Erdoğan: 'Yaptırım Konusunda Endişemiz Yok; Münbiç'e Rejimin Girmesi Benim İçin Çok Çok Olumsuz Değil'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 'Yaptırımlar açıklıyorlar. Bizim hedefimiz belli. Bizim herhangi bir yaptırım konusunda endişemiz yok. Terör örgütü sınırı boşaltana kadar ateşkes mümkün değil' dedi. Erdoğan 'Münbiç'e rejimin girmesi benim için çok çok olumsuz değil. Niye? Sonunda bunların kendi topraklarıdır ama burada terör örgütlerinin kalmaması benim için önemli' ifadelerini kulllandı.
Azerbaycan'daki temaslarının ardından yurda dönerken uçakta gazetecilerle söyleşi gerçekleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Barış Pınarı Harekatı'na ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Erdoğan, 'Barış Pınarı Harekatı'nın bugün 7’nci günündeyiz. Harekat planlandığı gibi başarıyla yürüyor. 4'üncü günde Rasulayn, 5'inci günde Tel Abyad'ı teröristlerden arındırarak buraları güven altına aldık. Bugün itibarıyla yaklaşık 32 kilometrelik derinliğe ulaştık. M4 Karayolu'nu kontrol altına aldık.' ifadesini kullandı.
Bu süreçte sivillerin zarar görmemesi için azami gayret gösterdiklerini ve bu konuda Türk Silahlı Kuvvetlerinin elinden gelen her türlü gayreti gösterdiğini vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
'Karşı taraf acımasız. Yaklaşık 700 havan topu, roketi bizim tarafımıza atmaları suretiyle birçok sivil hayatını kaybetti. Bunun içinde Suriyeli 9 aylık Muhammet yavrumuz da var. Bunun yanında da 18 sivil ve 3 askerimiz de şehit oldu. Bunlardan bir tanesi bu sabah Münbiç'te şehit oldu. Rejimin oraya top atışlarıyla olan bir netice. Buna karşı bizim yoğun atışlarımız oldu. Bunun karşılığında da bunun bedelini rejime çok ağır bir şekilde ödettik. Biz tabii siviller noktasında çok hassasız. Bunu Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatlarında da gösterdik. Oysa Rakka ve Deyrizor'da 4 bin, Musul'da 9 ile 11 bin sivil hayatını kaybetti. Bunları maalesef Batılı ülkeler hep göz ardı etti. Bunları hiçbir zaman konuşmadılar. Şimdi bizi baskı altına almaya çalışıyorlar. Biz harekatımızı tamamıyla karşımızdaki terör örgütlerine karşı yaptık ve yapıyoruz.'
"Harekat hedeflerine ulaşana kadar devam edecek"
"ABD'nin 'Ateşkes ilan edin, biz de müzakere için ara buluculuk yapalım' teklifine 'Biz terör örgütü ile masaya oturmayız.' diye cevap verdim"
"Hedefimiz belli, herhangi bir yaptırım konusunda endişemiz yok"
"Temennim odur ki görüşmeler bizler için hayra alamet olur"
"Münbiç'e rejimin girmesi benim için çok çok olumsuz değil"
'Münbiç'e rejimin girmesi benim için çok çok olumsuz değil. Niye? Sonunda bunların kendi topraklarıdır ama burada terör örgütlerinin kalmaması benim için önemli. Yani bizim onlara söylediğimiz 'Burada YPG/PYD kalacak mı kalmayacak mı?' Sayın Putin'e de ben bunu söyledim. Eğer terör örgütlerinden Münbiç'i temizliyorsanız, buyurun buranın bütün lojistiğini siz sağlayın veya rejim sağlasın ama yok bunu böyle yapmayacaksınız, oradaki aşiretler bize 'gelin bizi kurtarın' diyor. Çünkü Münbiç'in tamamına yakını yüzde 85-90'ı Arapların, Kürtlerin değil. Fakat şu ana kadar böyle bir şeyin cevabını ne Sayın Putin'den aldık ne de rejimden bize böyle bir şey ulaştı. Kobani'ye gelince, biliyorsunuz daha çok Kürtlerin bulunduğu bir yerdi. Sayın (Barack) Obama döneminde bir gece beni aradı ve 'Bize yardım edin, Kobani'yi bizim almamız gerekiyor. Oradaki insanları bu teröristler öldürüyor' dedi. 'Siz ne yapacaksınız' dedim. Dedi ki 'Biz şu an oraya silah, mühimmat desteği vereceğiz' dedi. 'Kime vereceksiniz?' diye sordum. 'Orada yaşayanlara' dedi. 'Orada yaşayanlar bu silahı, mühimmatı kullanabilecek konumda mı?' diye sorduğumda ise 'Onu bilemem' dedi. Ve maalesef o gece bize dürüst davranmadı. Sabaha doğru uçakla oraya silah, mühimmat, araç, gereç her şey indirdiler. Daha sonra biliyorsunuz biz bunu video kayıtlarıyla zaten bütün dünyaya da tanıttık. Peki ne oldu? Oradaki mücadelenin sonucunda 300 bin civarında orada yaşayan Kürtler bizim topraklarımıza geldi. Şu an 300 bin Kürt, Kobanili bizim topraklarımızda yaşıyor. Fakat tabii Batı bunu asla konuşmuyor. Güya biz Kürtleri asıyoruz, kesiyoruz, öldürüyoruz. Öyle bir şey yok. Dolayısıyla Kobani ile ilgili Sayın Trump'ın akşamki ifadesi 'orayı vurmayın'. Biz dedik orada sadece şöyle bir çevreleme harekatı yapmış durumdayız. Kobani'nin içiyle şu anda ciddi manada ilgilenmiyoruz. 'Ancak farklı bir gelişme olursa tabii ki buna müdahale edilebilir' dedik.'
"Alman Dışişleri Bakanı çıkmış 'Türkiye'ye silah satmayacağız' diyor. Aman yandık!"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kobani'nin güvenli bölge planları içinde olup olmadığına yönelik bir soruya, 'Tabii. Çünkü geçmiş itibarıyla stratejik bir önemi var. Oradan vurdular bizi.' cevabını verdi.
'Trump'ın tutarsız durumunu nasıl değerlendirirsiniz? Yaptırımlarla ilgili endişemiz yok dediniz ama olası hazırlıklarla ilgili bizi bilgilendirir misiniz?' sorusu üzerine Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:
'Türkiye artık kendine yeten bir ülke. Tarihimiz itibarıyla baktığımız zaman Çanakkale'de bir tas çorbaya talim etmiş bir ülkeyiz. Şimdi birileri 'yok şöyle, yok böyle' diyor. Göreve geldiğimizde savunma sanayisinde yüzde 20 kendimize yeten bir durumumuz vardı ama şu anda yüzde 70 oranında savunma sanayiyle ilgili bütün ihtiyaçlarımızı kendimiz karşılıyoruz. Gerek yurt içi gerekse yurt dışı terörle mücadelede silah, mühimmatı biz kendimiz üretiyoruz. Bunlarla biz bu işin mücadelesini veriyoruz. Ne dedi? 'Patriot vermiyorum.' Verme. Ne oldu? Biz de S-400'ü aldık. Bu sefer de başladı 'S-400'ü alamazsın.' Aldık. Teslimatı da yapıldı. Ve şimdi son paketi Aralık'ta geliyor. Belki de Kasım'da gelecek. Şimdi artık çaresizlik yok. Dünyada yok yok. İstediğin bir şeyi istediğin yerden bulursun.
Alman Dışişleri Bakanı çıkmış, haddini bilmez bir adam, 'Türkiye'ye silah satmayacağız' diyor. Aman yandık! Ben kaybetmem siz kaybedersiniz. Sen siyaseti de bilmiyorsun, siyaset acemisisin. Siyaseti bilsen böyle konuşmazsın. Sen satmadın da ne olacak yani, biz bittik mi? Fransa çıktı 'Aramızda anlaşmalarımız var', diyor ki 'Türkiye'ye biz silah satmayacağız.' Macron ile konuştum, 'Böyle bir açıklama yapıyorsun, bu neyin nesi?' dedim. Anlamak mümkün değil. Avrupa Birliği'ne bakıyorsun aynı şeyleri söylüyor. Avrupa Birliği'nin kendi içinde de bir insicam yok. Çünkü tamamen duygusal konuşmalar. Biz bize yeteriz. O vermiyorsa bir başka yerden alırız. 'F-35 vermiyorum' dedi. Düşünün 1 milyar 400 milyon dolar ben ödeme yapmışım ve F-35'in önemli parçalarını da ofset kapsamında biz Türkiye'de üretiyoruz ve onlara veriyoruz. Biz bir yerde müşterisi değiliz aynı zamanda da bu işin ortağıyız. Adamlar kalkıp bize meydan okuyorlar. Şimdi bu ne yaptı? Aynı zamanda 7-8 milyon dolar her F-35 uçağının maliyetini de artırdı. Peki sen bunu bize vermedin, biz ne yapacağız, çaresiz miyiz? Alternatiflerimiz hazır. Hemen alabileceğimiz yerler var ve teklifler de gelmeye başladı.'
"Bazı ürünlere yönelik vergilerin artırılmasının ekonomiye olumsuz etkisi olur mu?"
"Trump'a 'Siz DEAŞ ile masaya oturur musunuz?' dedim"
"Mal varlıklarına el konulacakmış. Amerika'da mal varlığı varsa… "
"Bu mücadeleyi sırtımızı Adana Mutabakatı'na dayayarak yapıyoruz"
"Bu kadar kısa sürede biz neticeyi alınca bunlar şok oldular"
"Macron'a 'Ne zamandan beri KKTC'yi tanıyorsunuz? dedim"
"Boris Johnson ile görüşmemiz oldu. Ne de olsa Çankırılı"
"DEAŞ'lıları kendi ülkelerine göndeririz. Tutuşacaklar"
Gazetecilerin, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin açıklamalarını hatırlatması ve İran sokaklarında PKK'ya destek olduğuna ilişkin sözleri üzerine Erdoğan, 'Görmedim. O işin altında yatanı tahmin edebiliyorum. Ruhani ile görüşeceğim. Çünkü dünyada herkes İran'ı tek başına bıraktığı zaman yanındaydım. ABD yine karşısındaydı. Obama bana o zaman 'Sizden bir ricam olacak. Bu işe onay ver' dedi. Biz geçici üyeydik. Kusura bakmayın biz tükürdüğümüzü yalamayız. Biz sizin belirlediğiniz esaslar dairesinde bu adımı attık. Biz bu adımı bu şekilde attık. O zaman da 'Lübnan'ı uyarsanız, o zaman o çekimser kalsa…' Lübnan çekimser kalsa ne olur, kalmazsa ne olur. Zaten daimi üyeler olarak karar verdiniz mi iş bitiriyor. Bunları komple bir karar çıkarma alışkanlıkları olduğu için. Şimdi bunu Ruhani'ye hatırlatacağım.' ifadelerini kullandı.
'Putin'in bakış açısı… PKK ile Kürtleri aynı görüyor Rusya medyası?' soruları üzerine Erdoğan, 'Bu akşam görüşeceğim. Bunlar işi yanlış yorumluyorlar. Batı nasıl verdiğimiz mücadeleyi Kürtlere karşı yapıyormuş gibi veriyorsa, demek ki o medya bu işin aynısını uyguluyor. Halbuki hiç alakası yok. Bu örgütün içinde Fransalı, Hollandalısı var. Bunlar Kürt mü?' karşılığını verdi.
'Trump, DEAŞ'lıları Türkiye'nin devralmasını mı istiyor?' sorusu üzerine Erdoğan, 'Bu DEAŞ'lıların olduğu cezaevleri sadece Rakka'da değil. Kuzey tarafta da var. Bunları alırız. Kaldıkları cezaevlerine cezaevi demek zor. Yabancı savaşçıları kendi ülkelerine göndeririz. Tutuşacaklar. Fransa diyecek 'göndermeyin', Almanya diyecek 'göndermeyin'. Ondan sonra cezaevlerinde kuracağımız mahkemelerde bunları yargılamaya geçeceğiz. Bu sınırdakilerin dışındakileri ABD düşünsün.' değerlendirmesinde bulundu.
Yorum Yazın
allahın unuttuğu suriye toprakları için ne kadar şehit vereceğiz daha! Yazık bizim olmayan topraklar için kendi ülkemizi ateşe atıyor. Zaten suan türkiyede k... Devamını Gör
Oğlum sen hangi mağaradan çıktın ? Toprak için mi girdik sanıyorsun :D Elinde ki telefonu kullanmasını öğren.. ulu orta yazıp kendini kepaze etme.
bu aralar anayasanın 92.maddesi uyarınca başkomutan sıfatına uygun gidiyor muhalif olarak arkandayım tabi yine değişmeyip hep böyle lider olarak kalırsan say... Devamını Gör
senin için niye önemi olsunki ekonomi bundan daha beter olamaz zaten olsa da senin tuzun kuru olan halka oluyor senin oğlun sahte raporlarla askere gitmiyor ... Devamını Gör