onedio
Görüş Bildir

Lübnan Haberleri

Lübnan ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. Lübnan ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

trend-arrow

Popüler İçerikler

Nostradamus’un 2025 Yılına Dair 11 Kehaneti
Antik Roma’da, kahinler kuşların uçuşlarına bakarak gelecek hakkında tahminlerde bulunurmuş. Buna augur (çoğul augures) deniliyormuş. Çağlar boyu her dönemde augures görüldü ve halen de ortalıkta dolaşıyor. En meşhuru ise, 16. Yüzyılda Medici ailesinin de desteğini almış olan Michel de Nostradamus’dir. Her yıl birileri, Nostradamus’un The Prophecies kitabından nazım ifadeleri yorumlayarak popüler olaylar için örtüştürüyor. Öyle ki şimdiye kadar 6500 kehanetin kitapta yer aldığına dair pek çok yorum yapıldı. Kehanetlerin bazıları: Fransız Devrimi, her iki dünya savaşı, aya iniş... Her kehanete inanmak için gereken saflık seviyesi değişse de bazıları inkar edilemez bir şekilde ilgi çekicidir. Louis Pasteur'un bilimsel atılımlarını tahmin ettiğine inanılan augur metinleri bulunması gibi. Hatta yorumlayıcılar, Hitler’in yükselişi, 11 Eylül saldırılarına dair de Nostradamus’un kitabında izler buldular. Peki, Donald Trump’ın ikinci kere seçilmesine dair kehanetler var mı? Yazının sonunda ona da değineceğim. Nostradamus’un 2025 yılı kehanetlerine dair bir tespitler yapmak, onun mistik ve belirsiz dörtlüklerinin modern çağın zorluklarına nasıl uyarlanabileceğini düşünüp zihinde tartmakla başlar. Onun sembolik ve karmaşık üslubuna biraz aşina olmak lazım. 2025 yılı için de onun tarzını koruyarak birtakım temalar üzerine tahminlerde bulunmak ilgi çekici olabilir. Hele bu tahminleri gelenek haline gelmiş olan The Economist dergisinden önce yapmak ayrı bir lüks olacak.İşte Nostradamus’un 2025 yılına yönelik on kehaneti:
ABD ve Rusya Ukrayna Krizini Görüşecek
ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ve Rus mevkidaşı Sergei Lavrov ‘Ukrayna kriziyle’ ilgili gerilimin düşürülmesine çalışmak amacıyla bir araya gelecek. ABD, Moskova’nın Ukrayna’nın Kırım bölgesine asker sevketmesini saldırgan hareket olarak tanımlarken Kremlin bu suçlamayı reddediyor. Aralarındaki keskin ayrımlara karşın iki taraf diyaloğu tercih ettiklerinin işaretini verdi. Moskova Kırım bölgesinde fiili olarak kontrolü elinde bulunduruyor. Kırım’da gece boyunca gerilim devam etti ancak herhangi bir şiddet olayı meydana gelmedi. Kerry ve Lavrov’un Lübnan üzerine Paris’te düzenlenecek konferansta bir araya gelmeleri bekleniyor. BBC Diplomasi Muhabiri Bridget Kendall, bu buluşmanın Ukrayna konusundaki diyalog için nabız yoklama şansı olarak görüldüğünü belirtiyor. ABD'li mevkidaşı Kerry ile Paris'te bir araya gelmeden önce İspanya'nın başkenti Madrid'de konuşan Lavrov, Batı'yı Moskova'nın 'darbe' olarak nitelediği gelişmelere destek vermemesi uyarısında bulundu. AP haber ajansının aktardığına göre Lavrov, 'Eğer bunu yaptıysanız, başka yerlerde diğer hükümetlerin ele geçirilmesini de teşvik etmiş olursunuz' dedi. Lavrov, 'Büyük ve tarihi komşumuza hükmetmek isteyenlere müsamaha gösterirsek, kötü bir örneğin bulaşıcı olacağını da da anlamalıyız' diye konuştu. Moskova, aylar süren sokak gösterilerinin ardından Rusya yanlısı eski devlet başkanı Viktor Yanukoviç’in koltuğundan ayrılmasıyla sonlanan iktidar değişimini sert bir dille kınamıştı. Salı günü Ukrayna başkenti Kiev’deki ziyareti sırasında konuşan Kerry, bu yeni dönemde Ukrayna’da Rus vatandaşların veya Rusça konuşan Ukrayna vatandaşlarının tehlikede olduğuna dair bir işaret olmadığını söyledi. Kerry Rusya'nın işgal için bahane yaratmaya çalıştığını belirtti. Rusya'yı Ukrayna'daki 'saldırgan tutumu' nedeniyle kınadı. ABD Dışişleri Bakanı, Ukrayna'nın yeni yönetimini ise soğukkanlı tavrı nedeniyle övdü. Kiev'de Ukrayna'nın geçici devlet başkanı Oleksander Turçenov ve başbakanı Arseniy Yatsenyuk ile görüşen Kerry, ülkenin büyük bir dönüşümden geçtiğini, ABD'nin Ukrayna halkının yanında olacağını söyledi. ABD Başkan Barack Obama Rusya lideri Putin'in ordunun harekete geçirilmediği açıklamasının 'kimseyi kandırmadığını' kaydetti. Putin ise dünkü basın toplantısında Yanukoviç iktidarının devrilmesiyle ilgili Ukrayna'da 'anayasaya aykırı bir şekilde darbe yapıldığını' ve 'silah zoruyla yönetime el konduğunu' söyledi. Rusya lideri basın toplantısında ayrıca Ukrayna'ya asker göndermeye gerek görmediklerini ancak bunun bir seçenek olarak ortada olduğunu söyledi. Putin, Rusya'nın Ukrayna'daki vatandaşlarını korumak için 'tüm imkanları' kullanma hakkı olduğunu belirtti. Ukrayna'nın kendileri için sadece bir komşu değil aynı zamanda 'kardeş' bir ülke olduğunu söyleyen Putin, 'Nerede yaşarlarsa yaşasınlar Ukrayna vatandaşlarının eşit haklara sahip olmasını umuyorum.' dedi. Kiev yönetimi Rusya'nın son günlerde ülkenin bir parçası olan özerk Kırım bölgesine binlerce asker gönderdiğini açıklamıştı. NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen de Rusya'yı bir kez daha Ukrayna'daki faaliyetleri nedeniyle sert bir dille eleştirdi. Rasmussen, 'Uluslararası toplumun ısrarlı çağrılarına karşın, Rusya Ukrayna'nın egemenliği ve toprak bütünlüğü ile uluslararası yükümlülüklerini ihlal etmeyi sürdürüyor.' dedi. BBC Türkçe
Rejim Türkmen Köyünü Ele Geçirdi
Suriye ordusu yaklaşık bir aydır süren çatışmaların ardından Humus kentindeki stratejik öneme sahip Zara köyünü muhaliflerden aldı.Ordudan yapılan açıklamada Zara köyü ve çevresinde kontrolün tamamen sağlandığı belirtildi. İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi de gelişmeyi doğrulayarak, muhaliflerin rejimin yoğun hava saldırılarının ardından köyden çekildiğini duyurdu. Türkmenlerin yaşadığı Zara Lübnan sınırında muhaliflerin kontrolü altındaki önemli bölgelerden biriydi. Köy Lübnan’dan gelen grupların ülkeye girişi ve Humus'un merkeziyle ülkenin Akdeniz kıyıları arasındaki bağlantıyı sağlaması açısından önem taşıyor. Rejimin Zara’ya saldırısı geçtiğimiz yıldan bu yana Şam-Halep karayolunu tamamen kontrol altına almak için sürdürdüğü operasyonun bir parçası. Suriye ordusu Şam’ın Kalamun bölgesindeki Yebrud kasabasını da ele geçirmek için yoğun çaba harcıyor. Şam ve Halep arasında stratejik bir öneme sahip olan Yebrud bu bölgede muhaliflerin kontrolündeki tek kasaba. Farklı kentlere saldırılar Cumartesi günü Esed güçlerinin çeşitli kentlerde muhaliflere yönelik ağır silahlarla düzenlediği operasyonlarda 10'u çocuk, dördü kadın olmak üzere 55 kişi öldü. Gözlemevi’nden yapılan açıklamada rejim güçlerinin yönetim karşıtlarına yönelik hava destekli ağır silahlarla düzenlediği operasyonlar sonucunda İdlib'te 11, Deyru Ez Zor'da 10, İdlib'te dokuz, Humus'ta sekiz, başkent Şam ile Hama'da 10, Dera'da dört, Kuneytire'de iki ve Haseke'de bir kişinin öldüğü belirtildi. Bu arada Suriye Yerel Koordinasyon Komitesi'nden yapılan açıklamada, Esed güçlerinin Halep'te muhaliflerin denetiminde olan bölgelere 'varil bombasıyla' saldırması sonucu çok sayıda yerleşim yerinin hasar gördüğü kaydedildi. Kaynak: Al Jazeera ve AA
3. Yılını Tamamlayan Suriye'deki İç Savaşın Yürek Sızlatan 37 Fotoğrafı
Geçtiğimiz haftasonu Suriye'deki iç savaş 3. yılını doldurdu. Suriye İnsan Hakları İzleme Kurumu'na göre bu süreçte çoğu sivil 146.000 kişi hayatını kaybetti. Beşer Esad'ın güçleri yavaş yavaş otoriteyi sağlıyor gibi gözükse de, ülkede inanılmaz bir insan hakları krizi yaşandığı aşikar. 2.5 Milyon Suriyeli ülkesini terk etmiş durumda ve Esad ile Muhalif Güçler hala çatışmaya devam ediyor!!! Yıkılan mahalleler, evler ve hayalleri yansıtan etikleyici fotoğraflar
Sınır İhlali Yapan Suriye Uçağı TSK Tarafından Düşürüldü
Hatay'ın Samandağı İlçesi yakınlarında bir savaş uçağı düştü. Uçağın, Suriye ile Samandağı arasındaki sıfır noktasına düştüğü bildirildi. Sınır ihlali yapan savaş uçağı TSK tarafından düşürüldü. Askeri kaynaklardan gelen ilk açıklamaya göre; vurulan uçak sınırı 7-8 mil ihlal etti. AFP'nin bir sivil toplum örgütüne dayandırdığı haberinde de Suriye uçağının Türk uçaksavarları tarafından düşürüldüğü iddia edilmişti.Savaş uçağının pilotunun, paraşütle atlayarak kurtulduğu ancak nereye indiğinin bilinmediği öne sürülmüştü. SURİYE HABER AJANDINDAN İLK AÇIKALAMA Suriye resmi ajansı SANA da uçağın TSK tarafından düşürüldüğünü doğrularken pilotlardan birinin paraşütle atlayarak kurtulduğunu duyurdu. GÖRGÜ TANIKLARINDAN İLK İFADE Görgü tanıklarının verdiği bilgilere göre, ÖSO kontrolüne geçen Kesek Sınır Kapısı civarına bomba atmak isteyen Suriye'ye ait savaş uçağı sınıra yaklaşınca Türk jetleri tarafından vurularak düşürüldü. Vurulan uçak, Lazkiye'nin doğusunda bir nokta. 2 yıl önce Türk uçağının Suriye tarafından düşürüldüğü yer ise aynı kentin güneyinde bir bölgeydi. 22 Haziran 2012’de bir Türk Fantom keşif uçağının Lazkiye’nin güneyinde düşürülmesinden sonra Türkiye Suriye’ye ilişkin Angajman Kuralları’nı değiştirmiş, Türkiye sınırına “güvenlik riski ve tehlikesi oluşturacak şekilde” yaklaşan her Suriyeli askeri unsur, askeri hedef olmuştu. Türk Hava Kuvvetleri'ne ait F-16 uçakları, 16 Eylül 2013'te Türkiye sınırını 2 kilometre derinlikte ihlal eden M-17 tipi bir Suriye helikopterini vurmuş, helikopter Suriye tarafına düşmüştü. VALİLİKTE UÇAK TOPLANTISI Öte yandan, Hata Valisi Celalettin Lekesiz, İl Jandarma Komutanı Jandarma Albay Hasan Koçyiğit ve Emniyet Müdürü Ali Doğan Uludağ ile valilikte bir araya geldi. İçeriği hakkında açıklama yapılmayan toplantının düşürülen Suriye uçağıyla ilgili olduğu öne sürüldü. GENELKURMAY'IN SİTESİNDE DİKKAT ÇEKEN DUYURU Genelkurmay Başkanlığı, uçak vurulmadan önce sitesinde yaptığı duyuruda, 'Hava Muharebe Devriye Görevi' icra eden bir adet F-16 uçağına, Suriye'de konuşlu SA-5 füze sistemi tarafından, Hatay üzerinde, toplam 20 saniye süre ile radar kilidini muhafaza etmek suretiyle tacizde bulunulduğunu bildirmişti. HATAY VALİSİ'NDEN AÇIKLAMA Hatay Valisi Mehmet Celalettin Lekesiz, 'Sınır bölgesine intikal eden bilgilere göre 20 dakika önce Suriye'nin Keseb kasabasının batı tarafına bir Suriye uçağının düştüğü bilgisi geldi' dedi. Vatan
Türkiye'de Açık Hava Müzesi Gibi Görülen Birbirinden Değerli Antik Kentler
Türkiye tarih boyunca batıdan doğuya birçok medeniyete tanıklık etmiş coğrafi olarak Dünya'nın en şanslı noktalarından biridir. Birbirinden farklı çok sayıda hikayeye tanıklık etmiş antik kentler Dünya mirasında önemli yerlere sahiptir. Eşsiz mimari yapıları, sanat eserleri, doğal güzellikleriyle ziyaretçileri adeta zamanda yolculuğa çıkarır. Tatil rotanız hangi yöne olursa olsun Türkiye'nin dört bir yanından görülmesi gereken bu tarihi yapıları ve mekanları planınıza dahil edebilirsiniz.
Instagram'da En Çok Yüzü Gülen Ülkeler Hangileri?
Sosyal ağlar, kültürel anlamda toplumlar ve ülkeler hakkında da çok önemli sosyal veriler içeriyor. Jetpac adlı şehir rehberi uygulaması, en mutlu insanların yaşadığı ülke ve şehirleri tespit etmek için farklı bir yöntem demiş. Görüntü işleme teknolojisi ile, Instagram’a yüklenen tam 150 milyon fotoğrafı inceleyen Jetpac, yüz ve gülümseme tespiti ile görüntüleri piksel piksel taramış ve buradan da ülkere “Gülümseme Skoru” vererek, en çok yüzü gülen ülkeleri sıralamış. Milyonlarca fotoğrafta yer alan milyonlarca insanın gülümsemesinin tespit edildiği bu ilgi çekici testte, ilk sırada Brezilya yer alıyor. Türkiye , dünya genelindeki sıralamda Instagram fotoğraflarında en çok gülümseyen 39′uncu ülke olurken, Asya kıtasında ise en çok gülen 4′üncü ülke konumunda. Jetpac’in görüntü işleme teknolojisi ile çıkardığı skorlarda ilk 50 sırada yer alan dünya ülkelerinin listesine hemen aşağıda göz atabilir, toplam 124 ülkenin yer aldığı tam listeye ise buradan göz atabilirsiniz. 1- Brezilya 60.8 2- Nikaragua 59.4 3- Kolombiya 49.8 4- Bolivya 48.1 5- Kosta Rika 47.4 6- Honduras 47.2 7- Venezuela 45.2 8- Filipinler 44.8 9- Guatemala 42.0 10- Meksika 40.1 11- Makedonya 40.1 12- Kazakistan 39.6 13- Panama 39.4 14- El Salvador 36.2 15- Ekvador 35.3 16- Moldova 34.1 17- Hollanda Antilleri 34.1 18- Güney Afrika 33.6 19- Romanya 33.4 20- Şili 33.4 21- Porto Riko 33.2 22- Paraguay 32.9 23- Dominik Cumhuriyeti 32.7 24- İzlanda 32.0 25- Lübnan 31.0 26- Peru 31.0 27- Uruguay 31.0 28- Laos 30.9 29- Sırbistan 30.5 30- Lüksemburg 30.4 31- İrlanda 30.4 32- Arhangin 30.0 33- Amerika Birleşik Devletleri 29.7 34- Mısır 29.635- Kırgızistan 29.4 36- Ukrayna 29.3 37- Albania 29.2 38- Angola 29.0 39. Türkiye 28.9 40- Rusya 27.5 41- Malta 27.4 42- Tayland 27.2 43- Portekiz 27.1 44- İsrail 26.9 45- Kanada 26.7 46- Burma 26.5 47- Gana 26.4 48- Bangladeş 26.2 49- Avustralya 26.2 50- Nijerya 26.1webrazzi
Araplar: Uzlaşmamakta Uzlaşan Halk
Dünya, Arap zirvelerinde bolca büyük söz ve çok az somut şey beklemeyi artık öğrendi, Kuveyt'te bugün ve yarın yapılacak Arap Zirvesi de istisna olmayacak.Aslında beklentiler geçmişe kıyasla çok daha az.Arap liderleri zirvesi, tüm diğerleri gibi 70 yıl önce 'üye ülkelerin yakın işbirliği' amacına ulaşmak için karşılıklı koordinasyonu geliştirmek için kurulan Arap Birliği'nin çatısı altında yapılıyor.Sömürge dönemi sonrasındaki coşku sırasında işbirliğinden çok daha fazlası mümkün görünüyordu.Milyonlarca Arap Fas'tan doğudaki Körfez ülkelerine dek birlik kurmak için İngiliz ve Fransız sömürgecilerin diktiği sınır tellerini yıkmayı düşlüyordu.Enerjik genç liderler işbaşına geldiğinde gereken tüm unsurlar varmış gibi görünüyordu. Ortak din, dil, tarih ve kültür ve Araplar'ın kendine saygısını yeniden kazanmasına hasret vardı.Ama bugün gözleri parlayan birkaç idealist dışında hala Arap birliği rüyasına tutunan pek kimse kalmadığı kesin.Yarım yüzyıldan fazla süren hükümetler arası kıskançlık, rekabet ve savaş çoğu Arap için bu rüyayı tarihe gömdü.Arap Baharı diye anılan 2011'deki halk ayaklanmaları beklentileri yine yükseltti. Araplar arasındaki birliği değil belki, ama yine de halkın arzularına yakın bir şeye dair beklentiyi arttırdı.Diktatörleri devirme isteği büyük ölçüde o aynı onur ve kendine saygıyı yeniden kazanma arzusundan kaynaklanıyordu.Yeni rejimler, sömürge döneminde çizilen sınırları aşamayacağını kabul etti. Bunun için artık çok geçti.Ancak yine de İsrail, Filistinliler'in durumu, gelir dağılımındaki eşitsizlik, gençler arasındaki işsizlik, yetersiz eğitim sistemleri Arap ülkeleri arasındaki çok az karşılıklı yatırım ve daha niceleri gibi ortak bölgesel sorunlar karşısında en azından birlikte çalışabileceklerine dair bir umut vardı.Bir kez daha gerçekler en ihtiyatlı beklentilerin bile çok ardına düştü.Ortadoğu'daki 40 yıllık gazetecilik hayatımda Arap dünyasının hiç bu kadar bölünmüş olduğunu görmedim. Araplar karmaşık, yoğun bir ideolojik ve mezhepsel farklılıkların altında tutsak kaldı.Ortadoğu'nun bir köşesindeki bölgesel kuruluşta bile, Bahreyn, Kuveyt, Umman, Katar, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nden oluşan Körfez İşbirliği Konseyi'nde sorunlar var.1981'de İngiltere Körfez Bölgesi'nden çekilirken kurulan Körfez İşbirliği Konseyi ekonomik entegrasyon ve güvenilir bir ortak savunma mekanizması oluşturmak gibi hedeflerine ulaşamadı. Ama kuruluş bugün daha önce görülmediği kadar kaos içinde.Suudi Arabistan BAE ve Bahreyn, Mısır ve diğer yerlerde Müslüman Kardeşler'e desteği nedeniyle Katar'daki büyükelçilerini geri çekti.Kuveyt ve Umman bu krizde tarafsız kaldı. Yani Körfez İşbirliği Konseyi'nde bölgesel politika ve Müslüman Kardeşler'e destek anlamında üç farklı kamp var artık.Suudi Arabistan ve Bahreyn İran'ı ülkelerindeki Şii topluluklarını kışkırtarak içişlerine karışmakla suçluyor. Umman da geçtiğimiz günlerde İran Dışişleri Bakanını resmi bir ziyarette ağırladı.Umman ayrıca, İran ve Amerika Birleşik Devletleri arasındaki gizli nükleer görüşmelere arabuluculuk yaparak diğer kuruluş üyesi ülkeleri kızdırdı.Arap ülkeleri arasındaki anlaşmazlıklar listesi uzayıp gidiyor; Irak Suudi Arabistan ve Katar'ı ülkeyi istikrarsızlaştırmaya çalışmakla suçladı. Mısır ve Katar'ın arası Müslüman Kardeşler nedeniyle gergin. Mısır Hamas'ı bir terör örgütü ilan etti ve Gazze'yi abluka altında tutuyor. Dış destekli bir içsavaşa kapılıp giden Suriye Suudi Arabistan ve Katar'ı ülkenin altını oymaya çalışmakla suçluyor. Körfez ülkeleri, Mısır ve Ürdün Irak'ı Şii İran'ın bir ajanı olarak davranmak ve İran silahların Suriye'ye ulaşmasına izin vermekle, ayrıca Irak'taki Sünni toplumu dışlamakla suçluyor. Lübnan Suriye hükümeti yanlıları ve karşıtları şeklinde bölünmüş halde.Araplar arasındaki birlik çok uzun süredir gündemde değil artık. Bugün anlamlı bölgesel işbirliği de uzak bir ihtimal gibi görünüyor.
Ermeniler Kesab'dan Kaçıyor
Ermenilerin yoğunlukla yaşadığı ve Türkiye'nin Hatay sınırı yakınında bulunan Kesab'tan birçok Ermeni yoğun çatışmaların yaşandığı Lazkiye'ye kaçıyor. Ayaklarında terlik, üstlerinde pijamayla kaçan 600 aile bölgedeki kiliselere sığındı. Cihatçı grupların son günlerde yoğun saldırısına maruz kalan Kesab'tan kaçan Ermenilerin durumu, Türkçe yayınlanan bir Ermeni sitesinde haber oldu. Erivan merkezli 'news.AM' haber sitesinde yer alan bilgilere göre, göç eden Ermeniler çaresizlik içinde yardım bekliyor. Kesab Ermenilerinden Hasmik Berberyan'ın görüşlerine yer verilen haberde, 'Suriyeli fanatik İslamcılar Türklerin yardımıyla Kesab Ermeni kilisesini Ermenilerden arındırarak silah deposuna dönüştürdüler' iddiası yer alıyor. Kesab'taki evlerin yağmalandığını ve kundaklanmaya başladığını belirten Berberyan halkın Lazkiye'ye kaçtığını söylüyor. Berberyan, Kesab'ta Alevilerin kentin savunulması sırasında çok sayıda kayıp verdiğini, Ermenilerin ise kenti büyük oranda terkettiğini belirtiyor. Ancak bazı Ermenilerin ise evlerini bırakmak istemediğinden veya kaçacak imkanlara sahip olmadığından kentte kaldığını söylüyor. Yayınlanan haberde, Lazkiye'ye gelen Ermenilerden bir kısmının hastanelerde akrabaların yanında kaldığını 400 kadarının da kiliseye sığındığı belirtiliyor. Haberde, Hasmik Berberyan'ın Ermenistan yönetiminden yardım çağrısı da yer alıyor, Berberyan ciddi bir yiyecek sıkıntısı yaşadıklarını belirtiyor. Bir gün evlerine geri dönmeyi umut ettiklerini söyleyen Berberyan, geçici bir süre için Ermenistan'a yerleşebileceklerini belirtiyor. CNN Türk