Nazmi Arıkan Cinayetinde İlk Duruşma Görüldü: "Tehditler 3 Yıl Sürdü"
Çanakkale Gelibolu'da 69 yaşındaki eğitimci Nazmi Arıkan ile 46 yaşındaki şoförü Şerif Eker'in öldürülmesi ile ilgili tutuklanan Ufuk Akçekaya'nın yargılanmasına başlandı. Duruşmada Akçekaya, cinayeti kendisinin işlemediğini ileri sürdü. Arıkan'ın oğlu Kazım Onur Arıkan, 'Eşim 8 aylık hamileydi. Sanık Nişantaşı'nda eşimle yanımıza gelip işkence tarzı bir sürü iğrenç kelimeyi sıraladı. Bu tehditler 3 yıl kadar sürdü. Kabus gibi çöktü üzerimize' dedi.
Fen Bilimleri Eğitim Kurumları kurucusu evli ve 2 çocuk babası Nazmi Arıkan şoförü Şerif Eker ile geçen yıl Kurban Bayramı tatili için Gelibolu'nun Karainebeyli köyünde küçük ve büyükbaş hayvan yetiştiriciliği yapılan çiftliğine geldi.
Çiftlik çalışanları, 13 Temmuz öğle saatlerine kadar Arıkan ve Eker'i göremeyince şüphelendi. Telefonla da ulaşılamayınca kontrol için çiftlik evine giren çalışanlar, Arıkan ile Eker'i kanlar içerisinde buldu. İhbarla çiftliğe jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Sağlık ekipleri, Arıkan ve Eker'in çok sayıda bıçak darbesiyle öldürüldüğünü belirledi. Yapılan otopside Arıkan'da 12'si öldürücü 47, şoförü Şerif Eker’de ise 27'si öldürücü 66 kesici ve delici alet yarası tespit edildi. Otopsinin ardından Arıkan ve Eker'in cenazeleri, 15 Temmuz'da İstanbul'da toprağa verildi.
Başlatılan soruşturma kapsamında çifte cinayetin şüphelisinin Tokatspor Kulüp Başkanı Ufuk Akçekaya olduğu belirlendi. İstanbul'da yakalanan Akçekaya, gözaltına alınıp, tutuklandı. Olayla ilgili Akçekaya hakkında 'tasarlayarak canavarca hisle veya eziyet çektirerek kasten öldürme' ve 'canavarca hisle veya eziyet çektirerek bir suçu gizlemek veya başka bir suçun delillerini gizlemek ya da yakalanmamak amacıyla kasten öldürme suçundan' ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle Çanakkale 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Bugün davanın ilk duruşması görüldü. Sanık Akçekaya duruşmaya tutuklu bulunduğu cezaevinden SEGBİS sistemi ile uzaktan bağlandı.
Tutuklu sanık Ufuk Akçekaya duruşmada yaptığı savunmada şunları söyledi:
'Hem eğitimciyim hem Tokatspor Kulüp Başkanıyım. 7 şirketim var, ortalama gelirim 5 bin lira. Sabıka kaydım yok. Ben yapmadım. Kimya öğretmeniyim. 2016'da Nazmi Arıkan Fen Bilimleri ile isim hakkı için lisans sözleşmesi imzaladık, iş ilişkimiz böyle başladı. Nazmi Arıkan ve oğulları bana bu süreçte haksızlıklar yaptılar. Sözlerini tutmadılar. Beykent Koleji ile sözleşme iptal edildi. 8 şubem vardı, bir gecede isim hakkını aldılar. 10 yıllık sözleşmeyi iptal ettiler. Beni mahvettiler. Binlerce öğrencinin kayıt iptali başladı. Gerekçe olarak 'para ödemedin' dediler. Yalan tabii. Beni tek ve güçsüz zannettiler. Onlara 10 yıllık anlaşmamız vardı, 7 milyon dolar tazminat vereceksiniz dedim. Hayır, dediler. Tüm nakit akışım durdu. Eşimle ayrıldım. Fahrettin Ceylan bana dedi ki; 'git paranı al'. Ben de bayramın 3'üncü günü Gelibolu’daki çiftliğe gittim. Korktum geri döndüm. Ertesi gün tekrar paramı alırım umuduyla gittim.
Tarlada birkaç saat bekledim. Eve girdiğimde kanlar içinde yerde yatıyorlardı. Evde gaz kokusu vardı. Kavga ederiz, diye eldivenlerimi almıştım. Sonra Nazmi Arıkan'ın yarasına tampon yaptım. O sırada kağıtların yandığını gördüm. Dolaptan en büyük şişeyi aldım, söndürmek için üzerine döktüm. Ama rakı olduğunu anlayınca bıraktım. O sırada birinin benim fotoğrafımı çektiğini fark ettim. Yüzünde maske olan ve uzun boylu olan kişi balkondan atladı. Ben yapmadım, 6 aydır haksız yere cezaevinde yatıyorum. Cinayet üzerime kalacağı düşüncesiyle korkup kaçtım. Nazmi Arıkan'ın aracına binip gitmek istedim. Zaten ben yapmış olsam, eldiveni orada bırakmaz, rakıyla tüm evi yakardım, yurt dışına kaçardım. Ben yapmadım. Sabıkam, kaçma şüphem, delilleri karartma şüphem yok. Ben yapmadım, tahliyemi istiyorum'
"Sözleşme iptal olunca iş yerine gelip tacizlere, tehditlere başladı, babama kardeşime 'sizleri mahvedeceği, göreceksiniz çok kötü olacak bunun sonu gibi yersiz ithamlarda bulundu"
Duruşmada konulan Nazmı Arıkan’ın oğlu Kurtuluş Arıkan ise, şunları söyledi:
'Babam 50 yıldır Türkiye'nin önde gelen eğitimcilerindendir. Tanınmış bir eğitimciydi. Fen Bilimlerinin kurucusudur. İnternete girip adını yazmanız yeterlidir. Babamın hakkında Kötü bir şey asla bulamazsınız. 25 yıl aynı evde yaşadık, beraber çalıştık, ağzından bir tek kötü söz çıkmadı. Sanık ile 2016'da marka lisans sözleşmesi yaptık. Sanık bir süre sonra sorumluluklarını yerine getirmemeye başladı. Vergi sigorta ve öğretmen maaşlarını ödemedi. Kiraları ödemedi. Kurumumuza da ödeme yapmadı. Markamız bu süreçte olumsuz etkilendi. Kendisini sözlü olarak çok uyardık. Hukuki yollardan süreci işlettik. Lisansı geri aldık. Öğrenci ve öğretmenlere destek verdik.
Sözleşme iptal olunca iş yerine gelip tacizlere, tehditlere başladı, babama kardeşime 'sizleri mahvedeceği, göreceksiniz çok kötü olacak bunun sonu, Fen Bilimlerini yerle bir edeceğim, bunlar FETÖ'cü' gibi yersiz ithamlarda bulundu. Sakinliğimizi koruduk. 2020'de iş yerimize geldi, çalışanlarımızı tehdit etti. Kadıköy'deki ofise yakın kafelerden bizi izledi. Yaşadığımız süreç anlatılmaz. Kendisi takıntılı bir insan. Uzak durmaya çalıştık. Babam 2020'de şikayette bulundu. Hatta bundan ceza aldı. Babamızı bizden kopardı. Hep gelecek ile ilgili plan yapardı babam. Çocukları ve torunlarıyla, öğretmenleriyle, çalışanlarıyla mutlu bir süreç yaşamak istiyordu. Fakirliğin dibinden gelmiş ve kendini eğitime adamış bir insan. Nasıl bir düşmanlık, nasıl bir kin? Suçsuz ve günahsız iki insanı katletmesi affedilir gibi değil. Babamın hiç kimseyle sorunu yoktu. Bu adamla ile ilgili doğru karar vereceğinize inanıyorum'
"Eşim 8 aylık hamileydi. Sanık Nişantaşı'nda eşimle yanımıza gelip işkence tarzı bir sürü iğrenç kelimeyi sıraladı. Bu tehditler 3 yıl kadar sürdü"
Nazmı Arıkan’ın oğlu Kazım Onur Arıkan da , 'Eşim 8 aylık hamileydi. Sanık Nişantaşı'nda eşimle yanımıza gelip işkence tarzı bir sürü iğrenç kelimeyi sıraladı. Bu tehditler 3 yıl kadar sürdü. Kabus gibi çöktü üzerimize. Bir toplantımızı bastı. Artık babam yok, bu cani katil babamı ve çok sevdiği Şerif Eker'i savunmasız şekilde 100'ün üzerinde bıçak darbesiyle katletti. Babamın binlerce çalışanının ve binlerce seveninin yüreği sızlıyor. Gereken cezayı vereceğine inanıyorum, adalete güveniyorum' dedi. Şerif Eker'in ablası Emine Ünal ise sanık Ufuk Akçekaya karşı konuşarak, 'Benim kardeşim masumdu. Sen nasıl uyuyabiliyorsun? Nasıl yemek yiyorsun? Sonuna kadar şikayetçiyim' dedi.
Müşteki avukatı Kaan Karcılıoğlu söz alarak, 'Bunu acılı ailenin yanında tekrar söylemek çok zor ancak mesleğimizin gereği bunu anlatmam gerekiyor. Sanık, Nazmi Arıkan'ı defalarca kez bıçaklıyor. Nazmi Arıkan, Şerif Eker'i arıyor ve 9 saniye görüşüyorlar. Şerif Eker geldiğinde yastıkla tampon yapıyor. O sırada pusuya yatmış olan sanık, Şerif Eker'e sırt tarafından saldırıyor. Eker savunma imkanı bulamıyor. Anladığımız kadarıyla Şerif Eker'i yere yatırıp göğsünden bıçaklamaya devam ediyor. Her iki maktulün de göğüs kafesi parçalanmış haldeydi. Yaşadıkları dehşet her iki maktulün de yüzüne yansımıştı. Ve sanık hiçbir şey olmamış gibi geri dönüyor. Saygısızca ve saçma sapan sosyal medyada canlı yayın yapıyor. Eldiveninde her iki maktulün ve sanığın DNA'sı çıktı. Sanık insanlıktan çıkarak canavarca hareket etmiştir. Bu sanık hakkında en ağır cezanın verilmesini talep ediyoruz' dedi.
"Ufuk Akçekaya Tokat Belediye Başkanı, Tokat Valisi, Nazmi Arıkan ve birkaç ismi daha öldüreceğini söylüyordu sürekli"
Duruşmada tanık olarak dinlenen taksici Ayhan Kütükçüler, 'Beni arayıp onu Eceabat'tan almamı istedi. 19.58'de Karainebeyli köyüne gittik. Onu bıraktım. Sonra 23.41'de tekrar aradı; ‘Asfaltta yürüyorum gelip beni al’ dedi. Ben de onu bulamayınca toprak yola girdim. Tekrar aradı 'Çık oradan ben asfalt yoldayım seni görüyorum' dedi. Sesi nefes nefeseydi. Omuz çantası vardı. Üzeri siyah giyimliydi. Çok sakindi. Araçta sigara içiyordu. Senin de sigaran bitmiyor dedim. O da ‘sigara değil puro’ bu dedi' diye konuştu.
Mahkemede tanık sıfatıyla ifade veren Ufuk Akçekaya’nın eski eşi Şerife Gürman ise 'Ufuk Akçekaya benim eski eşim. Eğitimciydi. Hayatını insanlara adamış biriydi. Asla böyle bir şey yapmaz' dedi.
Başka bir davadan tutuklu tanık Tolga Temiz ise, 'Ufuk Akçekaya Tokat Belediye Başkanı, Tokat Valisi, Nazmi Arıkan ve birkaç ismi daha öldüreceğini söylüyordu sürekli. Kendisine icra gelmiş benden borç istedi. 10 bin dolar verdim. Geri ödemedi. Bu isimleri kendisi öldüremezse tetikçi tutacağını söylüyordu. Ben vazgeçirmeye çalıştım' dedi.
'Bu yüzsüzlükle kiramı ne zaman ödeyecek'
Nazmi Arıkan'ın kardeşi Şentürk Arıkan ise, 'Beylikdüzü şubesinin binası benimdi. 2,5 yıl benim kiramı ödemedi. Kira alamadığım için abim ile aramız açıldı. Mahkeme kararıyla 2,5 yıl sonra Akçekaya'yı tahliye ettirdim. Benim de bir sorum var sanığa; bu yüzsüzlükle benim kiramı ne zaman ödeyecek' dedi.
Tanıkların dinlenilmesinin ardından hakim, duruşmayı dosyadaki eksikliklerin giderilmesi için 20 Şubat tarihine ertelerken, sanık Ufuk Akçekaya’nın tutukluluk halinin devamına karar verdi.
Duruşma sonunda açıklamalarda bulunan Nazmi Arıkan’ın oğlu Kurtuluş Arıkan, 'Davamız devam ediyor. Adalete güvenimiz sonsuz. Failin en ağır şekilde cezalandırılacağını inanıyoruz. Bu yüzden süreci takip edeceğiz' dedi.
Yorum Yazın