Görüş Bildir
Haberler
Böyle Aldatmacalar Görülmedi! Dünya Tarihinin Gördüğü En Büyük 10 Sahtekarlık Hikayesi

Böyle Aldatmacalar Görülmedi! Dünya Tarihinin Gördüğü En Büyük 10 Sahtekarlık Hikayesi

Bayağı ciddi yalanlar atılmış!

Kaynak: https://www.historyextra.com/period/2...
İçeriğin Devamı Aşağıda

1. Napolyon öldü yalanı

1. Napolyon öldü yalanı

İngiltere ve Fransa arasındaki çetin savaş devam ederken İngiliz bir adam Napolyon'un öldüğü yalanını atarak savaşın bitmesini sağlamaya çalışır ve bir anda her yerde Napolyon öldü diye naralar atmaya başlar. Kısa sürede tüm İngiltere'ye yayılan bu habere rağmen Napolyon ne ölmüştü ne de yaralanmıştı. Üstelik söz konusu ölüm haberinden doğan barış durumundan dolayı borsada epey hareketlenme olmuş ve herkes borsaya yatırım yapmaya başlamıştı. Nitekim iddianın yalan olduğu ortaya çıktı ve anlık heyecanla borsaya yatırım yapan herkes iflas ederek ülke çapında intiharlar yükseldi. Yalanı ortaya atan İngiliz ise ömrünün büyük bir kısmını hapiste geçirdi.

2. Hitler'in günlüğünün bulunması

2. Hitler'in günlüğünün bulunması

1983 yılında Almanya'da yayınlanan Stern adlı dergi, yeni sayısında 1945 yılında hayatını kaybeden Adolf Hitler'in günlüğünü bulduğunu duyurur. Günlüğü parçalar halinde yayınlayacağını iddia eden dergiye elbette ilgi yoğun bir şekilde artar, fakat ortada günlük falan yoktu. Konrad Kujau isimli bir Nazi sempatizanı, Nazi eşyalarını pazarlayarak büyük paralar kazanan biriydi ve Stern dergisine de Hitler'in günlüğü diyerek kendi yazdığı bir günlüğü tam 9,3 milyon Mark'a sattı.

Dergi, günlükten parçalar yayınlasa da söz konusu tarih hataları nedeniyle dergi sürekli olarak şikayet almaya başladı. Stern dergisi ise bilginin kaynağını paylaşmayı kesin bir dille reddediyordu. Baskılara daha fazla dayanamayan dergi, günlüğün gerçek olduğuna dair bir test yaptırdı ve günlük sahte çıktı. Bunun üzerine Konrad Kujau tutuklanırken, Stern dergisindeki birkaç editör işinden oldu.

3. Cottingley Perileri

3. Cottingley Perileri

Günümüzde hala tartışılan bir fenomen olan Cottingley Perileri, keşke gerçek olsa dedirten bir hikaye. 1917 yılında iki kuzen Elsie Wright ve Frances Griffiths, Cottingley'deki bir parka vakit geçirmeyi çok seviyordu. Parkta tüm gün oyun oynayan bu ikili eve geldiklerinde ise parktaki perileri görmeye gittiklerini söyler. Hatta kimse inanmadığı için evdeki fotoğraf makinasını ödünç alırlar ve perileri ispatlayacaklarını söylerler.

1 saat sonra bir dizi doğa fotoğrafı ile geri dönen ikilinin fotoğraflarında gerçekten de periler vardır. Kısa sürede tüm kasabaya yayılan bu haber üzerine perilerin metafizik değişimin kanıtı olduğuna inanırlar ve tüm ülke bu fotoğrafları incelemeye başlar. Herkes perilerin gerçek olduğuna inansa da 1983 yılında Elsie Wright, fotoğrafın üzerine çizim yaptığını itiraf etti. Frances ise perilerin gerçek olduğunu savunmaya devam ediyordu.

4. Bernes Sokağı şakası

4. Bernes Sokağı şakası

Theodora Hook, oturduğu sokağı İngiltere'nin en ünlü sokağı yapacağına dair arkadaşıyla iddiaya girdi. 27 Kasım 1809 yılında iddiasını gerçekleştirmek üzere harekete geçen Hook, Oxford caddesi 54 numaradaki eve çok sayıda sipariş verdi. İlk olarak baca temizleyicisi eve gelmişti. Ardından pastacı, cenaze tabutçusu, ayakkabıcı, fırın, kasap ve daha pek çok esnaf siparişlerini getirmek üzere 54 numaraya geldi. Bunun yanı sıra belediye başkanı, emniyet müdürü, papaz gibi önemli isimler de bu eve randevuya gelmişti, fakat ev sahibi hiçbirinin kendisi tarafından çağırılmadığını söylüyordu. Sokak öyle bir karmaşaya sebep oldu ki kalabalığı dağıtmak için polis ekipleri olay yerine gelmeye başladı. Sonuç olarak Theodora Hook iddiasını kazansa da o sokaktaki evinden taşındı.

5. İskit Kralı'nın Tacı bulundu iddiası

5. İskit Kralı'nın Tacı bulundu iddiası

Tarihin en büyük sahtekarlık olaylarından biri olarak anılan bu olayda, İskit Kralı Saitapharnes'in Tacının Paris'teki ünlü Louvre Müzesi'nde gösterilmeye başlanması ile başlıyor. Louvre Müzesi tarihler 1896'yı gösterdiğinde ünlü kralın tacının müzede gösterileceğini duyurur. Üstelik tacı koleksiyonlarına eklemek için tam 200.000 Frank ödeme yaparlar. M.Ö 3. yüzyılın sonlarına ait olduğu düşünülen taç sergilenmeye başlar, fakat tacı gören herkes bunun sahte olabileceğini düşünür. Nitekim yapılan incelemeler sonucunda tacın sadece 1 yaşında olduğu ve Louvre Müzesi'nin dolandırıldığı ortaya çıkar.

İçeriğin Devamı Aşağıda

6. Tavşan doğuran kadın iddiası

6. Tavşan doğuran kadın iddiası

1726 yılında Mary Toft isimli bir kadın, tavşan doğurduğunu iddia ederek bir doktor çağırır ve gerçekten de doktorun gözleri önünde ölü tavşanlar doğurmaya başlar. Tüm kasaba halkının ve tabii tıp dünyasının şoka uğramasına neden olan kadın, doktor John Howard tarafından incelemeye alınır. Kraliyet ailesine kadar uzanan bu olay sonucu Mary Toft'u incelemek üzere özel bir uzman gönderilir ve uzman, Mary Toft üzerinde acı verici bir deney yapacağını söyler. Bunun üzerine genç kadın, ölü tavşanlarını vajinasına kendi soktuğunu ve daha sonra doğuruyor gibi numara yaptığını itiraf eder. Bunun üzerine Mary Toft'un gerçekten tavşan doğurduğuna inanan John Howard, işinden oldu.

7. Kurşunun altına çevrilmesi

7. Kurşunun altına çevrilmesi

Orta Çağ'a gittiğimizde simyanın oldukça popüler olduğunu görebiliriz. Metallerin altına çevrilmesi olarak da adlandırılan simya aslında yalnızca bir inançtan ibaretti ve pek çok kişi metalleri altına çevirmeye çalışıyordu. Nitekim Floransa'da bir simyacı, 'usufur tozu' isimli bir madde yarattığını ve bu maddenin kurşunu altına çevireceğini söyler. Kısa sürede tüm eczanelerde satılan bu toz için bir Dük, simyacıyı yanına çağırır ve eğer gözlerinin önünde bir kurşunu altına çevireceğini ispatlarsa ona 20.000 altın vereceğini söyler. Çeşitli hileler yaparak Dük'ü kandıran simyacı tozu ona verir ve 20.000 altını alarak kaçar. Toz ise hiçbir işe yaramıyordur.

8. Konstantin'in bağışlanması

8. Konstantin'in bağışlanması

Bu olay, Orta Çağ'ın en büyük aldatmacası olarak anılıyor. Konstantin'in Bağışı, bir belgenin adıdır, fakat bu belge sahtedir. Batı Roma idaresinin papaya bıraktığı iddia edilen bu belgeye göre tüm Batı Roma bu makam tarafından yönetilmeye başlandı. Belgenin 15. yüzyılda sahte olduğu ortaya çıksa da papalık o döneme kadar çok güçlenmiş ve tüm Avrupa kıtasını etki altına almıştı. Vatikan'ın bugün bu kadar büyümesinin en büyük nedeni bu sahte belge olarak görülüyor.

9. Piltdown Adamı

9. Piltdown Adamı

Charles Dawson tarafından yapılan bu sahtekarlıkta Dawson 1912 yılında bir kafatası ve çene kemiği fosili bulduğunu iddia eder. Bilim dünyasına göre bu fosil, erken dönem insan türüne aitti ve büyük bir buluştu. Bilim dünyasından inanılmaz tepkiler alan bu olayın daha sonra tamamen düzmece olduğu ortaya çıkar. Dawson'ın getirdiği kafatası bir insana, çene kemiği ise orangutana aitti. Üstelik kemiklerin eski görünmesi için onları demir çözeltisi ve aside batırmıştı. Gerçek ortaya çıksa da tam 40 yıl boyunca bu sözde fosiller bilim dünyasında büyük ilgi gördü.

10. Mekanik satranç makinesi

10. Mekanik satranç makinesi

18. yüzyılda oynadığı herkesi yenen bir satranç makinesi icat edildi. Yapay zekanın ilk örneği olarak da görülen bu makine 1770'de Viyana'da ortaya çıktı. Türk yöresel kıyafetleri giymiş bir adamın yer aldığı makineyle satranç oynayan herkes bu mekanik adama yeniliyordu. Satranç makinesi dönemine göre o kadar popüler oldu ki önce Avrupa ve daha sonra Amerika'yı gezdi ve hemen herkesi satrançta yendi. Fakat bu makine aslında yapay zeka ile değil, normal bir satranç oyuncusunun zekası ile çalışıyordu. Makinenin alt dolabında kızaklar bulunuyordu ve içeride oturan satranç oyuncusu, rakibinin hareketlerine göre kızakları hareket ettirerek hamle yapıyordu. Bu hamleleri makinenin üzerindeki adamın yaptığını düşünen herkes bu dahice makineyi görünce heyecanlanıyordu ve tam 84 yıl boyunca mekanik satranç makinesinin böyle bir aldatmacası olduğunu anlamadı.

Bu içerikler de ilginizi çekebilir 👇

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
21
12
8
4
3
2
2
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın
İronici

satranç makinesinin adı "Türk" idi.