onedio
Görüş Bildir

milli yas Haberleri

milli yas ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. milli yas ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

trend-arrow

Popüler İçerikler

Soma'daki Facia Uluslararası Basında
Uluslararası basında faciaya ilişkin detaylara geniş yer verilirken, milli yas ilan edilmesine ve Başbakan Erdoğan’ın Arnavutluk ziyaretini iptal etmesine vurgu yapıldı.Soma’da meydana gelen maden faciası, uluslararası basında geniş yer bulurken, haberlerde arama kurtarma çalışmalarına ilişkin fotoğraf ve görüntülere geniş yer verildi. Haberlerde ülkede 3 günlük milli yas ilan edilmesine ve Başbakan Erdoğan’ın Arnavutluk ziyaretini iptal etmesine vurgu yapıldı. Dünyada en çok maden ve iş güvenliği kazasının yaşandığı ülkelerin başında gelen Çin'in ulusal basınında Soma'da yaşanan maden faciası önemli yer buldu. Çin resmi ajansı Şinhua'nın haberlerinde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın faciayla ilgili açıklamalarına yer verilirken, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ziyaretlerini iptal ederek bölgeye gideceği aktarıldı. Facia, ülkede Çince ve İngilizce yayın yapan birçok gazetede de ilk haber olarak verilirken, Soma'da devam eden arama kurtarma çalışmalarına ilişkin fotoğraflar gazetelerde geniş olarak kullanıldı. Haberlerde ayrıca, Türkiye'de geçmiş yıllarda yaşanan maden facialarına ilişkin bilgi verildi. Almanya Almanya'nın Bild gazetesi, 'Anneler ve eşler maden ocağının girişinde ağlıyor' başlıklı haberinde, Türkiye'deki maden ocağında meydana gelen felakette 200’den fazla kişinin hayatını kaybettiğini yazdı. Facia için Süddeutsche Zeitung gazetesi 'Kurtarma ekipleri madende mahsur kalan işçileri kurtarmak için çalışıyor', Die Welt gazetesi ise 'Maden faciasında 200'den fazla insan hayatını kaybetti' başlıklarını kullandı. 'Sendika, meydana gelen maden faciasını 'katliam' olarak nitelendiriyor' başlığını atan Spiegel Online ise yüzlerce kişinin yerin altında mahsur kaldığını belirtti. Frankfurter Rundschau gazetesi, 'Yüzlerce ölü ve kayıp' başlığıyla duyurduğu haberde, Soma'da yaşanan olayın Türkiye'deki en büyük iş kazalarından biri olduğunun altı çizildi. Tagesspiegel gazetesi ise 'İşçilere yapılan bir katliam' başlığını kullanarak, maden işçileri, sendikalar ve muhalefetin olayla ilgili hükümeti suçladığını belirtti. İngiltere İngiliz yayın kuruluşu BBC, faciaya ilişkin gelişmeleri canlı yayınlarla aktardı. Ölü sayısının artmasının beklendiğini bildiren BBC, gece boyunca ailelerin çaresizce yakınlarından haber beklediğini, kurtarma çalışmalarının devam ettiğini kaydetti. İngiliz Sky haber kanalı da maden faciasını bültenlerinde ilk sırada verdi. Sky, ölü sayısının artmasının beklendiğini ve mahsur kalan yüzlerce madencinin ailelerinin umutlarının tükenmekte olduğunu bildirdi. Haber kanalı ayrıca, facianın ardından Başbakan Erdoğan'ın Arnavutluk ziyaretini ertelediğini ve Soma'ya gideceğini belirtti. Sky, kurtarma çalışmaları sırasında madene oksijen verildiğini aktardı. Facia, İngiliz gazetelerinde de geniş yer buldu. Guardian gazetesi, 'Türkiye'deki maden faciasında 200'den fazla kişi öldü' başlığını atarken, Daily Telegraph gazetesi 'Türkiye'deki maden ocağında meydana gelen patlamanın ardından yüzlerce madenci hayatını kaybetti', Independent gazetesi 'Maden faciasında en az 200 kişi öldü', Financial Times gazetesi de 'Madendeki patlamada en az 201 kişi öldü' başlıklarını kullandı. Hollanda 'Kömür madenindeki patlamada 201 kişi hayatını kaybetti' başlığıyla yangını haber yapan Hollanda yayın kurumu NOS televizyonu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Yıldız’ın açıklamalarına yer verdi. Kurtarma çalışmalarının devam ettiğine vurgu yapılan haberde, Başbakan Erdoğan’ın Arnavutluk’a yapmayı planladığı ziyaretini iptal ettiğine dikkat çekildi. Ülkenin en yüksek tirajlı gazetesi De Telegraaf ise “Maden ocağı faciası” başlığıyla duyurduğu haberde, patlamada çok sayıda kişinin öldüğünü, ölü sayısının artmasından endişe edildiğini bildirdi. Gazete, Türkiye’de şimdiye kadar en büyük maden faciasının 1992 yılında Zonguldak’ta yaşandığını ve o zaman 263 kişinin hayatını kaybettiğini yazdı. Volkskrant gazetesi, ölü sayısının artmasından endişe edildiğini ifade etti. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Yıldız’ın “Sayı endişe ettiğimiz noktaya doğru gidiyor” açıklaması kullanılan haberde, kurtarma çalışmalarının aralıksız sürdüğüne işaret edildi. İspanya Soma'daki maden faciasını haber ajanslarından aldıkları bilgilerle derleyip ilk sayfalara taşıyan İspanyol basını, bir patlama sonrası maden yatağının çökmesi sonucunda çok sayıda işçinin öldüğünü duyurdu. 'Türkiye'de maden trajedisi' başlığını atan El Mundo gazetesi, 1992 yılında Zonguldak'ta 270 maden işçisinin hayatını kaybettiği kazadan sonra ülkedeki en büyük maden kazasının meydana geldiğine dikkat çekti. Faciadan dolayı Başbakan Erdoğan'ın ve ana Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Soma'ya gitmek için programlarını iptal ettiklerini vurgulayan İspanyol gazetesi, Türkiye'deki sendikaların ise başta tecrübesiz işçi çalıştırılması olmak üzere, maden işçilerinin çalışma koşulları ve madenlerin denetimiyle ilgili tepkili olduklarını yazdı. El Pais gazetesi de haberinde, 200 metre derinlikteki maden yatağının çökmesi sırasında içeride 780'den fazla işçi olduğunu belirtti. El Pais, Türkiye'deki maden işçileri sendikalarının Avrupa'da en sık maden kazasının kendi ülkelerinde olduğunu söyleyip, güvenlik ve ekipman eksikliğinden yakındıklarını bildirdi. Ülkedeki diğer önemli gazetelerden ABC ve La Vanguardia da benzer ifadeleri sayfalarına taşırken, İspanyol televizyonları da haber bültenlerinde Soma'daki maden faciasına yer verdi. Fransa Fransız Le Figaro gazetesi, dün olayın yaşandığı saatlerde sosyal paylaşım sitesi Twitter'daki hesabından flaş geçerken, gün boyu kazaya ilişkin gelişmeleri yakından takip etti. Olay yerinden fotoğraflar paylaşan gazete, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Yıldız'ın açıklamasına yer verdi. Le Monde gazetesi ise madenciliğin Soma halkının geçim kaynağı olduğunu yazdı. Faciayla ilgili üç gün yas ilan edilmesi haberi ise birçok Fransız haber sitesinde flaş gelişme olarak yer aldı. Danimarka Soma'daki maden faciası, İskandinav basınında da geniş yer buldu. Danimarka'daki televizyon kanalları ve gazetelerin hemen hemen hepsinde faciayla ilgili olarak Türkiye'deki basın organlarının verdiği bilgiler kaynak gösterildi. DR televizyonu, yüzlerce işçinin hala mahsur olduğunu öne çıkarırken, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın ölü sayısını 205 olarak açıkladığını aktardı. Televizyon kanalı, Türkiye'deki muhabirlerinin Soma'ya doğru yolda olduğunu bildirdi. Ekstra Bladet gazetesi ise 'en az 200 ölü 400 kişi mahsur' başlığıyla verdiği olayla ilgili olarak mahsur kalan işçiler için zamanla yarıştığını aktardı. Gazetenin internet sitesi, olay yerinden canlı internet yayınına geçti. BT gazetesi ise 201 kişinin hayatını kaybettiğini ve yüzlerce insanın yaşam mücadelesi verdiğini yazdı. Türk medyasındaki haberleri kaynak gösteren gazete, ölü sayısının net olmadığını bildirdi. Politiken gazetesi, olayın gelişimine geniş yer vererek yaşanan acı nedeniyle üç günlük yas ilan edildiğini aktarırken, Jyllands Posten, ailesini kaybeden genç bir kızın fotoğrafıyla verdiği haberde genç kızın 'Biz bir aileydik ama bugün ailemiz yok oldu' ifadelerine yer verdi. İsveç İsveç basını da haberlerinde olaya geniş yer verdi. Gazetelerden Svenska Dagbladet, Soma'daki madende patlama nedeniyle yangın çıktıktan sonra yüzlerce işçinin mahsur kaldığını, ölümlerin karbonmonoksitten kaynaklandığını belirtti. Son olarak ölü sayısının 205 olarak açıklandığını yazan gazete, ocağa oksijen pompalandığını ancak ölü sayısının artmasından korkulduğunu belirterek Türkiye'de üç günlük yas ilan edildiğini kaydetti. Norveç Norveç gazetesi Verdens Gang, maden kazasında ölü sayısının artmaya devam ettiğini ve kazanın 1992'den bu yana ülkede meydana gelen en büyük maden kazası olduğunu bildirdi. Gazete, yüzlerce işçinin hala mahsur olduğunu olay nedeniyle Türkiye'de üç günlük yas ilan edildiğini duyurdu. NRK televizyonunun internet sitesinde ise DİSK Başkanı Kani Beko'nun 'Patlama sonrasında yaşananlar bir işçi katliamıdır. Orada paravan şirketlerden işçi çalıştırılıyor. Bu da işçilerin haklarının belirsizliğine yol açıyor' dediği aktarılırken, Metal-İş sendikasının açıklamasına yer verildi. Dagbladet gazetesi ise itfaiyecilerin içeride mahsur kalan işçilere temiz hava ulaştırmak için molozların içine oksijen sıktığını belirtti. TV2 televizyonu, Türkiye'de 1941 yılından bu yana 3000 kişinin maden kazalarında hayatını kaybettiğini ve Türkiye'nin iş kazalarında Avrupa lideri olduğunu ileri sürdü. Yunanistan Yunan basını ise maden ocağı önünde bekleyen işçi yakınlarının fotoğraflarına yer vererek, olayı ''Gergin Bekleyiş' şeklinde duyurdu. Kathimerini gazetesi, fotoğraflı verdiği haberinde, facianın ardından üç günlük yas ilan edildiğini yazdı. ''Türkiye'nin yüreği yandı'' ifadesini kullanan gazete, facia nedeniyle Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Arnavutluk ziyaretini iptal ettiğini duyurdu. İmerisia gazetesi, 'Ulusal trajedi' başlığıyla duyurduğu haberinde, yetkililerin ölü sayısının artmasından endişe duyduklarını ifade etti ve Enerji Bakanı Taner Yıldız'ın olay yerinde yaptığı açıklamalara yer verdi. Gazete, arama çalışmaların aralıksız devam ettiğini bildirdi.AA
'Asıl Sizin Vicdanınıza Beton Dökülmüş Be...'
Parti grubunda konuşan Erdoğan, maden faciasındaki çalışmalarından ötürü birçok isme teşekkür ederken Bakan Faruk Çelik'in adını anmadı. AK Parti grubu Soma şehitleri için saygı duruşuyla başladı. Soma'da yaşanan faciaya değinerek konuşmasına başlayan Başbakan Erdoğan, ölen madencilerin sivil şehit sayılması için gerekli talimatı verdiğini belirtti. GÖZLERİ DOLU DOLU KONUŞTU Başbakan Erdoğan'ın Soma şehitleriyle ilgili açıklama yaptığı sırada gözlerinin dolduğu gözlendi. Konuşmasıyla salondakileri de duygulandıran Erdoğan 'Zamansız her ölüm için gözyaşlarımızı içimiz akıttık. Yavrularını ciğerparelerini canlarından birer parçayı ebediyete uğurlayan anne babaları gördüğümüzde gözyaşlarımızı içimize akıttık. Bingöl'de Van'da çatıları çöken insanlar gözümüzün önüne gelince gözyaşlarımızı içimize akıttık. Bingöl'de ölen bacımızı, Siirtte kurşunlanan kızlarımızı hatırladıkça gözyaşlarımızı içine akıttık. Burakcan'ımızın öldürüldüğü anı da unutamadık. Zamansız giden kim varsa yutkunduk hüzünlendik yasımızı içimize akıttık. Biz yaşatmanın mücadelesini verenlerden olduk. Bu ülkede en ucuz şey can iken canları kutsal emanetleri muhafaza etmenin mücadelesi içinde olduk' dedi. SESİNİN EN ÇOK YÜKSELDİĞİ AN Erdoğan, madende Suriyeli olduğu iddialarını da kesin bir dille yalanlayarak 'Neymiş ocakta Suriyeliler varmış. İçerde tespit edelim diyor. Adama bak ya. Yani Türkiye Cumhuriyeti'nin enerji bakanı burada Suriyeli falan yok diyor kendi bakanının söylediğine inanmıyor. Kendi girip bulacakmış. Ya sen orada ölüverirsen senin halin ne olacak? Bir de afedersin senin sorumluluğunu mu üstleneceğiz. Tabi bakanım da hayır sokmuyorum sizi hadi güle güle diyor.' şeklinde konuştu. FARUK ÇELİK'E TEŞEKKÜR ETMEDİ Erdoğan, Türkiye'yi yasa boğan felakette çalışmalarından ötürü Enerji Bakanı Taner Yıldız olamk üzere AFAD Başkanı'na, sağlık personelinden sivil toplum örgütlerine kadar isim ve unvan vererek tek tek teşekkür etti. Bu isimler arasında afet bölgesine geç gittiği için eleştirilen Çalışma Bakanı Faruk Çelik'in olmaması dikkat çekti. Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları; Soma’da saat 15.10’da bir kaza meydana geldi. Haberin öğrenilmesinin ardından Enerji Bakanımızla beraberdik. Kendisine ‘Soma’ya hareket etmesi’ talimatını verdik. Ekibini topladı ve hemen Soma’ya hareket ettiler. Taner Yıldız’a ilk andan itibaren koordine etmesi, orada yatıp kalkması, ve gayreti yüzünden kendisine teşekkür ediyor, Allah kendisinden razı olsun diyorum. Aynı şekilde Sağlık Bakanı Yardımcısı Agah beye, Çalışma ve Güvenlik Bakanı Yardımcısı Halil Bey’e de çok teşekkür ediyorum. 'HEPSİ BİR DİSİPLİN İÇİNDE YÜRÜTÜLDÜ' Kızılay bölge halkına hizmet için 100 personel ve 12 araçla bölgede çalışma başlattı. Olaydan 2-3 saat sonra Kızılay da oraya yerleşti. Çorbaydı yemekti aş pişmeye başladı. Çünkü ocakta çalışanların yakınlarına da bu tür hizmet verildi. Hepsi bir disiplin içinde yürütüldü. Kargaşaya fırsat verilmedi. Aile bakanlığımız Milli Eğitim bakanlığımız, belediyelerimiz, personel ve araçlarıyla Soma'ya koştular. Bu vesileyle Aile bakanlığımızı ve Milli Eğitim Bakanlığımıza da teşekkür ediyorum. '24 SAAT GEÇMEDEN OLAY YERİNE İNTİKAL ETTİK' Aynı şekilde STK'lar da Soma'ya intikal ettiler. Şahsım ve iki Başbakan yardımcım da Sağlık bakanımla birlikte olayın üzerinden 24 saat geçmeden olay yerine intikal ettik. Olay yerinde çeşitli incelemeleri gerçekleştirdik. Toplamda 2743 personel 258 kara ve 9 hava aracı hem arama kurtarma hem tedavi hem de defin çalışmalarına, yakınların rehabilitasyonu ve ihtiyaçların karşılanmasına hizmet etti. Olay mahallinde ve cenazelerin taşındığı Kırkağaç'ta birer sahra hastanesi kuruldu. 280 personel bu iki hastanede görev yaptı. Burada aileler ile iritbat sağlandı. 'BAŞTA HERHANGİ BİR SIKINTILARI YOKTU' Ocaktan çıkardığımız vatandaşlarımızın kardeşlerimizin başta herhangi bir sıkıntısı yoktu. Son çıkan 15-20 vatandaşta sıkıntılar vardı. Bu yanmadan kaynaklanan şeyler. DNA testleri ile eşleştirmeler yapıldı. Şehitlerimizin ailelelerine de onlar teslim edildi. 4 ilde 236 psikososyal meslek personeli ile 272 aileye ulaşıldı. Bu noktada ilgili bakanlığımız ciddi gayret ortaya koydu teşekkür ediyorum. Aile ve Sosyal Politikalar bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik bakanlığı cenaze için nakdi yardımda bulundu. MEB, okul odaklı kriz müdahalesinde bulundu. Okullar ziyaret edildi. Destek programları başlatıldı. '486 İŞÇİ SAĞ ÇIKARILDI' Arama kurtarma çalışmaları 4 gün sürdü. Toplamda 486 işçi sağ olarak çıkarıldı. Ne yazık ki 301 işçimiz de bu elim kazada hayatını kaybetti. Şehitlerimizin tamamının naaşı çıkarıldı ailelelerine teslim edildi. 'ŞEHİT SAYILMALARI İÇİN YASAL ÇALIŞMALAR BAŞLATTIK' Ailelere manevi desteğin yanısıra maddi destek de başlattık. Yasal olarak şehit sayılmaları için yasal çalışmaları başlattık. Bu çalışma yapılacak ve bakanlar kurulumuzda da bu konuyu yarın değerlendirmek suretiyle alt yapısını hazırlayarak adımlarımızı atacağız. İhtiyaçları tespit noktasında bir çalışmayı yine Çalışma, Enerji bakanlıklarımız, Aile bakanlığımız hatta Sağlık bakanlığımız dörtlü bir ekiple gerekirse tüm ailelerle görüşmek suretiyle taleplerini dinlemek suretiyle böyle bir adım atalım diye de düşünüyoruz. Gereken düzenlemeler buna göre yapılacak. 'NE GEREKİYORSA YAPIYORUZ' Şehit yakınlarımızın yararlandıkları imkanlardan yararlanmaları için ne gerekirse yapıyoruz yapacağız. Başbakanlıkça Soma için bazı suistimallerin önünü kesmek için bunları engellemek için AFAD'ın açmış olduğu yardım kampanyasını başlattık. Bir çok dernekler hemen devreye girdiler. Biz burada bu işi dernekler vesaire belediyeler olmasın istiyoruz. Hepsi AFAD, ki bu iş için kuruldu, bununla tamamıyla yürütelim istedik, ve sadece Soma'ya ait olmak üzere AFAD bu işi yürütecektir. Başbakan yardımcımız Beşir Atalay bey de AFAD'ı bu noktada koordine edecektir. Hesap açılmıştır. Bütün yardımlar tek elde toplanacak. İhtiyaç sahiplerine ulaştırılacak. '77 MİLYON BİR OLDU' Facia sonrasında milletimiz birbirine farklı kenetlendi. Acıyı yüreğinde hissetti. Soma için seferber oldu. Bazı çok istisnai hadiseler dışında 77 milyon bir olduğunu kardeş olduğunu bu acı olayda tekrar tüm dünyaya gösterdi. Başbakanlık olarak bu büyük facia karşısında 3 gün milli yas ilan ettik. Ayyıldızlı bayraklarımızı yarıya indirdik. Buradan öncelikle Soma faciasının acısını hisseden Soma'daki kardeşlerimize destek sağlayan özellikle de dualarıyla fatihalarıyla yasinleriyle her an Soma'daki kardeşlerimizin yanında olan aziz milletimize teşekkür ediyorum. 'SİYASİ PARTİLERİMİZE TEŞEKKÜR EDİYORUM' Soma'yı ziyaret eden devlet erkanına teşekkür ediyorum. Meselenin duyulmasından itibaren bu elim faciayla siyasi bakmayı sağduyulu şekilde milletin acısını paylaşan siyasi partilerimize ve temsilcilerine çok çok teşekkür ediyorum. Sorumlu yayıncılık yapan Soma'daki acıyı bir haber nesnesinden çok milletin ortak acısı olarak gören medya kuruluşlarına gazeteci arkadaşlarımıza da teşekkür ediyorum. Milli takımımıza spor kulüplerimize, derneklere, vakıflara şükranlarımızı sunuyorum. Yurt dışından çok sayıda siyasetçi taziyelerini ilettiler. Bir kısmı telefon etmek suretiyle, bu üzüntümüzü paylaşma durumunda oldular. Bir kısmı sayın Cumhurbaşkanımızı aradılar. Meclis Başkanımızı arayanlar da oldu. Hepsi bu hüznü bizimle paylaştı. 'PUTİN BENİ ARADI' Bizzat bir şeyi vurgulamak istiyorum. Beni arayan dost ve kardeş ülke liderlerine özellikle teşekkür ediyorum. Pakistan bizzat bir gün milli yas ilan etti. Pakistan başbakanı sayın Navaz Şerif, Pencap eyaleti başkanı Şahbaz Şerif bizzat aradı. Katar emiri bizzat aradı. Tekrar tekrar bize manen düşeni yapıyoruz ama madden ne düşüyorsa hazırız diye ısrarla söylediler. Biz teşekkür ettik. Dedik ki şu anda bütün ihtiyaçları giderecek noktadayız. Rusya Federasyonu Başkanı Sayın Putin aradı acımızı paylaştı. Her türlü desteğe hazır olduklarını, teknoloji noktasında müşterek neler yapılabilir enerji bakanıma talimat verdim müşterek çalışma içine girebiliriz dediler. Aynı şekilde Bosna Hersek Cumhurbaşkanı da aradılar. Onlar da bildiğiniz gibi sel afetiyle karşı karşıyalar. Orada da ölenlere Allah'tan rahmet diliyoruz. Sırbistan'da da bir felaket oldu. Sırbistan Başbakanı'na da geçmiş olsun dileklerimi ilettim. NORVEÇ VE İSRAİL'E TEŞEKKÜR Ankara'daki milli gün resepsiyonlarını iptal eden Norveç ve İsrail'e teşekkür ediyorum. Kendi ülkelerinde de bu yası bizimle paylaşan yavru vatan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti de milli yas ilan etti. Orada da bayraklar yarıya indi. KKTC Başbakanı ve Meclis başkanına, Cumhurbaşkanına teşekkür ediyorum. Dünyanın bir çok ülkesi mesajlar göndererek acımızı paylaştılar. Hepsine teşekkür ediyorum. Hatimler tertip eden cenaze namazları kılan dua eden kardeşlerimizden Allah razı olsun diyorum. AKP'nin gençlik kollarını dua programları nedeniyle tebrik ediyor teşekkür ediyorum. 'ŞİMDİ BAZI ŞEYLERİ KONUŞMAYA BAŞLADIK' Tarifi mümkün olmayan bir acı yaşıyoruz. Eşine nadir rastlanan bir facianın yaralarını sarıyoruz. Kaza duyulduğu andan itibaren gayretimizi sağ olarak çıkmalarına sarfettik. Umutlar tükenince cenazeleri çıkarmanın mücadelesi içinde olduk. Biz de sağolsun bazı siyasetçiler de acılar tazeyken, hep birlikte suçlu aramak sorumlu aramak yerine bütünüyle şehit ve yaralı kardeşlerimize yoğunlaştık. Şu anda madende hiç işçimiz kalmadı. Şehitleri ailelerine teslim ettik. Definleri yapıldı. Şimdi bazı şeyleri konuşmaya başladık. 'BUNUN ÜZERİNİ KİMSE ÖRTEMEZ' Soma'ya kazanın ertesi günü yaptığımız ziyarette de söyledik. Bunun üzerini kimse örtemez. Sorumluluğu olan kimse saklanamaz. Burada idari ve adli bütün soruşturmalar yapılacaktır. Bunun takipçisi olacağız. En ince detayına kadar takipçisi olacağız dedik. Sorumlular kimse bizim yetkimiz dahilindeyse biz yargının alanındaysa yargıya teslim suretiyle hesabını soracağız. Herkes gerekli dersleri çıkaracak ve bu can alıcı sorunun üzerine kararlı şekilde gidilecektir. Biz denetimleri sıklaştırmak mevzuaatta eksiklikleri gidermek konusunda kararlı olacağız. Özel sektör ve sendikaların da hassasiyetlerini arttıracaklarına inanıyorum. 'HİÇBİR TESELLİ KANAYAN YÜREKLERE SU SERPMEZ' Ne yaparsak yapalım 301 can geri gelmeyecek. Eşini evladını babasını kardeşini yitiren yüreklerin feryadı dinmeyecek. Hiçbir söz ve temenni kanayan yüreklere su serpemeyecek. Teselli edemeyecek. Ateş tabii ki en başta düştüğü yeri yakar. Milletimizin kahir ekseriyeti tamamı demiyorum evet bu ateşi yüreğinde hissetti. Yaşamadan tecrübe etmeden hiç kimse o sofralarda o yüreklerde oluşan boşluğu anlayamaz. Cenaze defnedilip herkes evine dağıldığında bir vakıa ile karşı karşıyayız. O da ruhlarda esen fırtınayı kimse tahayyül edemez. Rabbime sonsuz kere hamdolsun ki biz bu topraklarda yaşıyoruz. Bu milletim mensubu olarak bin yıllardan süzülüp gelen metanet duygusunu Müslüman olarak biz içimizde hissediyoruz. 'EVLERİMİZDE YAPTIĞIMIZ YEMEKLERİ YAS EVİNE TAŞIYORUZ' Bunu yaşamayanlar da olabilir. O bizim de o kadar derdimiz değil. Biz inancımızdan gelen metanet duygusuyla bunu yaşıyoruz. Büyük acılar yaşamış bir millet olarak belki de her milletten çok dayanışmayı paylaşmayı acıları ortaklaştırmayı biliyoruz. Cenaze evinde ocağın tütmeyeceğini düşünüyor. Evlerimizde yaptığımız yemekleri yas evlerine taşıyoruz. Bizim kültürümüzde bu var. Komşuyla aynı yası tutuyoruz. Komşunun ihtiyaçlarını karşılamak için seferber oluyoruz. Yetimleri kendi evlatlarımızdan ayırmıyoruz. İşte bizi millet yapan da budur. Acıları ortak olanlar millettir. Aynı anda yas tutabilenler millettir. Kardeşinin hüznünü kendi hüznü gibi hissedenler millettir. Aynı acılar için ortak yas tuttuğumuz için milletiz. 'DİCLE'NİN KENARINDA KURDUN KAPTIĞI KOYUN BİLE...' Bu ülkenin başbakanı olarak açıkça ifade ediyorum ki Dicle'nin kenarında kurdun kaptığı koyun bile benim mesuliyetim altındadır. Bu ülkenin bakanları vekilleri olarak aynı mesuliyet sizin de üzerindedir. 77 milyon içinde nasıl ki sevinenlerin sevinci benim sevincim ise üzülenlerin üzüntüsü de benim üzüntümdür. İnsan bazen gözyaşlarını içine akıtır. İnsan bazen yutkunur. Kendisini sıkar hüznünü içine atar. Genç yaşta ahirete irtihal eden her şehit için gözyaşlarımızı içimize akıttık. Zamansız her ölüm için gözyaşlarımızı içimiz akıttık. Yavrularını ciğerparelerini canlarından birer parçayı ebediyete uğurlayan anne babaları gördüğümüzde gözyaşlarımızı içimize akıttık. Bingöl'de Van'da çatıları çöken insanlar gözümüzün önüne gelince gözyaşlarımızı içimize akıttık. Bingöl'de ölen bacımızı, Siirtte kurşunlanan kızlarımızı hatırladıkça gözyaşlarımızı içine akıttık. Burakcan'ımızın öldürüldüğü anı da unutamadık. Zamansız giden kim varsa yutkunduk hüzünlendik yasımızı içimize akıttık. Biz yaşatmanın mücadelesini verenlerden olduk. Bu ülkede en ucuz şey can iken canları kutsal emanetleri muhafaza etmenin mücadelesi içinde olduk. '12 YIL BOYUNCA GECE GÜNDÜZ ÇALIŞTIK' Canları yaşatmanın mücadelesini verdik. Hem de iyi yaşatmanın mücadelesi içinde olduk. Yollar yaparak konutlar inşa ederek mücadele verdik. Yakın tarihimizde görülmemiş şekilde sağlıkta yatırımlar yaparak, başarı grafiğinde sağlığı birinci sıraya yükselttik devasa yatırımlar yaptık. 30 yıldır canımızdan can koparan gencecik fidanları söküp alan teröre karşı çözüm dedik barış dedik kardeşlik dedik canları yaşatmanın mücadelesi içinde olduk. Sadece yaşatma mücadelesi vermedik, 77 milyon iyi yaşasın huzurlu olsun diye 12 yıl boyunca gece gündüz çalıştık. Her afet faciadan dersler çıkardık ibret aldık. 'EMANETLERİ BİZİM KUTSAL EMANETLERİMİZDİR' Soma'da yaşanan kaza ile hayatlarını yitiren her bir şehit benim öz be öz kardeşimdir. Biz aynı davanın neferleriyiz. Aynı hissiyatın aynı iklimin kardeşleriyiz. Biz onların kömür karalarını onur bildiğimiz için kardeş olduk. Alın terinden tiksinmediğimiz emekçi olmanın ne olduğunu bildiğimiz için anladık. Bize nasıl makarnacı, bidon kafalı dedilerse bizimle birlikte onlara da ne yazık ki aynısını söylediler. Bize nasıl iyi beslenmemiş okumayan cahil kitle dedilerse onlara da bunu söylediler. Biz aynı damarın aynı mahzun anne babaların evlatlarıyız. Her bir kardeşimin yüzündeki kömür karası benim de milletimin de iftihar kaynağıdır. O şehitler nasıl ki annelerinin babalarının evlatlarıysa şimdi artık benim evlatlarımdır sizin evlatlarınızdır 77 milyonun evlatlarıdır. Emanetleri bizim kutsal emanetlerimizdir. Şehit annelerimize babalarına sesleniyorum, siz evlatlarınızı yitirdiniz biliniz ki biz de yitirdik. Sizlerin nasıl yüreği yandıysa aynı derecede bizim de yandı ve yanıyor. 'BU YASI BİRLİKTE TUTACAĞIZ' Sizin nasıl ocağınıza ateş düştüyse ocağımıza kor düştü. Yüreğimiz kavruluyor. Bu acıyı birlikte taşıyacağız bu yası birlikte tutacağız. Bu ateş belki sönmeyecek ama sıkıntıları çözmek için ne yapılması gerekiyorsa birlikte yapacağız. Sizin yürek yaranızı sarmak için birlik olacak. Acıyı haffiletmek için birlik olacağız. Biz onlara şehit dedik. Şehit mertebesine yakıştırdık. Ülkesi vatanı için toprağı için ekmeği için rızkı için alınteri döken o kardeşlerimizi biz şehitlik makamında görüyoruz. Biliyoruz ki bizim acizane arzularımızın kıymeti yoktur Rabbime dua ediyorum Ya Rabbi o kardeşlerimizi sen de şehitlerin olarak kabul et diye yalvarıyoruz. Ya Rabbi rahmetinle kuşat cennetinle mükafatlandır diye dua ediyoruz. 301 şehidimizin mekanı cennet olsun inşallah. Yakınlarına bir kez daha sabır ve başsağlığı temenni ediyorum. Yaralı kardeşlerimize şifa temenni ediyorum. 'BİRİLERİ ÇIKIP KİN KUSMAYA BAŞLADI' Başkasının ölümünü kardeşinin ölümünü sinsice pusuda peklemek esfeli safilin diye tarif edilen yani aşağıların en aşağısı bir mertebe olsa gerek. Evet ne acıdır ki biz bu süreçte bunu da yaşadık. Bunu da yaşıyoruz. Daha cenazelerimizi madenden çıkarmadan daha cenazelerimizi toprağa veremeden işte sinsice pusuda bekleyenler esfeli safilin aşağıların en aşağısında olanlar pusularından çıktılar ve kendilerine yakışanı yapmaya başladılar. Millet birbirine kenetlenmişken ortak acıyı sessizce yaşamaya çalışırken içinden yasını tutarken daha ilk anda birileri çıkıp kin kusmaya başladı. Anadolu'da Trakya'da bir acı karşısında bir elem vefat karşısında benim aziz milletim susar. Dişini sıkar. Kinini öfkesini nefretini bir kenara bırakır. Can düşmanı da olsa vefat edene hakkını helal eder duasını okur. Fatihasını Yasinini okur. Boynunu eğip vakarını muhafaza eder. 'SİZİN VİCDANINIZA BETON DÖKÜLMÜŞ BE!' Biz Soma'da tahammül edilemez acısını bastıramayıp feryat edenleri anlıyoruz. Somalı olmayan gönül bağı bulunmayan hatta ve hatta hayatında kömür görmemiş madencinin elini tutmamış hissiyatıyla ortak olmamış o sinsilerin fırsatçılığnı anlamadık ve anlayamayacağız. İlla bu ülkenin bir ferdi olmaya gerek yok. İlla o acıyı hissetmeye de gerek yok. İnsanım diyen böyel bir istismarın sinsiliğin içine girmez. Daha ilk andan itibaren medyada, sosyal medyada akla hayale gelmeyecek yalanlar yayıldı. Neymiş içerde o kadar değil şu kadar işçi varmış. Kazanın sebebi işte şuymuş. Madenin sahbi buymuş. Yardım ekipleri sokulmamış. AK Partililer avukatlara saldırmış. Yok efendim 15 yaşında çocuk suriyelliler çalıştırılıyormuş. İçerde 120 suriyeli işçi öldü üzerlerine beton döküldü diyenler bile çıktı. Yahu asıl sizin vicdanınıza beton dökülmüş be. 'HER TÜRLÜ YALAN VE İFTİRA VAR' Bu kadar ucuzluk haysiyetsizlik olur mu? Neyin peşindesiniz? Neyin fırsatçılığı içindesiniz. 301 kardeşimiz vefat etmiş biz onları içerden çıkarmaya çalışırken biz yas tutarken bunlar buradan siyasi rant devşirmenin gayreti içine giriyor. Her türlü yalan ve iftira var. Alçakça haince davranış var. Yok madenin sahibi AK Partiliymiş. Benim bir yakınımmış. AK Partili diye o madeni ona vermişiz. O malum medya kuruluşları siyasetçiler odaklar 301 şehit üzerinden fırsat devşirmek için avuçlarını ovuşturuyorlar. Gezi olaylarında bir kaç ölüm olsa çok güzel olur diyenler vardı ya, madenden daha fazla şehit çıkması için temennide bulundular. Soma'nın yerini gösterin deseniz gösteremez. Hayatında kömür ocağına inmiş mi? Bunlar kumsallarda dolaşıyor. Ne işi var kömür ocağında. Maden nedir kömür nedir deseniz cevap veremezler. Bunlar evlerine değil kapılarına semtlerine dahi o işçileri yaklaştırmazlar. Ama orada kendileri için rant görüyorlar. Orada istismar edilecek cenazeler cansız bedenler üzerinden sömürülecek fırsat görüyorlar. YILMAZ ÖZDİL'E ÇOK AĞIR BENZETME Çıkmış bir insan müsveddesi Soma'daki madencilerin bizim Manisa mitinglerinde baretleriyle oraya katılışlarını gerekçe göstererek diyor ki, 'Bunlar buna müstahaktır' diyor. Neymiş, sadece zeybek oynarken kendisi diz çökermiş. Ben diyorum ki önce sen patronunun önünde diz çöktüğünü söyle. Paranın önünde nasıl diz çöktüğünü söyle. Şöhret seviyesizlik basitliğin önünde nasıl diz çöktüğünü söyle. Diz çökmezmiş... Sürüngen sürüngendir ayağa kalkamaz ki diz çökebilsin. 'ZAVALLI, KÜÇÜK BEYİNLİ' Birr başkası çıkmışı aynı patronun dalkavuklarından biri. O da diyor ki, ne şehit ne gazi bunlar niyazi... Bu da bu kadar alçak. Bir başka edepsiz bir başka ahlaksız çıkmış bunun bir musibet olduğunu o madencilerin ve bu milletin bunu hak ettiğini söyleyecek kadar şerefini ve insanlığını ayaklar altına alıyor. Niye çünkü Pensilvanya'daki örgüt liderini elebaşı gibi değil haşa mehdi ve mesih gibi görüyor. Ocaklarına ateş düşsün dedi ya, zavallı küçük beyinli, liderinin o bedduasının tuttuğunu ve Somalı madencileri bulduğuna inanıyor. Yazıklar olsun. Bırakın bu toprakları bu dine yaptığınız ahlaksız toplantıdan dolayı yazıklar olsun. İki tane figürana madenci yakını gibi rol yaptırıp dünyaya servis ediyorlar. Bir başka zavallı AKP'ya oy verenler evlat acısı yaşasın diyor. Uluslararası basına da yalan servis ediyorlar. 'BU FIRSATÇILIĞA PABUÇ BIRAKMAYIZ' Beyler bayanlar, biz bu fırsatçılığa pabuç bırakmayız. Biz bu ahlaksızlığa eyvallah demeyiz. Bizim kültürümüzde buna nebbaşlık, mezar soygunculuğu denir. Bunların şehtilerimizin aziz hatırasına dokunmasına müsade etmeyiz. 'YA SEN ORADA ÖLÜVERİRSEN' Bir grup geldi Taner bakanımla görüşmeye. Şu anda bunlar bu parlamentoda. Neymiş ocakta Suriyeliler varmış. İçerde tespit edelim diyor. Adama bak ya. Yani Türkiye Cumhuriyeti'nin enerji bakanı burada Suriyeli falan yok diyor kendi bakanının söylediğine inanmıyor. Kendi girip bulacakmış. Ya sen orada ölüverirsen senin halin ne olacak? Bir de afedersin senin sorumluluğunu mu üstleneceğiz. Tabi bakanım da hayır sokmuyorum sizi hadi güle güle diyor. Bu nasıl bir anlayış. Bunlar bu kadar siyaseti basite indirgediler. haberler.com
Başbakan Erdoğan: "Soma'ya Düşen Ateş, Milletimizin Yüreğine Düştü"
BAŞBAKAN ERDOĞAN'IN 'MİLLETE HİZMET YOLUNDA' KONUŞMASI Başbakan Erdoğan, 'Sizleri en kalbi muhabbetlerimle selamlıyor, bir Millete Hizmet Yolunda Programı vesilesiyle daha evlerinize misafir olmanın memnuniyeti içinde hepinize hayırlı akşamlar diliyorum. Ekranlar aracılığıyla bizleri evlerinize, gönüllerinize misafir ettiğiniz için de sizlere ayrıca teşekkür ediyorum. Mayıs ayı, Soma ilçemizde meydana gelen kaza ve o kazada Hakk'a uğurladığımız 301 şehidimiz nedeniyle büyük elem yaşadığımız bir ay oldu. Bugün bir kez daha, o elim kazada hayatını kaybeden bütün şehitlerimize sizlerin huzurunda Allah'tan rahmet diliyor, acılı ailelerine, milletimize başsağlığı ve sabır temenni ediyorum. Soma'daki facia, sadece oradaki madenci kardeşlerimizi, şehit olan madenci yakınlarını, Soma halkını değil, 77 milyon hepimizi çok derinden etkiledi, hepimizin yüreğini acıttı. Soma'ya düşen ateş, milletimizin yüreğine düştü. Soma'ya düşen ateş, Türkiye'nin kalbine düştü. Tarifi mümkün olmayan, tarihimizde eşine nadir rastlanan bir acı yaşadık. Hepimiz, bu acı hadiseden dolayı büyük bir üzüntü duyduk' dedi. 'VATANDAŞLARIMIZLA BİR ARAYA GELEREK ACILARINI PAYLAŞTIM' Başbakan Erdoğan, '13 Mayıs'ta, bu elim kazayı haber alır almaz, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız Taner Yıldız Bey'e, hızla Soma'ya ulaşması, çalışmalara nezaret etmesi talimatını verdim. İlgili tüm birimlerimizi, tüm imkanlarımızı, tüm gücümüzü işçilerimizin, insanlarımızın hayatını kurtarmak için seferber ettik. AFAD'ı derhal harekete geçirdik. AFAD 156 personel ve 45 araçla bölgede görev yaptı… Genelkurmay Başkanlığımız 1 uçak ve 2 helikopterle çalışmalara katıldı. Aynı şekilde Kızılayımız bütün imkanlarıyla seferber oldu. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımız, Zonguldak'tan, Çayıralan ve Tunçbilek'ten 226 personelle çalışmalara katıldı. Sağlık Bakanlığımız 405 personelini, doktor ve hemşirelerimizi, 6 hava aracını, 62 ambulansını bölgeye sevk etti. Ve değerli kardeşlerim burada bütün bu çalışmalar devam ederken, bizler an ve an buradaki sıkıntıları gidermenin gayreti içinde olduk. Az once Kızılay'dan bahsetmiştim. 100 personel ve 12 araçla onlar da çalışmalara katıldı. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımız, Milli Eğitim Bakanlığımız, Ankara, İstanbul, Balıkesir, Denizli, İzmir, Manisa Büyükşehir Belediyelerimiz, Uşak ve Kütahya Belediyelerimiz, personel ve araçlarıyla Soma'ya koştular. Aynı şekilde, Sivil Toplum Örgütlerimiz hemen Soma'ya intikal ettiler. Kazanın ertesi günü ben de başbakan yardımcılarım ve sağlık bakanımla birlikte arkadaşlarımla Soma'ya giderek, çalışmaları bizzat yerinde inceledim, talimatları verdim, vatandaşlarımızla bir araya gelerek acılarını paylaştım. Ayrıca, İzmir'in Kınık ilçesini de ziyaret ederek, orada şehit madencilerimizin aileleriyle bir araya geldim, Bergama'dan gelen şehit aileleri de bu toplantıda bizimle birlikte oldular. Taziyelerimizi bir kez daha ilettim, yaraları sarmak için yaptıklarımızı yapacaklarımızı kendileriyle bizzat paylaştım. Onlar sordu ben de vecap verdim ve şu anda hazırlanmakta olan madenlerle ilgili, özellikle kömür ocaklarıyla ilgili yasal düzenleme hakkında kendilerini bilgilendirdim. Soma kazasının ardından, toplamda 2 bin 743 personel, 258 kara aracı ve 9 hava aracı Soma'da arama kurtarma çalışmaları, tedavi ve defin işlemleri, rehabilitasyon çalışmaları için görev üstlendi. Arama kurtarma çalışmaları 4 gün sürdü ve bu 4 günün sonunda, yani 17 Mayıs'ta, toplamda 486 işçimizi, madenden sağ olarak çıkardık. Ne yazık ki, 301 işçimiz ise bu elim kazada hayatını kaybetti' dedi. 'TÜRKİYE, BÜYÜK BİR DEVLETTİR' Başbakan Erdoğan, 'Türkiye, büyük bir devlettir. Bu millet, büyük bir millettir. Bizler, bugüne kadar birçok badire yaşadık, birçok zorluk, bir çok güçlük yaşadık ve her seferinde birbirimize kenetlenerek, birbirimizle dayanışma içinde olarak, bu badireleri, bu güçlükleri, bu sıkıntıları aşmayı başardık. Soma'da yaşanan facia da, bize millet olma şuurunu bir kez daha hatırlatmış, birliğimizi ve kardeşliğimizi daha da güçlendirmiştir. Kaza anından itibaren, Türkiye'nin her yerinde Soma'daki kardeşlerimiz için, oradaki şehitlerimiz için Fatiha'lar okundu, Yasin'ler okundu, hatimler indirildi. Şu anda hala, gerek Türkiye'de, gerek Türkiye dışında, Soma'da yaraları sarmak için kardeşlerimiz seferber olurken, aynı zamanda dualarını, hatimlerini şehitlerimizin aziz ruhlarına göndermeye devam ediyorlar. Hepimizi derinden yaralayan bu acı hadise esnasında, 77 milyon tek yürek olduğumuzu bir kez daha gördüğümüz gibi, yeryüzünde ne kadar çok dostumuz, ne kadar çok kardeşimiz olduğunu da bir kez daha yakından hissettik. Komşu ülkeler, bölgemizdeki dost ve kardeşlerimiz, en yakınımızdan en uzağımıza kadar birçok ülke ve halk, acımızı paylaştı, taziyelerini iletti, yardım tekliflerini gönderdiler. Özellikle, Pakistan ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, bizimle birlikte milli yas ilan ederek, bayraklarını yarıya indirerek, iyi günde olduğu gibi kötü günlerde bizlerle birlikte olduklarını hissettirdiler. Ve bu arada Katar özellikle defeatle 'biz ne gerekiyorsa yapmaya hazırız, bize düşen görev neyse biz varız' dedi. Aynı şekilde ABD olsun, aynı şekilde Rusya olsun, Almanya olsun, hepsi de 'acaba bize ne düşüyor ve biz teknolojik birikimimizi sizinle paylaşmaya hazırız' diye onlar da bize bu durumu ifade ettiler. Ve bütün batılı olsun, körfez ülkeleri olsun hepsi burada, yanımızda olduklarını ifade ettiler. Bu arada, biz, Soma'nın acısını yaşarken, Bosna Hersek ve Sırbistan da büyük bir sel felaketi yaşadı, kayıplar verdi…Soma'ya bütün imkanlarımızla ulaşırken, Bosna Hersek ve Sırbistan'daki dost ve kardeşlerimizi ihmal etmedik, onlara da yardım elimizi uzattık. Bosna Hersek'te, evinin içindeki çamuru temizlerken, kapısına gelen Türk yardım kuruluşlarına, kendi derdini unutup Soma'yı soran kardeşlerimiz, bizi hassaten duygulandırdı. Bu vesileyle, bir kez de sizlerin huzurunda, hem içerde, hem dışarda, bu büyük acı karşısında dayanışma sergileyen herkese yürekten teşekkür ediyorum' diye konuştu. 'ACILARDAN RANT DEVŞİRMEYE KALKANLAR, BİLSİNLER Kİ, AZİZ MİLLETİMİZ ASLA AFFETMEYECEKTİR' Başbakan Erdoğan, 'Şunu biliyoruz ki, ne yaparsak yapalım, giden 301 can geri gelmeyecek. Ne yaparsak yapalım, eşini, evladını, babasını, kardeşini yitiren yüreklerin feryadı dinmeyecek. Ancak, Soma'ya, kazanın ertesi günü yaptığım ziyarette de ifade ettiğim şu hususun çok iyi anlaşılmasını, çok iyi bilinmesini istiyorum. Bu acı hadisenin üzerini hiç kimse örtemez, örtemeyecek. En ince detayına kadar, bu kazanın, bu facianın takipçisi olacağız. İhmaller, tedbirsizlikler, kusurlar ortaya çıkarılacak ve gereken mutlaka yapılacak. Bu tür acıların tekrar yaşanmaması için de her türlü tedbiri artırıyor, hem yasalarımızı, hem denetimlerimizi daha da güçlendiriyoruz. Soma'da ve civar ilçelerde, madencilerimizin bizlere emaneti olan yakınlarını da asla yalnız bırakmayacağız. Yasalarda değişiklik hazırlıklarını başlattık. Şehit yakınlarımızın ve çalışanların mağduriyetlerini gidermek adına, her türlü düzenlemeyi yapacak, inşallah oradaki acıları bir nebze olsun hafifletecek, yaraları saracağız. Evet, Soma, bizlere bir kez daha millet olma şuurunu hatırlattı, bizleri ortak bir acıyı paylaşmaya sevk etti. İçerde 77 milyon, dışarda dost ve kardeşlerimiz, bu acıyı aşmak için tek yürek oldu, tüm imkanlarıyla seferber oldu. Ancak, Türkiye böyle büyük bir acıyı yaşarken, bu acıdan kendisi için, kendi çıkarları, kendi hırsları, kendi örgütleri için rant devşirmeye çalışanlar da çıktı. Acılardan rant devşirmeye kalkanlar, bilsinler ki, aziz milletimiz, bu tür vicdansızlıkları, bu tür insafsızlıkları, asla unutmayacak, asla affetmeyecektir. Kimileri, bu ülkenin başına gelen her felaketten, bu ülkenin, bu milletin yaşadığı her acıdan maalesef sevinç duyuyorlar. Ama, Allah'a hamdolsun ki, milletimiz bunlara itibar etmiyor. Aziz milletimiz bunları ciddiyle dahi almıyor' dedi. Başbakan Erdoğan, 'Biz, Soma'da, 301 şehidimiz için yas tutarken, onları madenden çıkarıp defnetmenin çırpınışı içindeyken, daha ilk andan itibaren bunu bir tahrik ve istismar vasıtası olarak kullanmak isteyenleri de milletimiz çok iyi görüyor ve onları çok iyi tanıyor. Bakınız, İstanbul'da, Okmeydanı'nda, Soma için eylem yaptığını söyleyen, yüzü maskeli, eli molotoflu, silahlı, taşlı militanlar yüzünden, önce bir gencimiz hayatını kaybetti, ardından bir başka gencimiz öldürüldü, çok sayıda polisimiz de yaralandı.Hayatını kaybeden bu gençlerimize de Allah'tan rahmet niyaz ediyorum. Polislerimize geçmiş olsun dileklerimi bir kez de buradan iletiyorum. Burada, şu hususun da altını çizmek istiyorum: Devletimizin de, aziz milletimizin de, her hadiseyi istismar edip sokakları ateşe vermek isteyen bu şiddet tutkunlarına artık tahammülü kalmamıştır. Malumunuz, önce Gezi eylemleri dediler, ardından 17 Aralık operasyonu dediler. Şimdilerde, İstanbul sokaklarına şiddeti egemen kılmak arzusuyla, bayat senaryoyu bir kez daha uygulamak istiyorlar. Bu sokakları zterörize etme adımıdır. Huzurumuzu, barışımızı bozmak istiyorlar. Eğer siz samimi iseniz, eğer siz dürüstseniz o zaman yüzünüzü poşularla neden örtüyorsunuz? Açıkça ortada olun. Eğer samimiyseniz düşühcelerinizi ortaya koyacaksanız molotoflarla niçin saldırıyorsunuz? Niçin bilyelerle saldırıyorsunuz? Demek ki samimi değilsiniz. Sokakları terrorize etme gayreti içindesiniz. Ne yaparsanız yapın, şuhu iyi biliniz ki milletimiz bu girişimlerin hiç birine pirim vermeyecektir. Bundan bizim hiç şüphemiz yok. Ancak hamd olsun ki, milletimiz bu girişimlerin hiç birine itibar etmedi. 1 yıl boyunca milletimiz, sabrını, sağduyusunu, vakarını muhafaza etti. 30 Mart'ta millet, söyleyeceğini sandıkta gür bir sesle söyledi. Hiç kuşkusuz, bugün de, yarın da, milletimiz vakarını koruyacak, bu tahriklere asla itibar etmeyecektir' diye konuştu. Başbakan Erdoğan, 'Gezi olaylarının faturasını Türkiye, aziz milletimiz, yani sizler maalesef ağır ödediniz. Hamdolsun, sizlerin desteği sayesinde, Hükümet olarak dik durduk, o badireyi atlattık. 17 ve 25 Aralık'ta bir kez daha Türkiye'ye hücum ettiler, onu da durdurduk. Şu anda, ekonomimiz, 1 yıl önceki gibi çok sağlam bir zeminde ilerliyor. Borsa İstanbul yeniden güvenle yükseliyor. Merkez Bankası rezervimiz yeniden 130 milyar dolar seviyesini aştı. Yüksek faizle, enflasyonla mücadelemiz kararlılıkla devam ediyor. Türkiye, umutla, güvenle, huzur ve kardeşlikle geleceğe ilerliyor. Türkiye düşmanlarının sokaklara saldıkları maşaların, bu huzuru, bu istikrarı bir kez daha zedelemelerine izin vermeyeceğiz. Milletimin şunu çok net olarak görmesini isterim. Gezi Olaylarında, gençler, içerdeki ve dışardaki hainlerin maşası olarak kullanılmıştı. Aynı manzarayı 17 ve 25 Aralık saldırılarında da gördük. İçerde ve dışarda, bir takım hainler, kendi ülkelerine karşı taarruza geçtiler. Biz bunlara geçit vermedik, sizler bunlara geçit vermediniz. 30 Mart'ta, bu hainlerle, bu maşalarla mücadele için sizler bize sorumluluk yüklediniz, yetki verdiniz. Biz de bu mücadeleyi sarsılmaz şekilde sürdürüyoruz. Ne bu mücadelenin sekteye uğratılmasına, ne de Türkiye'de huzurun bozulmasına izin vermeyeceğiz. Bir takım hain örgütlerin, yalanla, iftirayla, en kutsal değerlerimizi istismar ederek Türkiye'nin kalkınmasını zedelemesi emin olun mümkün olmayacak. Paralel yapılanmayı, çeteleri, mafyatik örgütlenmeleri, bunların yanında dışardan beslenen eli kanlı terör örgütlerini tasfiye edecek; güçlü bir demokrasi, güçlü bir ekonomi, aktif bir dış politikayla hep birlikte geleceğe yürüyeceğiz' dedi. ALMANYA ZİYARETİ Başbakan Erdoğan, 'Bildiğiniz gibi, bu ay ilk yurtdışı ziyaretimizi Arnavutluk'a gerçekleştirmeyi umuyorduk, ancak, Soma'da gerçekleşen elim kaza nedeniyle, bu gezimizi ve orada imzalamayı öngördüğümüz anlaşmaları ertelemek durumunda kaldık. Almanya'ya 24 Mayıs'ta yaptığımız ziyarette, Avrupalı Türk Demokratlar Birliği adlı sivil toplum kuruluşunun 10'uncu Kuruluş yılı etkinliklerine katıldık. Etkinlikler çerçevesinde, Köln Arena'da toplanan yaklaşık 20 bin vatandaşımızla bir araya geldik, hasret giderdik. Oradaki vatandaşlarımızla da Soma'daki yitirdiğimiz 301 şehidimizin acısını paylaştık. Aşr-ı Şerif'ler okundu, kasideler, ilahiler söylendi; ezan okundu, dualar edildi.Ardından, orada bizi karşılayan 20 bin kardeşimize hitap ettim. Alman medyasının önemli bir kısmı, ziyaretimizi provoke etmek amacıyla, çok aleni şekilde ırkçı ifadelere başvurmaktan dahi kaçınmadı. Türkiye'deki bazı medya kuruluşlarıyla işbirliği içinde, ortak bir üslup içinde davranan Alman medyasının yaptığı bu saldırıları elbette umursamadık. Vakarımızı, sükûnetimizi muhafaza ettik, ancak, Avrupa içinde bilhassa Müslümanlara, Türklere, göçmenlere yönelik ırkçı saldırılara da dikkat çekmiş olduk. Umuyorum ki, Avrupa, yükselmekte olan bu yabancı düşmanlığı ve ırkçı saldırılara karşı, yükselmekte olan bu tehdide karşı önlem alacak; hoşgörüyü, çok kültürlülüğü öne çıkaracaktır' diye konuştu. DIŞ POLİTİKA Başbakan Erdoğan, 'Bu ay içinde dış politikamız açısından çok önemli olan kabuller de gerçekleştirdik, dünyanın dört bir yanından gelen devlet adamlarını ülkemizde ağırladık. Bu kapsamda, ABD Temsilciler Meclisi Ülke Güvenliği Komitesi Başkanı Maykıl Mekkol (Michael Mccaul) Başkanlığındaki ABD Kongre Heyeti ile, Almanya Federal Cumhuriyeti Aşağı Saksonya Eyaleti Başbakanı Stephan Weil ile, Bosna-Hersek Cumhurbaşkanlığı Konseyi Başkanı Bakir İzetbegoviç ile, BP Ceo'su Bob Dadli (Bob Dudley) ile, Kırgız Cumhuriyeti Başbakanı Cömert Otorbayev ile, Tanzanya Dışişleri ve Uluslarası İşbirliği Bakanı Bernard Membe ile, Umman Dışişlerinden Sorumlu Bakanı Yusuf Bin Alawi ile görüşmeler gerçekleştirdik. Tüm bu temasların da ülkemiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Yine, 19 Mayıs'ta, Gençlik ve Spor Bayramı'nda, Başbakanlık Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı'nın, kısa adıyla TİKA'nın tamamladığı 5 ülkedeki 5 projeyi hizmete aldık. TİKA'nın tamamladığı eserler arasında, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal'in babası Ali Rıza Efendi'nin, Makedonya'nın JUPA Belediyesine bağlı Kocacık Köyü'ndeki evinin aslına uygun şekilde inşası var… Aynı şekilde, Filistin'de, 14 sınıftan oluşan, 4 katlı, son derece modern bir Kız ortaokulu, Gürcistan'da bir Engelli Merkezi, Somali'nin başkenti Mogadişu'ya kazandırdığımız 23 kilometre uzunluğunda, çift yönlü bir yol ve son olarak da, Tunus'ta önemli bir tarım projesi var. 29 Mayıs'ta, Türk Silahlı Kuvvetlerimizin Efes Tatbikatına katıldık, tatbikatı komutanlarımızla birlikte izledik, ordumuzun caydırıcı gücünü orada bir kez daha iftiharla müşahede ettik. 30 Mayıs'ta ise, İstanbul'da, Şah Deniz Üretim Sahası ve TANAP Projesi'ne Türkiye'nin ortaklığına ilişkin anlaşmaların imza törenine ev sahipliği yaptık' dedi. Başbakan Erdoğan, 'Son 1 yıl içinde, her fırsatta defaatle ifade ettim: Birilerinin Türkiye üzerine, milletimiz üzerine hesapları varsa, biliniz ki, Allah'ın da bir hesabı vardır, milletin de bir hesabı vardır. Milletçe dik duruşumuz, birlik içinde oluşumuz, özellikle de dualarımız, işte son 1 yıl içindeki tuzakları bozdu, hesapları alt üst etti. Bütün engelleme girişimlerine rağmen Türkiye büyümeye devam ediyor. Ekonomiye yönelik ağır saldırılara rağmen, hamdolsun Türkiye ekonomisi başarılarını katlamaya devam ediyor. Huzurumuza, kardeşliğimize, Çözüm Sürecine yönelik sabotajlara rağmen, Türkiye istikrarını, büyük hedeflerini muhafaza ediyor. Türkiye üzerine hesap yapanlar, tuzak kuranlar, başarılı olamayacaklarını anladılar. Allah'ın izniyle, sizlerin desteğiyle, özellikle de hayır dualarınızla, Türkiye'yi büyütme mücadelemizi hiç sarsılmadan sürdüreceğiz. Biliyorsunuz, bundan 54 yıl önce, yine bir Mayıs ayında, 27 Mayıs'ta, milletin seçtiği Hükümet silah zoruyla devrilmiş, Milletin Başbakanı Merhum Menderes ve 2 arkadaşı, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan idam edilmişlerdi. Millet olarak asla umutsuz olmadık, boynumuzu eğmedik. 54 yıl boyunca, benzeri badireleri de atlatmayı başardık. Demokrasimizi daha da güçlendirdik, darbenin izlerini sildik, 27 Mayıs'ın kalıntılarından büyük oranda kurtulduk. En son, önce Gezi olayları, ardından 17 ve 25 Aralık operasyonlarıyla bu ülkeye bir kez daha 27 Mayıs'ı yaşatmak istediler, biz onu da aştık' dedi. Başbakan Erdoğan, 'Türkiye'nin ufku alabildiğine açıktı ve daha da açıldı. Türkiye'nin umudu hiç olmadığı kadar çoğalmış, Türkiye'nin morali tarihte görülmemiş derecede yükselmiştir. Şimdi, Ağustos ayında, demokrasimiz adına bir başka önemli başarıya adım adım yaklaşıyoruz. Tarihimizde ilk kez, Cumhurbaşkanımızı halkın oylarıyla, sizlerin oylarıyla iş başına getirecek, demokrasimizin gücüne inşallah güç katacağız. Türkiye, devletiyle, milletiyle, her zamankinden daha güçlü, daha kararlı, daha umutlu şekilde geleceğe yürüyecek. Ne Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi, ne de sorasındaki süreç, Türkiye için bir zaaf, bir belirsizlik teşkil etmeyecek, tam tersine Türkiye'yi daha da güçlendirecek. 10 Ağustos, inşallah, Türkiye için bir milat olacak. 10 Ağustos seçimleri öncesinde, birileri tekrar kirli hesapların içine girebilir. Siyaset, bu kirli hesaplardan medet ummak isteyebilir. Sizler, eminim ki bu tahriklere aldırış etmeyecek, sandığa gidecek, hür iradenizle Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanını belirleyeceksiniz. Artık Cumhurbaşkanı seçme konusunda da karar doğrudan doğruya sizin, yetki sizin ve mühür sizin elinizde. Siz ne derseniz, o olacak. Ben inanıyorum ki, siz ne derseniz, o, Türkiye'nin hayrına olacak. Adaylar kim olursa olsun, siyasette nasıl bir değişim olursa olsun, Türkiye, ilkeleri doğrultusunda 2023 hedeflerine doğru kararlılıkla ilerleyecek. 30 Mart seçimleri öncesinde yaptığımız gibi, 10 Ağustos öncesinde de Türkiye'de huzuru en güçlü şekilde muhafaza edecek, ülkemizi sağduyu içinde, vakar içinde sandığa götüreceğiz. Ben, bu düşüncelerle sözlerime son verirken, bu günlerde 561'inci yıldönümünü kutladığımız İstanbul'un fethinin de hayırlı olmasını niyaz ediyorum. Fatih Sultan Mehmet'i, onun övülmüş ordusunu, kahraman neferlerini bir kez daha rahmetle yadediyorum. Ailenizle, sevdiklerinizle, sıhhat ve afiyet içinde yaşamanızı temenni ediyor, yeniden kavuşmak, yeniden buluşmak üzere, hepinize hayırlı akşamlar diyorum' diye konuştu. Ümit KOZAN / ANKARA (DHA)
Cerrahpaşa Tıp Mezuniyetinde Kep Yerine Baret Fırlatıldı
Cerrahpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi 2014 mezuniyet töreninde mezun olan örencilerin klasik kep fırlatma gösterisi yerine Soma'da hayatını kaybeden 301 işçiyi unutmamak adına baret fırlatması dikkat çekti. 13 Mayıs'ta Soma'daki maden ocağında meydana gelen katliam sonrası üç günlük milli yas ilan edilmiş, ancak içeride kalan maden işçilerinden 301'inin cansız bedenine ulaşıldıktan sonra bölgeyi yetkililer terketmişti. Facianın hemen ardından Çanakkale'de meydana gelen büyük depremin ardından Soma gündemdeki yerini kaybetti. Ancak Cerrahpaşa'lı öğrenciler faciayı unutmama ve unutturmama adına yaşadıkları başarıyı Soma'ya adadı.T24
İncirlik'te Bayrak Krizi
Gazze operasyonu nedeniyle üç günlük milli yas ilan eden Türkiye'de bayraklar yarıya inidirilirken Adana'daki İncirlik Üssü'nde Türkiye ile ABD arasında bayrak krizi patlak verdi.Bakanlar Kurulu, İsrail’in Gazze operasyonu nedeniyle geçtiğimiz pazartesi günü üç günlük milli yas ilan etti ve Türkiye genelinde bayraklar yarıya indirildi. Cumhuriyet'ten Barkın Şık'ın haberine göre Adana’daki İncirlik Üs Komutanlığı’nda ise Türkiye ile ABD arasında bayrak krizi patlak verdiği öğrenildi. İsrail’in Gazze Operasyonu’nu “savunma hakkı” olarak gören ABD, Türk yetkililerin talebine karşın üsteki bayrağını yarıya indirmedi. ABD Büyükelçiliği ile konsolosluklarda da ABD’nin aynı tavrı takındığı kaydedildi. ABD, 301 Türk yurttaşının hayatını kaybettiği Soma faciası sonrasında ise temsilciliklerindeki bayraklarını yarıya indirerek, Türkiye’nin ilan ettiği “milli yasa” uymuştu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, “ABD Başkanı Barak Obama telefonlarıma çıkmıyor. Obama ile görüşmesi için Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’den ricacı oldum” itirafının ardından, ABD ile Türkiye arasında yeni bir kriz daha yaşandığı ortaya çıktı. Bakanlar Kurulu, İsrail’in Gazze operasyonları nedeniyle geçtiğimiz pazartesi günü Türkiye’de 3 günlük yas ilan etti. İlan edilen yas kapsamında salı gününden itibaren Türkiye genelinde göndere çekili bayraklar yarıya indirildi. Adana İncirlik Üssü’ndeki Türk bayrağı da bu kapsamda yarıya indirildi. Üssü Türklerle birlikte müşterek kullanan ABD ise Türkiye’nin 3 günlük yas ilanına geçmişteki teammüllerin aksine uymadı. Türk yetkililerin, “ABD bayrağını yarıya indirin” şeklindeki talebine ise ABD’liler, “Merkeze sormamız gerekli” yanıtını verdi. ABD’lilerin, Washington ile yaptıkları görüşmelerin ardından bayrağı yarıya indirmemek yönünde tutum takındığı belirtildi. ABD’nin Türkiye’deki büyükelçilik ve konsolosluklarında da “yas” uygulamasına katılmadığı belirtildi. Soma faciasında yarıya inmişti ABD Büyükelçiliği, Mayıs ayında Soma’da meydana gelen maden faciası sonrasında ilan edilen 3 günlük “milli yasa” ise riayet etmişti. ABD Büyükelçiliği ile konsolosluklardaki Amerikan bayrakları Soma’da hayatını kaybeden 301 maden işçisi için yarıya indirilmişti. ABD’nin bu kez Türkiye’nin yasına eşlik etmemesinde İsrail konusunda takındıkları farklı pozisyonların etkili olduğu kaydedildi. Türkiye, İsrail’in Gazze operasyonunu Filistin’e yönelik “saldırı” olarak görürken, ABD operasyonları “İsrail’in savunma hakkı” olarak tanımlıyor.CNN Türk
Dizilerde Ölümüne En Çok Üzüldüğümüz, Adeta Milli Yas İlan Ettiğimiz 18 Karakter
Türk Toplumu olarak izlediğimiz dizilerle büyük bir bağ kuruyoruz. Oyunculara bağırıyoruz, çağırıyoruz. 'Gitme kızım gitme o adama güvenme sakın' diyebiliyor, onlarla adeta uhrevi bir ilişki içinde bulunabiliyoruz. O diziyi bir senaristin hayal dünyasında kurduğunu asla ama asla kafamızdan geçirmiyoruz.  Ama bazı karakterlere normalden daha fazla bağlanıyoruz.Bu bağlılık o kadar yüksek derecelere gelebiliyor ki, dizide öldürülen bir karakter için cenaze namazı düzenleyebiliyor, hatta onu öldüren karakteri oynayan oyuncuyu sokak ortasında dövebiliyoruz. O lanet senaristler birdenbire o oyuncunun ölüm sahnesini çekiyor, ve biz gözyaşlarımızla başbaşa kalıyoruz.. Onun gerçek hayat olmadığını bilsek de ağlamaktan kendimizi alamıyoruz...NOT: Bu galeri bol bol spoiler içerir
Kral Abdullah İçin Milli Yas İlan Edildi
Suudi Arabistan Kralı Abdullah bin Abdulaziz el-Suud'un vefatı sebebiyle yarın bir günlük milli yas ilan edildiği bildirildi.Başbakanlık Basın Merkezi'nden yapılan yazılı açıklamada, 'Suudi Arabistan Kralı Abdullah bin Abdulaziz el-Suud'un vefatı sebebiyle 24 Ocak'ta bir günlük milli yas ilan edilmiştir. Bu vesile ile merhum Kral Majesteleri Abdullah bin Abdulaziz el-Suud'a Yüce Allah'tan rahmet diliyor, kardeş Suudi Arabistan halkı ile Arap ve İslam Alemi'ne taziyelerimizi iletiyoruz' ifadelerine yer verildi.Yas alameti olarak yarın tüm yurtta ve dış temsilciliklerde bayrakların yarıya indirileceği belirtildi.AA
Suudi Kralı İçin Bayraklar Yarıda
Cuma günü 91 yaşında hayatını kaybeden Suudi Arabistan Kralı Abdullah için bir günlük milli yas ilan edilen Türkiye'de bayraklar yarıya indirildi.Başbakanlık Basın Merkezi'nden yapılan yazılı açıklamada, 'Suudi Arabistan Kralı Abdullah bin Abdulaziz el-Suud'un vefatı sebebiyle 24 Ocak'ta bir günlük milli yas ilan edilmiştir. Bu vesile ile merhum Kral Majesteleri Abdullah bin Abdulaziz el-Suud'a Yüce Allah'tan rahmet diliyor, kardeş Suudi Arabistan halkı ile Arap ve İslam Alemi'ne taziyelerimizi iletiyoruz' ifadelerine yer verildi.Kararın ardından milli yas ifadesi olarak ülkedeki ve dış temsilciliklerdeki bayraklar yarıya indirildi.Suudi Arabistan'da yas ilan etme geleneği yok. Suudi bayrağı da üzerinde kelime-i şahadet yazılı olduğu için yarıya indirilmiyor.Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Afrika ülkelerine yaptığı ziyarete ara vererek Cuma günü Kral Abdullah'ın Riyad'daki cenazesine katılmıştı.AA
Genco Erkal'dan Suudi Kral İçin Perde Kapatılmasına Tepki
Suudi Arabistan’ın dün hayatını kaybeden 90 yaşındaki Kral Abdullah bin Abdülaziz El Suud için ilan edilen ‘milli yas’ nedeniyle Devlet Tiyatroları’nın perde kapatmasına, “Oha, sayın seyirciler ve de yuh!” diye tepki gösteren tiyatrocu Genco Erkal, bu gece sahneleyeceği oyunu da Kral Abdullah’a ‘ithaf etti’.Başbakanlığın Kral Abdullah için bir günlük yas ilan etmesi üzerine dün gece “Suudi Kralı’nın aziz anısı için iki kadeh rakı içiyor ve yas ilan eden devletimizle gurur duyuyoruz” mesajını paylaşan Erkal, Devlet Tiyatroları’nın ‘milli yas’ kapsamında ‘sanatsal faaliyetler’ine bir gün ara vermesi hakkında ise şunları yazdı:https://twitter.com/DOSTLARTIYATRO/status/558734576588443649https://twitter.com/DOSTLARTIYATRO/status/558960015579840512https://twitter.com/DOSTLARTIYATRO/status/558979880495620096