onedio

Aykut Kocaman Haberleri

Aykut Kocaman ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. Aykut Kocaman ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

trend-arrow

Popüler İçerikler

Alex'ten Flaş Açıklamalar!
Fenerbahçe'nin efsanevi ismi Alex de Souza içini en çok acıtan şeyin Kadıköy'de son kez forma giyememek olduğunu itiraf etti. Fenerbahçe 'nin unutulmaz kaptanı Alex de Souza , konuk olduğu televizyon programında önemli açıklamalarda bulundu. 'YARI TÜRK YARI BREZİLYALI...' 'Aslında hayatımla Türkiye'yi biribirinden ayırmıyorum. Eşim de Türkiye'ye aşık bir insan. Maria dışındaki çocuklarım burada doğdu. Ben de 8.5 sene Fenerbahçe'de top oyandım ve Türkiye'de yaşadım. İnsanlar bana çok misafirperver yaklaştılar. Türkiye'yle Alex'in arası her zaman iyi oldu. Giderken şunu söylemiştim, buraya bir Brezilyalı olarak geldim ama yarı Türk yarı Brezilyalı olarak gidiyorum demiştim. Bu halen böyle. Türkiye'yi hayatımda ayrı bir yere koyamam.' 'Kişisel olarak Türkiye'de hiçbir stadyumda tepkiyle karşılaşmadım ama bir kere kendi taraftarımız tarafından ıslıklanmıştım. Sakaryaspor maçıydı. Aslında ben saha içersinde taraftarın bu tip tepkilerini olağan içinde karşılayan bir insanım. Oraya beklentiyle geliyorlar ve beklentileri karşılanmayınca tepki verebiliyorlar. O gün de böyle bir durum olmuştu ve başkan da ayağa kalkıp alkışlayarak bu tepkilere katılmadığını belli etmişti. Ama dediğim gibi bunları her zaman normal karşılarım.' 'EN ÇOK ÖZLEDİĞİM ŞEY KADIKÖY' 'Kadıköy'deki o muhteşem atmosferi özlediğimi söyleyebilirim. Türkiye'yi düşündüğümde aklıma gelen tek şey Kadıköy ve taraftarın yarattığı o muhteşem anlar oluyor. Bunun dışında da birçok özel anlar yaşadım. Ayrılırken insanların evime gelmesinin dışında beni havalaanında uğurlamaya gelmesi de çok özeldi. Genelde bir futbolcu geldiğinde havaalanında birçok taraftar tarafından karşılanır. Fakat giderken yalnız gider. Benim için bu anı özel kılan şey, giderken geldiğimde olandan daha fazla taraftarın havaalanına gelmesiydi.' FENERBAHÇE NE İFADE EDİYOR? 'Fenerbahçe senin için ne ifade ediyor sorusunu cevaplamak benim açımdan büyük zorluklar içerir. Çünkü Fenerbahçe'den bahsederken açıkalyacak kelimeler bulamkta zorlanıyorum. Önümüzdeki günlerde 20 senelik futbol yaşantımı tamamlayacağım ve bunun da 8.5 senesinin Fenerbahçe'de dolu dolu geçtiğini düşünürsek, Fenerbahçe'nin benim için ne ifade ettiğini söylemek çok zor olur. Şu anda Fenerbahçe benim için ne mi ifade ediyor? Taraftarından yöneticisine her zaman başarılı olmasını dilediğim bir kulüp ve aynı zamanda kendimin bir parçası hissettiğim bir aile olarak nitelendirebilirim.' 'KİMSEYE KIRGIN DEĞİLİM' 'Aslında hiç kimseye karşı kalbimde bir kırgınlık yok. Örnek vereceğim, mesela Aykut Kocaman'ı benim hiç desteklemediğimi düşünen insanlar olabilir, hayır tam tersi. Umarım Aykut Kocaman kısa bir süre içinde düşüncelerini gerçekleştirebileceği ve de hayallerine ulaşabileceği bir takım kendine bulur ve başarılı olduğunu görürüz. Neden olmadı diye sorarsanız, belki benim, belki Aykut Kocaman'ın, belki de ikimizin hatasıydı. İkimiz arasındaki sıkıntıyı bir şekilde aşamadık ve olmadı.' 'AYKUT KOCAMAN İLE İLETİŞİM KURAMADIK' 'İletişim insanların birbirleriyle anlaşabilmelerini sağlayan noktadır. İletişiminiz ne kadar sağlamsa o kadar ilişkinizi ilerletebilirsiniz. Bizim belki de Aykut Kocaman'la yaşadığımız sorun başından beri kuramadığımız iletişimdir. Biraz kapalı, biraz sangi engelli gibiydi onunla olan iletişimimiz. Sonunda da kararlar alınması gerekiyordu. Bu noktada da Aykut Kocaman 'Seni takımımda bundan sonra görmek istemiyorum.' düşüncesindeydi. ben de bunu Alex de Souza olarak kabul etmedim, başkanla görüşmeye gittik. Başkanın da o noktada bir karar alması gerekiyordu ve kontratın feshedilmesi yönünde karar alındı. Bunlar her işin içersinde yer alabilen sıkıntılar. İnsanlar dışarıdan baktığında Alex Aykut Kocaman ve Aziz Yıldırım'ı sevmiyor algısı oluşabilir. Kesinlikle öyle değil. Umarım ikisi de istediklerine ulaşır. Elbette Aziz Yıldırım'la anlaşamadığımız, tartıştığımız zamanlar da oldu. Ama bunların hepsi iş ilişkisi içersinde olabilecek noktalardı. Şu an da ayrıldım, kulüpte değilim ama kesinlikle bir düşmanlık söz konusu değil.' 'İÇİMİ ACITAN ŞEY...' 'Aslında benim sayın Rıdvan Dilmen aracılığıyla bu programa çıkmamdan birisi de şu: Neredeyse 1.5-2 sene geçti Brezilya'ya döneli. Bir biyografi kitabı yazmaya karar verdim. Bu kitapta özellikle benim kariyerimde pay sahibi olmuş ve kariyerimde yer edinmiş insanların yer almasını istedim. Kitabı yazan Marcos birkaç kere geldi, benimle röportaj yazmak için. Mesela en son geldiğinde Aykut Kocaman kitapta yer almak istemedi. Aynı zamanda Marcos son geldiğinde Aziz Yıldırım'ım kişisel sıkıntılar vardı. O yüzden onunla da görüşemedik. Fakat tüm bunlar yaşanırken, içinizi acıtan ne diye sormuştunuz ya; Kadıköy'de son bir kez oynayamamak içimi acıtan şeylerden bir tanesi. En son maçım Kasımpaşa maçıydı. Bunu da açıklama fırsatı bulabileceğim için yayına çıkmayı kabul ettim. Kitabımda bu iki insanın da bulunmasını çok isterdim. Ama onların konuşmama ya da istememe kararları benim de saygı duyduğum bir nokta. Aykut Kocaman konuşmak istemediğini söylediği zaman ona kötü bir düşünce beslemedim, tamamen saygı duydum.' ŞAMPİYONLUK KUTLAMALARINDAKİ OLAY HAKKINDA 'Bu olayı değerlendirdiğimde iki şekilde değerlendirmek istiyorum. Burada iki taraf var. Birincisi ifade özgürlüğü. Stadyumlarda da niyet ne olursa olsun taraftarın ve halkın ifade özgürlüğünü kullanması yanlış değil. Altında başka sebepler varsa bunu konuşuruz. Ama ben demokraside büyüdüm. İnsanlar içinden geçenleri stadyumda bağırabilirler. Bu birinci nokta. Ama öteki taraftan baktığımızda, şampiyonlukta emeği geçen oradaki isimler artık 2 senedir o kulüpte olmayan insanın isminin bağrıldığını duyduğu zaman, onlar da biraz bu duruma içerleyebilirler. İki taraf da haklı diyebiliriz. Ben bu durumda kesinlikle o olaylar hakkında anormal bir şey görmüyorum.' JÜBİLEYİ KABUL EDER Mİ? 'Elbette büyük mutlulukla kabul ederim. Bu benim de kariyerimde son istediğim şey olur. Sadece burada yaşadığım zamandan bahsetmiyorum. Tüm kariyerimden bahsettiğim zaman, kendimi en iyi hissettiğim yerden, Kadıköy'den bahsediyoruz. Eğer olursa orada güzel bir atmosfer yaratıp bu şansı bulabilirsem kariyerimi taçlandıracağım bir nokta olabilir çünkü Kadıköy benim için çok özel.' 'FUTBOLU BIRAKTIKTAN SONRA...' 'Aralık ayında futbolu bırakıyorum. Muhtemel şekilde saha içersinde kalacağım gibi görünüyor. Futbolu bıraktıktan sonra antrenörlük için gerekli belgeleri alıp saha içinde olmaya devam edeceğim.' 'O günlerde ya da hemen takip eden gün, Ali Koç ve birkaç yönetici tesislere gelmişlerdi. O dönem içersinde kulübün bir sıkıntıya gireceği, maddi anlamda maaşları ödeme konusunda sıkıntılar yaşanabileceği, o nedenle elinde bir teklifi olan veya gitmek isteyenin gidebileceğini söylemişlerdi. Bu noktadan sonra ayrılan oyuncular oldu. Bu toplantıdan hemen sonra Ali Yıldırım ile görüştük. Oturduk ve kendisine aynen şunları söyledim: 'Nerede oynarsak oynayalım, benim maaşımı ödersiniz veya ödemezsiniz ben burada olacağım. Sadece şunu istiyorum, maaşım ödenir veya ödenmez. Eğer ödenmez ise sana bir şu zaman ödeme yapacağız, ya da yapamayacağız gibi, önümüzde netleşecek bir durum söyleyin. Bana para ödeyin demiyorum. Ben sizinle birlikteyim, sadece benim kendimi planlayabilmem açısından bana ne zaman ödeme yapabileceğinizi söylemeniz yeterli.' dedim.' 'SUÇLAMALARI DUYDUĞUMDA...' 'Tam anlamıyla şok oldum. O sezon saha içersinde yaşananları bilen ve temsil eden bir insan olarak orada oynadığımız maçlara bize şike denmesi hayatımda en şok edici anlardan birisiydi. Birkaç futbolcuyla stadın yakınlarındaki bir restoranda konuşurken, hiçbirimiz inanamıyor ve oynadığımız maçları konuşuyorduk. 5-3 biten Bucaspor maçını nereden çevirmişiz... Karabükspor maçında Lugano'nun bir golü vardı ve çok sıkıntılı bir maç vardı. Ankaragücü maçını hatırlıyoruz. 6 gol attık ama ilk gol çıkana kadar ne kadar zorlandık bir bakın. Sivasspor ile oynanan son maç da çok zorluyduk. Biz açıkçası bu yaşadığımız sıkıntıları bildiğimizden dolayı bunlara şike dendiğini duyunca büyük bir şok yaşadım. Andre Santos'un Gaziantepspor'a attığı son dakika golünü hatırlayalım, 4-2'lik Beşiktaş maçını hatırlayın. Ben orta sahada bir top kaybettim, sonra Hugo Almeida karşı karşıya kaçırdı. O golü atsa maç 3-1 olacaktı. Maç oradan döndü. Galatasaray maçını düşünelim. Son 10 dakikada maçı çevirmişiz. Bunların hepsini sayınca bir lig oluyor.'Goal.com
Aykut Kocaman: 'Fenerbahçe'deki Son 2 Yılım Çok Zor Geçti'
Torku Konyaspor Teknik Direktörü Aykut Kocaman, 'Fenerbahçe'de son 2 yıl özellikle benim adıma çok ağır geçti. Zaten temeldeki ayrılığımın nedeni de bu oldu.' dedi.Torku Konyaspor Teknik Direktörü Aykut Kocaman, kulübün resmi dergisine konuştu. Kocaman, Fenerbahçe'deki günlerine de değinirken son 2 yılının çok zor geçtiğini ifade etti.Röportajda şu ifadeler yer aldı:'18 aylık aranın ardından yeşil sahalara Torku Konyaspor'umuzun teklifini kabul ederek teknik direktör olarak dönen Aykut Kocaman hocamız ile Konyaspor Dergisi olarak son derece keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.'30 YILDA FAZLA DİNLENME FIRSATIM OLMADI''30 yıllık futbol yaşantım oldukça yoğun tempoda geçti. Fazla bir dinlenme fırsatım olmamıştı. Bu yüzden Fenerbahçe'den ayrıldıktan sonraki dönem benim adıma önceleri iyi geldi. İlk iki aylık süreçte futbolla ilgilenmedim' sözleriyle sohbetimize başlayan teknik direktörümüz Aykut Kocaman, 'Çalıştığım dönemde sadece Ankaraspor'da iken 6 aylık bir aram olmuştu. O zaman açıkçası sivil hayata geçişte zorlanmıştım. Görevi bıraktıktan sonra yoğun fiziksel ve zihinsel bir yorgunluk ortaya çıkıyor. Bu işe odaklandığınız için çalıştığınız sürede etrafınızda sosyal bir çevre kalmıyor. Bıraktıktan sonra bir yerlere gitmeyi, eğlenmeyi sevmiyorsanız hayat artık sıkıcı olmaya başlıyor' diyor.'FENERBAHÇE'DE SON 2 YIL BENİM ADIMA ÇOK AĞIR GEÇTİ'Teknik direktörümüz Aykut Kocaman, iki yıl Ankaraspor ve sonrasında dört yıllık Fenerbahçe çalışma hayatından sonra verilen 18 aylık arayı şu sözlerle özetliyor: 'Fenerbahçe'de son 2 yıl özellikle benim adıma çok ağır geçti. Hem kulübün etrafındaki sorunlar hem de dolayısıyla takıma sirayet eden sorunların var olması benim adıma bu sürecin ağır geçmesine sebep oldu. Zaten temeldeki ayrılığımın nedeni de bu oldu. Kendimi biraz yorgun hissetmiştim ve karar mekanizmasında sıkıntılar doğabileceğini hissediyordum. Özellikle sinirlenme, hiddetlenme kat sayım biraz daha artmaya başlamıştı. Bunları kendimde gördüğüm zaman çok sağlıklı bir durum olmadığını fark ettim…''BODRUM'DA GEÇİRDİĞİM 2 AYDA DEŞARJ OLDUM''Ayrıldıktan sonra ilk 2 aylık süreçte futbolla çok fazla iç içe olmadım. 3-4 tane maç ancak izlemişimdir. Onun dışında hemen hemen lig dahil olmak üzere hiçbir futbol müsabakası seyretmedim. Ailemle Bodrum'a evime gittim. Orada dostlarımızla beraberdik. Bugüne kadar görmediğim tatil zamanlarını yaşadım. O dönemde tam anlamıyla deşarj oldum diyebilirim. Hem sportif hem de seyahat anlamında çok fazla gezme imkanım oldu. İkinci ayın sonunda artık hayat insana kendi düzenini dikte ediyor. Görev almadığım dönemde özellikle 1 yılı kendi adıma olumlu hatta severek geçirdim…''Biz ülke insanı olarak hayatımızı futbola odaklı olarak yaşıyoruz' diyen teknik direktörümüz Aykut Kocaman, 'Futbolculuk çocukluktan itibaren bütün varınızı yoğunuzu sadece fiziksel anlamda değil özellikle zihinsel olarak da ortaya koyduğunuz bir dönemdir. Futbola; binlerce çocuk arasından daha yetenekli olanların ön plana çıktığı bir iş kolu demek yanlış olmaz. Bu iş kolunun içinde bu şekilde yaşarken antrenör olduğunuz andan itibaren sorumluluklar biraz daha artıyor. Tamamen futbol odaklı oluyorsunuz' şeklinde görüş belirtiyor.Teknik direktörümüz Aykut Kocaman ile gerçekleştirdiğimiz keyifli sohbet ile sizleri baş başa bırakıyoruz.'1996 YILINDAKİ DAVRANIŞIMI BUGÜN YİNE TEKRARLARIM'*Hocam 1996 yılında 2-1 kazandığınız Trabzonspor maçının ardından yaptığınız açıklamadan dolayı Dünya Fair-Play Teşkilatı tarafından Davranış dalında ödüllendirildiniz. O dönemki açıklamanız mutlaka ki içinizden geldiği şekliyle doğallık ve samimiyetinizden kaynaklanıyordu. Şimdi geriye dönüp baktığınızda aynı açıklamayı yine yapar mısınız ? Yoksa bir pişmanlığınız var mı?Hayır asla bir pişmanlığım yok. İnsanlık adına da meslek adına da çok evrensel bir durumdu. Bir sonuca gitme adına çalışırsın, çabalarsın. Başarılı olursun ya da olamazsın. Ben düşünce olarak hala o gün olduğu gibi aynı yerdeyim. Hatta düşüncelerim daha da pekişti diyebilirim. Futbolculuk dönemimizde tamamen kazanmaya odaklı olduğumuz için zaman zaman düşüncelerimizden sapabiliyoruz. Olgunlaşma ve insanları tanıma dönemindeydik. Fakat önemli olan 'Bana yapılmasını istemediğim bir şeyi başkasına yapmamak' düşüncesiydi. Bugün olsa yine aynı şeyleri söylerdim. Antrenörlük yaparken de oyuncularla kurduğum ilişkilerde de hep anlatmaya çalıştığım şey; 'Gücünüze inanın, gücünüzle beraber istediklerinizi yapabilirsiniz''SEMİH VE GÖKHAN GÖNÜL'ÜN DAVRANIŞLARI, DİĞERLERİNİ TEŞVİK EDER'*O günden bugünlere geldiğimizde Gökhan Gönül'ün bir maçta hakemin faul kararı verdiği hareketin faul olmadığını söylemesi, Semih Kaya'nın kornere çıkan ama aut kararı verilen pozisyonda hakeme giderek korner olduğunu ifade etmesi gibi normal bir davranışın basın tarafından fazla gündemde tutulmasının bir abartma olduğunu söyleyebilir miyiz ?Bu davranışlar doğal ve insani davranışlar. Hem Gökhan'ın hem de Semih'in yaptıkları temiz ve doğru davranışlar. Bu davranışların onaylanması ve zaman zaman abartılarak gündeme getirilmesi diğerlerini de teşvik eder. Bu anlamda yapılanların önemli olduğunu da söylüyorum. Ama diğer taraftan bunların da çok abartılarak yansıtılması da toplumun değer yargılarında önemli bir değişim olduğunu da gösteriyor.'BEN SENDEN DAHA İYİ YAPARIM HALİ ZORLAYICI'*Toplum olarak bireyler anlamında özellikle de siyasetten ve spordan çok çok anlıyoruz. Herkes çok iyi bir teknik direktör oluyor. Bunun dezavantajı var mı? Bu durum sizi nasıl etkiliyor ?Bu duruma biraz daha nesnel ve objektif bakmak lazım. Bunun böyle olmasından dolayı biz para kazanıyoruz ve tanınıyoruz. Bunu bir tarafa attığınızdan itibaren kendimizi de inkar etme durumumuz var. Dolayısıyla olayın bir tarafının bu olduğunu cebimize koyalım. Yani bir anlamda olması gereken bu. Bulunduğum bütün kulüplerde de, insanlarla temaslarımızda da aynı şey gözüküyor. Bu ilgi bizim için çok önemli ama öbür taraftan bu ilginin bir adım ötesine geçen 'Ben senden daha iyi yaparım' hali biraz zorlaştırıcı. Ama ülke adına bakıldığı zaman aslında geriletici ve örseleyici . Bizim işimizde bu zorluk var. Artık biz bunu kanıksadık. Öbür taraftan bunun bir davranış biçimi haline gelmiş olması insanların kendi yaptıkları işleri, kendi yaptıkları işlerdeki sıkıntıları, neleri başardıklarını, neleri başaramadıklarını, başarıyı yakalarken hangi safhalardan geçtiklerini, başaramadıkların da nerelerde takıldıklarını düşünmeden direk sizin işlerinize karışma durumları oluyor. Bu durum beni çok fazla zorlamıyor. Bunun bizim işimizin önemli bir parçası olduğunu, getirisinin de biraz da bu yüzden olduğunu düşünüyorum.'MADDİ GEREKSİNİME İHTİYACIM YOK, ÇALIŞMAYA HAZIRDIM'*Hocam takımımızla yaptığınız transfer görüşmesinin sizin de beklemediğiniz şekilde çok kısa sürdüğünü söylemiştiniz…Ana nedenlerden bir tanesi şuydu: Artık bir taraftan çalışmaya hazırdım ve çalışmak istiyordum. Çok şükür ki şuanda mali anlamda çok büyük gereksinimlere ihtiyacım yok. Ancak öbür taraftan da benim gibi futbolun tam içinde doğmuş, büyümüş ve hayatının merkezinde tamamen futbol olan biri için bu kadar uzun süre çalışmamaktan dolayı yavaş yavaş körelmeye doğru da gitme hali vardı. O nedenle artık çalışma fikrine kendimi hazırlamıştım. Yine Konyaspor'un olması hayatın güzel rastlantılarından bir tanesi. Daha önce burada çalıştığım ve iyi anılarım olduğu için güzel rastlantı diyorum. Başkanımız Ahmet Şan'ın o dönemde çalıştığım başkan olması, o dönemde beraber çalıştığım bir kaç yöneticinin görevde olması benim Konyaspor'u tercih etmemdeki temel etkenlerdi.'BİZİM İŞİMİZ YENİ STADI DOLDURABİLMEK'*Yeni stadyumumuzu beğendiniz mi?Stadyumu çok beğendim. Çok çok güzel olmuş. Türkiye'nin herhalde en iyi statları arasındadır. Hem zeminiyle hem de kendine ait yapısıyla çok güzel bir yer olmuş. Bizim işimiz de orayı doldurabilmek. İnşallah bunu da gerçekleştiririz. Umuyorum ve gerçekten gönülden diliyorum. Çünkü orası dolu olduğu zaman çok daha güzel olacak. İnşallah o günleri de benim olduğum günlerde yaşarız.'İNŞALLAH ZEMİNİ DOĞRU SAHA İYİ HAMLELERİYLE RENKLENDİRİRİZ'*Peki stadyuma girdiğinizde neler hissettiniz? Dikkatli bir şekilde incelediniz ve çok hoşunuza gitmişti. Uzun bir aradan sonra yeniden yeşil sahaya inmek sizin adınıza farklı bir duyguydu herhalde?E tabiki bir Anadolu şehrinde açıkçası önemli bir değişiklik bu. Ben her ne kadar 6-7 yıldır Anadolu'dan uzak olduğum için belki o yüzden de benim adıma daha önemli oldu. Eski stadyumun atletizm pisti, bisiklet veledromu ile sahaya olan uzaklığını ve iç sahada oynama avantajını fazla kullanılmadığını bilen biri olarak yeni stadyumu gördüğümde ve ilk içeri girdiğim andan itibaren orayı seyirciyle birlikte düşündüğümde doğrusunu söylemek gerekirse çok heyecanlandım. Bir kere zemin çok iyi. Türkiye'de şu anda en büyük problem ana binadan ziyade biraz daha ince işçilik olan zemini iyi yapmak ve korumak. Stadyumun çok da güzel zemini var. Tekrardan diliyorum ki inşallah stadı doldurmayı başarırız. Bunun içinde öncelikle iyi oynamak ve iyi sonuçlar almak gerekiyor. İnşallah bu güzel zemini doğru saha içi hamleleriyle renklendiririz.'ASLINDA GÜLÜYORUM'*Spor kamuoyunda ve taraftarlar arasında çok konuşulan bir konuyu açıkçası biz de merak ediyoruz. Aykut Kocaman çok fazla gülmüyor ve güler yüzlü değil diye. Bu konuda neler söylemek istersiniz ?(Gülüyor)… Evet böyle bir grup var. 'Azgın azınlık' diyorum ben onlara. Aslında öyle değilim. Öyle değilim demek için saha kenarında gülmem mi gerekiyor? Bu iş ciddi bir iş bir taraftan. Tabii ki eğlence işi de ama öbür taraftan da ciddiyeti olan bir iş. Dışarıda insanlarla karşılaştığım zamanlarda da soruluyor genelde. Bu bir dönem benimle ilgili önemli bir algı operasyonuydu bence . Ve tebrik etmek gerekiyor, yapıyorlar, başardılar. İnsanların benim hakkımda öyle düşünmelerini sağladılar.'ALGI OPERASYONU BENİ ETKİLİYOR'*Bu durum sizi etkiliyor mu peki?İnsanın etkilenmeme ihtimali olmaz tabi. Ama en az şekilde etkilenmeye ve dünyamı bunlara kapatmaya ve başka şeylere doğru yönelerek ilgilenmemeye çalışıyorum. Özellikle bu işi severek yapanların en büyük sıkıntıları da karşıdaki kişinin kendilerini kaale almadığını görmeleri. İşte benim en büyük silahım da bu.'İYİ OYUNLARA, İYİ FUTBOLA VE İYİ SONUÇLARA İHTİYACIMIZ VAR'*Karabükspor maçına geçelim. Siz de açıklama yapmıştınız kırmızı karttan sonra 0-0' a razıyken gelen golle alınan galibiyet ve takımı 90 dakika boyunca destekleyen bir seyirci topluluğu vardı. Çalıştırdığınız takımlar içerisinde Ankaraspor'u bir kenara koyalım. Hep futbola ilgi gösteren ve tribünlere karşı oynadınız. ..Konyaspor'da çalışırken o dönemlerde de güzel ve dolu tribünlere karşı oynamıştık. Yanılmıyorsam içeride oynadığımız son iki maça kadar da iddiamızı devam ettirmiştik. Ve başarıya giden takımlarını yalnız bırakmayan çok sağlam bir seyirci topluluğuna sahiptik. İkinci gelişimde ilk maçım Karabükspor mücadelesiydi. Konyaspor taraftarının takıma olan sevgisini ve sahiplenmesini çok iyi biliyorum. İlerleyen zamanlarda bu statta hem iyi oyunlara ve iyi futbola hem de iyi sonuçlara ihtiyacımız var. Şu anda aldığı sonuçlar nedeniyle biraz istikrarsız ve inişleri çıkışları olan bir takımımız var. Biraz daha standardı yükselttiğimiz andan itibaren bütünleşmenin çok daha üst seviyeye geleceğine inanıyorum. Bu da daha fazla seyircinin stadyuma gelmesine ve takımını desteklemesine neden olacak.*Sosyal medyayı takip eder misiniz?Hemen hemen sıfır…*Neden sevmiyor musunuz? Orada olanları okumak mı, görmek mi hoşunuza gitmiyor ya da ilginizi mi çekmiyor?Hayır onlarla alakası yok. Bunu bir nedene bağlayabilmek gerçekten güç. Bu önyargı mı ?. Değil. Sosyal medyada kendimi pek tarif edemiyorum belki bu yüzden. Ne Twitterla ne de Facebook ve diğer sosyal medya ile alakam var. Kişisel olarak uğraşma gibi bir durumum olmadığı gibi acaba ne oluyor diye de merak etmiyorum.'HAYATIMDA FUTBOL VE AİLEM VAR'*Aykut Kocaman futbol dışında kalan zamanlarında ne yapmaktan hoşlanır ?Tamamen futbolla uğraşıyorum. İkinc i olarak yanına şunu ekleyeyim dediğim bir şey yok. Tabii ki ailemizin dışında. Futbol artık sektörel anlamda gelişti ve bir de uzmanlaştı. Artık futbolu oluşturan çok şey var. Yani iyi bir takım yapalım dediğinizden itibaren çok şeyle ilgilenmek lazım. Zaten bunlar önemli bir zaman alıyor. Zihinsel olarak da direkt buraya yoğunluk veren bir insanım. Dolayısıyla arada sırada ailemle ve arkadaşlarımla yemeğe çıkmak dışında çok fazla şey yok hayatımda.Bu şekilde yaşamayı seviyorum. Biraz da zihnimi başka taraflara kaydırarak zamanımı da yitirmek istemiyorum. Ama futboldan ayrı kaldığım 18 aylık dönemde şunu öğrendim 'Etrafınızdakiler kadarsınız'… Etrafınızdaki sorunlar ve onların çözümleri dünyanın bütün dertleri bunlarmış gibi görünüyor. Ara sıra kenara çekilip biraz nefes almak, olaylara dışardan bakmak işe de verimliliği biraz daha artırıyor. Dolayısıyla bu dönemde biraz daha bunu hayatımın içine odaklı halini de bozmadan sokmak istiyorum. Onun dışında hayatımızda çok büyük renkler ve farklılıklar yok.*Eleştiriye açık bir insan mısınız?Dinlerim, dinlemeyi severim ve öğrenmeye çalışırım. Ben kendimi böyle görüyorum ama art niyet sezdiğim andan itibaren kendimi kapatırım. Kim olursa olsun hiç bakmam bile…'SAKALLI HALİM, SIKINTILI OLDUĞUMU GÖSTERİYOR'*Yeni imajınız bizim alışkın olmadığımız ama size çok yakışan bir imaj. Sakallı imajınızla ilgili neler söylersiniz ?Yazları zaten sakal bırakırdım. Bir de futbol oynarken ve antrenörken sıkıntılı anlarımda sakal bırakırdım. Sakallı halim, sıkıntılı olduğum anın temsili. Bu seferki sıkıntıdan değil ama. Fenerbahçe'den ayrıldım ve ayrıldıktan sonra Bodrum'a gittim. Bodrum'da da Bodrum adamı gibi oldum biraz (gülüyor)… O zamandan bu zamana da böyle kaldı… İlk defa sezona ve mesleğe böyle sakallı olarak girdim. Ama özel bir nedeni yok. Tamamen hayatın akışı içinde olan bir durum. Tepkiler olumlu zaten. Olumlu olduğun için de biraz daha böyle devam edeceğim…Sondakika.com
17 Maddeyle Gerçek Bir Sakaryalı Olduğunuzun Kanıtı
Kimse bilmez ama caddenin iki ucunda da insanların türlü bahanelerle çarpıp döndüğü görünmez bir duvar vardır aslında. Bir Sakaryalı'nın olmazsa olmazıdır Çark Caddesi. Hatta öyle ki mağazaların diziliş sırasını saydırsanız hata yapacağını hiç sanmıyorum. Saatin önünde buluşmaya devam!..
Şampiyon Fenerbahçe!
Fenerbahçe, Spor Toto Süper Lig'in 31. haftasında 2013-2014 sezonunun şampiyonu olmayı garantiledi. Kadıköy Şükrü Saracoğlu Stadı'nda sarı lacivertli takımın cezası nedeniyle kadın ve çocuk taraftarların önünde oynanan maçta Fenerbahçe, Çaykur Rizespor ile 0-0 berabere kalmasına rağmen bitime üç hafta kala şampiyonluğunu ilan etti. VOLKAN NET GOLÜ ÖNLEDİ Karşılaşmanın 75. dakikasında Çaykur Rizespor gole çok yaklaştı. Savunma arkasına atılan topa hareketlenen Deniz, ceza sahasında Volkan'la karşı karşıya kaldı. Sert vuruşunda milli kaleci topu çelmeyi başardı. KUYT DA ÇIKTI Ersun Yanal, maçın 72. dakikasında sıra dışı bir değişikliğe imza attı. Genelde doksan dakika oynattığı Dirk Kuyt'ı oyundan alarak yerine Alper Potuk'u oyuna soktu. 65'TE WEBO OYUNA GİRDİ Fenerbahçe Teknik Direktörü Ersun Yanal, 65. dakikada oyuna müdahele etti ve sarı kartı bulunan Emenike'yi kenara alarak yerine Webo'yu sahaya sürdü. EMENIKE NET FIRSATI KAÇIRDI Maçın 62. dakikasında Fenerbahçe Emmanuel Emenike ile gole çok yaklaştı. Kale sahası çizgisinin hemen önünde topla buluşan Emenike, net pozisyonda vuruşunu yaptı ancak top farklı bir şekilde dışarı gitti. RİZESPOR KALESİ ABLUKADA Fenerbahçe mücadelenin ilk 30 dakikalık bölümünde Çaykur Rizespor kalesini kuşatma altına aldı. Üst üste gol pozisyonları yakalayan Fenerbahçe'de, Raul Meireles, 30. dakikada ceza sahasında dönerek yaptığı vuruşta topu ağlara gönderemedi. DÜNYA REKORU KIRILDI Fenerbahçeli kadın ve çocuk taraftarlar 50 bin 537 kişilik tribünlerin tamamını doldurdu. Bu kadın taraftarlar açısından bir rekor oldu. Şampiy10
Fenerbahçe'nin 19 Şampiyonluğu
Fenerbahçe, ligin bitimine 3 hafta kala 19. şampiyonluğunu ilan etti ve Galatasaray'la şampiyonluk sayısını eşitledi. İşte dünden bugüne Fenerbahçe'nin lig şampiyonlukları...
'9 Yılımızı 3 Dakikada Sildiler'
DE Souza ailesi... Bu ismi duyduğunuzda pek çoğunuzun yüzünde bir tebessüm oluştuğunu tahmin etmek zor değil. Çok uzaklardan gelip ülkemize, şehrimize, kalbimize yerleşiverdiler. Hem de en güzel en özel yerine. Çok sevdiler çok sevildiler... TANIŞMAMIZDAN yıllar sonra haklarında bu satırları yazacağımı tahmin etmem söz konusu değildi elbette. Ama bu tatlı ailenin her bir ferdi, acısı tatlısıyla geçen günler aylar yıllar içinde hayatımdaki en özel insanlar arasında değişmez bir yere sahip oldu. Vedaları bir kat daha derinden etkiledi beni o yüzden. Birkaç kez ziyaretlerine gitmiş olsam da 20 ay aradan sonra yeniden İstanbul’a geleceklerini duyduğumda da bir kat daha fazla sevinen oldum tabii ki. 10 gün boyunca yedik, içtik, gezdik, hasret giderdik... BU süreçte bir şey dikkatimi çekti. Alex’i bu kadar aradan sonra İstanbul’da gören herkes ‘en çok neyi özledin kaptan’ diye soruyordu. Onunla daha önce yaptığım röportajda bunun yanıtını almıştım. Hiç düşünmeden 'Kadıköy' demişti. PEKİ eşiyle birlikte yıllarını burada geçiren, çocuklarını burada büyüten, Daiane en çok neyi özlemişti? Çok başarılı bir erkeğin arasındaki güçlü bir kadın olarak o Türkiye’ye gelmeye karar verdikleri ilk günden, gözyaşlarıyla ayrıldıkları son ana kadar neler yaşamış neler hissetmişti? Israrlarımı geri çevirmeyen sevgili Daiane, Şampiy10 okurları için sorduğum tüm sorulara içtenlikle cevap verdi. İşte keyifle okuyacağınızı düşündüğüm o söyleşi... Alex’in F.Bahçe’den ayrılış sürecindeki hislerini biliyorum. İnsanlar da hep sordular ona. Çok zordu evet onun için. Peki sen neler yaşadın? 'AİLEMİZ için de benim için de çok kötü bir süreçti. Şuradan başlamak lazım. Bir gün Türkiye’den ayrılacağımızı tabii ki biliyorduk. Ama bu şekilde ayrılacağımızı hiç ama hiç aklımızdan geçirmemiştik. Alex’in bir süre daha burada oynayıp futbolu burada bırakacağını düşünüyorduk. hayatımızın da bir bölümünü buraya yerleşmek olarak planlamayı düşünüyorduk ve bu yüzden ayrılıktan aylar önce de satın almak için bir ev arayışındaydık. Fakat sonra kulüple ilişkilerde sorunlar baş göstermeye başladı ve ev satın alma planını durdurduk. O gün Maria okula gitti, ben de spor salonuna. Spor salonunda televizyonlar var ve son dakika haber olarak gördüm Alex’in kadro dışı kaldığını. O zaman hissettim ayrılık zamanı geldi diye. Sonrasında da diğer detayları öğrendim. Samandıra’da çalışamayacağını, eğer antrenman yapmak istiyorsa Dereağzı’nda A2 takımla çalışması gerektiği gibi... Hepimiz için büyük şok oldu. Ve gelişmeleri merak ediyordum. BUNUN antrenörün (Aykut Kocaman) kararı olması sebebiyle başkanla görüşmeye gitmiş ve bana mesaj gönderdi. Şu an başkanla görüşmeye girdim diye. O mesajdan 3 dakika sonra da ‘bitti’ diye mesaj gönderdi. İnanamadım. Aslında hissediyordum olumsuz bir sonuç çıkacağını ama bu kadar çabuk olmasına şaşırdım. 9 yılımız 3 dakikada bitti. ALEX de biz de hem hocanın hem başkanın kararına saygı duyduk. Ama burada kalıp A2 takımla çalışmak istememesi de Alex’in kararı ve onu da o zaman da şimdi de bu kararında haklı buluyorum. Sonra küçük kızımı okuldan alıp eve geldim Maria da okul çıkışı eve geldi. Evde çalışan insanlar, biz durmaksızın ağlıyorduk. Çocuklara ayrılacağımızı anlatmaya çalıştık ama başta pek anlayamadılar. Aslında ben de pek anladım diyemem.” “KARARI?öğrendikten sonra bir şeyler yemek için sitenin önündeki bir restorana gittik. Güvenlik geldi ve bize insanların siteye giriş yaptığını söyledi. Sonra çok sayıda insan geldi Alex’in ayrılacağı haberini duyan. Eve döndük ve takip eden günler boyunca takım fark etmeksizin pek çok insan evimizin önünde bahçemizin içindeydi. 'Gitme' sesleri vardı. Sabaha kadar bekleyen, tezahürat yapan, meşaleler yakan insanlar vardı. FELIPE pek anlamıyordu ama kızlar neler olduğunu sorup duruyordu. Bir ara korktuklarını hatırlıyorum. 'Babanızı sevdikleri için, buradan ayrılmamızı istemedikleri için geldiler' diye onlara açıklama yapmaya çalışıyordum. Çünkü uyumak mümkün olmuyordu o günlerde. Günler hep böyle devam ediyordu daha fazla sayıda insan geliyor, evin önünde güvenlikler bekliyor haldeydi.” ‘Tam Türkçe konuşurken ayrıldık’ 'BURAYA geldiğimizde bizi en çok zorlayan şey dildi açıkçası. En kısa sürede öğrenmemiz gerek diye düşünüyorduk ama insanlar İngilizce öğrenmemizin daha iyi olacağını ve daha sonra da kullanacağımızı söyleyince İngilizce'ye yöneldik. Çünkü geldiğimiz zaman bu kadar uzun süre Türkiye’de kalacağımızı tahmin etmiyorduk. Sonra takıma pek çok Brezilyalı oyuncu geldi ve zaten Brezilya takımı gibi oldu. Türkçe öğrenmekte çok geç kaldık. Zaman geçtikçe kendimizi daha çok buraya ait hissetmeye başladık ve az olan Türkçemiz'i geliştirmeye karar verdik. Sonra arkadaşlarımızın da yardımıyla iyiye gitmeye başladı Türkçemiz. Fakat tam konuşuyor hale geldik kısa süre sonra ayrıldık.' 'Felipe stadı görünce 'BABAM MAÇ' dedi, o sahneyi unutamam' 'MARIA uçakta çok fazla ağladı ve sakinleştirmeye çalışırken pilot 'Size son bir İstanbul turu yaptıracağım' dedi. Bizi Boğaz'ın ve stadın üzerinden geçirdi. O akşam Şükrü Saracoğlu Stadı'nda maç oynandığı için (Türkiye-Romanya maçı) ışıklar yanıyordu. FELIPE çok az konuşabiliyordu o zamanlar ve stadı görünce 'Babam maç' dedi. O sahneyi asla ama asla unutamam. Çok üzüntülü ve duygulu bir seyahat oldu.' 'Felipe bir tek stadı hatırladı' 'AYRILDIĞIMIZDA Felipe çok küçüktü. Çok şey hatırlamıyor. Şimdi geldiğimizde sadece doktorunu ve stadı hatırladı. Çünkü futbol aşığı bir çocuk ve hemen hemen her gün babasının gollerini izliyor. Marşları da oradan ezberledi melodilerini mırıldanıyor.” Brezilya’ya döndükten sonra neler yaşadın? “ORADAKİ hayata adapte olmak çok zordu. Çünkü artık neredeyse Curitiba’da nasıl yaşandığını unutmuş haldeydik. Ben Curitiba’dan ayrıldıgımda 16 yaşındaydım. Herşeyi yeniden öğreniyormuş gibiydi başlarda. Ailemiz arkadaşlarımız çok sevindi ama biz aylarca atlatamadık üzüntümüzü. Hatta ailem 'Neden hâlâ üzüntü duyuyorsun biz burdayız artık beraberiz' diye bana sitem bile etti. ANCAK Alex bu zorlu periyodun ardından tekrar antrenmanlara başladı, çok üzgün de olsa normal hayata en kısa sürede dönmek zorundaydı. Bize üzüntüsünü göstermemeye çalışıyordu ve kariyeri önceliğimiz olduğu için üzüntüyü belli etmemeye çalıştım hep. Ama çocuklar... Özellikle de kızlar ve benim için çok zordu. Uzun bir süre yastaydım. TV’de İstanbul'la ilgili haberler ara sıra veriyordu, onlara bile bakamıyordum. BU?zamana kadar gelme planı da yapmadık. Çünkü kendimizi hazır hissetmedik. Şimdi elbette hayatımız normal döndü. Şu an mutluyuz, hayatımız düzende, çocuklar mutlu. Herşey yolunda.' ‘En çok ezan sesini özledim’ Herkes Alex'e 'en çok neyi özledin?' diye soruyor. Peki sen neyi özledin? Boğazdan başka... 'BELKİ buna inanmakta zorlanacak insanlar ama sen beni iyi tanıyorsun ve bu detayı biliyorsun. Ben hep sabaha karşı uyurum. Burada yaşadığımız süre boyunca da hemen hemen her gün benim uyuma saatim ezandan sonraya denk gelir. Artık rutin gibi olmuştu ezan sonrası uyumak. Hiçbir kelimesini anlamama rağmen o melodi bana çok huzurlu gelir hep çok güven verici olduğunu düşünürüm. Ve en önemlisi Türkiye'de olduğunuzu belki de en çok hissettiren şeydir. O yüzden de en çok özlediğim şeyler arasında ilk sıralarda.' 'İstanbul'a çok hızlı adapte olduk' 'HAKAN Bilal Kutlualp, transfer görüşmeleri için Brezilya'ya geldiğinde bize Türkiye’yi, İstanbul’daki yaşamı anlatmaya çalışıyordu sürekli. Hatta İstanbul’un, New York’tan da Barcelona’dan da daha güzel bir şehir olduğunu söylemişti. 'Bizimle alay ediyor' diye aklımdan geçirdiğimi hatırlıyorum çünkü buraya gelmeden önce buradaki yaşamdan haberimiz yoktu. Uzun süren görüşmeler sonrası F.Bahçe'yle anlaştı Alex ve taşınmaya karar verdik. İlk adaptasyon sürecini atlattıktan sonra da hızlıca buradaki yaşama alıştık.' ‘Kadıköy'e derbiyle geri döneceğiz’ 'EVET istiyoruz. Sezon başladığında fikstüre bakıp Kadıköy'deki G.Saray derbisine denk getirmek istiyoruz bir sonraki gelişimizi. Çok yakın arkadaşlarımız var futbol tutkunu olan Brezilya'da ve onlar da çok izlemek istiyorlar. Birlikte gelmeyi planlıyoruz. Tabii maçın ligin ikinci yarısında oynanması durumunda ancak izleyebiliriz. Umarım denk gelir.' nİstanbul'a dönmenizi bekliyor herkes... 'ALEX pek çok takımda oynadı. Mutlu olduğu da oldu, mutsuz olduğu da. Genelde şöyle bir düşünce vardır. Avrupa’da oynamanın daha önemli olduğu düşünülür. Esasında ben de en başta Türkiye’ye gelmekle alakalı tedirginlikler hissettim. Fakat her şeyin bir nedeni olduğuna inanıyorum. Ben buraya geldikten ve tüm o güzel zamanları geçirdikten sonra buna bir kez daha inandım ve tanrıya çok şükürler ettim. GİDERKEN de evet olumsuz bir nedenle gittik, üzücü bir ayrılık oldu ama bunun da bir nedeni olduğunu düşünüyorum. Belki şu an bilmiyoruz bu nedeni, henüz anlayacağımız zaman gelmedi ama elbette bir gün anlayacağız. Geri döneceğimize inanıyorum, bunu hissediyorum. Ne zaman ve ne için olacağını bilmesem de inancım bu. Alex’in burada onu sevenlerle özel bir bağı var ve bence bu hikaye henüz bitmedi.' 'Zamanla F.Bahçe'yle bağım daha da güçlendi' 'Alex’in oynadığı her takımda, o sahada olsun ya da olmasın o takımın bir parçası olarak hissedip takımı desteklemek için her koşulda maçlara gittim. Fakat F.Bahçe’de yıllar geçtikçe ben de artık kendimi daha fazla F.Bahçeli hissettim. Aksi mümkün değil çünkü Kadıköy harikaydı, taraftarlar, stat Her şey çok büyüleyiciydi ve zamanla bağım çok daha güçlü hale geldi.' 'Türkiye sevgimi vücuduma kazıdım' Türk bayrağı ve Boğaz Köprüsü dövmen var... Bunu herkes biliyor. Ne zaman yaptırdın ve buna nasıl karar verdin? '5 yıldan fazla oldu sanırım dövmeyi yaptıralı. Türkiye'yi çok seviyordum. Sonsuza kadar burada yaşayamayacağımızı biliyordum. Aklıma dövmeyi yaptırmak geldi. Çok sevdiğim bir yere dair özel bir sembol sonsuza kadar benimle olsun istediğim için yaptırdım. Benim için İstanbul Boğazı çok özel. En yoğun trafikte bile eğer köprüye yakınsam trafiği falan umursamazdım. Her seferinde ilk kez o köprüden geçiyormuşum gibi o manzaraya bakardım. Vücudumda çocuklarımın isimleri, Alex, İstanbul ve Türk Bayrağı dövmelerim var.' ‘Alex'in büyüklüğü ‘basit'likten geliyor' Dışarıdan bakınca Alex işinde başarılı ve ailesine bağlı bir baba. Fakat durum bu kadar normalken onu bu kadar sıra dışı yapan ne sence? BASİT olması bence. Basit şekilde yaşaması. Basit şeylerle mutlu olması. Eğer normalin dışında şeyler yapmaya kendinizi zorlarsanız hata yaparsınız. Hayatta en iyi şeyler hep basit şeylerin içindedir. Mutluluk basit şeylerin içindedir aslında. Eğer işiniz varsa siz bunu en iyi biçimde yapmaya çalışmalısınız. Aileniz varsa onlarla sevgi içinde normal bir yaşantı sürmelisiniz. İNSANLARIN bizi sevmesi çok mutluluk verici bir olay. Ama bizi sevmelerini sağlamak adına çaba sarfetmiyoruz. Olduğumuz gibiyiz ve bu şekilde bizi sevmiş ve seviyor olmaları çok güzel. Doğru olan da bu. Bizim için önemli olan Alex’in işinde mutlu olması ve ailesi olarak da onunla evimizde huzurlu olmak. MESELA Maria’nın maçta İstiklal marşı okuması çok konuşulmuştu. Maria burada okula gitti ve okulda diğer her çocuk gibi İstiklal Marşı’nı öğrendi. Her duyduğunda da herkes gibi o da söyledi. Yani son derece sıradan bir durum bu aslında. Burada yaşadığı için o da biliyor herkes gibi. Hatta biz Brezilya’ya dönene kadar Brezilya Milli Marşı’nı bilmiyordu.' ‘Heykeline gittiğimizde Alex çok duygulandı’ Alex heykelini ziyaret ettiniz, duygusal olmuştur eminim... 'EVET hepimiz için çok özeldi o ziyaret ama en çok da Alex için. Onu tanıyanlar bilir, çok yoğun duygu yaşadığında diyalog kurmaz pek. O gün de öyleydi. Nefes almakta zorlanacak kadar duygulandı ve arabaya gitti. Onun için anlamı çok büyük heykelin.' ‘Boğaz'ı içime çekince İstanbul'dayız dedim’ Tatil için geldiniz, neler hissettin? 'ASLINDA şu an sanki hiç ayrılmamışım, hep burdaymışım gibi hissediyorum. Araba kullanıyorum mesela her gün. Taksiye binmiyorum. Çünkü hâlâ bana burada yaşıyormuşum hissi veriyor. Birkaç gün sonra ayrılacağımızı düşündükçe yine üzülüyorum çok. Buraya geldik havalimanında yine ilgi vardı. Sonra araca bindik ve köprüyü geçerken şoförden yavaşlamasını istedim. Camı açtım, derin bir nefes aldıktan sonra telefonumu çıkarıp kayıt ettim. İstanbul'a geldiğimin gerçekliğini hissettiren şeydi.' ‘Kadıköy'e veda bile edemedik’ 'PEK çok insan biliyor belki o zamanları ama ben anlatmaya kelime bulamıyorum yaşanılan şeyleri. Alex kontratı fesih olduktan sonra aslında o kadar hızlıca ayrılmayı düşünmüyorduk fakat kalmaya devam ettiğimiz sürece bu durum devam edecek gibi görünüyordu. Ve Alex ‘gitmemiz gerek’ dedi ve Brezilya'ya döneceğimiz seyahat planını yaptıktan sonra bana ‘8 günümüz var’ dedi. Şok oldum. '8 yıllık hayatımı 8 günde nasıl toplayıp gideceğim' dedim. Hızlıca eşyalarımızı toplamaya çalıştık çok zordu. Her anlamda. Biz eşya paketlenirken insanlar bazen eve kadar giriyordu sarılıyorlardı, ağlıyorlardı. İnanması güçtü. Alex’e 'Lütfen bana bir tokat atar mısın? Tüm bunlar gerçek olamaz' dedim. Çünkü gerçek üstüydü yaşanan her şey. Onu sevdiklerini biliyordum ama bu kadarını hayâl edemezdim. DAHA sonra havalimanında asla unutulmayacak manzaralar, meşaleler, taraftarların oradaki yoğun ilgisiyle çok duygusal anlar yaşayarak uçağa bindik. Eğer normal şartlarda ayrılsaydık hem bizim için hem de insanlar için bu durum olağan olacaktı. F.Bahçe'ye veda edemeden, son maçı olduğunu bildiğimiz bir maç oynamadan. Sadece Alex için değil hepimiz ve herkes için beklenmedik ve sürpriz bir ayrılık olduğu için bu kadar üzüntü verici oldu.'Şampiy10
Gül'ün Köşk Sonrası Yeni Evi Belli Oldu
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ’ün görev süresi bittikten sonra İstanbul’da taşınacağı ev belli oldu. Daha önce Başbakan’a komşu olacağı belirtilen Gül, 5 yıl önce Kısıklı’da küçük bir koru içinde satın aldığı ve tadilatını yaptırdığı villaya taşınmaktan vazgeçip Beykoz’u tercih etti. Gül, Kanlıca sırtlarında Hıdiv Kasrı’nın üst kısmında yer alan lüks bir siteden villa satın aldı ve Boğaziçi İmar’dan gerekli yasal izinleri aldıktan sonra tadilata başladı. Gül çiftinin sır gibi saklanan ve inşaatı tamamlandıktan sonra taşınacağı, 5 dönümlük arazi içindeki villayı ilk kez görüntülendi. Fatma Aksu ’nun Hürriyet’teki haberine göre, Boğaz’ın en gözde yerlerinden olan Hıdiv Kasrı’na ve Boğaz’a hâkim manzarasıyla dikkat çeken ve Gül’ün yakın akrabalarının da yaşadığı öğrenilen Hıdiv Evleri olarak bilinen sitedeki villalar, Turgut Özal döneminde, Şehmuz Tatlıcı tarafından yapılıp satılmıştı. Gül’ün villayı kaça satın aldığı ise bilinmiyor. Etrafı kale gibi yüksek duvarlar ve elektrikli telle çevrilen lüks sitede, Gül’ün satın aldığı villanın önünde geniş bir arazi uzanıyor. Şu sıralar, Gül’ün taşınması için hummalı bir çalışmanın yürütüldüğü villadaki inşaatın dışarıdan görünmemesi için, etrafı beyaz tente ile kapatıldı. İşçilerin çalıştığı inşaatın üzerinde küçük bir de Türk Bayrağı dikili. Sitenin dış duvarları kamera sistemi ile gözetlenirken, girişinde de sıkı güvenlik önlemi bulunuyor. Görev süresi 28 Ağustos’ta dolacak olan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, bu tarih itibariyle hem Dışişleri Bakanlığı hem de Cumhurbaşkanlığı dönemi boyunca yaklaşık 11 yıldır kullandığı Dışişleri Konutu’nu boşaltacak. Toplam 28 villanın yer aldığı ve helikopter pistinin de bulunduğu sitede, 4,5 katlı villadan sadece 2 tane bulunuyor. Kanlıca’da HMB Villaları ya da Tatlıcı Villaları olarak bilinen sitedeki villalar A, B, C ve D olmak üzere 4 tipten oluşuyor. Gül’ün komşuları arasında TÜSİAD eski Başkanlarından Tuncay Özilhan, işadamı Yücel Kurttepeli ve Fenerbahçe eski Teknik Direktörü Aykut Kocaman bulunuyor. Emlakçılar sitedeki villaların satışını, “Kanlıca’da yeşilliklerle çevrili, 103 bin metrekare arsa üzerine kurulu 28 villadan oluşan Tatlıcı Villaları’nda 810 metrekare kullanım alanlı, B tipi kısmi Boğaz manzaralı villa. Villanın kendine ait yüzme havuzu, iki adet tenis kortu, açık otoparkı, asansörü mevcuttur” ifadesinin yer aldığı ilanlarla yapıyor. Satış ilanında sitenin konumu uydudan gösteriliyor. Konuyla ilgili görüşüne başvurduğumuz, aynı sitede bir villayı pazarlayan ve bölgeyi iyi bilen emlak danışmanlarından Bosforce Yönetici Ortağı Ulvi Özcan, sitenin özelliklerini şöyle anlattı: “Söz ettiğiniz Kanlıca Tatlıcı Villaları 103 bin metrekare üzerinde 28 villadan oluşuyor. Burası, Boğaziçi’nin en prestijli sitelerinden biri. Portföyümüzde olan B tipi villa, 1000 metrekare kullanım alanlı, müstakil yüzme havuzlu bir yer. A tipi bir villayı hiç gezmedim ve fikrim yok. Ama daha büyük bir kullanım alanına sahip olduğunu biliyorum.”T24
Beşiktaş Arena'da İftar Açtı
Beşiktaş Kulübü Genel Sekreteri Ahmet Ürkmezgil Vodafone Arena'da ifar düzenledi. Ürkmezgil'in her yıl düzenli olarak verdiği geleneksel iftar, Vodafone Arena'da gerçekleşti. Promat Matbaacılık Yönetim Kurulu Başkanlığını da yapan Ürkmezgil'in verdiği iftar yemeğine başkan Fikret Orman'ın yanı sıra; İcra Kurulu Başkanı, Mali, İdari ve Hukuk İşlerinden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Melih Sami Esen, Yatırımlardan Sorumlu Yönetim Kurulu Üye Faik Akdil, Pazarlamadan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Yalçın Kaya Yılmaz, Divan Kurulu Başkanı Yalçın Karadeniz, Aykut Kocaman, Gökhan Keski, Recep Çetin, Rıza Çalımbay, Abdullah Avcı, Davut Dişli, Ünal Uzun, Yaşar Okuyan, eski futbolcular ve spor camiasından bir çok isim katıldı. Yemekte konuşan Genel Sekreter Ahmet Ürkmezgil, “Bu önemli günde bizlerle birlikte olan herkese çok teşekkür ediyorum. Geçen sene burada bulunan arkadaşlarımızın katılımıyla iftar yemeği düzenlemiştim. Başkanımızla konuşurken bu sene de iftar yemeği düzenlemek istediğimi söyledim. Başkanımız da stad inşaatımızda, mabedimizde düzenleyelim dediğinde bu güne kadar inanamadım. Bizlere bu imkanı sağladığı için Başkanımıza çok teşekkür ediyorum” dedi. Beşiktaş Genel Sekreteri Ahmet Ürkmezgil’den sonra davetlilere hitaben bir konuşma yapan Fikret Orman ise şunları söyledi: “Allah hayırlı ramazanlar nasip etsin hepinize. Burası bizim için çok önemli bir yerdir. Eski adıyla İnönü Stadyumu, şimdiki adıyla Vodafone Arena. Bundan yaklaşık bir sene önce yıkmaya başladık. 26 Aralık'ta temelini attık. 7 ay oldu. 7 aydır inşaatımız devam ediyor. İnşallah en kısa sürede bitireceğiz. Elimizden geldiğince hızlı bitirmeye çalışıyoruz. İyi bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. İnşallah takdir edilir. Allah hepimize yeni stadımızda maç izlemeyi nasip eder. Ahmet abini geçen seneki iftarı çok güzeldi. Bu sene burada yapalım dedik. İnşallah bitmiş halinde de hep beraber iftar yaparız.”Sporx