Görüş Bildir

Küfür Haberleri

Küfür ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. Küfür ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

Popüler İçerikler

Vural: 'Doğalgaz Formül Kazığını Milletimize Atan AKP'dir'
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın Rusya’nın doğalgaza yaptığı yüzde 10’luk indirimin vatandaşa yansıtılamayacağı açıklamasıyla ilgili değerlendirmeler yaptı. “Doğalgaz formül kazığını milletimize atanı AKP’dir.” diyen Vural, “Zamanın formülü ile 109 dolar olan doğalgaz fiyatı 129 dolara çıkarılmıştır. Yüzde 22 zam yapılmıştır. Soçi’de Başbakanın 7,5 saat Putin’le yaptığı görüşmeden sonra doğalgaz formül kazığı ile yüzde 22 Rusların fiyatı artırılmıştır. Daha sonra yüzde 10’luk bir indirim yapılıyor vatandaşa müjde olarak verdiniz. Ama bunun aslında AKP’nin Rusya ile birlikte hareket ederek attığı kazığın devamından başka bir anlam taşımadığı ortaya çıktı. Millet kandırılmıştır aldatılmıştır.” diye konuştu.MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, TBMM’de basın toplantısı düzenledi. Vural gazetecilerin sorularını cevapladı. Bir gazetecinin, “Rusya doğalgazda indirim yaptı, enerji bakanı bunu tüketiciye yansıtamıyoruz açıklamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna Vural, “Doğalgaz formül kazığını milletimize atan AKP’dir. Zamanın formülü ile 109 dolar olan doğalgaz fiyatı 129 dolara çıkarılmıştır. Yüzde 22 zam yapılmıştır. Soçi’de Başbakan’ın 7,5 saat Putin’le yaptığı görüşmeden sonra doğalgaz formül kazığı ile yüzde 22 Rusların fiyatı arttırılmıştır. Daha sonra yüzde 10’luk bir indirim yapılıyor, vatandaşa müjde olarak verdiniz. Ama bunun aslında AKP’nin Rusya ile birlikte hareket ederek attığı kazığın devamından başka bir anlam taşımadığı ortaya çıktı. Millet kandırılmıştır aldatılmıştır. Millete müjde diye sunulan hususun aslında bugüne kadar AKP’nin doğalgazdan Rusya’nın lehine bize doğalgaz kazığı olarak yaptığı bu fiyat artışının aslından kabul edildiği anlamını taşır. Çünkü yüzde 10’luk bir fiyat düşüşü milletimizin beklentilerinden uzaktır ve bununda milletimize yansıtılmaması AKP’nin aslında milleti nasıl aldatıp kandırdığını gözler önüne seriyor. Benzin ve motorinin fiyatları petrol düşmesine rağmen aynı oranda millete yansıtıldı mı? Yansıtılmadı. Bugün gelinen bu noktada Taner Yıldız’ın ifadesiyle millet kazığı yemeye devam edecektir. Rusya’nın menfaatiyle attıkları kazığın bedelini millet ödemeye devam edecektir. Bunun anlamı budur.” cevabını verdi.Başka bir gazetecinin, “68 AK Partili vekil 3 dönem kuralı ile ilgili Recep Tayyip Erdoğan’la görüşmüş bu kural kaldırılsın diye bu konuda neler söyleyeceksiniz?” sorusuna Vural şu cevabı verdi: “AKP’nin eş Genel Başkanı olarak hareket eden bir cumhurbaşkanı olduğunu ortaya koyuyor. Bununla ilgili bir ziyareti adres olarak Davutoğlu’na gösterdiği iddiasını bir safsata olduğunu düşünüyorum. Çünkü ortada iradesi olan bir AKP Genel Başkanı bir Başbakan yok ki. Bakanlar kurulunun ne zaman toplanacağını bile cumhurbaşkanı açıklıyor. Cumhurbaşkanı böyle siyasi konulara girmiş olması halen AKP’yi yönettiği ve namusu ve şerefi üzerine yemin ettiği tarafsızlık ilkesine sahip çıkmadığını gayet açık ve net ortaya koyuyor. Partiyi yönetmeye devam ediyor. Recep Tayyip Erdoğan partinin siyasi kampanyasını yürütmeye devam eden bir Cumhurbaşkanı. Cumhurbaşkanı seçilmiştir ama Cumhurbaşkanı olamamıştır. Halen Adalet ve Kalkınma Partisinin Genel Başkanı olarak hareket etmekte, bu yönde siyasi kararlar vermektedir. 68 milletvekilinin adres olarak onu görmeleri de açıkçası bununla ilgili uygulamanın bu şekilde olduğunun ispatıdır.”'ECDADA KÜFÜR BURADA, HAKARET BURADA, CUMHURİYETİ AÇIKÇASI BİR REKLAM ARASI OLARAK GÖREN ZİHNİYET BURADA'“AK Partili Tülay Babuşçu’nun paylaştığı twitter mesajını nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna ise Vural, “Ne bekliyordunuz Cumhuriyeti reklam arası gören bir zihniyetten. Bununla ilgili özür dilediler ama zihniyetin arkasındaki zihniyetin Cumhuriyetle hesabı var. Milletin değerleri ile bir hesabı var. Bu zihniyet fiilen Türkiye’yi işgal etmek isteyenlerin işgal ettiği zihniyettir. Fiilen işgal edemeyenler Türkiye’yi yönetenlerin zihinlerini işgal ederek bu noktaya gelmiştir. Ecdada küfür burada, hakaret burada, Cumhuriyeti açıkçası bir reklam arası olarak gören zihniyet burada. HDP’nin yaptığı işareti bozkurt şeklinde foto montaj yapıp yayınlayan milletvekili burada AKP’nin içinde küfür eden burada, hakaret eden burada, saldıran burada. Atatürk’e dil uzatan burada, Cumhuriyete dil uzatanlar burada. Bunu bir kişinin yaptığı bir girişim ki özür dilemiştir buna da şahsi olarak diyeceğim yoktur ama bu kişileri çevreleyen zihniyet budur. Bu zihniyet AKP’ye oy verenleri temsil etmediğini gayet açık ve net biliyoruz.” cevabını verdi.YASAL Cihan
Sergen Yalçın'dan Taraftara Şok Küfür
Sivasspor'un hocası Sergen Yalçın, Instagram'da küfürlü mesajlara dayanmayarak Galatasaraylı taraftara küfürlü cevap verdi.Ziraat Türkiye Kupası’nda Galatasaray’a 4-1 yenildikleri karşılaşmanın ardından yayıncı kuruluşta maçın hakemini ve TFF’yi eleştiren Sergen Yalçın’a büyük tepki geldi.Sivasspor’un hocası Galatasaray ve Fenerbahçe’nin kupada final oynatılması için hakemlerin taraflı maç yönettiğini, bir daha kupa maçlarına yedek futbolcularla çıkacağını söyleyerek basında ve sosyal medyada gündeme oturmuştu.
Charlie Hebdo Protestosunda 'Yaşasın Hizbullah' Sloganları
FRANSA'da Hz. Muhammed karikatürlerini yayınlayadığı için silahlı saldırıya uğrayan 8'i karikatürist 12 kişinin öldüğü mizah dergisi Charlie Hebdo, Diyarbakır'da Peygamber Sevdalıları Platformu'nun düzenlediği, 'Hz.Muhammed'e saygı' adı verilen protesto mitingine yaklaşık 100 bin kişi katıldı. Mitingte konuşan Molla Osman Teyfur, peygambere dil uzatanların dillerini keseceklerini söyledi.Peygamber Sevdalıları Platformu, Hz. Muhammed'in karikatürlerini yayınlayan Charlie Hebdo dergisini protesto etmek için İstasyon Meydanı'nda düzenlediği 'Hz.Muhammed'e saygı' mitingine çevre il ve ilçelerden gelenlerle yaklaşık 100 bin kişi katıldı. Mitinge katılmak isteyenler polis noktalarında tek tek arandıktan sonra alana alındı. Mitinge Hü-da Par Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, Diyarbakır ev çevre illerdeki din alimleri de katıldı. Mitingde, Charlie Hebdo aleyhinde dövizlerin yanı sıra, 'Kürdistan'da Hizbullahım', 'Filistin'de Hamasım', 'Çeçenistan'da Şeyh Şamilim', 'Amerika'da Malcom X'im', 'Cizre'de Şeyh Zeki'yim', 'Charlie'nin şeytanları peygamberime dil uzatma', 'Lanet olsun biz Charlieyiz diyenlere' dövizleri de taşındı. ;Meydandaki bilboardlarda HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ile Figen Yüksekdağ'ın afişlerinin üzerine asılan 'Peygamber Sevdalıları' flamaları ilginç görüntü oluşturdu. Miting sırasında öğle ezanının okunması nedeniyle müzik yayınına 10 dakika ara verilirken, katılımcılardan bazıları da cadde üzerinde toplu halde namaz kıldı.Charlie Hebdo dergisi aleyhinde Türkçe ve Kürtçe sloganların atıldığı, ilahilerin okunduğu, tekbir getirilen mitingde ilk konuşmayı Kürtçe yapan Molla Beşir Şimşek, Peygamber sevdalılarının tarihte hiç bir zaman küfre boyun eğmediğini ve eğmeyeceklerini söyledi.Mitingde Türkçe konuşan Molla Osman Teyfur ise, peygambere savaş açanların tarih boyunca hep kaybettiklerini ifade etti.'PEYGAMBERİN DOSTU DOSTUMUZ, DÜŞMANI DÜŞMANIMIZDIR'Kendi namuslarına, şahıslarına dil uzatanları Allah için affedebileceklerini, ancak Allah'ın Resülüne yapılacak saldırı, hakaretleri asla kabul etmeyeceklerini belirten Molla Osman Teyfur, şöyle dedi: 'Bizler diyoruz ki; sizler Allah Resulüne düşman oldukça bizler size düşman olacağız. Çünkü bizler; Allah Resulünün dostunu dost, düşmanını düşman kabul etmişiz. Siz kimsiniz ki; Allah Resulünü terörist ilan ediyorsunuz, Sizler yeryüzünü ifsad eden, nesilleri mahveden insanları ve insani değerleri ayaklar altına alan emperyalistlersiniz. Sizler topraklarımızı coğrafyamızı işgal ettiniz. Evlerimizi başlarımıza yıktınız. Namuslarımızı tarumar ettiniz. Yer altı ve yerüstü kaynaklarımızı çaldınız. Sonra da Muhammedi bir ruha direnenleri terörizmle suçladınız. Asıl terörist sizlersiniz.''PEYGAMBERE DİL UZATANIN DİLİNİ KESERİZ'Fikir ve düşünce özgürlüğü adı altında hiç kimsenin İslami değerlere hakaret etmeye hakkının bulunmadığını dile getiren Teyfur, insanların küfür tercih etmede serbest olduğunu anlatınken şöyle konuştu: 'Onlar istedikleri hayatı tercih edebilir. Ama hiçbir şekilde Allah Resulüne onun haysiyetine, onun pak ali beytine, onun getirdiği değerler hiç kimsenin hakaret etme özgürlüğü olamaz. Kimse bunu düşünce fikir özgürlüğü diye nisanlara sunamaz. Bunlar ikiyüzlüdür. Fransa’da Yahudiler'i eleştiren bir yazarı kovdular. Allah Resul tüm müminler için çok değerlidir. TaifteZeydin kendi bedenini siper ederek onu koruduğu gibi bizler de bugün Allah Resulünü bütün saldırılardan korumak zorundayız. Allah Resulüne hakaret eden, Kab Bin Eşref’in dilini Muhammed bin Mesleme kestiği gibi bugünde Allah Resulüne uzatılan dillerin kesilmesi gerekir.''AYAĞA KALKACAĞIMIZDAN KORKUYORSUNUZ'Allah'ın İslam'a düşmanlık edenleri kuran-ı kerimde tehdit ettiğini de kaydeden Molla Osman Teyfur, şöyle konuştu: 'Allah; İslam’a düşmanlık yapanları zaten Kur’anda tehdit etmiştir. Emperyalistler ve yerli işbirlikçileri; siz Muhammed Mustafa’ya ve onun getirdiği değerlere galip gelemezsiniz. Sizin düşmanlığınızı bir sebebinin şu olduğunu biliyoruz; siz topraklarımızı çiğnediniz ama Muhammedi bir ruhla ayağa kalkacağımızdan korkuyorsunuz. Siz Muhammedi tanıdığımız takdirde sizi bu topraklardan kovacağımızı biliyorsunuz. O yüzden Muhammedi insanlara kötü göstermeye çalışıyorsunuz. Ama bugün onu seven, onun için kendini kurban edebilecek binlerce Muhammedi vardır. Tek sıkıntıları ihtilaflardır. Eğer ihtilafları çözerlerse o zaman emin olun hepiniz buralardan def olup gideceksiniz. O zaman Muhammedi ruh bu topraklara sahip olacaktır. İnsanların kanları ve kemikleriyle yaptığınız sarayları da yıkacaklardır. Vazgeçin bu düşmanlıktan. Gelin sizler de Muhammedi okuyun ve tanıyın ve ona tabi olun. Ancak bu şekilde lanetten kurtulacaksınız. Başka şekilde rahat edemeyeceksiniz.'Yaklaşık 2 saat süren miting sonunda Hz. Muhammed'e dua eden kalabalık Kürtçe 'Yaşasın Hizbullah' diye slogan attı.DHA
MHP Cumhurbaşkanlığı Genelgesi Yayınladı
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin il ve ilçe yöneticilerine gönderilmek üzere 8 maddelik genelge yayınladı. Provokasyon uyasının yapıldığı ve AKP hükümetinin eleştirildiği genelgede, “Cumhurbaşkanı Seçim sürecini sabote etmek, krize sokmak için bazı mihrakların tetikte beklediği şüphe götürmez bir gerçektir” denerek, çatı aday Ekmeleddin İhsanoğlu’nun milletin her ferdine anlatılması istendi. Yayınlanan genelge şöyle: AZİZ MİLLETİMİZ İÇİNDEN KUŞATILMIŞ, İÇERİDEN İHANETE UĞRAMIŞTIR Türkiye uzun zamandır; adı konulmamış bir krizin, ilan ve itiraf edilmemiş bir bunalımın tesiri altında kıvranmakta, kopkoyu bir esaretin pençesinde can çekişmektedir. AKP hükümetiyle geçen 12 yılın bilançosu yabancılaşma, yasak, yalan, yıkım, yozlaşma, yolsuzluk ve yoksullukla temellenmiştir. Geçen yıllar boyunca Türk milleti yok sayılmış, Türk tarihi reddedilmiş, Türk bayrağı indirilmiş, Türk vatanı bölücülerin taarruzuna uğramıştır. Milli ve manevi değerlerimiz çok açık, çok tehlikeli, çok aktörlü saldırıların hedefi olmuştur. AKP’yle birlikte PKK mevzi elde etmiş, bölücü odaklar cesaret kazanmış, bebek katili mevki, statü ve itibar payesi alarak siyasal bir figür mertebesine adım adım çıkarılmıştır. Başbakan Erdoğan dönemsel iktidar gücünü millet lehine ve yararına kullanmaktansa, Türk ve Türkiye düşmanlarının çıkarları için seferber etmiştir. Bu yüzden aziz milletimiz içinden kuşatılmış, içeriden ihanete uğramıştır. Başbakan ve hükümeti adaleti örselemiş, kardeşliği sekteye uğratmış, birlikte yaşama iradesini hançerlemiştir. Ülkemiz ve demokrasimiz tarihin en vahşi, en zalim, en sinsi tertip ve tehdidiyle karşı karşıya bırakılmıştır. Başbakan Erdoğan siyasi varlık ve geleceğini teröristlere, küresel çetelere, para ve servet avcısı lobilere, üzerimizde hesap ve hevesleri olan batılın bekçilerine aynısıyla bağlamış ve sabitlemiştir. Başbakan ve hükümetiyle geçen 12 yılda; Fitne kazanı fokur fokur kaynamış, iftira ateşi alabildiğine körüklenmiştir. Küfür ve hakaret zirveye tutunmuş; haksızlık, hukuksuzluk ve hıyanet sel gibi yayılmıştır. Doğruluk ve dürüstlük gözden düşmüş, haram ve hırsızlık el üstünde tutulmuştur. Şiddet ve asayişsizlik kontrolden çıkmış; uyum, uzlaşma, hoşgörü ve anlaşma hasletleri kaybetmiştir.” BAŞBAKAN TERÖRİSTLERİN ÖZERKLİK İSTEKLERİNE, OTONOMİ BEKLENTİLERİNE YEŞİL IŞIK YAKMIŞTIR Başbakan Erdoğan ‘ezberleri bozuyoruz’ diyerek, Türkiye’nin sosyal dokusunu yaralamış, tarihi yürüyüşünü yavaşlatmıştır. ‘Geçmişle yüzleşiyoruz, yanlışlarla hesaplaşıyoruz, ileri demokrasiyi getiriyoruz, hayalleri gerçekleştiriyoruz’ sözleriyle aziz ecdadımızın kutlu mirasını küresel akbabalara, bölgesel terör örgütlerine peşkeş çekmiştir. ‘Açılım yapıyoruz, çözüyoruz, barışıyoruz, görüşüyoruz, milli birlik ve kardeşliği tesis ediyoruz’ iddialarıyla PKK terör örgütüne altın tepsi üzerinde Türkiye’yi ikram etmiştir. TBMM Genel Kurulu’nda görüşülen, madde madde kabul edilen sözde “Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun Tasarısı” Türkiye’nin onyıllardır sürdürdüğü terörle mücadelesini hiçe sayan bir zillet ve rezalet olarak tarihe geçmiştir. İhanete ortak olanları, teröre yüz sürenleri, PKK’yla kurulan pazarlık masalarında Türkiye’yi satanları hukuki, idari veya cezai sorumluluktan muaf tutma arayışı asla sonuç vermeyecektir. Dünyanın hiçbir medeni ve güçlü ülkesinde kanun çıkararak terörün sonlandığı, bölücülüğün pes ettiği veya emellerinden vazgeçtiği görülmemiştir. Yine Dünyanın hiçbir iddialı ve kudretli devleti teröristlerin her istediğini normal görüp makul bularak huzur ve selamete kavuşamamıştır. Bölünerek güçlenmiş, milli tez ve kabullerinden tavizler vererek dirliğe ulaşmış, atalarına sırt dönerek talihi açılmış bir ülkeye tarih henüz sahne olmamıştır. PKK’nın taleplerini hazmettire hazmettire karşılamak, statü ve kimlik konusundaki dayatmalarını etap etap sonuçlandırmak milli ve üniter devlet yapımıza ölüm fermanı yazmakla eşdeğerdir. Başbakan teröristlerin özerklik isteklerine, otonomi beklentilerine yeşil ışık yakmıştır. Başbakan İmralı canisinin çetesiyle birlikte affına el altından vize vermiş ve bunu pazarlıklarla takvime bağlamıştır. PKK’lı militanların sözde eve dönüşü, sosyal yaşama katılımı ve uyumlarının temini konusunda TBMM’in kutlu iradesini alet etmiş, millet vekâletini kötüye kullanmıştır. Şu günlerde Meclis’te, AKP’nin sayısal çoğunluğuyla kanunlaşan PKK’nın talep listesi Türkiye Cumhuriyeti’nin mahvına, Türk vatanın parçalanmasına tamı tamına yasal kılıf hazırlama çabasıdır. CUMHURBAŞKANI ADAYI OLMASI BİLE BAŞLI BAŞINA SKANDAL VE AYIPTIR Türkiye, Erdoğan eliyle bölünme kulvarına sokulmuştur. Ve bu bölünme süreci tek milletin idamı, tek vatanın imhası, tek devletin itlafı, tek bayrağın inkarı, tek dilin iflasından başka herhangi bir netice doğurmayacaktır. PKK’nın önce özerklik, ardından federasyon, daha sonra konfederal, en sonunda da bağımsız Kürdistan amacına Erdoğan şevkle hizmet etmektedir. Kürdistan’ı zımnen tanıyan, Barzani’ye övgüler düzen, millet hasımlarına methiyeler yağdıran bu zihniyetin, Cumhurbaşkanı adayı olması bile başlı başına skandal ve ayıptır. Bu itibarla Erdoğan milletin değil, milliyetsizlerin, vatansızların, millete cephe alan geniş bir şer koalisyonun ‘parlak adamı’dır. Erdoğan milli iradenin ya da milli gücün değil; milli değerlerin, manevi emanetlerin karşısındaki yegâne adamdır. KÜRT KÖKENLİ KARDEŞLERİMİZ ALÇAK TELKİNLERE KAPILMAYACAKTIR Başbakan İmralı canisiyle başkanlık konusunda fikir birliği halindedir. Başbakan; Barzani, İşçi Partisi, HDP, yandaş medya, havuzcu işadamları, DHKP-C, IŞİD, El Kaide, İmralı canisi, İsrail ve Müslüman katilleriyle ortaklık içindedir. Haçlı hesaplarının yedeğinde, zalim niyetlerin kuyruğunda, Türk ve Cumhuriyet düşmanlığının peşinde kim varsa Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olması için mücadele vermektedir. HDP’nin adayı olarak ön plana çıkmış Eşbaşkan, Başbakan ve partisinin piyonu olarak kapalı kapılar arkasında desteğini belirli şartlar doğrultusunda vaat etmiştir. AKP; HDP ve PKK’yla Türkiye’nin parçalanması konusunda uzlaşmış ve anlaşmıştır. İradesini Kandil’e, varlığını canilerin emrine seneler evvel devreden malum Eşbaşkanın, BOP Eşbaşkanıyla gizli ihanet nikahı kıyması Kürt kökenli kardeşlerim tarafından hoş görülmeyecektir. Şunu bir defa bilmek lazımdır ki, bin yıllık kardeşliğin aziz emaneti olan Kürt kökenli kardeşlerimin ne HDP, ne BDP, ne PKK, ne AKP ne de İmralı’daki emzikli bebek katili temsilcisi değildir. Kürt kökenli kardeşlerim istismara aldanmayacak, isyana davet eden alçak telkinlere kapılmayacaktır. Oynanan oyunları bozacak, yazılan senaryoları inanıyorum ki yırtıp atacaklardır. Yine inanıyorum ki, 10 Ağustos’ta tercihlerini birlikten, istikrardan, iffetten, bütünlükten, huzurdan ve kardeşlikten yana kullanacaklardır. Artık Kürt kökenli kardeşlerimin uyanış şafağı sökmüş, silkinip, doğrulma ve üzerlerindeki ağırlığı fırlatıp atma zamanı gelip çatmıştır. Doğu ve Güneydoğu üzerinden çıkar sağlayan yabancı uşakları, emperyalizme keşif kolu sağlayan fesat yuvaları Kürt kökenli kardeşlerimin dirilişiyle, vahdet kararıyla hüsrana uğrayacaklardır. Çünkü bölünmenin, ayrı düşmenin, küsmenin, kopmanın, ufalanmanın, dilimlere ayrılmanın hiç kimseye bir faydası dokunmayacaktır. Bu nedenle Erdoğan’ın HDP’yle gayri meşru temas ve beraberliği ters tepecektir. CUMHURBAŞKANI OLURSA, SEÇECEĞİ KUKLA BAŞBAKANLARLA DİKTATÖR OLMA YOLUNDA HIZLA İLERLEYECEKTİR Türkiye’nin karşısında toplanan, Türk milletinin aleyhine faaliyet gösteren tüm mihraklar için Erdoğan son şans, son eşik, son ümit, son adamdır. Bunun için Cumhurbaşkanı olması maksadıyla içte ve dışta çok faal bir lobi çalışması karanlık bir kampanya eşliğinde yürütülmektedir. Başbakan Erdoğan bölücülüğün aynı zamanda vitrin süsü, aynı zamanda vesaiti, aynı zamanda da vokalisti olmaya istekli ve adaydır. 12 yıldır sürdürdüğü Başbakanlık göreviyle Türkiye’yi perişan eden Başbakan’ın yarım kalan darbesini, yarım kalan saldırılarını tamamlamak için Çankaya’yı bir fırsat gördüğü neredeyse kesindir. Ne var ki, Başbakan hala 17-25 Aralığın hesabını verememiştir. Hala rüşvetçi bakanlarıyla ilgili Meclis Soruşturmasını savsaklamaktadır. Hala ayakkabı kutularını, yatak odalarında bulunan para kasalarını, villaları, villalardan çıkan milyar dolarları izah edebilmiş, bu kapsamda aklanmış da değildir. Başbakan’ın sicili kapkaradır. Ve bu sicil Cumhurbaşkanı olmaya hukuken, ahlaken, vicdanen engeldir. Tarafsız Cumhurbaşkanı olmayacağını söyleyen, rehavete kapılmayacağını ileri süren Başbakan’ın işlediği onlarca anayasa suçu elbette yakasından düşmeyecek, peşini bırakmayacaktır. Başbakan’ın Cumhurbaşkanı olduğu taktirde tarafsız kalmayacağına dönük ifadeleri de bizatihi Anayasa aykırıdır. Yol, köprü, havalimanı yapma polemikleriyle Cumhurbaşkanı’nın görevlerini sulandıran Başbakan’ın, daha düne kadar “devlette çift başlılığa izin vermem, yetkilerimi kimseyle paylaşmam” sözleri unutulmuş değildir. Anlaşılan Çankaya’ya çıkarsa ihalelere fesat karıştırmaya ve yandaşları kollayıp hukukun kanına giren malum işadamlarından yüzde almaya devam edecektir. Başbakan, şayet Cumhurbaşkanı olursa, seçeceği kukla başbakanlarla diktatör olma yolunda hızla ilerleyecektir. AKP’ye oy veren aziz vatandaşlarım, AKP’de görev yapan vicdanlı milletvekili ve yönetici arkadaşlarım derin Erdoğan komplosunun farkına varmalıdır. Bilinmelidir ki, hırsızlığa adı karışmış, soyguna azmetmiş, ihanete tam teşebbüs etmiş bir şahsın Cumhurbaşkanı veya adayı olması Türk milletine pahalıya mal olacaktır. Bu itibarla Erdoğan masalı, Erdoğan serüveni sandıkta bitirilmelidir. BAŞBAKAN’IN MİLLETİN KESESİNDEN SEÇİM MASRAFLARINI KARŞILAMASI AHLAKSIZLIĞIN İLERİ BOYUTUDUR Ayrıca Başbakan’ın devletin bütün imkanlarını Cumhurbaşkanı olmak için kullanması, milletin kesesinden seçim masraflarını karşılaması ahlaksızlığın, kural ve insaf tanımazlığın ileri boyutudur. Başbakan’ın emrinde devletin uçakları, helikopterleri, otobüsleri, otomobilleri, valileri, kaymakamları, memurları sıra sıra dizilmiştir. Buna karşılık Türk milletinin sesi ve nefesi olmaya aday, büyük bir uzlaşmanın eseri olarak temayüz etmiş Sayın Prof.Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu kısıtlı ve dar imkanlarla demokrasi mücadelesini sürdürmektedir. Sayın İhsanoğlu sadece beş siyasi partinin değil, milli iradenin ortak çatısı, ortak kararıdır. Sayın İhsanoğlu Türkiye’nin adayı, masumların nidası, mazlumların hamisi, sessiz milyonların tercümanı, kenara itilenlerin rüyası, horlananların davacısı, küçümsenenlerin alacaklısı, Anadolu bozkırlarının çığlığıdır. Sayın İhsanoğlu milletin safında, milletin yanında, milletin hizmetinde bir değer iken; Erdoğan despotluğun, art niyetin, vefasızlığın, vizyonsuzluğun, çalmanın, kaba gücün, baskının, zorbalığın çirkin yüzüdür. Kucaklaşmak ve buluşmak için Sayın İhsanoğlu Cumhurbaşkanı olmalıdır. Kutuplaşmayı bertaraf etmek için Sayın İhsanoğlu Cumhurbaşkanlığına seçilecek en doğru, en meşru, en doğal, en layık isimdir. GEÇMİŞTE UYGULANMIŞ BAYAT SİYASET OPERASYONLARININ TEKRAR DOLAŞIMA SOKULDUĞU ANLAŞILMAKTADIR Cumhurbaşkanı seçimi yaklaştıkça maksatlı ve belirli gayelere yönelik tartışma ve dedikoduların arttığı gözlenmektedir. Özellikle partimize ve davamıza gönül veren milyonlara yönelik geçmişte uygulanmış bayat siyaset operasyonlarının tekrar dolaşıma sokulduğu anlaşılmaktadır. Bundan dolayı bazı hususların açıklığa kavuşturulması ve ihtiyaç duyulan tedbirlerin alınması acil ve gerekli görülmüştür. Genelgede, “Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Prof.Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu’nun kampanyasını yürütmek için Türk siyasetinin beş güzide partisinin katkılarıyla bir Seçim Koordinasyon Merkezi teşekkül ettirilmiştir” denilerek, şu maddelere yer verildi: 1) İlk turu 10 Ağustos 2014′te yapılacak olan Cumhurbaşkanı seçimine katılacak şahısların müracaatları 29 Haziran 2014 tarihinde başlamıştır. 30 Haziran 2014 tarihinde seçimlere katılma yeterliliği olan siyasi partiler Yüksek Seçim Kurulu tarafından tespit ve ilan edilmiştir. 3 Temmuz 2014 tarihinde Cumhurbaşkanı adaylığına başvurunun son günü olarak belirlenmiştir. 8 Temmuz 2014 tarihinde Cumhurbaşkanı Seçimi nedeniyle aday gösterilenlere ilişkin geçici aday listesi Yüksek Seçim Kurulu tarafından Resmi Gazete’de ilan edilmiştir. Bu tarih adaylara yönelik itirazların da başlangıcıdır. Nihayetinde 11 Temmuz 2014 Cuma günü Cumhurbaşkanı kesin aday listesi Resmi Gazete’de duyurulacak, aynı anda propaganda dönemi de başlayacaktır. Başbakan Erdoğan ile HDP Eşbaşkanı olan şahsın Cumhurbaşkanı adaylığının sorunlu ve tartışmaya açık olduğu daha önce tarafımızca ifade edilmiştir. Yapılan itirazların sonucu ne olursa olsun, tüm parti teşkilatlarımız, tüm dava arkadaşlarımız var güçleriyle ve heyecanla Sayın Prof.Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu’nun seçim kampanyasına aktif destek vereceklerdir. Mahalli düzeydeki karşılama, tören, ziyaret, toplantı, miting ve benzeri çalışmalara gerek yöre milletvekillerimiz, gerek MYK üyelerimiz, gerekse de teşkilat yöneticilerimiz en üst düzeyde iştirak edeceklerdir. Bu konunun takip ve temininden Teşkilat İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı, Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı, Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı müştereken sorumlu olacaklardır. 2) Cumhurbaşkanı seçiminin daha önce TBMM’de yapıldığı bilinmektedir. Bu seçimin doğrudan doğruya ve ilk defa millet tarafından yapılması usul açısından bazı aksaklıklara, bazı sorunlara, bazı anlaşmazlıklara sebebiyet verebilecektir. Bu itibarla kampanya dönemi boyunca çok dikkatli olunacak, bilhassa sandık güvenliğine önem verilecek, haksızlık ve usulsüzlüklerle başa çıkabilmek için olağanüstü mücadele sergilenecektir. Tüm teşkilatlarımız Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı’nın tavsiye, bilgilendirme ve talimatlarına riayet edeceklerdir. 3) Cumhurbaşkanı seçim sürecini sabote etmek, krize sokmak için bazı mihrakların tetikte beklediği şüphe götürmez bir gerçektir. İçimize sızan bazı AKP kontrollü unsurların ve devlet içinde yuvalanmış karanlık odakların değişik platformlarda provokasyonlara kalkışma ihtimali yabana atılmamalıdır. Bu vesileyle hiçbir dava arkadaşımız herhangi bir gerginliğin, herhangi bir çatışmanın, herhangi bir çekişmenin taraf ve faili olmayacaktır. Tüm çalışmalar demokratik sabır ve nezaket içerisinde sürdürülecek, milletimizin her ferdine Cumhurbaşkanı adayımız sayın Prof.Dr.Ekmeleddin İhsanoğlu tanıtılacak ve anlatılacaktır. 4) Başbakan Erdoğan ve hükümetinin Cumhurbaşkanı Seçim sürecinde algı operasyonlarından medet umacağı, bu maksatla sinsi taktik ve stratejileri devreye sokacağı bugünden bellidir. Geçmişte benzerlerine rastlanan kamuoyu yönlendirme kurnazlıklarına ısrarla ve tekraren tevessül edilecektir. Hatta bu konuda ilk çalışmalar hükümetin kol kanat gerdiği, rüşvet ve haram parayla beslediği havuz medyası tarafından başlatılmıştır. Yandaş medya ve AKP güdümündeki sosyal medyada partimize oy veren değerli kardeşlerimizden bir bölümünün Erdoğan’a kayacağı hayasızca gündemde tutulmaktadır. Açıkça Türklük ve milliyetçiliğe mahsurlu ve şaşı bakışta İmralı canisiyle aynı fikri maziden gelen, PKK’nın yedek parçası olan çevrelerin bu ipe sapa gelmez ham ve ucube hayali MHP’nin hedefte olduğuna işarettir. Milliyetçi-Ülkücü Hareket’e kafatasçı, katil, Fatiha bilmeyenler, namaz kılmayanlar, oruç tutmayanlar, ırkçı, faşist, morg bekçisi, vagon, şerefsiz, alçak, adi küfürleriyle hakaretler eden PKK havarisi Erdoğan’a en ufak bir destek verilmesi varoluşumuzun inkarıdır. Başbakan’ın ‘Ülkücü kardeşlerim’ diyerek oy hesapları yapması düştüğü derin çukurun, koltuk uğruna nasıl bir şahsiyet fukarası olabileceğinin net ispatıdır. Bu bayağı propagandanın püskürtülmesi için herkes teyakkuz halinde olacaktır. Başbakan, Cumhurbaşkanı olabilmek için dava arkadaşlarımızı ve gönüldaşlarımızı çirkefçe aldatmanın ve akıllarını çelmenin basitliğine kapılmıştır. Milliyetçi-Ülkücü Hareket dününe, fikriyatına, şeref ve namus bildiği değerlerine kast etme niyetinde olan 17-25 Erdoğan’ı çok iyi bilmektedir. TC’yi silen, Andımızı kaldıran, ‘Ne Mutlu Türküm Diyeneö sözünü şeytanlaştıran, milliyetçiliği ayaklar altına alan, onbinlerce vatan evladının katilleriyle müzakere çadırında kucak kucağa oturan Erdoğan’a Milliyetçi- Ülkücü Hareket’ten bir oy bile gitmesi söz konusu değildir. Aksine, gelişmeler AKP’ye oy veren değerli vatandaşlarımın Erdoğan’a yüz çevirecekleri, Sayın İhsanoğlu’na destek verecekleri yönündedir. Bu çerçevede AKP medyasında çıkan, internet ortamında servis edilen hiçbir beyanata, kafa karıştırıcı açıklamaya, habere, yoruma, partimizin sağlam bünyesini yıpratmaya yönelik kara kampanyalara itibar edilmeyecektir. Medya, Tanıtım ve Halkla İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı basın ve yayın organlarındaki AKP tuzağını ve komplosunu çok yakından takip edecek, gerekli müdahaleyi anında yapacaktır. MHP’yi akıllarınca dizayn etme, yön verme, içten içe kemirme fikri taşıyan AKP maşaları, yandaş medya asalakları çok sıkı şekilde izlenecek, lazım gelen her mücadele sergilenecektir. 5) Yine AKP’nin gölgesine yatan yalaka ve satılmış medya, Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Prof.Dr.Ekmeleddin İhsanoğlu’nun bazı sözlerini silah gibi kullanarak özellikle partimizle çelişkiye düştüğünü yazıp çizmektedir. Sayın İhsanoğlu bir partinin değil, milletin adayı olup siyasi bir kaygı gütmeksizin herkese, her kesime seslenmek durumundadır. Sayın İhsanoğlu siyasi mensubiyet taşımayan, siyasi bir hedefle hareket etmeyen, herkesin ortak görüşünü yansıtma iddiasında olan kaynaştırıcı, birleştirici ve uzlaştırıcı bir Cumhurbaşkanı adayıdır. Bu nedenle asılsız ve yersiz sözlerle Sayın İhsanoğlu’nu destekleyenlerin şevkini kırmaya, arasını açmaya dönük AKP kumpasına karşı çok hazırlıklı olunacak, hiçbir şekilde aleyhte icra edilen propagandalara aldırış edilmeyecektir. 6) Cumhurbaşkanı Seçim sürecinde Genel Merkez duyuruları, açıklamaları, bildirileri, mesajları yakından takip edilecek, tüm açıklamalar bu çerçeveyle sınırlı kalacaktır. 7) Seçim kampanyası süresince belirlenmiş slogan, flama, logo, afiş, döviz gibi materyallerin yeknesaklık içinde kullanımı sağlanacaktır. 8) Cumhurbaşkanı seçimine ilişkin olarak yayımlanan 18 Nisan 2014 tarihli Genelge hükümleri de geçerliliğini korumaktadır. Umut ve temenni ediyorum ki, Türk milleti 10 Ağustos’ta adaleti, hakkaniyeti ve beraberliği tercih edecektir. Cumhurbaşkanı Seçimi Türkiye’ye musallat olan belaların defi için tarihi bir karar anıdır. Aziz milletimiz istikbalini oylayacak; cepheleşmeye, çözülmeye, çürümeye ve dağılmaya karşı muhabbeti, kardeşliği, esenliği, tecrübeyi, huzuru, sakinliği, tavizsiz iradeyi seçecektir. Bu düşüncelerle tüm dava arkadaşlarıma üstün başarılar diliyorum. Cenab-ı Allah bizleri mahcup etmesin diyorum. Mübarek Ramazan ayının bereket ve rahmeti hepinizin üzerine olsun. Yolunuz ve bahtınız açık olsun. Rabbim yar ve yardımcınız olsun. (DHA)
"Yıldırım ile Aysal Artık Kucaklaşmalı"
Aziz Yıldırım ile Ünal Aysal dostluk ellerini göstermelik olarak değil kalıcı olarak birbirlerine uzatmalı. Onlar iyi niyetlerini gösterirse biz Anadolu takımları da gereken desteği veririzKulüpler Birliği Başkanlığı'nı 6 Ağustos'ta yapılacak Genel Kurul'da bırakacağını açıklayan Gençlerbirliği Başkanı İlhan Cavcav, Ramazan Bayramı'nda SABAH'ın sorularını yanıtlarken , dostluk mesajları verdi. Cavcav, sporda şiddetin son bulması için Fenerbahçe ile Galatasaray başkanlarına büyük görev düştüğünün altını çizdi. GÖSTERMELİK DOSTLUK OLMAZ 'Büyüklük Allah'a mahsustur' diyen İlhan Cavcav, ' Büyük camialara sahip olan kulüplerimizin Türk futbolunda ve sporunda önemli yerleri var. Fenerbahçe ve Galatasaray gibi önemli kitlelere sahip yöneticiler, dostluk, kardeşlik, birlik ve beraberliği sağlamak mecburiyetindeler. Önce onlar dost olacaklar ki onların sağladığı güzel ortama Anadolu takımları da ayak uydursunlar. Aziz Yıldırım ve Ünal Aysal dostluk ellerini göstermelik olarak değil kalıcı olarak uzattıkları takdirde Türk futbolu marka değerini kazanır. Rekabet olacak ama en önemlisi dostluk' ifadesini kullandı. CANAYDIN VE DOĞAN'I ARIYORUZ Kulüpler Birliği Başkanı Cavcav, Türk sporunda barış ortamına katkı sağlayan isimlerin olduğunu da hatırlatıp şunları söyledi: 'G.Saray'ın rahmetli Başkanı Özhan Canaydın saygı duyulan bir kulüp başkanı olarak görev yaptı. Belki de çok eleştirileceğini bilerek ezeli rakibini hem de fark yediği maçta alkışladı. Federasyon Başkanı olarak da Hasan Doğan damgasını vurdu. Türk sporu ve futbolu bu tür yöneticilerle fair-play çerçevesinde mücadele etti. Şimdi onları arıyoruz.' AĞABEYLERİ OLARAK İSTİYORUM Başkan Cavcav, rekabetin olacağını ancak dozunun iyi ayarlanması gerektiğini belirtti. Bayramların kucaklaşmak için iyi bir fırsat olduğunu dile getiren Başkan, 'Milli birlik ve beraberliğe her zamankinden fazla ihtiyaç olduğumuz bu günlerde Kulüpler Birliği'nin değerli kulüpleri olan F.Bahçe, G.Saray, Beşiktaş ve Trabzonspor'u duyarlı olmaya davet ediyorum. Yeni bir sezon başlarken kucaklaşmalıyız. Bunu bir kulüp başkanı olarak değil yaşça büyük ağabeyleri olarak istiyorum' diye konuştu. 2 YIL HAPİS YATSINLAR 'Federasyonun almış olduğu tribün kapatma kararını doğru bulmuyorum. 15-20 bin kişilik bir tribünde 30-40 kişi kötü tezahürat yaptı diye bütün tribünün kapatılması diğer sporseverlere haksızlıktır. TFF maç esnasında o küfür edenleri kameraların yardımıyla tespit edip, polis marifetiyle tribünden çıkartıp, hemen soruşturma yapmalı. En az 2 yıl hapis cezası vermeli.' BOŞA AĞLAMASINLAR! 'Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın, kulüplere vergi indiriminde bulunulması konusunda zamanın Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'a verdiği talimatı bizzat yaşadım. Kendisine şükranlarımızı sunuyorum. Ancak kulüpleri borçlu duruma düşüren yöneticiler bu parayı kendileri ödemeli. Transferde bol para harcayıp, af için çalmadık kapı bırakmayan ve affı da ödemeyip yeni af bekleyenlerin ağlamaya hakkı yok.' BİZİ ÇOK ÜZDÜLER 'Bu federasyona maalesef güvenmiyorum. Yabancı kuralı ve saha olaylarıyla ilgili aldıkları kararları doğru bulmuyorum. Türk futboluna bu konuda kötülük eden ve kulüplerimize bu sıkıntılı günleri yaşatan federasyon hatalı davranmıştır.' 10 MİLYON € VERİRİM! Kulüpler Birliği Vakfı ve G.Birliği Başkanı İlhan Cavcav, Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın siyasetteki ustalığını futbolda da gösterdiğini söyledi. Cavcav övgüler yağdırdığı Erdoğan'a transfer teklifinde de bulundu: 'Attığı 3 golle büyük golcü olduğunu kanıtladı. Başbakanımız siyasetteki formunu, futbolda da gösterdi. Futbolu çok iyi biliyor. Gol vuruşlarında etkili. Özellikle ayağının dışı ile vuruşu ve kaleciyi aşırtma vuruşla mağlup etmesini çoğu profesyonel futbolcu yapamaz. Sayın Başbakanımız siyasette Türkiye'nin santrforu. Gol vuruşlarında etkili. Gençlerbirliği olarak bir golcüye ihtiyacımız var. Sayın Başbakanımıza 10 milyon Euro transfer teklifinde bulunuyorum. Bizim formamızla çok gol atar ve şampiyon oluruz.' BENİ BİLE KANDIRIYORLARSA… Gençlerirliği Başkanı İlhan Cavcav, kulüp başkanlarını menajerlere karşı uyanık olmaya davet etti. Cavcav, 'Şu anda Gençlerbirliği olarak daha önce alınmış yabancı statü gereği kiraya verdiğimiz 2-3 futbolcunun geri dönmesiyle 10 futbolcu bünyemizde bulunmaktadır. Menejerler Petkoviç, Lekiç gibi futbolcularımızı tekrar satacakları vadiyle bizi kandırıp, yalan söylediler. Ranko ve Erdem denen menajerlerin kurbanı olduk. Menajerler benim gibi yılların tecrübesi bir ismi bile kandırdıktan sonra diğer kulüplerimizi haydi haydi kandırmışlardır. Bunlara dikkat etmemiz gerekir.'GÜNE KARTOPU İLE BAŞLIYOR 79 yaşındaki Gençlerbirliği Başkanı İlhan Cavcav, Ankara Un Sanayi Fabrikası'ndaki işi için sabah 08.30 da mesaiye başlıyor. Onu ilk karşılayan 'Kartopu' ismini verdiği Sibirya'da kızak çekmekte kullanılan Samoyed ırkı köpeği oluyor. Güne Kartopu'nu bisküvilerle besleyerek başlayan Cavcav, fırsat buldukça köpeğiyle yürüyüşe de gidiyor.Sabah