Görüş Bildir

Silvio Berlusconi Haberleri

Silvio Berlusconi ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. Silvio Berlusconi ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

Popüler İçerikler

Berlusconi Milan'ın Satılacağı Söylentilerini Reddetti
Silvio Berlusconi, Milan'ı satmak gibi bir niyeti olmadığını açıkladı ve iddiaları yalanladı. İtalya'nın eski başbakanı ve AC Milan'ın sahibi Berlusconi, Milano devinin satılacağı yönündeki haberleri yalanladı. Fininvest Holding'e satılması gündeme gelen İtalyan kulübü hakkında açıklamalarda bulunan Berlusconi, 'Milan taraftarları söylentilere inanmamalı. Kulübü satmak istemiyorum.' dedi. Milan bu yıl oldukça kötü bir performans sergiliyor. 35 puanla 10. sırada bulunan Milan, geçen sezon gösterdiği performans ile aynı haftada 45 puan toplamıştı.Goal.com
Berlusconi Huzurevinde Yaşlılara Bakacak
Berlusconi haftada bir gün sabah ya da öğleden sonra, Milano yakınlarındaki huzurevinde kamu yararına hizmette bulunacak Vergi yolsuzluğu davasından dolayı mahkûm olan 77 yaşındaki eski İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi , cezasını 9 ay boyunca huzurevinde çalışarak dolduracak. 4 yıl hapis cezasına çarptırılan, ancak yaşından dolayı hapis yerine kamuda çalışma cezası talep eden Berlusconi'nin, huzurevinde engelli yaşlılara bakacağı ifade edildi. Eski İtalya Başbakanı'nın, 4 yıldan 1 yıla indirilen cezası gereği 9 ay boyunca gece saat 23.00'ten sabah 06.00'ya kadar dışarıya çıkamayacağı belirtildi. Bir İtalyan gazetesinin adli kaynaklara dayandırdığı habere göre, Berlusconi haftada bir gün sabah ya da öğleden sonra, Milano yakınlarındaki huzurevinde kamu yararına hizmette bulunacak. Mahkemenin önümüzdeki günlerde cezanın şekli konusunda nihai kararını vereceği ifade edildi.T24
'Türkiye'de Yolsuzluk Görünür Hale Geldi'
İtalya'da mafyayla mücadelenin efsanevi savcısı, şimdinin Senato Başkanı Grasso 'Türkiye'de yolsuzluk görünür hale geldi, sürpriz olmadı' diyor. Pietro Grasso, İtalyan Senato Başkanı; protokol sırasına göre İtalya devletinin Cumhurbaşkanından sonra iki numarası. Ancak dünya onu siyasi etiketiyle değil, daha bir yıl önce, Mart 2013 seçimleriyle politikaya atılmadan önce mafyayı anavatanı İtalya’da dize getiren süper savcı olarak tanıyor. Hatırlayacaksınız, Sicilya mafyasının 53 yıldır ‘aranan’ ama bulunamayan lideri, gerçek ‘Baba’ Bernardo Provenzano, 2006 yılında hem de ünlü Carleone kasabasındaki çiftliğinde yakalanmasını Grasso sağlamıştı. Daha önce Sicilya, Palermo başsavcısı olarak 380 ömür boyu hapisle sonuçlanan müthiş bir yargı operasyonunun arkasındaki isim. Daha genç yıllarında 1983-89’da katıldığı ilk büyük çaplı mafya operasyonunda yargılanan 475 mafia üyesinin 19’u da ömür boyu hapis almıştı. Ama gerçek ‘Baba’yı yakalattığı 2006 operasyonundan bir yıl önce ‘Mafyayla Mücadele Başsavcısı’ olarak atanması Silvio Berlusconi hükümeti döneminde tartışmaya neden olmuştu. Grasso ancak İtalyan Anayasa Mahkemesi’nin verdiği bir kararla mafya mücadelesini yürütebilmişti; o karar olmasa, belki Baba Provenzano hala ‘aranıyor’ ama çiftliğinde oturduğu halde bir türlü bulunamıyor olacaktı. Belki de bu yüzden Grasso 2013 seçimleriyle siyasete atılıp, ardından Senato Başkanı seçilince yaptığı ilk işlerden birisi, mafyanın yolsuzluklar üzerinden politikayı etkilemesine karşı yeni bir yolsuzlukla mücadele yasası için girişimde bulunanların başında yer almak oldu. İşte 43 yıllık kanun adamlığı geçmişi ardından İtalya Senato Başkanı seçilen Grasso, 9-11 Nisan’da Çek Cumhuriyeti’nin başkenti Prag’da ‘Yolsuzlukla Mücadele’ başlığı altında yapılan 2014 Dünya Yönetişim Forumu’ndaki konuşmacılardan biri oldu. Adeta nefeslerin tutularak izlendiği, ders niteliğinde bir konuşma yaptı. Sonrasında Grasso’ya sordum: Türkiye’deki yolsuzluk iddialarıyla ilgili gelişmeleri izliyor muydu? İzliyorsa ne düşünüyordu. “Bildiğiniz gibi” diye başladı söze; “Son bir yıldır artık savcı değilim, Senato Başkanıyım, dolayısıyla yolsuzlukla mücadeleyle bizzat ilgili değilim.” Tam dinleyiciler eski savcının yeni siyasetçi olarak cevap vermekten kaçındığını düşünüyordu ki, Grasso muzip bir tebessümle “Ama” diye kısa bir nefes verdi. Süleyman Demirel’in ‘O ama yok mu, o ama?’ sözü geldi aklıma. Grasso devam etti: “Ama basından izlediklerimle sınırlı olmakla birlikte şunu biliyorum ki, Türkiye’deki yolsuzluk dosyalarının ortaya çıkması sürpriz olmadı.” Devam etmeden kısa bir ‘es’ daha verdi; “Diyebilirim ki, yolsuzluk görünür hale geldi; sadece o değil, yolsuzluğun değil, yolsuzluk olduğunu söyleyenlerin üzerine gidildiği de görünür hale geldi.” Belli ki Grasso Türkiye’yi yakından izliyordu; yolsuzluk soruştumalarında görev alan çoğu savcı, hakim ve polisin görevinden alındığını, bunların Başbakan Tayyip Erdoğan tarafından kendisine karşı komplo girişimi olmakla suçlandığının farkındaydı. Herhangi bir isim vermeden şöyle devam etti: “Yolsuzlukla mücadelenin yolu yolsuzluklarla mücadele edenlerden kurtulmak olamaz; yolsuzluklardan kurtulmanın yolu bu değildir.” Yalnızca o değil, Grasso, bütün yolsuzluk iddialarına karşın Erdoğanın 30 Mart seçimlerinden önde çıktığının da farkındaydı ve o konuda da iki çift lafı vardı, hem de ilginç bir örnekle birlikte: “Halk bu izlenen yönteme katılıyor ve onaylıyor görünse de, halkın her zaman doğru karar vermediğini unutmamak lazım. Unutmamak lazım ki, mesela Hazreti İsa ve Barabbas arasından halk o zaman Barabbas’ı seçmişti.” İtalyan Senato Başkanı, dönemin Roma valisinin Fısıh bayramında bir mahkumu serbest bırakma yetkisini halka sormasını ve onların da tercihi Barabbas’tan yana kullanıp Hazreti İsa’ya çarmıha gerilme yolunu açmış olması örneğini hatırlatıyordu. Seçim her zaman adalet getirmiyor demek istiyordu. Ama Grasso “Bu söylediğim sadece Türkiye için geçerli değil” diye de ekledi; “Bütün ülkeler için geçerli.” Peki Türkiye’de yolsuzluk dosyalarının açılması neden sürpriz olmamıştı onun için? Özel bir bilgisi mi vardı? “Hayır” dedi Grasso; “Özel bir bilgim yoktu, ama olayların genel akışı oraya işaret ediyordu. Ümid ederim Türkiye yolsuzluklarla mücadelenin bir yolunu bulacaktır. Ümid ederim Türkiye Avrupa Birliği ile daha yakın ilişkiler içinde olabilecektir.” Murat Yetkin | RADİKAL
Berlusconi'den Yeni Nazi Gafı
Geçmişte de sık sık Almanya'nın Nazi geçmişine imalı göndermelerde bulunan eski İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi, gelecek ay yapılacak Avrupa Parlamentosu seçimleri öncesinde yeniden Almanya'yı hedef aldı. Avrupa Parlamentosu Başkanı, Alman vatandaşı Martin Schulz'u 2003'te 'toplama kampı şefine' benzeten Berlusconi, bu 'esprisine' açıklık getirmek isterken yeni bir gaf yaptı. Berlusconi, 2003'te kendisini eleştiren Schulz'a 'Sayın Schulz, İtalya'da Nazi toplama kamplarıyla ilgili film çeken bir yapımcı tanıyorum. Sizi kamp şefi rolü için tavsiye edeceğim. Bu rol için mükemmelsiniz!' demişti. Berlusconi, Avrupa Parlamentosu seçimleri için Milano'da düzenlediği bir mitingde, Schulz'la 2003'te yaşadığı bu atışmayı hatırlatarak, 'Ona hakaret etmek istememiştim, iltifatta bulunduğumu düşünüyordum. Ama Almanlara sorarsanız toplama kampları hiç var olmamıştır!' ifadelerini kullandı. Liderliğini yaptığı Forza Italia partisini de çatısı altında bulunduran Avrupa Halk Partisi (EPP) için oy isteyen Berlusconi, 'Schulz, Berlusconi'den de İtalya'dan da hoşlanmıyor. Sol partilere oy vermek o adama oy vermektir' dedi. Martin Schulz ise bu sözlere 'Berlusconi nefretin, kıskançlığın ve kavganın diğer adıdır' diye karşılık verdi. Schulz'un partisi Avrupalı Sosyalistler'in (PES) Başkanı Sergei Stanishev de, 'Berlusconi'nin bu yorumları sadece Martin Schulz'a değil tüm Alman halkına hakarettir' dedi. Almanya Başbakanı Angela Merkel'in sözcüsü Steffen Seibert, Berlusconi'nin sözleri için 'o kadar saçma ki Alman hükümeti bu konuda yorum yapmaz' dedi. Alman Aile Bakanı Manuela Schwesig Twitter'a yazdığı mesajda Berlusconi'nin 'ağza alınmaz' sözler kullandığını belirterek 'Avrupa'da sağ popülizmle savaşmak önemli' diye yazdı. Avrupa Halk Partisi'nin AB Komisyonu başkanlığına aday gösterdiği eski Lüksemburg Başbakanı Jean-Claude Juncker de Berlusconi'nin 'sözlerini hemen geri almasını ve Yahudi Soykırımı'nı yaşayanlar ile Alman halkından özür dilemesini' istedi. Berlusconi'nin partisi Forza Italia, gelecek ay yapılacak Avrupa seçimleri öncesinde, ekonomik kriz tedbirlerinden sorumlu tuttuğu Almanya'ya yüklenerek oy almaya çalışıyor. Forza Italia'nın Avrupa seçimleri kampanyasında 'Daha fazla İtalya, daha az Almanya', 'Avrupa'da daha çok İtalya, İtalya'da daha az Avrupa' gibi sloganlar kullanılıyor.Övgü Pınar | BBC Türkçe
Berlusconi Hasta Bakıcılığa Başlıyor
Eski İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi'nin zorunlu kamu hizmeti bugün cezası başlıyor. Adı birçok skandala karışan İtalya siyasetinin olaylı ismi Berlusconi, Milan yakınlarındaki bir bakım evinde Alzheimer hastalarına yardımcı olacak. cezası başlamadan önce eski Başbakan'ın Alzheimer hastalığı ile ilgili araştırmalar yaptığı belirtilmişti. Berlusconi'nin TSİ 10:45'te San Pietro bakım evine gelmesi bekleniyor. İtalyan La Repubblica gazetesinin sorularını yanıtlayan bakım evi yöneticisi Massimo Restelli, Berlusconi'nin 'kademeli olarak' bakım evindeki işleyişe dahil edileceğini söyledi. 'Hata payını en aza indirmek için başta çok küçük adımlarla ilerleyeceğiz' diyen Restelli,Berlusconi'nin daha sonra her tür konuda hastalara yardımcı olabileceğini söyledi. Restelli, 'İleride hastaların yemek yemesine de yardımcı olabilir. Bu konu özellikle zor çünkü bazen hastalara yemek yediklerini hatırlatmanız gerekiyor' dedi. Bir yıl sürecek olan zorunlu kamu hizmeti görevi boyunca Berlusconi'nin yanında sürekli bir Alzheimer hastalığı uzmanı da olacak. Silvio Berlusconi 2013 yılında çıktığı mahkeme tarafından 'vergi kaçakçılığı' suçu nedeniyle mahkum edilmiş ve 4 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Ancak 77 yaşındaki Berlusconi'ye ileri yaşı nedeniyle cezasını ev hapsi ya da zorunlu kamu hizmeti şeklinde çekme şansı tanınmıştı. Berlusconi de, bir yıllık kamu hizmeti seçeneğini tercih etmişti. Berlusconi suçlamaları hala kabul etmiyor ve sol görüşlü yargıçların 'cadı avı' yürüttüğünü iddia ediyor. Aldığı ceza kapsamında seyahat hakları da kısıtlanan Berlusconi'nin pasaportuna el konulmuş durumda.BBC Türkçe
Enzo Ferrari'nin Son Mohikanı Ferrari F40
İtalyan Spor Otomobil Ferrari'yi ve son dönem modellerini bilmeyen yok... Eyvallah... Kabul... Fakat bir markayı, mevcut günlerine taşıyan önemli gelişmeler vardır, çoğu kişi bunlardan bihaber olsa da. Eh sonuçta bir marka olmak kolay değil ve Ferrari'de bu dönemlerden geçti... Konu aslında çok uzun Ferrari'nin ortaya çıkışı, yükselişi, Pininfarina ile beraber çalışmaya başlaması, yeni modeller  vs.... Bir sürü önemli gelişme silisilesi... Fakat bu süreçte üretilen öyle bir otomobil var ki Ferrari'yi Ferrari yapan ve bugünlerine taşıyan yegane Ferrari'dir. F40... Son Mohikan...  Neden mi?
Yahudi Karşıtı Vaaz Veren İmama Sınırdışı
İtalya'nın kuzeyindeki San Dona di Piave kentinde, cuma namazı sırasında Yahudi aleyhtarı vaaz veren Faslı imamın sınırdışı edilmesine kararı verildi.İmam Abdulbar el Raudi’nin Temmuz ayı sonunda verdiği vaaz sırasında çekilen bir video internete düştü.İtalyan medyasında yer alan haberlere göre videoda, Arapça konuşan imamın tüm Yahudileri öldürmesi için Allah'a dua ettiği görülüyor.İngilizce alt yazılı videoya göre imam, 'Bir teki bile sağ kalmasın. Yemekleri zehir olsun, soludukları hava ateşe dönsün' diyor.Videonun internette yayılarak tepki çekmesi üzerine İtalya İçişleri Bakanı Angelino Alfano bugün bir açıklama yaptı ve imamın sınırdışı edileceğini söyledi.Alfano, görüntüleri uzmanlara incelettikten sonra, “kamu düzenini ciddi şekilde bozduğu, ulusal güvenliğe tehdit teşkil ettiği ve dini ayrımcılık yaptığı” gerekçesiyle Faslı imamın İtalya’dan gönderilmesi emrini verdiğini açıkladı.Bakan, “Bu karar, İtalya’da nefret vaazı verebileceklerini sananlara ibret olsun” dedi.İmamın sınırdışı edilmesi kararı genel olarak sağcı partilerden de olumlu tepki aldı.Eski başbakan Silvio Berlusconi’nin Forza Italia partisinden Senatör Maurizio Gasparri, Twitter’da yazdığı mesajda “Alfano, San Dona di Piave’nin imamını, şiddet ve dini nefret kışkırtıcılığı yaptığı için sınırdışı ediyor. Bravo!” dedi.Aşırı sağcı Kuzey Ligi partisinden milletvekili Emanuele Prataviera ise, San Dona di Piave'deki caminin kapatılmasını ve İtalya'da bundan böyle yeni cami inşa edilmesine karşı moratoryum ilan edilmesini istedi. Prataviera, “Hükümet gözlerini açsın: İslami tehdite karşı sıfır tolerans!” dedi.
Eski Dostu Berlusconi'den Erdoğan'a Eleştiri
İtalya'nın eski Başbakanı Silvio Berlusconi, geçmişte 'dostum' dediği Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı sert sözlerle eleştirdi.Dün akşam Roma'da bir sergi açılışına katılan Berlusconi, bir görevlinin yakında İstanbul'da da sergi açacaklarını söylemesi üzerine 'O zaman Erdoğan'a benden selam söyleyin' dedi.İtalyan haber ajansı AdnKronos 'un haberine göre Berlusconi, daha sonra ise ortaöğretimde başörtüsü serbestisi ve makyaj yasağını eleştirdi ve '(Erdoğan) Laiklikten İslamcılığa doğru çok korkunç geri adımlar atıyor' diye devam etti.Ancak Silvio Berlusconi'nin daha sonraki sözleri, ortaöğretimi kapsayan kılık-kıyafet yönetmeliğindeki değişikliği yanlış anlamış olabileceği izlenimi doğurdu. Berlusconi 'Çok ağır bir kararname hazırlandı: kızlar üniversiteye yalnızca başörtüsüyle gidebilecek ve makyaj yapamayacak' dedi.Berlusconi ailesine ait Il Giornale gazetesinde de önceki gün iki ayrı makaleyle Türkiye'nin laiklikten uzaklaşarak İslamcı bir çizgiye kaydığı belirtildi.Magdi Cristiano Allam imzalı makalede 'Yaklaşan düşmanı görmüyoruz' başlığı kullanıldı. Allam, 'Ilımlı İslam ve onun demokrasiyle uyumlu olduğu masalı, bir asırdan kısa bir süre içinde Türkiye'de doğdu ve yine Türkiye'de öldü' diye yazdı.Makalede şu ifadeler yer aldı:'1923'te Cumhuriyet'i, içinde bir kere bile 'İslam' sözcüğü geçmeyen bir anayasaya dayanarak kuran Kemal Atatürk, şimdi ki Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hem ülke içinde ve Ortadoğu, Kafkaslar ve Balkanlar'daki etki alanında, hem de kaydadeğer Türk topluluklarını barındıran AB'de İslamlaşmayı teşvik ederek yeni bir Osmanlı halifesini ortaya çıkardığını görse mezarında ters dönerdi.'Makalede, ortaöğretimi kapsayan yeni kılık-kıyafet düzenlemesinin 'devlet kurumlarından laikliği silmeye yönelik bir stratejinin son girişimi' olduğu öne sürüldü.Francesco De Palo imzalı bir diğer yazıda ise 'Başörtüsüne 'evet', makyaj ve dövmeye 'hayır': Ankara'nın İslami kuralları' başlığı kullanıldı. De Palo şöyle yazdı:'Türk hükümetinin son provokasyonunda ürkütücü bir şeyler var. Çünkü artık söz konusu olan sadece zorla İslamlaştırma ya da sosyal medyaya karşı ideolojik bir savaş değil: Erdoğan bu kez büyük oynadı, ortaöğretim ve liselerde kılık-kıyafete ilişkin kurallara el attı, hem de özgürlükten uzak yasaklar ve şartlarla. Bu, bireysel karar verme hakkının yüzüne indirilmiş bir yumruk. Bu yumruk, sözde demokrat, eylemde diktatör olan bir devletten şikayetlerin haykırıldığı Gezi Parkı ve diğer meydanlarda yapılan katliamdan sadece 13 ay sonra geldi.'Türkiye'nin Kıbrıs ve Suriye'de izlediği politikaları da eleştiren De Palo, yazısını şu sözlerle noktaladı:'CSU Genel Sekreteri Andreas Scheuer 20 gün önce yazdığı bir tweet'te 'Erdoğan'ın Türkiyesine Avrupa'da yer yok' demişti. Acaba haklı olabilir mi?'
'Son 12 Yılda 1863 Gazeteci İşsiz Kaldı'
CHP’nin hazırladığı “Kalem Kırılan Gazeteci” raporuna göre, AKP iktidarındaki son 12 yılda 1863 gazeteci işsiz kaldı. Raporu hazırlayanlar arasında bulunan CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba , “Aslında tüm raporlarımızın tek bir yazarı var. O da AKP” dedi.CHP, ‘Kalemi Kırılan Gazeteciler” raporunu açıkladı. 189 sayfalık kitapta yer alan rakamlara göre, gazetecilerin yüzde 90’ı “ustalık” döneminde işsiz bırakıldı.CHP, raporunun bir örneğini “ Bizim yazmaktan utandığımız ancak sizin eseriniz olan basındaki 12 yıllık uygulamalarınızı anlattığımız bu derlemeyi okumanız ve ders almanız dileğiyle ” özel notuyla Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a gönderdi.Raporda, 42 tanınmış gazetecinin, yaşadıklarının özeti, 20 gazetecinin ve ismi verilmeyen üç muhabirin işten çıkarılma hikâyeleri yer aldı. AKP’nin önde gelen isimlerinin basın ve basın özgürlüğü konusunda kullandığı söylemlerin dökümü de bulundu. Dönemin Başbakanı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın söyleminin nasıl değiştiği 2003 ve 2014 örnekleri ile verildi.“ 2003’te Demokrasinin vazgeçilmez koşullarından biri de bağımsız ve özgür basındır ” diyen Erdoğan’ın 2014 yılında “ Haddini bileceksin, edepsiz kadın ” sözlerine dikkat çekildi. Uluslararası ve ulusal gazetecilik örgütlerinin görüşleri ve raporları da yer aldığı kitapta, 3 adet liste var.1- Bireysel olarak işten çıkarılan gazeteciler,2- Toplu olarak işten çıkarılan gazeteciler,3- Halen cezaevinde tutulan gazeteciler listesi.
'Berlusconi'yi Nasıl Elde Ettim?'
Eski İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi’nin sevgilisi Francesca Pascale, ilişkilerinin nasıl başladığını ve gündelik yaşamlarını bir kitapta anlattı.29 yaşındaki Pascale, Berlusconi’nin ilk başlarda aralarındaki yaklaşık 50 yıllık yaş farkı nedeniyle “direniş gösterdiğini” ancak kendisinin “Ben sana aşığım, sen de er ya da geç bana aşık olacaksın” diyerek pes etmediğini söyledi.Francesca Pascale, ilişkileriyle ilgili bilinmeyenleri Berlusconi’ye yakınlığıyla bilinen gazeteci Bruno Vespa’ya anlattı. Vespa’nın 6 Kasım’da çıkacak yeni kitabında yer alan açıklamalardan bir kısmı haftalık Oggi dergisinde yayımlandı.İtalyan basınında “Berlusconi’yi nasıl elde ettim?” başlığıyla yayımlanan haberlere göre Pascale, çocukluğundan beri Berlusconi’ye hayran olduğunu ve onunla tanışmayı kafasına koyduğunu belirterek şunları söyledi:“Ona saplantılı bir şekilde aşık oldum. Yavaş yavaş Haydi İtalya’ya (Berlusconi’nin partisi) yaklaşmaya başladım. 5 Ekim 2006’da saat 13.50’de büyük an gelmişti. “Silvio seni özlüyoruz” grubundan 4 başka deli kızla birlikte Roma’daydık ve Berlusconi’nin Duke Otel’de bir toplantısı olduğunu öğrendik. Hemen oraya gittik ve sonra Berlusconi geldi. Gerçekten çok çekiciydi. “Başkanım, çok yakışıklısınız” dedim. O da gülümsedi ve “İyi misin?” diye sordu. Bir kağıda yazdığım telefon numaramı verdim ve “Telefonunu bekliyorum” dedim. O da bana “Çok hızlısın” dedi. Birkaç gün sonra bir gece yarısı telefonum çaldı. Önce bunun bir şaka olduğunu sandım. Sonra iki saat boyunca telefonda konuştuk.”Pascale, Berlusconi’nin ilk başlarda aralarındaki yaş farkı yüzünden çekincelerinin olduğunu da söyledi ve “Ama ben ‘Evet aramızda neredeyse 50 yaş var, kızın ya da torunun bile olabilirdim. Ayrıca seninle sevgili olmak isteyen bir sürü kadın olduğunu da biliyorum. Ama ben sana aşığım ve sen de er ya da geç bana aşık olacaksın’ dedim” diye konuştu.Sonunda Berlusconi’nin 16 Aralık 2012’de bir televizyon programında ilişkilerini açıkladığını hatırlatan Pascale, “O zamandan beri hep yanındayım” dedi.Pascale, Berlusconi’nin özel yaşamında “çok şefkatli, eğlenceli, ironik ve asla yorulmayan” biri olduğunu da anlattı. Berlusconi’ye evde “aşkım” ya da “B” diye seslendiğini, dışarıda ise “Başkanım” diye hitap ettiğini söyledi.Berlusconi’nin “bunga bunga” olarak da anılan ev partilerinden bazılarına kendisinin de katıldığını açıklayan Francesca Pascale şöyle devam etti:“Başkanın etrafını kuşatan kadınların neredeyse hepsiyle tanıştım ve hepsini de kıskanıyordum. Hala da kıskancım, bir mağazadaki satış görevlisi onunla fotoğraf çektirmek istese bile kıskanıyorum. Bu konuda Sicilyalılardan beterim.”BBC Türkçe