Görüş Bildir

Hırsız Haberleri

Hırsız ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. Hırsız ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

Popüler İçerikler

Erdoğan'a 'Hırsız Var' Pankartı Açtı, Gözaltına Alındı
Osmaniye mitinginde 'hırsız var' pankartı açan kişiye önce çevredekiler müdahale etti Başbakan Tayyip Erdoğan 'ın Osmaniye mitinginde sahnede konuştuğu sırada 'Hırsız var' yazılı pankar açan kişi gözaltına alındı. Osmaniye mitinginde pankart açan kişiye önce çevredekiler müdahale etti. Eylemci, çevredeki sivil giyimli kişilerin müdahalesiyle pankartı indirmek durumunda kaldı. Ardından çevredeki sivil giyimli birkaç kişinin tartakladığı eylemci, apar topar miting alanından çıkarıldı. Miting alanından hızla uzaklaştırılan eylemci, gözaltına alındı. T24
Meclis'te 'Hırsız Var' Diye Bağıran Vekilin Evine Hırsız Girdi
Meclis'te hırsız var diye bağıran CHP'li vekilin evine bir gün sonra hırsız girdi. TBMM Genel Kurulu'nun dünkü oturumunda 'hırsız var' diye bağırdığı için, AK Partili vekillerle tartışan CHP'li Müslim Sarı'nın evine bir gün sonra hırsız girdi. Hırsızların, Sarı'nın evinden dizüstü bilgisayar, telefon, ipad ve 2 televizyon başta olmak üzere, değerli olabilecek her şeyi çaldıkları ortaya çıktı. Eve polis çağrıldı, tespit yapıldı ve parmak izi de alındı. CHP'DE ART ARDA HIRSIZLIKLAR CHP'de daha önce de Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Günaydın, Tunceli Milletvekili Kamer Genç ve CHP İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı, Beyoğlu belediye başkan adayı Aylin Kotil'in evlerinde şüpheli hırsızlıklar olmuş, bir diğer Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran'ın da aracı soyulmuştu. İnternet Haber
Sarıgül'den Yumruk İddialarına Yanıt
CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mustafa Sarıgül, Feshane'de kendisini protesto eden vatandaşa yumruk attığı iddialarına yanıt verdi. Sarıgül, 'Bir tane yumruk atıldığına dair görüntü rica ediyorum' dedi. CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mustafa Sarıgül, Bayrampaşa da bulunan Meyve ve Sebze Hali'ne gelerek esnaf ziyaretinde bulundu. Esnafla tek, tek tokalaşan Sarıgül gördüğü ilgiden memnun olduğunu belirterek 'İstanbulumuzun yaş sebze ve meyvesini karşılayan halindeyiz. Halimiz teknolojik özelliğini yitirmiş vaziyette. Mutlaka halde yeni bir düzenleme yapmamız gerekiyor. Sarıgül allahım kısmet ederse 15 Nisan sabahı ilk ziyaretini mutlaka sebze ve meyve haline yapacak. Halin taşınmasına, yurttaşlarımızdan uzak olmasına kesinlikle inanmıyorum. İlk yapacağım iş mutlaka Sinan Erdem Spor Salonu'nda halde çalışan, esnafımızdan çalışanına kadar aileleriyle birlikte bir gece düzenleyeceğim. Evdeki yengelere diyeceğim ki, buradaki çalışanlara moral verin. Onlar sizin için çalışıyorlar ve bu soğukta geliyorlar. Kolay bir şey değil bu' şeklinde konuştu. Yumruk iddialarına yanıt verdi Gazetecilerin Pazar günü Feshane'de kendisini protesto eden bir vatandaşa yumruk attığı iddialarıyla ilgili sorusunu ise Sarıgül, 'Biz hiçbir vatandaşımızla negatif bir duruma düşmeyiz. Ama provokatörler olursa, tahrik edenler olursa, iktidarın özel olarak görevlendirdiği insanlar olursa bunlar da bizi üzerler. Bunlar da bizi sıkıntıya sokarlar. Orada sadece bir itişme, kakışma oldu. Kesinlikle öyle bir olay olmadı fakat yandaş medya bunu farklı şekilde vermeye çalışıyor. Bu da onların ne kadar heyecanlı olduğunu gösteriyor. Biz aynı zamanda Pazar günü Eyüp Sultan'a gittiğimiz zaman da orada 15 - 20 arkadaş, Kasımpaşa bölgesinden gelen, aynı olayları tekrarladılar. Bundan sonra da bu tip provokatif eylemlere girişeceklerdir. Çünkü ben heyecanlarını anlıyorum. İstanbul'u kaybetmeye başladılar. İstanbul'daki enerjilerinin düşüklüğünü görüyorum. Mesela Sarıgül 15 yıldır belediye başkanı. Sarıgül ile ilgili hiçbir olay yoktu. Sarıgül büyükşehir adayı oldu yüzde 30'du problem yoktu. 35'di problem yoktu. Ne zaman yüzde 40'ı geçti oy oranı ondan sonra her türlü provokatif eylemleri yapmaya başladılar. Bundan sonra da yapacaklar. Son 20 gün içerisinde bize yumurta da atmaya çalışacaklar. Kavga da çıkartmaya çalışacaklar. Her türlü agresif olayları biz iktidardan bekliyoruz. Aynı zamanda yolda bizi karşılayan arabalara trafik cezalarının da aşırı ölçülerde gelmeye başladığını gördük. İktidarın heyecanını anlıyorum. İktidar şu anda İstanbul'u kaybetmekte. Türkiye'yi kaybetmekte. Çok başka bir noktada. Esenler en zayıf olduğumuz bölge olarak gözüküyordu, çok yaklaştık ve muhteşem bir noktaya geldik. Bağcılar'da, Bayrampaşa' da, Fatih'te, Bahçelievler'de, çok, çok iyi bir noktadayız. İstanbul'un 22 noktasında çok iyi noktadayız. O nedenle iktidar heyecanlanmaya başladı. İktidar provokatör eylemler yapmaya başladı. Bu oyunlara gelmemeye çalışacağız. Ama bunu sorarken de dün sayın Başbakan'ın mitinginde hırsız var diye pankart kaldıran vatandaşa nasıl yumruk atıldığını, nasıl o adamın karga, tulumba dövüldüğünü, nasıl o adamın perişan edildiği ortada. Feshane'de hiç böyle bir şey olmadı. Bir tane yumruk atıldığına dair görüntü rica ediyorum' şeklinde yanıtladı. CHP İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi, ve Mevlüt Aslanoğlu'nun da eşlik ettiği Sarıgül ve partililer ziyaretin ardından haleden ayrıldı.CNN Türk
Hacıosmanoğlu'ndan Ağır Sözler
Trabzonspor Kulübü Başkanı Hacıosmanoğlu gündeme dair açıklamalarda bulundu. Trabzonspor Kulübü Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu, “Tek derdimiz temiz tarihimizi temiz olarak sürdürmek ama siz bu pisliğin içerisinde hangi mücadeleyi verirseniz verin, size yardım edenlerle beraber o pisliğin içerisinde gömülüp gideceksiniz” dedi. Hacıosmanoğlu, Mehmet Ali Yılmaz Tesislerinde düzenlediği basın toplantısında, UEFA Avrupa Ligi 2. turunda Juventus’a elendiklerini anımsatarak, “Avrupa’dan iyi futbol oynamadan elenerek karşınıza çıkmayı istemezdik. Trabzonspor sevdalıların bizi bağışlamasını istiyoruz ancak basın toplantısını dün söylediğimiz için yapmak zorundaydık” ifadesini kullandı. Trabzonspor ile ilgili bazı iddialara cevap verme zorunluluğunda olduklarına işaret eden Hacıosmanoğlu, “Kendi yalanlarıyla Türk futbolunu kirleten insanların ‘o kirlilikten ve pislikten nasıl kurtuluruz’ diye yalanlar üreterek kamuoyunda algı oluşturmaya çalışmaları, kendilerinin senelerden beri yaptıkları uygulamaları ‘acaba başkaları da yapıyor mu’ endişesine düştüler. Şahıs olarak muhatap almadığımız ama kurumsal olarak cevap verme zorunluluğu taşıdığımız için buradayız. Yoksa adı geçen şahsı cevap vermeye değer bulmadığımızı kamuoyuyla paylaşmak istiyorum” diye konuştu. ”KAMUOYU, ÖNEMLİ BİR KULÜBÜN YALANCI BAŞKANININ YALANINI BİR DAHA GÖRECEK” Trabzonspor’un kendi görev yaptıkları dönem içerisinde 80 milyon lira bulduğu yönündeki iddiaların gerçeği yansıtmadığına dikkati çeken Hacıosmanoğlu, şöyle devam etti: “Şike sürecindeki pisliklerini nasıl örteriz diye kendi uydurdukları yalanlara önce kendileri inanıp sonra da algı yaratarak kamuoyunu inandırmaya çalışanlar, Trabzonspor’un temiz tarihine acaba nasıl gölge düşürürüz endişesini taşıyorlar. Malumunuz bu şahıs Trabzonspor’un mali yapısıyla ilgili önce kendi inandıkları yalanları, sonra da kamuoyunu inandırmaya çalışıyor. Bizim görev yaptığımız süre içerisinde 80 milyon lira para bulduğumuzu ve bu paranın nereden bulunduğunu, hangi siyasiler tarafından Trabzonspor’a aktarıldığından bahsediyorlar. Şimdi kamuoyu böylesine önemli bir kulübün yalancı başkanının yalanını bir daha görecek. Borsaya açık bir şirketiz ve kamuoyu tarafından sürekli denetleniyoruz. Trabzonspor’a biz 80 milyon lira bulmadık. Eğer bulsaydık Trabzonspor’un faizi ve borcu bir tarafa, bugün çok daha rahat ekonomik olarak yönettiğimiz bir kulüp olurdu.” Dönemleri içerisinde elde ettikleri gelirlere değinen Hacıosmanoğlu, şöyle devam etti: “Bizim geldiğimiz günden bu yana sabit gelirlerinin dışında Trabzonspor’a bulmuş olduğumuz kaynaklar vereceğim rakamlardır. Bunların 9 milyon 800 bin lirası Trabzonspor sevdalılarının ve bizlerin geçmişte ilişkisi olduğumuz iş adamlarından aldığımız bağışlardır. Yine sabit gelirlerin dışında bizim geldiğimiz süre içerisinde sponsorluktan elde ettiğimiz gelir ise 8 milyon 800 bin 70 liradır. Trabzonspor sevdalıları ve bizim dostlarımızdan geri ödemek şartı ve faizsiz olarak aldığımız miktar da 9 milyon 550 bin liradır. Yani bunların toplamı 28 milyon 200 lira yapıyor. Şimdi 80 milyon nerede, 28 milyon nerede? Yani düşünün ki ligimizin çok önemli kulübünün başkanının bu konuda nasıl yalan söylediğini kamuoyu ile paylaşmak için bu toplantıyı yaptık.” ”HIRSIZ HERKESİ KENDİSİ GİBİ SANIR” Trabzonspor’un, tarihinde hiçbir zaman illegal ilişki içerisinde olmadığını vurgulayan Hacıosmanoğlu, şöyle konuştu: “Trabzonspor’un hiçbir başarısı yokken ‘oyuncuları nasıl transfer etti, devlet tarafından yapıldı’ diyor. Hırsız herkesi kendisi gibi sanır. Biz devletten de siyasetten de yardım görmedik. Sadece Trabzonspor’un kendi ismiyle, markasıyla ve bizim girişimimizle bu kulübe yardım topluyoruz. Borsaya açık bir şirket olduğumuz için bu bilgilerin hepsi zaten var ama art niyetli olursanız bunları söylersiniz. Bizim dönemimizde transfer edilen Bosingwa ve Malouda’ya bonservis parası vermedik, sadece aylıklarını ödüyoruz. Aykut Demir’i Gençlerbirliği’nden 2 milyon 900 bin liraya aldık. Şu ana kadar 1 milyon 900 bin lirasını ödememize ve diğer ödemenin süresinin geçmesine rağmen İlhan Başkan’a teşekkür ediyorum, bize anlayış gösteriyor. Yine ara transfer döneminde aldığımız Alexandru Bourceanu’nun 600 bin avrosunu ödedik. Malumunuz olduğu gibi Trabzonspor gibi bir takımın bu paraları verecek gücü vardır.” ”BİZDE SORMAK İSTİYORUZ” Hacıosmanoğlu, kulübe yöneltilen iddialara karşı kendilerinin de bazı sorularının olduğunu belirterek, “Şimdi biz de sormak istiyoruz, bizim elimizden şampiyonlukları çaldıkları sene oyuncuları kaçtı. Kaçıp gittikten sonra ekonomik sıkıntı içerisindeyken aldıkları oyuncuların onlarca milyon lira paralarını hangi iş adamları neyin karşılığında ödedi? Bunları kamuoyuna açıklamalarını istiyoruz. Bizim yaptığımız transferlerin toplamı 5 milyon avroyu bulmazken onlar bu paraları nereden buldular, bunu açıklasınlar. Bize bu atıfta bulunanlar bu süreci böyle yürüttüğü için ‘acaba bunlarda böyle mi yapıyor’ diyorlar. Biz sizin gibi olamayız. Tarihinde nasıl temiz yaşadıysa Trabzonspor yarın da öyle yaşayacak” diye konuştu. ”BİZİM ÇALINAN ŞAMPİYONLUĞU TESCİLLEYİP SİZE VERENLER DE BU KURULLAR” Türkiye Futbol Federasyonu’nun kurullarına yönelik olarak bazı eleştirilerin yapıldığını ifade eden Hacıosmanoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün federasyona güvenmeyip bu kurullara da ‘paralel yapının kurulları’ diyorlar. Bu kurullar yıllardan beri size hizmet ediyordu. Bizim çalınan şampiyonluğu tescilleyip size verenler de bu kurullar. Tapelerde yediye beş, altıya dört sözlerini de söyleyenler sizlersiniz. Dün size hizmet edenler ne oldu da hizmet edemez duruma geldi. FIFA ve UEFA’nın korkusu mu sardı? Ağır cezalar geleceğinin haberini mi aldınız da ‘eğer bu adaletsiz düzen değişmezse ligden çekiliriz’ diyorsunuz. Ligden çekilmesenizde belki TFF’nin kurullarıyla ayarladınız size ceza vermedi ama sonuçta bağlı olduğumuz kurullar size layık olduğunuz cezayı verecektir. Bundan hiçbir endişeniz olmasın.” ”TEK DERDİMİZ TEMİZ TARİHİMİZİ TEMİZ OLARAK SÜRDÜRMEK” Trabzonspor Kulübü olarak hiçbir zaman siyaseti kullanmadıklarına işaret eden Hacıosmanoğlu, şunları kaydetti: “Tek derdimiz temiz tarihimizi temiz olarak sürdürmek ama siz bu pisliğin içerisinde hangi mücadeleyi verirseniz verin, size yardım edenlerle beraber o pisliğin içerisinde gömülüp gideceksiniz. Trabzonspor’u siyasetle paralel göstermeye çalışan bu zat-ı muhterem unutmasın ki ne bizden önce ne de bizim dönemimizde hiçbir siyasi yardım görmemiştir ama sizlerin siyaseti nasıl kullandığınızı, yanınızdaki sahte melekler ve şeytanlarla Trabzonspor’un şampiyonluğu çalındığında bütün güçlerinizi kullanarak nasıl menfaat elde ettiğinizi bu kamuoyu çok iyi biliyor. Biz temiz ve adaletli Türk futbolu adına her zaman doğruları istedik, bundan sonra da doğruları istemeye devam edeceğiz.” Hacıosmanoğlu, Trabzonspor olarak haklarını korumaya devam edeceklerini dilea getirerek, “Trabzonspor’un haklı olduğu bu davasında hem yurt içi hem de yurt dışı girişimlerimizle çok yakın zamanda Trabzonspor sevdalılarının beklediği sonucu namuslu Türk futbolu paydaşlarımızla alacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın” ifadesini kullandı.Açık Mert Korkusuz
Bahçeli'den 'Tahliye' Açıklaması
MHP lideri Devlet Bahçeli, 17 Aralık operayonundaki tahliyelere ilişkin yaptığı açıklamada; '17 Aralık 2013 tarihinden itibaren yakayı ele veren hırsızlar, rüşvetçiler, kaçakçılar, kara para tacirleri, hazine soyguncuları birer birer serbest kalmakta, cezaevinden çıkmaktadır. Başbakan Erdoğan hırsız ve rüşvetçileri yargının elinden almış, milli vicdanlarda derin bir yara açmıştır' dedi. MHP lideri Devlet Bahçeli, 17 Aralık operasyonundaki tahliyeleri, yaptığı yazılı açıklamayla değerlendirdi. Bahçeli açıklamasında; ' Başbakan Erdoğan hırsız ve rüşvetçileri yargının elinden almış, milli vicdanlarda derin bir yara açmıştır' dedi. Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 17 Aralık operasyonunda Reza Zarrap, Barış Güler, Salih Kaan Çağlayan, Özgür Özdemir ve Hikmet Tuner'in tahliye edilmesini değerlendirdi. Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye Cumhuriyeti'nin tarihinin en bunalımlı günlerini yaşadığını ileri sürerek; ' Nice acı ve fedakârlıklarla kazanılmış son yurdumuz kapkara bir dönemden geçmektedir. Mensubu olmaktan şeref duyduğumuz aziz Türk milleti suçluların, günahkârların, haramı helale tercih eden şeytani hesapların dayanılmaz baskı ve ağırlığı altındadır. 17 Aralık 2013 tarihinden itibaren yakayı ele veren hırsızlar, rüşvetçiler, kaçakçılar, kara para tacirleri, hazine soyguncuları birer birer serbest kalmakta, cezaevinden çıkmaktadır. AKP'nin yan kolu ve arka odası haline getirilen güdümlü yargı; '17 Aralık Rüşvet ve Yolsuzluk Operasyonu'nda yakalanarak demir parmaklıkların arkasına koyulan suçluları gruplar halinde salıvermektedir. Ayakkabı kutusuna 4,5 milyon dolar para koyan banka müdürü serbesttir. Türk milletine küfreden, devlet kasasından aşırılan paralarla medya havuzları kuran, aldıkları ihalelerden bakanlara ve Başbakan'a yüzde veren yandaş işadamları dışarıdadır. Bugün itibariyle yatak odalarından para sayma makinesi ve yedi adet kasa çıkan bakan çocukları özgürdür. Dahası bakanları rüşvete bağlayan, devletin mahremine girerek hükümeti gayri meşru paralarla satın alan, her türlü suç ve kepazeliğin faili olan İranlı sözde işadamı 74 gün sonra cezaevinden kurtulmuştur. Nitekim Başbakan ve hükümetinin telkin ve tesiri altında kalarak adaleti linç eden İstanbul 3. Sulh Ceza Mahkemesi bugün itibariyle söz konusu İranlı işadamı ve malum iki bakan çocuğuyla birlikte beş kişiyi tahliye etmiştir. Adı geçen mahkemenin kararı adaletin alnına çalınan kara bir lekedir. Başbakan Erdoğan hırsız ve rüşvetçileri yargının elinden almış, milli vicdanlarda derin bir yara açmıştır' dedi. 'GİTTİKÇE YAYILAN GÜVENSİZLİKLERDEN BAŞBAKAN VE HÜKÜMETİ SORUMLU OLACAKTIR' MHP lideri, yaşananların 'rezalet' diye nitelendirerek açıklamasına şöyle devam etti; 'Başbakan Erdoğan Türk milletini ayakta tutan bütün milli ve manevi değerlere kasten, bilerek ihanet etmektedir. Üçüncü dünya ülkelerinde bile görülmeyecek kadar tarafgir, bağımlı ve siyasi hale gelen yargı sonunda Başbakan'ın kollarında can vermek üzeredir. Yandaş hakim ve savcılar aldıkları emirlerle rüşvet ve yolsuzluk kirine bulaşmış bütün suçluları güvenceye almış, taşları bağlayarak haramileri bırakmışlardır. Bundan sonra olabilecek tüm çalkantılardan, tüm olumsuzluklardan, devlete ve kurumlarına karşı gittikçe yayılan güvensizliklerden Başbakan ve hükümeti sorumlu olacaktır. Şu da iyi bilinmelidir ki, Türk milleti sıradanlaşan ve arsızlaşan hukuksuzluklara onay vermeyecek, muhterem ve muhteşem varlığına sahip çıkacaktır. Hırsızların özgürlüğü, soyguncuların hâkimiyeti, telefonlarda çalıntı para temizliği telaşında olanların egemenliği inanıyorum ki uzun sürmeyecektir. Aksi takdirde milli bir felaket, milli bir mahviyet ve topyekûn çöküş kaçınılmazdır. Siyasi aidiyeti, ideolojik görüşü, kökeni ve yöresi ne olursa olsun tüm Türk vatandaşlarını hukuka destek vermeye, iradelerine ve kendi haklarına arka çıkmaya çağırıyorum. Mazlumların hakkını çiğneyen, öksüzlerin ekmeğini yiyen, harama kulluk eden haysiyetsizlere karşı milli ve demokratik bir tepki mutlaka ki 30 Mart 2014 tarihinde verilmelidir. Helalin şefaati dururken haramın şirretine sığınanları iktidardan kovmak ve mahkum etmek artık büyük Türk milletinin bileceği ve yapacağı en tarihi görev olacaktır.' ANKARA,(DHA)
'Kafama Silah Dayadılar'
BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan'ın Osmaniye'deki mitinginde açtığı 'Hırsız var' pankartı sonrası gözaltına alınıp salıverilen 35 yaşındaki İbrahim Alıcı, başbakanın korumaları tarafından dövüldüğünü öne sürdü. Vücudundaki morlukları gösteren Alıcı, 'Beni başbakanımızın konuştuğu platformun arka tarafındaki minibüse bindirdiler. Üç dört tane başbakanlık koruma polisleri de binip elimi arkadan kelepçeleyip yaklaşık 45 dakika, bir saat kadar copla dövdüler' dedi. Dün Devlet Bahçeli Bulvarı'ndaki Başbakan Erdoğan'ın mitingine üzerinde 'Dikkat. İtinayla yürütme yapılır' yazan ve ampul bulunan tişörtle giden eski uzman çavuş İbrahim Alıcı, Başbakan Erdoğan konuşmaya başladıktan sonra yanında getirdiği 'Hırsız var' yazılı pankartı açtı. Partililer tarafından tartaklanan Alıcı, polis tarafından gözaltına alındı. SUÇU, KAMU GÖREVLİSİNE HAKARET Güvenlik Şube Müdürlüğü'nde kamu görevlisine hakaret suçundan ifadesi alınan Alıcı, daha sonra cumhuriyet savcısının talimatıyla tutuksuz yargılanmak üzere dün saat 23.30'da serbest bırakıldı. 'BAŞBAKAN'A GÖTÜRÜLMEYİ İSTEDİM' 2000 yılında Siirt'te muvazzaf jandarma uzman çavuş olarak görev yaptığını ve 2003 yılında da 'Yetersizlikten' dolayı görevine son verildiğini belirten Alıcı şunları söyledi: '10 yıl önce evlendim ve 1'i kız 2 çocuğum var. Geçimsizlikten dolayı 2013'te eşimden ayrıldım. Yıllardır taksicilik, güvenlik, garsonluk gibi günübirlik işlerde çalışarak geçimini sağlamaya çalıştım ve son 2 yıldır da işsizim. Başbakanımıza defalarca ulaşmaya çalıştım. Başbakanımızın korumaları aracılığıyla ona ulaşıp 'iş imkanı bulurum' diye bunu yaptım. Korumaların beni başbakanın yanına götüreceğini düşünerek bu eylemi yaptım ama emniyete götürüldüm. Maalesef amacıma ulaşamadım.' EMNİYETTE KAFAMA SİLAH DAYADILAR Amacını emniyetteki ifadesinde de söylediğini belirten Alıcı, emniyette götürülmeden önce kendisinin Başbakan Erdoğan'ın konuştuğu platformun arkasında bulunan bir minibüse bindirildiğini söyledi. Vücudundaki morlukları göstererek başbakanın korumalarının kendisini dövdüğünü iddia eden Alıcı, yaşadıklarını şöyle anlattı: 'Olaydan sonra başbakanlık koruma polisleri tarafından darba ve işkenceye maruz kaldım. Pankart açtıktan sonra alandaki iki kişiden yumruk yedim. Bunlar zaten kamera kayıtlarında mevcuttur. Beni başbakanımızın konuştuğu platformun arka tarafındaki minibüse bindirdiler. Üç dört tane başbakanlık koruma polisleri de binip elimi arkadan kelepçeleyip yaklaşık 45 dakika, bir saat kadar copla dövdüler. Darp raporlarımız mevcuttur. Hastaneden darp raporu aldık ama hastane polisi 'Raporu savcılıktan alırsın' diyerek bana vermedi. Başbakanlık koruma müdürü emniyete geldi, 'Kesinlikle şikayetçi olmayacaksın, sonun iyi olmaz' diye tehditte bulundu. Ben de davacı olacağımı belirttim. Kafama silah dayayıp, silahın horozunu çekip çekip bıraktılar. Heyecan yarattılar. Cop hiç durmadı baldırlarıma kollarıma vurdular, açık ve seçik bir şekilde işkence gördüm. Bunlardan şikayetçi olacağım. Bunlara yetki verilmese böyle bir şey yapmazlardı.' İbrahim EMÜL / OSMANİYE (DHA)
Pistorius'un Komşuları: Kavga Sesiyle Uyandık
Güney Afrikalı ampute atlet Oscar Pistorius'un yargılandığı cinayet davasının ikinci gününde, avukatları atletin komşularını sorguladı. 27 yaşındaki Pistorius, kız arkadaşı manken ve televizyon yıldızı Reeva Steenkamp'ı Pretoria'daki evinin tuvaletinde öldürmekle suçlanıyor. Ünlü atlet eve birisinin girdiğini zannettiğini ve kız arakadaşını kazayla vurduğunu söylüyor. Ancak atletin komşusu Estelle Van Der Merwe atletin kız arkadaşı ile bir saat kadar tartıştığını söyledi. Ampute atletle aynı sitede oturan Van Der Merwe 'birileri kavga ediyor gibiydi' dedi. Bu kavganın ardından da peşpeşe dört kez yüksek ses duyduğunu kaydetti. Michelle Burger adlı görgü tanığı da, bir kadının 'korkunç çığlıkları' ile uyandığını ve çığlıklar sonrası silah sesleri duymasının ardından cep telefonundan güvenliği aradığını söylemişti. Oscar Pistorius'un evinden yaklaşık 200 metre uzakta yaşayan Berger'in sözleri Pistorius'u zor durumda bırakacak nitelikte. Zira ünlü atlet kız arkadaşını, evine giren bir hırsız zannederek öldürdüğünü belirtmişti. Pistorius'un avukatlarından Barry Roux salı günü sorguya, Berger'in güvenilirliğine odaklanacağını söyleyerek başladı. Roux Berger'e 'Duyduklarınızın silah sesi olduğundan emin misiniz?' diye sordu. Savunma avukatı, Berger'in silah sesi ile Pistorius'un tuvalet kapısını kriket sopası ile kırması sırasında çıkan sesi ve çığlık seslerini karıştırmış olabileceğini belirtti. Bir ara gözyaşlarını tutamayan Berger ifadesinin arkasında dururken, yargıç Thokozile Masipa medyayı hiçbir görgü tanığının görüntülerinin yayınlanmaması yolunda uyardı. Güney Afrika'nın tarihinde ilk kez bir dava kısmen de olsa televizyonlardan naklen yayınlanıyor. Pretoria'da salı günkü duruşmayı izleyen BBC muhabiri Pumza Fihlani ise sağanak yağış nedeniyle mahkeme binası önünde düne kıyasla daha az kişinin olduğunu ancak medyanın davayı büyük bir ilgiyle takip ettiğini aktardı. Savcılara göre Pistorius cinayeti önceden tasarladı ve Steenkamp'ı bir tartışma sonrası öldürdü. Yasadışı mühimmat bulundurmakla da suçlanan ampute atlet, cinayetten suçlu bulunması halinde ömür boyu hapis cezasına çarptırılabilir. Oscar Pistorius ise Steenkamp'ın hayatının kaybetmesinin birinci yılında kısa bir yazılı açıklama yaptı. Pistorius açıklamasında, 'Reeva'nın kaybı ve o gün yaşadığım travmanın izlerini ömür boyu taşıyacağım' dedi. Ülkesinde ulusal bir kahraman olan Pistorius; 2004'te Atina'da, 2008'de Pekin'de ve 2012'de Londra'da düzenlenen Paralimpik Oyunları'nda altın madalyalar kazandı. Pistorius Londra'da Olimpiyatlarda da yarışmıştı. Cinayetle suçlanan Pistorius'un tutuklanması Güney Afrika'da şok etkisi yaratmıştı.BBC Türkçe
Her Mitingde Aynı Nakarat: 3 Liderin Yerel Seçim Klişeleri
30 Mart yerel seçimleri yaklaşırken, liderler de mitinglerini sıklaştırdı. Ancak Başbakan Tayyip Erdoğan ve ana muhalefet liderleri Kemal Kılıçdaroğlu ve Devlet Bahçelii her gün televizyonlarda canlı yayınlanan konuşmalarda neredeyse aynı cümleleri tekrarlıyor. DİKEN, üç liderin Eskişehir’den Kırklareli’ne fazla değişmeyen ‘yerel seçim klişeleri’ni derledi: ‘Yol yapan yolsuzluk yapmaz’ Başbakan Tayyip Erdoğan, hangi kentte olursa olsun İstanbul’da yapılan yatırımları tekrarlamayı seviyor: 1- Yolsuzlukların olduğu bir ülkede siz milli geliri böyle arttırabilir misiniz? 10 senede 17 bin kilometre bölünmüş yol yaptık Türkiye’de. Eğer yolsuzlukların olduğu bir iktidar olsa bunları yapabilir miydi? 2- Göreve geldiğimizde kaç tane havaalanı, havalimanı vardı biliyor musunuz? 26 tane… Şimdi kaç tane oldu biliyor musunuz? 52 tane havaalanı, havalimanı oldu. 3- Bunları biz yaparız. Bunları CHP zihniyeti yapamaz. MHP yapamaz. 4- Kapılarınıza ablalar gelebilir. Bunların da hesabını soracağız. Kapı çalanlara başka kapıya deyin. 5- Biz ödedik bunları şimdi IMF bizden borç istiyor. ’Tüyü bitmemiş yetimin hakkını…’ CHP lideri Kılıçdaroğlu’ysa, konuşmalarında ortaya saçılan yolsuzluk iddialarını genelde şu cümleler etrafında gündeme getiriyor: 1- Dünya tarihinde böyle bir hırsız görülmemiştir. 2- Tüyü bitmemiş yetimin hakkını yiyorlar. 3- Onun adı Başçalan. 4- Erdoğan nerede boş arazi bulsa villa yapıyor. 5- Elinizi vicdanınıza koyun.    Hesap adamı Bahçeli MHP lideri Bahçeli’nin söylemiyse daha geniş bir yelpazede tekrar ediyor kendini. En sık gündeme getirdiği mesele, İmralı… 1- Türkiye Oslo’dan İmralı’ya, İmralı’dan Diyarbakır ve Kandil’e kadar uzanan bir müzakere süreci içerisinde bölünmenin eşiğine getirilmiştir. (…) Birileri Kuzey Kürdistan özerk yönetimini oluşturmak için bir ihanet içine düşüyor. AKP bunun altından kalkamaz. 2- Recep Tayyip Erdoğan’ın birlikte yürüyelim şarkısına artık katılmayın ve inanmayın. O yol kirli, kara, haram, hırsız ve o yol ne olduğu belli olmayan bir yoldur. 3- Sayın Recep Tayyip Erdoğan, [gittiği şehri buraya ekliyor] sana sesleniyorum, omzundaki bu sorumlulukla bu yolsuzluk ve rüşvet torbasıyla ayakkabı kutularıyla Çankaya yokuşundan çıkamazsın, yolda nefesin kesilir. 4- Devlet dairelerinde sildiğin TC’yi tekrar yazdırmazsam namerdim. Bunların alayının hesabını sormazsam namerdim.” 5- 51’le gelen 51’le gider. Bu nasıl hesaptır diye yazıyorlar. Bunlar herhalde ilkokul okumamış. 51’le gelmişse 49 dışarda kalır. Erdoğan’ın hesabına dönmeyelim…. Trabzon 1461’de fethediliyor. Plakası 61. Hükümet 61. hükümet. Öyleyse oylar da 61 olacaktır.’ Bu hesapları en iyi biz biliriz. MHP hesap adamlarının olduğu yerdir.” (Kalıp olarak kullandığı bir cümle değil fakat Bahçeli sık sık bu tarz hesaplar yapıyor.) Kaynak: Diken