onedio
Görüş Bildir

Bahşiş Haberleri

Bahşiş ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. Bahşiş ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

trend-arrow

Popüler İçerikler

"En Pinti Ünlü Kim?": Waka Waka'cı Çalgı Çengiciler Arda Turan'ı Vezir, Cem Yılmaz'ı Rezil Etti!
Son dönemlerde YouTube'daki en popüler programlarından biri Hayrettin ile Kaos Show biliyorsunuz... Geçtiğimiz günlerde 8. bölümü yayınlanan programın konuğu teknik direktör Yılmaz Vural'dı. Yılmaz Vural'a eşlik edenler arasında yol kesip meşhur Waka Waka şarkısını ünlülere uyarlayan ve bahşiş bekleyen çalgı çengi grubu da vardı! Hayrettin'in 'En pinti ünlü kim?' diye sorusuna Waka Waka'cılardan gelen cevap Arda Turan'ı vezir ederken Cem Yılmaz'ı rezil etti! Buyurun bu ünlü ikili, çalgı çengicilere kaç lira bahşiş bırakmış 'en pinti' kim olmuş beraber görelim!
Ey Güler, Ey Bağış, Ey Çağlayan...
'Bu işten sıyıramazsınız. Konuşmak zorundasınız. Cevaplamak zorundasınız. Açıklamak zorundasınız.' diyen Hürriyet'ten Ahmet Hakan, Güler, Bağış ve Çağlayan'a sorular yöneltti.İşte, Ahmet Hakan'ın o analiziEy Güler, Ey Bağış, Ey ÇağlayanEY Muammer Güler...Ey Egemen Bağış...Ey Zafer Çağlayan...Başbakan Erdoğan’ın yüksek sesli nutuklarının arkasına saklanarak...“AK Parti yüzde 50 alacak, biz de aklanacağız” diye umarak...Susarak, geçiştirerek, topa girmeyerek...Hükümet/Cemaat savaşının hükümetin galibiyetiyle sonuçlanmasını bekleyerek...AK Parti mitinglerindeki kalabalıklara yaslanarak...Yargının hükümetin eline geçmesinden yararlanarak...Hakkınızdaki iddialarla ilgili kamuoyuna hiçbir açıklama yapmayarak...Bu işten sıyıramazsınız.Şeffaflık esassa...Hesap verilebilirlik geçerliyse...Denetime açıklık söz konusuysa...Konuşmak zorundasınız. Cevaplamak zorundasınız. Açıklamak zorundasınız.“Belki buradan başlayabilirler” diyerek...Her biriniz için ayrı ayrı sorular hazırladım.BuyurunuzZAFER ÇAĞLAYAN’A Yedi yüz bin liralık saati hediye olarak aldın mı, almadın mı?Aldıysan bu kadar pahalı bir hediyeyi neye karşılık aldın, almadıysan nedençıkıp da “Almadım” diye ortalığı inletmiyorsun?Reza’nın uçağıyla umreye gittin mi, gitmedin mi?Reza’yı nereden tanıyorsun?29 yaşındaki bu adamdan sana para geldi mi, geldiyse kaç para geldi?Sütten çıkmış ak kaşıksan neden istifa ettin?Fezlekende yazılıp çizilenler hakkında ne diyorsun?Neden “Beni Yüce Divan’da yargılayın da aklanayım” diye meydan okumuyorsun?MUAMMER GÜLER’E Oğlunun kaç evi var?Nasıl oluyor da oğlun trilyona “birkaç kuruş para” diyebiliyor?Oğlun bu kadar parayı hangi yolla kazandı?Reza ile senin ne türden bir işin var?Reza’ya “Sana bir şey yapamazlar, yaparlarsa önüne yatarım” dedin mi, demedin mi?Hiçbir suçun yoksa neden istifa ettin?Neden hakkındaki iddiaların doğru olup olmadığının ortaya çıkmasını sağlamak adına“Yüce Divan’da yargılanmak istiyorum” diye meydan okumuyorsun?Fezlekende yazılıp çizilenler konusunda diyeceğin bir şey yok mu?EGEMEN BAĞIŞ’A Reza elinde para dolu olan bir çantayla senin ofisine geliyor,görüntülerle sabit. Bu iddiayla ilgili olarak neden bir şey demiyorsun?Neden bu korkunç iddiayla hesaplaşmıyorsun?Reza’yı nereden tanıyorsun?Aranızda ne türden bir ilişki var?Reza’nın bir tür “bahşiş dağıtan” olduğu konusunda ne düşünüyorsun?Neden “Ben rüşvet almadım, şerefliyseniz bu iddianızı ispatlarsınız” diyerek Yüce Divan’a gitmek istediğini söylemiyorsun?Neden bakanlıktan istifa ettin?Fezlekeni okudun mu, ne var fezlekende?AB’nin öne sürdüğü “AB fonlarında usulsüzlük yapıldı” iddiasıyla ilgili olarak ne diyorsun?
Bir Erkeğin Mutlaka Bilmesi Gereken 21 Şey
Derdimiz cinsiyetçi, ataerkil bir yaklaşımla erkeği kategorize etmek değil. Günümüz şartlarında bir erkeğin kendisine ve çevresine yetebilmesi için bilmesi gereken ortalama şeylerin bir özetini çıkarmak. Özet olunca sizler için 21 maddede erkek için gerekli bilgileri derledik.
Bülent Arınç: 'Bazı RTÜK Üyeleri Dışarıya Bilgi Sızdırıyor'
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç , RTÜK üyelerinin geldikleri partinin üyeleri gibi davrandığını belirterek, “bu üyelerin bazı gizli bilgileri dışarı sızdırdıklarını” öne sürdü. Arınç, “Üyeler geldikleri partilerin militanı değiller. ‘Ben şu partiden seçildim. O partiye uygun çalışmalıyım’ dememeliler. Aksi halde Anayasaya aykırı davranmış olurlar. Gizli kalması gereken tartışmalar, haberler dışarıya sızdırılıyor. Bu kurula zarar verir. Yapılması gereken bu üyeleri denetleyecek bir etik kurul kurulmasıdır. Bana yazılı medya ve internet medyası için de RTÜK benzeri bir kurul oluşturulması için talepler geliyor. Ben kötü olur diyorum ama bu benim şahsi görüşüm” ifadelerini kullandı. RTÜK’ün 20. yılı nedeniyle düzenlenen Görsel İşitsel Medyaya Bakış konulu toplantıya katılan Arınç’ın açıklamaları şöyle: “RTÜK’ün üyelerini TBMM seçiyor. Biz bir Üst Kuruluz. Seçiler üyelerin de yasa ve yönetmelikler çerçevesinde görev yapması gerekir. Görevlerini kötüye kullandıklarında kendilerine kullanılacak herhangi bir yasal müeyyide de yok. Meseleye sadece etik açıdan bakmamız gerekiyor. Bu bence bir eksiklik. Her kurulda mutlaka kanunda yazmasa bile mutlaka bir etik kurul oluşturulabilir ve farklı davranışlar kurula zarar veren davranışlar burada değerlendirilebilir. Aksi taktirde sorumsuzluk o noktaya gelir ki RTÜK siyasi partilerin kavga ettiği çekiştiği bir arena haline dönüşebilir. Ak Partikontenjanından seçilen üyeler bu partinin üyeleri değildir. CHP, MHP, BDP kontenjanından seçilen üyeler o partinin militanları, üyeleri il ve ilçe başkanları da değildir. Ben özellikle bu kontenjanları genel başkanların çok iyi kullanmaları gerektiğini düşünüyorum. Kendileriyle çok yakın temasta bulundukları için bir ulufe, bir bahşiş olarak değil, görevlerini en iyi şekilde yapmaları için seçtiklerine inanıyorum. Arkadaşlar da ‘Ben şu partiden seçildim. O partiye uygun çalışmalıyım’ dememeliler. Aksi halde Anayasaya aykırı davranmış olurlar. Gizli kalması gereken tartışmalar, haberler dışarıya sızdırılıyor. Bu kurula zarar verir. Ayrıca yeni bir denetleyicinin kurulmasına yol açacak bir karara elbette bizi götürebilir. Yoksa orası Meclis Genel Kurulana döner ki Meclis Genel Kurulu’nun ne hale geldiği ortada. Bugün yazılı basından internetten şikâyet ediliyor. ‘Bu kadar da olmaz ki canım’ deniliyor. Hemen bir taraf geliyor, ‘RTÜK benzer bir kurulu da yazılı basın için yapsak iyi olmaz mı’ diyorlar. Şahsen ben ‘kötü olur’ diye cevap veriyorum. Ama bu benim şahsi görüşüm. Kötüye kullanmalar arttıkça onları denetleyici suistimalleri önleyici yollar aramak da yurttaşların görevidir. Bunu bilmemiz lazım. Türkiye o hale geldi ki davacısı kimdir ve hangi idare mahkemesine gitmiştir, o mahkemeden nasıl bir karar çıkacaktır, yazılı bir zarfa koyun ertesi gün açıp bakın sonucu orada göreceksiniz. Uyduruk bur isimle yapılan müracaatlar karşımıza yürütmeyi durdurma olarak çıktı. Bu frekans tahsisleri konusunda öyle oldu. Çok kötü bir iddia diyecekler ama bu iddianın sahibi benim. Kimse korsanlıkla yoluna devam etmesin. Hazirana kadar yeni bir yasal düzenlemeyle bu ihaleleri yapacağız. Türk dizileri önemli bir noktaya geldi. Hatta bazı ülkelerde dizi aktörleri daha çok biliniyor. Bu bağ önemli. 1.5 milyarlık Çin’den Türkiye’ye 133 bin turist geliyor. Geçtiğimiz gün misafir bakana bunu ilettik. Sayının az olduğunu söyledik. O da yapımları karşılıklı paylaşırsak Çin halkının Türkiye’yi daha çok tanıyacağını söyledi. O nedenle örneğin Rus, Çinli neden hoşlanır bilmemiz ve ona göre strateji geliştirmemiz gerekiyor.” RTÜK’ün MHP kontenjanından seçilen üyesi Esat Çıplak Arınç’ın üyelerle ilgili sözlerine ise şu yanıtı verdi: “Sayın Bakan’ın RTÜK’te parti militanı gibi davranılması sözüne aynen katılıyorum. Bu ifadeyi hükümet kontenjanından seçilen arkadaşlar için kullandı. Kurul kararlarında döneme, şartlara, iktidar erkinin güç zehirlenmesinden etkilenmemelerini, iktidarın yönetim zaafları RTÜK’ün denetleme ve düzenleme faaliyetlerini adalet, hakkaniyet çerçevesinde vicdanları kanatmayacak bir ruhla hareket etmelerini salık verdi. Hükümet kontenjanından seçilen arkadaşlar umarım gerekli ikazı alırlar. Balyoz, Ergenekon operasyonlarında, Deniz Baykal ve MHP yöneticileri ile ilgili kaset yayınlarında ve çeşitli muhalefet partilerin belediyelere yönelik yolsuzluk operasyonlarında da insanların özel hayatlarını, mahremiyetlerini, masumiyet karinesini, hukukun üstünlüğünü görmeyen kurul üyesi arkadaşlara, bugün militanca bir tavırla hareket ederek son dönemdeki yayınlarla ilgili haber değerine bakmadan, cadı avına dönercesine ceza verilmesini militanca bulduğunu ifade ettiğini düşünüyorum.”T24
15 Maddede Pişkin İnsan Olmak
Pişkinlik, olgunluk olmuşluk manasında güzel bir vasıf olması gerekirken günümüzde yüzsüzlükle eşdeğer bir anlam kazanmış durumda. Pişkin insan nasıl olur, nerede karşımıza çıkar az pişmiş ya da çok pişmiş insan var mıdır? İşte size pişkinlik üzerine utanılası hareketler;
NASA'nın Aldığı Ödenekleri Nasıl Harcadığına Dair 12 Örnek
Uzay denince akla gelen ilk kurum NASA. Ay'a insan gönderen, Mars üzerinde robotu ile şov yapan, yeni galaksiler, gezegenler bulan hep NASA. Yaptığı açıklamaları teyit edebileceğimiz ikinci güvenilir bir kurumun olmaması NASA'nın aldığı ödenekleri nasıl harcadığı konusunda bizi endişelendiriyor. '22 ışık yılı uzakta gezegen bulduk, aynı Dünya!' diye açıklama yapıyorlar, kimse yalan diyemiyor çünkü bunu NASA'dan başka kimsenin bilmesine imkan yok. Hal böyle olunca NASA konusunda şüphelerimiz her geçen gün artıyor.
'Benim En Büyük Suçum Monşer Olmak'
Konuşmasında Muhsin Yazıcıoğlu'nu da anarak başlayan İhsanoğlu,'Onu unutturmak isteyenler olabilir. Ama bu millet ve onun seçeceği Cumhurbaşkanı unutturmayacaktır' dedi. 'TEK PARTİNİN ADAYI MİLLETİN ADAYI OLAMAZ' Sivas'a geldiklerinde iki manzara görüp yaşadıklarını belirten İhsanoğlu konuşmasına şöyle devam etti: 'Bir köye gittik ayran içtik ve köylülerle beraber olduk. Mazotun pahalılığını, borçların yükünü, mahsulün az olduğunu, alımların başlamadığını öğrendik. Yüzde 70'i çiftçilikle geçinen Sivas'ta bu reva değildir. Türkiye'yi borç sarmış, insanlar artık orta direk olmaktan çıkmıştır. Hükümetin buna çare bulması lazım. Ben inşallah seçildiğim anda ilk başa alacağım konulardan birisi bu borç ve vergi meselesidir. Uzmanları, hükümeti, sivil toplum kuruluşlarını davet ederek buna bir çare bulmamız lazım. Aksi takdirde orta sınıf ortadan kaybolacaktır. Bu konuya büyük önem veriyoruz. İkinci manzara ise Valilik sonrası Madımak'a gidip oraya karanfil koyarak hayatını kaybedenlerin ruhuna fatiha okuduk. Orada yalnız değildim. Benim yanımda bana destek veren bütün partilerin hemen hepsinin temsilcisi vardı. CHP, MHP, BBP, DSP, BTP, DYP gibi bütün partiler vardı. Türkiye artık bugün perdenin etrafında değil, bir bayrağın etrafında toplanmıştır ve o bayrak Türk bayrağıdır. Milletin adayı herkesin adayıdır. Tek partinin adayı milletin adayı olamaz. Yeni Türkiye budur. Birliğini, beraberliğini arayan Türkiye budur. Sen şusun, busun, Sünnisin, Alevisin, Türksün, Kürtsün diyen Türkiye istemiyoruz biz. Hepimiz bir ve beraberiz. Kanun ve anayasa karşısında hepimiz eşitiz. O elim hadisede 30'dan fazla insanımızı kaybettik. Ama 3 gün sonra aynı karanlık eller bi kez Erzincan'da üzücü bir hadiseye neden oldu. Orada'da canlarımızı yitirdik. Türkiye'yi bölmek isteyenler var, buna alet olmayalım. Bakın Suriye'de, Irak'ta ne oldu. Bu ülkelerdeki çeşitli etnik gruplar yakın zamana kadar beraber yaşıyordu. Onlar da dostluk içinde yaşıyordu. Bazı kara emelli, kara eller araya giriyorlar. Biz bunlara müsaade etmeyeceğiz. Türkiye'yi hiçbir zaman Suriye, Irak yapmayacağız. O yüzden 10 Ağustos'taki oyunuz çok önemli.' 'MİLLİ GELİRİ ŞİŞMAN KEDİLER YİYOR' Milletin emriyle yola çıktıklarını ifade eden İhsanoğlu, meclisteki 4 partiden 2'sinin kendi adaylarını gösterdiğini diğer 2 partinin ise kendisini tercih ettiklerini belirterek, 'Bu iki partiye teşekkür etmek lazım. Beni seçtikleri için değil. Türkiye'de bu makama layık çok insan var. 76 milyonluk millet kimleri çıkarttı. Bu milletten en 100 kişi bu makama layıktır. Ama bu iki parti anlaştı, fedakarlık yaptı. Kendisini düşünmedi, milleti düşündü' dedi. Partilerin, benim adamım,. senin damın mantığı gözetmeden hareket ettiğini anlatan İhsanoğlu şöyle devam etti: 'Düşündüler, tartıştılar. Dediler ki, 'Biz İhsanoğlu denilen kişiyi seçtik' dediler. Ben teşekkür ettim. 'Biz sizi istiyoruz, halk sizi istiyor' dediler. Sayın Kılıçdaroğlu ve sayın Bahçeli'nin bu açıklamasından sonra Türkiye'de bulunan 13 parti en sağdan en sola kadar, milliyetçisi, muhafazakarı, merkez partisi, solcusu, sosyal demokratı, herkes geldi. Bu alay edilecek bir şey mi. Milletle mi alay ediyorsunuz. Size oy veren vatanperver ve sizin nimetinizden nimetperver olacak. Ama size oy vermeyen vatan düşmanı, hain olacak. Böyle siyaset olur mu. Bu ülkede yaşayan herkes, aslı vasfı ne olursa olsun, dini, mezhebi, meşrebi, etnisitesi ne olursa olsun Türk milletinin ferdidir, vatandaşıdır, kanunlar karşısında eşittir ve bu devlet ona aynı hizmetleri eşit şekilde vermesi lazım, ayrım yapmaması lazım. Oyunu ister A ister B partisine versin. 3'üncü dünya ülkelerinin ismini burada zikretmek istemiyorum. Çok ayıp olur, Türkiye bu noktaya gidiyor dersek. İşte borçlarımızın hali. Biz oraya mı gitmek istiyoruz yoksa Avrupa'ya mı. Bizim hedefimiz Atatürk'ün kurduğu hedeftir. Muasır medeniyet seviyesine ulaşmaktır. Muasır medeniyet artık sırf Avrupa'da değil. Latin Amerika'da, Asya'da da var. Bizden çok geride olan, zamanında bizim kurtarmak için gittiğimiz Güney Kore o gün bir köydü. 81'de oraya gittim. O günkü Güney Kore'nin başkenti, o dönemki anadolunun en orta halli fakir kasabaları kadardı. Şimdi milli gelirde 20 bin doları geçtiler. Biz halen 10 bin dolardayız. O on bin dolar da adil şekilde dağılsa. Yunanistan 30, İspanya 30 bin dolar. Yunanistan'da 2-3 sene önce ekonomi dibe vurmuştu. İspanya duman olmuştu. Halen 4-5 senedir bizde milli gelir 10 binin üzerine çıkmadı. Çünkü o şeklen 10 bin dolar. 10 bin doların büyük kısmını şişko kediler yiyor zaten. Bu seçim Türkiye'de demokrasinin önünü açacaktır.' 'BENİM EN BÜYÜK SUÇUM MONŞER OLMAK' Kampanyaya gönüldaş ve fikirdaşlarının desteğiyle başladığını ve dostlarının verdiği arabalarla, bilet alarak, paralarının yettiği kadar otobüs giydirerek çaba gösterdiklerini ifade eden İhsanoğlu, şunları söyledi: 'Karşı tarafta devletin bütün imkanları, başbakanlığın, bakanlıkların tüm imkanları mevcut. Bakanların hepsi bir ağızdan İhsanoglu'na küfür etmek, iftira atmak ve yalan söylemekle meşgul. Suç uydurmakla meşgul. Benim en büyük suçlarımdan bir tanesi monşer olmaktır. 5553 sayılı yasaya göre Monşer olmak yasaktır. Monşer olanlar idama mahkumdur. Böyle bir şey olur mu? Sonra ben İsrail taraftarıymışım. Yahu ben hayatımı Filistin davasına addetmiş insanım. Ben Filistin'in BM'ye girmesi için çalışmış bir insanım. Ben Hamas ile Fetih arasındaki kavgayı ilk durduran, ilk ateşkesi sağlayan insanım. Sayın Abbas adına da beyanat uydurdular dediler ki 'Yok öyle bir şey.' Sayın Cumhurbaşkanı Abbas ile 19 Aralık 2006'da saat 10.00'da metni kabul ettik. 12.00'de bütün dünyaya ilan ettik. Ben bunu söylediğimde 'hayır siz yapmadınız, yok öyle bir şey'. Şimdi yine bir şey uydurmuşlar. 'BM'de Filistin kabul edildiği gün siz neredeydiniz'. Alp dağlarında kayak yapıyormuşum. Böyle saçma şey olur mu. BM'nin kabul edilmesinden önce Unesco'da kabul yaptık. Unesco'da çalıştım. Bazı fireler vardı. Birkaç ülkeden bizim üyemiz olan, olmayan bazı ülkelerde fireler vardı. Bunların olmaması için biz dedik ki 'Bu ülkelere Cumhurbaşkanları, bakanlarını gönderelim, ikna edelim, vazgeçmesinler'. Ben bunun için uğraştım. Ben bunları sağlarken, bir zatı muhterem o gün toplantıya denk geldi. Orada bir zatı muhterem gidiyor, BM salonu, Filistin heyeti başka tarafta, Türk heyeti en sonlarda oturuyor. Karar için oylama yapıldı. Çok parlak şekilde bizim sağladığımız oylarla oturum başkanı ilan etti, Filistin BM gözlemci üyesi oldu diye. Orada durmuş bekliyorlardı. Alkış kopunca, koşarak aşağı inip Abbas'ı kucaklıyor. Neden, ilk fotoğrafta o çıksın diye. Bu fotoğraf her yerde tebessüm konusu oldu başka bir şey değil. Gerisini siz anlayın. Şimdi birileri diyor ki 'Siz Alp dağlarında kayak yapıyordunuz, keyif çatıyordunuz. Sayın bakanımız BM'de Filistin'i savunuyordu'. Bunun aksini iddia edenlerin ortaya delil koyması lazım. Ben söylediğimin deliline sahibim. Benim Alp dağlarında kayak yaptığımı söyleyenler bunu delille ilan etsinler veya özür dilesinler. Bir daha da böyle çirkin iftiralar kullanmasınlar. Siz kendinizden eminseniz, niye iftira atıyorsunuz. Millet seçer sizi. Demokrasi var. Millet istediğini getirir, istediğini götürür. Başkasına iftira etmeyin, hakaret etmeyin bu dinimize aykırıdır. Bu Müslümanlığa yakışmaz. Kötü söz kullanmak, alay etmek. Siz din adına hareket ediyorsanız, bari dinin ahlak kısmına riayet ediniz.' 'ÜLKEYİ 12 SENEDİR KİM İDARE EDİYOR' Cmhurbaşkanlığı seçim kampanyasında kullanılan vesayet sisteminin sona erdirilmesi söylemlerine de değinen Ekmeleddin İhsanoğlu, rakiplerin Türkiye'nin vesayet sistemi altında inlediğini ve bunun kaldırılacağı söyleminin kullanıldığını hatırlatarak, şunları söyledi: 'Vesayet sistemi nedir. Askeri, bürokratik vesayeti kaldıracağız. Peki 12 senedir devleti kim idare ediyor. 7 sene Çankaya'da Türk devletin Cumhurbaşkanı'nı kim seçti, hangi partiden. Böyle bir iddia olur mu. Cumhurbaşkanı başka bir partiden gelir, asker veya sivil olur. Anayasa Mahkemesi başkanı olur. O zaman dersin ki, bu vesayet sistemi. Ama sizin adamınız partinizin kurucusu. Sayın Cumhurbaşkanımız hakkında bir şey söylemek istemiyorum. Hem sayın Cumhurbaşkanımıza hem başbakana o makamları işgal ettiği için saygı duyuyorum. Benim aile terbiyem bunu gerektirir. Vesayet nedir. Efendim 12 Eylül'ün getirdiği kanunlar. E peki. Onların hepsini kaldırıp, değiştirdiniz. YÖK, RTÜK kanunu, Seçim kanunu ve Sendikalar kanunu kaldı. Peki 12 senedir niye bunları değiştirmediniz. (Eliyle Rabia işareti yaparak) İşte burada o 4. 17 Eylül'den beri var. Niye 4, niye sıfırlamadınız bunları. Kanunları yeni vesayeti artırmak için değiştirdiler. Vesayet sistemini kaldıracağım diyenler, kendi vesayet sistemini getirecekler. O partiye oy verenlere saygılıyız. ama siz o oyları kendi şahsi emelleriniz, şahsi propagandanız, kendi şahsi gücünüzü artırmak için kullanamazsınız. Kendi arzunuzla bunu yapamazsınız. Millet bunu kabul etmedi. Meclis de bunu kabul etmedi. Siz mevcut Anayasa'ya göre seçileceksiniz. Seçilecek kişi mevcut Anayasanın hükümlerine göre devleti idare edecek. Millet sadece sana oy veren 45.6 değil. Milletin adı yüzde 100 dür, 76 milyondur. Seçilen Cumhurbaşkanı 76 milyonun hepsinin temsilcisi olmalı. Hepsinin birlik ve beraberliğinin temsilcisi olmalı. Böyle olmadığı takdirde bu gemi su alır. Biz bu geminin su almasını hiç istemeyiz. Bu fırtınalı günlerde Türkiye'nin selametle rotasını çizmeli, biz istiyoruz ki Türkiye istikrar içerisinde büyüsün. Türkiye'de insanlar korkuyor. İnsanlar korkudan kurtulsun. Telefon dinlemelerinden, ortam dinlemelerinden.' 'TÜRKMENLER İLE MEŞGUL OLUN' Basın özgürlükleri konusunda Türkiye'nin Bulgaristan ve Ermanistan'dan geride olduğunu, yavaş yavaş Kuzey Kore seviyesine yükseldiğini hatırlatan İhsanoğlu, 'Böyle şey olur mu. Türkiye AB'ye girmek isterken isterken bu seviyeye düştü.' dedi. Ekonominin de sıkıntıda olduğunu iddia eden İhsanoğlu şöyle devam etti: 'Ekonomiden bahsederken sorumlu bakan bunu söylüyor, sanayinin ekonomideki payının azaldığını söylüyor. İnşaat sektörü var. İnşaat sektöründeki balon patlarsa bir çok insan büyük sıkıntıya girecektir. Türkiye'nin gerçekten huzura, istikrara ihtiyacı vardır. Türkiye'nin yurt dışında itibarını korumaya ihtiyacı vardır. Türkiye eğer hale 49 evladını Irak'tan kurtaramamışsa bu çok acı bir şeydir. Her gün sabahtan akşama kadar Gazze'deki kardeşlerimiz için dövünüyorsa, milleti de o şekilde heyecanlandırıyorsa durum böyle olmamalı. Şimdi garip garip insanlar ülkemizde cihad namazı kılıyorlar. Ne demek cihad, kime karşı cihad. Cihadın manasını bilmiyor bunlar. Peygamber efendimiz, müşrikleri def ettikten sonra sahabe kirama diyor ki 'Biz küçük cihaddan zafer çıktık diyor, şimdi asıl büyük cihada yönelmemiz lazım.' diyor. Sahabe diyor ki 'Ey Allah'ın resulu büyük cihad nedir.' Diyor ki , 'Büyük cihad, nefse karşı mücadeledir' diyor. Bir çok ülkede bazı gruplar var. Terörist caniler, hep cihad adını kullanıyor. Bunların hepsi İslam'ın düşmanıdır. En büyük düşmanıdır bunlar. Biz maalesef bunlarla uğraşmayı bıraktık. Sabahtan akşama kadar Gazze diye dövünüyoruz. İyi de Gazze için ne yapıyoruz. Bunu bırakıp yardım edelim, ama bütün kapılar kapalı bize. 'Başkanlar telefona çıkmıyor' diyorlar. Türkiye bu noktaya çıkacak ülke mi. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı dost, müttefik bir ülkenin başkanı ile konuşmak istediğinde karşı taraf bundan kaçınıyorsa bunu düşünmek lazım. Türkiye'nin bunlardan kurtulması lazım. Türkiye'nin Türkler ile Türkmenler ile meşgul olması lazım. Varsa yoksa İsrail'i kınıyoruz.' 'AK PARTİLİLERDEN DE OY BEKLİYORUM' 10 Ağustos'ta verilecek oyların önemli olduğunu belirten İhsanoğlu seçim sonucunun Türkiye'nin önünü ya kapayacağını, ya da açacağını belirterek şunları söyledi: '10 Ağustos'taki seçimler parti seçimi değil, mebus seçimi, belediye seçimi değil. Burada bulunan herkes 30 Mart'ta istediği partiye oy vermiştir. Ben de öyle yaptım. Ama bu seçimde 3 tane aday bir sandalye var. Başka yok. Biz 12 partiden olduğu gibi Ak Parti'den de bu desteği bekliyoruz. Onlar bizim kardeşimizdir. Siyasi tercihi öyle kullanmıştır, saygı duyarız. Kardeşlerimize sesleniyorum, siz partinizi de korumak istiyorsanız, ülkenin de öfkeli ellere düşmemesini istemiyorsanız. Siz devletin başında, serinkanlı, dünyanın tanıdığı sevdiği, saygı duyduğu, komşularının, batının tanıdığı bir adam. O adam sizin gibi muhafazakar, milliyetçi, demokrat, dindar, Türkiye Cumhuriyeti'nin Anayasası'ndaki niteliklerine sahip, milli birlik ve bütünlüğe sahip bir adam. Hem size hem bize yakın. Ama sizden yana bizim, bizden yana sizin aleyhinizde olmayacak bir adam. Gelin bunu seçiniz. Yine siz kendi partinizi de koruyun. Siz de partinin dağılmasını istemiyorsanız, bunu tercih edin. Ben bu yolun başında, teklif geldiği anda çok seçkin arkadaşlarıma danıştım. Ak Parti kurucuları arasında, çünkü bana da kuruculuk teklifi gelmişti teşekkür ettim. Gündelik siyasette olmak istemedim. Ak Parti'nin kurucuları bana 'Lütfen kabul ediniz, memleketin size sizin tecrübenize, sizin gibi sakin bir insana ihtiyacı var. Türkiye'yi rahatlatacak, gerginliği giderecek ve herkesi kucaklayacak insana ihtiyaç var lütfen kabul edin' dediler ve ben böyle yola çıktım, kabul ettim. Ben bize oy verecekler arasında AK Partili kardeşlerimiz olduğuna da inanıyorum.' 'EKMEĞİ PAYLAŞIRIZ, VATANI ASLA' Konuşmasının sonunda mevki kavgası değil, ekmek davası için yola çıktıklarını dile getiren İhsanoğlu sözlerini şöyle noktaladı: 'Biz bu ekmeği büyütmek, refahı artırmak, huzuru getirmek istiyoruz. Türkiye'nin tekrar 'Yurtta sulh, cihanda sulh' ülküsünde yol almasını sağlamak istiyoruz. Biz sevgi, saygı, birlik tohumları ekmek istiyoruz, dirlik ekmek istiyoruz. Ekmeğimiz büyüsün, mutluluk ve refahımız artsın. Büyüttüğümüz ekmeği ahlaklıca paylaşalım. Karınlarımız doysun. Bize dışarıdan gelen misafirlerimizle de paylaşalım. Paylaştıkça bereket artar. Biz ekmeğimizi paylaşmaya hazırız ama toprağımızı, vatanımızı asla paylaşmayız.' İhsanoğlu programın ardından yürüyerek dinleneceği otele geldi. Sevgi gösterisinde bulunan kişilerle fotoğraf çektirdi. İhsanoğlu her fotoğraf için bir oy istedi. Kentteki bir yerel televizyonun canlı yayınına katıldı. SİVAS, DHA
Quentin Tarantino Karakterleri Top 10
Tarantino'nun hayal gücünden çıkma pek çok hikayeyi hayranlıkla izledik, pek çok karakteri sevdik. Peki Top 10 yapılacak olsa bu karakterler hangileri olurdu. Watchmojo bizim için bu soruyu cevaplamış. E listeyi paylaşmazsan ayıp olur. Siz de beğendiğiniz karakterleri yorumda savunarak listeye destek verebilirsiniz.