Görüş Bildir

Emekli Maaşı Haberleri

Emekli Maaşı ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. Emekli Maaşı ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

Popüler İçerikler

Istakozdan Sonra Maldivler: Tatilin Maliyeti 8 Emekli Maaşı Ediyor
AK Partili Şebnem Bursalı'nın Monaco’da ıstakoz yediği paylaşıma tepkiler devam ederken, AK Partili eski vekil ve belediye başkan adayı Hüseyin Filiz'den Maldivler pozu geldi. Böylelikle bir tartışma bitmeden bir diğeri eklenmiş oldu. Filiz’in plajından fotoğrafını paylaştığı Constance Halaveli Resort otelde 5 gece 6 günlük kişi başı paket turun fiyatları 82 bin liradan başladığı gündeme geldi. 
Bonzai Kullanım Yaşı 10'a İndi, Okullar Boşaldı
Uyuşturucuyla Mücadele, Kimsesizlere Bakma ve Koruma Derneği Başkanı Abubekir Demirci, operasyon düzenleyen polisi davullarla zurnalarla karşılayarak gündem olan Bursa’nın Meydancık Mahallesi’ndeki uyuşturucu kullanımıyla ilgili, “Kullanım yaşı 10’a kadar düştü. Bonzai bulamayan çakmakgazı, tiner kullanıyor” dedi. Bonzai kullanımının artması üzerine aileler çocuklarını mahallenin ilkokulu olan Şerif Artış İlkokulu’nda aldığı ortaya çıkarken, 1300 olan okul mevcudu 274’e kadar düştü. Milliyet gazetesinde Burcu Ünal imzasıyla yayımlanan haber şöyle: Haziran başında, Bursa’da bonzai adlı uyuşturucu belasının yayıldığı ilçeye operasyon düzenleyen polisi davullarla zurnalarla karşılayarak gündem olan mahalleyi ziyaret ettik. Mahallede iki evin penceresinde sürekli bir trafik yaşanıyor. Günün her saatinde bir alışverişe tanık olmak mümkün. Bursa’nın Meydancık Mahallesi’nde elektrik direğinin aydınlattığı, daracık ara sokakta sıradan bir apartman... Apartmanın önünde bir o yana bir bu yana gidip gelen bir kedi... Akşamüzeri gayet sıradan bir görünüme sahip bu apartmanın önü; karanlık iyice çöküp, saatler geceyarısına yaklaştığında birden hareketlenmeye başlıyor. Önce genç bir çocuk geliyor, giriş kattaki camı tıklatıyor. Cam açılıyor. Kısa bir sohbet. Ardından elden ele bir şeyler veriliyor. Genç çocuk aldığı şeyi cebine atıp gidiyor. Bir süre sonra bir taksi yanaşıyor kapıya... Taksiden yine genç bir çocuk iniyor. Apartmana giriyor. İçeride en fazla 5 dakika kalıyor. Çıkıyor. Taksinin içerisindekilere bir şeyler veriyor. Sonra dönüp arkasını gidiyor. Taksi de oradan uzaklaşıyor. Çok değil bir yarım saat sonra aynı taksi tekrar geliyor. Aynı sahne tekrarlanıyor. Mahalleli, geçen eylülde Meydancık ve Kamberler Mahallesi’nde 18 eve 200 kişilik bir ekiple operasyon düzenleyen polisin, bu eve de baskın yaptığını anlatıyor. Satışın genellikle evlerden yapıldığını anlatan mahalleliyi doğrular şekilde gerçekleştirilen bir başka operasyonda tuvalet deliğine saklanmış 3 kilo 80 gram esrar, 790 gram bonzai, 127 adet uyuşturucu hap ele geçiriliyor. O sırada sadece birkaç ay önce polisin fayanslarının altında gizlenmiş uyuşturucu paketleri bulduğu mahallenin en işlek caddesi olan İncirli Caddesi’nde saatler hafta içi geceyarısını göstermiş olmasına karşın taksiler, arabalar vızır vızır... Caddenin girişinde sabahtan beri duran polis arabası halen bekliyor. Polis arabasının 10 metre uzağında öbek halinde bir grup genç duruyor. Sonra bir araba geliyor. Gençlerin az ilerisinde duruyor. Gençlerden bir tanesi arabanın yanına gidiyor. Başını camdan içeri sokuyor. Yaklaşık 5 dakika süren bir konuşmanın ardından arabaya biniyor ve gidiyorlar. Yarım saat sonra bir başka araba daha aynı şekilde grubun az ilerisinde duruyor. Bu defa iki kişi arabanın yanına gidip konuşmaya başlıyorlar. Aynı sahne defalarca tekrarlanıyor, duran bazen bir özel araba, bazen de taksi oluyor. Mahallenin sıradan görünümünü ‘bozan’ tüm bu manzaranın sebebi başta Bonzai olmak üzere çeşitli uyuşturucu maddeler. Meydancık iki yıldır uyuşturucuyla boğuşuyor. Uyuşturucu satışının merkezine dönüşen semtte, mahallelinin şikâyetiyle polis ardı ardına operasyonlar düzenliyor ama bu satıcıları engellemiyor. Uyuşturucu belası mahalleliyi o kadar çileden çıkarmış ki, denetime gelen emniyet mensupları davul-zurnayla karşılanıyor. Son dönemde 10 kişinin uyuşturucu komasına girdiği, bir kişinin uyuşturucudan öldüğü bölgeye denetime giden İl Emniyet Müdürü Sabri Durmuşlar’ın davul-zurnayla karşılanmasıyla Gündeme gelen mahallede uyuşturucu gerçeğini araştırdık. Meydancık Mahallesi, Bursa’nın en eski ve merkezi yerleşim yerlerinden bir tanesi... 30 yılı aşkın süredir bu mahallede yaşayanlara göre 1-2 yıl önce bölge Bursa’nın ‘en nezih’ mahallelerinden biriymiş. Bizim karşımızda ise insanların birbirlerine tedirgin gözlerle baktıkları, dükkânların ve evlerin birçoğunun camında ‘Satılık’ yazısı olan, gece belli bir saatten sonra sokaklarına çıkılmaya korkulan bir mahalle duruyor. Türkiye’nin “Uyuşturucu baskınında Emniyet Müdürü’ne davullu zurnalı karşılama” haberi ile adını duyduğu Meydancık Mahallesi sakinleri, mahalle hayatını ‘tehdit eden’ uyuşturucu ile aslında uzun zamandır mücadele ediyorlar. Meydancık Mahallesi için uyuşturucu satış manzaraları artık ‘sıradanlaşmış’. Hatta biz oradayken gece yaşanan hareketliliği şaşkınlıkla izlerken onlar başlıyorlar anlatmaya: “Esas 6 ay önce olacaktınız burada... O zaman daha hava kararmadan, gün ortasında (İncirli) şu caddede insanların yanına gelip, ‘Bonzai var, şeker var ister misiniz’ diyorlardı. Sonra polis devriyelere başlayınca biraz daha gizli yapmaya başladılar.” Yıldırım İlçesi Kaymakamı Mehmet Yapıcı ise mahallede yaşanan bu uyuşturucu trafiğini, “Mahalleli çok şikâyetçiydi. Eylül-Ekim aylarında düzenlenen operasyonlardan sonra o şikâyetleri bitirmiştik ama son 1-2 ayda tekrar bir canlanma oldu” cümlesiyle mahallelinin anlattıklarını doğruluyor. Son aylarda 10 kişinin komaya girmesiyle bölgede yaşayanların tepkisini daha da çeken uyuşturucu ticareti konusu, Bursa’daki yerel basında da yer aldı. Polisin çeşitli operasyonlar düzenlediği evlerde şu sıralar halen uyuşturucu satışı devam ediyor ve tabii ki tacirler alıcının yaşına bakmıyor. Her ne kadar tüm mahalleli bir şekilde durumdan rahatsız olsa da bir de ateş evine düşenler var. Uyuşturucuyla Mücadele, Kimsesizlere Bakma ve Koruma Derneği Başkanı Abubekir Demirci, “Sabahtan beri 6 aile aradı ‘Çocuğumu kurtar’ diye. Kullanım yaşı 10’a kadar düştü. Bonzai bulamayan çakmakgazı, tiner kullanıyor” diyor. Demirci’ye başvuranlardan biri de son 2 senedir ağabeyi Bonzai kullanan Yasemin. Yasemin yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “Bonzai çok kötü... İlk içtiğinde çocuk gibi oluyor, sevecenleşiyor. Biraz uykulu bir hali oluyor. Fakat etkisi geçince agresif davranmaya başlıyor. Sinirli oluyor. Annem de rahatsız. Babam yok. Babamdan kalan emekli maaşı ile geçiniyoruz. Benden para istiyor. Vermediğimde ya bağırıp çağırıyor ya da yalan söylüyor. ‘Kimliğimi kaybettim, çıkartacağım, para lazım’ dedi bir gün ama o para ile gidip Bonzai aldı. Ayakkabısı yırtık geziyor ama yine de onu alıyor. Bunların fiyatları 5 TL ile 100 TL arasında değişiyor. Ben de Antidepresan kullanıyorum, ancak öyle dayanabiliyorum.” Yasemin’den daha ‘şanslı’ bir anne ile konuşuyoruz. Gözlerinin içi gülüyor. “İki hafta önce ağlıyordum ama artık oğlum kurtuldu” diyen anne, oğlunun uyuşturucu kullandığı günleri ve yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “Ben çok perişan oldum o dönemde. Sokaklarda ağladım, yardım edin diye. Kime gideceğimi ne yapacağımı bilemedim. Çok perişan oldum. Şimdi artık kullanmıyor, inşallah bir daha tekrar olmaz.” Yıldırım İlçesi Kaymakamı Mehmet Yapıcı, mahallede yaşananlara ilişkin şunları söyledi: “Bu uzun konuşulması gereken bir mevzu. Bugüne kadar o mahallede bir çok operasyon yapıldı. Evden satış yapılanlar da vardı, sokakta da vardı. Mahalleliden bu konuda çok şikâyetler vardı. Bu operasyonlarla o şikâyetleri bitirmiştik ama son 1-2 ayda tekrar bir canlanma var. Ama bu her yerin problemi. Sadece buranın değil. Uyuşturucu bütün ülkelerin el birliği ile uzun vadeli çözmesi gereken bir problem. Uzun süreli üzerinde durulacak bir konu.” “Her şey Kamberler Mahallesi’nin kentsel dönüşüm nedeniyle yıkılmasıyla gelişti” diye başlıyor anlatmaya bir mahalle sakini; “Romanların orada bir yaşamı, bir düzeni vardı. Çalgıdan para kazanırlar, kendi mahallelerinde, kendi düzenlerinde yaşarlardı. Biz de o mahalleden rahat rahat geçerdik, bir sorunumuz olmazdı. Fakat bu insanlar kentsel dönüşümle yerlerinden edilince dağıldılar. Gelir için bir kısmı uyuşturucu satmaya başladı. En fazla göç bizim mahallemize olunca da burası uyuşturucunun en çok satıldığı yer haline geldi.” Mahalledeki uyuşturucu trafiğini sorduğumuz hemen herkes aynı hikâyeyi anlatıyor ama bir şartla; adımı yazmayacak, fotoğrafımı çekmeyeceksin. İlk cümle genellikle, “Evimi satıp gitmek istiyorum ama alıcı bulamıyorum” oluyor. Mahalledeki evlerin büyük bir kısmının camlarında ‘Satılık’ ilanları asılı. ‘Adımı A.E. diye yazın’ diyen bir esnaf, “Bizim apartmanda bu uyuşturucu satıcıları 85 bin liraya bir daire aldılar. Sonra ikinci daireyi 70 bine, üçüncüyü de 65 bine aldılar. Şimdi bana da ‘50 bin TL’ye sat bize’ diyorlar. Onlara satmam. Ama çocuklarım için de korkuyorum” diyor. ‘Alıcısı olmayan’ sadece evler değil. Mahallenin ilkokulu olan Şerif Artış İlkokulu’nda 1300 olan mevcut 274’e inmiş. Veliler bir yolunu bulup, ikametgâhlarını başka mahallelerde gösterip, çocuklarını okuldan alıyorlar. Okul çıkışında yanlarına gittiğimiz velilerden biri yine adının yazılmaması şartıyla anlatıyor: “7 yaşındaki oğlum birkaç ay önce geldi, ‘Anne Bonzai ne’ diye sordu. Ne diyeceğimi şaşırdım. 10 senedir burada yaşıyoruz. Gitmek istiyoruz ama eve alıcı bulamıyoruz.” Okul aile birliğinde görevli bir veli de, “Geçenlerde okula gittim, 15 yaşında uyuşturucu kullanan D. adlı öğrenci kapının önünde duruyordu. Önce güvenliğe küfretti. Ben kızınca bana bıçak çekti. İçtiği şeyin etkisiyle böyle davrandığı için daha sonra yaptığını hatırlamıyor” sözleriyle yaşananları özetliyor. Ö. adeta isyan ediyor; “Başbakan 3 çocuk yapın diyor. Benim 2 çocuğum var, 2’sini de göremiyorum, nasıl 3 çocuk yapayım? Kızıma bir defa anneannesinden eve tek başına gelmesini söyledim. Trende yanına gelip, ‘Bonzai mi istersin şeker mi’ diye sormuşlar. Gitmek de istemiyoruz, biz de burayı bırakıp gidersek bu mahalleye kim sahip çıkacak?” 2011’den itibaren uyuşturucu madde listesine giren Bonzai, uluslararası polisiye literatüründe ‘Spice’ adıyla tanımlanıyor. Bonzai, sıklıkla Bonzai ağacının yapraklarından üretiliyor. Son dönemde tarım ilaçları, fare zehiri gibi kimyasal maddeler de bu bitkilerin ilaçları emmesi sağlanarak Bonzai adıyla piyasaya sürülüyor.Burcu Ünal | Milliyet
'Türkiye Kınamaktan Kına Evine Döndü'
Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu seçim çalışmaları için geldiği Balıkesir’de Ak Parti hükümetini eleştirerek, “Dünyada pilotları kaçırılan başka başka ülke var mı, uçağı düşürülen ülke, diplomatı insanları rehin alınanlar var mı? Biz ancak kınıyoruz, kınamaktan başka bir şey yapmıyoruz. Kınaya kınaya kına evine döndük” dedi. İhsanoğlu ayrıca, “Biz baş pehlivan seçmiyoruz. Hakem seçiyoruz” dedi. Özel uçakla Balıkesir Havalimanı’na inen Ekmeleddin İhsanoğlu’na, CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdoğan Toprak da eşlik etti. İhsanoğlu’nu, havalimanında adaylığına destek veren siyasi partilerin milletvekillerinin yanı sıra il yöneticileri ve vatandaşlar karşıladı. Ekmeleddin İhsanoğlu, vatandaşların sevgi gösterileri arasında, kent turu attı. Ardından Ali Hikmet Paşa meydanına gelen Ekmeledin İhsanoğlu, burada vatandaşlara seslendi. Balıkesir’in Kuvayi milliyeninin ortaya çıktığı il olduğunu söyleyen İhsanoğlu, “Kahramanların, milli mücadelenin, milli istiklalin, ilk kurşunun, son kurşununun atıldığı yer olarak kabul ediyoruz. İnşallah istikbalimizin de ilk ve son adımı da burada olacaktır. Demokratik, laik huzurlu bir Türkiye istiyoruz. Bölünmüş, kavgalı, zıtlaşmış bir Türkiye değil. Birlik mesajı veriyoruz. 76 milyon insanı bir olarak kabul ediyoruz. Sen şusun bucusun demiyoruz. Türkiye tarihinde hiçbir siyasi egemenin ayrımcılık yaptığını, size sen sucusun bucunun diye hakaret eden lider gördünüz mü? Biz iyi bir idareye layıkız. Demokrasinin nimetlerinden yararlanmak için, 81 vilayete yaymak için, yarışıyoruz. Devlet büyüklerimiz 30 gün veriyor, devletinin bütün imkanlarını bütün tahsisatını kullanıyorlar, ama bize hiçbir şeyi imkan vermiyorlar. Sizlerin verdiği bir liradan 9 bin liraya kadar o paralarla yaptığımız şu afişleri bile indiriyorlar. Geceleri belediye adamlarıyla, afişlerimizi toplatıyor. Kireç suyuyla kapatıyorlar, hile yapıyorlar, iftira atıyorlar. Ama bir şey daha var. Bunu sessiz milyonlar görüyor. Sessiz milyonlar bunun cevabını verecek. Milleti korkutuyorlar, ben söyleyeyim millet korkmuyor, sabırla bekliyor, pazar günü mührü kime basacağını biliyor. Mührü İhsanoğlu’nun altına basacak. Biliyor ki çıkış yolu budur. İstikrar yolu budur. Türkiye bu son çaresini kaybetmemeli. Bu şansımızı kaybettiğimiz zaman Türkiye daha büyük sıkıntılar yaşar. Bakın etrafımızda neler oluyor. ABD, Irak’ta askeri müdahale ediyor. Eğer Kürtlere bir şey olursa Yezidilerde bir şey olursa bombardıman yapacak. Peki Türkmenlere niye yok. Onları kim koruyacak. Peki bizimim rehin olan 50 küsur diplomatımız, insanımız. Niye biz müdahale etmiyoruz? Onları kurtarmadık. Yezidi kardeşim başımızın üstünde yeri var ama niye Yezidilere, Filistinlilere bir saldırı ettiği zaman müdahale var da Türkmenler yerlerinden edildiğinde, gencecik kızlara tecavüz edildiğinde niye sahip çıkmadık? Hep Gazze deyip İsrail’i kınıyoruz. Ondan sonra İsrail’in mallarını piyasaya sürüyoruz. Sonra birileri çıkıp ambargo koyalım diyor. İyi de sen ambargo koyuyorsan da ihracatı niye artıyor? İsrail malları bizim piyasamızda dolaşırken birileri cılız sesle boykot diyor. Öbür taraftan malı götürüyorlar. İsrail’i kınayacaksın, ondan sonra cesaret madalyası alacaksın. Kudüs madalyasını, Abbas’ın verdiği Kudüs madalyasını hafife alacaksın. Bu kadar zulüm, iftara olur mu? Bunun cevabını kim verecek? Siz vereceksiniz. Ne zamana vereceksiniz? (vatandaşlardan pazara günü cevabı üzerine) İşte cevap bu” dedi. Kendisinin şunun bunun değil milli mutabakatın adayı olduğunu da söyleyip Babakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Büyük Ortadoğu Projesi eş başkanlığını eleştiren İhsanoğlu, “Bu seçim bir parti seçimi değil. Ben parti adamı değilim. Hiç birisine de üye değilim. İki parti anlaştı. ‘Biz İhsanoğlu’nu istiyoruz’ dediler. Çünkü İhsanoğlu hiçbir partiye üye değil ve vatandaşın inanacağı bir insan. Eksik olmasınlar benim adımı verdiler. Adımı açıkladıktan sonra 12 parti daha oy birliği ile beni desteklediklerini açıkladı. Aynı zamanda Ak Parti’nin kurucuları da destek verdi. Onlara teşekkür ediyorum. Ak partiye yakınlığım, MHP’ye yakınlığım, bütün partilere yakınlığım birdir. Ben herkesin adayıyım, Türk milletinin adayıyım Türk milletinin. Milli mutabakatın projesiyim. Başka bir projenin adayı değilim. Büyük orta doğunun adayı değilim. Ne mutlu Türküm Diyene. Ne mutlu Türküm diyene” dedi. Ak Partililerin vatandaşları da korkuttuğunu söyleyen Ekmeleddin İhsanoğlu, “Bunlar gece gündüz 24 saat TRT ekranlarında, medyaları, gazeteleri iftiralar sıralıyorlar. Bunun hiç kıymeti yok. Biz buna metelik bile vermiyoruz, ama korkunun ecele faydası yok. Bizim vatandaşları korkutuyorlar. Vatandaşlarımızın namuslu dürüst ve vicdan sahibi insan olduklarını biliyorum, belki açıktan destek veremiyor olabilir, o sandıkta baş başa kaldığında oyunu İhsanoğluna basacak bunu biliyorum. Korkutuyorlar, ‘bizim verdiğimiz bu yardımı, emekli maaşı, ihtiyar maaşını bize oy vermeseniz keseriz’ diye. İşte en büyük zulüm bu. Allaha şirk koşmak gibi bir şey. Bu yardımlar, sosyal yardımlar devletin kasasından yapılıyor. Hiç kimsenin cebinden yapılmıyor. Kimsenin lütfu değil, sadakası değil, nafaka değil. Sosyal devlet, laik devlet yardımı olarak yapılıyor. Bu hükümetle başlamadı. Rahmetli Turgut Özal başlattı. Fakir fukara fonu olarak. Bu haktır kimse kesemez” dedi. Türkiye’de parti seçimi yapılmadığını, cumhurbaşkanı seçimi yapıldığını dile getiren İhsanoğlu, “Biz zaten parti seçimi yapmıyoruz ki. Cumhurbaşkanı seçimi yapıyoruz, hakem seçiyoruz. Balıkesir’in uluslararası pehlivanları var. Uluslararası pehlivan olmak başka, hakem olmak başka. Siz pehlivan seçmiyorsunuz, hakem seçiyorsunuz. Pehlivan seçmenin zamanı 2015 yılında. Ak Partili kardeşlerime sesleniyorum. Pehlivanın devam etmesini, 10 sene daha devam etmesini isteyebilirsin. O başka. Pehlivana değil aile reisine ihtiyaç var. Sabah kahvaltısında, akşam yemeğinde, sağcısını, solcusunu toplanacak, ailenin reisi oturacak, fark gözetmeden herkesi toparlayacak, eşit mesafede olacak. ‘Bana oy veren vatansever, bana oy vermeyen vatan haini’ demeyen bir insan olmalı. Problem çözen olmalıyız. O zaman kime oy vereceğinizi biliyorsunuz. Siz bana gösterir misiniz? Pilotları kaçırılan başka bir hava yolları var mı? Bizim hava yollarımız. Neden? Türk bayrağını taşıdığı için bizim uçaklarımız düşürülüyor, bizim insanlarımız rehin tutuluyor. Ve biz bir şeyler yapamıyoruz. Ve boyuna kınıyoruz, kınıyoruz, kınıyoruz. Kına, kına, kına evine dönüştü, döndü Türkiye” dedi. Vatandaşlardan Pazar günü sandık başına gitmelerin isteyen Ekmeleddin İhsanoğlu, “Pazar günü seçim var. Oy sayımında şişko farelere şişko kedilere karşı dikkatli olun. Seçim sandığa sahip çıktığımız zaman yüksek oranda bunu kazanacağız. Bizim yolculuğumuz sevgi ekmek için, dirlik ekmek için, birlik ekmek için. Ekmeğimizi öyle biri attıralım ki herkese düşen dilim daha büyük olsun. Hatta muhtaç olan komşularımızla paylaşalım. Her şeyimizi paylaşmaya varız ama toprağımızı vatanımızı paylaşmayız” dedi. CHP ve MHP’nin ortak cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu, seçim çalışmaları için Balıkesir’in ardından Savaştepe İlçesi’ne geçti. Burada sağanak yağmur nedeniyle konuşmasını iptal eden İhsanoğlu, vatandaşların isteği üzerine girdiği kahvehanede onlarla sohbet etti. Bu sırada yanına gelip kendisine kırmızı gül hediye eden İmran Özer ile İhsanoğlu, sohbet etti. Genç kadının kendisini televizyondan izlediğini, söylediklerini çok beğendiğini ancak Almanya doğumlu olduğu için oy kullanamayacağını söylemesi üzerine, Ekmeleddin İhsanoğlu, “O zaman babana selam söyle. Ondan destek bekliyorum” dedi. Bu arada İhsanoğlu’na eşlik eden eşi Füsun İhsanoğlu da özelilikle kadın ve çocukların yoğun ilgisiyle karşılaştı. Füsun İhsanoğlu, kendilerini bekledikleri sırada yağmurdan ıslanan bir çocuğa hasta olup olmadığını sordu ardından da yanağını okşayıp, alnını elleyerek ateşine baktı. Zete
Boko Haram Kaçırdığı Kız Çocuklarını İntihar Bombacısı mı Yapıyor?
Nijerya'daki radikal İslamcı Boko Haram örgütü üyesi kadın intihar bombacıları, örgütün savaşı yeni bir aşamaya mı taşıdığı sorusunu gündeme getirdi. Temmuz sonunda dört intihar bombacısı, ülkenin kuzeyindeki en büyük şehir olan Kano'da saldırı gerçekleştirdi. Bombacıların dördü de ergenlik çağındaki genç kızlardı. Bu olay, sosyal medyada viral olan bir iddiayı da gündeme getirdi. Boko Haram Nisan ayında kaçırdığı 200'den fazla genç kızı intihar bombacısı mı yaptı? İddia hükümet tarafından temelsiz olduğu gerekçesi ile gözardı ediliyor. BBC Türkçe'de yer alan habere göre hükümet sözcüsü Mike Ömeri, güvenlik güçlerinin Kano'ya komşu Katsina eyaletinde aralarında 10 ve 18 yaşlarında iki kızın da olduğu üç kişiyi vücutlarına patlayıcılar bağlanmış halde yakaladıklarını açıkladı. Nijerya'nın ilk kadın intihar bombacısı Haziran ayında saldırısını gerçekleştirdi. Orta yaşlı bu kadın bir motosiklet kullanarak kuzey doğu şehri Gombe'de bir kışlaya gitti. Üstünün arandığı sırada ise bombayı patlattı. Bir asker yaşamını yitirdi. Güvenlik Çalışmaları için Güney Afrika Enstitüsü'nden (South Africa's Institute for Security Studies) Martin Ewi, 'Kadın intihar bombacıları kullanmak bir örgütün kullanabileceği en dramatik stratejilerden biri. Hedeflere bu şekilde ulaşmak daha kolay çünkü kadınlardan daha az şüpheleniyoruz' diyor. Ewi ayrıca 'Bu aynı zamanda umutsuzluğun da göstergesi ve bir örgütün kullanacağı en son kartlardan biri. Boko Haram o aşamaya geldi mi yoksa bu kartı erken mi oynadı bunu bilmiyoruz' diyor. Ewi, neticede bu durumun hükümete tüyler ürperten bir mesaj verdiği görüşünde. Hükümetin kız öğrencileri hapisteki Boko Haram üyeleri ile takas etmeyi reddetmesi üzerine, örgütün mesajının 'takas yok mu, öyleyse kızların bazıları üzerlerinde bomba ile geri dönecek' olabileceğini söylüyor. Nigeria'da bulunan bir güvenlik analisti olan Bawa Abdullahi Wase, Boko Haram'ın isyanın başladığı 2009 yılından bugüne kadar hem kadın hem erkek bombacılar tarafından 11 intihar saldırısı düzenlediğini kaydediyor. Wase örgütün Irak ve Afganistan'daki cihatçı grupların taktiklerini taklit ettiğini öne sürüyor. Ancak ona göre örgütün intihar saldırısı ekiplerinin yurt dışında eğitim görüyor olma olasılığı yok. Wase, Boko Haram'ın bir grup 'cahil' tarafından oluşturulmadığının altını çiziyor ve aralarında kimya, fizik ve mühendislik mezunlarının da olduğu birçok Nijeryalıyı çektiğini bu insanların bomba imal etmekle görevli olduğunu söylüyor. Wase, 'Bu insanlar iş bulamamışlar, anne babaları devlet hizmetinde harcadıkları 35 yıldan sona ne emekli ikramiyesi ne de emekli maaşı alabilmiş ve sofraya ekmek koymakta zorlanıyorlar. Bu hükümette bir umut göremiyorlar ve çaresizlik nedeni ile Boko Haram'a katılıyorlar' diyor. Ewi de benzer bir iddiayı gündeme getiriyor, o da Boko Haram üyelerinin birçoğunun intihar bombacıları da dahil olmak üzere, para ile motive olduklarını söylüyor. Ewi Boko Haram'ın Nijerya'nın ilk intihar bombacısına 4 milyon naira (24.870 dolar) tutarında para ödediğini iddia ediyor. İlk intihar bombacısı ülkenin başkenti Abuja'da 2011 yılında emniyet müdürlüğüne saldırı düzenlemişti. Ewi '(Bombacı) fakir bir adamdı, bunu daha iyi bir hayata sahip olabilmeleri için dört çocuğu için yaptı' diyor. Wase kadın intihar bombacılarının hali hazırdaki Boko Haram üyelerinin çocukları oldukları görüşünde. 'Zihinleri tıpkı anne babalarını zihinleri gibi indoktrine edilmiş durumda' diyor. 'Boko Haram'ın kadınları yardımcı pozisyonundaki aşçılıktan ve temizlikçilikten bombacılığa 'terfi' etti.' Geçen ay Nijerya ordusunun sözcüsü Onyema Nıvaçukvu Boko Haram'ın bir 'kadın kanadı' olduğunu ve görevlerinin örgüt için casusluk yapmak ve örgütün ön cephesindeki üyeler için potansiyel eşler bulmak olduğunu söylüyor. KADIN İNTİHAR BOMBACILARI 8 Haziran: Orta yaşlı bir kadın Gombe'deki bir kışlaya motorsikleti ile gitti. Bombayı patlatarak kendisini ve bir askeri öldürdü. 27 Temmuz: Çarşafının altına gizlediği bombayı Kano'da üniversite kampüsünde patlatan bir genç kız beş polisi yaraladı. 28 Temmuz: Genç bir kadın Kano'daki bir benzin istasyonunda gazyağı kuyruğuna girdi. Patlattığı bomba ile üç kişinin ölümüne 16 kişinin yaralanmasına sebep oldu. 28 Temmuz: Başka bir genç kız Kano'da bir alışveriş merkezinde düzenlediği intihar saldırısında 6 kişiyi yaraladı. 30 Temmuz: Kano'da bir üniversite kampüsünde öğrenci kalabalığı içinde bombayı patlatan genç bir kız 6 kişinin ölümüne sebep oldu.Demokrat Haber
Doğuş Ateş Püskürdü: 'Arkadaşın Uyuşturucu Sunuyorsa Yumruğu Yapıştıracaksın'
Ünlü şarkıcı Doğuş, uyuşturucu tacirlerine ateş püskürdü. Doğuş, 'Eğer uyuşturucu kullanan arkadaşın sana uyuşturucu sunuyorsa, direkt suratına yumruğu yapıştıracaksın' dedi.Yetiştirme yurdunda büyüyen ve yaşamının büyük bir kısmı sokakta geçen Doğuş, uyuşturucunun kötü bir alışkanlık olduğuna dikkat çekti. ’Aşkkopat’ filmi çekimleri arasında uyuşturucu hakkında açıklama yapan Doğuş, 'İyi bir şey zannedip kullananlar var. Sokaktan gelen bir adam olarak söylüyorum. Anne ve babalarımıza çok sorumluluk düşüyor. Uyuşturucu satanların Allah bin türlü belasını versin. Oradan gelecek para ile çocukların karınlarını mı doyuruyorsunuz diyorum' ifadelerini kaydetti.Son zamanlarda bir uyuşturucu maddesinin patlamasına dikkat çeken Doğuş, 'Öğrencilere uyuşturucu satanlar zaman zaman okul önlerinde yakalanıyorlar. Ağızları burunları kırılıyor. Hoşuma gitmiyor desem yalan olur. Sen o çocuğu zehirlersen gelir senin ağzını burnunu kırar yani. Kanunlarımız var o satanları tutup götürmek lazım. Aslına bakarsanız halkımız da artık bilinçli. Eskisi gibi gözü kapalı durmuyor kimse' dedi.Uyuşturucu kullanmada arkadaşlıkların etkili olduğuna dikkat çeken Doğuş, 'Eğer uyuşturucu kullanan arkadaşın sana uyuşturucu sunuyorsa direkt suratına yumruğu yapıştıracaksın. Bana bunu nasıl sunuyorsun diye. Ondan sonra o beladan arkadaşını kurtaracaksın. Kullanan arkadaşınız var ise önleyin. O anne baba çocuğunu ne zorluklarla okula gönderiyor. Emekli maaşı ile dolabına bir şey alamayacakken önlüğünü alıyor. Çantanı alıyor, kitabını alıyor, kalemini alıyor. Gençlerimiz bu kadar sorumsuz olmasın' diye konuştu.(İHA)
Bugün Mutlaka Okumanız Gereken 10 Köşe Yazısı
Çalışma süresi ile emekli maaşı arasında mantıklı bir ilişki kurmaya çalışsanız çalışma süresi fazla olan kişinin daha fazla emekli maaşı alması gerektiğini düşünürsünüz. Ama ülkemizde mantık ters işliyor.2008 yılında gerçekleştirilen sosyal güvenlik reformu sonrasında emekli maaşı bağlama kriterlerinde de bazı değişiklikler yapıldı. Bunlardan bir tanesi de aylık bağlama oranıyla ilgiliydi.Aylık bağlama oranında yapılan değişiklik, 2000 yılından önce SSK’lı veya Bağ-Kur’lu olarak işe başlamış olan ve halen çalışmaya devam eden yaklaşık 8 milyon sigortalının ileride bağlanacak emekli maaşını her gün eritiyor.
Yaşlıların En Rahat Yaşadığı Ülke Norveç
Dünyada, yaşlı nüfusun yaşaması için en uygun ve rahat ülke sıralamasında Norveç birinci, Afganistan sonuncu, Türkiye ise 96 ülkenin bulunduğu listede 77'nci oldu.Listenin başını çeken Norveç'i, İsveç, İsviçre, Kanada ve Almanya izliyor.Global AgeWatch adlı kuruluş 2014 yılı endeksi için 60 yaş üstü nüfusun sosyal ve ekonomik refahını ölçtü.Birleşmiş Milletler (BM) Uluslararası Yaşlılar Günü'nde yayımlananendekste, Avustralya, Batı Avrupa ve Kuzey Amerika en iyiden, en kötüye giden listenin üst sıralarında yer aldı.Rapora göre, 2050 yılına kadar nüfusun yüzde 21'inin yaşı 60'ın üzerinde olacak.Endeks için, gelir güvencesi, sağlık, kişisel kapasite (kişisel beceriler ve kendi kendine yetebilme) ve 'etkin çevre koşulları' incelendi.Bu alanlar arasında, tek tek yapılan sıralamalarda, Türkiye'nin en iyi olduğu alan 33'üncü sırada olduğu 'gelir güvencesi'.Türkiye'de 65 yaş üstü nüfusun yüzde 88,1'i emekli maaşı alıyor.Türkiye'nin 40'ıncı sırada yer aldığı alan, 'etkin toplumlar ve çevre koşulları'.Yaşlı nüfusun zorda kaldıklarında güvenebilecekleri akrabaları veya arkadaşları olup olmadığının incelendiği 'sosyal bağlar' verilerine bakıldığında da Türkiye'de, 50 yaş üstü nüfusun yüzde 81'nin bu bağlara sahip olduğu görülüyor.Sağlık alanında da Türkiye, geçen sene 66'ıncı sıradayken, bu yıl 52'ye çıktı.Türkiye'nin sıralamada en düşük olduğu alan ise 'yaşlıların kişisel beceriler' ve eğitim.Yaşları 55 ila 64 arasından değişen kesimin yalnızca yüzde 31,9'u çalışıyor ve yaşı 60'ın üzerinde olanların yalnızca yüzde 13,7'sinin yüksek öğrenimi var.Rapora göre, 2050 yılına kadar endeksteki yaklaşık 40 ülkede nüfusun yüzde 30'u 60 yaş veya üzeri olacak.BM, yaşları 60 ve üzeri olanların sayısının 2030 yılında 1.4 milyara ulaşacağını söyledi.Latin Amerika ülkeleri, maşta Meksika ve Peru olmak üzere, yoksul yaşlı nüfusa sağladıkları temel geliri güvenceye alan prim katkısız emekli maaşı uygulamasıyla listenin üst sıralarına çıkabildi.Meksika'da her 10 kişiden yaklaşık 9'u, 65 yaşın üzerinde ve emekli maaşı alıyor.BBC Türkçe