İLİŞKİLER

İlişkiler her zaman kolay yürümüyor, özellikle hayatın yükü omuzlara bindikçe. İş, çocuklar, aile, ev derken çiftler birbirine vakit ayıramaz hale gelebiliyor. İşte tam da bu yüzden terapistlerin sıkça önerdiği 2-2-2 kuralı devreye giriyor. Bu kurala göre belirli aralıklarla planlanan kaliteli zaman, ilişkinin dinamiğini korumanın anahtarı olabilir. Peki bu kural nasıl uygulanıyor ve gerçekten fayda sağlıyor mu? Bakalım!Kaynak 1, Kaynak 2

Aldatma…İlişkilerde belki de en sarsıcı deneyimlerden biridir. Bir anda kaybolan güven, sorgulanan sadakat, dağılan bir “biz” duygusu ile her şey yerle bir oluverir.Ama şaşırtıcı olan şu: Tüm bu karmaşaya rağmen bazı çiftler, ilişkiye yeniden başlama cesaretini gösterebiliyor.Aldatma sadece bir davranış değil, derin bir deneyimdir. Çoğu zaman aldatma denilince akla yalnızca fiziksel bir yakınlık gelir. Oysa aldatma, çok daha geniş bir yelpazeyi kapsar:· Duygusal yakınlıklar· Gizlenen mesajlar· Dijital flörtleşmeler· Partnerin bilmediği özel bağlar…Her çiftin aldatma tanımı farklıdır. Kimi için sosyal medyadaki bir beğeni bile sınır ihlalidir, kimi içinse fiziksel temas olmadan ihanet sayılmaz.

Günümüzde ilişkilere başlamak da bitirmek de oldukça farklı bir hal aldı. Eskiden 'çıkma teklifi' diye bir şey vardı. İnsanlar birbirine çıkma teklif eder ve ilişki başlardı. Şimdilerde ise ilişkinin başladığını da bittiğini de anlamak zor. Neden mi? İlişkiyi bitirirken 'ghostlamak' moda oldu da ondan! Bir bakmışsınız, üç gündür mesajınıza cevap almamışsınız.Sosyal medya kullanıcıları bu kez ghostlanma sınırlarını açıkladı.

Sizler de takdir edersiniz ki ilişkilerde 'çabalayan erkek' her zaman kazanır. Peki çabalayan erkek nasıl olur? Geçtiğimiz günlerde bir Twitter (X) kullanıcısı çabalayan erkeklerin önemini hatırlatan bir gönderi paylaştı. Diğer kullanıcılar da çabalayan erkek örnekleri vererek hem kendilerine hak verdirdi hem de güldürdü.

Gelin alma törenleri binlerce yıllık Antik Mezopotamya, Roma ve Orta Asya Türk kültürüne dayanan bir ritüel. Başlarda at arabaları ve deve kervanları ile çıkılan bu yolculuk, 20. yüzyılda araba süslemeleriyle şekil değiştirdi. Evliliğin neşesini, ailenin mutluluğunu ve tabii ki toplumsal kutlamayı temsil eden süslemeler de kişiselleşmeye başladı. Arabanın arkasına takılan konserve kutuları, balonlar ve 'Evleniyoruz' yazıları bir süre sonra elbette mizah ustalarının yaratıcılığıyla bambaşka bir boyuta ulaştı. Envaiçeşit esprili notla eğlence kaynağı olan gelin arabası yazılarının ülkemizdeki şekli ise beklentilerin ötesinde! Zira, dünyada bizim gibi gelin arabasının arkasına kamyon yazısı, futbol takımı göndermesi ya da zorla evlendirildiğini hissettiren yazılar yazan başka bir millet daha yoktur. Biz de sizin için yurdum insanının 'Allah düşmanımın başına bile vermesin' dedirtecek gelin arabası yazılarını derledik. İyi eğlenceler...