Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Danimarka ve Norveç'te Hayvan Genelevleri Olduğu İddia Edildi
Danimarka ve Norveç'de Hayvanlara Tecavuz Yasal
Not: Hayvan genelevlerinin varlığını gösteren bir kanıt olmadığından haber gerçeği yansıtmamaktadır.
Danimarka’da hayvan kerhaneleri tam anlamıyla yasal, bir hayvana tecavüz etmenin hiçbir cezai karşılığı yok.
Danimarka ve Norveç’teki yasal düzenlemeler, insanın hayvanla cinsel ilişkiye girmesiyle ilgili yasal hakları konusunda oldukça açık. Yasa böyle bir ilişkiye girmenin son derece yasal olduğunu, tek itirazın ilişkiye girilen hayvanın acı çekmesi olduğunu söylüyor. 24timer isimli Danimarka gazetesine göre, yasadaki bu ilginç boşluk insanların hayvanlarla seks yapmak için para ödediği bir iş dalının ortaya çıkmasına yol açtı.
İnternette bir çok Danimarkalı hayvan sahibi kendi hizmetlerini açık açık reklâm ediyor. Gazete bu türden bir çok kişiyle bağlantıya geçti ve bu insanlar bir çok hayvanın senelerdir bu türden etkinliklerde kullanıldığını ve hayvanların cinsel olarak uyarılmaktan büyük zevk aldığını söylediler. Gazete hizmetlerin 85-170 dolar arasında bir ücreti olduğunu da öğrendi.
Danimarka yasaları, Norveç yasalarına benzediği için hayvan genelevi olgusunun Norveç’te de yasal olup olamayacağına dair bir çok şüpheye yol açtı.
Norveç Gıda Güvenliği Birimi’nin hayvan refahı bölümü şefi olan Torunn Knaevelsrud Norveç’te hayvan genelevi olup olmadığı sorusu üzerine “evet ya da hayır demek zor” diyor.
Norveç şu anda Hayvanları Koruma Yasası’nı gözden geçiriyor ve Norveç Hayvan refahı Grubu dahil bir çok grup hayvanlarla cinsel ilişkiyi yasaklayan türden yasal düzenlemeler yapılmasını istiyor. (yazı 2008’e ait ama bu konuda bir gelişme yok).
Danimarka’da hayvan genelevi işletenlerden birisi bir çok müşterisinin başka ülkelerden geldiğini, bu hizmetten yararlanmak için uzun mesafeler katettiklerini söylüyor, “kendi ülkelerindense Danimarka’da hayvan seksi yaşamanın daha kolay olduğunu söylüyorlar bana.” Bir çok müşterinin Almanya, Hollanda, İsveç ve Norveç’ten geldiğini belirtiliyor.
TÜRKİYE
Türkiye’de bir köpeğin tecavüze uğradığını duymanın tuhaf hiç bir tarafı yok. Her yerde oluyor ve bazen günlük bazda yaşandığını öğrenmeniz için tek yapmanız gereken şey Facebook’ta biraz zaman harcamak…
Güvenlik güçleri tarafından sürekli korunan bir binadan bir kaç metre uzakta bir köpek tecavüze uğruyor, çığlıkları duyuluyor, uzaktan duyulabiliyor…ama hiç kimse birşey yapmıyor.
Sincan Belediyesi olayı reddetti. Let’s Adopt grubu Belediye Başkanı Mustafa Tuna’nın imajına zarar verdikleri gerekçesiyle dava açmakla tehdit edildi. Belediye Başkanı olayı duymaktan duyduğu üzüntüyü diye getirse de olay duyuldukça ve üzerine gidildikçe tavır değişti, Sincan’da böyle bir olay yaşandığı dahi reddedildi.
BREZİLYA
18 Eylül 2012 tarihinde bir köpek Brezilya’daki bir benzin istasyonunda tecavüze uğradı. İnsanlar çığlıkları duyunca polisi aradı.
Odaya girdiklerinde polisler her yerinde kan olduğunu, zavallı köpeğin durumunun hiç iyi olmadığını gördü. Köpek hemen hastaneye kaldırıldı, çok fazla kanaması vardı, iç organları parçalandığı için kanama durdurulamıyordu.
Hayvan refahı grubu Associações AAPA, Amigos do Canil e SOS Bicho de Rua imza toplayarak şu anda serbest olan tecavüzcünün ağır cezaya çarptırılmasını istedi.
BORNEO
Michael Mountain tarafından yazılan yazı hayvan genelevleri ya da hayvanlarla cinsel ilişkiye giren insanlarla ilgili…Yukarıdaki resimdeki hayvan, yazıda sözü edilen Pony. Pony söz konusu köyde fuhuş amaçlı çalıştırılıyor.
TECAVÜZÜN GERÇEKTEN MEŞRU OLDUĞU YER
Herhalde bu hafta yeterince tecavüz sözcüğü duydunuz- “zorla” tecavüz ve “meşru” tecavüz gibi fikirleri kastediyorum.
Tecavüz tanımınız ne olursa olsun, bu sözcük Latince “yakalamak” anlamına gelen bir kökten geliyor ; toprak, mülkiyet ve diğer canlıları şiddetli bir şekilde ele geçirmek anlamına da gelmiştir.
Tabii bu da bizi Endonezya’daki yağmur ormanlarının tecavüze uğramasına getiriyor- tecavüze uğrayanlar (kelimenin her anlamıyla) yakın kuzenlerimiz olan orangutanlar.
Ormanlar palmiye yağı tesisleri için yer açmak adına yakılırken, geri kalan az sayıdiak ve tükenme tehlikesi ile karşı karşıya olan orangutanlar da alevlerin içinde kalıyor ya da ormanın uçlarından kaçmaya çalışıyorlar ama burada yakalanıyor ve egzotik pet ticareti için satılıyorlar.
Ya da Pony ismindeki orangutanda olduğu gibi, fuhuş yapmaları için satılabiliyorlar.
Borneo Orangutan Kurtarma Kuruluşu’na göre:
“Pony, Borneo’daki bir fuhuş köyünde bulunan bir orangutan. Onu bir duvara zincirlenmiş bulduk, şilte üzerinde uzanıyordu. Bütün vücudu traş edilmişti. Eğer bir erkek yanına giderse anında arkasını dönüp kendisini sunuyor, cinsel hareketler yapıyordu. Bir seks kölesi olarak kullanılıyordu.
Onu kurtardığımızda herhalde altı ya da yedi yaşındaydı, bir kadın tarafından uzun süre alıkonulmuştu. Kadın hayvanı vermeyi reddetti; çünkü herkes Pony’i seviyordu, ayrıca Pony onların gelirlerinin büyük bir bölümü demekti. Ayrıca Pony’nin şanslı olduğunu düşünüyorlardı, çünkü lotoda hep kazanan numaraları seçiyordu Pony.
İsterseniz bir insan seçebiliyordunuz ama erkeklerin çoğu için orangutanla seks yapmak orijinal birşeydi. Onu her gün traş ediyorlardı, yani derisinin her yerinde kızarıklıklar vardı, çok kötü tahriş olmuştu. Sivrisinekler rahat bırakmıyordu, ısırakları artık septik hal almıştı, enfekte olmuştu, çünkü Pony sürekli yaralarını kaşıyordu. Erkekler Pony’ye yüzükler ve kolyeler takıyordu.”
Pony’nin öyküsünü sıradışı sanmayın. Tecavüze uğrayanlar da sadece orangutanlar değil; bütün yağmur ormanı ve bir zamanlar yağmur ormanı yuvaları olan bütün orangutanlar tecavüze uğruyor.
İki ay önce Sumatra’daki ormanları mahveden büyük bir yangın yaşandı, palmiye yağı tesisleri için toprak kazandılar böylece.
Sumatra’da 7,000 orangutan kaldı- eski sayılarına göre çok çok az. Haziran’ın sonunda, ormanlardan biri, Tripa ormanında eskiden 3,000 orangutan yaşıyordu, şimdi sadece 200 orangutan kaldı.
IUCN’nin “Tehlike Altındaki Türlerin Acil Listesi”’ne göre:
“Son 75 sene içerisinde %80’i aşan bir düşüş yaşandı. Bu düşüş ormanlar büyük bir tehditle karşı karşıya olduğu için devam ediyor. Çoğu orangutan koruma altına alınmış alanlarında dışında, potansiyel kereste yapım alanları da dahil. Bir süre görece bir denge sağlandı ise bile bu ormanlar üzerindeki baskı yeniden artıyor.
Bölgedeki orangutanlarla ilgili son tahmin 7,300 civarında oldukları. Bu liste dışındaki orman parçalarında belki az sayıda orangutan olabilir, uzun vadede bu sayıların hayatta kalması mümkün değil.”
İşte bu çok geniş, endüstriyel, insanlık dışı ya da belki de son derece insani bir ölçekte bir tecavüzdür. Ve ne yazık ki hepimizi bunun bir parçasıyız. Gıda ürünlerinin, kozmetiklerinizin, işlenme sürecinde yağ içeren herşete, makyaj malezemesinden kurabiyelere dek herşeye dikkat edin. Eğer içindekiler kısmında palmiye yağı yazıyorsa bu tecavüzü gerçekleştiren şirketlere para gönderiyorsunuz demektir.
Ve bu durumda söz konusu tecavüz sadece “zorla” olmuyor; kelimenin her anlamında “meşru” da oluyor çünkü.
Konuyla ilgili video yu da izleyebilirsiniz.
ALMANYA
Hayvanlara yönelik cinsel istismarlar Almanya’da yeniden yükselişte. hayvan genelevleri ülkenin bir çok yerinde görülmeye başladı. Hayvan koruma yetkililerinden birisi hayvanları korumak için daha güçlü yasalara gerek olduğunu söylüyor.
Hessian eyaletinde hayvan koruma görevlisi olan Madeleine Martin zoofilinin bir suç olması gerektiğini söylüyor.
“Hayvan pornografisi dağıtmak cezai yaptırıma açık ama eylemin kendisi değil.”
“hatta Almanya’da hayvan genelevleri var. Hayvanlarla seks yapmak giderek daha çok bir hayat biçimi olarak görülüyor, bu sebepten daha çok kabul görebiliyor. İstismarın giderek çoğaldığı görülüyor, internet de yeni bir dağıtım platformu oluşturuyor.
Yetkililerin Hesse’li bir adamın internet üzerinden resim ve hayvanlarla seks yapmakla ilgili talimatlar vermeyi önermesi sebebiyle ne ceza alacağı konusunda oldukça zorlandığı biliniyor.
Martin, “zoofili, gözden geçirilecek olan hayvanları koruma yasasında mutlaka yasak kapsamına alınmalı” diyor.
Hayvanlarla seks yapmak hayvanları koruma kanunu ile 1969 yılında Almanya’da yasaklandı ama zoofili konusunda spesifik bir yasak konamadı.
2012 yılında Almanya bu konuda adım attı ve zoofilinin yasaklanması için yasal adımlar atıldı. Bu eylemler Alman hayvan hakları aktivistleri ve grupları tarafından desteklendi.
Ancak zoofiller hayvanlara eşit davrandıklarını söyleyerek onları iradelerine ters olan hiç birşeye zorlamadıklarını söylüyor.
ZETA (Zoofil İlişkilere Karşı Hoşgörü ve Bilgi) grubu 100 kişiden oluşuyor. Grup başkanı Michael Kiok bu konuda yasal eylemlere başvuracaklarını söylüyor:” Zoofillerin inancına göre bizler hayvanın istemediği hiç birşey yapmıyoruz. Onlara zalimce davranmyoruz. Bir hayvan ne isteyip ne istemediğini kesinlikle gösterebilme kapasitesine sahiptir. Ben köpeğime baktığımda onun ne istediğini hemen anlıyorum. Hayvanları anlamak kadınları anlamaktan çok daha kolay”.
Michael Kiok
“Toplumun tepkisi 30 sene önce eşcinsellere nasılsa şimdi de bize karşı öyle. Eşcinsellerin yaptığı şeyin aynısı yapıyoruz eylemlerimizde- halka kendimizi açıklıyoruz, yüzlerimizi gösteriyoruz. Bilmediğiniz şeye karşı daha fazla nefret ve korku duyuyorsunuz ister istemez”.
Almanya’da zoofiller bütün karşı baskı yaratma çaba ve gayretlerine rağmen başarısız oluyor. Yasal mücadele zemininde hayvanların insanlarla seks yapmaktan keyif aldığına dair bilimsel veriler olmaması nedeniyle kaybediyorlar.
Almanya’da artık hayvanlarla cinsel ilişki kurmak, cezai yaptırım gerektiren bir suç (1 Şubat 2013).
Suç sayılma sebebi şu:
Bir hayvanı kişisel cinsel etkinliklerde kullanmak ya da cinsel etkinliklerde başka kişilerin onlarla beraber olmasını mümkün kılmak ve türleri için uygun olmayacak biçimlerde davranmaya zorlamak…
Zoofiller petleri ya da kendi deyişleriyle “partner”leriyle aralarındaki ilişkilerin tamamıyla karşılıklı rıza göstermeye dayalı olduğunu söylüyor.
Zoofillerin buluşarak ‘felsefi’ tartışmalar yaptığı siteleri: http://www.zoophilesdestiny.org/profile/login
Zoofillere inanamayacaksınız ama at ve köpek cinsel organı şeklinde vibratör, dildo vb satan bir site var: http://www.elypseart.com/
Aynı şekilde farklı hayvan türlerini kullanarak bu tür ‘erotik’ (!!!!!) araçlar üreten bir başka site:
Bu sitede zoofillerle ilgili son haberler yer alıyor, artık sapkınlıklarının en son noktası gibi, bol bol paylaşımlarda bulunup günlük haberlere de yer veriyorlar, adam keçiyle basıldı gibi.
http://www.midnitecrowproductions.com/petlovers/
Bütün bu linkler http://www.zoobb.com/links.php adresinden alıntıdır.
ZETA
Michael Kiok ve yandaşlarının sitesi olan ZETA’da zoofillerin dünyaya bakış açısı ortaya seriliyor. Entelektüel birikimin insanın sapkınlıklarını meşrulaştırması için kullanılmasının en iyi örneğini burada görmek mümkün zira sitede Kiok hayvanların Alman yasaları tarafından korunduğunu söyledikten sonra hayvanlara zarar vermekle onlarla cinsel/duygusal birlikteliğe girmenin arasındaki farktan söz ederek insanları ikna etmeye uğraşıyor.
Kiok sapkınlığını en bariz şekilde örneklendiriyor:
“Hayvan – insan ilişkisi hayvana insanın cinsel olarak girmesinden daha fazla bir şeydir. Başka seçenekler de mevcut:
-insana hayvanın girmesi
-hayvanın insana oral seks yapması ya da tam tersi
mastürbasyon”
Kiok “lütfen yetişkin hayvanlardan söz ettiğimizi unutmayın ” ya da “çoğu kez ilk adımı hayvan atıyor” diyerek insanları ikna etmeye çalışıyor. Kiok ayrıca hayvan endüstrilerinde hayvanların suni yollarla gebe bırakılması ya da hayvanlardan meninin alınması için yapılan prosedürleri kınayarak aslında hayvanlarla seks yapmayan insanların da hayvan cinselliğini sömürdüğünü söylüyor ki bu tamamen doğru. İnsanların hayvanların cinsel sömürüsüne değil yalnızca, hayvan sömürüsünün bütün boyutlarına odaklanması gerekiyor. Hayvanlar insanlar tarafından cinsel olarak sömürülmediği sürece onları yemek, giymek, deneylerde vb kullanmak, hayvanat bahçelerine, sirklere kapamak, avlamak, kürkü için vb katletmek…bunların hepsine söz konusu sömürü cinsel bir sömürü olmadığı için evet mi diyeceğiz? Hayvan sömürüsü, insanların canlıların doğallığını insanlara ait menfaatler uğruna manipüle etmesi, ve o doğallığı menfaatler gereği yok etmesidir. Kiok bu gerçeği kendi sapkınlığını meşrulaştırmak için kullanıyor. Gerçeği istismar etmesi gerçeği değiştirmez ama.Sitedeki yazıda ticari amaçlarla hayvanlara acı veren prosedürlerin uygulanması aracılığıyla hayvanların cinselliğinin sömürülmesini kınıyor ve şunu demek istiyor: biz onları seviyoruz ve onlarla beraber oluyoruz. Siz onları sömürüyor, cinselliklerini istismar ediyor ve yok ediyorsunuz. Biz onlarla yaşamaya çalışıyoruz, sizse onları öldürüyorsunuz yok ediyorsunuz. Farklı biçimlerde bile olsa sömürü sömürüdür.
ZETA’nın sitesi:
Sitede ayrıca zoofiliyle ilgili edebiyat eserleri, filmler vb.den örnekler var.
http://www.thepetitionsite.com/775/188/975/stop-alla-zooerastia/
http://www.thepetitionsite.com/995/577/088/outlaw-animal-brothels-in-germany/
http://www.mesopinions.com/petition/animaux/stoppons-zoophilie-allemagne/9226
http://forcechange.com/44584/demand-that-germany-ban-bestiality/
http://www.change.org/it/petizioni/no-alla-zoorastia-blocco-siti-e-black-list
http://www.thepetitionsite.com/322/916/148/tell-florida-keep-bestiality-illegal/
https://www.change.org/petitions/us-government-stop-the-rape-of-animals-bestiality-2
Konuyla ilgili yeni bir yazı: Erotik Hayvanat Bahçeleri ve Almanya
http://hayvanozgurlugucevirileri.com/2013/08/27/erotik-hayvanat-bahceleri-ve-almanya/
Bir başka yazı:
Hayvanların Cinsel Olarak Sömürülmesi
Yazıların büyük bir kısmı occupyforanimals.org sitesinden çevirildi.
Aşağıda Dr. Cem Keçe’nin kendi sitesinde yer alan ve Hürriyet gazetesinde çıkan bir röportajı yer alıyor. Zoofilinin Türkiye’de ne anlama geldiğini anlamak için..
Zoofili, Hürriyet Gazetesi Röportajı
- Bu konuda size hasta ve/veya hasta yakını olarak başvuranlar oluyor mu?
Ülkemizde en son, Milas’ta dört kişinin tecavüzüne uğrayan eşek haberiyle birlikte, hayvanlarla cinsel ilişki konusu toplumun her kesiminde konuşulmaya başlanmıştı. Zoofilik eylemler nedeniyle hasta veya hasta yakınlarının başvurularıyla çokça karşılaştım. Çünkü 18 yıldır cinsellik ve yakın ilişkiler üzerine çalışıyorum. Türkiye’nin en örgütlü ve en büyük cinsel sağlık derneğinin (Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği – CİSED) uzun yıllar genel başkanlığını yürüttüğüm için çok sayıda başvuruyla karşılaştım.
– Bunun tarihi çok eskilere dayanıyor mu?
Hayvanlarla cinsel ilişki çok eski çağlardan bu yana bilinen bir olaydır. Geçmişte bazen yasaklanmış bazen de baş tacı edilmiştir. Örneğin eski Mısır’da rahibelerin kutsal saydıkları köpeklerle ilişki kurması dini bir görev olarak değerlendirilirdi. Kırsal kesimde yaşayan gençlerin karşı cinsle cinsel tatmin elde etme yolları oldukça kapalıdır, genelev olanaklarından yoksundurlar. Bu nedenle köy yaşamına göre fazla yadırganmayan bir yolu olan hayvanlarla cinsel birleşme ülkemizde sık rastlanan bir durumdur ve neredeyse bir sapıklık olarak değerlendirilmez. Cinsel birleşme için daha çok eşekler kullanılır ve bu nedenle eşeklere kimi yörelerde “Fatmagül veya Nallı Fatma” denir. Hatta gençler arasında da, eşeklerle cinsel birleşme yaparlarsa, penislerinin eşeklerin ki kadar büyük olacağı inancı yaygındır. Ancak sorulduğunda genellikle bu konuya değinmekten kaçınılır; mutlaka söz etmek gerektiğinde de genel ifadelerle geçiştirilir. Oysa veriler ülkeden ülkeye değişmekle birlikte, genel olarak kadınların %4‘ünün, erkeklerin ise %8‘inin ergenlikten sonra ve 20 yaşından önce hayvanlarla herhangi bir tip cinsel ilişkide bulunduğunu göstermektedir. Basına yansıyan son örnekte Muğla’nın Milas ilçesinde, bir ayağının kırılması üzerine sahibi tarafından başıboş bırakılan dişi bir eşek, aç kalınca yiyecek bulmak için maki örtüsüyle kaplı Milas’ın Sodra Dağı’na çıkmış ve yaklaşık 1 aydan bu yana farklı kişilerin cinsel istismarına uğramıştı. Polis, hayvan severlerin şikâyeti üzerine bir kişiyi eşekle cinsel ilişkiye girmiş bir halde yakalamıştı. Milas İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne getirilen bu kişi işlediği suçu itiraf ederek, yalnızca kendisinin değil, yaşları 13–15 arasında değişen 3 arkadaşının da eşekle cinsel ilişkiye girdiğini söylemişti.
– Psikiyatride karşılığı nedir bu ‘sapkınlığın’?
Zoofili hayvanlara karşı aşırı düşkünlükle belirlenen hafif bir duygulanım bozukluğu olabilir. Yaşamın istenmeyen ama çaresizlikten başvurulan yollarından biri olan hayvanlarla cinsel ilişkiye girme; genellikle aşırı duygusal, cinsellik konularda saplantılı veya seks yapmak için partner bulamayan bekâr kişilerde görülen bir durumdur. Tıbbı olarak hayvanlarla cinsel ilişki kurma eğilimini ifade eden zoofili; tabu olarak görülen bir cinsel davranış bozukluğudur, hayvanlarla cinsel birleşmeveya hayvan sevicilik demektir. Bu bozukluk, kişi karşı cinsle ilişki kurma imkânı bulduğu halde hayvanları tercih ediyorsa o zaman bir cinsel sapkınlık olarak değerlendirilebilir. Oysa dünyada hiçbir canlı türü, kendi türünün dışında bir canlıyla birleşmeye yeltenmez. Milas’ta anormal bir cinsel davranış sergileyen insanların böyle bir hastalıklarının olup olmadığını onların tüm cinsel yaşantı öyküleri ve alışkanlıklarını değerlendirmeden söyleyebilmek mümkün değildir. Bu olaydan toplum olarak çıkarmamız gereken bazı derslerin olduğu gerçeğini göz ardı etmemeliyiz.
– Daha çok nasıl kişiliklerde bu duruma rastlanır?
Zoofili daha çok aşırı duygusal, destek konusunda saplantılı ve normal yoldan bu desteği sağlayamamış narsisistik ve borderline kişilik bozukluğu olan kişilerde, bekârlarda ve çocuksuz çiftlerde görülür. Hayvanlarla cinsel ilişkiye giren kişiler, “Bir insan ahlaki olarak nasıl bu kadar aşağılara düşebilir?” dedirten ve toplumda tiksinti uyandıran bu duruma kendi kendilerine gelmemişlerdir. Kişileri bu hastalığa sürükleyen en önemli etkenler; cinsel bilgisizlik, cinsel mitler, cinsel eğitimin verilmemesi, cinselliğin sevginin ifade ediliş şekli olarak çocuklara anlatılmaması, katı anne-baba tutumları, kendine güvenmeme veya aşağılık duygusudur. Bu tür olumsuz duyguların gelişmesinde ise esas olarak olumsuz anne-babanın tutumları rol oynar. Elbette ki “kendine güvenmeyen herkes zoofiliye yakalanır” diye bir kural yoktur ama zoofili hastalarında bu tür duygulanım bozuklukları çoktur. Bu nedenle çocuğa olumlu bir cinsel eğitim verirken, kendine güven duygularının aşılanması gereklidir. Kendine güveni belirleyen en önemli etken anne-babaların çocuklarına gösterdikleri koşulsuz sevgidir. Sevildiğine inanan ve güvenen bir insan kendine güvenir. Öte yandan, hayvanlarla cinsel ilişki kurmak, ülkemizde hem dini yönden hem de kanunlarımıza göre yasaklanmış bir eylemdir. Ancak, özellikle hayvanlarla temasın daha kolay sağlanabildiği kırsal kesimde, bu cinsel eylem şekli ülkemizin acı gerçeklerinden biridir. Adeta geleneksel bir özellik taşıyan bu tür geçici cinsel davranışlar, gerçek anlamda bir hastalık, bir cinsel davranış bozukluğu olarak da kabul edilmemelidir. Ancak “Kadifegül’ün suçu ne?” sorusunu da kendi kendimize sorarak vicdanlarımızla yüzleşmeliyiz. Çünkü bu tür davranış bozukluklarının “liberal” bir eda ile bireylerin “özgür” seçimi olarak karşılanmaması, doğal ve normal bir durum olarak algılanmaması gerekir. Denetim görevini üstlenecek olan devlete, medyaya, ailelere ve sivil toplum kuruluşlarına bu noktada ciddi görevler düştüğüne inanıyoruz. Çünkü ülkemizde cinselliği öğrenmek çoğu zaman tesadüflere kalıyor. Okul, cinselliği öğretmiyor yani cinsel eğitim verilmiyor. Cinsel sorunlarda çoğu zaman ne baba ne de anne çocuklara yardımcı olamayabiliyor. Sonuçta; cinselliği öğrenmek hayvanlara, arkadaşlara, cinsel içerikli film ve kitaplara ve çoğu zaman genelev kaçamaklarına kalıyor. Cinsel eğitimini böyle alan bir toplumun bireylerinin de sağlıklı bir ruha sahip olmalarını bekleyemeyiz. Bu nedenle Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED) olarak 15 yıldır anaokulundan başlayarakcinsel eğitimin, ergenlik öncesi ve evlilik öncesi cinsel danışma ve rehberlik hizmetlerinin verilmesini istiyoruz ve kamuoyuna deklere ediyoruz.
– Bu tür kişiler yakalandığında tedaviye getirilir mi?
Zoofilik kişiler yakalandıklarında genellikle tedaviye getirilirler. Çünkü bu tür eylemler toplumda hoş karşılanmaz ve kolektif bir utanç duygusu yaratır. Yani hem yakalayan kişilerde hem de yakalanan kişide ortak bir utanç duygusu oluşur. Ancak bu utanç duygusuna rağmen eylemin gerçekleştiği yer, zaman ve eylemi yapan kişinin sosyal statüsü tedaviye götürülüp götürülmemeyi belirler. Örnek olarak bu olay köyde yaşandığında hoş karşılanabilirken, kentte ve kamuya açık bir alanda yaşandığında ahlaka aykırı bir eylem olarak görülüp kişi önce karakola daha sonra da tedavi için bir hastaneye götürülebilir.
– Bu bir hastalıksa eğer tedavisi nedir?
Zoofilide ilk önce hastanın yaptığı eylemlerden rahatsız olup, tedaviyi istemesi gerekir. Ardından hastanın psikiyatrik öyküsü alınır. Antisosyal tutum ve davranışları olup olmadığı, sadistik eylemlere yönelip yönelmediği yani hastalığın derinliği ancak doğru bir öykü alındıktan sonra netleşebilir. Öykünün ardından neden bu tür eylemlerde bulunduğuna dair bir formülasyon yapılır. Bu formülasyona göre cinsel terapist hastayı cinsel terapiye alır ve terapiye ek olarak gerekirse ilaç tedavisi için bir hekimden destek alır. Tedavinin başarısı, genel olarak kişilik gelişimi ve olgunluk düzeyi ile paralellik gösterir. Kişilik gelişimi daha ileri düzeylerde olan ve ciddi bir kişilik patolojisi olmayan hastalarda tedavi daha kolay ve başarılı iken ağır kişilik bozuklukları gösteren kişilerde tedavi çok daha uzun sürer ve başarı oranı da çok yüksek değildir. Ancak zoofili çok eski çağlardan bu yana iyi bilinen ve çeşitli toplumlarda bazen yasaklanmış bazen de baş tacı edilmiş bir eylemdir. Dünya’yı paylaştığımız hayvanlara en az kendi yaşamımıza gösterdiğimiz özeni göstermeliyiz. Bu bağlamda hayvanlar, bizim dünya dostlarımızdır. Onlara yapılacak her türlü şiddetin, cinsel tacizin önünde durmak, hiç kuşkusuz bir insanlık görevidir. Zoofili eylemleri, kişilerin zamanla yanlış cinsel kodlanmalar edinmelerine ve normal cinsel ilişkinin toplum tarafından yasal ve serbest kabul edildiği evlilik dönemine geçildiğinde cinsel sorunlar yaşamalarına neden olabilmektedir. Çünkü cinsellik sadece cinsel birleşmeden ibaret mekanik bir olay ya da sadece biyolojik bir gereksinim değildir. Mutlu bir cinsellik, ilişkide bulunan çifte ait pek çok duygusal ve bilişsel unsurun ahenk içerisinde bir arada olmasını gerektiren çok özel bir paylaşım şeklidir. Bir genelev kadını ile ya da bir hayvanla alelacele yürütülen cinsel birleşmeler ya da yakalanma korkusu içerisinde çabucak bitirilen mastürbasyonlar, cinselliğin tüm boyutlarıyla öğrenilmesine ve yaşanmasına engel olabilmektedir. Bu durum pek çok cinsel işlev bozukluğunun altında yatan bir faktöre dönüşebilir. Erkeklerde sıklıkla rastladığımız erken boşalma sorunu buna tipik bir örnektir. Bizler, karşı cinsle ilişkide bulunabilme olanağı hangi nedenlerle olursa olsun sınırlı olan tüm erkek ve kadınlarımız için en kolay, en ulaşılabilir, en güvenli ve en kabul edilebilir cinsel eylem şeklinin mastürbasyon yani kendi kendini tatmin etme olduğunu düşünüyoruz. Telaşsız, acelesiz, korkusuz bir şekilde yürütülen ve sınırsız çeşitlilikte hayallerle zenginleştirilebilen bir mastürbasyon; kişilerin cinsel, bedensel ve ruhsal dengelerinin sağlıklı bir şekilde kurulabilmesi ve sürdürülebilmesi için en normal ve en doğal olan faaliyettir. Mastürbasyon, sadece normal bir cinsel yaşamın olmadığı dönemlerde tercih edilmesi gereken bir faaliyet olarak değil; gerektiğinde normal bir cinsel yaşamın içinde de sürdürülebilecek bir yöntemdir.
– Buna şahit olanlar üzerinde nasıl bir etki bırakır?
Zoofilik bir eylemle karşılaşan kişilerde kolektif utanç duygusunun yanında bulantı, kusma, iğrenme, gibi duygular yaşanabilir. Zoofilik eylemler kişilerin zamanla yanlış cinsel kodlanmalar edinmelerine ve normal cinsel ilişkinin toplum tarafından yasal ve serbest kabul edildiği evlilik dönemine geçildiğinde cinsel sorunlar yaşamalarına neden olabilmektedir. Ama asıl önemli olan bu tür eylemlere hangi yaş grubunda şahit olunduğudur. Çünkü zoofilik eylemlere şahit olma çocuklarda sevgi, merhamet ve şehvetin karmaşasına yol açarak cinselliğe karşı soğuma, korkma veya aşırı bir merak uyandırabilir. Gençlerde merakla karışık bir utanma yaşanırken, yetişkinlerde ise utanma ve iğrenme yaratabilir.
– Bu tür bir ilişkiye giren, ilişkiden sonra suçluluk duyar mı?
Her toplum, üyelerinin cinsel davranışı için standartlar, kurallar ve normlar geliştirir. Bu normlar, bir toplumdan başka bir topluma, bir tarihsel dönemden öbürüne, çok farklı olabilir, ama bunların her durumda yol açtığı sonuç, insanları iki gruba bölmek olmuştur: Normlara uyum gösteren normal kişiler ve normlardan sapan, yani anormal kişiler ya da sapkınlar. Bu bölünmeye göre kişilerde suçluluk ve günahkârlık duyguları oluşur. Ancak zoofilik eylemlerde ilk başta suçluluk duyulsa bile daha sonradan kişi yaşadığı bu eylemi normalleştirerek kendini rahatlatmayı seçer. Bu nedenle zoofilik kişi, cinsel dürtülerin kendini göstermeye başladığı ve tek başına önüne geçemeyeceğini anladığı an bir cinsel terapiste başvurmalıdır. Tedavi süresinden sonra kişi, yaptığı şeyden pişman olacak, yapmadığı şey için ise kendiyle gurur duyacaktır. Bu yüzden, kişi kendini zoofilik eylemine yatkın gördüğü an psikolojik yardım almalıdır.
– Türkiye’de gördüğümüz örnekler hep kırsaldandı aslında, yurt dışına baktığımızda kentten. Kentte var da biz mi görmüyoruz?
Zoofilik eylemler kırsallarda bir “zorunlu” bir gereklilikken kentlerde cinsel fantezi, partneri aşağılama veya cinsel sapkınlık olarak karşımıza çıkabilir. İngiltere’de sarhoş olup, eski eşinin kapısına dayanan ve onunla cinsel ilişkiye girmek isteyen, reddedilince de evdeki köpekle cinsel ilişkiye giren ve yakalanan adamın hikâyesi gibi ülkemizde de enteresan hikâyeler ortaya çıkabiliyor. Partneri tarafından reddedilince ondan intikam almak ve “Bak ha sen ha köpek, fark etmiyor!” mesajı vererek onu aşağılamak için zoofilik eylemler yaşanabiliyor. Hatta yurtdışında ruhsal olarak olgunlaşamamış ve ciddi kişilik bozukluğu olan vakalarda, köpekleriyle evlenenlere bile rastlayabiliyoruz.
– Bu yüzden yıkılan ailelere şahit oldunuz mu?
18 yıllık meslek hayatımda onlarca zoofili vakasıyla karşılaştım ve bu yüzden evlilik birliği bozulan ailelere şahit oldum. Çünkü kadınlar başka bir kadını zorda olsa kabul edebiliyorlar ama bir hayvan ile aynı kefeye konulunca çok ciddi bir aşağılanma hissediyorlar ve kendilerine yapıldığını düşündükleri bu hakareti kaldıramayabiliyorlar. Ayrıca normal heteroseksüel ilişki kurmak yerine, eğer kişi zoofiliyi tercih ediyorsa, güçlü bir aşağılık duygusu ve kendine güvensizliğin varlığından söz edilebilir. Bu durumda uzun soluklu bir partner ilişkisini yürütmek sorunlu olabiliyor.
http://www.cemkece.com/zoofili-hurriyet-gazetesi-roportaji.html#.UjNdNMa-1cY
Aslin da bu konu hakkin da yazilacak cok sey var, hepimizin hemen yani basin da gerceklesen bu tecavuzler ve iskenceler bizlerin gormezden gelmesi ve umursamamasi ile ve hatta dogal karsilamasi ile devam edip gidiyor.
Bu link uzerinden daha fazla bilgiye ulasabilirsiniz:
Yorum Yazın
"Bebek tecavüzleri ve kadın sünneti" vakalarından sonra, okuduğum en iğrenç, en korkunç haberdi. Allah beterinden korusun. Hayvanlara bu zulmü reva görenler ... Devamını Gör
Her gördüğü deliğe kuduruyor ya bunlar. Umarım bir gün çöp öğütücüsüne hallenirler.
ama o sirada calisiyor olur umarim o ogutucu. yada evrak ogutucu de olur aslinda.
Allah tez zamanda bin türlü belalarını versin.