlayıcıların da el bombalarıyla birlikte getirilmiş olabileceğini ya da zaten depoda bulunduğunu söyleyebiliriz. Fakat mahkeme bunu araştırmıyor. Sadece kaza üzerinde duruyor.” Demokrat Haber
Kanlı Seçim: 8 Ölü 27 Yaralı!
Türkiye seçim günü kana bulandı. Çeşitli illerde meydana gelen kavgalarda şuana kadar 8 kişi hayatını kaybetti, 27 kişi yaralandı.Türkiye 30 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimleri için sandık başına giderken, çeşitli şehirlerde muhtar adayları arasında çıkan tartışmalar can aldı. Ülke genelinde muhtarlık yarışı nedeniyle çıkan kavgalarda 8 kişi hayatını kaybetti. Kavgalarda 27 kişi ise çeşitli yerlerinden yaralandı. Hilvan'daki muhtarlık kavgasında yaralanan 4 kişinin hayati tehlikesi sürerken, 1 polis ve 1 uzman çavuş da kavgaları ayırmaya çalışırken yaralandı. HİLVAN'DA MUHTARLIK KAVGASI: 6 ÖLÜ, 4 YARALI Şanlıurfa'nın Hilvan İlçesi'nin Yuvacık Köyü'nde, 2 muhtar adayı ile yakınlarının tartışması silahlı kavgaya döndü. Ortalığın savaş alanına döndüğü kavgada 6 kişi öldü, 4 kişi yaralandı. Olay, öğle saatlerinde Yuvacık Köyü'nde meydana geldi. Mevcut köy muhtarı ve yeniden aday olan Ertem Çelik ile diğer aday Abit Tanık arasında seçmenleri yönlendirdikleri iddiasıyla tartışma çıktı. İddiaya göre, köy okulunun bahçesindeki tartışma muhtar adaylarının yakınlarının katılmasıyla kısa sürede kavgaya dönüştü. Jandarmanın müdahalesiyle önlenen ve okul bahçesinden çıkarılan Çelik ve Tanık ailesinin fertleri, bu kez köy meydanında kavga etti. Kavga sırasında Çelik ve Tanık ailesi fertleri birbirlerine tabanca, av tüfeği ve kalaşnikof tüfekle ateş açarak çatışmaya başladı. 6 KİŞİ ÖLDÜ Ortalığın savaş alanına döndüğü kavga, köye gelen jandarmaların müdahalesiyle güçlükle önlendi. Tabanca ve tüfek kullanılan çatışmada muhtar adaylarından Ertem Çelik, akrabaları Davut, Semih, Ayhan, Bedirhan ve Nihat Çelik ile karşı taraftan Orhan, Suphi, Mehmet ve Adalet Tanık yaralandı. Yaralananlar, özel araçlarla Hilvan ve Şanlıurfa'daki hastanelere sevk edildi. Şanlıurfa'daki hastanelerde tedavisine başlanan yaralılardan muhtar adayı Ertem Çelik ile Bedirhan Çelik, Semih Çelik ve Davut Çelik ile Orhan Tanık ve Suphi Tanık yaşamını yitirdi. Tedavisi süren diğer 4 yaralının da hayati tehlikesinin sürdüğü bildirildi. KÖY ABLUKAYA ALINDI Muhtar adaylarının silahlı çatışmasının ardından Yuvacık Köyü'ne zırhlı araçlarla takviye jandarma birlikleri gönderildi. Giriş ve çıkışların yasaklandığı köyü ablukaya alan jandarma, muhtar adayları ve akrabalarının karşı karşıya gelmemesi için önlem aldı. Birçok kişi gözaltına alan jandarma kimsenin köye girmesine izin verilmezken, çevik kuvvet polisleri de Şanlıurfa'da yaralıların tedavi gördüğü hastaneler ile cesetlerin bulunduğu morg çevresinde geniş güvenlik önlemi aldı. Önlemlerin en üst seviyede tutulduğu Yuvacık Köyü'nde güvenlik güçleri olaya karışan kişilerin belirlenmesine yönelik çalışmasını sürdürüyor. HATAY'DA MUHTARLIK KAVGASI: 2 ÖLÜ, 10 YARALI Hatay'ın Kırıkhan İlçesi'ne bağlı Gölbaşı Köyü'nde, muhtar adaylarının yakınları arasındaki tartışma, silahlı kavgaya dönüştü. Olayda, 2 kişi öldü, 1'i ağır 10 kişi yaralandı. Köyde, yeniden aday olan Muhtar Abdo Bilgin ile diğer aday Sıtkı Yüceur'un yakınları arasında dün akşam çıkan tarışma bu sabah sandık başında devam etti. İki tarafından yakınları arasındaki kartışma kavgaya dönüşünce, Yecuur Ailesi taraftarları sandıkların bulunduğu Gölbaşı İlköğretim Okulu'na rastgele tüfek ve tabanca ile ateş açtı. Olayda muhtarın kuzeni İsmail Bilgin ile diğer aday Sıtkı Yüceur'un akrabası Ayşe Yüceur yaşamlarını yitirdi. Olayda 10 kişi ise yaralandı. Hastaneye kaldırılan yaralılardan Süleyman Bilgin'ın sağlık durumunun ağır olduğu bildirildi. Takviye güvenlik ekipleri köye gönderilerek önlemler alındı. ÇOK SAYIDA GÖZALTI VAR Hatay'ın Kırıkhan İlçesi'ne bağlı Gölbaşı Köyü'nde, muhtar adayı yakınlarının karşılıklı silahla ateş açması sonucu 50 yaşındaki Süleyman İsmail Bilgin ile 56 yaşındaki Ayşe Yüceur'un yaşamını yitirdiği olayda, Yusuf Yüceur (32), Cemal Yüceur (49), Şamo Bilgin (42), Erhan Bilgin (40), Abdo Yüceur (59) ve Süleyman Bilgin (18) ile kimlikleri belirlenemeyen 4 kişi daha yaralandı. Yaralı yakınlarının Kırıkhan Devlet Hastanesi'ne akın etmesi nedeniyle hastanede başka olayların çıkmaması için geniş güvenlik önlemleri alındı. Olayla ilgili başlatılan soruşturma çerçevesinde jandarmanın, her iki taraftan çok sayıda kişiyi gözaltına aldığı belirtildi. KOMANDOLAR GÖLBAŞI'NDA Olayların büyümemesi için köyde geniş güvenlik önlemleri alan jandarma, olaya karışanların kaçmasını önlemek için köyün tüm giriş çıkışlarını da kontrol altında tutuyor. Hatay'dan da komando birlikleri köye gönderilirken, gazetecilerin de köye girişine izin verilmedi. Köyün girişinde ayrıca tedbir amaçlı olarak ambulanslar bekletiliyor. VALİLİKTEN AÇIKLAMA: KÖYE TAKVİYE EKİP GÖNDERİLDİ Hatay Valiliği de kavgayla ilgili yaptığı açıklamada olayda 2 kişinin yaşamını yitirdiğini belirterek, hastanelerdeki yaralı sayısını 9 olarak açıkladı. Açıklamada şu bilgilere yer verildi:'Saat 11.45 sıralarında ilimiz Kırıkhan İlçesi Gölbaşı İskan İlköğretim Okulu bahçesinde muhtar adayları arasında oy verme sırası nedeni ile tartışma çıkmıştır. İki tarafın yakınlarının olaya karışması ve tartışmanın büyümesi neticesinde A.Y.isminde bir bayan ve İ.B. isimli bir erkek olmak üzere iki vatandaşımız hayatını kaybetmiş, biri ağır olmak üzere 9 vatandaşımız da yaralanmıştır. Bölgede görev yapan güvenlik güçlerinin takviye edilmesi ile taraflar kontrol altına alınarak tartışma sona erdirilmiştir.' ŞANLIURFA'DA MUHTARLIK KAVGASI: 1'İ POLİS 3 YARALI Şanlıurfa'da, birbirine akraba iki muhtar adayının yakınları arasında çıkan tartışma bıçaklı kavgaya dönüştü. Olayda, biri kavgayı ayırmaya çalışan polis memuru 3 kişi yaralanırken 4 kişi ise gözaltına alındı. Olay, saat 08.00 sıralarında Çankaya Mahallesi'nde bulunan 100'üncü Yıl İlköğretim Okulu'nda oy verme işlemi başlarken meydana geldi. Çankaya Mahallesi Muhtar adayı İsmail Çiftçi ile Şükrü Polatçı arasında seçmenleri yönlendirdikleri iddiasıyla tartışma çıktı. Tartışma, kısa sürede iki muhtar adayının yakınlarının da katılımıyla bıçakların kullanıldığı kavgaya dönüştü. Oy kullanmaya gelenlerin önünde meydana gelen kavgada; muhtar adayı Şükrü Polatçı'nın oğlu Uğur Polatçı ile yeğeni Mehmet Polatçı bıçakla yaralandı. Bu sırada kavgayı ayırmaya çalışan bir polis memuru da elinden hafif yaralandı. Okula takviye olarak çağrılan polislerin biber gazıyla müdahale ederek ayırdığı kavgaya karıştığı belirlenen 4 kişi gözaltına alındı. Ambulansla hastaneye götürülen yaralılardan Uğur Polatçı'nın hayati tehlikesinin bulunduğu bildirildi. YOZGAT'TA MUHTARLIK KAVGASI:3 YARALI Yozgat'ta muhtarlık seçimi nedeniyle iki grup arasında çıkan kavgada 3 kişi yaralandı. Yozgat'ın merkeze bağlı Türkmensarılar Köyü'nün muhtar adayları Hasan Duyar ile Mehmet Özipek'in yakınları arasında tartışma çıktı. Tartışmanın kavgaya dönüşmesi nedeniyle 3 kişi kafalarına aldığı taş ve sopa darbeleriyle yaralandı. Kavga sırasında yaralanan Selami Avcı (38), Adem Avcı (46), Hanifi Avcı(27) ambulansla Yozgat Devlet Hastanesine kaldırılarak tedavi altına alındı. Hastane ve köyde güvenlik tedbirleri artırılırken olayla ilgili soruşturma devam ediyor. RİZE'DE SEÇİM KAVGASINDA UZMAN ÇAVUŞ AĞIR YARALI Rize'nin Küçükçayır Köyü'nde muhtar adaylarını destekleyen 2 kişi arasında çıkan silahlı kavgayı ayırmak isteyen Jandarma Uzman Çavuş Korhan Soylu, ayak ve kasığına isabet eden 2 kurşunla ağır yaralandı. Olay, bu sabah Küçükçayır Köyü İlkokulu önünde meydana geldi. Oy kullanmak için okula gelen köylülerden destekledikleri muhtar adayları için oy isteyen 30 yaşındaki Ali Tekerlek ve 50 yaşındaki Şakir Gökhan arasında tartışma çıktı. Daha önce alacak konusunda husumet bulunan 2 kişi arasındaki tartışmanın kavgaya dönüşmesi üzerine Şakir Gökhan silahını çekerek Ali Tekerlek'e ateş etmeye çalıştı. Çevredekiler ve okulda seçim güvenliğini sağlamak üzere görevli jandarma timindeki askerler de kavgayı ayırmak istedi. Bu sırada Şakir Gökhan'ın silahından çıkan 3 kurşundan 2'si 35 yaşındaki Uzman Çavuş Korhan Soylu'nun kasık ve ayağına isabet etti. Şakir Gökhan kaçarken, ağır yaralanan Uzman Çavuş Korhan Soylu, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde ameliyata alındı. Şakir Gökhan, bir süre sonra köyde saklandığı evde yakalandı. Jandarma okul çevresinde ve köyde geniş güvenlik önlemleri aldı. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı. HES OLAYLARINDA DA GÖREV YAPMIŞTI Küçükçayır köyünde vücuduna isabet eden iki mermiyle ağır yaralan Jandarma Uzman Çavuş Korhan Soylu, Andon İçme Suyu Tesisleri'ne su sağlayan Andon Deresi'ne hidroelektrik santral (HES) kurulması için durdurulan çalışmaların yeniden başlatılması üzerine, çıkan olaylara müdahale eden jandarma ekibinde de görev yapmıştı.BİRECİK'TE MUHTARLIK KAVGASI: 6 YARALI Şanlıurfa'nın Birecik İlçesi'nde, iki aile arasında muhtarlık yüzünden çıkan silahlı ve sopalı kavgada 6 kişi yaralandı. Olay, sabah saatlerinde Birecik'e bağlı Çiftlik Köyü'nde meydana geldi. Köyde muhtar adayları Ersöz ile Öztürk aileleri arasında tartışma çıktı. Tartışma kısa sürede kavgaya dönüşürken, kim tarafından ateşlendiği bilinmeyen tabancadan çıkan kurşunların isabet ettiği muhtar adayı Emin Öztürk ile yakınları Salih Öztürk, Hasan Öztürk ve Mehmet Öztürk yaralandı. Kavgada isimleri öğrenilemeyen 2 kişi ise sopa darbeleriyle yaralandı. Yaralılar, ambulanslarla Birecik Devlet Hastanesi'ne götürülürken, jandarma köyde önlemleri artırdı. DHA
Uzman Erbaş Sevgilisini Öldürüp İntihar Etti
ŞANLIURFA’da 24 yaşındaşi Fatma Kapış, nişanlanacağını öğrendiği jandarma uzman erbaş sevgilisi 27 yaşındaki Bestami İstek'i uyuduğu sırada başına ateş ederek öldürdükten sonra aynı tabancayla intihar etti.Olay, saat 10.00 sıralarında Mimar Sinan Mahallesi'nde meydana geldi. Şanlıurfa İl Jandarma Komutanlığı'nda görevli uzman erbaş Bestami İstek'in mesaiye gitmemesi ve telefonlara yanıt vermemesi üzerine arkadaşları evine gitti. Mesai arkadaşları, kapıyı açmayan İstek'in cep telefonu sesinin içeriden gelmesi üzerine şüphelendi ve polislerden yardım istedi. Bunun üzerine savcılık izniyle çilingire kapısı açtırılarak girilen evin yatak odasında uzman erbaş Bestami İstek ile sevgilisi Fatma Kapış'ın cesetleriyle karşılaşıldı.TABANCA KADININ ELİNDE BULUNDUPolis ve jandarmaları şoke eden olayın ardından evde inceleme başlatıldı. Yapılan ilk incelemede tabancanın Fatma Kapış'ın elinde bulunduğunu saptayan güvenlik güçleri, kadının Bestami İstek'i başından tek el ateş ederek öldürdükten sonra intihar etmiş olma ihtimali üzerinde yoğunlaştı. Cumhuriyet Savcısı'nın da gelişinin ardından evde uzun süre yapılan inceleme sonrası İstek ve Kapış'ın cesedi otopsi için Adli Tıp Kurumu morguna gönderildi.DÜN GECE KAHRAMANMARAŞ'TAN GELMİŞOsmaniyeli olan Bestami İstek'in memleketinde nişan hazırlığı yaptığı ve sevgilisi Fatma Kapış'ın bunu öğrenince Kahramanmaraş'tan dün gece Şanlıurfa'ya geldiği belirlendi. Uzman Çavuş'un evinde kalan Kapış'ın sevgilisi uyuduktan sonra tabancasını alıp başına tek el ateş ederek öldürdüğü, daha sonra aynı tabancayı kendi başına dayayıp canına kıydığı sanılıyor.Olayla ilgili soruşturma sürüyor.Ali LEYLAK- Ömer ŞULUL / ŞANLIURFA, (DHA)
Askeri Birlikte Patlama: 17 Yaralı
ÇANAKKALE'nin Gelibolu İlçesi'nde bağlı Kavak Beldesi'nde bulunan Gelibolu 2'nci Kolordu Komutanlığı 18'inci Piyade Mekanize Tugayı'nda dün gece eğitim atışı sırasında meydana gelen patlamada 17 asker yaralandı.18'inci Piyade Mekanize Tugayı'nda dün saat 21.45 sıralarında gece atış eğitim yapılırken, patlama meydana geldi. Edinilen bilgiye göre tanktan yapılan atış esnasında aralarında rütbelilerin de bulunduğu askerlerin yakına düşüp patladı. Patlamada aralarında rütbelilerinde bulunduğu 17 asker yaralandı. Patlama sonrası yaralı askerlerin meslektaşları ve yakınları hastaneye akın etti.GELİBOLU KAYMAKAMI: HAYATİ TEHLİKELERİ YOKYaralıların hayati tehlikesinin bulunmadığını belirten Gelibolu Kaymakamı Namık Kemal Nazlı, 'Askeri birlikte planlı bir eğitim yapılırken, patlama meydana gelmiş. Şuan nasıl olduğu konusunda biz de net bir bilgi edinemedik. Patlama esnasında bir Binbaşı, bir Yüzbaşı, bir Üsteğmen, 7 Astsubay, 2 Uzman Çavuş ve 5 Er yaralandı. Yaralı 3 Astsubay Keşan Devlet Hastanesi'ne sevk edildi. Başına şarapnel parçası isabet eden 5 yaralı da tedbir amaçlı ve tomografi çekilmek üzere Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Hastanesi'ne götürüldü. Diğer 9 yaralının da Gelibolu'da Askeri ve Devlet Hastanesi'nde tedavisi sürüyor' dedi.'HEPSİ, YARIN GÖREV BAŞINDA OLACAK SAĞLIKTALAR'Çanakkale Valisi Ahmet Çınar, 18 Mart Üniversitesi Hastanesi'nde tedavi altına alınan askerleri ziyaret etti. Ziyaretin ardından basın mensuplarına açıklama yapan Çanakkale Valisi Çınar, şunları söyledi:'18'inci Piyade Mekanize Tugayı'nda planlı gece eğitimi yapıldığı sırada tank silahının roket türündeki mermisinde teknik bir arıza meydana gelmiş. Bunun ardından merminin iki parçasından biri 300 metre uzağa düşmüş. Patlama parça tesiri yaralanmaya neden olmadı. Belki çok küçük parçalar personele gelmiş olabilir. Yaralılardan çoğunluğu patlama sesinden etkilendiği için tedbir amaçlı hastaneye kaldırıldı. Kolordu komutanımızla görüştüm, çok şükür askerlerimizin durumu çok iyi. Hepsi yarın mesai başında olabilecek sağlıktalar.'Doğan ZELOVA- Burak GEZEN / GELİBOLU (Çanakkale), (DHA)
Diyarbakır'da İki Uzman Çavuş Kaçırıldı
DİYARBAKIR’ın Lice İlçesi’nde karakol yapımını protesto için dün gece yol kesen PKK’lı grup, Bingöl’den otobüsle gelmekte olan 2 uzman çavuşu kaçırdı. Prosto eylemi nedeniyle Lice-Bingöl karayolu dün geceden itibaren trafiğe kapatıldı. Sabah saatlerinde jandarma ile protestocu grup arasında çıkan olaylarda 9 asker yaralandı. Kaçırılan 2 uzman çavuşun kurtarılması çalışmaları sürüyor Lice İlçesi’ne bağlı Abalı Köyü’nde bulunan Abalı Jandarma Karakolu’ndaki inşaatı protesto eden bir grup, dün gece Diyarbakır-Bingöl karayolunu trafiğe kapatarak durdurdukları araçlarda kimlik kontrolü yaptı. Bölgede önlem alan güvenlik güçleri yol kesen PKK yandaşı gruba müdahale etti. Yol kesen grup güvenlik güçlerine taş ve havai fişeklerle saldırırken, jandarma timleri de göz yaşartıcı bomba atarak dağıtmaya çalıştı. Geç saatlere kadar süren olaylar sırasında, PKK yandaşları durdurulan araçlardan birinde bulunan ve Bingöl’den Diyarbakır’a gelen 2 uzman çavuşu, yaptıkları kimlik kontrolü ardından kaçırıldı. Olayların çıkması üzerine BDP Diyarbakır İl Başkanı Zübeyde Zümrüt dün gece ilçeye giderken, Lice-Bingöl karayolunun halen kapalı olduğu ve kaçırılan ve PKK’nın elinde olduğu değerlendirilen 2 uzman çavuşun kurtarılması için bölgede operasyonlar sürdürülüyor. Kaçırılan uzman çavuşlardan Hasan Demircan'ın Gaziantep'in Nurdağı ilçesindeki ailesine haber verildi. Demircan'ın ağabeyi Ahmet Demircan, Bingöl'de görev yapan kardeşi ve silah arkadaşının bir an önce bulunmasını istedi. Evde umutlu bekleyişin devam ettiğini dile getiren Demircan, şunları söyledi: Kardeşim 23 Mayıs'ta evlenecekti. Bu nedenle silah arkadaşıyla düğün hazırlıkları için gittiği Diyarbakır'dan Bingöl'e döndüğü sırada olay meydana gelmiş. Devletimizden gerekli girişimlerin yapılmasını istiyoruz. Evlilik hazırlığı yapıyordu. Bunun için de 15 Mayıs'ta izne ayrılacaktı. En son 4 ay önce izne gelmişti. Bir yandan çalışıyor bir yandan da düğün hazırlıklarıyla uğraşıyordu.' 9 ASKER YARALANDI Dün bölgede 2 uzman çavuşun kaçarılmasından sonra bu sabah protostocu grup ile jandarma arasında yeniden olaylar çıktı. Jandarmanın kapatılan yolu açmaya çalışması ve grubun karşı çıkması üzerine çıkan olaylarda, gaz bombası, ses bombası, molotof kokteyli ve havai fişekler kullanıldı. Atılan ve içerisinde çivi olan el yapımı ses bombasının patlaması sonucu 9 asker yaralanırken, askerler Lice Devlet Hastanesi'ne kaldırılarak tedavi altına alındı. VALİLİK KARARIYLA KAPATILDI Diyarbakır Valiliği’nin kararı ile Diyarbakır-Bingöl karayolu Jandarma tarafından Lice yol ayrımından itibaren çift taraflı güvenlik gerekçesiyle tarafiğe kapatıldı. Gazetecilerin bölgeye gitmesine izin verilmezken, Abalı Köyü yakınlarında başlayan gerginliğin sürdüğü ifade edildi. BDP Diyarbakır il Başkanı Zübeyde Zümrüt, karakol yapımını protesto eden grupta bulunanların karakol yapımının durdurulduğu açıklanana kadar eylemlerine devam edeceklerini ve askerleri bırakmayacaklarını söylediklerini ifade etti. Zümrüt, BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve BDP Grup Başkan vekili İdris Baluken ile görüştüğünü ve gerginliğin bitirilmesi için ANAHTARLARI ALINAN ARAÇLAR MAHSUR KALDI PKK yanlısı grubun yolda durdurdukları araçların anahtarlarını aldıkları, bu nedenle 100’e yakın aracın Lice yol ayrımı ile Abalı Köyü arasında 24 saatten bu yana mahsur kaldığı belirtildi. Anahtarları alınan TIR ve kamyonların, yolu kapatacak şekilde çapraz park edildikleri görüldü. Araç sahipleri, perişan olduklarını, araç anahtarları alındığı için hareket imkanları kalmadığını ve aç ve susuz bırakıldıklarını söyledi. Askerlerin anahtarları alınan araçların bulunduğu bölgede güvenlik önlemi aldığı görüldü. GENELKURMAY AÇIKLAMA YAPTI Lice’de 2 uzman çavuşun kaçırılmasına ilişkin Genelkurmay Başkanlığı’nın web sayfasında şu bilgiler verildi: 'Sözde gençlik yapılanmasına mensup bir grup , Lice/Abalı Jandarma Karakol Komutanlığının iki kilometre güneybatısı bölgesinde, trafiği durdurarak yolu kesmiş ve iki-üç araç ile yolu trafiğe kapatmıştır. Yol üzerinde 90-100 araçlık konvoy oluşmuştur. Yolu kapatan söz konusu gruba, Abalı Jandarma Karakol Komutanlığı yeni hizmet binası inşaat alanının güvenliğini sağlayan unsurlarca müdahale edilmiş, müdahalede bulunan unsurlara söz konusu grup tarafından taş, havai fişek, molotof kokteyli ve ses bombaları ile saldırıda bulunulmuştur. Çıkan olaylar sırasında Silvan 4’üncü Jandarma Komando Alay Komutanlığında görevli Jandarma Uzman Çavuş atılan ses bombasının isabet etmesi sonucu, sağ bacağı ile kulağından hayati tehlikesi olmayacak şekilde hafif yaralanmıştır. Saat 21.45 sıralarında, yolda oluşan konvoyda bulunan yolcu otobüsünden indirilen iki askeri personel, söz konusu grup tarafından kaçırılmıştır.' Felat BOZARSLAN/ DİYARBAKIR | DHA
Kaçırılan Askerler İçin 'Kalekol' Şartı
HDP'li Pervin Buldan ve İdris Baluken ile İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, kaçırılan iki uzman çavuşun serbest bırakılması için Lice'ye gitti. Partiden gelen açıklamaya göre askerleri alıkoyan silahlı grup bölgede 'kalekol' yapımının durdurulmasını şart koştu.Diyarbakır'ın Lice ilçesinde karakol yapımını protesto eden bir grubun yol keserek kaçırdığı iki uzman çavuşun serbest bırakılması için Halkların Demokratik Partisi (HDP) devreye girdi. HDP'nin grup başkanvekilleri Pervin Buldan ve İdris Baluken ile İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, Diyarbakır'ın Lice ilçesine gitti. Güneydoğu Anadolu'daki askeri birlikler için geliştirilen yeni karakol sistemine denilen 'kalekol' personel için yüksek güvenlik sağlıyor. Duvarları 80 santimetre kalınlığında olan karakol binalarında çelik kapılar ve kurşun geçirmez camlar var. Dış saldırılardan korunmak için binalarının etrafında koruyucu betonarme perde duvarlar yer alıyor. 12 metre yüksekliğindeki nöbetçi kulelerine yer altındaki tünellerle güvenli bir şekilde ulaşılabiliyor. Vekillerin bölgedeki temaslarının ardından partiden bir açıklama geldi. BDP Diyarbakır İl Eşbaşkanı Zübeyde Zümrüt'ün yaptığı açıklamaya göre, askerleri kaçıran grup Lice'de devam eden kalekol inşaatının durdurulmasını istiyor. Bu talepleri Valilik, Bölge Jandarma Komutanlığı ve İçişleri Bakanlığı'na ilettiklerini belirten Zümrüt, 'Talepler yerine gelirse çadır eylemi de sona erer, biz de alıkonanların bırakılması için üzerimize düşeni yaparız. Ne zaman sonuç alınır bilmiyorum, olumlu gelişmeler var. Nasıl bir sonuç alınacağını hep beraber göreceğiz' dedi. Al Jazeera Türk'e konuşan Pervin Buldan ise 'Lice’de kalekol ve karakol yapımı konusunda bölgede direniş ve artan bir gerilim var. İki uzman çavuş kaçırıldı. Biz iki uzman çavuşu geri almaya çalışacağız' diye konuştu. Lice ilçesinde Abalı Jandarma Karakolu'ndaki inşaatı protesto eden bir grup cumartesi gecesi Diyarbakır - Bingöl karayolunu trafiğe kapatmış, bu sırada mahsur kalan yolcu otobüsündeki iki uzman çavuş silahlı kişilerce kaçırılmıştı. Diyarbakır Valiliği olayın ardından yaptığı açıklamada yolu trafiğe kapatan 10-15 kişilik grubun PKK destekçisi olduğunu belirtmişti. Kaynak: Al Jazeera