Tarihi Miting: 5 Milyon Kişi Yenikapı'daydı
Yenikapı, pazar günü tarihi mitinge ev sahipliği yaptı. Yenikapı Miting Alanı'nda düzenlenen 'Demokrasi ve Şehitler Mitingi'ne yaklaşık 5 milyon kişi katıldı. Mitinge Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Yıldırım, Genelkurmay Başkanı Akar, TBMM Başkanı Kahraman, CHP lideri Kılıçdaroğlu ve MHP lideri Bahçeli de katıldı, birer konuşma yaptı.
Tarihin en büyük meydan mitinglerinden biri pazar günü İstanbul'daki Yenikapı Miting Alanı'nda düzenlendi.
Anadolu Ajansı'nın paylaştığı bilgiye göre mitinge yaklaşık 5 milyon kişi katıldı.
Emniyet kaynaklarından alınan bilgiye göre, polis helikopteriyle havadan yapılan metrekareye düşen kişi sayısı analiziyle, mitinge katılım ölçümü yapıldı.
Yenikapı Miting Alanı, şehir merkezi ara sokaklar ve Kennedy Caddesi'nin Eminönü ve Zeytinburnu istikametlerinde yapılan ölçümlerde, katılımcı sayısının yaklaşık 5 milyon olduğu belirlendi.
Bu arada, bazı vatandaşların Doğu Türkistan, Azerbaycan, Afganistan ile diğer Türk ve Müslüman devletlerin bayraklarını taşıdığı görüldü.
Cumhurbaşkanı Erdoğan eşi Emine Erdoğan'la birlikte alana geldi. Erdoğan alana gelişte el sallayarak halkı selamladı.
Başbakan Binali Yıldırım, miting alanına helikopterle geldi. Yıldırım'ın yanısıra eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, eski Başbakan Ahmet Davutoğlu, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ve Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez de Yenikapı miting alanına gelerek kendilerine ayrılan yere geçti.
CHP Genel Başbakanı Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de miting alanına geldi.
Bahçeli: '15 Temmuz yeni bir istila denemesi, yeni bir kıyım hamlesiydi'
İlk konuşmayı MHP lideri Devlet Bahçeli yaptı.
Bahçeli’nin açıklamaları şöyle:
'Büyük Türk milleti, sayın Cumhurbaşkanı, sayın TBMM Başkanı, sayın Başbakan, ana muhalefet partisinin sayın genel başkanı, sayın Genelkurmay Başkanı, siyasi partilerimizin ve sivil toplum kuruluşlarının değerli temsilcileri… Bu mahşeri kalabalığı, yere göğe sığmayan bu izdihamı selamlıyorum. Yurdun her köşesinden gözü kulağı burada olan kardeşlerimi bağrıma basıyorum. Heyecanınız güç veriyor. Nurlu geleceği ve zorla dayatılan geceyi aydınlatıyor. Tüm Türkiye’yi hasretle kucaklıyor, hepinize sevgi ve hürmetlerimi sunuyorum.
Göğsümüzü kabartacak bu ihtişamlı coşkudan görüyorum ki üzerimizde oynanan oyunlara, aramıza sokulmak istenen fitnelere rağmen cesaretle dik durdunuz. Al bayrağımızı gururla yükselttiniz. Şehitlere, yüreklice sahip çıktınız. Kardeşliği, inançla savundunuz. Hainlere dersini çekinmeden verdiniz. Teröristlere haddini bildirdiniz. Yenilgi nedir tanımadınız. Ben de varım ve buradayım dediniz. Yıkılmadan ve ayaktayım diyerek Yenikapı’ya koştunuz, yeni bir dirilişin müjdesini verdiniz. Bahtiyarım çünkü Türkiyemizin şahlanışını gururla izliyorum. Mutluyum çünkü millet burada, irade burada, inanç burada. Bükülmez bilek, eğilmez baş burada, bu meydandadır.
Türkiye tüm güzellik ve görkemiyle yeni bir sefere Yenikapı’dan başlamaktadır. Türk milleti kaderine sahip çıkmaktadır. Hepinizle övünüyorum, Türk milleti ile iftihar ediyorum.
Değerli kardeşlerim, 15 Temmuz’da felaketimizi projelendirdiler. 15 Temmuz’da son nefesi vermemizi gözlediler. FETÖ, milletimizin savaş uçaklarıyla saldırdı, helikopterler tepemizde uçuştu, bombalar, kurşunlar üzerimize yağdı. 15 Mayıs 1919’da İzmir işgal edilmişti. İstanbul, 16 Mart 1920’de işgale uğramıştı. Biliniz ki, 15 Temmuz yeni bir istila denemesi, yeni bir kıyım ve yıkım hamlesiydi. Zalimler, hainler, emperyalizmin maşaları bu defa Türk askeri kılığına girdiler, milletin silahını millete çevirdiler.
Alim ve hoca görünümlü bir terörist, sığındığı Pensilvanya'dan getirdiği beddua seanslarıyla, nefret söylemleriyle, cinayet örgütüne, Türkiye’ye vur emri verdi. Haçlı emellerinin taşıyıcılığını yapan FETÖ Türkiye’nin kalbine nişan aldı. Türk vatanını çekemeyen, üzerine çöreklenmek isteyen, milletimizin varlığından rahatsız olan ne kadar kanı bozuk olan çevre varsa FETÖ’nün sırtını sıvazladı. Eline silah tutuşturdu.
15 Temmuz’da TBMM’yi, emniyet ve istihbarat kuruluşlarını bombalayıp, sivil vatandaşlarımızı katledenlerle 101 yıl önce Çanakkale kıyılarında gelip üzerimize ateş saçanlar, aynı karanlık yolun yolcusudur. Bunlar Müslüman Türküz canıyla beslenen, yaratılmışların en aşağısı, en alçağıdır. Ama unuttukları, ihmal ettikleri, Türk milletinin asaleti ve gücüdür. 15 Temmuz’da tankın önüne milli vicdan dikildi.
İhanete bu aziz vatanı dar ettiniz, kurşunların üzerine gül bahçesine girer gibi yürüdünüz. Çünkü siz Türk milletisiniz. Hasan Tahsin ile Ömer Halisdemir, aynı kahramanlık destanının farklı zamanlarda yaşayan neferleridir. Birliğimizi kıskançlıkla kararlı bir şekilde korumalıyız. Kutuplaşmaları bıçak gibi kesmeliyiz. Şehitlerimizin ruhları, şehit analarının göz yaşları, yetimlerin yürek yaralı, nesillerin gelecek ümitleri bizimledir, yanımızdadır ve aramızdadır. Sizler darbe heveslerini teröristlerin kursaklarında bıraktınız. Devlete ve millete meydan okuyan çürümüşleri elinizin tersiyle ittiniz. Bu nedenle 15 Temmuz bir milat, bir dönüm noktasıdır. Nerede olursanız olun, kim olursanız olun, ülkenin neresinde doğarsanız doğunuz, kökünüz, kökeniz mezhebiniz ne olursa olsun, vatanım, bayrağım, milletim, demokrasim, şehitlerim ve kardeşliğim demek için Yenikapı’yı doldurdunuz.
Yeni bir sayfa açalım. Milli biz uzlaşmayla, hukukun üstünlüğünü gözeterek geleceğin haritasını çizelim. Türkiye’nin tarihsel haklarını lekelemeye cüret edenleri şaşkına çevirelim. Ordu ve millet dayanışması canlandırılmalı, mehmetçik gözden ve gönülden çıkarılmamalıdır. Bu sisli ortamda masum vatandaşlarımız ve kamu görevlileri mağdur edilmemelidir. Yedi bölge, 4 mevsim, 81 vilayetle Türkiye'yiz. Unutulmamış yenilgilerin karşı mevzindeyiz. Bugün yaşadıklarımızın kökü geçmişte, derinlerdedir. Gülen’i ülkemize vermemek için bin dereden su getiren ABD’ye, 15 Temmuz’u anlamayan Vatikan kafasına darbecileri kollayan ve açık tavır göstermeyen tüm ülkelere karşı Türkiye’nin büyüklüğünü gösterelim. Bir olalım, diri olalım.
Diyorum ki, birlik ve dayanışmamız daim olsun. Rabbim aziz milletimden razı olsun.'
Kılıçdaroğlu: '15 Temmuz’da artık yeni bir Türkiye vardır'
Bahçeli'nin ardından CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu kürsüye çıktı.
Kılıçdaroğlu şöyle konuştu:
'Sayın Cumhurbaşkanı, saygı değer eşleri, önceki Cumhurbaşkanımız, TBMM’nin sayın başkanı, sayın Başbakan ve saygı değer eşleri, KKTC’nin sayın başbakanı, MHP’nin sayın genel başkanı ve sevgili yurttaşlarım. Hepinizi selamlıyorum, hepinize saygılarımı ve muhabbetlerimi sunuyorum.
Bugün bizim demokrasi tarihimizin önemli bir günüdür. Bugün, Türk siyasal hayatı demokrasi tarihinde önemli bir olaya imza attı. 15 Temmuz akşamı TSK içinde yuvalanan bir çete grubu, Türk demokrasisine darbe yapmak istedi. Parlamentoya darbe yapmak istedi. Daha doğrusu size, bize, hepimize darbe yapmak istedi. Özellikle buradan TBMM’yi 15 Temmuz akşamı sabaha kadar açık tutan ve yöneten TBMM Başkanı’na yürekten teşekkürlerimi sunmak istiyorum. Parlamenter sistemimize karşı bir darbe yapmak istediler. Bu, Cumhuriyet tarihimizin en kanlı darbe girişimidir. 240 şehidimiz var. 240 aslanımızı toprağa verdik. 240 demokrasi şehidimize Allah’tan gani gani rahmet diliyorum. Onlar bizim demokrasi tarihimizdeki altın sayfalarda yerlerini aldılar. Onları unutmayacağız ve unutturmayacağız.
TBMM gazi meclistir. TBMM, Kurtuluş Savaşı’nı yönetmiş bir Meclis’tir. TBMM, sabaha kadar çalışarak darbecilere karşı dik durarak, sadece kendi onurunu değil, sizin parlamentoya gönderdiğiniz milletvekilinin ve milletin onurunu korumuştur. O nedenle 4 siyasi partinin liderleri darbeye karşı açık ve net bir tavır ortaya koymuşlardır. Gönül ister ki, bu güzel toplantıya, bu güzel mitinge, bu güzel beraberliğe eşlik etmek için sadece parlamentoda değil, parlamento dışındaki genel başkanlar da olsaydı. Çünkü, Gazi Mustafa Kemal şunu söylüyor: Söz konusu vatansa, gerisi teferruattır. Bizim için söz konusu vatandır, sonuna kadar vatana sahip çıkacağız.
Artık 15 Temmuz’un bir özelliği var. 15 Temmuz, bir uzlaşma kapısı araladı bize. 15 Temmuz’da artık yeni bir Türkiye vardır. Eğer biz bu gücü, bu uzlaşma kültürünü daha da ileriye taşıyabilirsek çocuklarımıza güzel bir Türkiye’yi hep birlikte bırakmış olacağız.
Ne dedik, bir musibet bin nasihatten evladır. Ben dahil tüm siyasiler bu musibetten ders çıkarmalı. Bir musibetle karşı karşıya kaldık, o zaman neler yapmalıyız, neleri söylemeliyiz? Sizin için 12 madde hazırladım. Benim gönüşüm, partimizin görüşü. 12 maddeyi diğer liderler de kabul ederlerse sözüm söz, göreceksiniz Türkiye gerçekten çağı yakalamış, gerçekten de uzlaşma kültürünü benimsemiş, gerçekten de sokaklarında, caddelerinde, parklarında güler yüzlü insanların olduğu, yaşadığı bir Türkiye haline gelecektir.
1- Camiye, kışlaya, adliyeye siyaseti sokmayalım. Camiye sokarsak toplumu böleriz, adliyeye sokarsak adaleti bulamayız, kışlaya sokarsak darbeyi önleyemeyiz. Bizim soylu bir uzlaşmaya ihtiyacımız var. Bizim kavga değil, milleti kardeş kılma gibi bir görevimiz var.
2- Siyasette özeleştiri yapmak ve geçmişi iyi tahlil etmek gerekiyor. Geçmişi iyi tahlil edebilirsek gelecekte daha iyi bir Türkiye inşa edebiliriz.
3- Milleti kardeş kılma yolunda kararlılığımızı sürdürmeliyiz.
4- Devletin inşasında liyakat sistemini esas almalıyız. Yani liyakat sisteminden vazgeçmemeliyiz. İnancımız da bunu böyle ön görüyor zaten.
5- Her şartta, her koşulda demokrasiye sahip çıkmalıyız. 15 Temmuz darbe girişimi, demokrasinin ne kadar önemli olduğunu bize gösterdi. 15 Temmuz darbe girişiminde halk direnme gücünü kullanarak, tankların önüne çıkarak, canını siper ederek demokrasiyi savunmuştur. Demokrasi milletin iradesidir. Milletin iradesi üstündeki her türlü gölgeye son vermeliyiz.
6- Cumhuriyet’in kurucu değerlerine sahip çıkmalıyız. Mustafa Kemal ve arkadaşları Cumhuriyet’i kurarken 1921’de bir Anayasa yaptılar. 1. maddesi şudur: Hakimiyet, kayıtsız şartsız milletindir diyor. Bakın, hakimiyet milletindir değil. Hakimiyet, kayıtsız şartsız milletindir diyor. Milleti, vatandaşını yüceltiyor. Dolayısıyla hiçbir kimseye, hiçbir aileye, hiçbir gruba, hiçbir zümreye imtiyaz tanınmıyor. Vatandaşlar eşittir. Gazi Mustafa Kemal dedi ki: Cumhuriyet bil hassa kimsesizlerin kimsesidir. Cumhuriyet kimsesizlerin kimsesi ise Cumhuriyet bizimdir, alın terimizdir. Korumak, yaşatmak hepimizin görevidir.
Eğer bugün Cumhuriyet olmasaydı erdoğan Cumhurbaşkanı olamazdı, TBMM Başkanı Kahraman TBMM Başkanı olamazdı, Yıldırım başbakan olamazdı. anadolunun kuş uçmaz köyünde doğan Kılıçdaroğlu CHP’ye genel başkan olamazdı. Cuhuriyet bu kadar önemlidir. O nedenle birlikte ship çıkacağız.
7- Parlamenter sistemimizi güçlendirmek zorundayız. 150 yıllık parlamenter sistemimiz var.
8- Medyanın özgürlüğü. 15 Temmuz akşamı bağımsız medya olmasaydı, belki hiç kimse sokaklara çıkmayacaktı. O medya, olayları verdi. Vatandaşlar, sokağa davet edildi. Tankların üzerine çıkıldı. O medya bütün bu görüntüleri verdi. Dolayısıyla vatandaş, en meşru hakkı olan direnme hakkını korudu ve mücadelesini yaptı.
9- Yargının tarafsızlığı ve bağımsızlığı. FETÖ, devletin her kademesinde yuvalandı. Yargının bağımsızlığı konusunda iktidar ve muhalefetin belli bir görüş birliği içinde hareket etmesi bizim açımızdan memnuniyet vericidir.
10- Laikliğin ne kadar önemli olduğunu 15 Temmuz gösterdi. Dini, inancımızı kullanarak, her türlü yasa dışı işin içinde olanlar milleti nasıl kandırdılar hep birlikte gördük. Laiklik din ve vicdan özgürlüğü demektir. Laiklik herkesin istediği gibi inanması, istediği gibi ibadet etmesi demektir. İnsana, inanca saygı demektir. O nedenle tüm siyasi partilerin bu konuda daha dikkatli olması gerekir. Kula kulluk yapmak değil, kula kulluk yapanların nasıl bir anlayışta olduğunu hep birlikte gördük.
11- Demokrasinin güçlenmesine, sadece bugün için değil, gelecekte de katkı vermek zorundayız. Demokrasinin güçlenmesi için mutlaka sorgulayan bir eğitim sistemini hayata geçirmemiz gerekir. Çocuklarımız, vicdanı, fikri hür yetişmeli. Çocuklarımız, birilerinden talimat alıp onun gereğini yapmamalı. Alınan talimatı, en azından kendi aklında tartmalı. Hep beraber eğitim sistemini güçlendirelim, gelecekteki demokrasimizi güçlendirmek için bu çabayı hep birlikte gösterelim.
12- FETÖ’yü artık tüm dünya biliyor. Bu örgüt, geçmişte balyoz davası dediler, ergenekon davası dediler, casusluk davası dediler. Hiçbir günahı olmayan, devlete sadakatle bağlı olan pek çok subayımızın, eski genelkurmay başkanı da dahil hapse attılar. Yanlış yapıyorsunuz demiştik. Şimdi onların tamamının kumpas, FETÖ tarafından yapıldığı ortaya çıktı. O zaman bir devlet, adalet üzerinde büyür. Bir devlet adalet üzerinde devlet olur. Buradan çağrı yapıyorum, sadece tüm Türkiye’ye değil, tüm siyasi liderlere. Geçmişin mağdurlarına haklarını, itibarlarını iade edelim. Böyle yaptığımız taktirde devlet saygın konuma gelmiş olur.
Aziz kardeşlerim, değerli dostlarım. Devlet haksızlıklarla mücadele ederken hukukun dışına çıkmamalıdır. Lütfen bu sözümü çok dikkatli dinleyin. İçimizden tek bir kişinin bile emeği, eseri, zamanı ziyan olduğunda bu tüm Türkiye’nin ortak kaybıdır. Bu nedenle ülkemizi yeniden inşa ederken yeni mağduriyetler yaratmamalıyız. Hukukun üstünlüğü, adalet diyoruz. Devlet adalet üzerinde yükselmek zorundadır.
Sevgili dostlarım, 12 madde halinde yol haritamızı açıkladım. Eksiği, fazlası olabilir ama Türkiye’yi düzlüğe çıkarmak hepimizin, benim de ortak görevidir. Buradan söz veriyor ve şunu söylüyorum. Hep birlikte mücadele edelim, gereğini yerine getirelim. Görüyorum ki bu meydanda en ön safta kadınlarımız var. Tıpkı darbe gecesi tankların önünde durdukları gibi. Büyük bir gurur duyuyorum. Bir ülkede kadının yüzü gülüyorsa bilin ki o ülke mutlu bir ülkedir. Bu ülkenin bir evladı olmaktan, kardeşi olmaktan onur ve gurur diyorum.
Bu toprakların çiçekleriyle, türküleri, annelerimizin duaları ile büyüdük. Birlikte kardeşçe yaşayacağız, kardeşçe mücadele edeceğiz. Bu topraklar bereketli topraklardır. Sözlerimi Nazım Hikmet’in milli kurtuluş destanından bir bölüm okuyarak sonlandırmak istiyorum:
Dörtnala gelip Uzak Asya'dan
Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan
bu memleket, bizim.
Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın,
yok edin insanın insana kulluğunu,
bu dâvet bizim....
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
ve bir orman gibi kardeşçesine,
bu hasret bizim...
Evet bu hasretle hepinizi muhabbetle selamlıyorum.'
Akar: 'TSK tüm personeli ile yüce milletimizin emrinde ve görevinin başındadır'
Kılıçdaroğlu'nun ardından kürsüye çıkan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın açıklamalarından satır başları ise şöyle:
'Bugün burada, 7 Ağustos demokrasi ve şehitler mitinginde TSK komuta kademesiyle birlikte sizlerle beraber olmanın onur ve heyecanını yaşıyorum.
15 Temmuz günü ülkemizin, tüm kurum ve kuruluşlarıyla birlikte TSK’ya sızmış bir grup illegal çete mensubu terörist hain, FETÖ, tarihimizde görülmemiş bir şekilde vatanımıza, milletimize, Cumhuriyetimize bu rezaleti yaşatmış ve TSK’nın şan ve şerefle dolu geçmişine kara bir leke sürmüşlerdir. Asil milletimiz, sizler ve onun bağrından çıkan TSK’nın gerçek evlatlarıyla emniyet mensupları kahramanca bu hain girişime karşı koymuşlardır.'
TSK'ya sızmış bir grup illegal çete mensubu, vatanımıza bu zilleti yaşatmış ve TSK'nın şanlı geçmişine leke sürmüştür
FETÖ çete mensuplarının, TSK'nın vatanını milletini bayrağını seven ezici çoğunluğa mensup üyeleriyle kesinlikle hiçbir alakası yoktur. 'Hakimiyet milletindir' desturu bizim en temel anlayışımızdır. TSK tüm personeli ile yüce milletimizin emrinde ve görevinin başındadır. Halkımızın, asker elbiseli hainler ile TSK'nın kahraman mensuplarını çok iyi ayırt ederek davranması bizlere güç ve moral vermiştir.
Bu rezaleti TSK'ya yaşatan hainler en ağır şekilde cezalandırılacaktır. Zafer, asil milletimizin yüksek değerlerine inanlarındır. Asil milletimizin yolu, bahtı açık olsun.'
Başbakan Yıldırım: 'FETÖ Türkiye'ye gelecek ve hesabını verecek'
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın ardından konuşmasını yapmak üzere kürsüye çıkan Başbakan Binali Yıldırım şöyle konuştu:
'Sayın Cumhurbaşkanım, saygı değerli hanımefendi, sayın Meclis başkanım, ana muhalefet partisinin genel başkanı, MHP’nin değerli genel başkanı. Aziz milletim, hanımefendiler, beyefendiler, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Cumhurbaşkanım.
1919’da Mustafa Kemal Bandırma Vapuru ile İstanbul’dan ayrılırken ne kadar umutluysa bugün milletimiz o kadar umutludur. İzmir’i işgal eden düşmana karşı ne kadar cesursa milletimiz bugün de o kadar cesurdur.
Sayın Cumhurbaşkanım, değerli hanımefendi. 15 Temmuz'da bu milletin önüne geçtiğiniz için, dik durduğunuz için bu milleti son yüzyılın en büyük tehlikesinden kurtardığınız için, sizlere teşekkür ediyorum.
CHP genel başkanı ve tüm CHP mensuplarını, darbenin ilk saatlerinde milli iradeden yana net bir tavır koydukları için yürekten selamlıyorum. MHP'nin değerli genel başkanını ve tüm ülkücü kardeşlerimi, ilk andan itibaren hükümetimizin yanında, Cumhurbaşkanımızın yanında sarsılmaz bir demokrasi savunucuları olduğunuz için yürekten selamlıyorum. AK Partili kardeşlerim, CHP'li kardeşlerim, MHP'li kardeşlerim, ismini sayamayacağım kadar çok olan, her siyasi görüşten, her kesimden değerli vatandaşlarım. Bu muhteşem kardeşlik tablosunu bugün bize yaşattığınız için, bizi buraya getirdiğiniz için hepinize çok çok teşekkür ediyorum.
Bugün sadece İstanbul değil, tüm Türkiye ayakta. Sultan Fatih, 1453'te şehre girdiğinde ne kadar heyecanlıysa, bugün o kadar heyecanlısın İstanbul. 97 yıl önce düşman uçaklarından kimse korkmadı. 15 Temmuz'da da üzerimizden uçaklar uçtu. Yine bu aziz millet aynı ruhla 'şehit oluruz' dedi.
Bu muhteşem kardeşlik tablosunu bugün yaşattığınız için milletim adına teşekkür ediyorum.
15 Temmuz ikinci Kurtuluş Savaşı'dır. Siyasette meydana gelen bu birlikteliği bozmayacağız, uzlaşmayı ve işbirliğini daha da güçlendireceğiz. İntikam duygusuyla değil, adaletle, hukukla hareket edeceğiz, bu terör örgütünün mensuplarından şehitlerimizin, gazilerimizin hesabını soracağız. Demokrasiden taviz vermeyeceğiz. 15 Temmuz, Türkiye'nin mikroplarından temizlendiği gündür. Aziz hemşerilerim, sevgili vatandaşlarım.
Şunu herkes bilmelidir ki, 15 Temmuz gecesini milletimize zehir eden terör örgütü lideri FETÖ Türkiye'ye gelecek, hesabını verecektir. Bir olacağız, diri olacağız, birlikte Türkiye olacağız.'
Yıldırım, Necip Fazıl'ın, 'Allah'ın seçtiği kurtulmuş millet / Güneşten başını göklere yükselt / Avlanır, kim sana atarsa kement / Ezel kuşatılmaz, çevrilmez ebed' dizeleri ile Nazım Hikmet'in, 'Emret ki ölelim emret / Güneşi içiyoruz sesinde / Akın var güneşe akın / Güneşi zaptedeceğiz, güneşin zaptı yakın!' ve Azeri şair Ahmet Cevad'ın 'İnciler dök, gel yoluna / Sırmalar serp sağ soluna / Fırtınalar dursun yana / Selam Türk’ün bayrağına” dizelerini de okudu.
'Bunlar engereklerdir, bunlar aşımıza ekmeğimize göz koyanlardır, tanı bunları.' ifadesini kullanan Yıldırım, 'Burada biziz, beraberiz, bugün hep birlikte Türkiyeyiz.' dedi.
TBMM Başkanı Kahraman: 'Milletimiz en güzel cevabı verdi'
TBMM Başkanı İsmail Kahraman, şöyle konuştu:
'Aziz milletim. Milletçe muhteşem beraberliğin sergilendiği bu meydanda tek ses, tek yürek oluşumuzdan duyduğum gurur ve sevinçle sizleri hürmetle selamlıyorum.
Ay yıldızlı bayrağımız altında tek millet, tek devlet ve tek vatan şuuru ve inancı içinde olduğumuzu haykırmak ve darbeleri tarihe gömdüğümüzü tüm dünyaya duyurmak için bir aradayız.
Milletimizi birbirine düşürmek isteyenlere karşı direndik ve kazandık. Açtıkları okullarda, kurdukları dershanelerde yetiştirdikleri robot beyinlerle, ajan ve vatan hainleriyle, devletimizin içine sızarak, bizlere karanlık dehlizleri layık gören insan müsveddelerine milletimiz en güzel cevabı hakettikleri şekilde verdi. Meclisimiz ikinci defa 'gazilik' payesini hak etti. Meczuplar, milletimizin kalbini bombaladılar, meclisimize bomba attılar.
Milletimiz demokratik tecrübesi, azmiyle bir büyük fitneyi defetti. Milletimize inanıyor ve güveniyoruz. İnşallah akıl ve gönül birliğiyle her zorluğu birlikte aşacağız.
Millet darbeyi önledi. Bundan sonra da hiçbir güç darbeye teşessbüs edemeyecektir. Darbeler tarihi sona ermiştir.'
Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Verdiğimiz şu görüntü, düşmanlarımızı en az 16 Temmuz sabahı kadar üzmüştür'
Yenikapı'da son konuşmayı Cumhurbaşkanı Erdoğan yapıyor. Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
'Sayın Meclis Başkanı, Sayın AKP Genel Başkanı ve Başbakan, Sayın Genelkurmay Başkanı, Sayın CHP Genel Başkanı, Sayın MHP Genel Başkanı, KKTC'nin Sayın Başbakanı, değerli misafirler, sevgili İstanbullular, 81 vilayetimizde meydanlarda canlı olarak bizleri takip eden kıymetli vatandaşlarım. Dünyanın dört bir tarafında gözü ve gönlü bizimle olan kıymetli kardeşlerim. 15 Temmuz gecesi bir kez daha istiklali ve istikbali için kıyam eden, canı pahasına ülkesini ve FETÖ'ye, işgalcilere teslim etmeyen aziz milletim.
Sizleri en kalbi duygularımla, hasretle, muhabbetle selamlıyorum. Sözlerimin hemen başında, 15 Temmuz gecesi sokaklara, meydanlara inerek, havalimanlarını doldurarak, namluların, tankların, helikopterlerin, uçakların karşısına dikilme cesareti gösteren tüm kardeşlerime bir kez daha şükranlarımı sunuyorum. Bu kardeşlerimden 172'si sivil, 63'ü sivil, 5'i asker olmak üzere 240'ı şehadet makamına ulaştılar. Kendilerine bir kez daha Allah'tan rahmet, yakınlarına baş sağlığı diliyorum. Yine o gece darbecilerin üzerine yürüyen kardeşlerimizden 2495 tanesi yaralanarak gazilik rütbesine ulaşmıştır. Hastane ve evlerde tedavileri süren yaralılarımıza rabbimden şifalar niyaz ediyorum. O gece adeta ölümü öldürerek sokakları, meydanları dolduran milyonlarca vatandaşımız içinden şehitlik ve gazilik şerefine nail olanlar, isimlerini tarihe altın harflerle yazdırdılar. İnanın bana, vatan uğruna verilen mücadelede bu rütbelere ulaşabilmek her zaman elde edilebilecek bir ayrıcalık değildir.
Hepimizin gazası mübarek olsun.
15 Temmuz gecesi, Türkiye'nin yerle yeksan olması için bekleyen düşmanlarımız ertesi güne bundan sonra işlerinin çok daha zor olduğunu görmenin kahrıyla uyandılar. Burada Genelkurmay Başkanı ile Yenikapı meydanında Cumhurbaşkanıyla, Başbakanıyla, CHP ve MHP Genel Başkanlarıyla, 81 vilayetimizdeki her görüşten insanımızla verdiğimiz şu görüntü var ya, işte bu görüntü inanın bana ülkemizin düşmanlarını en az 16 Temmuz sabahı kadar üzmüştür, kahretmiştir. Bu millete kimse esaret ve zilleti getiremeyecektir.
Parti genel başkanları burada. İdam talebinin kararını verecek olan merci TBMM'dir. Meclis böyle bir karar verdikten sonra atılacak adım bellidir. Bu millet böyle bir kararı veriyorsa öyle zannediyorum ki siyasi partiler de bu karara uyacaktır. Ben Meclis'ten gelecek bu kararı peşinen onarım.
Bu akşam buradan bir hitabım var. Hükümet askeri liselerin kapatılmasına yönelik bir açıklama yaptı. Bazı eski askerler, bunun yanlış olduğunu söylediler. Şimdi ben de onlara buradan sesleniyorum. Diyorum ki, işte oradan yetiştirilmiş olan o tek tip FETÖ'cüler, işte bu olayı yaptılar. Şimdi biz de diyoruz ki, harp okullarımız duracak. Tüm liselerimizden, bu ülkenin liselerinden yetişenler, hepsi gelsin rahatlıkla buraya girsin. Tek tip niye olsun? Hepsinden girsin ve harp akademilerinde, harp okullarında hangi eğitim veriliyorsa onlar orada verilsin. Bundan sonra benzer teşebbüste bulunan herkes milletimden aynı cevabı alacaktır. Ne diyor o güzel türküsüne sanatçımız:
Gez oğlum, vatanına göz dikeni ez oğlum.
Dostun kim, düşmanın kim sez oğlum. Tarihini şerefinle yaz oğlum.
Senden gider sonsuzluğa yol oğlum, dört bir yana salmasının kol oğlum.
Ekmeğini aç olanla böl oğlum. Haram yeme, hak uğruna öl oğlum...
Aziz milletim, devlet ve millet olarak 15 Temmuz darbe girişimini çok iyi analiz etmeliyiz. Sadece bu ihaneti gerçekleştirenleri değil, onların arkalarındaki güçleri de çok iyi değerlendirmeliyiz. FETÖ mensupları, bunların ismini hâlâ ağzına almaktan çekinenler var. Silahlı kuvvetlerimizden yargımıza, polis teşkilatımızdan istihibarat teşkilatımıza, okullarımıza kadar her yere sızan ihanet şebekelerine karşı kendimizi güçlendirmeliyiz. Bu şebekenin adı PKK, FETÖ, DAİŞ de olsa, başka örgüt de olsa farketmez. Örgütlerin isimleri, kadroları, söylemleri değişebilir ama hepsinin de Türk milletinin, Türk devletinin düşmanları olduğu gerçeği asla değişmez.
Yakaladığımız bu birlik ve beraberlik ruhunu en iyi şekilde değerlendirmeliyiz. FETÖ ihanet şebekesinin, TSK'daki etkinliğinin önünü açan davaları yeni baştan incelemeliyiz. Buna benzer birçok davaları incelemeliyiz. Şaibeli tüm sınavları, tüm işlemleri gözden geçirmeliyiz.
Şu gerçeği herkesin kabul etmesi gereken zaman gelmiştir. Bu milletin mayası sağlamdır. Demokrasi ve Şehitler Mitingi'ne, ülkemizin her köşesinden katılan vatandaşlarımıza, gösterdikleri güçlü duruş için teşekkür ediyorum. Partilerimizin genel başkanlarına davetime gösterdikleri ilgi ve alaka sebebiyle, şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum. 81 vilayette bizleri izleyen tüm halkıma, tüm ülkeme, milletime, İstanbul'dan selamlar, sevgiler ve saygılar gönderiyorum. Darbe girişimine karşı ilk andan itibaren karşı koyan, ellerindeki tüm imkanlarla mücadele eden fedakar polislerimize teşekkür ediyorum, aynı şekilde Ömer Halis'i unutamayız. O ki, Özel Kuvvetler'e saldırı düzenlendiğinde o astsubay edasıyla, komutanının verdiği talimatı anında yerine getirmek suretiyle onu alnından vurarak öldürdü, kendisi de şehadede yürüdü. Silahlı kuvvetlerimizin, yüreğiyle, cesaretiyle kendini ortaya koyan tüm birimlerine, kuvvet komutanlarına, Genelkurmay başkanına huzurlarınızda teşekkür ediyorum.
Bundan böyle yargıda kim var, her şeyi inceleyeceğiz. Kapı önüne koyacağız. Cezaeviyse cezaevine koyacağız ve yaptıklarının bedelini ödeyecekler.
15 Temmuz gecesi ülkemizle birlikte Almanya, Fransa, Belçika, Hollanda, velhasıl nerede bir Türk varsa orada kalbi bizim için atan kardeşlerimiz de vardır. Buradan yurt dışındaki vatandaşlarımıza da şükranlarımı sunuyorum.
Gecemiz, geleceğimiz aydınlık olsun. Tüm karanlıklar defolsun, yok olsun...
Demokrasi nöbetine bir virgül koyuyoruz. Tüm Türkiye’ye sesleniyorum. Çarşamba akşamı inşallah noktayı koyacağız. Uygun mudur? Bugün virgül, Çarşamba akşamı nokta.'
Güvenlik noktalarından geçen vatandaşlara, İstanbul Büyükşehir Belediye ekipleri, şapka ve bayrak dağıttı.
Yenikapı Miting Alanı'na Türk bayrağı, Atatürk ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın fotoğrafları asıldı.
Miting alanı ve çevresinde, özel harekatın da destek verdiği polis ekipleri, dedektör köpekler ve havadan 2 helikopterle güvenliği sağladı.
Basın ve engelliler için platform oluşturulan miting alanında, çadır hastane, sağlık noktası, mescit, mobil tuvalet ve şadırvan ile su dağıtım noktaları yer aldı.
Yürüyüşü tercih eden vatandaşlar için sahil yolu boyunca belirli mesafelerde su ve ikram istasyonları kuruldu.
Deniz yolu için 204 tekne kiralandı. Bu tekneler İstanbul'un 12 değişik noktasından seferler gerçekleştirildi. Ayrıca 50 tekne de Eyüp, Üsküdar, Beşiktaş ve Kadıköy gibi noktalardan ring yaptı.
Vatandaşlar, kurulan 165 metal dedektörlü arama kapısından geçtikten sonra şapka ve bayraklarını alarak miting alanına girdi.
Sahnenin sağında ve solunda üçer bin kişilik podyum kuruldu. Protokolün büyük bölümü, şehit aileleri ve gaziler için ayrıldı.
Toplu ulaşım araçları ücretsiz, bazı yollar trafiğe kapalılıydı
Miting dolayısıyla İstanbul’da tüm toplu ulaşım araçları ücretsiz hizmet verdi.
Ayrıca sabah saat 07.00'den etkinliğin bitimine kadar bazı yolların trafiğe kapatılacağı açıklanmıştı.
İstanbul Emniyet Müdürlüğünden yapılan açıklamaya göre, Sahil Kennedy Caddesi Taşhanlar Varyant ile Kumkapı Audi önü (Sirkeci istikameti), Namık Kemal Caddesi, Mustafa Kemal Paşa Caddesi, 10. Yıl Caddesi'nden sahil güneye dönüşler, Atatürk Bulvarı Pertevniyal Lisesi'nden Yenikapı istikameti ve Org. Nafiz Gürman Caddesi'nden sahile katılım kapalı oldu.
Alternatif güzergahlar ise şu şekilde paylaşılmıştı:
'D-100 Kuzey-Güney Yol, Hal Yolu Kuzey-Güney Yol, Havuzlu Kavşak-Atatürk Havalimanı Caddesi-Basın Ekspres Yolu, Ataköy Sahil-Adnan Kahveci Bulvarı, Ataköy Sahil Strazburg Caddesi-Ataköy Bulvarı, Bakırköy Taşhanlar Köprü-Ekrem Kurt Bulvarı, Vatan Caddesi, Millet Caddesi.'
2,5 milyon sopalı Türk bayrağı hazırlandı
Katılımcılar için 1,5 milyon şapka, 2,5 milyon sopalı Türk bayrağı ve 5 milyon şişe su hazırlandı.
Alana 60 metre genişliğinde, 16 metre yüksekliğinde sahne ile 1 milyon watt gücünde ses sistemi kuruldu. Ses sistemi için 20 adet ses sistemi kulesi yapılırken, sistemle 1,5 kilometre mesafeye ses iletimi sağlandı. Sistem, 300 kişilik ekibin 3 gün çalışmasıyla hazırlandı.
Ses sistemi, 22 adet LED ekran ve arama noktalarındaki kapıların enerji ihtiyacı 54 adet jeneratör ile sağlandı. Ses ve görüntü aktarmaları kurulan vinçler üzerine çekilen çelik halatlarla yapıldı. Görüntü aktarma 5 bin metre fiber hatla sağlandı. Meydana, 165 metal dedektörlü kapı, 22 X-Ray cihazı kuruldu.
Yenikapı'da polis hariç, temizlik, malzeme dağıtımı, alan hazırlıkları, teknik ekip, organizasyon ekibi olmak üzere 13 bin kişi görev yaptı.
3 ana giriş
Yenikapı Miting Alanı'nda karayolu ile gelenler için Kazlıçeşme girişi yönünde, Marmaray'la gelenler için Marmaray yönünde, deniz yolu ile gelenler için deniz tarafından olmak üzere 3 ana giriş kapısı ayarlandı.
Protokol girişleri için bir, basın için bir ve engelli vatandaşlar için bir nokta belirlendi.
48 kişilik canlı yayın ekibi
Canlı yayın için 16 kamera, 32 kanal resim masası, 64 kanal ses masası, 32 kanal interkom sistemi, 8 adet HD recorder, 4 kanal telsiz interkom sistemi, 8 Kanal kablolu intercom sistemi, 5 bin metre kamera kablosu, 3 kilometre video kablosu, 2 jimmy jip kullanılacak. 48 kişilik canlı yayın ekibi görev yapacak.
'Demokrasi ve Şehitler Mitingi'nde 102 kara ambulansı, 1 deniz ambulansı, 1 helikopter ambulans ve 20 itfaiye aracı hazır bulunacak. Alanda 728 sağlık personeli görevli olacak.
AA, DHA ve Onedio
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!