Görüş Bildir
Haberler
Hep Aynı Listeleri Görmekten İflahı Kesilenlerin Karantina Günlerine Yeni Bir Soluk Getirecek 18 Kitap

Hep Aynı Listeleri Görmekten İflahı Kesilenlerin Karantina Günlerine Yeni Bir Soluk Getirecek 18 Kitap

Hera Syndulla
07.04.2020 - 16:39 Son Güncelleme: 08.04.2020 - 00:56

Hali hazırda elimde ne varsa bitirdim, okuyacak kitap arıyorum ama hep aynı listeleri görmekten sıkıldım diyenleriniz için hazırladığımız bu alternatif kitap listesi evinizde geçirdiğiniz zamanlara keyif katacak...

İçeriğin Devamı Aşağıda

1. 6.27 Treni, Jean-Paul Didierlaurent

1. 6.27 Treni, Jean-Paul Didierlaurent

36 yaşındaki Guylain Vignolles kâğıt geri dönüşüm fabrikasındaki işinden nefret eden yalnız ve mutsuz bir adamdır. Hayatı, sıkça sohbet ettiği küçük kırmızı balığıyla birlikte yaşadığı ev ve çalıştığı fabrika arasında geçer. Görevi, kitapları paramparça eden korkunç makine Zerstor 500’ü kullanmaktır. Çalıştığı işletmede iki dostu vardır, biri ürkünç makinenin ayaklarını yediği Guiseppe, diğeri ise sadece aleksandrin hece vezniyle kurduğu cümlelerle konuşan bekçi Yvon Grimbert. Kitapları yok etmekten duyduğu vicdan azabından kurtulmanın yolunu, her gün bindiği banliyö treninde, Şey’den söküp aldığı birbirinden bağımsız kitap sayfalarını yüksek sesle okumakta bulan Guylain, tekdüze hayatının akışının vagonda bulduğu o akıllı bellekle birlikte değişeceği umuduna kapılır. Minik aletin içindeki metinlerin yazarının peşine düşen bu umutsuz, şehirli adamın küçük hayatı büyük bir dönemecin eşiğindedir artık.

2. İkinci Hayatın Tek Bir Hayatın Olduğunu Anladığında Başlar, Raphaélle Giordano

2. İkinci Hayatın Tek Bir Hayatın Olduğunu Anladığında Başlar, Raphaélle Giordano

Bu roman sizi adım adım mutluluğa götürecek!

Camille mutlu olmak için gereken her şeye sahipken neden kendini mutsuz hissediyordu? 

“Büyük ihtimalle bir çeşit akut rutinizme yakalanmışsınız.”

“Akut ne?”

“Akut rutinizm. Dünyada, özellikle Batı ülkelerinde, gittikçe yaygınlaşan ruhsal bir sorun bu. Çoğunlukla aynı belirtilerle ortaya çıkıyor: motivasyon eksikliği, müzmin bir kasvet hali, anlam ve yön kaybı, hayal kırıklığı, bıkkınlık, kendini bir türlü mutlu hissedememe...”

“Ama... Siz… Bütün bunları nereden biliyorsunuz?”

“Ben bir rutinoloğum.”

“Rutino... ne?”

 Fırtınalı bir cuma gecesi, Paris'in uzak bir banliyösünde trafik kazası geçiren Camille, tesadüfen rutinolog Claude Dupontel’le tanıştı. Claude mutlu bir hayat vaadiyle ona kartını verdiğinde, yaşayacağı şaşırtıcı deneyimlerin hayatını nasıl değiştireceğini bilmiyordu elbette.

3. Göremediğimiz Tüm Işıklar, Anthony Doerr

3. Göremediğimiz Tüm Işıklar, Anthony Doerr

Marie-Laure, bir müzede kilit ustası olan babasıyla birlikte Paris'te yaşamaktadır. Gözleri gün geçtikçe daha az görmeye başlayan Marie-Laure, altı yaşına geldiğinde kör olur. Babası ona yaşadıkları mahallenin mükemmel bir minyatürünü yapar, böylece her yeri parmaklarıyla ezberler ve artık dışarı çıktığında evinin yolunu bulabilecektir. Fakat bir sabah savaşın kara bulutları şehrin üzerine çökünce, yanlarında müzeye ait içi sırlarla dolu bir taş ile, Saint-Malo'da deniz kenarında bir evde yaşayan, yirmi yıldır dışarı adım atmamış olan amcalarının yanına gitmek zorunda kalırlar.

Almanya'da bir maden kasabasında kız kardeşi ile birlikte bir yetimhanede büyüyen Werner'in önündeki tek seçenek, on beş yaşına geldiğinde babasının öldüğü madende çalışmaktır. Işık kadar beyaz saçları ve sonsuz merak içinde yüzen zihni ile Werner özel bir çocuktur. Bir gün şans eseri eski bir radyo bulup onu çalışır hale getirince ve karşılaştığı her elektronik aleti dakikalar içinde tamir edince, bir subay tarafından keşfedilir ve sonradan bir katil ordusu olduğunu öğreneceği özel bir okula gitme fırsatı elde eder. Orada dâhi olmasının bedelini ödeyip, hayatın acı taraflarına tanıklık ederken, kendisini Marie-Laure ile kaderlerinin kesişeceği Saint-Malo'da bulur.

4. Çocuk Geliyor, Han Kang

4. Çocuk Geliyor, Han Kang

Bak Coınğ Hi'ye 1979 yılında gerçekleştirilen suikastın ardından yeni iktidar yönetime geçmek üzere harekete geçti. Kore halkı demokrasinin daha fazla zarar görmesini istemiyordu, ülkenin dört bir yanında gençlerin başını çektiği protestolar başladı. Ordu iktidara el koydu. Amaçlarının öğrenci ve işçi eylemlerini bastırmak olduğunu söylediler. Silahsız eylemcilere ateş açıldı, işkence edildi, sayısız insan tutuklandı.Dokuz gün süren olaylar ardında binlerce yaralı ve hâlâ sayısı tam belirlenememiş yüzlerce ölü bıraktı. Olaylar Gwangju Ayaklanması ismiyle demokrasi tarihine geçti.

Han Kang, ölülerle, geride bıraktıkları yaşayan ölüler arasındaki ince çizgiden yazıyor. Alacakaranlık kuşağına korkusuzca dalıyor, adalet ve demokrasi tarihinin kanlı bir sayfasını, günümüzdeki yansımalarının ışığında evrensel bir hikayeye dönüştürüyor.

5. Azgın Mevsimler, Raymond Carver

5. Azgın Mevsimler, Raymond Carver

Senden kalmanı istemiyorum ya da seni buna zorlamıyorum. Geminin kalkmasına daha beş-altı saat var, ondan önce kararını verebilirsin. Kalmak zorunda değilsin. Parayı paylaştırırım tabii. Bunun için üzgünüm. Kalmak istediğinden emin değilsen kalmanı istemem. Ama sanırım ben kalacağım. Hayatımın yarısı geçti, yarısından fazlası. Belki de yıllardır başıma gelen gerçekten olağanüstü tek şey, tek şey sana âşık olmaktı. Yıllardır olan gerçekten olağanüstü tek şey bu.

Yaşamın acı yüzüyle bu kadar erken tanışmasaydı, kuşkusuz yine yazar olurdu ama hiçbir zaman okurları tarafından böyle sahiplenilmezdi Raymond Carver. Gençlerin haytalık yapıp havai aşklar kovaladığı yaşlarda o evli ve iki çocuk babasıydı. Hayatı öğrenmenin yolu, bulduğu her işte çalışmaktı. Benzincide çalıştı, hademelik, garsonluk yaptı. Yaşananlar, kâğıda döküldüğünde bazen Çehov tadındaydı, bazen Kafka... İnsanların yaşamlarında barınan, gizlenen öyküleri, yalın, gerçekçi, acıtan şiirsel bir dille yansıttı. Yenilenler içkiye sığınırken, kısa öykü türünü yeniden var eden Carver, her başarısında içti, çok içti, ölümüne içti...

Raymond Carver'ın öykü külliyatının son halkası olan Azgın Mevsimler, yazarın farklı kitap ve dergilerde yayımlanan erken dönem öykülerini ilk defa bir araya getirmesinin yanı sıra tamamlanmamış romanı Augustine Defterleri'nden de bir kesit içeriyor.

İçeriğin Devamı Aşağıda

6. Kağıt Ev, Carlos Maria Dominguez

6. Kağıt Ev, Carlos Maria Dominguez

Bazı insanlar kitap okumaz, bazıları okur ve kimileriyse okumakla kalmayıp onlarla birlikte yaşar. Kâğıt Ev, işte bu kitap tutkunlarından Carlos Brauer'in ve onun -bir edebiyat profesörü olan- Bruma Lennon'la olan gizemli ilişkisinin, bu ilişkinin gün yüzüne çıkmasına neden olan bir Joseph Conrad cildinin, kitap ve okuma aşkıyla dolu yaşamların hikâyesi...

7. Üç Cisim Problemi, Cixin Liu

7. Üç Cisim Problemi, Cixin Liu

Gizli bir askeri proje, uzaylılarla iletişime geçmek için uzaya sinyal gönderir. Bu sinyali yakalayan, yıkımın eşiğindeki bir uygarlık ise Dünya'yı kendisi için istemektedir.

8. Günlerin Köpüğü, Boris Vian

8. Günlerin Köpüğü, Boris Vian

'Yaşamda önemli olan, her şey için bir yargıya varabilmektedir. Sonunda kitleler bireyler haklı çıkar. Yaşam kurallarının sayısını azaltmak gerekir, yaşamı sürdürmek için onları izlememize ihtiyaçları yoktur. Aslolan iki şey vardır: güzel kızlarla aşk, ve New Orleans'ın ya da Duke Ellington'un müziği, ikisi de aynı şey. Geri kalan yok olmalı, çünkü geri kalan çirkindir, ileride gelecek olan sayfalar tüm gücünü tamamen gerçek bir öyküden almıştır., çünkü başından sonuna kadar ben hayal ettim.

9. Gölün Dibindeki Ev, Josh Malerman

9. Gölün Dibindeki Ev, Josh Malerman

İkisi de on yedi yaşındaydı. İkisi de korkuyordu. İkisi de evet diyordu. Mükemmel bir ilk randevuydu: üzerinde kanoyla kürek çekilen göller, sandviçler ve soğuk içecekler... Ama Amelia ve James aniden suyun altında yaşamlarını sonsuza dek değiştiren bir şey keşfettiler. İki katlı. Bir bahçeli. Ve ön kapısı da açık. Gölün dibinde bir ev. Amelia ve James için tek bir kural var: Evle ilgili soru sormak yok. Peki böylesine muhteşem bir yerin, belli bir bedelinin olmaması mümkün mü? İkili dalgaların altında parıldayan evde vakit geçirirken gerçekler de ortaya çıkmaya başlıyor: Bir evin boş olması, orada kimse olmadığı anlamına mı geliyor?

10. Hiç, Hanif Kureishi

10. Hiç, Hanif Kureishi

Bir zamanlar yakışıklı ve etkileyici bir erkek olan ünlü film yönetmeni Waldo, David Bowie’yle ve Joe Strummer’la takılıyor, tanıştığı bütün kadınları baştan çıkarıyordu. Ama artık yaşlı ve hasta bir adam. Geçmişte kalmış başarılarının izleriyle dolu Londra’daki dairelerinde ona karısı Zee bakıyor. Ama bir gün Waldo, tutkuyla bağlı olduğu karısının onu otuz yıllık arkadaşı Eddie’yle aldattığından şüphelenmeye başlıyor. Bu durumu sessizce sineye çekmeye niyeti olmayan yaşlı kurt bir plan yapıyor: Hainleri suçüstü yakalayıp şüphelerini doğrulayacak ve sonra da intikamını alacak. Üstelik bu plan onun başyapıtı da olacak. Ama bütün bunları tekerlekli sandalyeye mahkûmken yapması pek de kolay değil…

İçeriğin Devamı Aşağıda

11. En Mavi Göz, Toni Morrison

11. En Mavi Göz, Toni Morrison

İkinci Dünya Savaşı arifesinde ABD'nin Ohio eyaletinde bir gettoda yaşayan Pecola, 'çirkin' ve siyah bir kız çocuğudur. Herkes tarafından aşağılanan, alaya alınan Pecola, diğer beyazlar gibi gözleri mavi olursa her şeyin yoluna gireceğine, insanların onu beğeneceğine ve seveceğine inanır. Oysa mahallenin dillendirmeksizin kabullendiği acılar konusunda yürüttüğü suç ortaklığı, herkesin kalbinde taşıdığı nefrete ayna tutan Pecola'nın trajedisine dönüşür.

12. Kör Adım, Yılmaz Şener

12. Kör Adım, Yılmaz Şener

Yılmaz Şener, Kör Adım romanıyla matematiği hasıraltı etmemiş yazarlardan olduğunu gösteriyor. Merak uyandıran kurgusu, nefes alıp veren karakterleri ve okuma iştahını açan diliyle başucu kitabı hâline gelecek bir eser vadediyor okuruna. Başkahraman dönüştükçe dil de dönüşüyor. İlk okunduğunda önemsiz gibi görünen ayrıntılar roman ilerledikçe bir yapbozun parçaları gibi boşlukları dolduruyor. Faili meçhul bir cinayetle hayatı değişen bir çocuğun büyüyüp olgunlaşma sürecini ve doğduğu topraklara geri döndüğünde başına gelenleri konu edinen Kör Adım okuru fethedecek bir roman.

“Güneşin yeniden doğması başka bir günü getirmiyor, sadece dünü uyandırıyordu. Yarını olmayan tek yapraklı bir takvimin içinde oyalanıyorlardı. Zaman burada geçmiyor, çürüyordu. Çürürken de içinde oyalanan her şeyi kendisiyle beraber çürütüyordu. Bazen güneş bile çürüyordu buralarda. Asılı kaldığı yerde, dağların arkasına saklanana dek, sahip olduğu ışığıyla çürümüş bir koku yayardı.”

13. Gönül Abla ve Temizinden Bir Milyon, Nathanael West

13. Gönül Abla ve Temizinden Bir Milyon, Nathanael West

1930'ların Amerikası'nda geçen iki trajikomik hikâye. New York'ta günlük bir gazetede çaresiz insanların mektuplarını cevaplamaya, onlara yol göstermeye çalışan Gönül Abla ile küçük bir kasabadan başarı ve zenginlik hayalleri kurarak New York'a doğru yola çıkan genç Lemuel Pitkin'in hikayeleri. 'Fırsatlar Ülkesi'nin erdem, zenginlik ve başarı efsanelerine, 'Amerikan Rüyası'na Amerikalı bir yazardan acı ve alaycı bir bakış...

14. Adınla Çağır Beni, André Aciman

14. Adınla Çağır Beni, André Aciman

Aşk birden çıkar insanın karşısına; yakalamak ya da ıskalamak size kalmış. Bazen aşk olduğunu anlamazsınız, bazen de anlasanız bile onu tutmak, kendinize saklamak zordur.Adınla Çağır Beni, delikanlılık çağındaki bir gençle, ailesinin yazlığında kısa süreliğine kalmaya gelen bir konuğun arasında gelişen beklenmedik, bir o kadar da güçlü aşkın öyküsü. Sevdiği kişiyi sadece bedeninin değil ruhunun da bir parçası yapmanın etkileyici bir tasviri. Saf tutkunun dönüştürücü etkisini olağanüstü bir üslupla kaleme alan André Aciman, iki erkeğin gözlerinden damarlarına akan bir aşkı okuyucuya yaşatıyor.

15. Kan ve Gül, Alper Canıgüz

15. Kan ve Gül, Alper Canıgüz

“Ben bu anı daha önce de yaşamamıştım sanki…”

Gül bahçesi maziye, kanlı bir yolculuk…

Kan ve Gül, fantastik bir polisiye. Rengini kandan, kokusunu gülden alan bir roman. Ziyadesiyle hazin, epey hareketli, hayli komik.

İkinci sınıf aşk romanları çevirmeni, orta sıklet avare Aziz, bir yangında küle dönüşmek üzereyken, zamanda yolculuk yaparak yirmi yıl öncesine döner; üstelik yirmi yaş gençleşmiş bir halde.

Henüz işlenmemiş bir cinayeti çözmek üzere harekete… geçmesi pekâlâ mümkündür.

Karizmatik sosyopat Abdül’ün hayatını kurtarması… galiba iyi olacaktır.

Mazi tesisatını tamir edebilirse, hayatı, istikbal musluklarından temiz ve tazyikli bir su gibi akacaktır.

Biricik aşkı Nergis’ten hiç ayrılmayacak, kızı Zeynep’e hakkıyla babalık edecektir.

Peki, bu amatör dedektif, kaderin hükmünü değiştirebilecek midir?

Maktulü kurtardığına, katili bulduğuna memnun olacak mıdır?

Geleceği görmek mi daha zordur yoksa geçmişi mi?

İçeriğin Devamı Aşağıda

16. Zamanı Durdurmanın Yolları, Matt Haig

16. Zamanı Durdurmanın Yolları, Matt Haig

Tom Hazard’ın tehlikeli bir sırrı var. 41 yaşında sıradan bir tarih öğretmeni gibi görünse de nadir rastlanan bir hastalık yüzünden aslında yüzyıllardır hayatta. Shakespeare’le aynı sahnede yer almış, Kaptan Cook’la açık denizleri fethetmiş, Fitzgerald’larla içki içmiş. Ama şimdi, tek istediği normal bir hayat sürmek. Kimliğini değiştirmeye devam ettiği sürece geçmişini geride bırakabilir ve hayatta kalabilir.

Yapmaması gereken tek bir şey var, âşık olmak.

17. Mezbaha 5, Kurt Vonnegut

17. Mezbaha 5, Kurt Vonnegut

Kurt Vonnegut, Batman'deki Joker'in iyi kalpli ikizi gibi. Beyne şerbet dökerken, kalbe kezzap saçıyor! Tüm zamanların en büyük savaş karşıtı romanlarından Mezbaha 5'te, Dresden bombardımanı merkezinde bir zaman yolculuğuna çıkıyoruz.

Billy Pilgrim beceriksiz bir zaman gezgini; nereye gideceğini kontrol edemiyor ve seyahatleri eğlenceli falan geçmiyor. Hayatının hangi kısmında kendini oynayacağını önceden bilemediğinden, sürekli sahne korkusu çektiğini söylüyor. Billy Pilgrim bir savaş esiri. Güzel ve yaşanabilir bir kentin mahvına tanık oldu. Tanıdığı biri, başkasına ait bir demliği aldığı için vuruldu Dresden'de. Bir diğeri, şahsi düşmanlarını savaştan sonra kiralık katillere öldürteceği tehdidini sahiden savurdu.

Unutmayın: Hepsi yaşandı bunların. Aşağı yukarı. En azından savaş kısımları gerçek.İnsanlığın merkezine yapılan bu zaman yolculuğu, hayatın anlamını arayan fakat bulmaya korkan herkes için benzersiz bir rehber.

18. Pak İnsanlar Ülkesinde, Kenize Mourad

18. Pak İnsanlar Ülkesinde, Kenize Mourad

Fransız gazeteci Anne, nükleer güce sahip tek Müslüman ülke olan Pakistan'da bombanın teröristlerin eline geçme riskini araştırıyor. Sarayları, camileri ve Moğol bahçeleriyle meşhur Lahor'un aristokratik güzelliğinde, genç kadın her türden casusluk şebekeleri, askerler, polisler, köklü aileler ve cihatçılarla karşılaşıyor.

Genç kadın çok iyi saklanan bir sırrı ortaya çıkaracak: Başlıca petrol yollarının tam kavşağında Çin'in devasa bir petrol terminaline dönüştürmekte olduğu, Pakistan'ın küçük liman şehri Gwadar etrafında, Çin ile Amerika Birleşik Devletleri arasında yaşanan savaş.

Anne ayrıca ölümcül bombalı saldırılardan sorumlu olan bir aşırıcı örgütün içine sızmayı deneyecek, onlar tarafından kaçırılacak, açlığı, susuzluğu ve ölüm korkusunu tadacak. 

Ona kılavuzluk edenler arasında bulunan tuhaf arkadaşı Karim onu kurtarabilecek mi? Lahor'da Beckett'in eserlerini sahneleyen tiyatrocu Karim; Pakistan'ı büyük bir tutkuyla seven ve tehlikeli bir sır barındıran Karim...

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
103
31
7
4
2
2
1
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın