Bugün Mutlaka Okumanız Gereken 10 Köşe Yazısı
Yeni Bombalı Saldırı Tahmin Ettiğimizden Yakın | Ezgi Başaran | Radikal
O çay ocağını kim işletiyordu? Suruç katliamını yapan Ş.A.A'nın ağabeyi Y.E.A. Hadi buyrun bakalım.
“Adıyaman’dan Suriye’ye gençler Cihatçı olmak için gidiyor. Biz defalarca (2013’ten başlayarak) haberlerini yapıyoruz. İsimlerine kadar bir liste halinde biliyoruz. Bizim bildiğimizi devlet bilmez mi?
Eğer biliyorsa, nasıl oluyor da, 2013’te Suriye’ye gidip 2014’te dönen M.G.D’yi takip etmiyor? Nasıl oluyor onun nefesini izlemiyor? Nasıl oluyor onun O.G gibi başka gençleri IŞİD için örgütlemesini gözden kaçırıyor?
Bu bir devlet için büyük bir güvenlik açığı, kocaman bir sarsaklık örneğidir.
Eğer devletimiz sarsak değildir, herşey kontrol altında deniyorsa, bu anlattığım kronolojiye göre, çarem kalmaz, kasıt ararım.
Bu olay, “Diyarbakır’da bombayı IŞİD’li bir genç patlatmış, fail bulundu” denip geçilemeyecek kadar mühimdir.
Bir Kulp Bulabilseler Suruç'a... | Kanat Atkaya | Hürriyet
Bir kulp bulabilseler takacaklar...
Henüz kanı kurumamış gencecik insanların ardından 'Çok üzüldüm, lanetliyorum, kınıyorum'ları âdettendir diyerek sıraladıktan sonra ağızlarında, makalelerinde 'Ama...' diye başlayan cümleler büyütüyorlar.
Bir fırsatını bulsalar katliama giden yolun taşlarını döşemiş olanları maktul, canını kaybedenleri katil diye tanıtacaklar.
Sabırsızca tur atıyorlar ölü gençlerin tabutları etrafında; bir bağlantı, bir ipucu, bir kanıt, şüpheleri kaşıyacak, kaşları kaldıracak bir işaret arıyorlar...
*
Açıktan 'O ölenler var ya gerilla olmaya gidiyordu zaten...' diyemiyorlar, diyemeyeceklerini de biliyorlar.
Biliyorlar...
Tarihte hiçbir 'gerilla grubu', oyuncak, kitap, bebek bezi vb yüküyle ilerlememiştir, ilerlemez.
Biliyorlar...
Tarihte hiçbir 'gerilla grubu', çıkacağı yolu, otobüslerin kalkacağı yeri ve zamanı, yolda nerelerde konaklayacaklarını duyurarak yola çıkmamıştır, çıkmaz.
Sykes Picot'ta Versiyon Güncellenirken.. | Şebnem Oruç | Yeni Şafak
Senaryosunu kimlerin yazdığını tahmin etmekte hiç de zorlanmadığımız, nereye doğru gittiğini de artık herkesin bildiği bir filmi izlemekteyiz hep birlikte. Suruç'ta 32 kişinin hayatını kaybettiği canlı bomba saldırısının ardından dakikalar geçmeden birbirine doğrultulan parmaklar bunun bir göstergesi. 140 karakterlik bir tweet'e sığdırılan, bir tek 'ne kadar provokatif olursa o kadar çok paylaşılır' realitesine titizlenerek yazılıp hızla gönderilen saldırgan mesajlar da öyle. Ve onları takip eden ve sağduyu gösterip toplumu aklıselime davet edeceği yerde galeyana getiren kanaat önderlerinin ideolojik sloganları... Medyada pişkin pişkin gülüşlerini bile saklamadan “Şekerim biz söylemiştik. İktidarın dış politikası yanlış,” diye başlayıp “göstereceğiz” deyip bir türlü göstermedikleri delillerin yine eksik kaldığı ve fakat “biz itham ettik, siz aksini ispat etmekle mükellefsiniz,” diye devam ettirdikleri “Ankara IŞİD'i destekliyor” iddiaları...
Suruç Katliamı ve “Cihat”ın Türkiye Cephesi | Yahya B. Adil | Birikim
HDP Diyarbakır mitingine yapılan saldırıdan sonra Suruç katliamı da DAEŞ/IŞİD’e atfedildi. DAEŞ olsun ya da olmasın, bu saldırıların Suriye’deki “cihat”la taşeronluk düzeyinde de olsa bir bağlantısı olduğu anlaşılıyor.
Eğer Diyarbakır ve Suruç saldırıları eylem düzeyinde “cihatçılar” tarafından yapılmışsa, siyasal İslâmcılığın modern “Cihat”ının Türkiye cephesindeki hedefinin Türkiye solu olduğunu söylemek gerekiyor.
Türkiye Solunu DAEŞ zulmüyle korkutmak
R. T. Erdoğan’ın erken seçim kararıyla birlikte, HDP’ye karşı rövanşın kanlı eylemlerle gidilen bir seçimde alınacağı iddia edilmişti. DAEŞ’in “daha büyük hesaplar için taşeronluk yaptığı” iddiası da bununla ilgili olmalı.
Fakat biz satha bakalım. Kendi hesabına ya da taşeron olarak, DAEŞ’in Türkiye solunu, dayanışma duygularını bayrak yapan gençleri hedef aldığı iddia ediliyor.
Daha Kaç Katliam Var? | Nazım Alpman | BirGün
Türkiye’nin Yakın Tarihini görerek, okuyarak, hissederek yaşayanlar artık gayet iyi biçimde biliyorlar ki;
-Büyük operasyonlar, büyük organizasyon gerektirir!
Yasadışı örgütler toplumu derinden sarsacak büyük eylemlerin ancak icracısı olabilirler. Hazırlık, zamanlama, operasyon ve sonrası kesinlikle, o coğrafyadaki en etkili organizasyonun bilgisi-yönetimi dışında gelişmez!
Suruç Katliamı olarak tarihe geçecek olan son vahşet sonrasında da gözler aynı tanıdık adrese döndü: Devlet!
Suruç Katliamı, Roboski Katliamı, Reyhanlı Katliamı, Diyarbakır Katliamı… Biraz daha gerilere gidersek, Sivas Katliamı, Maraş Katliamı… Hepsinin kumanda mekanizmasında devletin kanlı parmakları apaçık görülebiliyor.
AKP başka bir koldan gelerek devleti ele geçirdiği için, “devletin geleneksel refleksleriyle” yeni yeni hemhal olmaya başladı:
-Böyle bir mekanizma varsa biz niye kullanmayalım ki?
Siz Ne Biçim İnsanlarsınız?! | Levent Gültekin | Diken
Kutsal kitaplarda geçen, çok bilinen bir hikaye var:
Anne çocuğunu kaybeder. Yana yakıla arıyordur. Bir süre sonra çocuk bulunur. Fakat o arada bir başka kadın daha, feryat figan ederek çocuğun kendi çocuğu olduğunu iddia ediyordur. İki taraf da çok kararlıdır. Bu duruma bir türlü çözüm bulunamaz ve mesele kadıya taşınır.
Kadı birçok yol dener fakat bir çözüm bulamaz. Sonunda şöyle der: “Çocuğu ortadan ikiye keselim, yarısı birinize, diğer yarısı da birinize.”
Annesi olduğunu iddia edenlerden biri öneriyi hemen kabul eder. Fakat diğer anne, “Hayır, tamam çocuk benim değil, siz alın” der. Bunun üzerine kadı, “Gerçek anne bu çocuğun ölmesine razı olmaz” diyerek çocuğu, çocuktan vazgeçen kadına verir.
Bu hikaye bize hayatın her şeyden, bütün iddialardan, bütün hesaplardan, bütün sahiplenmelerden, bütün çatışmalardan daha değerli olduğunu anlatıyor. Yaşama bağlanan bir umut var bu hikayede. Yaşasın, belki bir gün kavuşurum diye saklanan bir umut o.
Dikkat! Kutuplaşma Bitti, Cepheler İnşa Ediliyor | Nihal Bengisu Karaca | HaberTürk
Türkiye hain saldırıyla sarsıldı salı günü. Suruç İlçesi’ndeki Amara Kültür Merkezi’nin önü kan gölüne döndü. 32 kişi öldü, 29 kişi yaralandı. İstanbul ve Ankara’dan Kobani’ye destek için giden 300 kişilik ESP’li gençler özel olarak hedef alınmışlardı. ESP, aynı zamanda HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’ın partisi. Katliama neden olan intihar bombacısının IŞİD’e mensup Abdurrahman Alagöz olduğu iddia ediliyor. IŞİD eşzamanlı gerçekleşen Kobani saldırısını üstlenirken Suruç ile ilgili bir açıklama yapmadı. Ama Suruç hadisesinin yaşanmasından sorumlu olduğu konusunda şüphe yok.
IŞİD ya da DAİŞ. Dilerim ki Kobani’ye destek için yola çıkan gençleri ateş buharına yuvarlayanlar gün yüzü görmesinler.
Beddua literatürümüzü gün geçtikçe genişleten IŞİD’i kaç kez lanetledik hatırlamıyorum. Arkadaşlarım da benden farksız. Kaldı ki ben Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin IŞİD’e karşı kara operasyonu yapması gerektiği hakkında ardı ardına üç yazı yazmış biriyim. Ama bir terslik var.
Adım Adım Suruç | Emre Kongar | Cumhuriyet
Hiç kıvırtmadan, hamaset yapmadan, Suruç katliamına yol açan süreçleri üç ayrı bağlamda özetleyelim:
I) Dış politika bağlamında:
1. “Stratejik Derinlik”, “Komşularla sıfır sorun”, “Kadim kültürümüzmedeniyetimiz”gibi içi boş sloganlarla, Kafkaslar’da, Balkanlar’da ve Ortadoğu’da, Osmanlı etkisinin hayali peşinde koşuldu.
2. Din olarak İslam, mezhep olarak Sünnilik, dünya ve Ortadoğu politikalarında ana eksen yapıldı.
3. Irak’ın ve Kuzey Irak’ın içişlerine de din ve mezhep ekseninde müdahale edilmek istendi ama bunlar, hem dirençle karşılaşıldığı hem de ekonomik menfaatlerin zedelenmesi istenmediği için utangaç girişimler seviyesinde kaldı.
4. Suriye’deki radikal askeri İslami oluşum, hem Esad’a hem de Kürtlere karşı askeri bir güç olarak kullanılmak istendi.
5. Suriye politikası büyük zikzaklar çizdi, herkesin güvenini yitirdi.
a) ABD’nin Ortadoğu politikasıyla uyum sağlamak için Esad ile dostluk bozuldu.
b) Ama sonradan bu çizgide aşırıya gidildi, Suriye politikası Esad karşıtlığına endekslendi.
Büyük Güven Krizi | Sezin Öney | Taraf
Suruç saldırısı, saldırının vahşeti, insanın canını çok yakıyor. Ve Suruç’taki saldırı ile, Türkiye’de zaten hassas denge(sizlik)lerde duran Kürt Sorunu’nun fay hatları da iyice çatırdamaya başladı. Siyaseten biriken yoğun stresin dev bir sarsıntıyla boşalmasına ramak kalmış durumda.
7 Haziran sonrası, “Çözüm Süreci” nereye gidecek diye sorulduğunda, Türkiye’nin Suriye sınırı ve Güneydoğusunda “proxy wars” olarak adlandırılan tarzda çatışmalar olacağını öne sürmüştüm. Yani, 1990’lar veya 2000’lerde olduğu gibi TSK ile PKK arasında doğrudan ve geniş kapsamlı çatışmaların pek olmayacağını, ancak “başka aktörlerin” bölgeyi, “güvenliksiz hâle getireceğini” söylemiştim.
Sonuçlarının vahametine bakınca, Suruç saldırısında kim kimi “maşa” olarak kullanıyor müphem. IŞİD, karşısındaki düşmanlarının yani bence hem Kürtlerin hem Türklerin, hem tüm Türkiye’nin açıklarını, zaaflarını çok zalim ve kurnazca kullanıyor.
Ali Can'ın Parkası | Bekir Coşkun | Sözcü
Silahların Türkmenlere gönderildiği yalan çıktı…
CHP Ekim 2014’de silahları IŞİD’e götüren şoförlerin ifadelerini yayınladı…
IŞİD komutanı silahların ve örgüte katılmak isteyenlerin çoğunun Türkiye’den geldiğini resmen açıkladı…
İngiliz kanalı SKY NEWS IŞİD’e katılanların pasaportlarındaki TC damgasını yayınında gösterdi…
Davutoğlu “Bizim IŞİD ile ne alakamız var?” dedi…
*
CNN Türk, 29 Temmuz’daki yayınında İstanbul’un toplanma yeri olduğunu, Düzce ve Adapazarı’ndaki kamplarda IŞİD militanlarının eğitildiği, Takvahaber sitesinde yayınlanan IŞİD propaganda görüntülerine dayanarak açıkladı…
Beşir Atalay “Bize atılmış bir iftiradır” dedi…
*
IŞİD militanları Ömerli’de topluca gıyabi cenaze namazı kıldılar…
Görüntüler tüm dünya medyasında yayınlandı…
İçişleri Bakanı Efkan Ala “Bak yine sanki bizdeymiş gibi yalan konuşuyorlar” dedi…