Demirtaş Hayat Tv'de Soruları Yanıtladı
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Hayat Televizyonu'nda Arif Koşar'ın moderatörlüğünde gazeteciler Fatih Polat, Özgür Mumcu ve Melis Alphan'ın sorularını yanıtladı.
Fatih Polat: HDP'nin Diyanet'in kapatılmasına dair söylemi, Cumhurbaşkanı ve Başbakan tarafından devamlı dile getiriliyor. Adil Gür, HDP'ye giden oyların bir kısmının AKP'ye geri döndüğünü söyledi. Siz de aynı gün bir mitingde bunlara yanıt verdiniz. Tabii siz Adil Gür'ü okudunuz da mı bu mevzuya girdiniz bilmiyorum ama HDP'nin tabii bir laiklik vurgusu var ama bir reel politik bir kaygı hissediyor musunuz bu konuda?
Selahattin Demirtaş: AKP'yle aramızdaki tartışma bir din tartışması değil. AKP'nin dini kullanma, ticarileştirme, kendi siyasi çıkarlarına alet etme ve din tüccarlığı tartışmasıdır. İslamiyet bu toprakların, toplumun bir gerçeği. Bu gerçeği dikkate almayan hiçbir siyaset ağırlıklı İslam toplumunda siyaset yapamaz. Ben inançlı bir siyasetçiyim ama solcuyum ezilenden yana bir siyasetçiyim aynı zamanda da inançlıyım. Özgürlükçü bir laikliği savunmamız lazım. Laiklik hep din karşıtlığı şeklinde yorumlandı.
AKP, dini neoliberal yüzünü gizlemek için kullanan çıkarcı bir partidir.
Fatih Polat: İnanç İşleri Başkanlığı'nın devletle ilişkisi nasıl olacak?
Selahattin Demirtaş: Diyanet işleri başkanlığı başbakanlığa bağlı memur gibi görev yapan bir kurum. Kaymakamlıkta çalışan kimseden farkı yok. Din adamı devletten emir almamalı sadece dini inancı da değil bütün dini inançların temsilcileri tarafından ortak yönetilen bir mekanizma. Bu yapı camiye de kiliseye de hizmet verir. Bu yapı özerk yapıdır. İhtiyaçlarını belirler. Din inanç merkezi devletten emir almaz. Başbakana rapor vermez. Kulu kölesi gibi talimatlar alamaz. Bizim önerdiğimiz yapı tam da bu. Vicdanı olan herkesin evet diyebileceği bir yapı önerdik. AKP anlaşılmaması için ısrarla HDP din karşıtlığı yapıyor diye mevzunun anlaşılmamasını örgütlemeye çalıştı. Ama kamuoynu takip edenler bilyor AKP bu konuda kaybetti.
Çiğlik yapan AKP'den beslenenlerdir köşe yazarları her yerden saldırıyor bir okuyun bakalım geçmişte Diyanete karşı yazıları var, bugün AKP'den daha fazla savunan yazılar yazıyorlar.
Bu konuda hata yaptığımızı düşünmüyorum. Bu ülkede açlık yolsulluk var. Diyanetin bütçesini tartışmazsak orada her türlü kepazelik dönmeye devam eder.
Sağlık Bakanlığının 1.5 milyon, Diyanet'in 5 milyon bütçesi var kimse denetlemiyor. Neden kutsal bu durum? Kutsal olan dindir Diyanet değil. Toplum bu konuda aydınlandıkça dini çiğ kullanan politikacılar barınamazlar.
Melis Alphan: Sonuçta dediğiniz gibi bir sistem(İnanç İşleri Başkanlığı) olsa da başta AKP varken yine bir baskı olmaz mı?
Demirtaş: Üniversiteler üniversite yönetimi özerk olsa yukardan aldıkları para ile değil o yönetimi seçenler denetler.
Özgür Mumcu: İmamlar sizin dedğiniz sistemde devlet memuru mu olacak ya da Alevilerde olduğu gibi cemaatler mi sağlayacak bu maaşı?
Demirtaş: Tüzel kişilik olarak her cemaat özgürce faaliyet yürütebilmeli. Bir ibadethane ben kendim hallediyorum diyorsa hayır illa para vereceğiz diyemezsiniz. Veya bir cemevinde dede biz bütçe istiyoruz diyorsa yerel yönetim bunu karşılamalı bu isteğe bağlanmalı. Özgür bir biçimde Cemevi İbadethane diyorsa bnu tartışamazsınız devlet olarak.
Özgür Mumcu: Bugün Erdoğan Diyanet için bir süprizim var dedi sizin bir tahmininiz var mı?
Demirtaş: Bilmiyorum bir tahminim yok. Herhalde Diyanet'i kaldırıp İnanç İşleri Başkanlığı kuracağım demeyecektir. Diyanet işlerinin başkanının yerinde olsam bir din adamının siyaset adamından süpriz bir karar alma, açılım yapma gibi bir şeyi olamaz. İslamiyet binlerce yıldır büyük acılarla bugünlere geldi. Bütün peygamberlerin yaşamları örnektir. Hz. Muhammed de kendi yaşamıyla bunu anlattı, yaşayarak gösterdi.
Yaşamınız öylesine dine uygun olmalı ki insanlar inanan inanmayan gıptayla bakmalı. Sizin toplumunuz yoksulluk içinde yaşıyor. Taşeron işçilik var. İşsizlik var. Siz 1 trilyonluk arabaya binerken hiç üzülmeyeceksiniz. Peygamberin hayatına saygınız varsa illa onun gibi yaşasınlar demiyorum ama bu devletteki israfa haram deyin. Yarın sürpriz ne olursa olsun ben bir din adamıyım demen lazım, lüks içinde yaşamamam gerek demem lazım. Biz bunu anlatmaya çalışıyoruz beyefendi süpriz yapacakmış. Çiğ konuşmalar bunlar.
Arif Koşar: İnanç İşleri Başkanlığı bir devlet kurumu mu olacak?
Demirtaş: Özerk derken bazı yerlerde devletten yardım alabilir tabii ama yerel yönetim hukuku olmalı bizim önerimiz bu. Tabii bunu din adamları tartışmalı. Cemaatler tartışmalı. Biz öneriyoruz Tabii bu iyi değil şöyle yapsak daha iyi derlerse onlar karar vermeli.
Gezi'de Diyanet, 'biber gazı caizdir' diye açıklama yaptı. Din adamının işi bu mu olmalı.
Özgür Mumcu: Gezi meselesi açılmışken konuşuldu eleştirildi ama Gezi'de size dönük eleştiriler için ne düşünüyorsunuz?
Demirtaş: Çoğunlukla haksız eleştirilerdi Geziye darbe demedim diye binlerce kez açıklamama rağmen hala aynı şeyleri yazanlar var.
Yeterince yer alınmadığına dair insanlar eleştirebilir tabii ama biz 'ama'sız savunduk
Kendine Türk solu diyen bir çevre var. Bu grup faşisttir. Onlarla yan yana durmayız dedim.
Arif Koşar: Erdoğan'ın Diyanet süprizini Cüneyt Özdemir açıklamış Zırhlı Mercedes'miş ne diyorsunuz?
Demirtaş: Güvenlik içinse bilemem tabii..
Özgür Mumcu: Güvenlik demişken Sırrı Süreyya Önder size dair tehdit aldıklarına ilişkin istihbaratlar geldiğini söyledi.
Demirtaş: Bir süredir hem bana hem Sırrı beye geliyor. Bunları çok dile getirmedik ama Sırrı bey ifade etmiş. Türkiye'de yurttaşların güvenliğini sağlayacak olan devlettir. Sıradan yurttaşlar için de geçerlidir. Yaşadığımız ülke normal bir ülke değil Suriye'de, Irak'ta yaşananlar ortada. Türkiye'nin içinde de sorun ve sıkıntılar var. Türkiye'nin içinde de iç savaş çıkarmak isteyen güçler olabilir. Devletin bu konuda önlem alması gerekir.
Mersin-Adana gibi kozmopoitik illere bomba gönderiliyorsa, siz biliyor ve önlemiyorsanız devlet olmazsınız. Zaten şu anda da yönetemiyorsunuz Bu tür dönemlerde dikkatli olmak gerekir. 114 saldırı oldu bürolarımıza vs.
Arif Koşar: Bu saldırıların sonunda gözaltına alınan oldu mu?
Demirtaş: Bir kişi tutuklandı o da dostlar alışverişte görsün diye. İlk duruşmada serbest bırakılır. Siz bir AKP bürosuna çelenk bırakmaya gidin doğduğunuza pişman ederler. Bırakın AKP bürosunu indirme vs. Ters kelepçe takarlar gençler de tutuklanır.
100 kişi toplanıyor. HDP binasına kaymakam geliyor haklısınız tamam tabelayı indireceğiz diyorlar polis onları izliyor
Akşam TV'de izliyoruz 'HDP ile gerginlik' ne gerginliği ya faşist saldırı olmuş. Organize saldırılar yapıyorsunuz. Cumhurbaşkanı ağzından çıkan lafın nereye varacağını bilmez mi...
Fatih Polat: Başbakan ve Cumhurbaşkanının ifadelerinden sonra kargolu saldırılar özel harp yöntemlerini akıllara getirdi. Ne düşünüyorsunuz?
Demirtaş: Hükümetin açıklamaları ortada tabii sorumlu olarak orayı arayacağız. Sorumlu mevki olarak kimi göstereceğiz? Bu ülkede kimin güvenliği tehdit altındaysa sorumlusu hükümettir. Nedenn yapıyorlar peki, 94'ün koşulları yok. 81 ilde 550 adayla sahada çalışma yapıyor HDP. Türkiye neden bundan korkar? Bu program bölücü bir program değil. Tam tersine birleştirici bir program. Bunun toplumdan destek alması toplum adına nasıl bir tehdit yaratabilir ki? Tek dil tek din tek adam karşısında çoğulcu kültür gerçeğini anayasal güvenceye kavuşturmak isteyen bir seçim programı AKP açısından tehdit yaratır. Seçimden sonra baraj aşılınca şu anda sahip oldukları hegemonyayı kaybedecekler. Ne yaparsak yapalım barajn altında bırakalım fikrini pompalıyor AKP. HDP yapması gerekeni yapıyor. Hükümetin tehlike oluşturan programlarını frenliyor.
Fatih Polat: CHP'den yeterli destek gördüğünüze inanıyor musunuz saldırılar sonrası?
Demirtaş: CHP açıklama yaptı saldırıların kınanması noktasında hassasiyetlerini açıkladılar.
Arif Koşar: Ekonomi gündemi ile devam edelim. Ekonomi seçimlerde ilk kez bu kadar gündem oldu. Ve metal direnişinden sorular geliyor. Renault Tofaş direnişinden mesajnız var mı?
Demirtaş: Tabii ki dayanışma duygularımızı iletiyoruz. Onurlu bir direniş sergiliyorlar kamuyonunun gündemin taşımaları ile hükümetin işçi karşıtı programı da teşhir oluyor. Metal işçilerini yalnız bırakmamak lazım. Metal işilerinin direnişi çok kıymetli çok anlamlı. Türkiye'de ekonominin kaymağını özellikle otomotiv sektörü yiyor. Ama işçiler kan ağlıyor. Türkiye'nin neredeyse tüm arabalarını onlar üretiyor. ama ancak kendilerini geçindirebilecek kadar maaş alıyorlar.
Melis Alphan: Toplumda görünmez olan insanlar işçiler. Özellikle mevsimlik tarım işçileri... İş cinayetlerinde bile görünmez oluyorlar. İşçiler arasında da en kötü durumda olan onlar.
Demirtaş: Gerçekten tarım işçileri haberlere bile çoğu zaman trafik kazası olarak geçiyorlar. Ne tazminat hakları var. Öncelikle şu soruyu yanıtlamamız lazım. Mevsimlik işçiler neden topraklarını terk ediyor? İnsanlar neden kendi verimli topraklarında geçinemiyor? Mesele Harran medeniyetin beşiği ve insanları besleyen yerlerdir. O toprakların insanları göçebe olarak yaşıyor. Geçimlik çiftçiliği özendirmemiz lazım sanayileşmiş tarımı desteklemek yerine küçük tarımı desteklememiz lazım.
Alphan: Küresel baskıyla nasıl baş edeceksiniz?
Demirtaş: Devletin pazar desteği sunması lazım üreticinin doğrudan tüketici ile buluşabileceği bir alan sağlanması lazım. Devletin kâr amacı olarak bakmadan her halükarda desteklenmesi lazım. Devlet çiftçiye bakarken şirket gibi bakıyor. Bütçeye katkısı nedir zarar edersem vermeyeyim diye bakıyor.
Mevsimlik işçiler açısından öncelikli çözüm bulundukları yerde istihdam yaratılması. Siz bunu yaratmanıza rağmen mevsimlik işçi olarak çalışmak isteyen varsa onların seyahat güvenliğini sağlamanız lazım. Sigortalı taşınabilmeleri lazım. Sosyal güvencelerin sağlanması gerekir, asgari ücretin altında çalıştırılmamalılar, çocukların çalıştırılmasının yasaklanması şart.
Kölelerden hiçbir farkı yok maalesef. Bugün tarım işçileri modern düzenin köleleridir. Miliyetçi ayrımcı uygulamalarla da karşılaşıyorlar. Bunların tamamı kapsamlı bir proje ile çözülebilir.
Özgür Mumcu: Mevsimlik işçiler aynı zamanda seçmen . Mevsimlik işçilerin oy kullanması içn önlem aldınız mı?
Demirtaş: Kendi seçim bölgemde gitmek istiyorum diyen herkese hangi partiye bakmaksızın otobüs kiralayacağız. Ben gidecek imkana sahip değilim diyen herkesi taşımaya hazırız.
Fatih Polat: İşçiler demişken iş cinayetlerine gelelm. Soma, Türkiye tarihinin en büyük iş cinayetiydi. Siz ilk bölümde de taşeronu değerlendirdiniz. HDP'nin bildirgesinde taşeronlaştırma kaldırılacak diyor ama aşama aşama kaldırılacak deniyor. Neden yekten değil?
Demirtaş: Kamuda yekten kaldırılabilir ama özel sektörde taşeronu kaldırdık dediğiniz zaman yatırımlar durabilir. Özel sektörün risk alabileceği riskin de belirli kısmını devletin üstleneceği bir sistem olmalı. Belediyelerde birçok hizmette taşeron var. Yasakladık derseniz ertesi gün kadrolu eleman tahsisi olmayacaksa işler sıkıntılı olabilir. Bu yüzden aşamalı diyoruz.
Melis Alphan: Madenlerde toplu ölümler olunca gündeme geliyor ama yerin üstünde de kömürden kaynaklı ölümler yaşanıyor
Seçim beyannamenizde diğer partilerden farklı bir yerdesiniz. Termiklere son vereceğiz diyorsunuz. Kömürü terk edip yenilenebilir bir enerji vadediyor musunuz. Anlaşılmıyor beyannameden.
Demirtaş: Evet nükleere karşısınız da HES'lere karşısınız da sanayiyi nasıl döndüreceksiniz deniyor. Sağlıklı büyüme diye bir şeyden bahsediyoruz. Yerelin imkanı ile ekolojik dengeyi sağlayacak bir sağlıklı büyümeden bahsediyoruz. Bu kadar büyük mega kentlerin enerjisi elbette çok olur ama bizim önerdiğimiz sistemde bu kadar mega projeye gerek yok. İstanbul'a bakın, yaşanmıyor.
Kanal İstanbul'a karşıyız. Yapmayıver Kanal İstanbul'u? Sen onu yaptığın zaman, İstanbul gene on milyon kadar göç alacak. Sen Çorum'dan Artvin'den göç alacağına o paraları oralarda harca. Bizim ekonomik programımız yerelde büyümeyi öngörüyor. Yerel kaynaklardan, güneş rüzgar olabilir ama oraya yetecek kadar enerjiyi İstanbul'a taşımaya gerek yok.
Kentsel olarak enerji büyümeyi arttırır devasa konutlar AVM'lere enerji ihtiyacı doğurur. İşte o zaman kömüre o kadar ihtiyaç var. Şu anda termik HES enerji üretmeyelim dediğimizde sistemi düzenlememiz lazım buna bağlı enerji politikası daha temiz enerjiye uygun hale gelecektir.
Arif Koşar: İzleyici sorusu: Sayın Başkan Erdoğan'ı başkan yapmayacaksak ne yapacağız...
Demirtaş: Kendisi Cumhurbaşkanıdır. Cumhurbaşkanlığı yetkileri kısıtlanmalıdır. Rektörleri atama yetkisi olmamalı. Her gün bir şehirde açılış yapmamalıdır. Yalan söylememelidir. Kendisinin cumhurbaşkanı olarak görev yapmasında sıkıntı yok. Bir dahaki seçimlere de genç bir Cumhurbaşkanı ile yola devam etmelidir Türkiye.
İzleyici sorusu: Sınav sistemine ilişkin görüşleri neler?
Demirtaş: Sınav sistemi kaldırılmalı. Ortaöğretimden itibaren gençleri yeteneklerine göre eğitebilmeliyiz. Özel yetenek sınavları vardı geçmişte bazı yerlerde uygulanıyor ama bütün üniversitelerde de uygulanabilir. İnsanlar kendi yeteneklerine göre üniversiteye girebilmeli. Gençler birbiriyle yarıştırılıyor. Bu ülkenin gençleri yarıştırılıyor. Kazanamayan aptal olduğıu için mi kazanamıyor. Hayır. Fırsat verilmediği için. Ortaöğrenimden başlayarak isteyen istediği okula girebilmeli.
İzleyici sorusu: Başbakan sana Selahattin demeyeceğim demişti rahat uyuyabiliyor musunuz?
Demirtaş: Hayır hala kendime gelmiş değilim.
Avrupa'da oy kullanacaklara: Katılım hala düşük. Verilecek her oy çok önemli. Avrupa'da yaşayanlardan rica ediyorum, vereceğiniz her oy etkili olacak.
Çerkes Soykırımı: Çerkes soykırımının yıl dönümü. Çok trajik soykırımlardan birisi. Bütün Çerkes halklarının Çarlık Rusyası tarafından soykırıma uğramasıdır. Hala Çerkes soykırımı yeryüzünde soykırım olarak tanınmamış soykırımlardan birisi olarak önümüzde duruyor. Bu konuda artan bir bilinç var ama Türkiye'de iktidar bu konuda Rusya üzerinde bir baskı oluşturmadı. Çerkes halklarının yürüttükleri demokratik mücadelenin yanında olduğumuzu ifade ediyoruz. Çerkes halkının kendi anadilini öğrendiği, eğitimini aldığı bir sistemi savunuyoruz. Çerkes soykırımı ancak yıldönümünde hatırlanıyor. Türkiye'de Çerkesler 'zenginliğimiz' olarak ifade ediliyor ama öyle değil. Çerkesler, Kürtler, Aleviler bu toprakların gerçeğidirler. Soykırımın tanınması lazım.
Yiğit Bulut'a: Jöleyi bıraksın yeter.
Özgür Mumcu: Cumhuriyet gazetesinde mülakat yapıldı barış süreci devam ederse destek olabiliriz diye... Siz öyle bir beyanım olmadı dediniz. Aynı soruyu ben sorayım
Demirtaş: İçeriden dışarıdan AKP ile yol almıyoruz. Çözüm sürecini yürütmek sürdürmek istiyorlarsa çözüm sürecinin muhatabıyız, bunun sürdürülmesi için çabalarız. Can bey değer verdiğimiz bir arkadaşımızdır. Koalisyon yok
başkaları buna rağmen benim izlenimim böyle derse bu kendisini bağlar. Bizim politikamızda böyle bir koalisyon yok.
Özgür Mumcu: Ahmet Davutoğlu seçim barajı indirilebilir ama vakti zamanında HDP bize destek vermedi ded.i
Demirtaş: Güçleri mi yoktu, bu kadar yalan olabilir mi bak, güvenlik yasasını o kadar direnişe rağmen yarısını çıkardın bunu da yapsaydın. Kendi simülasyonları üzerinden bir tartışma yarattılar. 3 model üzerinden dar bölge.
AKP, insanların barajdan dolayı HDP'ye yöneldiğini düşünüyor. Onun için barajı neden kaldrmadık diye soruyorlar. Ama HDP barajı aşamazsa da kesinlikle barajı kaldırmayacaklar. Tek başına iktidar olamayacağını biliyoruz HDP'nin ama ilkeli bir muhalefet yaparak bir sonraki seçimlerde sol bir iktidar hedefimiz var.
ÇÖZÜM SÜRECİ
Süreçte mevcut durumun üzerine ne katarak ilerleyebiliriz buradan bakmak lazım. İktidarda kim varsa barış sürecini onunla yürütürüz. Ama şu an gelinen noktadan geriye götüren tartışmalar sürece katkı sunmaz.
HDP baraja bağlı olmaksızın büyük bir muhalefet merkezi oldu. Biz bu programı baraja endeksli olarak kurmadık, bu bir siyasi mücadeledir.
Toplum da bu programı benimsiyor. Oy oranı düşüktür diye bu programdan vazgeçemeyiz. Barajı kesinlikle aşabileceğimizi düşünüyorum.
SEÇİM GÜVENLİĞİ
Birçok sandıkta birden fazla görevlimiz olacak. Bir de teknik olarak takip sistemi kurduk akıllı telefonlar üzerinden. Bu sistemle bizim verimizle YSK'nın verileri uyuşmazsa itirazda bulunacağız. İnsanlar oy verecek ama oyunun güvenli bir şekilde sandıktan çıkıp çıkamayacığına inanmış değil. Türkiye hala ileri demokrasi safsatası altında halka bu korkuyu yaşatıyor. Gücümüz olursa bu oy sistemini de değiştireceğiz. Dünyanın her yerinde bilgisayar üzerinden oylar kullanılıyor. Bağımsız bir denetim mekanizmasıyla da oylar kullanılıyor.
BU PROGRAM YÜZDE 10'DAN FAZLASINI HAK EDİYOR
HDP'ye sempatiyle bakan yüzde 30'luk bir kitle var. HDP barajı aşmalıdır diyen yüzde 54'lük bir kitle var. Bu program yüzde 10'dan çok daha fazlasını hak ediyor. Hırsızlğa bulaşmamış bir parti barajla uğraşıyor.
EŞ BAŞKANLIK
AKP eş başkanlığı tartıştı ama iki erkek olarak tartıştı. Şu an Davutoğlu da zaten eş başkanlık yetkisine sahip değil.
SEÇİM ÇALIŞMALARI
Erzincan, Balıkesir, Malatya gibi ilk defa gittiğim illerde coşkulu mitingler vardı. Hiçbir yerde az bir kitleyle karşılaşmadım.
SURİYE
Suriye toplumunun tamamı iç savaş içerisinde. Çözüm bulunacaksa öncelikli olarak bütün güçlerin bir masa etrafında toplanması gerekir. Mevcut rejimi dışlayarak çözüm bulunmaz. Zaten Esad'ın bir tabanı da var orada. Biz daha çok orada merkezi bir yönetimden çıkılmasını öneriyoruz, bölgesel yönetimler, herkesin yönetimde söz sahibi olacağı, oradakli insanların da istediği bir modeli desteklemek daha yerinde olur. Her devlet orada kendi adına birilerini savaştırıyor. Türkiye de birilerini destekliyor. Türkiye oradaki savaşın bir parçasıdır. Türkiye etkili olmak istiyorsa taraf tutmayı bırakmalıdır.
KADIN CİNAYETLERİ
Kadın cinayetlerinde Batman öne çıkan bir yerdi ve ciddi çalışmalar sonucu oran çok düştü. Şu anda Türkiye'nin her yerinde yaşanan bir sorun kadın cinayetleri. Eğitim politikası, medyanın dili değişmediği zaman erkek zihniyetini yok edemezsiniz. Egemen olan erkektir, devlet de eril olarak düşünülür. Bu anlayışta yönetmek erkeğe mahsus bir şeydir. Böyle bir zihniyete göre kadının katledilmesi caizdir. Kadın hayatın her alanında bir metadır. Böyle bir zihniyete göre kadının katledilmesi caizdir. Kadın hayatın her alanında bir metadır. Üç çocuk dayatması tam da bu zihniyetin tezahürüdür. Kadının mutlaka ev dışına çıkabileceği faaliyetlerin önünü açmamız lazım. Bir kadının evde çalışıyor olması onun emeğinin olmadığı anlamına gelmez
Evde çalışan kadını işsiz kadın olarak göremezsiniz. Siyasal yaşama da kadının katılılımın önünün açılması lazım. Kadın cinayetlerinde mutlaka özel mahkemelerin oluşması gerekiyor. Yargının erkek değil kadın olması gerekir. Kadınlar parlamentoda daha çok görünür olmalı.
Ben bunları partimdeki kadınlardan öğrendim. Kadın arkadaşlarımız istemesek bile zorlaya zorlaya hem teori de hem pratikte bunu bize öğretiyorlar. Partimizdeki bütün kadrolar akademik toplumsal cinsiyet eğitiminden geçerler. Bize de onlar öğrettiler.
İzleyici sorusu: Neden mitinglerinizde Türk bayrağı yok?
Demirtaş: Türk bayrağıyla mitinge gelmek isteyen kimseyi engellemedik. Öyle bir önyargımız, hassasiyetimiz yok. Türkiye'de bayrak milliyetçiliğin sembolü olarak görülüyor ve oraya yüklenen anlam resmi ideolojinin kendisidir. Bize oy verenler içinde Türk de var Kürt de Ermeni de var. Vatandaşı olduğumuz devletin sembolüdür.
Siz asgari ücretle ilgili yaptığınz açıklamalarda düzenlemeler öngörüyosunuz ama işvereneri zorlayacak diye size dönük sorular geldiğinde biz onları da mağdur etmeyiz dediniz Neden işverenler biraz mağdur olsa ne olur?
Demirtaş: Çoğu küçük atölye sahibidir bunlardan bahsediyorum. Biz onları mağdur etmeyiz. Borsadan banka faizlerinden rant alanından para kazananlardan değil. Onları tamamiyle mağdur edeceğiz hırsızlık yapıyorlar. Çalışma saatlerini de düşürmeyi öneriyoruz mesela günlük 7 saat. Dolayısıyla yeni istihdam alanları da açacağız. Az kazanandan az çok kazanandan da çok vergi almamız gerek ama çok büyük paralar kazananların ödediği vergi çok azdır. Emek politikaları işletmecinin aleyhine olmak zorunda değil İşletmeler iflas eder eğer çalışma saati 7 saat asgari ücret 1800 olur diyorlar ya Hayır vergi adaletsizliğiyle alakalı.
NATO hakkında ne düşünüyorsunuz?
NATO bir savaş örgütüdür, Gladio örgütüdür Kirli işlere bulaşmıştır bütün ülkelerde. Türkiye'nin bu üyeliğini de yararlı bulmuyoruz.
Fatih Polat: Kadına dair açıklama yaptınız ama Bildirgede de öneml noktalar var. Yaptığınız kamuoyu araştırmalarında kadınların oy oranına dair bir gözleminiz var mı?
HDP'nin aldığı oyların yüzde 52'si erkeklerden geliyor. Seçim dönemleri bütün bu politikaların anlatılması için önemli bir fırsattır. Bu nasıl bir toplumsal dönüşüme yol açar diye bakıyoruz Pragmatist baksaydık şu 'sosyal yardım poitikaları'na bakardık kadını eve hapseden yardım eden, bundan vazgeçilmesi gerek.
Özgür Mumcu: Milletvekiliği dokunulmazlığının kaldırılacağını söylüysorunuz ifade özgürlüğü dışında?
Demirtaş: Evet, kürsü dokunulmazlığı kalmalı.
Fatih Polat: Geçtiğimiz gün bir çocuk yolda çevirdi sizi 'lan bir dur' dedi. Başka böyle şeyler yansıyor mu, yansımayan neler var?
Demirtaş: Bakış açımız aynı kendimizi halkın üzerinde görmüyoruz ama fotoğraf çektirmekten siyaset yapamıyoruz.
Şu an Hayat TV önünde yüzlerce kişi var balkon konuşması yapacak mı diye soruyorlar?
Hayır ben sevmiyorum balkon konuşmasını.