onedio
Görüş Bildir
article/comments
article/share
Haberler
Bugün Mutlaka Okumanız Gereken 10 Köşe Yazısı

Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!

category/test-white Test
category/gundem-white Gündem
category/magazin-white Magazin
category/video-white Video

Bugün Mutlaka Okumanız Gereken 10 Köşe Yazısı

FreiGeist
25.09.2014 - 12:06

Emekli Maaşınız Azalıyor | Mehmet Bulut | Radikal

Çalışma süresi ile emekli maaşı arasında mantıklı bir ilişki kurmaya çalışsanız çalışma süresi fazla olan kişinin daha fazla emekli maaşı alması gerektiğini düşünürsünüz. Ama ülkemizde mantık ters işliyor.

2008 yılında gerçekleştirilen sosyal güvenlik reformu sonrasında emekli maaşı bağlama kriterlerinde de bazı değişiklikler yapıldı. Bunlardan bir tanesi de aylık bağlama oranıyla ilgiliydi.

Aylık bağlama oranında yapılan değişiklik, 2000 yılından önce SSK’lı veya Bağ-Kur’lu olarak işe başlamış olan ve halen çalışmaya devam eden yaklaşık 8 milyon sigortalının ileride bağlanacak emekli maaşını her gün eritiyor.

Kaynak: http://www.radikal.com.tr/yazarlar/dr...
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

İktidar ‘İslamcı’ mı? ‘Dava’ Ne, ‘İnşa’ Edilen Ne, ‘Kurucu'su Olunan Ne? | Nuray Mert | Diken

Eskiden bu tür bir soru sormak caiz değildi, zira değil İslamcı veya dindar olmak, İslami terimler kullanmak bile zan altında olmak anlamına gelirdi. Çok değil, 2008’de iktidar partisi ‘irticanın odağı olmak’ ithamıyla kapatılma noktasına gelmişti. Bu şartlar altında İslamcılığı tartışma konusu yapmak adil ve ahlaki değildi.

Ama artık işler değişti, başlarda kendine ‘muhafazakar demokrat’ sıfatını uygun bulan şimdilerde ‘muhafazakar’ la yetinen iktidar partisi, üzerindeki vesayet çabalarını bertaraf etti. Gerçi, iktidar çevreleri ‘paralelci darbe girişimi’ adı altında bir tehditle mücadele ettiklerini ileri sürüyor ama, gerçek ne olursa olsun, bu kavganın konusu da İslamcılık veya muhafazakarlık değil.

O halde, artık ‘İslamcılık’ konusunu açıklıkla konuşabiliriz ve konuşmalıyız.

Kaynak: http://www.diken.com.tr/iktidar-islam...

HSYK Seçimleri Başımızın Derdidir! | Tarhan Erdem | Radikal

Önceki gün Yargıtay Genel Kurulu Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) için üç asil üç yedek üye seçti. Bir süredir hükümetin ve Cemaat'in, listelerinin kazanması için çalıştıkları bilinmeyen bir şey değil.

Yargının bölünmüşlüğüne, söylenen ve yazılanlara ne kadar üzülsek yeridir . Duygularımızı ve olayın sonuçlarını göstererek, yazarak sonucu değiştiremeyiz; sorunu tanımlamalı, çaresini aramalı ve çözüm peşinde koşmalıyız.

Sorun, HSYK üyeleri seçiminde liste usulünün kabul edilmesidir. Liste usulü, benzer seçimlerde, seçmenlerin iki-üç gruba ayrılmasını zorunlu kılar: Seçilmek için bir listeye girmek gerekir , bir listeye girince o listenin tamamına, kişilere, o liste için çalışanlara bağlanılır, bağlılık seçim sonrasında devam eder.

Kaynak: http://www.radikal.com.tr/yazarlar/ta...

Güvenlik Şeridi Masada | Serpil Çevikcan | Milliyet

ABD ve bazı koalisyon ortaklarının IŞİD’in Suriye’de hakim olduğu bölgelere yönelik hava harekâtı ve örgütün Kobani bölgesindeki saldırıları, Türkiye sınırında olağanüstü hareketliliğe neden olurken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın IŞİD’e karşı Türkiye’nin askeri olarak da üzerine düşeni yapacağını açıklaması gündemin ilk maddesi.

Erdoğan’ın, askeri adımları da kapsayan bir hareket tarzından söz etmesi, başkentte pek çok soru işaretine yol açtı.

İnsani amaçlı lojistik destekle sınırlı kalmayacak bir katkıya işaret ettiği belirtilen bu değerlendirmeler üzerine, dün açıklamalarda bulunan Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, “Kurşun sıkacak mıyız, sıkmayacak mıyız başka bir şeydir, askeri olarak işin içinde olmak başka bir şeydir” diyerek farklı yöntemlerle askeri operasyonun içinde yer alınabileceğini vurguladı.

Kaynak: http://www.milliyet.com.tr/guvenlik-s...

Kanat Atkaya | Yeni Türkiye, Eski Gündem | Hürriyet

Erdoğan’ın henüz başbakan olduğu dönemde 13 Nisan 2013 ve 23 Kasım 2013’te bir yayın kuruluşu yöneticisiyle yaptığı görüşmeler…

… İkinci telefon konuşmasına gelene kadar Türkiye Gezi Parkı’nı yaşıyor. Mısır’daki Sisi darbesi ve Gezi Parkı Başbakan Erdoğan’ın iki temel hedefi konumuna gelmiş durumda… “Rabia” günleri diyeyim siz hatırlayın 23 Kasım 2013’ü ve civarını… “Kızlı/erkekli” tartışmasında Bülent Arınç “Hayır, Başbakan öyle demedi” diye açıklama yapmış, sonra Başbakan çıkıp “Yaptım” demiş. Bunun üzerine de Bülent Arınç gönül koymuş hani? İşte o günlerde…

Daha sonra 17 Aralık’ta patlayacak bombanın fitili olarak dershanelerin kapatılması tartışmasının yapıldığı o günlerde… Kim hatırlar o tarihte idmanda takım arkadaşlarına “Zenci” deyip demediği tartışılan futbolcu Özer Hurmacı’yı ve bedelsiz transferini? Sanırım bu azim, bu kuvvet, bu kudret, bu azamet Sayın Erdoğan’a özgüdür!!!

Geri kalanlarımızın neyi, ne kadar, nasıl hatırladığımız ortada zaten…

Kaynak: http://sosyal.hurriyet.com.tr/Yazar/1...

Cumhurbaşkanı'nın Zihniyeti | Etyen Mahçupyan | Akşam

Erdoğan’ın otoriterleştiği söylemi son dönemde popüler oldu ve gelişmeler tek bir kişinin tahakküm özlemi ile açıklandı. Bu kişinin geçmişte pek de böyle davranmamış olması ise demokratlık ve otoriterlik arasında bir öncelik yaratılarak giderildi, yani bu iki tavırdan birinin ‘asıl’ diğerinin ‘taktiksel’ olduğu öne sürüldü. Anlaşılan Erdoğan yönetimdeki ilk yıllarında mecbur kaldığı için biraz demokratik gözükmüş ama duruma hakim olunca asıl karakterine yani otoriterliğe geçiş yapmıştı. Ne var ki insan bazen bir, bazen diğer tavrı sergiliyorsa bunların hangisinin ‘asıl’ olduğunu söyleyebilmek zordur. Metafizik bir arayışınız yoksa daha güvenilir olan sosyopsikolojiye dönmekte yarar var. Buna göre insanlar farklı koşullarda kendiliğinden belirli tarzlara kayarlar. Dolayısıyla koşullar değiştiğinde kişinin tarzı da değişir… Kişiyi demokrat veya otoriter yapan, sergilediği uyum çabasıdır. Taktiksel olarak demokrat veya otoriter davranan bir kişi bu sıfatları hak etmez, çünkü insanlar ‘niçin’ böyle davrandığını sorarlar ve hemen her zaman o kişiye farklı bir sıfat yapıştırırlar.

Kaynak: http://www.aksam.com.tr/yazarlar/etye...
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Nasıl Bir Savaşsa Bu... | Fehmi Koru | HaberTürk

‘Horasan Grup’ adıyla anılan bir terörist örgütün varlığından haberdar mıydınız?

Kendi hesabıma ben değildim. İster Google ’a girip tarayın, ister Wikipedia ’ya bakın, böyle bir örgütün geçmişiyle ilgili herhangi bir bilgiyle karşılaşmayacaksınız. Yepyeni bir örgüt bu.

Suriye içerisindeki IŞİD ’le savaş başlar başlamaz başımıza böyle bir örgüt çıktı; hem de medyaya bakarsanız, insanların boğazını kesmekte tereddüt etmeyen IŞİD’ten bile daha tehlikeli yaftasıyla... Çünkü bağlıları, ABD ve Avrupa’ya yönelik bombalama eylemleri planlıyorlarmış...

National Intelligence istihbarat örgütünün başında bulunan James Clapper , 18 Eylül günü, Washington’da yaptığı sunumda adını ilk kez anmış Horasan ’ın...

Kaynak: http://www.haberturk.com/yazarlar/feh...

Gölgelerle Savaş | Sezin Öney | Taraf

IŞİD tehlikesi sonunda dünya genelinde anlaşılıyor. Türkiye’de de...

Ama daha, Türkiye’de IŞİD’in ne olduğu, nasıl bir tehdit oluşturduğu yeni anlaşılırken, daha önce ismi duyulmayan radikal grupların adı gündeme gelmeye başladı bile...

Örneğin, ABD’nin Suriye’ye yönelik hava saldırılarında hedef aldığı Horasan Grubu .

Horasan, El Kaide’nin bir parçası. IŞİD’den farklı olarak, o çekirdek gruptan kopmamış; El Nusra ile El Kaide arasında bağ kurması için Suriye’de örgütlendiği öne sürülüyor.

ABD, IŞİD’e karşı yaklaşık altı haftadır hava saldırıları düzenliyor; ancak, bu süreçte vurgulanmaya başlanan bir nokta daha var...

IŞİD’in, ABD’ye karşı doğrudan bir tehdit oluşturamadığı düşünülüyor... Buna karşılık, Suriye’de hava saldırısına hedef olan Horasan Grubu ve hatta, onlarla bağlantılı olarak El Nusra’nın ABD’ye karşı bir terörizm vakası gerçekleştirmek peşinde olduğu öne sürülüyor.

Kaynak: http://www.taraf.com.tr/yazilar/sezin...

Askeri Seçenek Ne? | Abdülkadir Selvi | Yeni Şafak

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, IŞİD'le mücadeleye askeri ve siyasi destek vereceğimizi açıklaması, IŞİD politikasında bir değişiklik mi söz konusu tartışmalarını başlattı.

Üstüne Kerry'nin, IŞİD'le mücadelede Türkiye'yi ön saflarda görmek istedikleri yönündeki açıklamaları bu kaygıyı pekiştirdi.

1 Mart tezkeresi AK Parti iktidarının uluslararası sisteme karşı ilk ciddi sınavıydı. Müdahaleye sıcak bakmamasına rağmen, asker risk almayan bir strateji izledi. Tezkere reddedildi. ABD'nin kanat ülkesi Türkiye'den onurlu dış politika uygulayan Türkiye'ye geçiş sağlandı. Bence Yeni Türkiye'ye ilk adım o gün atılmış oldu.

IŞİD üzerinden Türkiye, yeni bir sınavla karşı karşıya.

Irak'ta Sünni Araplar yönetimden uzaklaştırılırken, Ebu Gureyb cezaevinde kadınlar tecavüze uğrarken, yıllardır Irak'ı yöneten Arap asabiyesi rencide edilip, cezalandırılırken Türkiye, bu yöntemlerin Irak'ın parçalanmasından başka bir şeye hizmet etmeyeceğini savunuyordu.

Kaynak: http://www.yenisafak.com.tr/yazarlar/...

IŞİD Bahanesiyle Bölgenin İşgali! | Ali Bulaç | Zaman

Ali Bulaç GÜNDEM Yazarlar IŞİD bahanesiyle bölgenin işgali!

ABD, oluşturduğu koalisyon eşliğinde Irak’tan sonra Suriye’de de IŞİD’e karşı askeri operasyon başlattı.

“Koalisyon” derken iki halkayı düşünmek lazım: Biri, çekirdek ülke ABD -ve elbette nedimesi İngiltere ile her seferinde bir şekilde ilk halkaya giren Fransa, sonra İtalya vd.-; ikincisi Suudi Arabistan, Ürdün, Bahreyn ve BAE’den oluşan bölge ülkeleri. İkinci halkayı finansman, lojistik destek, kamu diplomasisi, halkla ilişkiler çerçevesinde yardımcı elemanlar hükmünde; inisiyatif tamamiyle ABD’nin patronaj olduğu Batı’da.

Kaynak: http://www.zaman.com.tr/ali-bulac/isi...
Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
0
0
0
0
0
0
0
Yorumlar Aşağıda
Reklam