onedio
Görüş Bildir

işkence Haberleri

işkence ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. işkence ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

trend-arrow

Popüler İçerikler

Gülben Ergen Duruşmaya Nasıl Girdi? Narin Davası İçin Hazır Bulunan Ünlü Şarkıcıdan Tepkili Açıklama!
Tüm Türkiye, Diyarbakır'ın Bağlar ilçesinde kaybolduktan 19 gün sonra cansız bedeni bulunan Narin için yasta! Korkunç bir cinayete kurban gittiği ortaya çıkan küçük çocuğun duruşması bugün görülüyor. Sanıklar Yüksel Güran, Enes Güran, Salim Güran ve Nevzat Bahtiyar Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde hakim karşısına çıktı. Duruşma salonunda olayı ilk günden bu yana takip eden Gülben Ergen de girdi. Birçok avukatın alınmadığı iddia edilen duruşmada tansiyon yükseldi. Mahkemede verilen aranın ardından Ergen, X (Twitter) konuşma odası üzerinden ilk kez açıklama yaptı.
Narin Güran Cinayeti: Tutuklu Ağabey Enes Güran'ın Mahkemedeki İfadesi Ortaya Çıktı!
Diyarbakır'ın Tavşantepe köyünde Kur'an kursu çıkışı kaybolan 8 yaşındaki Narin Güran'ın cesedi tam 19 gün sonra köye 3 kilometre uzaktaki Eğertutmaz Deresi'nde çuval içinde gömülü halde bulunmuştu. Bugün görülen ilk duruşmada cesedi taşıyan Nevzat Bahtiyar'ın ardından ağabey Enes Güran hakim karşısına çıktı. Hakim, Enes Güran'a kolundaki ısırık izlerini ve amca Salim Güran'la annesi arasında ilişki olup olmadığını sordu. Enes, olayın ilk anında kendine zarar verdiğini söylerken, amcası ile annesi arasında bir ilişki olduğu iddiasını kabul etmedi. 
Narin Güran Davasında İkinci Gün: Mahkemenin İlk Gününde Neler Yaşandı?
Diyarbakır’da korkunç şekilde öldürülen Narin Güran cinayeti sebebiyle tutuklu bulunanlar dün ilk kez hakim karşısına çıktı. Gece geç saatlere kadar süren duruşmada Nevzat Bahtiyar, Yüksel Güran, Enes Güran ve Salim Güran’ın ifadeleri alındı. Narin’in cansız bedenini dere kenarına attığını itiraf eden Nevzat Bahtiyar, çelişkili ifadelerine mahkemede de devam etti. Narin’in abisi Enes Güran ise olayla ilgisi olmadığını söyledi. Anne Yüksel Güran, “amca ile ilişkisi var” iddialarını reddederken, amca Salim Güran da Nevzat Bahtiyar’ı suçladı. Tutuklu bulunan şüpheliler, mahkemenin ikinci günü için geniş güvenlik önlemleriyle adliyeye getirildi.İşte Narin Güran davasında ilk gün yaşanan tüm detaylar…
İdam Mahkumlarının Hayret Verici Son Sözleri
İdam her ne kadar günümüzde tartışmaya açık bir konu olsa da, çoğu insan tarafından insanlık dışı olarak görülmektedir. Ben o insanlardan biri olamadım. Bence idam gerektiği zaman, gerekilen yerde en acı şekilde uygulanmalı ve gösterilmelidir. Suçun büyüklüğü, ölümün en ağırı ile karşılanmalıdır. Kimsenin canını almak bize düşmez diyen idam karşıtlarının idam mahkumlarının neden onlarca kişiyi acımadan öldürürken böyle düşünmediğini gösteren son sözlerin olduğu listemiz:
'Kafama Silah Dayadılar'
BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan'ın Osmaniye'deki mitinginde açtığı 'Hırsız var' pankartı sonrası gözaltına alınıp salıverilen 35 yaşındaki İbrahim Alıcı, başbakanın korumaları tarafından dövüldüğünü öne sürdü. Vücudundaki morlukları gösteren Alıcı, 'Beni başbakanımızın konuştuğu platformun arka tarafındaki minibüse bindirdiler. Üç dört tane başbakanlık koruma polisleri de binip elimi arkadan kelepçeleyip yaklaşık 45 dakika, bir saat kadar copla dövdüler' dedi. Dün Devlet Bahçeli Bulvarı'ndaki Başbakan Erdoğan'ın mitingine üzerinde 'Dikkat. İtinayla yürütme yapılır' yazan ve ampul bulunan tişörtle giden eski uzman çavuş İbrahim Alıcı, Başbakan Erdoğan konuşmaya başladıktan sonra yanında getirdiği 'Hırsız var' yazılı pankartı açtı. Partililer tarafından tartaklanan Alıcı, polis tarafından gözaltına alındı. SUÇU, KAMU GÖREVLİSİNE HAKARET Güvenlik Şube Müdürlüğü'nde kamu görevlisine hakaret suçundan ifadesi alınan Alıcı, daha sonra cumhuriyet savcısının talimatıyla tutuksuz yargılanmak üzere dün saat 23.30'da serbest bırakıldı. 'BAŞBAKAN'A GÖTÜRÜLMEYİ İSTEDİM' 2000 yılında Siirt'te muvazzaf jandarma uzman çavuş olarak görev yaptığını ve 2003 yılında da 'Yetersizlikten' dolayı görevine son verildiğini belirten Alıcı şunları söyledi: '10 yıl önce evlendim ve 1'i kız 2 çocuğum var. Geçimsizlikten dolayı 2013'te eşimden ayrıldım. Yıllardır taksicilik, güvenlik, garsonluk gibi günübirlik işlerde çalışarak geçimini sağlamaya çalıştım ve son 2 yıldır da işsizim. Başbakanımıza defalarca ulaşmaya çalıştım. Başbakanımızın korumaları aracılığıyla ona ulaşıp 'iş imkanı bulurum' diye bunu yaptım. Korumaların beni başbakanın yanına götüreceğini düşünerek bu eylemi yaptım ama emniyete götürüldüm. Maalesef amacıma ulaşamadım.' EMNİYETTE KAFAMA SİLAH DAYADILAR Amacını emniyetteki ifadesinde de söylediğini belirten Alıcı, emniyette götürülmeden önce kendisinin Başbakan Erdoğan'ın konuştuğu platformun arkasında bulunan bir minibüse bindirildiğini söyledi. Vücudundaki morlukları göstererek başbakanın korumalarının kendisini dövdüğünü iddia eden Alıcı, yaşadıklarını şöyle anlattı: 'Olaydan sonra başbakanlık koruma polisleri tarafından darba ve işkenceye maruz kaldım. Pankart açtıktan sonra alandaki iki kişiden yumruk yedim. Bunlar zaten kamera kayıtlarında mevcuttur. Beni başbakanımızın konuştuğu platformun arka tarafındaki minibüse bindirdiler. Üç dört tane başbakanlık koruma polisleri de binip elimi arkadan kelepçeleyip yaklaşık 45 dakika, bir saat kadar copla dövdüler. Darp raporlarımız mevcuttur. Hastaneden darp raporu aldık ama hastane polisi 'Raporu savcılıktan alırsın' diyerek bana vermedi. Başbakanlık koruma müdürü emniyete geldi, 'Kesinlikle şikayetçi olmayacaksın, sonun iyi olmaz' diye tehditte bulundu. Ben de davacı olacağımı belirttim. Kafama silah dayayıp, silahın horozunu çekip çekip bıraktılar. Heyecan yarattılar. Cop hiç durmadı baldırlarıma kollarıma vurdular, açık ve seçik bir şekilde işkence gördüm. Bunlardan şikayetçi olacağım. Bunlara yetki verilmese böyle bir şey yapmazlardı.' İbrahim EMÜL / OSMANİYE (DHA)
Gündemin Kalabalığında Kaybolan 10 Konu
Hepimiz haklı olarak yolsuzluk, medyaya müdahale, Fenerbahçe'nin durumu, yeniden yargılama, seçim gündemine odaklandık. fakat bu arada ülkenin gerçek ve önemli gündemini ıskalama noktasına geldik. Bütün hayatımız tapeler, seçimler, adaylar ekseninde dönerken bakın neleri kaçırıyoruz.
Onur Yaser Can'ın Babası Konuştu
Uyuşturucu bulundurmaktan yakalanan, işkence gördüğü karakola yeniden çağrılınca da oraya gitmek yerine intiharı seçen Onur Yaser Can’ın annesi ise Pazar günü intihar etmişti. Oğlunu ve eşini yitiren acılı baba Mevlüt Can, bir televizyon programına konuk olup “hukuksuzluk” olarak değerlendirdiği yaşananları anlattı.4 yıl önce esrar satın aldığı iddiasıyla nezarete götürülüp işkence gördüğü, ardından gerçekleşen intiharının yaşadıklarıyla bağlantılı olduğu söylenen ODTÜ Mimarlık Fakültesi mezunu Onur Yaser Can’ın uzun süredir psikolojik destek alan annesi Hatice Can da önceki gün intihar etti. Oğlunu ve eşini yitiren baba Mevlüt Can, CNN Türk’te yayınlanan 5N1K programına konuk oldu. İstanbul 8. İdare Mahkemesi’nin kararını okuyarak konuşmasına başlayan Mevlüt Can, şunları söyledi: HUKUKSUZLUK YAŞANDI Benim oğlum kayıt dışı yakalanmış, işkence görmüş, serbest bırakılmış bu süreç sonrasında da intihara sürüklenmiştir. Hiçbir Cumhuriyet Savcısının oğlumun yakalandığından, serbest bırakıldığından haberi olmamış. 2 Haziran 2010 yılında esrar almak üzere bir telefon görüşmesi yapmış. Bu konuşma, teknik takibe takılıyor bunun üzerine oğlum suç üstü yakalanıyor. Bu aşamadan itibaren hukuksuzluk başlıyor. Yakalayan ekibin teknik dinlemeden yakalamadığı ortaya çıkıyor. Oğlumun nereye götürüldüğünü bilmiyoruz. CANINA KIYANA KADAR TAKİP EDİLMİŞ İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nden mahkeme dosyasına gönderilen yazıda, oğlumuzun nezarethaneye konulmadığı, gözaltına alınmadığı tespiti yapılmıştır. Asıl itiraf ettirmek istedikleri torbacının telefon numarasını kimden aldığı. Bundan önce zaten çırılçıplak aranıyor. İnce aramaya tabii tutuluyor. Kaç paralık mimarsın deniliyor. Hakaret ediliyor. Bir süre sonra itirafı alamıyorlar ve doktora götürülüyor. Doktor raporu sadece bir darp raporu. Götüren kişiler de işkenceyi yapan 3 kişilik bir ekip. Savcılık gözaltına alınmama kararı veriyor. Ertesi gün iyi polis rolü oynayan bir polis memuru Onur’un bilmediği bir polis memuru. Soner diye bir polis memuru. Oğlumuzu arıyor ve diyor ki; senin imzaladığın tutanaklarda bir takım hatalar var. Bunları düzeltmemiz gerekiyor. Lütfen gelir misiniz? Onur da acaba hafta sonu gelsem olur mu diyor. Cumartesi günü, Vatan Caddesi’ndeki Emniyet Müdürlüğü’nün girişindeki bir kafeteryada bir polis memuru tarafından karşılanıyor. Loş, karanlık olan bu yerde çok iyi okumadığı tutanaklar yeniden imzalattırılıyor. Korkutarak, telaşla yaptırıyorlar. Sonrasında imzaladığı tutanak örnekleri verilmiyor. ‘İşte arkadaşlarla uçuyorduk’ gibi bir takım ilave bilginin ifadesine konulduğunu okuyor. Bunun başına büyük bir bela olacağını düşünüyor. Kendisini şüphe altında hissediyor. Sonra Onur, 3 kişilik ekip tarafından, canına kıyana kadar, takip ediliyor. ONLARCA POLİS OPERASYONA DAHİL Onur, arkadaşlarına uzun süredir izlendiğini söylüyor. Bu kadar izlendikten sonra bunalıyor ve 21 Haziran’da bir avukata vekalet veriyor. Vekaletten sonra 13 Nisan’da başlayan ilk mahkeme kararı ile başlayan ve 22 Haziran’da iki mahkeme kararı varken yeni teknik takip kararı varken operasyon sonlanıyor. Çete üyeleri yakalanıyor. 550 gram esrar yakalıyorlar. Koskocaman çete. Onlarca polis bu operasyona dahil oluyor. İŞKENCE GÖRMESİN DİYE İNTİHAR EDİYOR Onur, vekâlet verdiği avukattan 24 Haziran’da yeniden ifadesine başvurulacağını öğreniyor. Tekrar polisin eline düşmemek, çırılçıplak soyulup işkence görmemek için kendisini bulunduğu 4. kattan çırılçıplak olarak maalesef atıyor. Bu süreçte dava açmamız kolay olmadı. Soruşturmamızda 3 tane Cumhuriyet savcısı değişti. Son olarak atanan Cumhuriyet Savcısı Muammer Akkaş, işkence cinsel saldırı, kötü muamele nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığını, ancak iki polis memurunun resmi evrakta sahtecilik yaptıklarından dolayı haklarında iddianame açılmasına ilişkin bir karar veriliyor. Yargılama sonrasında, 2 polis memuruna 2,5 yıl hapis ve devlet memurluğundan men cezası veriliyor. Zete
Gerçek Olamayacak Kadar Garip 10 Fobi
Yıkanmaktan korkma olarak adlandırdığımız bu fobiyi, bilinçaltında geliştirebilecek birçok olay çocukluktan gelmektedir. Çocukluklarında duş esnasında travma yaşayan insanlar da çok sık ortaya çıktığı incelenmiştir. Sapık filmini seyredip duşa girmekten o gecelik korkan normal insanların aksine, bu kişilerde, beyindeki savunma mekanizması durumu fazlaca abartıp bir daha duş almaması gerektiğini söylüyor olabilir. Bu tür fobiye sahip insanlar tedavi olmazlarsa gerçekten sefil bir yaşam süreceklerdir.