onedio
Görüş Bildir

Mülakat Haberleri

Mülakat ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. Mülakat ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

trend-arrow

Popüler İçerikler

KPSS'deki Yüksek Sıralamalarına Rağmen Mülakattan Elenen Öğretmen Adayları İsyan Etti
Ülkemizde eğitim fakülteleri her yıl binlerce mezun veriyor. Ancak mezunların çok az bir kısmı MEB'e atanabiliyor. Ataması yapılmayan öğretmenler ise ya özel sektörde zor şartlar altında çalışıyor ya da ömrünü atanmaya adıyor. Bu kadar büyük bir emek karşısında eskiden KPSS sıralamaları yeterliyken mülakatların gelmesi bozuk olan sistemi daha da adaletsiz hale getirdi. Mülakat mağduru öğretmen adayları ise isyanını sosyal medyada dile getirdi.
KPSS Mülakatında Elenen Öğretmen Adayı Tepki Gösterdi: "Mülakatta 3'te 3 Yaptım"
Kamu Personeli Seçme Sınavı (KPSS) mülakatları, son dönemde geniş bir tartışmanın odağı haline geldi. Sınavlarda yüksek puan alan bazı adayların, mülakatlarda düşük puanlarla elenmesi, sürecin ne kadar adil olduğu konusunda soru işaretleri doğurdu. Adaylar, mülakatların şeffaf bir şekilde ve liyakata dayalı bir biçimde yapılmasını talep ederken, sosyal medyada da tepkiler büyüdü.  Bir öğretmen adayı, mülakatta 3’te 3 yaptığı halde neden düşük puan aldığını sorgulayarak tepkisini dile getirdi. O anlar sosyal medyada gündem oldu.
14 Kasım Perşembe Akşamı Kaçırdığın Haberler
Dün akşam gözden kaçırdığınız ya da tüm detayları ile yeniden okuyup 'ne olmuştu ya?' diyeceğiniz haberleri sizler için derledik.İşte 14 Kasım Perşembe akşamının gözden kaçırılmaması gereken ve mutlaka okumanız gereken içerikleri...
Bursa'da KPSS'de 3 Ayrı Aşamayı Başarıyla Geçip Mülakatta Mağdur Olan Öğretmen Gözyaşlarıyla Yardım İstedi
Ülkemizin sürekli gündeminde olan mülakat meselesi, seçim sürecinin de en çok konuşulan konusuydu. Bu durum, çoğu kişi için hayati bir öneme sahip. Mülakatlar, adayların yeteneklerini, tecrübelerini ve işe uygunluklarını değerlendirmek için kullanılır. Fakat ülkemizde mülakat denince akla ilk olarak usulsüzlükler geliyor. Bu yüzden mülakatların kaldırılması, her parti için seçim döneminin en önemli kozu olsa da seçimin ardından bu konu tamamen unutuldu.
Sözleşmeli Öğretmenlik Atama Tercihleri Ne Zaman Başlıyor, Saat Kaçta? Öğretmenlik Atama Tercih Ekranı
MEB'de göreve başlamak isteyen binlerce öğretmen için heyecanlı süreç başladı. Sözleşmeli öğretmenlik atama tercihlerinin ne zaman yapılacağı merak konusu. MEB'in açıkladığı takvime göre, sözleşmeli öğretmenlik atama tercihleri 14 Kasım Perşembe günü itibarıyla başlayacak. Öğretmen adayları, atama tercihlerini bu tarihten itibaren iletebilecek.Peki öğretmenlik atama tercihleri saat kaçta başlayacak, tercih ekranı ne zaman açılacak?
Gelmiş Geçmiş En Zor 15 Mülakat Sorusu ve Cevapları
1-NİÇİN BU ALANDA ÇALIŞMAK İSTİYORSUNUZ? YANLIŞ CEVAP: ”Alışveriş yapmayı çok severim, çocukken bile saatlerce katalogları incelerdim.” Sizi işe alacak yetkili için neyi sevip sevmediğiniz hiç önemli değildir. Belli bir alandaki geçmişinizi ve varsa başarı öykülerinizi anlatmaya odaklanın. DOĞRU CEVAP: ”Alışveriş yapmayı her zaman sevdim ama bir mağazada çalıştığımdan beri benim ilgimi çeken asıl kısım işin pazarlama kısmı oldu. Çalıştığım yerde ürettiğimiz kıyafetler çok kaliteliydi ama düzenli bir satışımız yoktu. Bu yüzden bir işletmeciyle pazarlama stratejileri üzerine çalıştım ve satışlarımız ilk yılda %25 arttı. Bu endüstri dalında başarılı olmak çok harika bir histi ve kendimi ürünlerin tanıtımı ve pazarlanmasına adadım.” 2- BİZE KENDİNİZDEN BAHSEDİN YANLIŞ CEVAP: ”Michigan Üniversitesi Biyoloji Bölümü’nden geçen yıl mezun oldum ama biyolojinin benim ilgi alanım olmadığının farkına vardım. Böylece başka bir alanda ilk işimi buldum ve satış departmanında işe başladım. Daha sonra bir hukuk firmasının mali işleriyle ilgilendim. Son olarak da birkaç aylık bir tatil arasından sonra tekrar pazarlama dalında çalışmak istedim ve işte daha rekabete açık bir pozisyon için buradayım.” Kendiniz hakkında kronolojik bir sıralama vermektense, güçlü yanlarınız üzerinde durun ve başvurduğunuz pozisyona uygun olarak örneklerle, bu alandaki başarılarınızı kanıtlayın. DOĞRU CEVAP: ”Çok güçlü iletişim kurabilen biriyimdir. Satış departmanında iki yıl çalışmak kendime olan güvenimi arttırdı ve müşterinin güvenini kazanmanın önemini kavrattı. Ayrıca bu işte gerçekten başarılı olabileceğimi anladım. Son işimde firma için müşterilerinin devamlılığını sağlama ve yeni müşteriler bulabilmek adına bir mektup stratejisi belirledim. Bunun sonucunda firmanın karı 2 yılda %10 artış gösterdi. Ek olarak, firmaların daha iyi pazarlama olanakları bulmak adına internet ortamından nasıl yararlanabileceğine dair yeni fikirler üzerinde çalışıyorum ve bu fikirleri seve seve sizin için hayat geçirebilirim.” 3- ESKİ PATRONUNUZ HAKKINDA NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ? YANLIŞ CEVAP: ”Gerçekten yeteneksiz biriydi ve onunla çalışmak bir kabus gibiydi ki bu yüzden işten ayrıldım.” Unutmayın ki eğer işe alınırsanız bunları anlattığınız kişi bir gün patronunuz olabilir. İşe alacakları birinden isteyebilecekleri son şey büyük ihtimalle ağzının bozuk olmasıdır. Eski patronunuzdan kötü bahsetmektense, pozitif yaklaşın ve ondan ne öğrendiğinize odaklanın.(gerçekte ne kadar kötü biri olsa bile) DOĞRU CEVAP: ”Eski patronum işlerin zamanında bitirilmesi konusunda çok hassastı ve bu konuya her şeyden çok önem verirdi. Onun bu tutumu beni daha çok çalışmaya itti ve işlerin zamanında bitirilmesinin önemini kavramamı sağladı.” 4- NİÇİN ŞİMDİKİ İŞİNİZDEN AYRILMAK İSTİYORSUNUZ? YANLIŞ CEVAP: ”Patronuma ve yaptığım işe katlanamıyorum.” Yaptığınız işle ve patronunuzla ilgili kötü konuşmamanız gerektiğini tekrar hatırlayın ve olumlu yönler üzerinde durun. DOĞRU CEVAP: ”Şu anki rolümden çok şey öğrendim, ama şimdi sınırlarımı genişletmek ve yeni yetenekler kazanmak için, potansiyeli olduğunu düşündüğüm yeni bir iş arıyorum.” 5- 5 YIL İÇİNDE KENDİNİZİ NEREDE GÖRÜYORSUNUZ? YANLIŞ CEVAP: ”Miami’de bir plajda rahatlarken” veya ”sizin firmanızda çalışırken.” Bu soru için gerçekten doğru bir cevap yoktur ama karşınızdaki kişi sizden amaçlarınızı, kariyeriniz doğrultusundaki planlarınızı ve kendinizi onun şirketine adayıp adamayacağınızı duymak ister. Yani hayallerinizi anlatmaktan veya esprili olmaya çalışmaktansa, onlara eylemlerinizdeki kararlılığınızı ve sorumluluklarınızın bilincine sahip olduğunuzu gösterin. DOĞRU CEVAP: ”Beş yıl içinde bu iş dalında daha donanımlı hale gelmeyi istiyorum. Ayrıca insanlarla birlikte çalışmayı çok seviyorum ve firmada iletişim becerilerimi ve iş hakkındaki bilgilerimi daha verimli kullanabileceğim bir yönetici pozisyonunda çalışmayı hedefliyorum.” 6- EN BÜYÜK ZAYIFLIĞINIZ NEDİR? YANLIŞ CEVAP: ”Çok çalışmayı sevmem” veya ”Sarışın olmak.” Bu soru pozitif bir etki bırakmak için çok büyük bir fırsattır. Ama soruya bir klişeyle veya gereksiz bir şakayla cevap vermek yerine üstesinden geldiğiniz bir zayıflığınızı örnek gösterebilirsiniz. DOĞRU CEVAP: ”Topluluk karşısında konuşma yaparken kendimi hiç rahat hissedemezdim ve bu sizin de bildiğiniz gibi iş alanında benim için büyük bir engeldi. Bunun büyük bir sorun olduğunu fark ettikten sonra eski patronuma bu konuda bir kurs almak istediğimi belirttim ve bir kursa kaydoldum. Bunun sonucunda bu engelin üstesinden geldim. O zamandan beri çok önemli yöneticiler karşısında birçok sunum yaptım ve gayet başarılı oldum. Bu işi yapmayı hala sevmiyorum ama kimse başarısız olduğumu söyleyemez. 7-MAAŞ KONUSUNDA BEKLENTİLERİNİZ NEDİR? YANLIŞ CEVAP: ”Bundan önceki işimde 35 bin dolar civarında kazanıyordum, yani artık 40 dolar civarı bir beklentim var.” Kesin rakamlar vermekten kaçınmalısınız. Maaş konusunda pazarlık etmeye çalışırsanız işi kaybedersiniz. Beklentinizin para değil iş olduğunu defalarca tekrarlayın. Eğer bir miktar belirtmek zorundaysanız çalıştığınız konum ve yaşadığınız şehre bağlı geniş tabanlı bir miktar belirtin. DOĞRU CEVAP: ”Kazanacağım paradan çok çalışacağım konumla ilgileniyorum. Beş yıllık tecrübelerim dahilinde çalışacağım konuma uygun bir maaş beklentisi içerisindeyim. Ayrıca bu şehirde yaşamanın yüksek maliyeti göz önünde bulundurularak belirlenen adil bir maaş benim için uygun olacaktır.” 8-NİÇİN SİZİ İŞE ALMALIYIZ? YANLIŞ CEVAP: ”Çünkü bu iş için en uygun aday benim.” Güzel bir cevap sizin özelliklerinizi ve sizi neyin özel yaptığını vurgular. DOĞRU CEVAP: ”On yıl boyunca yönetici asistanlığı yaptım ve patronum sıkça ben olmadan işlerinin çok zor olacağını vurgulardı. Ayrıca bilgisayar eğitimi almaya da zaman ayırdım ve Excel konusundan çok ilerleme kaydettim ki bu da çok daha hızlı çalışabileceğim anlamına geliyor. Patronumun benden beklediklerinden çok daha fazlasını yapmaya gayret ederim ve çoğu kişi için iyi olan benim için asla yeteri kadar iyi değildir.” 9-EN BÜYÜK BAŞARISIZLIĞIN NEYDİ? VE BUNDAN NE ÖĞRENDİN? YANLIŞ CEVAP: ”Hukuk fakültesini bitiremedim ve o günden beri sadece zor olduğu için bir şeyden vazgeçmenin ne kadar büyük bir hata olduğunu biliyorum.” Aslına bakarsanız sizi gerçekten başarısız gösterebilecek bir pişmanlığınızı vurgulamak zorunda değilsiniz. Bunun yerine daha önemsiz bir başarısızlığınız üzerinde durun ve ondan çıkardığınız dersi belirtin. DOĞRU CEVAP: ” Üniversitedeyken ders programımı tamamlamak için sanat dersi aldım. Ama o dersi pek ciddiye almadım, mühendislik derslerimle kıyaslayınca parkta bomboş yürümek kadar kolay görünüyordu. Dönem ortasında düşen notlarımdan anladım ki eğer bu dersi geçemezsem bursumu bile kaybedebilirim. Dönemin geri kalanında bu ders için çok çalıştım ve yeterli bir not almayı başardım. Sonra anladım ki yaptığım şey ne olursa olsun, en iyisini tüm gücümle yapmalıyım aksi halde emek harcadığım onca şey boşa gider.” 10-ÇALIŞMADAN GEÇİRDİĞİN ZAMANI NASIL AÇIKLAYABİLİRSİN? YANLIŞ CEVAP: ” Çalışmaktan çok yorulmuştum, bu yüzden bir molaya ihtiyacım vardı” veya ”İş bulamadım.” İşsiz geçirilen dönemleri açıklamak daima zordur. Tembel biri veya işe alınmaması gereken biri izlenimi vermek istemiyorsanız işsizliğinizi sizin seçtiğiniz bir ve mantıklı bir sebepten kaynaklandığı göstermenin bir yolunu bulmalısınız. DOĞRU CEVAP: ”İşim benim için çok önemlidir. Önüme çıkan ilk teklifi beni mutsuz etme ihtimali olmasına rağmen kabul etmektense, doğru iş için, doğru kararı verebilmek adına, doğru zamanı bekledim.” 11. HANGİ ŞARTLARDA İŞİNİZ SİZİ MUTLU EDER? YANLIŞ CEVAP: “İşimi iyi yaptığım zamanlar aldığım övgüler beni çok mutlu eder.” Belirsiz cevaplar vermektense, iyi olduğunuz, zevk aldığınız ve bu işle bağlantısı olan durumlardan bahsedin. Bu soru ilgi alanınızı belirtmek, bu işe ne kadar uygun olduğunuzu göstermek ve istekli olduğunuzu kanıtlamak için bir fırsat olabilir. DOĞRU CEVAP: Ben insanlarla beraber olduğum, müşterilerle ilgilendiğim ve onlara sağlanabilecek en iyi olanakları sağlayıp onları memnun edebildiğim sürece mutluyumdur. Bu benim için çalışmanın en iyi yanıdır ve bu nedenle daha iyi bir konumda müşterilerle daha iyi bir iletişim kurabileceğim için sizinle çalışmak istiyorum 12-İŞİNİZİN EN AZ SEVDİĞİNİZ YANI NEDİR? YANLIŞ CEVAP: “İstikrarsız, başarısızlık getirebilecek işleri sevmem.” Eski işinizin ekonomik, siyasal ve kültürel durumuyla ilgili yorumlar yapmaktan kaçının. Bu tip yorumlar ne kadar doğru olursa olsun üzerinizde negatif bir izlenim bırakacaktır. Ayrıca yeni işinizde sahip olabileceğiniz konumun işlevleriyle ilgili hoşlanmadığınız bir durum varsa bu tip yorumlar da yapmayın. DOĞRU CEVAP: “Eski işime dair nefret ettiğim bir durum söz konusu olmasa da, işimin hoşlanmadığım bazı yönleri vardı. Eski konumumda haftada en az iki kere seyahat etmem gerekiyordu. Seyahat etmeyi her ne kadar çok sevsem de, ayda iki seyahat bazen çok yorucu olabiliyordu. Bu sebepten dolayı kendime iş harici pek fazla vakit ayıramıyordum. Yine aynı konumda çalışacak olsam da, daha az seyahat etmeyi tercih ederim.” 13. İŞ ARKADAŞLARINIZLA YAŞADIĞINIZ BİR PROBLEMDEN BAHSEDİN YANLIŞ CEVAP: “Çevremdekilerle hep iyi geçinirim dolayısıyla hiçbir iş arkadaşımla problem yaşamadım.” Firmalar bu tip kaçak cevaplardan hoşlanmazlar. Ayrıca büyük ihtimalle yalan söylediğinizi düşünürler. Gerçek olabilecek bir örnek verin ve onu kendi lehinize çevirin DOĞRU CEVAP: “Bir kaç tane hemşire arkadaşımla vardiya sırasının kimde olduğu ve çocuk hastaların aileleriyle konuşmanın kimin görevi olduğuna dair bir anlaşmazlık yaşamıştım. Kişiliklerimiz uyuşmuyordu. Tartışmadan üç ay sonra, arkadaşlarımdan birine beraber öğle yemeği yemeyi teklif ettim. Yemek boyunca aramızdaki farklılıklardan ve niçin anlaşamadığımızdan bahsettik Bu konuşma aramızdaki sorunların çoğunu çözdü. Daha farklı iletişim kurmaya ve beraber iyi çalışabilmeye başladık. Bence konuşmak sorunlarınızı çözmenizin en etkili yoludur. 14. NELER SİZİ MOTİVE EDER? YANLIŞ CEVAP: “İşimi iyi yaptığım zamanlar ödüllendirilmek.” Bu yanlış bir cevap değildir ancak önemli bir fırsatı kaçırmanıza sebep olur. Bu soru iyi özellikleriniz üstünde durmanız, karakteriniz hakkında daha ayrıntılı bilgiler vermek için önemli bir fırsattır. Bu yüzden genel ve içi boş cevaplar vermektense, örneklerle kendinizi açıklamayı denemelisiniz. DOĞRU CEVAP: “Son işimde daima zor geçen teslim tarihlerindeki rekabet beni çok motive ederdi. Ürünlerin teslimini tam zamanında yapma konusunda %100 başarılı olmak zorundaydım. Bu işin çok hızlı yapılması gerektiğini ve zor olacağını bilmeme rağmen, yaşanan rekabetten çok hoşlanırdım.” 15-ARKADAŞLARINIZ SİZİ NASIL TARİF EDER? YANLIŞ CEVAP: “Gerçekten çok iyi bir dinleyiciyimdir.” İyi bir dinleyici olmak çok önemli bir özellik olmasına rağmen, işvereniniz büyük bir ihtimalle bunu umursamayacaktır. Seni büyük bir ihtimalle omzunda ağlamak için işe almıyorlardır. Cevapların başvurduğun pozisyonda başarılı olabileceğini destekler nitelikte ve kendine özgü olmalıdır. Eğer isterseniz örnek verebilirsiniz. DOĞRU CEVAP: “Arkadaşlarım beni büyük bir ihtimalle çok hırslı olarak tanımlayacaktır. İstediğimi elde edene kadar asla geri adım atmam. Program geliştirici olarak çalıştığım dönemde teknoloji konferansı için konuşmacılara götürdüğüm tekliflerden tek tek ret cevabı aldım. Ancak gerçekten büyük oynamak istiyordum ve “hayır”ı bir cevap olarak asla kabul etmedim. Hepsine ve yeni kişilere tekrar tekrar teklif götürdükten sonra konferansın katılımı planladığımın iki katına çıktı. Birçok kişi bir kez hayır dedikten sonra cevabını değiştirmez ama bunu kabullenmek benim doğamda yok. Bir şeyin mümkün olduğunu bildiğim sürece başarana kadar denemeye devam ederim.”
İşte Abdullah Öcalan'ın Mesajı
Abdullah Öcalan, Nevruz için yayımladığı mesajında sürecin yol ayrımında olduğunu söyledi ve Türkiye'deki gündemi değerlendirdi: 'Darbelerle ya da radikal demokrasiyle yola devam edeceğiz.' Öcalan mektubunda, hükümetin çözüm süreciyle ilgili tavrını eleştirdi; 'Şu ana kadar yürütülen bir diyaloğ süreciydi ve önemliydi. Bu süreçte iki taraf da birbirlerinin iyi niyetini, gerçekçiliğini, yeterliliğini test etmiştir. Bu testten hükümetin ağırdan alma, tek taraflı yürütme, yasal temelden kaçınma ve uzatma tutumuna rağmen iki taraf da barış arayışından kararlılıkla çıkmıştır. Gelgelelim diyaloğ süreçleri önemli olmakla birlikte bir bağlayıcılık içermezler. Bundan dolayı da kalıcı bir barış için yeterli güvence oluşturamazlar.' Abdullah Öcalan, hükümetten talebini ise 'Gelinen noktada müzakere sistematiği için yasal bir çerçeve kaçınılmaz olmuştur' sözleriyle dile getirdi. Hükümet-Cemaat kavgası Öcalan Hükümet-Cemaat kavgasına da üstü kapalı olarak değindi; 'Son Newrozdan bugüne yaşadığımız güncel somut durum tam da çatallaşmaya başlayan bu yol ayrımını ifade etmektedir. Ya son 200 yıllık kapitalist moderniteye dayalı komplocu-darbeci rejim kendini yeniden restore ederek sürdürecektir ya da tarihsel rotasına oturtulmuş Türk-Kürt ilişkileri en kapsamlı demokratik reformlardan geçerek demokratik anayasal bir rejimle komplocu-darbeci mekanizmaları parçalayarak çözümlenecektir. Bütün ara yollar ve geçici biçimler artık miyadını doldurmuştur' 'Bizim büyük barış yolculuğumuz Oslo'dan Paris'e, Gever'den Lice'ye, KCK operasyonlarından hasta tutsaklarımıza dönük zalim tutuma varana değin bir çok saldırıya maruz kalmıştır. İşte bütün bu kirli oyunları bozan, Uluslararası Gladyo hakimiyetini sarsan ve boşa çıkaracak olan da bu harekettir; yani sizlersiniz. Bütün bölgedeki vesayet düzenlerinin etkisizleştirilmesinde bizim yürüttüğümüz mücadelenin çok büyük bir payı vardır. Türlü biçimlere bürünerek karşımıza çıkan uluslarası komplolara karşı yeterli dikkati göstermek tarihsel sorumluluğumuzdur' Üslûp uyarısı Öcalan isim vermeden Kandil yönetimine ise, 'Sorumlu bir dil ve üslup bir çok ırkçı psikolojik harp metodlarını boşa çıkaracağı gibi büyük barışımızın da temel karakteri olacaktır' sözleriyle mesaj yolladı. Barış ve Demokrasi Partisi'nin (BDP) Şanlıurfa Belediyesi başkan adayı Osman Baydemir, alanda yaptığı konuşmada “Bugün artık özgürlük yoluna, kardeşlik yoluna girilmiştir. Orta Doğu halklarına örnek olacak bir tablo ortaya çıkmıştır. Milyonların kalbi bu meydanda bütün dünyaya karşı atıyor. Şükürler olsun ki bugün kendi dilimizle bu meydandan dünyaya mesaj verebiliyoruz” ifadelerini kullandı. Artık Türkiye’nin hiçbir kentine cenaze haberi gitmediğini belirten Baydemir, “Şükürler olsun annelerimiz gözyaşı dökmüyor. Sizin haklı duruşunuz bizleri bugün barış iklimine getirdi” şeklinde konuştu. Yoğun katılım Kutlamalara yaklaşık 2 milyon kişinin katılması bekleniyor. Nevruz alanında bulunan Al Jazeera muhabiri Kadir Konuksever, Nevruz alanına gelişlerin sabah 08.00 itibari ile başladığını ve tamamen dolduğunu belirtirken, kutlamaların yapıldığı bölgeye Öcalan afişleri ve sloganların yer aldığı pankartların asıldığını söyledi. Al Jazeera ’ya konuşan bazı vatandaşlar, Öcalan’ın çözüm süreciyle ilgili açıklanacak mektupla ilgili beklentilerinin olumlu olduğunu ve sürecin devamına yönelik mesajlar çıkmasını umduklarını ifade etti. Nevruz alanının farklı noktalarına ‘Öcalan'a özgürlük’ ve hasta mahkumların bırakılması çağrısı için kampanyaların yürütüldüğü imza standları kuruldu. Nevruz, siyasi kimliğinin yanısıra kendi ekonomisini de yarattı. Alanda çok sayıda yiyecek ve içecek standı yer alıyor. Alanın çevresinde çok fazla polis yok ancak bölge havadan helikopterle takip ediliyor. Kaynak: Al Jazeera
'Recep İvedik' Üniversitede Araştırma Konusu Oldu!
Uşak Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Çağlar Deniz, üniversite eğitimine yeni başlayan öğrencilerin, 'Recep İvedik' filmleriyle kurdukları ilişkiyi ortaya koymaya çalışan yarı yapılandırılmış mülakat formuyla birlikte, 100 üniversite öğrencisi üzerinde bir araştırma yaptı. Üniversite eğitimine yeni başlayan öğrencilerin, 'Recep İvedik' filmleriyle kurdukları ilişkiyi ortaya koymaya çalışan Yrd. Doç. Dr. Çağlar Deniz, yaş ortalaması 19,74 olan, 59’u kız, 41’i erkek öğrenci üzerinde yaptığı çalışmada ilgi çekici sonuçlarla karşılaştı. 'SOSYAL MEDYA GENÇLERİN TERCİHLERİNDE ÖNEMLİ' Konuyla ilgili görüştüğümüz öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Çağlar Deniz, araştırma ile ilgili şunları aktardı: “Recep İvedik serisi, toplumun bazı kesimleri nezdinde sert eleştirilerin hedefi olmasına rağmen, 4. filmiyle daha önce edindiği gişe başarısına devam ediyor. Filmin özellikle gençler arasında yayılan popülaritesi malum, ama bu konuda az sayıda araştırma yapılmış durumda. Ben de üniversite eğitimine yeni başlayan öğrencilerin 'Recep İvedik' filmleriyle kurdukları ilişkiyi ortaya koymaya çalışan bir çalışma yaptım. Yaş ortalaması 19,74 olan, 59’u kız, 41’i erkek öğrenci üzerinde yaptığımız çalışmaya göre, örneklem dahilindeki öğrencilerin 26’sı parasızlık, filmin saçma ve kalitesiz görülmesi, ana karakterin tavırlarının kaba ve itici bulunması, filmdeki esprilerin zekadan yoksun ve bel altı bulunması ve filmin ahlaki değerleri gözetmemesi yüzünden, serinin hiçbir filmini izlemediklerini ve izlemeyi düşünmediklerini ifade ettiler. 70 öğrenci ise filmi arkadaşlarının ısrarı ve onlarla bir aktivitede yer almak istemeleri, filmin sosyal medyada görünürlülüğünün yüksek olması, magazinden haber bültenlerine değin, serinin filmlerinin televizyon ekranlarında da geniş yer kaplaması, kamusal alanlarda reklamının fazla yapılması, filmin genel itibariyle komik olduğunu düşünmeleri, film içindeki diyaloglarda kullanılan tuhaf şiveli argo dilini komik bulmaları, karaktere hayranlık duymaları, herkesin filmden bahsetmesi, serinin eski filmlerini izlediği için yeni filmi merak etmeleri, filmin gişe rakamlarının yüksekliği, son filmi izleyen seyirci kitlesi tarafından övülmesi ve eğlence amaçlı olarak izlemiş, yahut izlemeyi düşündüklerini ifade ettiler. Serinin önceki filmlerini izlemesine rağmen, son filmi izlemediklerini ve izlemeyi de düşünmediklerini ifade eden 3 öğrenci, buna sebep olarak esprilerin sıradanlığını ve kendi espri anlayışlarının da zaman içinde olgunlaştığını düşündüklerini söylediler. Filmin esprilerini kalitesiz bulan bir öğrenci ise, arkadaşlarının baskıları sonucu filmi gene izlemek zorunda kalacak.' Gençlerin kolay tüketilebilen, kolay dolaşıma sokulan, anlamak için üzerinde fazla düşünmelerine gerek olamayan kültür ürünlerini tüketmeye meyilli olmalarının, popüler kültürün gençlik kültürünü nasıl şekillendirdiğini gösterdiğine dikkat çeken Yrd. Doç. Dr. Çağlar Deniz, “Adeta sabun köpüğü ağırlığındaki bu tüketim nesnelerinin, televizyon programları, reklamlar ve sosyal medya yoluyla gençler arasında trend haline gelmesi, günümüz üniversite gençliğinin gündelik hayatında kitle iletişim araçlarının ne denli önemli bir role sahip olduğunu göstermektedir” dedi. Medyatava
Türk Polis Teşkilatı'nın Kuruluşunun 169. Yılı
Emniyet Genel Müdürlüğü , rütbeleri polis memurluğundan başlayıp emniyet genel müdürlüğüne kadar uzanan, tüm il ve ilçelerde örgütlenmiş, kırsalda görevini askeri polis olan jandarmaya bırakmış, kentte ise görevi kendisi yöneten iç güvenlikten sorumlu devlet teşkilatıdır. 1845 tarihinde temeli atılmıştır.Merkez teşkilatı bünyesinde Ana Komuta Kontrol, Strateji Geliştirme, Arşiv, Asayiş, Bilgi İşlem, Dış İlişkiler, Eğitim, Güvenlik, Haberleşme, Havacılık, İdari ve Mali işler, İkmal-Bakım, İnşaat-Emlak, İnterpol, İstihbarat, Kaçakçılık ve Organize suçlarla mücadele, Koruma, Kriminal, Özel Harekat, Personel, Sağlık İşleri, Sivil Savunma, Sosyal Hizmetler, Teftiş Kurulu, Terörle Mücadele Harekat, Trafik Eğitim ve Araştırma, Trafik ve Denetleme, Yabancılar Hudut İltica Daireleri vardır. Taşra teşkilatını ise, il emniyet müdürlükleri ve ilçe emniyet amirlikleri oluşturur. Genel müdürlük, üst kurum ve yönetim bakımından İçişleri Bakanlığı'na bağlıdır. Kurumun yapılanması iki şekilde olmuştur. Birincisi Merkez Teşkilatı ve ikincisi ise Taşra Teşkilatı'dır.Merkez Teşkilatı,Daire Başkanlıkları şeklinde yapılanmıştır.Taşra Teşkilatı ise 81 ilde İl Emniyet Müdürlükleri olarak faaliyet yürütmektedir. Merkez Teşkilatı'ndaki daire başkanlıklarının bazıları direkt olarak emniyet genel müdürüne bağlı olmak ile birlikte diğerleri ise 5 adet emniyet genel müdür yardımcısına bağlı olarak hizmet vermektedir. Taşra teşkilatında ise illerin başında il emniyet müdürü bulunmakta ve ildeki bütün birimler il emniyet müdürüne bağlı olmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde, belediye teşkilatlanması tamamlanmış olan il, ilçe ve beldelerde güvenlik, Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından sağlanmakta; daha küçük birimlerin ve yapılaşmaya açılmamış alanların güvenliği ise Jandarma Genel Komutanlığı tarafından sağlanmaktadır. Emniyet Genel Müdürlüğü Merkez ve 81 ilde teşkilatlanmış olup konularına göre uzmanlaşmış alt birimlere ayrılmıştır. Suç türlerinin değişken olması neticesi polis teşkilatında da bu değişen suç ile mücadele edebilmek için her geçen gün yeni uzmanlık birimleri oluşturulmaktadır. Türk Polisinin Hizmetiçi Eğitimleri Emniyet Genel Müdürlüğü Eğitim Dairesi Başkanlığı tarafından, Hizmetöncesi eğitimi ise Polis Koleji, Polis Akademisi, Polis Meslek Eğitim Merkezleri (POMEM) ve Polis Meslek Yüksek Okulları tarafından verilmektedir. Polis Akademisinde eğitim lisans seviyesinde olup mezunlar komiser yardımcısı rütbesi ile göreve başlar. Polis Koleji ise lise seviyesinde bir eğitim kurumu olup, Polis Akademisi Güvenlik Bilimleri Fakültesi'ne öğrenci yetiştirmekten mesuldür. Polis Meslek Eğitim Merkezlerinde çeşitli alanlarda lisans eğitimi almış olanlar 6 aylık mesleki eğitim ile polis memuru olarak göreve başlarlar. Polis Meslek Yüksek Okullarında ise eğitim 2 yıllık önlisans seviyesinde olup mezunlar polis memuru rütbesiyle göreve başlamaktadırlar. İnsanların hak ve özgürlüklerinin güven altında bulundurulması gereklidir. Günümüzde devletler, toplumda huzuru ve düzeni sağlama, insanların can ve mal güvenliğini koruma, yasa hakimiyetini sağlamak istemektedirler. Bunun için yasalara ve yasaları uygulayacak bir kuvvete gerek vardır. Türkiye sınırları içerisinde bu görevi yürüten teşkilatlardan biri, Polis Teşkilatıdır. Kulluk Neferi Karakol Bekleyen Yeniçeri Keçeli Yeniçeri Neferi Odabaşı Yeniçeri Kışlası Amiri Kulluk Bayrakdarı Emniyet Amiri Baş Falakacı Sadaret Ceza Amiri Vezir Baş Tebdili Sarıazamın Hususi Ziyaretlerinde Maiyet Amiri Kuloğlu Baş Cuhadarı Belediye Tahsildarları Amiri Baş Kılavuz Alaylarda Yol Açan Çavuşların Amiri Cellât İdam Hükümlerini İnfaza Memur Cellât başı Cellâtların Amiri Subaşı Şehrin İnzibat Amiri Asesbaşı Yeniçeri Ocağı İnzibat Amiri Böcek Başı Gizli Polis Amiri Polis tarihi Türk tarihi ile başlamıştır. Tarih boyunca çeşitli devlet kurmuş olan Türkler kamu düzeni ve güvenliğini ulusal savunma ile birlikte yürütmüşlerdir. Eski Türkler'de kamu düzen ve güvenliği işleri Subaşı'lar tarafından belli yasalara uygun olarak yürütülmüştür. Oğuz Han'ın Oğuz Türesi, Cengiz Han'ın Uluğ Yasası, Timur'un Tüzükkatı o devirlerin belli başlı hukuk kuralları örnek olarak gösterilebilir. Bu yasalarda, suçların önlenmesi kadar işlenen suçlarda suçluların yakalanmasına da önem verilmiştir. Eski Türklerde Polis Teşkilatı bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere askeri teşkilat içinde yer almış ve Askeri özellikler göstermiştir. Osman Bey Karahisarı ele geçirdiği zaman, kentin yönetimini oğlu Orhan Bey'e vermiş ve onun yanına arkadaşı olan Gündüz Alp'i de Subaşı olarak tayin etmiştir. Bu kişi bugünkü anlamda ilk Polis Amiridir. Subaşılar barış döneminde savaş için gerekli olan askerleri disipline etmek ve eğitmekle birlikte, kentin dirlik ve düzenini de sağlamışlardır. Savaş zamanında ise yetiştirdikleri kıtalara komuta etmişlerdir. Osmanlı'da Polis Teşkilatı, Askeri Teşkilat kadrosu içinde yer almış, askeri amirler aynı zamanda Polis Amiri olarak da görev yapmışlardır. Devlet ve ordu teşkilatı zamanla büyümüş Padişahlar bütün yönetsel, askeri ve bunlarla birlikte ülkede kamu düzen ve güvenliğinin sağlanması işlerini, devlet ricali ve halk karşısında kendilerini temsil eden sadrazamlar vasıtasıyla yürütmüşlerdir. Bu nedenle sadrazamlar, bu görevler için özel memurlar, tebdil çuhadarlar kullanmışlardır. Emniyet makamları; Sadrazam, Yeniçeri ağası, Falakacı, Cebecibaşı ve Cebeciler, Kaptanpaşa, Topçubaşı ve Topçular, Bostancıbaşılar, Kadı ve Böcekcibaşından oluşmuştur. En büyük sorumlu olan Yeniçeri Ağası, suç işleyenleri Falakacılara dövdürmüş ve hapsettirmiştir. Falakacılar, Yeniçeri Ağasının emri altında, falaka taşıyan acemi oğlanlardan oluşmuştur. Cebecibaşı ve Cebeciler; Ayasofya, Kocapaşa ve Ahırkapı taraflarının, Kaptanpaşa; ve Galata semtinin, Topçubaşı ve Topçular; Tophane semti ile Beyoğlu'nun, Bostancıbaşı ve Bostancılar; Üsküdür, Eyüp, Kağıthane, Boğaziçi, Kadıköy, Adalar ve Kağıthane, Boğaziçi, Kadıköy, Adalar ve Ayastebanos'un, kamu düzen ve güvenliğini sağlamışlardır. Böcekçibaşılar ise, suçluları izleme ve yakalama işleriyle uğraşmışlardır. Ayrıca Başkent'de sadrazamın, illerde de valilerin emrinde 'Baştebdil' adı verilen İstihbarat Şefi çalışmıştır. Bu dönemde 'Kadı'lar da polis görevi yapmaya devam etmiş, Sadrazam ve Yeniçeri Ağası'ndan sonra, Adli, İdari ve Yerel Yönetim işleri yanında, İstanbul, Galata, Üsküdar ve Eyüp Kadılıkları, polisiyle işleri, özellikle ahlak zabıtasına ait işlerin yürütülmesinde polis amiri olarak görev yapmışlardır. Taşrada ise, Kapıkulu ve Eyalet Askerleri iç düzen ve güvenliğin sağlanmasından sorumlu tutulmuş, şehir ve kasabalarda Kollukçular, Yasakçılar, Bekçiler, Edirne Şehri ve çevresinde Bostancı Ocağı, Halep ve çevresinde Çöl Beyleri polis hizmeti görmüşlerdir. İkinci Meşrutiyet ilanı ile 1908 yılında Fransız ve Alman Polis Teşkilatları esas alınarak Polis Teşkilatının yeniden organize edilmesi kararlaştırılmış ve 1909 yılında çıkarılan 'İstanbul Vilayeti ve Emniyeti Umumiye Müdüriyeti Teşkilatına Dair Kanun' ile sonra artık yaşaması imkânsız olan Zaptiye Nezareti kaldırılarak, yerine Dahiliye Nezaretine bağlı ve memlekete şamil polis işlerinin yürütülmesiyle görevli 'Emniyet Umumiye Müdürlüğü' ve İstanbul Vilayetine bağlı bir polis müdüriyeti kurulmuştur. General Ali Galip Pasiner, Emniyet Umumiye Müdürlüğü'ne 12 Ağustos 1909 tarihinde tayin edilmiştir. Aynı yıl içinde Avrupa memleketlerinin polis işlerine dair bir inceleme seyahati yapmış ve polisin teşkilatının bu günkü esasını oluşturmuştur 1913 tarihli Polis Nizamnamesi, İkinci Meşrutiyet devrinin koşullarına ve zamanın ihtiyaçlarına göre hazırlanmış ve bu Nizamname ile polisin örgütlenmesi, görev ve yetkileri, personelin dereceleri, sınıfları, mesleğe giriş, yükselme ve diğer tüm özlük işleri, soruşturma, yargılama, istifa, tayin, izin cezalandırma işleri, levazım işleri, polis karakolları ve görevleri, polisin kıyafeti ve davranış biçimleri yeniden düzenlenmiştir. Mondros Mütarekesi'nin yapıldığı 1918 tarihinden, Mili Polis Teşkilatının kurulduğu 1920 tarihine kadar, bütün yurtta Osmanlı Devletinin Polisi olarak hizmet etmiştir. 24 Haziran 1920 tarihinden, İstanbul Polis Müdüriyeti Umumiyesi'nin kaldırıldığı 24 şubat 1923 tarihine kadar geçen sürede ise polis teşkilatı ikilemiş, birisi merkezi İstanbul'da ve Osmanlı Devletine tabi olarak Kurtuluş Savaşı boyunca ve gittikçe daralmışolan bir bölgede ve yalnızca İstanbul'da, diğeri ise, merkezi Ankara'da hızla genişlemiş olan bir bölgede, İstanbul hariç Misak-ı Milli ile çizilen sınırlar içinde faaliyet göstermiştir. 24 Haziran 1920 de Milli Hükümetin Emniyeti Umumiye Müdürlüğü kurulmuş, 1 genel müdür, 1 genel müdür yardımcısı ile emniyet, seyrisefer, memurin şubelerinden ve 6 kişilik Teftiş Kurulundan oluşan küçük bir kadro ile çalışmaya başlamıştır. Ankara'da Milli Hükümetin Emniye-i Umumiyesi Erzurum Milletvekili Durak Bey tarafından 1920 de teşkilatlandırılmaya başlanmış, aynı yıl içinde A. Naci Bey, 1923 yılında Halit Bey Emniyet Genel Müdürü olarak görev almışlardır. AKKM Dairesi Başkanlığı Arşiv Dairesi Başkanlığı Asayiş Dairesi Başkanlığı Bilgi Teknolojileri Dairesi Başkanlığı Dış İlişkiler Dairesi Başkanlığı Eğitim Dairesi Başkanlığı Güvenlik Dairesi Başkanlığı Haberleşme Dairesi Başkanlığı Havacılık Dairesi Başkanlığı Hukuk Müşavirliği İdari Mali İşler Dairesi Başkanlığı İkmal ve Bakım Dairesi Başkanlığı İnşaat Emlak Dairesi Başkanlığı İnterpol Dairesi Başkanlığı İstihbarat Dairesi Başkanlığı Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Dairesi Başkanlığı Koruma Dairesi Başkanlığı Kriminal Polis Labaratuvarları Dairesi Başkanlığı Özel Harekat Dairesi Başkanlığı Özel Güvenlik Dairesi Başkanlığı Personel Dairesi Başkanlığı Saglık İşleri Dairesi Başkanlığı Sivil Savunma Uzmanlığı Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı Strateji Geliştirme Dairesi Başkanlığı Tanık Koruma Dairesi Başkanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı Terörle Mücadele Harekat Dairesi Başkanlığı Trafik Eğitim ve Araştırma Dairesi Başkanlığı Trafik Planlama ve Destek Dairesi Başkanlığı Trafik Uygulama ve Denetleme Dairesi Başkanlığı Yabancılar Hudut İltica Dairesi Başkanlığı Trafik Araştırma Merkezi Müdürlüğü Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Dairesi Başkanlığı Cumhurbaşkanlığı Koruma Dairesi Başkanlığı Başbakanlık Koruma Dairesi Başkanlığı Türkiye Büyük Millet Meclisi Koruma Dairesi Başkanlığı Genel emniyet ve asayişin sağlanmasına yönelik hizmetlerin ilgili mevzuata uygun olarak yürütülmesini sağlamak, Asayiş suçundan toplumun nasıl korunacağı hakkında halkın bilgilendirilmesi, çocukların ve gençlerin suça yönelmelerini ve suçta kullanılmalarını önleyici tedbirlerin alınması hizmetlerini yürütmek, Asayiş suçları hakkındaki bilgi ve istatistikleri değerlendirmek, suç analizi yapmak veya yaptırmak ve bunları değerlendirerek asayiş suçlarının önlenmesi için suçla mücadele yöntemlerini belirlemek, taşra teşkilatının çalışmalarına yön vermek ve toplumun her zaman için Türk polisine güvenmesini sağlamaktır. Bu görevlerin uygulama sahası, ilgili yönetmelik uyarınca il ve ilçe belediye sınırlarının içidir.Deniz Polisi Liman sahalarında, körfezlerde ve iç sularda görevli polis gücüdür. Denizlerdeki adli ve idari işlerden emniyet adına sorumlu birimdir. Aynı zamanda Polis Kurbağa Adamlarda bu birime bağlıdır. Polis Kurbağa Adamlar denizlerde, göllerde nehirlerdeki arama kurtarma faaliyetlerini yürütür. İki çeşittir: Yunuslar ve Şahinler. Yunuslar daha çok asayişle ilgili konulara müdahil olmakla birlikte, genelde toplu gezerler ve bir motosiklete iki kişi binerler. Öndeki öncü, arkada oturan artçı diye adlandırılır. Artçı elinde silah taşır. Kıyafetleri kırmızı siyah ve beyaz renklerden oluşmaktadır. Armalarında başında kep bulunan bir yunus balığı figürü yer alır. Şahinler ise Yunusların aksine motosiklete genelde tek binerler ve tek motor halinde devriye gezerler. Bölgelerindeki trafik aksamalarına ve yoğunluklarına ayrıca trafik kazalarına bakarlar. Bu görevlerinin yanı sıra normal polislik görevlerini de (asayiş) sağlamakla yükümlüdürler. Şahinler genelde eskort ve yol açma hizmetlerinde kullanılmakla birlikte olaylara hızlı müdahaleleri ve sempatik polis tavırlarıyla insanlara daha yakın görünmektedirler. Şahinlerin kıyafeti fosforlu sarıdan yeşile dönmüş ayrıca lacivert ve beyaz da bulunmaktadır. Armalarında bir pençesinde şimşek gagasında da zeytin dalı bulunan şahin figürü yer almaktadır. Emniyet Genel Müdürlüğü Havacılık Dairesi Başkanlığı 19 Ekim 1981 tarihinde, Fransız yapımı 18 adet SA-318C Alouette marka, keşif ve gözetleme helikopterleriyle kurulmuştur. Havacılık Daire Başkanlığının görevleri asayiş ve kaçakçılıkla mücadele hizmetlerinde yardımcı olmanın dışında, terör örgütlerinin ve bölücü eşkıyanın yakalanması için özel harekat timlerinin ve malzemelerinin havadan nakli ve bu amaçla da özel hareket timleriyle müşterek eğitim yapılması, ayrıca karayolları üzerinde trafik kontrolü, V.I.P.'nin havadan taşınması, hasta ve yaralıların havadan nakli, belli noktalar arası kurye hizmeti gibi hizmetleri yapmakla birlikte, personelinin uçuş ve bakım konularında eğitimi ve tabii afetlerde de halkımıza havadan yardım malzemesi taşınmasıdır. Havacılık Dairesi Başkanlığı kuruluşundan bu yana geçen zaman içinde birçok konuda önemli mesafe kaydetmiştir. Kuruluş yıllarında bünyesinde emniyet hizmetleri sınıfı uçucu pilot yok iken, günümüzde emniyet hizmetleri sınıfı pilot sayısı 43, Emniyet hizmetleri sınıfı bakım yöneticisi ve uçuş ekibi sayısı 49'a ulaşmıştır. 18 adet SA-318C Alouette marka helikopteri ile kurulan Havacılık Dairesi Başkanlığı, 1989 yılında Fransa'dan satın alınan 4 adet 1981 model Puma ve 1991 yılında ABD'den satın alınan biri V.I.P. dizaynlı 5 adet UH-60 Blackhawk helikopterleri ile mevcut helikopter filosunu güçlendirerek, Başbakanlık V.I.P. ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde teşkilatımızın hizmetlerinin daha aktif olmasını sağlamıştır. Polisin çocuklara yönelik olarak yürüteceği hizmetler konusunda ve ayrıca 0-18 yaş grubu çocukların gelişim özellikleri, davranış bilimleri, mülakat teknikleri, iletişim becerisi ve en önemlisi topluma kazandırma gibi konularda özel eğitim almış bir polis birimidir. 1924 yılında Emniyet Umumiye Müdür Muavinliğine bağlı olarak devletin genel güvenliğine yönelen her türlü tehdit ve yıkıcı faaliyetlerle mücadeleyi yürütmek üzere kurulmuş olan 1.Şube ile başlamıştır. Birinci Şube, 04.06.1937 tarihinde yürürlüğe giren 3201 Sayılı Emniyet Teşkilatı Kanunu’nun 9’uncu maddesiyle Güvenlik Dairesi Başkanlığı bünyesinde Yıkıcı Faaliyetler Şubesine dönüştürülmüştür. Ülke güvenliğini tehdit eden yıkıcı faaliyetlerin 1971’li yıllardan itibaren silahlı eylemlere dönüşmesi ve terörün yoğunlaşması üzerine, terörle mücadelenin etkili şekilde sürdürülebilmesi ve koordine edilmesi amacıyla, Güvenlik Dairesi Başkanlığı bünyesinde bulunan Yıkıcı Faaliyetler Şubesi, 1986 yılında “Terörle Mücadele ve Harekat Dairesi Başkanlığı” adıyla yeni bir yapıya kavuşturulur. Küreselleşen sorunlar sadece bir ulus-devletin sınırları içinde güvenlik sağlamayı imkânsız hale getirmiştir. Suçlular sınır aşan suçlar işlemekte, bir ülkede suç işleyip, diğer ülkelere kaçmaktadırlar. Bazen de suçun kaynağı başka bir ülke olabilmektedir. Suçun uluslararasılaşması polisliğin de uluslararasılaşmasını kaçınılmaz hale getirmektedir. İstenilen düzeyde olmasa da İnterpol ve Europol uluslararası polislikte işbirliğine iyi birer örnektir. Dünya polisliği ile karıştırılmamalıdır. Dünya polisliği ulusları aşan bir yapılanma idealini ifade eder. Çevik Kuvvet , kanunlar çerçevesinde yapılan toplantı, gösteri ve yürüyüşlerde düzeni sağlaması, katılımcıları koruması ve gerektiğinde toplumsal olaylara müdahale etmesi amacıyla Emniyet Teşkilatı bünyesinde oluşturulan polis birimidir. 1965'te Toplum Polisi olarak Adana, İstanbul, Ankara, Zonguldak ve İzmir'de teşkil edilmiş ve halk arasında (giydikleri yeşil kıyafet ve beyaz miğferden ötürü) 'Fruko' olarak tanınmıştır.1982'de Toplum Polisi yerine Çevik Kuvvet kuruldu ve giydikleri korunma giysileri sebebiyle kamuoyunda daha çok robokop ( ingilizce: robocop ) adıyla tanınırlar. Özel Harekat , terorizm ve kaçakçılık gibi yasadışı olayların yerleşkelerine yapılan ani baskın görevlerinde yer alır.Olağanüstü durumlara hazırlıklıdırlar.Üstün eğitim ve tehçizata sahiptirler.. Emniyet Genel Müdürlüğü'nde bulunan rütbe dereceleri ve işaretleri Askeri statüyle görevli kolluk kuvvetleri Kolluk Yetkisini Kullanan Kamu Görevlileri Türkiye Cumhuriyeti Emniyet Genel Müdürleri
Kısa Dönem Askerlik 12 Gün Uzadı
Uzun dönem askerliğin 15 aydan 12 aya düşürülmesinin ardından üniversite mezunları için askerliğin 12 gün uzadığı ortaya çıktı. Genelkurmay Başkanlığı tarafından yedek subayların belirlenmesi için her yıl yapılan test ve mülakat sınavlarının kaldırılması kısa dönem askerliği uzattı. Üniversite mezunlarının girdiği bu sınavlar her yıl aralık, nisan ve ağustos celp dönemlerinin ilk 3 gününde yapılıyor, sınav sonuçları 12’nci gün açıklanıyordu. 12 ay görev yapacak yedek subay adayları ile 6 ay kısa dönem askerlik yapacaklar ayın 12’sinde birliğine teslim oluyordu. 12 günlük sınav maratonu ise askerlik hizmet süresinden düşüyordu. Ağustos 2013’te yapılan düzenleme ile test ve mülakatların yerine, yedek subayların bilgisayar ortamında Askeralma Daire Başkanlığı tarafından yapılması kararlaştırıldı. Test ve mülakatların kaldırılmasıyla birlikte askerlik sevk tarihi ile başladı. Bu durum üniversite mezunlarının askerlik süresini 12 gün artırdı.