onedio
Görüş Bildir
article/comments
article/share
Haberler
Z Kuşağının Seçimlerde İlk Oyunu Kullanmadan Önce Okuması Gereken 15 Eser

Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!

category/test-white Test
category/gundem-white Gündem
category/magazin-white Magazin
category/video-white Video

Z Kuşağının Seçimlerde İlk Oyunu Kullanmadan Önce Okuması Gereken 15 Eser

Ebru Erdoğan
19.06.2021 - 09:30

2023 seçimleri yaklaşıyor. Z Kuşağı bu seçimlerde ilk oyunu kullanmış olacak. Bu listede Z Kuşağına seçimlerde faydalı olabilecek kitapları sizin için derledik.

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

1. Hayvan Çiftliği - George Orwell

1. Hayvan Çiftliği - George Orwell

“Bütün Hayvanlar Eşittir. Ama Bazıları Diğerlerinden Daha Eşittir.” İnsanlardan arındırılmış, hayvanların kontrolündeki bir çiftlik. Kâğıt üzerinde mükemmel görünen sloganlar ve bir fikir: Tüm hayvanlar eşittir. Adaletin ve eşitliğin olduğu ideal bir dünya…

George Orwell, 1945 yılında yayımlanan ve zamana meydan okuyan romanında, distopik bir dünyanın kapılarını aralıyor. “Büyük Birader” kavramını dünyaya tanıtan Orwell, bu kısa ama güçlü fablda, dünyaya ve çağına dair çok şey söylüyor. Hayvan Çiftliği, bir fikrin kötü ellerde yıkıma dönüşmesinin hikâyesi...

Kaynak

2. 1984 - George Orwell

2. 1984 - George Orwell

Büyük Birader olarak adlandırılan kişi ve onun denetimindeki partisi, Okyanusya yönetiminin başıdır. Okyanusya’da Büyük Birader’in otoritesiyle, toplumda hiyerarşik bir sınıflandırma bulunur. Topluma, tüm insani duygulardan arınmalarını emreden Büyük Birader; ülkede aşkı, erotizmi, bireysel evliliği ve günlük tutmak gibi insani eylemleri de yasaklamıştır. Evlilikler, tamamen devlet kontrolündedir ve amaç yalnızca devlete hizmet edecek çocuklar yetiştirmektir. Diğer yandan, ülkedeki tüm yazılı ve yazısız yayın organları, sadece devlete bağlıdır ve asla kendi düşüncelerinizi ifade etmenize izin verilmez. Çoğunluğun bu sisteme uyduğu ve itiraz etmeksizin Büyük Birader’e saygı gösterdiği Okyanusya’da, elbette ki sisteme karşı gelen kişiler olacaktır. Bunlardan biri de Doğruluk Bakanlığı’nda çalışan Winston’dır. İçerisinde bulunduğu sıkışmışlık hissi, onu her şeye karşı gelmeye itecektir. Hikayede burada başlar. Winston’ın başkaldırışı, Julia ile olan yakınlaşması ve eylemleri sonucu başına gelenleri George Orwell, büyük bir ustalıkla işlemiştir. Kitabın sonundaysa Winston’ın türlü işkenceler sonucu, devlete bağlı bir vatandaşa dönüştürüldüğüne tanık oluruz.

Kaynak

3. Siyasetname - Nizamülmülk

3. Siyasetname - Nizamülmülk

Siyaset, devlet işlerini düzenleme ve yürütme sanatı olarak bilinse de bu sanatın zemininde nice taktikler, nice oyunlar yatıyordu... Yeri geldiğinde bir ikna sanatı, yeri geldiğinde ise keskin bir kılıçtı. Nice kanlar aktı, nice canlar yandı. Sözün kısası, Selçuklular devrinde incelikli bir sanattı siyaset. İşte bu kitap da, bu sanatı devlet adamlarına öğretmek, onlara devleti yönetme becerisi kazandırmak amacıyla yazılmıştı...

Selçuklu sultanları Alparslan ve Melikşah döneminde 29 yıl vezirlik yapmış olan Nizamülmülk'ün, Sultan Melikşah'ın isteği üzerine 1086-1092 yılları arasında Farsça kaleme aldığı Siyasetname, her fasılda ayrı bir konuyu işleyen, konuları hikâyelerle süsleyen bir eser. Aradan 900 yıldan fazla bir zaman geçmesine rağmen çoğu bilginin hâlâ güncelliğini koruması, eseri ölümsüz kılan en büyük etken.

Kaynak

4. Toplum Sözleşmesi - Jean - Jacques Rousseau

4. Toplum Sözleşmesi - Jean - Jacques Rousseau

J.J. Rousseau, her insanın özgür doğduğunu fakat medeni bir yaşantının var olabilmesi için toplumun çıkarları doğrultusunda bireysel özgürlüklerden feragat edilmesi gerektiğini ve bunun da yalnızca, herkesin özgür iradesiyle kabul ettiği bir toplum sözleşmesiyle var olabileceğini söyleyerek siyaset felsefesinde çığır açmıştır. Toplum Sözleşmesi, 1762’de yayımlandığında modern demokrasi anlayışının temellerini atmış ve o döneme kadar gündeme dahi getirilmeyen halk egemenliği düşüncesini öne sürmüştür. Sivil toplum anlayışını savunurken, siyasal yapılanmada meydana gelen bozulmaların da altını çizmiştir.

Kaynak

5. Ütopya - Thomas More

5. Ütopya - Thomas More

Thomas More, başyapıtı Ütopya’da toplumun kusursuzluğa ulaştığı ve insanların uyum içinde yaşadığı hayali bir adanın tasvirini yapar, gelgelelim Ütopya’nın kelime anlamı “olmayan yer” dir ve More’un nesiller boyu esin kaynağı olan bu çalışması yaşadığı yozlaşmış ve tekinsiz zamanlara, insanlığın zaaflarına yönelmiş sert bir saldırı niteliğindedir. Tarih boyunca bazı kitaplar dünyayı değiştirdi. Bununla kalmayıp; bizleri ve birbirimizi görme biçimimizi etkiledi. O kitaplar ki tartışmalara, muhalif fikirlere, savaş ve devrimlere esin kaynağı oldular. Aydınlattılar, harekete geçirdiler, kışkırttılar, teselli ettiler. Yaşamımızı zenginleştirdiler ve bizleri ayrı ayrı kendi yaşamlarımızı sorgulamaya yönelttiler. 

Kaynak

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

6. Batı’da Siyasal Düşünceler Tarihi - Mete Tunçay

6. Batı’da Siyasal Düşünceler Tarihi - Mete Tunçay

Yıllardır aranmakta olan bu eseri özenli bir çalışmayla yayına hazırlayan Mete Tunçay, siyasal etkenlik üzerine öne sürülen görüşleri tanımlayıp, açıklarken kullandığı 'düşünüş' deyimini, bu anlamda geçerli olan 'teori' ve 'doktrin' kavramlarına tercih ederken; bu sözlerin doğru ya da yanlışı ve hatta 'dogma' yı içerdiğini, oysa 'düşünüş' ün kavram olarak yansızlığı ifade ettiğini ve bunun da tarihte siyasetle ilgili düşüncelerin geniş ölçüde karışmış olduğu dikkate alındığında daha uygun bir deyim olduğunu savunmaktadır. Batı'da Siyasal Düşünceler Tarihi'nin bu cildinde Hegel'den Mao Ze-dung'a uzanan Yakın Çağ düşünürlerinin seçme yazıları yer alıyor. Eserin bu baskısında tüm metinler ve kaynakçalar gözden geçirilmiş, daha önceki baskılarda yer alan Antonio Gramsci'nin yazıları çıkarılmış yerine P. A. Kropotkin'in seçmeleri ile Einstein ile Freud arasındaki mektuplaşma eklenmiştir.

Kaynak

7. Nutuk - Mustafa Kemal Atatürk

7. Nutuk - Mustafa Kemal Atatürk

Nutuk (Söylev), Türk Ulusunun ve Türkiye Devriminin tarihsel belgeler içindeki en büyük belgesi ve eseridir. Mustafa Kemal Atatürk, 57 yıllık yaşamının çoğunu çeşitli cephelerde savaşarak geçirmiştir. Birincisini dış düşmana karşı, vatan savunması için çeşitli cephelerde, ateş hatlarında. İkincisini ülke içindeki çeşitli isyan, ayaklanma ve cumhuriyet düşmanlarına karşı. Üçüncüsü ise, elinde kâğıt kalem, tebeşirle Türk Ulusunun içine düştüğü karanlıktan, aydınlığa çıkmak için halkın arasında kültür cephesinde. Nutuk, bütün bu savaşların, mücadelelerin ve binlerce toplamış belgenin vücut bulmuş hâli ve temel kaynak kitabıdır. Nutuk, işgal altında bir ülkenin iki devletli; Anadolu’da Türk Devleti, işgal altındaki İstanbul’da işgal kuvvetlerine hizmetinde Osmanlı Devleti’nin olduğu koşullardan, bugünkü çağdaş, demokratik, laik Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna hangi olumsuz koşullardan, hangi evrelerden geçerek geldiğinin, nasıl kurulduğunu belgelerle anlatan temel ve tek kitaptır. Bugün laik, çağdaş, demokratik bir cumhuriyette yaşıyorsak ve yaşayacaksak, bunun için elimizde, evimizde, okulumuzda Nutuk’u bulundurmamız ve okumamız gerekir. Nutuk; laik, demokratik cumhuriyete giden yolda gideceklerin ve gitmek isteyenlerin ellerinde bir meşale, bir fenerdir.

Kaynak

8. İmparatorluğun En Uzun Yüzyılı - İlber Ortaylı

8. İmparatorluğun En Uzun Yüzyılı - İlber Ortaylı

Osmanlı modernleşmesi otokratik bir modernleşmesidir, iç ve dış gelişmeler, hayatının son kırk yılında imparatorluğu bu otokratik modernleşmeden anayasal bir monarşiye kadar sürükledi, imparatorluk genç Cumhuriyete parlamento, siyasal parti kadroları, basın gibi siyasal kurumları miras bıraktı. Cumhuriyetin tabipleri, fen adamları hukukçu, tarihçi ve filologları son devrin Osmanlı aydın kadrolarından çıktı. Cumhuriyet ilk anda eğitim sistemini, üniversiteyi, yönetim örgütünü, mali sistemini imparatorluktan miras aldı. Cumhuriyet devrimcileri bir orta çağ toplumuyla değil, son asrını modernleşme sancıları ile geçiren imparatorluğun kalıntısı bir toplumla yola çıktılar. Cumhuriyetin radikalizmini kamçılayan öğelerden biri de yeterince radikal olamayan Osmanlı modernleşmesidir. Bugünkü Türkiye’nin siyasal-sosyal kurumlarındaki sağlamlık ve zaafın bilinmesi, son devir Osmanlı modernleşme tarihini iyi anlamakla mümkündür. 19. yüzyıl bütün Osmanlı camiasının en hareketli, en sancılı, yorucu, uzun bir asrıdır; geleceği hazırlayan en önemli olaylar ve kurumlar bu asrın tarihini oluşturur.”

-İlber Ortaylı-

Kitap, 19. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu'nda modernleşme sürecini, siyasi, toplumsal ve kültürel değişiklikleri ele alıyor.

9. Mülksüzler - Ursula K. Le Guin

9. Mülksüzler -  Ursula K. Le Guin

Mülksüzler, kapitalizmin hakim olduğu Urras gezegeni ve anarşistlerin yaşadığı Annares gezegenlerinde geçiyor. Urras bereketli toprakları ve çeşitli varlıklarıyla öne çıkarken, Annares ise kurak ve bereketsiz olmasına rağmen barışçıl ve özgür halkı ile mutlu bir yaşam barındırıyor. Fakat insanın doğasından dolayı, Annares’te de sıkça haset ve gruplaşma gibi sorunlar meydana geliyor. Kitap, Annares gezegeninde yaşayan Shevek adlı bir gencin yaşamını konu ediniyor. Shevek, fiziğe evvelden beri duyduğu ilgi sayesinde hayatını bilim üzerine kuruyor. Hocası Sabul’un yardımıyla fizik alanında büyük bir birikime ulaşan genç adam, çok geçmeden hocasının kıskanç tavırlarını görmeye başlıyor. Bunun üzerine geliştirdiği büyük kuramı, hocasının kendi adıyla yayınlamasına izin veriyor. Bir süre sonra olayların seyri, Shevek’in söz konusu kuramı orijinal haliyle yayınlamasına neden oluyor. Ve bundan sonra, gezegenler arasındaki çekişme daha farklı bir boyuta ulaşıyor. Peki, gezegenler arasında anlaşma ve kardeşlik sağlanabilecek mi? Yoksa bu iki sistem arasındaki uçurum daha da mı derinleşecek?

Kaynak

10. Modernleşen Türkiye'nin Tarihi - Erik Jan Zürcher

10. Modernleşen Türkiye'nin Tarihi - Erik Jan Zürcher

1800'lerden bugüne, özgün, karmaşık, tartışmalı hatta kavgalı bir süreç olarak yaşanan modernleşme tarihimiz üzerine derinlikli bir inceleme... Zürcher'in emeği, hem yeni bilgiler sunuyor okurlara hem de tutarlı bir yaklaşım. Üçüncü Selim'den, Zürcher'in tanımlamasıyla 'Üçüncü Cumhuriyet'e, yani 1980 sonrasına.

Kaynak

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

11. Milli Mücadelede İttihatçılık - Erik Jan Zürcher

11. Milli Mücadelede İttihatçılık - Erik Jan Zürcher

İttihat ve Terakki Cemiyeti 1918'de, Birinci Dünya Savaşı'nın sona ermesinin ardından kendini feshederek tarih sahnesinden çekilmişti. Peki, ülkenin on yılına damgasını vuran, açık ve gizli siyasal mücadele konusunda en tecrübeli, en örgütlü kadroları oluşturan İttihatçılar, mütareke koşullarında tamamen hareketsiz mi kalmış, hiçbir etkinlik göstermemiş miydi? Erik Jan Zürecher, Milli Mücadelede İttihatçılık'ta, bu yöndeki resmi tarih tezini inandırıcılığını sorguluyor, müdafaa-ı hukuk hareketinin oluşumunda İttihatçıların ne denli önemli bir rol oynadığını göstermeye çalışıyor. Önce milli mücadele öncesindeki tarihsel gelişmeleri inceleyen yazar, İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin yapısını ve faaliyetlerini, Mustafa Kemal Paşa ile İttihatçılar arasındaki ilişkileri ayrıntılarıyla değerlendiriyor. Kurtuluş Savaşı'nın dayandığı insan ve örgüt malzemesinin büyük ölçüde İttihatçılardan oluştuğunu savunan Zürcher, başta Enver Paşa olmak üzere İttihatçıların milli hareketin kontrolünü ele geçirmek için hangi fırsatları kullanmaya çalıştıkları ve bu tehlikenin nasıl bertaraf edildiği üzerinde duruyor. Bazı İttihatçıların zaferin devam etmeye çalıştıklarına dikkat çekilen eserde, son olarak Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'nın yürüttüğü muhalefet mücadelesinin ve 1926 İzmir suikasti davalarının ne anlama geldiği araştırılıyor. Türkiye'nin yakın tarihini yeni bir yaklaşımla ele alan Milli Mücadelede İttihatçılık ayrıca, gerek Türkiyeli gerekse yabancı yazarların bu döneme bakışının eleştirel bir değerlendirmesini yaparak tarih yazımını hangi faktörlerin belirlediğini irdeliyor.

Kaynak

12. Zübük - Aziz Nesin

12. Zübük - Aziz Nesin

Şimdi çok iyi anladım ki, Zübük bir tane değil, biz hepimiz birer zübüğüz. Bizim hepimizin içinde zübüklük olmasa, bizler de birer zübük olmasak, aramızdan böyle zübükler büyüyemezdi. Hepimizde birer parça olan zübüklük birleşip işte başımıza böyle zübükler çıkıyor. Oysa zübüklük bizde, bizim içimizde. Onları biz, kendi zübüklüğümüzden yaratıyoruz. Sonra, kendi zübüklüklerimizin bir tek Zübük’te birleştiğini görünce ona kızıyoruz.

Benim için şimdilik tek amaç, burdan kurtulmak. Ama gerçekten zübüklerden, kendi zübüklüğümüzden kurtulabilecek miyiz? İşte bu soruya cevap veremediğim için nereye gideceğimi, ne yapacağımı bilemiyorum. Yeni gideceğim yerden sana mektup yazar, önce kendi zübüklüğümden kurtulup kurtulamadığımı anlatırım.

Kaynak

13. Devlet Ana - Kemal Tahir

13. Devlet Ana - Kemal Tahir

'Devlet Ana', Osmanlı kurulmadan önceki Anadolu'nun görünümünü ve Anadolu insanının özlemlerini anlatırken, onların güçlü, güvenli, adaletli bir devlete duyduğu ihtiyacı da açığa çıkarmaktadır. Kemal Tahir'in en önemli romanı olarak gösterilen 'Devlet Ana', onun düşünce yapısını da en iyi yansıtan eserlerinden biri sayılmaktadır. 'Kemal Tahir, tarihi ve toplumu hakkındaki orijinal ve sağlam görüşlerinden hareket ettiği için hem 'mahalli ağızları', hem Türkçenin küçümsenmiş ve unutulmuş nesir dilini hem de yeni imkanlarını kaynaştırarak ve aşarak kullanabilirmiştir.

 Eserlerindeki eşsiz dil ve üslup güzelliğinin kaynağı bu davranıştadır. Daha önceki romanlarında da görülen bu özellik 'Devlet Ana'da en yüce noktasına erişmiştir. Türkçenin unutulmuş olan dehası bütün boyutları, zenginliği ve haslığıyla ilk olarak Kemal Tahir'in eserlerinde kendini göstermektedir.'

- Selahattin Hilav-

Kaynak

14. Devlet - Platon

14. Devlet - Platon

M.Ö. 427-347 yılları arasında yaşamış olan Eflatun düşlediği en iyi devleti, Sokrates'le birlikte, bu kitapta anlatır. Devlet'te iki düşüncenin çatışmasına tanık oluruz:

1) İnsanlar doğuştan iyi ve eşittirler; toplumun kötü düzeni onları bozuyor, güçlüler güçsüzleri eziyor. Kanunlar güçlülerin elinde güçsüzlere karşı silah okuyor.

2) İnsanlar doğuştan ne iyi ne de eşittirler. Yalnızca güçlü ve güçsüzler vardır. Güçlünün güçsüzü yönetmesi, doğa gereğidir ve doğrudur. İnsan haklı olmaya değil, güçlü olmaya bakmalıdır.

Buradan yola çıkarak Devlet'in, bugün 'insan değerler' başlığında ele aldığımız birikimin kaynaklarından biri olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

Kaynak

15. Gökdelen - Tahsin Yücel

15. Gökdelen - Tahsin Yücel

17 Şubat 2073 sabahı başlayan romanın kahramanı Can Tezcan, Türkiye'nin en önemli, en ünlü avukatlarından biri. Can Tezcan, İstanbul'u yalnızca gökdelenlerden oluşan, New York'a benzeyen ama ondan daha güzel, daha modern bir kente dönüştürmek isteyen zengin müşterisi Temel Diker'in yasal sorunlarını çözmek için bir tasarım ortaya atar: yargının özelleştirilmesini sağlayacaktır. Yergi ustası Yücel'in son romanı Gökdelen, Cihangir'de gökdelenler arasında kalmış son bahçeli evden yok edilmiş kedilere, dağda bayırda aç açık dolaşmak zorunda bırakılmış sefalet içindeki yılkı adamlarından, adına mekik dedikleri tek kişilik uçaklarından inmeyen zenginlere, hiç değişmeyen çıkarcı politikacılardan onların destekçisi medyaya kadar aslında bugün yaşadığımız çürümeyi anlatan, sürprizlerle dolu bir roman.

Kaynak

İlginizi çekebilecek içerikler 👇

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
96
34
15
11
8
3
0
Yorumlar Aşağıda
Reklam
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın
.

aldım listeyi, okuyacağın.

.

okuyacağım.

Cem dayan

Jack London - Demir Ökçe,....... . Swastika Geceleri - Katherine Burdekin,...... Sıfır Noktasındaki Kadın - Neval Es Saddavi,........ Hillary Jordan - Uy... Devamını Gör

Kadir Can Uçar

oooorrspularrrr ilede akp illede tayip ananızı siksin