onedio
Görüş Bildir

Sadullah Ergin Haberleri

Sadullah Ergin ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. Sadullah Ergin ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

trend-arrow

Popüler İçerikler

'Erdoğan Yargıya Müdahale Etti' İddiası
Youtube’daki ‘BAŞ ÇALAN’ hesabında, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve eski Adalet Bakanı Sadullah Ergin arasında geçtiği edilen telefon görüşmelerinin kayıtları yayınlandı. Başbakan Erdoğan ve Sadullah Ergin arasında geçen telefon konuşmalarını içerdiği iddia edilen kayıtta; Sermaye Piyasası Kurulu’nun (SPK) Aydın Doğan’a karşı Semaye Piyasası Kanunu’na muhalefetten açtığı dava değerlendiriliyor. Aydın Doğan’ın yargılandığı davanın duruşması öncesinde eski Adalet Bakanı’nı arayan Başbakan Erdoğan, Sadullah Ergin’in dava sürecini yakın takibe alması için talimat veriyor. Duruşma sonrası Sadullah Ergin’i tekrar arayan Başbakan Erdoğan, Aydın Doğan’ın aldığı beraat kararından kendisinin duyduğu rahatsızlığı belirtirken, SPK’nın da ‘şok’ olduğunu söylüyor. Beraat kararını veren hakimin Alevi olduğunu söyleyen Sadullah Ergin, kararın Yargıtay tarafından bozulacağına dair Başbakan’a teminat veriyor. Başbakan Erdoğan ise, SPK’nın hassasiyetini ‘kesinlikle bunların mahkûm olması lazım’ sözleriyle belirtiyor. Dosyanın görüleceği Yargıtay Ceza Kurulu’ndaki kişi sayısının kaç olduğunu soran Başbakan Erdoğan,Sadullah Ergin’den “25-30 kişilik bir yapı” cevabını alıyor. Başbakan, yeni çıkarılan kanunla kişi sayısıyla oynayıp oynamadıklarını sorarken; Sadullah Ergin ise yapılan değişiklikle avukatlıktan gelen 2000′e yakın kişinin sisteme dahil olduğunu söylüyor. Zete
'Bu Kayıttan Sonra Artık Herhangi Bir Davanın Meşruiyeti Kalmış mıdır?'
CHP Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan, Başbakan Erdoğan'ın cevaplaması istemiyle soru önergesi verdi. Tarhan, soru önergesinde Adalet Bakanı Sadullah Ergin'e ait olduğu iddia edilen ses kaydını ve Reza Zarrab'ın tahliyesini sordu. İşte o soru önergesi: 'Dün gece bazı internet sitelerinde yayınlanan ve sizinle eski Adalet Bakanı Sadullah Ergin’e ait olduğu iddia edilen ses kayıtlarında, bir dava dosyasından söz edilerek hakiminin 'Alevi' olduğundan bahsedildiği, “2000 arkadaşın” hakim olarak sisteme transfer edildiği, bir dosyanın adı geçen bakan tarafından size getirilip “arz edildiği”, Adalet Bakanından bir dosyanın takibinin istendiği, Yargıtay Ceza Genel Kurulu Başkanına bir dosyaya ilişkin “hassasiyetinizin” bildirileceği vb. gibi bir hukuk devletinde kabul edilmesi mümkün olmayan ifadeler yer almaktadır. Kayıt şu ana kadar yalanlanmamıştır. Ayrıca yardımcınız Bülent Arınç tarafından şantaj ve tehdide maruz kaldığınız söylenmektedir. Size şantaj yapan kişi ya da kişiler kimlerdir, haklarında yasal işlem başlattınız mı? Başlatmadıysanız neden? Siz yönettiğiniz devletin anayasası’nda yazan aşağıdaki hükümleri hiç okudunuz mu? Madde 2 - Türkiye cumhuriyeti…. demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir. Madde 9 - Yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır. Madde 138 - Hakimler, görevlerinde bağımsızdırlar; anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanı kanaatlerine göre hüküm verirler. Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hakimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz. Görülmekte olan bir dava hakkında yasama meclisinde yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili soru sorulamaz, görüşme yapılamaz veya herhangi bir beyanda bulunulamaz. Okumadıysanız okuyup, aşağıdaki sorulara da cevap verin. Bu hükümlere göre bir Başbakanın Adalet Bakanı tarafından bir davanın takibini istemesi yargıya açık bir müdahale midir, değil midir? Kayıtta geçen ve tarafınızdan dile getirilen, “bu konudaki şeyi bayağı hassas bunların mahkum olması lazım” biçimindeki sözler doğrudan birilerinin ceza alması talimatı değildir de nedir? Adalet Bakanı tarafından bilgisi verilen ve “sisteme transfer edildiği” söylenen bu 2000 hakim “arkadaş” kimlerdir? Reza Zerrab ve bakan çocuklarını serbest bırakan hakim de 2000 kişilik arkadaş grubuna dahil midir? Bir hakimin Alevi ya da Sünni olması sizi neden ilgilendiriyor ki, bu konuda tarafınıza bilgi verilmektedir? Hakim savcıları fişliyor musunuz? Hangi dosya Adalet Bakanı tarafından size sunulmuştur? Yargıtay Ceza Genel Kurulu Başkanı temaslarınız sonucu dosya konusundaki “hassasiyetinizin” gereğini yapmış mıdır? Yakın çalışma arkadaşlarınızca dile getirilen “orduya kumpas” ve kamuoyunda bilinen adıyla “Ergenekon” ve “Şike” davaları ile diğer siyasi davalar konusunda da benzer görüşmeler yapıp davaları yönlendirdiniz mi? Bu “malumun ilanı” kayıttan sonra artık herhangi bir davanın meşruiyeti kalmış mıdır? Yaptığınız “temaslarla” kaç masum insan hala cezaevlerinde? Adalet dağıtmayı kömür dağıtma düzeyine indirdiniz ya, 'demokrasi bir araçtır, gitmek istediğiniz yere kadar gider, inersiniz' demiştiniz ya. Çıkmaz yola girdiniz, gidecek yolunuz kalmadı, inmeyi düşünüyor musunuz? Yaptığınız hukuk dışı atamalarla bu ülkede artık yargı eliyle seçim güvenliğinden söz edilebilir mi? Söyler misiniz, artık adalet kimin mülkünün, hangi villanın temelidir?' DHA
'Yargıç ve Savcılar, Avukatlar, Hukukçular Göreve'
Adalet İçin Hukukçular, dün ortaya çıkan ve Başbakan Erdoğan'ın Eski Adalet Bakanı Sadullah Ergin'e doğrudan talimatlar vermek suretiyle yargıya müdahale ettiğinin görüldüğü ses kayıtları sonrasında bir açıklama yaptı. (soL - Haber Merkezi) Adalet İçin Hukukçular, dün ortaya çıkan ve Başbakan Erdoğan'ın Eski Adalet Bakanı Sadullah Ergin'e doğrudan talimatlar vermek suretiyle yargıya müdahale ettiğinin görüldüğü ses kayıtları sonrasında bir açıklama yaptı. Adalet İçin Hukukçular'ın açıklamasının tam metni şu şekilde: Yargıç ve Savcılar, Avukatlar, Hukukçular Göreve… 4 Mart 2014 AKP hükümeti artık sadece gayrimeşru bir hükümet değil, iktidarda olduğu süre boyunca işlediği suçları ortaya belgeleri ile saçılan bir suç şebekesidir. Dün gece ortaya çıkan ve yargıya müdahalenin boyutlarını gözler önüne seren, başbakan Erdoğan ve Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in telefon görüşme kayıtları, AKP ile yargı mekanizmasının sade bir özetidir. Görüşme kayıtlarında AKP’nin halk düşmanlığı, alevi düşmanlığı, sayıları binleri bulan hakim kadrolaşması, yüksek yargı dizaynı kendini açıkça göstermektedir. Kaset kayıtları ile ortaya çıkanlar malumun ilanıdır. Yıllardan beri belirttiğimiz bu gerçeğin belgeleri ile ortaya saçılması, suç ortaklarının deşifrasyonu ise kimseyi rahatlatmamalıdır. Tüm bu düzenek, sadece bir diktatörlüğün tesisi amacıyla değil; dönüştüremediği, kendine benzetemediği, boyun eğdiremediği bir toplum karşısında, birer savunma mekanizması olarak örülmüştür. Kayıtlarda da ifade etmekten çekinmedikleri gibi, yargı mekanizmaları içinde tek tek bazı hakimlerin “olumsuz” adamlar olmasının karşısında kurullar “onlardandır”. Onlar, yani sırtlarına hakim, savcı cüppesi giyip SPK'nın ve diktatörün bir dediğini iki etmeyenler; Onlar, yani eskiden AKP yöneticiliği yapmış olan ve avukatlıktan hakimliğe geçenler; Onlar, yani, yandaş bir yargı ile bir ülkede diktatörlüğe giden yolu hukuk gibi bir kavramla döşemeyi “iyi bilen”lerdir… Dürüst yargıç ve savcıların varlığının ise AKP’yi en az ayağa kalkmış bir halk kadar korkuttuğu görülmektedir. Yargıda yaptıkları dönüşüm ile yargı mekanizmalarını suç şebekesi haline getiren bu iktidar, artık sadece bir istifa ile kurtulamamalıdır. Ayakkabı kutuları ve baba oğul şebekesi ile halkı soyanların mal varlıklarına el konulmalıdır. Bu suç şebekesinde bizzat yer alan ve görevi adaleti değil, Adalet ve Kalkınma Partisi’ni koruma halini alan yargıç ve savcılar yargılanmalıdır. Hazirandan beri “Hükümet istifa” diyen ayağa kalkmış bir halkın mücadelesi, aynı mücadelede yer alan hukukçular için bir güç kaynağı olmuştur. Şimdi ise hukukçuların duruşu, AKP’ye boyun eğmeyen bir halk için güç kaynağı olmalıdır. AKP’nin yargıya tescillenmiş, ortaya saçılmış ve kokuşmuş müdahalesi karşısında, gayrimeşru bir hükümetin yargıdan bir gün daha güç almasının önüne geçmek için hukukçular görev başına geçmelidir. Başta TBB, tüm barolar, hukuk kurum ve kuruluşları, yargıç ve savcı örgütlenmeleri tarafından hükümet istifaya çağrılmalı, halka karşı işlenmiş suçların hesabı hep birlikte sorulmalıdır. Ülkemizde hukukçu olmanın artık tek ölçütü budur. Adalet İçin HukukçularsoL
Erdoğan’ın Yargıya Talimatı, Alevi Hâkim Fişlemesi ve FB Mahkûmiyeti TBMM'de
Umut Oran: Hakim savcılar etnik kökenlerine göre mi ayrılıyor? Adalet Bakanı’nın dava takipçiliği görevi var mı? FB yöneticileri için de Yargıtay girişiminiz oldu mu? ANKARA CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, Recep Tayyip Erdoğan’ın, dönemin Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in telefonla yaptığı telefon görüşmesinde işadamı Aydın Doğan'ın, Sermaye Piyasası Kurulu’nun (SPK) isteği doğrultusunda mutlaka mahkûm olması için Yargıtay nezdinde girişimde bulunması talimatı vermesi, Sadullah Ergin’in ise davaya bakan hâkimin “Alevi” olmasından bahsetmesini TBMM’ye taşıdı. Oran, Erdoğan’ın, Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım’ın davasının Yargıtay’da onanması için girişimde bulunup bulunmadığının da açıklanmasını istedi. Erdoğan’dan, Ergin’e, işadamına ceza verilsin talimatı CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın yanıtlaması istemiyle TBMM’ye sunduğu soru önergesinde dün gece sosyal medyaya düşen son telefon kaydını gündeme getirdi. Umut Oran önergesinde şunları kaydetti: “Sosyal medyaya yansıyan yasal dinleme kayıtlarına göre Recep Tayyip Erdoğan selefiniz dönemin Adalet Bakanı Sadullah Ergin’i telefonla aramış, aralarında yaptıkları konuşmada halen sürmekte olan bir davayı takip etmesi talimatını kendisine vermiş, yine davada çıkan sonucun kabul edilemez olduğunu ve sanıkların SPK’nın da istediği biçimde mutlaka ceza alması gerektiğini bildirmiştir. Sadullah Ergin ise,  davada karar veren hâkimin “Alevi” ve “kendilerine karşı olumsuz” bir kişi olduğunu ifade etmiş, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nda Erdoğan’ın istediği sonucun alınacağını beyan etmiştir. Daha sonra aralarında yargıya “transfer edilen” hâkimler hakkında konuşulmuş, konunun Ali Babacan ve Sadullah Ergin tarafından takip edilmesi noktasında anlaşılmıştır.” Hakim savcılar etnik kökenlerine göre mi ayrılıyor? CHP’li Oran’ın, Adalet bakanı’na yönelttiği sorular ise şöyle: Bakanlığınız tarafından hâkim ve savcıların etnik kökenleri, dini ve siyasi inanışları takip edilmekte midir, bu bilgiler bir bilgi notuyla Başbakan’a sunulmakta mıdır? Bakanlıkta kaç Alevi hâkim ve savcı çalışmaktadır? Alevilik olumsuz bir özellik mi? Alevi olmak “olumsuz” bir özellik midir? Alevi vatandaşlarımızın hâkim ve savcı olma hakkı yok mudur? Alevi hâkim ve savcıların yaptığı işlemler doğrudan hukuksuz mudur? Hukukta “Aleviler hâkim, savcı olamaz” diye bir mevzuat bulunmakta mıdır? Bakanlar Kurulu’nda bu konuda izahatta bulunulacak kadar bunun alenileşmesi hükümetinizin politikalarından biri midir? Ayrımcılık suçu değil mi? Bir kamu görevlisi, hâkim-savcıyı, vatandaşı “Alevi” diye nitelemek ayrımcılık suçunu oluşturmuyor mu? Hâkim ve savcıları etnik kökenleri, dini ve siyasi inanışları nedeniyle fişleyerek ayrımcılık suçu işleyen personel hakkında tarafınızca başlatılan adli veya idari bir soruşturma bulunmakta mıdır? Bu soruşturma kapsamında kaç bürokrat soruşturulmaktadır, bu emirleri veren amirler hakkında da soruşturma başlatılmış mıdır? Adalet Bakanı’nın dava takipçiliği görevi var mı? Adalet Bakanı’nın görevleri arasında Başbakan’ın emri üzerine dava takipçiliği yapmak bulunmakta mıdır? Bakanlığın ve personelinin bu amaçla kullanılmaması için aldığınız önlemler nelerdir? Göreve geldiğiniz günden bugüne kadar Başbakan’ın şahsen sizin takip etmenizi istediği davalar nelerdir, bu davalarda Başbakan hangi kararların çıkmasını istemiştir, Anayasa’ya aykırı ve yargıya müdahale anlamına gelecek bu kanunsuz emirlere uydunuz mu? Şahsınıza bu kanunsuz emirleri veren şahıs hakkında suç duyurusunda bulunarak adli süreci başlattınız mı? Kamuoyunda Ergenekon, OdaTV, Balyoz, Poyraz, KCK adıyla bilinen davalar Bakanlığınız tarafından takip edilmiş midir, bu davayı görmekte olan mahkemelerin hangi kararları alacağı yönünde Bakanlığınız tarafından verilen sözlü veya yazılı bir talimat bulunmakta mıdır? FB yöneticileri için de Yargıtay girişiminiz oldu mu? Kamuoyunda 3 Temmuz davası adıyla da bilinen, Fenerbahçe ve Beşiktaş yöneticilerini kapsayan dava da Erdoğan ve selefiniz Sadullah Ergin tarafından takip edilmiş midir? Yargıtay 5. Dairesi’ne bu davada Aziz Yıldırım’a ve Fenerbahçe yöneticilerine ceza verilmesi yönünde bir talimat gönderilmiş midir?
'GDO'lu Tapeler Üzerinden Yorum Yapmam'
AKP Hatay Büyükşehir Belediye Başkan adayı, eski Adalet Bakanı Sadullah Ergin dün akşam Twitter’a düşen kasetler için yönelttiğimiz sorulara ‘‘GDO’lu tapeler üzerine yorum yapmam’’ cevabı verdi. Hatay, Mersin ve Adana’yı kapsayan seçim turumuzda eski Adalet Bakanı Ergin ile İskenderun’da biraraya geldik. Ergin’in, Başbakan Tayyip Erdoğan ’la yaptığı iddia edilen ve Aydın Doğan ’ın Sermaye Piyasası Kanunu’nu ihlal iddiasıyla yargılandığı davanın konuşulduğu öne sürülen davanın ele alındığı konuşmada, Doğan lehine karar veren yerel mahkeme hakimi için ‘Alevi’ dediği savı vardı. Ergin, bu konuşmayla ilgili şöyle konuştu: (Genetiği ile Oynanmış Ürünler) GDO’lu tapeler üzerinden yorum yapmam. İllegal faaliyetlere prim vermem. Bunları kaale almam.Ergun Babahan | T24
Alevilerden Suç Duyurusu
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın eski Adalet Bakanı Sadullah Ergin ile Doğan Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan’ın yargılandığı davayla ilgili yaptığı telefon konuşmalarının ortaya çıkması ve eski Adalet Bakanı Ergin’in hâkimin Alevi olduğu yönünde bilgi aldığını söylemesi Alevi derneklerini ayağa kaldırdı. Alevilerin fişlendiğini ve tehdit altında olduklarını belirten Alevi derneklerinin temsilcileri Erdoğan ve Ergin hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını açıkladı. Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Kemal Bülbül Ses kayıtlarında ortaya çıkan konuşmalar sürpriz değil, biz zaten bu durumu biliyorduk. Bu insanlığa karşı işlenen bir suçtur. Bu hem nefret suçları hem de ırkçılık kapsamına girer. Böyle bir algı tüyler ürperten bir durum. Alevi toplumunun tamamı tehlikede demektir. Alevilere yönelik fiili katliamlar dönemi geçici olarak kapandı. Başbakan’a göre artık taciz etmek, aşağılamak, sürekli kontrol altında tutmak lazım. Alevi toplumuna mensup insanların tamamı bu ülkede fişlenmiştir. Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Selahattin Özel Çıkan ses kaydı Başbakan Erdoğan’ın Alevilere yönelik öfke, kin, nefret dilinin, ayrıştırıcı, ötekileştirici tavrının bir kanıtıdır. Bu ses kaydı ibret vesikasıdır, kınıyorum, lanetliyorum. Alevi Kültür Dernekleri Genel Başkanı Doğan Demir Başbakan Alevilere yönelik nefret söylemini sürdürüyor. Alevilere yönelik bu fişleme ve hakareti yargıya taşıyacağız. Erdoğan ve Ergin hakkında suç duyurusunda bulunacağız.Cumhuriyet
Ses Kayıtlarındaki 'Alevi Hakim' Konuştu
Başbakan ile Bakan Ergin arasında geçtiği öne sürülen konuşmada “Alevi” denilen hâkimin kimliği belirlendi.Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile eski Adalet Bakanı Sadullah Ergin arasında geçtiği iddia edilen ses kaydında “Alevi Hakim” olarak bahsedilen İstanbul 7. Asliye Ceza Mahkemesi hakimi Abuzer Kara, “Alevilik Sünnilik günümüz koşullarında konuşulacak konular değil” dedi. Adliye kaynaklarından edinilen bilgiye göre Hakim Abuzer Kara’nın, konuşmaları kendisine hatırlatan meslektaşlarına da ‘Alevi olmak suç değil’ dediği öğrenildi. Radikal’den Fatih Yağmur’a konuşan Hakim Kara, ses kayıtları ile ilgili herhangi bir şey söylemek herhangi bir yorumda bulunmak istemediğini belirterek “İşimizi yapıyoruz. Zaten verilen kararlar belli” dedi. Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Kanunu’na muhalefetten Aydın Doğan aleyhine açılan davada beraat kararı verilmesinin ardından yapıldığı iddia edilen görüşme kaydında, Erdoğan olduğu öne sürülen kişi “Bak dava görüldü, yani kararı verdi adam” diyor. Ergin, yanıt olarak “Mahkemenin hâkiminin Alevi olduğu yönünde bir bilgi de vardı” ifadesini kullanıyor. Bu konuda görüşü sorulan Hakim Abuzer Kara şu değerlendirmede bulundu: “Ne diyebilirim ki? Allah herkesin gönlüne göre versin. Bir şey diyemiyorum. Bugüne kadar çalıştığım yerler belli, şeyler belli… Herkeste bilir, tanır. Verdiğimiz kararlar belli. O açıdan o konular bana üzerinde konuşulacak konular gelmiyor günümüz koşullarında. Alevilik, Sünnilik falan. Bana pek, benim pek şeyim değil yani. O açıdan yorumda bulunmak istemiyorum.” Adliye kaynaklarından edinilen bilgiye göre Hakim Abuzer Kara’nın, konuşmaları kendisine hatırlatan meslektaşlarına da ‘Alevi olmak suç değil’ dediği öğrenildi. Fişlemenin kendisini üzdüğünü anlatan Kara’nın şimdilik herhangi bir hukuki girişimde bulunmayacağı öğrenildi.Cumhuriyet
Der Spiegel Ses Kayıtlarını Türkçe Yayınladı
Başbakan Erdoğan'ın Milli gemi ihalesinde işadamı Metin Kalkavan'a yardım ettiği iddiası ve Aydın Doğan aleyhinde davayı etkileme iddiasıyla internette yayımlanan ses kayıtları dünya basınında geniş yer buldu Dünya basını ve Avrupalı STK'lar Başbakan Tayyip Erdoğan 'ın eski Adalet Bakanı Sadullah Ergin ile davayı etkileme iddiası ile yaptığı görüşme ve MİLGEM ihalesi için Metin Kalkavan 'la yaptığı öne sürülen görüşmeyi gündemine taşıdı. Financial Times gazetesinde internete ses kaydı düşen ve Erdoğan'ın MilGem projesinde Koç'a karşı Metin Kalkavan'a yardım ettiği öne sürülen görüşmeyle ilgili bir haber yayınlandı. Financial Times’ın Türkiye gündemiyle ilgili haberinde, internette yayımlanan ses kayıtlarının iş dünyasının “üzerine ışık tuttuğu” belirtiliyor. Daniel Dombey ve Funja Guler imzalı haberde, Başbakan Erdoğan ile sanayici Metin Kalkavan arasında geçtiği iddia edilen telefon görüşmeleri kaydı konu ediliyor. Erdoğan’ın, Koç Holding’e verilen 1,5 milyar Euro değerindeki ihaleye itiraz etmesi için Kalkavan’a yol gösterdiği ve yenilenecek ihaleye nasıl katılması gerektiği konusunda tavsiyede bulunduğu iddia ediliyor. Haberde, Başbakan Erdoğan’ın daha önce benzer bir ses kaydını “montaj” diye nitelendirdiği hatırlatılarak, polis içinde yapılanan grupların gizlice dinlemeler yapmakla suçlandığı belirtiliyor. Financial Times muhabirleri, Türk ekonomisinin devlerinden Koç grubunun “ülkenin eski laik elitin simgesi” olarak görüldüğü ve Erdoğan ile gerginlikler yaşadığını ifade ediyor. Yargıya müdahale iddiası da dış basında Öte yandan Başbakan Tayyip Erdoğan ile eski Adalet Bakanı Sadullah Ergin arasında geçtiği iddia edilen ses kaydı yabancı basında yer aldı. Alman Der Spiegel Dergisi’nin internet sitesinde YouTube’da yayınlanan “Recep Tayyip Erdoğan Yargıya Müdahale” başlıklı tapelerin linki de verildi. Spiegel, Almanca altyazı koymadan tapeleri yayınladı ve özetle şunları yazdı: “Bir kez daha ses getirici bir telefon kaydı düştü. İddiaya göre yine Erdoğan duyuluyor. Bu defa Adalet Bakanı’ndan iktidara eleştiren bir medya patronu konusunda ağır bir karar istiyor. Seçimler öncesinde videolar, Erdoğan için ciddi bir tehlike oluşturuyor. 2 telefon görüşmesinde medya patronu Aydın Doğan ile ilgili bir dava konuşuluyor. Erdoğan, durum hakkında bilgi alıyor. Görüşmeden gidişattan memnun olmadığı anlaşılıyor. Bakanı’na ‘Onu takip et de, ihmale uğramasın. Yazık olur’ diyor. Doğan, Türkiye’nin en zengin girişimcilerinden biri... Doğan Medya Grubu, 5 yıl önce vergi kaçırmakla suçlanmış, Axel-Springer Grubu’na bir televizyon satışından ek yarım milyar euro vergi istenmişti. Erdoğan, geçtiğimiz yıllarda da Doğan Medya Grubu’nun defalarca boykot edilmesi çağrısı yapmıştı. 2 kişinin, bu vergi sürecini mi konuştukları, telefon görüşmelerinden anlaşılmıyor. Geçtiğimiz günlerde Erdoğan ile ilgili başka telefon görüşmeleri de YouTube’a sızdırıldı. Üst düzey siyasetçi ve işadamlarına yönelik yolsuzluk operasyonunda oğlu Bilal’e milyonlarca Euro ve doları, güvenliğe alması talimatı verdiği iddia edildi. Erdoğan, bu videoları muhaliflerinin ‘karalama kampanyası’ ve ‘montaj’ olarak niteliyor. Ama Erdoğan, şimdiye kadar sesin kendisine ait olmadığını iddia etmedi. Her yeni ifşaatla, videoların başka görüşmelerden montaj olduğuna dair iktidarın savunmasına yönelik şüphe büyüyor” IPI'dan kaset açıklaması VİYANA merkezli Uluslararası Basın Enstitüsü’nün (IPI) İcra Direktörü Alison Bethel McKenzie, son ses kaydının ardından yaptığı açıklamada, Başbakan Erdoğan ve hükümetin yakın geçmişte gazeteciler hapsedilirken “Bağımsız yargıya karışamayız” dediğini hatırlatarak, “Şimdi bu argümanı nereye koyacaksınız?” diye sordu. McKenzie'nin açıklaması şöyle: “Başbakan’ın, dönemin Adalet Bakanı’ndan yasal bir sürece müdahale etmesini istediği ve bakanın da arzulanan sonucu almak üzere yargıyı baskı altına alma sözü verdiği iddiaları, en hafif tabirle şoke edicidir. IPI, son yıllarda gazetecilere açılan davaların düşmesi için Türk Hükümeti’ne çağrı yaptığında, hükümet temsilcilerinden defaetle aynı yanıtı almıştır. Hükümetin bu süreçlere nüfuz edebilmenin ötesinde, bunu pervasız bir tavırla yapmaya bütünüyle hevesli oluşuna dair iddialar, doğruysa, sadece basın özgürlüğünün altını kazmaz, aynı zamanda hukukun üstünlüğüne ve demokrasinin kendisine de tehdit arz eder. Başbakanı, iddialara yansıyan yorumları yalanlamaya, hükümetinin yargı bağımsızlığına saygı göstereceği yolunda acil ve kamuya açık adımları atmaya çağırıyoruz.” Yargıçlar Sendikası da, TBMM Başkanlığı ve üyelerini, Erdoğan ile Ergin hakkında ‘Yargılama yapanları etkilemeye teşebbüs’ten soruşturma açmaya çağırdı. Ankara Barosu Başkanı Sema Aksoy ise, “Yasal dinleme sonucu elde edilmişse, ortada yargıyı etkileme, kişisel verilerin kaydedilmesi gibi tespit edilmiş suçlar olduğu görünüyor' dedi.T24
Ve Erdoğan Ses Kayıtlarını Doğruladı
Başbakan Erdoğan, Ankara'da yerel medya temsilcileriyle bir araya geldi. Erdoğan, iki gündür internette yayınlanan ses kayıtlarına değindi. Erdoğan, hem MİLGEM projesiyle hem de bazı davalarla ilgili sözlerinin 'olağan' olduğunu savundu. Erdoğan, toplantıda dün internete düşen MİLGEM ihalesiyle ilgili ses kaydı hakkında da konuştu. Sözkonusu videoda Başbakan'ın iş adamı Metin Kalkavan'la görüştüğü iddia ediliyor. Başbakan, bu konuda ''Bir çok ihaleler yapılıyor birisi saf dışı edilmiş olabilir, şahsıma müracaatı olabilir, ben de dava et diyorum. Bu neticede devletin yüzlerce milyon dolar kazancı oluyor. İşte bunlar bu görüşmeyi dinleyecek kadar karaktersiz'' yorumunda bulundu. Erdoğan, eski Adalet Bakanı Sadullah Ergin ile internete düşen ses kaydıyla ilgili de 'Benim Adalet Bakanıma 'Bunu yakından takip et dememden daha doğal ne olabilir. Kirli ilişkiler bunu gerektiriyor.' açıklamasını yaptı. Başbakan'ın açıklamalarından satır başları Kurtuluş savaşımızda mahalli basın faaliyetini sürdürebildiği yerlerde destanlar yazdı. Tek parti dönemlerindeki sansüre rağmen yerel basın buna hiçbir zaman boyun eğmedi. 2002’de günde 4 milyon gazete satılıyordu. Bugün internetin bu kadar yaygınlaşmasına rağmen 4,5 milyon gazete satılıyor. 'MEDYA ÜZERİNDEKİ VESAYETİ DE KALDIRDIK' Siyasetin üzerindeki vesayeti kaldırırken medya üzerindeki vesayeti de kaldırdık. Şu anda yaşı 25’in altında olan gençlerin özgürlüklerin nereden nereye geldiği konusunda kıyas yapmakta zorlandığını görüyoruz. İNGİLTERE ÖRNEĞİ İngiltere’de gazeteciler haber yapma adına bazı telefonları dinlediler. 50 gazeteci gözaltına alındı. Bazıları ceza aldı. Yayıncı kuruluş tarafından bu gazete kapatıldı. Ama hiç kimse gazeteciler gözaltına alındı, tutuklandı, İngiltere’de basın özgürlüğü yok demedi. 'BUNLAR YASAL DİNLEME DEĞİLDİR' Bizde ise medya her gün ses kayıtları ve tapeler yayınlıyor. Bazıları bunlar yasal dinleme diye kılıf uyduruyor. Bunlar yasal dinleme değildir. Türkiye’de dinleme yapmanın kuralları vardır. 'BİR BAŞBAKANI DÜNYANIN HİÇBİR YERİNDE DİNLEYEMEZSİNİZ' Bir Başbakanı, cumhurbaşkanını, bakanları dünyanın hiçbir yerinde dinleyemezsiniz Savcı yasalara aykırı şekilde keyfi olarak devletin mahrem görüşmelerini dinlemiştir. Savcıların ya da memurların servis ettikleri bu görüşmeleri yayınlayanlar da anayasa ve yasaları ihlal etmişlerdir. Kriptolu telefonlar dinlenmiştir. İstenilenin elde edilemediği durumlarda da sesler üzerinde montaj, dublaj, kurgu yapılmıştır. Ortaya hayali piyesler çıkarılmıştır. 'TÜRKİYE, EŞİ BENZERİ GÖRÜLMEMİŞ BİR HUKUK İHLALİ VE İHANETLE KARŞI KARŞIYA' Aslında çok vahim bir skandalla karşı karşıyayız. Türkiye tarihinde eşi görülemeyen bir hukuk ihlali ve ihanetle karşı karşıyayız. Dinlemeler gerekli izinler alınmadan yapılmıştır. Selam Örgütü gibi hayali örgüt oluşturulmuş 3 bin kişinin telefonu dinlenmiş. Diğer bir dosyada ise bürokratlar, Genelkurmaybaşkanı, Başbakan'ı, Cumhurbaşkan'ı, sanatçılar herkes dinlenmiş. 'MAHREM GÖRÜŞMELERİ DİNLİYORLAR' Burada Türkiye'de bir savcı keyfice dosya hazırlayıp son derece mahrem görüşmeyi dinleyebiliyor. Bir ülkenin enerji bakanı son derece mahrem görüşmeler yapar. Dün sayın Putin ile bir görüşme yaptım. Bunu sadece istihbarat örgütleri dinlemek ister. Oysa bir savcı bir dosya hazırlayıp keyfi şekilde dinleyebiliyor. MİLGEM İHALESİ Birçok ihaleler yapılıyor birisi saf dışı edilmiş olabilir, şahsıma müracaatı olabilir, ben de dava et diyorum. Bu neticede devletin yüzlerce milyon dolar kazancı oluyor. İşte bunlar bu görüşmeyi dinleyecek kadar karaktersiz. 'ÖZGÜRLÜK KİMSEYE BAŞKALARINI DİNLEME, KAYDETME, YAYINLAMA HAKKI VERMEZ' Paralel yapı içinde bu ülkenin menfaatini hiçe sayan tipleri gördük. Özgürlük kimseye anayasa ve yasaları çiğneme hakkı vermez. Özgürlük bir insanın özgürlük alanının bir başka insanın özgürlük alanına kadardır. Özgürlük kimseye başkalarını dinleme, kaydetme, yayınlama hakkı vermez. 'SADECE DİNLEME YOK, GÖRÜNTÜLEME DE VAR!' Yeryüzündeki hiçbir din, mezhep, kültür iki kişi arasındaki konuşmanın başkalarına aktarılmasına cavaz vermez. Sadece dinleme yok, görüntüleme de var. Bir ailenin mahremine girecek kadar olan aile dışında ilişkileri görütülenmek suretiyle sosyal medyada yayınlamak hakkını internet anlayışı veriyorsa ben bunu kabul etmiyorum. BU DİNLEMELER HUKUK ADINA YAPILMADI Gayrimeşru ilişki kurar, meşru ilişkisi de vardır. Ama bunun yayınlama hakkını kimse elde edemez. TÜBİTAK gibi kurum merkezinde bu dinlemeleri yapıyor siz burası güvenli hattır sanıyorsunuz. Güvenli hat diye söylenen kriptolu telefonlar bunu imal eden yer tarafından dinleniyor depolanıyor. Bunlar kopyalanıp çalışıp götürülüyor. Bu dinlemeler hukuk adına yapılmadı. Çok net şekilde görülüyor ki örgüt adına, örgüt çıkarları adına yapıldı. Bu örgütte güya dini yapı, hizmet yapılanması... 'İŞ ADAMLARINA GİDİP HARAÇ TOPLADILAR, YAPARSAN ŞÜKRAN, YAPMAZSAN KASET VAR' Ben imam hatip lisesinde okudum dinimi az da olsa bilirim. benim dinim gayrimeşru işe hoş bakmadı, bakmaz. Devlet içine sızacaksınız, insanlarını dinleyeceksiniz, iş adamlarına gidip haraç toplayacaksanız. Şurada okul yaparsan sana şükranlarımızı bildiririz ama yapmazsanız elimizde kaset var. Böyle tehditler var. Ben daha önce söyledim. Ellerinde ne varsa döksünler. Daha önce yaptıkları gibi bugün de istedikleri dublajı, kurguyu yapsınlar. Korkumuz yok. Şu ana kadar 14 vilayete gittim. Meydanlar her şeyi açık net söylüyor. 'SİYASETİ BIRAKMAYA HAZIRIM' Birileri meydanlardaki kalabalığın montaj olduğunu ifade ediyor. Onları buyursunlar bizim mitinglerimize davet ediyorum. O insanları miting meydanlarına taşığımız iddiaları var. Meydanda reel yapıyı görmek için teşkilatımıza yasak getiririm. Asla bir il diğer ile taşınmayacak. Anketler yoluyla oynanmak istenen oyun var. Çok iddialı ifade kullanıyorum. Partim bu seçimlerden birinci olarak çıkmazsa siyeti bırakmaya hazırım. Diğerleri hazır mı? CHP'nin MHP'nin başkanları bırakabilir mi? Çöreklenmişler koltuklara. Gerilim üretsinler, hakaret etsinler. Bir kere de gelsin desein ki birinci olmadığım takdirde bırakacağım. Onlar o koltuğu korumanın peşindeler. 'ADALET BAKANIMA BUNU TAKİP ET DEMEMDEN DAHA DOĞAL NE OLABİLİR' Boğaz'a karşı viskisini yudumdayıp Trakya için ahkam kesenler hala gerçekleri görmüyorlar. Dün Adalet Bakanımla benim görüşmem yayınlanmış. Dönen dolapları biz biliyoruz. Adalet bakanıma bunu takip et dememden daha doğal ne olabilir. Paralel yapı ya da bunun dışındaki yapılar ister istemez burayı yakından takip et dememi gerektiriyor. SPK'nın bana verdiği bilgiler tehlikeli bilgiler. Bunu ülkem için istiyorum. Bunlar spor kıyafetleriyle evlerinde Başbakan ağırlamış tiplerdir, İstedikleri gibi hükümet kurmuş hükümet indirmişlerdir. Şimdi istedikleri gibi hükümet yok. Bunlar bu ülkede milleti aptal yerine koydular. Bundan sonra kaybedecekler. Eski Türkiye'yi geri getirmek için girişimler yapıldı. Seçim dönemlerinde partimize yönelik kirli senaryolar devreye sokuldu. Eski Türkiye'yi özleyenler 17 Aralık darbe girişimini yaparak yeni Türkiye'ye hücum ettiler. Eski Türkiye'yi özleyen kim varsa bu darbe girişiminde yer aldı. Tüm güçlerini topladılar. Ellerindeki imkanları koydular. 17 Aralık darbe girişimi aldığımız tedbirler neticesinde çuvallamıştır. 17 Aralık darbe girişimi püskürtülmüştür. ORTALIĞA ÇOK PİSLİK DÖKÜLECEK 30 Mart'ta milletimiz darbe girişimine gerekli cevabı verecek bizde hgukuk içinde hesap sormak için hazırlıklarımızı yaptık. Kimsenin yaptığı yanına kalmayacak. Ortalığa pislik dökülecek şimdiden söylüyorum. Kurban kesimden, haraç toplamaya, dershaneye kadar çok şaşırtıcı sonuçlar orataya çıkacak. Makbuzsuz toplanan paraların nerelerde olduğu ortaya çıkacak. Failleri de yargı önüne çıkacak. haberler.com