'Yolsuzluğu Kendisine Şiar Eden Partiyle Nasıl Koalisyon Yapacaksınız?'
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 'AK Parti ile koalisyon yapar mısınız' sorusunun sorulması üzerine koalisyon fikrine sıcak bakmadığını belirtti ve 'yolsuzluğu kendisine şiar eden partiyle nasıl koalisyon yapacaksınız?' dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, NTV canlı yayınında Ahmed Arpat'ın sorularını yanıtladı.
'Öğrenci ve memurlar zorla mitinge götürülüyor, gelmeyenler fişleniyor'
AK Parti mitinglerini eleştiren CHP lideri, öğrenci ve memurların zorla mitinge götürüldüğünü söyleyerek, 'Gelmeyenleri fişliyorlar. Bu benim gördüğüm en büyük ahlaksızlıktır. Devlet ayrı hükümet ayrıdır. Hükümetler devlet olmak için değil, devleti yönetmek için gelir. AKP artık devlet oldu' diye konuştu.
'Abdullah Gül nasıl yaptıysa senin de öyle yapman gerekirdi'
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı 'tarafsız' olmadığı gerekçesiyle eleştiren Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: 'Sağ duyusu olan herkes sayın cumhurbaşkanına dönüp şunu söylemesi lazım; seni bu süreç içerisinde 3 kez başbakan yaptık. Sonra cumhurbaşkanı yaptık. Sayın Abdullah Gül nasıl yaptıysa senin de öyle yapman gerekirdi. Sen bir siyasi partiyi destekliyorsan namusun ve şerefin üzerine yemin etmemen gerekirdi.'
- AK Parti ile koalisyon olur mu?
Kılıçdaroğlu, 'AK Parti ile koalisyon yapar mısınız?' sorusuna da yanıt verdi. 'Yolsuzluğu kendisine şiar eden partiyle nasıl koalisyon yapacaksınız' diyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
'Sen bunlarla nasıl bir araya geldin diyenlere ne söyleyeceğim? Yolsuzluk diz boyu. Biz hayatımız boyunca yolsuzlukla mücadele ettik, yolsuzluk yapanlarla nasıl bir araya geleceğiz?'
- Sürekli meydanlardasınız, meydanlar ne söylüyor bu kez size?
Halk ciddi sorunlarla boğuşuyor ama biz seçim bildirgemizle vatandaşın içinde bulunduğu durumu çok iyi saptadığımıza inanıyoruz ve onların yaşadığı sorunları da çözeceğimize inanıyoruz. Bunlara ilişkin vaatlerimiz var. Bu vaatleri halka anlatıyoruz meydanlarda. Bir de gittiğimiz yerde bölgenin sorunları varsa o sorunlara yönelik düşüncelerimizi de ifade ediyoruz. Mesela dün Lüleburgaz'daydım ve Trakya'nın en büyük sorunlardan birisi Ergene nehrinin kirliliğidir. Eğer bir iktidar 13 yılda bir nehri kirlilikten kurtaramıyorsa ne yapacak bu iktidar. Kirlilik o boyutlardaki Marmara'yı da kirletiyor. Bu konuda bizim milletvekillerimiz defalarca araştırma önergesi verdiler. Siyasi iktidar 3 dönem ardı ardına Ergene Nehri'ni kirlilikten kurtaracağım vaadinde bulundu ama diğerleri gibi bunu da yapmadı.
- 2010 yılında genel başkan seçildiniz, öncesinde İstanbul belediye başkanı adayıydınız. Daha önceki seçimlerle kıyasladığınızda meydanın sesini nasıl duyuyorsunuz?
Daha iyi. Bir de sadece Cumhuriyet Halk Partisi'ne oy veren seçmen kitlesi meydana gelmiyor, sorunları aşmak isteyen bir kitlede meydana geliyor. Acaba Cumhuriyet Halk Partisi'nin düşünceleri nedir nasıl yapacaklar bunu görmek için geliyorlar. Farklı partilerden gelenler oluyor. Konuşmaya başlamadan önce miting alanında küçük bir anket çalışması yapılıyor. Partililer parti dışından gelenlerin oransal büyüklükleri ölçülüyor.
- Hangi partinin seçmeni daha fazla size ilgi gösteriyor bu anketlere göre?
Bölgeye göre değişiyor.
- Bu kez farklı dediniz o fark sizi tek başınıza iktidara taşır mı?
Bütün amacımız o. Çok samimi olarak söylüyorum, 27 buçuk yılını bu devletin büyümesi, kalkınması için, harcamaların sağlıklı yapılması için harcayan bir kişi olarak söylüyorum devletin çivisi çıktı. Hukuk yok, anayasa yok, ekonomi benim deyimimle değil sayın cumhurbaşkanının deyimiyle 3 yıldır patinaj yapıyor. Etrafımız kan gölü, dışarıdan istenmeyen bir ülke görünümündeyiz. Bunları aşmanın yolu Cumhuriyet Halk Partisi'nin tek başına iktidar olması. Ben 13 yıl filanda istemiyorum bu ülkenin hukuk içinde, adalet içinde, siyasetinde hesap verdiği bir çerçevede yönetilmesini istiyorum. Biz bunu yapmazsak yazık günah olacak ülkemize. Benim kişisel heveslerim yok. Bu ülkede 17 milyon yoksul varsa geriye dönüp 13 yılı sorgulayacağız. Aylığı 1000 liranın altında olan 8 milyon emekli varsa bu ülkeyi yöneten 13 yıllık iktidarı sorgulayacağız. 6 milyon 250 bin işsizimiz var. Genç nüfusumuz var, taşı sıksa suyunu çıkaracak gençlerimizin hepsi kahve köşelerindeler. Bugün yeni rakamlar çıktı ortaya genç işsizlikte Avrupa birincisiyiz. Krizde olan Yunanistan'ı geçtik.
- İktidarı hedefliyorsunuz ve alabildiğiniz en yüksek oyu almak istiyorsunuz. HDP'nin baraja meydan okuması Cumhuriyet Halk Partisi'nin oylarına nasıl yansıdı? Çevremdeki Cumhuriyet Halk Partili seçmende gördüğüm yaklaşım Cumhuriyet Halk Partisi'nin bir iki oy fazla alması bir şey etkilemeyecek ama HDP'nin barajı aşması çok şey demek. Bu barajla imtihan Cumhuriyet Halk Partisi'ne nasıl yansıyor?
HDP barajı aşsa da aşmasa da birilerinin başkanlık hevesi asla gerçekleşmeyecek. Biz demokratik sürecimizi getirip bir dikta rejimine teslim edemeyiz. Bir kişinin arzusu ve istemi üzerine rejim değişmez. Hem milli irade diyeceksiniz hem tek konuşan ve tek seçici ben olacağım diyeceksiniz. Ben ve benim partim yüzde 10 seçim barajının kaldırılmasını savunan bir partidir. Bir açık ve net söylüyorum darbelere karşıyız. Bunun içindir ki parlamentoda defalarca darbe hukuku değişmeden ülkede sağlıklı demokrasi olmaz dedik. Ama darbeye karşıymış gibi görünüp darbe hukukunun arkasına saklanan, tahkim eden bir yönetim var. Yüzde 10 seçim barajının arkasına saklanıyor. Hangi demokraside yüzde 10 seçim barajı var. 12 Eylül darbecileri getirdi bunu ama bugünkü iktidar da bunu savunuyor. Onun içinde bu iktidarın samimiyetinden tüm yurttaşlarımın sorgulama yapmasını isterim. Bunlar kendine özgü bir demokrasi anlayışı yaratmak istiyorlar. Açık ve net söylüyorum demokrasi konusunda halkı kandırıyorlar. Yüzde 10 seçim barajını bırakın yüzde 1 oy alan partinin bile en azından genel başkanının parlamentoya gelmesini isterim. Milli irade budur. Bütün Cumhuriyet Halk Partililere net şekilde ifade etmek isterim ve tüm yurttaşlarıma da ifade etmek isterim Cumhuriyet Halk Partisi bir yardım kuruluşu değil. Bizim projelerimize inanıyorsanız Cumhuriyet Halk Partisi'ne yönetim yolunu açmak zorundasınız. Türkiye'yi içinde yaşadığı krizden ekonomik, sosyal ve uluslar arası krizden biz çıkarırız. Biz bütün dünyaya güven veriyoruz.
Merkez Türkiye projesi
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın 'Seçim otobüsünün arka odasında hazırlanmış' sözleriyle eleştirdiği Merkez Türkiye Projesi'ne de değinen CHP lideri, şunları kaydetti:
'Biz seçimi iki ana eksen üzerine oturttuk. Kısa vadeli çözümler, çiftçiye mazotun 1.5 lira olması, emekliye iki maaş ikramiye gibi. Bir de uzun vadeli düşünmemiz lazım. Türkiye'yi dünyanın sayılı bir ülkesi yapma idealimiz var. Türkiye'nin 3 alanda üstünlüğü var. Tarım, coğrafi konum ve genç nüfus. Bunları bir araya getirip Merkez Türkiye Projesi'ni oluşturduk.'
- Böyle bir geçiş görüyor musunuz siz Cumhuriyet Halk Partisi seçmeninden hadi bu seferlik barajı geçirelim diye emanet oy HDP’ye giden var mı?
Değişik kurumların yaptırdığı ve bize gelen araştırmalardan ağırlıklı olarak HDP’nin AKP tabanından oy alacağını gösteriyor.
- Cumhuriyet Halk Partisi olarak seçimlerden sonra bir tablo çıkar ve kıyıların partisi olarak görünür Cumhuriyet Halk Partisi. Bu seçimde o fotoğraf değişir mi?
Bizde aslında her yerden oy alıyoruz ama milletvekili çıkarmak için aldığınız oyların yüksek olması lazım. Bu seçimlerde bu tablo değişecek hem de çok değişecek Güneydoğu Anadolu’da dahil buna.
- Sayın Cumhurbaşkanının katıldığı programlarda altını çizdiği kendi tabanında bir rehavetten bir sürpriz olabilir diyor. Ne dersiniz?
Seçmende bir rehavet yok aslında bir kaygı var, gelecek endişesi var. Sadece kendisi için değil ülkesi içinde bu endişeyi taşıyor. Bir kişinin meydanlara çıkıp açıkça anayasayı ihlal etmesi, tarafsızlık ilkesini görmezlikten gelmesi, namus ve şeref kavramlarını ayaklar altına alması bu ülkenin milletinin değerlerine saygısızlıktır. Emin olun şu anda millet ne oluyor bu ülkede diye kendisine soruyor. Miting meydanlarına öğrencileri götürüyorlar zorla, memurları zorla götürüyorlar. Gelmeyen memurları fişliyorlar. Devlet ayrı hükümet ayrıdır. Hükümetler devleti yönetmek üzere gelirler devlet olmak için değil. AKP 13 yılda devlet oldu. Vali benim valimdir diyor devletin valisi değil, öğretmen benim öğretmenimdir diyor. Vali genelge yayınlıyor gideceksiniz diyor. Şu arabalara sivil plaka takacaksınız başbakanı karşılayacaksınız diyor. Çocuk doğduğu andan itibaren vergi öder ve siz tüyü bitmemiş yetimin hakkını yiyorsunuz. Meydanlarda rehavet değil endişe var.
- Sayın Cumhurbaşkanının meydanlara çıkması AK Parti tabanında olumsuz mu yargılandı?
Sağduyusu olan herkesin sayın cumhurbaşkanına seni 3 kez başbakan yaptık sonra cumhurbaşkanı yaptık. Sayın Abdullah Gül nasıl yaptıysa seninde öyle yapman lazım. Sen bir siyasi partiyi destekliyorsun namusun ve şerefin üzerine yemin etmeyecektin demesi lazım. Bir cumhurbaşkanının namus ve şeref kavramlarını ayaklar altına aldığında seçmenin sorması gereken; “sayın cumhurbaşkanı sizin için namus ve şeref kavramı nedir bunu anlatın öğrenelim” demesi lazım. Seçim meydanlarına çıkıyor ben tarafsızım diyor. Tarafsızsa neden muhalefet partilerine çatıyor iktidar partisine neden iki çift laf söylemiyor. Açıkça halka yalan söylüyor. Biz seçilmesine karşı çıktık ama parlamentoya geldiğinde cumhurbaşkanlığı makamına göstermemiz gereken saygısı gösterdik. Ama aynı saygıyı onun bütün yurttaşlara göstermesi lazım.
- Köşe yazılarında AK Parti seçmenine uyarılar içerikli yazılarda bir koalisyondan, eğer kararsız seçmen sandığa gitmezse 8 Haziran sabahına koalisyonla uyanabiliriz deniyor. Siz koalisyon fikrine nasıl bakıyorsunuz?
Kemal Kılıçdaroğlu: Koalisyon fikrine sıcak bakmıyorum. İçinde bulunduğumuz şartlar Cumhuriyet Halk Partisi iktidarını zorunlu kılıyor.
- Şartlar oluşursa koalisyonda yokum mu demek istiyorsunuz?
Koalisyonlar Türkiye'nin sorununu çözmez. Türkiye'nin sorununu çözecek olan siyasal iktidarın ufku olması lazım. Tek başına iktidar olanlar ceplerini değil vatandaşın cebini düşünmesi lazım. İsraf konusunda kendisine haklılık kazanmak için diyaneti kullanıyorlar. Diyanet işleri başkanıyla Papa’yı kıyasladılar. Eğer israf nedir örnek vereceksen sevgili peygamberimizi örnek vermen lazım.
- Olursa bir koalisyon ortamı oluşursa oluşacak koalisyon 4 yıl götürmeli midir yoksa erken seçim söz konusu olur mu?
Sağlıklı demokrasilerde koalisyonlarda olabilir. Ama bugün Türkiye'nin yaşadığı ciddi bir sorun var hem içerde hem dışarıda. Türkiye'nin yeniden rehabilite edilmesi lazım. Ufku geniş olan, hem bugünü hem geleceği sağlıklı olan bir yönetime ihtiyacı var. Cumhuriyet Halk Partisi iktidarına ihtiyacı var bu ülkenin. Bizim dışımızda hiçbir siyasal parti bizim gösterdiğimiz net tutarlılığı göstermiş değil. Bizim ortaya koyduğumuz projelerin hiç birisine iktidar dahil hiçbir parti yanlıştır demiyor. Sadece nasıl yapacaksınız diyorlar. Nasıl yapacağımızı biz çok iyi biliyoruz.
- Şartlar bir şekilde bir koalisyonu gerekli kılarsa Cumhuriyet Halk Partisi kiminle yan yana gelir kiminle gelmez kırmızı çizgileri nedir?
Biz bütün siyasi partilerle eşit mesafedeyiz hepsine saygı duyarız.
- AK Parti ile bir koalisyon yapar mısınız?
İsrafı ve yolsuzluğu kendisine şiar edinmiş bir parti ile nasıl koalisyon yapacaksınız? Birisi yarın bana dönüp sen seçim meydanlarına kul hakkı yiyene karşıyız diyordun sen nasıl oldu bunlarla bir araya geldin dediklerinde ne diyeceğim? Yolsuzluk diz boyu, yolsuzlukları önlemek yerine dosyaları kapattılar. Yolsuzluk yapanlarla nasıl bir araya geleceğiz. Vatandaşıma açık ve net çağrıda bulunuyorum ben, bu ülkede yoksulluğun, yolsuzluğun bitmesini istiyor musun? Siyasi iktidar diğer partilere hesap versin istiyor musun? Herkesin karnının doyduğu bir düzeni istiyor musun? O zaman 4 yıl yetki ver nasıl yönetilir hem sen gör hem bütün dünya görsün. Ben halktan birisiyim. Aristokrat bir aileden gelmedim ben. 7 çocuklu bir aileden geliyorum. Rahmetli annem okuma yazma bilmezdi. 7 kardeşten üniversiteye giden sadece bendim. Devletin sınavlarına girdim en zor sınavları başardım, önemli mevkilerde görev yaptım. Ama hiçbir zaman asla kim kalkıp Kemal Kılıçdaroğlu yolsuzluk yaptı diyemedi. Devleti aynı anlayışla yönetmek istiyoruz.
Sondakika.com ve NTV