Görüş Bildir

İlker Başbuğ Haberleri

İlker Başbuğ ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. İlker Başbuğ ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

Popüler İçerikler

"Bu İşin İçinde Sadece Cemaat Yok"
Hüseyin Çelik'ten flaş açıklamalarAK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, bir televizyon programında gündeme dair açıklamalarda bulundu. İşte Çelik'in konuşmasının satırbaşları; 'nı biz çok önemsiyoruz ama orada da tutuklu kalmadı. 17 Aralık'ta gözaltıları siyasi irade yapmadı. Serbest bırakılmaları da siyasi iradenin tercihi değildir. 17 Aralık'ta serbest bırakıldılar diye yargılama ortadan kalmış değil. yargılamanın sonucuna bakacağız. Suçlu ya da suçsuzdurlar diyemeyiz. Birileri seçim öncesinde sokakları hareketlendirmek istiyorlar. Uzun tutukluluk süreleri siyasi davalar ortaya çıkınca gündeme geldi. Oysa yıllardır gariban Anadolu insanı bunu yaşadı. Uzun tutuklular fiili infaza dönüştü. Bizim de yanlışlarımız olmuştur. Adil yargılama herkesin hakkıdır. Başbakan, İlker Başbuğ'un tutuksuz yargılanması gerektiğini defalarca söyledi. Kaldı ki Başbuğ'un yargılandığı İnternet Andıcı davasında AK Parti mağdur durumdaydı. 28 Şubat'la önceki günkü MGK'da alınan kararları aynı kefeye koymak büyük talihsizliktir. Bizim de yanlışlarımız olmuştur. Adil yargılama herkesin hakkıdır. Başbakan, İlker Başbuğ'un tutuksuz yargılanması gerektiğini defalarca söyledi. Kaldı ki Başbuğ'un yargılandığı İnternet Andıcı davasında AK Parti mağdur durumdaydı. 28 Şubat'la önceki günkü MGK'da alınan kararları aynı kefeye koymak büyük talihsizliktir. AK Parti'nin Gülen cemaatine karşı topyekün bir savaş başlattığı gibi bir anlayış varsa bunları bir kenara bırakalım. AK Parti milletin değerlerine savaş başlatmaz. Sırtını cemaate dayayan ve bürokrasideki gücünü kötüye kullananlara karşı da sessiz kalamayız. Bunlar bizim bilgimiz dahilinde bunları yapmadılar diyorsanız bunlara sahip çıkmayın. Birileri Cemaate sırtını dayayarak elindeki devlet gücünü kötüye kullanıyorsa bu konuda gereken yapılır. -Dün söylediklerimden pişman değilim. Bir hanımla yıllarca aynı yastığa baş koyuyorsunuz ama anlaşamayıp ayrılıyorsunuz. Bu durum buna benziyor. Başbakan diktatör olsaydı ona diktatör diyenler diktatör diyemezdi. Bu işin içinde sadece cemaat yoktur. CHP Genel Merkezi'nin de dinlendiği biliniyor. Oysa kimse bu konuda suç duyurusunda bulunmadı. 17 Aralık muhalefetin ekmeğine yağ sürdü. 17 Aralık olmasaydı Kılıçdaroğlu meydanlarda ne söyleyecekti. > Mahkeme kararıyla dinleme yapıldıysa buna sadece mahkeme dosyasında yer veririsin. Bunu sızdırmak ahlaksızlıktır. Yolsuzluğu kim yaparsa yapsın. Bu bakanın oğlu da olsa bu suç ispatlanırsa cezasını çeker. Bu yargılamayı ben de sen de yapmayacağız. Bunu yargı yapar. -Nöbetçi mahkeme de tahliyeye karar verebilir. Nöbetçi doktora gittiğinizde bu doktor muayene yapamaz diyor musunuz? Biz 11 yıldır AK Parti'yken son 1 yılda mı kara parti olduk. Sabahın köründe başsavcının, emniyet müdürünün haberi olmadan medya desteğiyle operasyon yapıyor. (ABD'nin 17 Aralık raporu) Haklı yada haksız ABD'nin ne dediğini ciddiye almalıyız. ABD ne derse desin önemli değil diyemeyiz. ABD bize iyi derse iyi oluruz, kötü derse kötü oluruz gibi bir durum da söz konusu değil. Birisi bir iddiayı ortaya atıyorsa o iddiasını ispat etmek zorundadır. Kılıçdaroğlu ses kayıtlarını grupta dinletiyor. Bu kayıtları bir kurula mı incelettiniz? Birileri ahlaksız bir şekilde dinleme yapmış. İçeriği ne olursa olsun bu ahlaksızlıktır. Bizim bir milletvekili arkadaşımız ABD'de bir kuruma inceleme yaptırmış. Bahçeli'nin de montajlanmış ses kaydı internete konuldu. Buna inanmak mı gerekir. Bu kayıtla ilgili savcılık bir inceleme başlattı. Bu kayıtları TÜBİTAK'a mı gönderir yoksa başka bir kuruma mı gönderir bilemem ama bu konuda bir soruşturma yürüyor. Ben başbakan'ın beyanını esas alırım. Sen eğer %100 eminim diyosan bunu ispat et. Birileri yasadışı dinleme yapmışsa bu yasadışı dinlemeleri kimsenin gündeme getirmemesi gerekir. Bu Başbakan 'da olsa yanlış. (Başçalan sözü) Bir insanda siyasi nezaket olur. Bir insanda edep olur. Başbakan ona dava açtı. Bu ülkede hukuk varsa ceza da alacaktır. Sivas meydanına, Balıkesir meydanına bakarsan kimlerin başbakan dediğini görürsün. Bu seçimleri AK Parti uzak ara önde bitirecektir. 2009'da %38 oy aldık. Bu seçimde bu oranın üstüne çıkarsak başarıdır. Altına inersek başarısızlıktır. haberturk.com
"Evet, Bize Kumpas Kurdular"
İlker Başbuğ, Silivri Cezaevi'nde sesisizliğini bozdu: Gizli tanıklarla, ayarlanmış hâkimlerle kumpas kuruldu. Amaç orduyu tasfiye etmekti. Bizi bu noktaya TSK'ya karşı nefret ve intikam duyguları içinde olanlar getirdiEski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, Silivri Cezaevi'nde Sabah'tan Mehmet Barlas ve Şaban Arslan'a son günlerdeki tartışma konularıyla ilgili çarpıcı açıklamalar yaptı. Başbakan Erdoğan ile danışmanı Yalçın Akdoğan'ın 'Orduya kumpas kuruldu' iddialarını değerlendiren Başbuğ, 'Evet, gizli tanıklarla, ayarlanmış hâkim ve savcılarla bize kumpas kuruldu' dedi. 'DIŞARIDA' TEKRAR GÖRÜŞMEK ÜZERE Hükümeti devirmeye tam teşebbüs suçundan müebbet hapisle cezalandırılan emekli Orgeneral İlker Başbuğ, 26 aydır Silivri Cezaevi'nde yatıyor. İlker Başbuğ'u, Adalet Bakanlığı'nın izniyle ziyaret ettik. Sabah Başyazarı Mehmet Barlas'la birlikte, dün sabah saat 10.00'da cezaevine gittik. Görevli infaz memurları, ısrarla üzerimizdeki metal eşyaları bırakmamızı, aksi halde son arama noktasında üzerimizden metal eşya çıkarsa suç unsuru kabul edileceğini söyledi. Dijital göz tarama noktasından geçtikten sonra, İlker Başbuğ'un cezasını çektiği 5 No'lu L Tipi İnfaz Kurumu koğuşlarının bulunduğu bölümde, son kontrol noktasından da sorunsuz geçtik. Başbuğ, lokal gibi geniş bir salonda gerçekleşen görüşmemize gecikmesiz olarak geldi. Biraz kilo verdiği ancak kafasının son derece dingin olduğu belli olan Başbuğ'un, sorularımızı, akademik bir üslupla, sözlerini tane tane seçerek cevaplaması dikkat çekiciydi. Bugüne kadar, Başbuğ'un cezaevinde çekilen hiçbir fotoğrafı yayımlanmamış. Hatta cezaevinde yazdığı kitap için yayıncının talep ettiği fotoğrafı bile vermemiş. Biz de Başbuğ'un fotoğraf çektirmeme konusundaki hassasiyetine saygı gösterdik. Açık görüşler en fazla bir saat sürüyor. Ancak infaz koruma memurlarının hoşgörüsüyle, görüşmemiz yaklaşık iki saat sürdü. Ayrılırken de kendisine, 'En kısa sürede dışarıda tekrar görüşmek üzere' dileklerimizi ilettik. Hükümeti devirmeye kalkışmak suçundan müebbet hapse çarptırılan İlker Başbuğ, askeri müdahalelere karşı olduğunu belirterek, 'Çünkü askeri müdahaleler Türkiye'ye zarar vermiş, hiç bir şey kazandırmamıştır' diye konuştu. Çeşitli isimlerle anılan darbe davalarında yargılanan ya da hüküm giyen Silahlı Kuvvetler mensuplarına iftira atıldığını ifade eden Başbuğ, 'Amaç, Türk Silahlı Kuvvetleri'nde geniş çaplı bir tasfiye yapmaktı ama başaramadılar' dedi. İşte emekli Orgeneral Başbuğ'un Mehmet Barlas ve Şaban Arslan'a yaptığı o çarpıcı açıklamalar: DOĞRULARI SÖYLEDİĞİM KANITLANDI 14 Nisan 2009'daki konuşmamda, 'Cemaatler, sosyal gruplaşmaya, ekonomik olarak güç kazanıp sosyo-politik yaşamı biçimlendirmeye çalışıyorlar' dedim. Din çok yüksek bir değer. Din siyaset ekonomi konusu yeni değil. Önlemek çok zor. Bu sorunları, güçlü bir burjuvazi ve orta sınıfımız olmadığı için kolay aşamıyoruz. 2009 bizim için çok kritik bir yıldı. Genelkurmay başkanıyım, Silahlı Kuvvetler'le ilgili çok önemli projelerim var. Ancak çoğunu yapamadım. Yaptığım konuşmalarda doğruları söylediğim, bugün gelinen noktada daha iyi anlaşılıyor. İMZA TAKLİT EDİLMİŞ Kumpası soruyorsunuz. Evet, gizli tanıklarla, ayarlanmış hâkim ve savcılarla kumpas kuruldu bize… Bana niye bunu açıklamadınız diye soruyorsunuz. Hâlâ kimse tam olarak açıklayamıyor ki bugün bile. Kesinlikle kumpas kuruldu. Aksini söylemek, eşyanın tabiatına aykırı. Somut olaylarla gidelim… Erzincan olayı örneğin... Savcı kim; İlhan Cihaner. 2007'de bir soruşturma açıyor. Odakta İsmailağa cemaati var. 2 Şubat'ta 26 kişi gözaltına alınıyor, 9'u tutuklanıyor. Sonra soruşturmanın çerçevesi genişletiliyor. Gülen cemaati işin içine katılıyor. Sonra Kayseri'deki olayla birleştiriliyor soruşturma. Kayseri'de, Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nda sahte bir emrin yazılması var. İmza taklit edilmiş. İşin içinde 3 astsubay, 5 sivil var. Dijital veriler hazırlamışlar, karargâhın bilgisayarlarına yerleştirmişler. Astsubaylardan biri, 'Ben Işık Evlerindenim' demiş. Konu cemaate doğru yönelince, Erzurum'daki savcılığa intikal etti. Ancak bütün araştırmalara, soruşturmalara rağmen olayda adı geçen bu 5 sivil bir türlü bulunamadı. Bahsi geçen askeri personelin tamamı ise tutuklandı. PARMAK İZİ OLAN 14 KİŞİ KİM? 25-26 Haziran… Meclis'ten gece yarısı, 20 dakikada yasa çıkıyor. Kayseri'deki 5 sivili kurtarmak için. Bu yasayla, sivillerin askeri mahkemelerde yargılanmasının önüne geçiliyor. Genelkurmay'dan görüş alınmadan... Milli Savunma Bakanı'nın haberi yok. Askerler kendi alanlarında bile suç işleseler sivil mahkemelerde yargılanacaklar. 8 Nisan 2009'da, İrtica Eylem Planı diye, fotokopi bir belge sundular mahkemeye biliyorsunuz. Türkiye'nin gündemine oturdu. Ben 'Kâğıt parçası' diyorum, aman Allahım, kıyametler kopuyor. Fotokopi çünkü, kâğıt parçası değil mi? İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, 'Bu belge kim tarafından hazırlandı' diye soruyor, yetkisizlik kararı alıyor, Ankara Başsavcılığı'na yazı yazıyor. Bakırköy Başsavcılığı 'Belgeyi kim basına sızdırdı' diye soruşturma açıyor. İhbar mektupları ortaya çıkıyor. Mektubu yazan bir subay... Zekeriya Öz (Savcı) belgeyi Adli Tıp'a veriyor. 3.5 ay sonra rapor geliyor. 'Islak imza' diyor. Islak imza madem, kâğıdın üzerinde 14 kişinin parmak izi var, bir tek ıslak imzanın sahibi Dursun Çiçek'in parmak izi yok. O kadar ısrar edildi ama o 14 kişinin kimler olduğu araştırılmadı. ASIL AMAÇ TSK'YI TASFİYE ETMEKTİ Asıl niyetleri, Erzincan'da startı verilen, Kayseri'yle birleştirilen bu planı çok geniş bir alana yayarak, TSK'nın bütün birimlerinde komple bir tasfiye yapmaktı. Bunu iki nedenden yapamadılar. Biri dosyayı Yargıtay'ın devralması, diğeri de Saldıray Berk'in ifade vermeye gitmemesidir. Geç kaldıkları için geri adım atmak zorunda kaldılar. Bundan bir şey çıkaramayınca bu sefer, internet andıcı diye bir şey çıkardılar. 'irtica.org' sitesini kapatan benim. 4 aydır güncelleme yapılmamış. O siteden, AK Parti'nin kapatılma davasına belge sağlandığı iddiası var. Halbuki o davaya bu siteden sadece bir tane haber girmiş. Yurtdışındayım… Kara Kuvvetleri Komutanım Işık Koşaner beni arıyor. İrtica ile Mücadele Mücadele Yasası kapsamında soruşturma açılması konusunu bana haber veriyor. Ahlaksız herifler... Bu görüşmemizi, terör örgütü faaliyeti olarak lanse ediyorlar. Neymiş, müzedeki denizaltı gemisine bomba yerleştirilmiş. Patlatılacakmış, çocuklar öldürülecekmiş. Hangi subay, kim böyle vahşice bir şey yapabilir ki?.. 'ARINÇ'A SUİKASTLA SUÇLANACAKTIM' Kozmik Oda'ya girmelerine izin vermek, hayatımda verdiğim en doğru karardır. 19 Aralık 2009'da bir ihbar geliyor. İhbar Amerika'dan, Ankara Terörle Mücadele Şubesi'nin özel telefon numarasına yapılıyor. İhbarı yapan, 06 BE 9712 ve 06 LJY 48 plakalı araçların içindeki kişilerin Arınç'a suikast düzenleyebileceğini belirtiyor. Kozmik Oda'da, Bülent Arınç'a suikast delilleri arayacaklar. Başbakan'la görüştüm, 'Bırakın arasınlar' dedi. 31 Aralık günü arama yapıldı. Kozmik Oda'da çok önemli şeyler çıktığını da sanmayın. Kozmik Oda'ya giriş izni vermeseydim, beni Arınç'a suikast azmettiricisi bile yapabilirlerdi. Türk Silahlı Kuvvetleri töhmet altında kalacaktı. Hurşit Tolon Malatya'ya konferans için gittiği gün, orada Zirve Yayınevi'nde vahşice cinayetler işleniyor. Burada da bir gizli tanık var. Silahlı Kuvvetler'den atılmış, ahlaksız bir uzman çavuş. Onun suçlamaları... Bunlar ne kadar ağır iftiralar. Bizi buraya, Türk Silahlı Kuvvetleri'ne nefret ve intikam duyguları içinde olanlar getirdi.Meclis İnsan Hakları Komisyonu'ndan geldiler, onlara da söyledim. 7 Şubat 2012 (MİT'e baskın) ve 17 Aralık 2013… Bu konuda iki önemli kırılma noktası var. Bu iki olay olmasaydı, bu konu buralara kadar gelmezdi (Paralel yapı bu kadar deşifre olmazdı demek istiyor).Star
Anayasa Mahkemesi'nin İlker Başbuğ Kararı Ne Anlama Geliyor?
Anayasa Mahkemesi, Ergenekon davasında müebbet hapis cezasına çarptırılan 26'ncı Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un bireysel başvurusunu görüştü. AYM, 'Kişi hak ve hürriyetleri ihlal edilmiştir' dedi. Anayasa Mahkemesi kararda şöyle dedi: 'Mahkumiyet kararının gerekçesinin yasal süre içinde dava dosyasına konulmaması nedeniyle tahliye talebi hakkında karar verilmemesi şikâyetlerinin kabul edilebilir olduğuna, gereğinin yapılması ve başvurucunun tahliye talebi hakkında karar verilmesi amacıyla karar örneğinin Mahkemesine gönderilmesine, oy birliğiyle karar verildi. Özgürlükten yoksun bırakmanın hukuki olmadığı iddiasının Mahkemesince etkili bir şekilde incelenmeden reddedilmesi ve mahkumiyete ilişkin gerekçeli kararın açıklanmamasından dolayı Yargıtay önüne götürülememiş olması nedenleriyle kişi hürriyeti ve güvenliği kapsamında Anayasa’nın 19. maddesinin sekizinci fıkrasının ihlal edildiğine, oy birliğiyle karar verildi.' Yüce Divan'da yargılanması gerektiğini ileri sürmüştü 26'ncı Genelkurmay Başkanı Başbuğ, avukatı İlkay Sezer aracılığıyla yaptığı bireysel başvuruda, Yüce Divan'da yargılanması gerektiğini ileri sürerek görevsiz bir mahkeme tarafından yargılandığını iddia etmişti. Başbuğ, dilekçesinde tutukluluğa ilişkin itirazlarının incelenmeden reddedildiğini belirtmiş, özel yetkili mahkemelerin uygulamaları sonucu kişi hürriyeti ve özgürlüğünün ihlal edildiğinin tespit edilmesini istemişti. CNN Türk
İlker Başbuğ'un Avukatından Açıklama
Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ'un avukatı İlkay Sezer, Anayasa Mahkemesi'nin İlker Başbuğ hakkındaki vermiş olduğu karar sonrası açıklamalarda bulundu. Anayasa Mahkemesi'nin, 'kişi hürriyeti ve güvenliği' haklarının ihlal edildiğine karar verdiği eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ 'un avukatı İlkay Sezer, tahliye taleplerine ilişkin, ''Şu an itibariyle verilmiş bir karar yok'' dedi. Çıkışta gazetecilere açıklama yapan Sezer, Anayasa Mahkemesi'nin bireysel başvurularına ilişkin vermiş olduğu hak ihlaline dair karar ile İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne tahliye talebini içerir dilekçelerini sunduklarını ve mahkemeden tahliye talep ettiklerini söyledi. Avukat Sezer, ''Şu an itibariyle verilmiş bir karar yok. Özel yetkili mahkemelerin görevlerine son veren kanunun Cumhurbaşkanı'nın onayından sonra Resmi Gazete'de yayımlanması sonucu bu mahkemenin ne karar vereceğini yarın göreceğiz. Bu akşam bir karar vereceklerini düşünmüyorum.sabah.com.tr 
Başbakan: "Hayırlı Olsun"
Anayasa Mahkemesi'nin İlker Başbuğ ile ilgili kararını değerlendiren Başbakan Erdoğan, 'Hayırlı olsun dileklerimi özellikle ifade etmek isterim' dedi. Başbakan Erdoğan, Anayasa Mahkemesinin eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ ile ilgili kararına ilişkin, 'Hayırlı olsun dileklerimi özellikle ifade etmek isterim. Bu konuda geçmişte benim Sayın Başbuğ ile ilgili düşüncelerimi biliyorsunuz. Yerel mahkemenin kararı bizim için önemli fakat Cumhurbaşkanımızın özel yetkili mahkemelerle ilgili kanunu onaylaması sürece farklılık getirir mi getirmez mi onu tam bilemiyorum' dedi.CNN Türk
Cumhurbaşkanı Gül'den Facebook ve Youtube Açıklaması
Abdullah Gül: Youtube ve Facebook tüm dünyada geçerli olan platformlar. Kapatılması gibi bir şey söz konusu olmaz Cuma namazı çıkışında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Gül, Başbakan Tayyip Erdoğan 'ın 'Youtube ve Facebook'u kapatabiliriz' sözlerinin hatırlatılması üzerine, 'Önce bilinmesini isterim ki Türkiye demokratik bir hukuk ülkesidir. Özgürlüklerin güçlenmesini arzu ederiz. Gerilemek söz konusu olmaz. Kimse de gerilemeyi özlemez zaten Türkiye'de. İnternet yasasını biliyorsunuz. Sıkıntılı durumlar vardı. Noksanlıkları düzelttiler. Youtube, Facebook, dünyada geçerli platformlar, kapanması söz konusu olamaz. Biz her zaman özgürlüğün genişletilmesiyle ilgili gurur duyuyoruz. Herhangi bir şekilde suç işlenirse, özel hayata saldırı söz konusu olursa mahkeme kararıyla bunlar kapatılır. Gerçek ortamda suç neyse, sanal ortamda da suç aynıdır” dedi. İlker Başbuğ kararı Ergenekon davasında müebbet hapis cezasına çarptırılan, Anayasa Mahkemesi'nin hak ihlali kararıyla tahliyesi gündeme gelen eski Genelkurmar Başkanı emekli orgeneral İlker Başbuğ ile ilgili bir soru üzerine Gül, 'Sayın Başbuğ'un kararının oy birliğiyle alınmasını çok değerli bir karar olarak görüyorum' diye konuştu. Bakan Bozdağ'ın tahliye açıklaması Gül, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın 'Bugün bazı tahliyeler olabilir' sözleriyle ilgili olarak ise, 'Bunlarla ilgili bir şey diyemem. Bu hukukçuları ilgilendiren bir konu. Fikir beyan etmem doğru olmaz' görüşünü dile getirdi. Başbakan ne demişti? Başbakan Tayyip Erdoğan, ATV ve A Haber ortak yayınında, internet yasası hakkında 'Yapabileceğimiz kadarını yaptık. O alanda da 30 Mart'tan sonra atacağımız yeni adımlar var' dedi. Başbakan, konuya ilişkin olarak 'Bu konuda kararlılığımız var. Bu milleti Youtube'a Facebook'a yediremeyiz. Kapatılmaları da dahil' ifadelerini kullandı. İnternette yayımlanan dinlemelerden sonra normal telefon kullanmaya başladığını söyleyen Erdoğan, 'Bu dinlemeler adamı ipe götürür, çok montaj var. Adamı eşinden ayırır' demişti. T24.com
Adalet Bakanı: 'Bugün Bazı Tahliyeler Yapılabilir'
TOKAT'ın Zile ilçesinde gelen Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Anayasa Mahkemesinin İlker Başbuğ ile ilgili verdiği kararı yerinde gördüğünü söyleyerek, 'Biz tutuklulukta biliyorsunuz üst sınır terörle mücadele kanununda yer alan suçlar bakımından 10 yıldı, şimdi onu 5 yıla çeken adımı attık. Dün Cumhurbaşkanımız yasayı onayladı, resmi gazetede de yayınlandı. Şu anda tutuklulukta azami süre 5 yılla sınırlanmış oldu. Bugün belki bu kanun gereği bazı tahliyeler de yapılabilir. Bizim elimizdeki rakamlar 150 civarındaki vatandaşımızın yararlanma ihtimali bulunduğu yöndedir' dedi. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, bazı incelemelerde bulunmak üzere karayolu ile Tokat'ın Zile ilçesinde geldi. İlçede ilk olarak adalet sarayını ziyaret eden Bakan Bozdağ, daha sonra kaymakamlık binasın geçti. Bozdağ'ı burada Vali Mustafa Taşkesen, AK Parti Tokat Milletvekilleri Zeyid Aslan, Dilek Yüksel, Zile Kaymakamı Nuri Özder, Belediye Başkanı Lütfi Vidinel ile protokol üyeleri karşıladı. Kaymakamlık önünde yöresel kıyafetler giyen kız çocuklar tarafından karşılanan Bozdağ, kendisine hediye edilen çiçek için çocuklara teşekkür etti, ardından kaymakamın odasına geçti. 'ÖNEMLİ BİR KARAR' Burada basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Bakan Bozdağ, Tokat'a gelmekten dolayı mutlu olduğunu söyledi. Ardından bir gazetecinin, Anayasa Mahkemesinin İlker Başbuğ ile ilgili verdiği kararı hatırlatması üzeren Bakan Bozdağ, şöyle konuştu: 'Anayasa mahkemesinin Sayın Başbuğ ile ilgili verdiği karar önemli bir karar olarak görüyorum ve yerinde bir karar olarak görüyorum. Önemli çünkü, insanların kişi olarak hürriyeti ve güvenliği, hukuku, onuru son derece önemli. Bunu korumak görevi de hepimize ait. Ama herkesten çok yargı görevi yapanların bu hususa riayet etmesi lazım. Kişi hürriyeti ve güvenliğini herkes koruyacak. Yargı görevi yapanlar herkesten daha fazla koruması lazım. Tutuklama kararı verirken veya başka bir koruma tedbirlerine başvururken mutlaka hukukun öngördüğü gerekçeler sıhhatli bir şekilde olmalı ve bunlar kararlar da detaylı bir şekilde yazılmalıdır. Biz de daha önce bu konuda yasal düzenlemeler yaptık. Bunlar somut gerekçeler olsun ve bunlar yasa da yazılsın, bu noktada önemli yasal düzenlemeler yaptık. Esasında hükümetlerimiz döneminde tutuklulukla ilgili katolok suçları getirerek, tutuklulukta süre sınırı getirerek tutuklamanın da istisnasının istisnası gerektiğine ilişkin yasalarla kararlı bir irade ortaya koyuldu. Ancak maalesef bazı davalar nedeniyle Türkiye'de tutukluluk sanki bir kural gibi serbest yargılama istisna gibi bir algı oluşmasına yol açtı' '150 CİVARINDA VATANDAŞIMIZ VAR' Konuşmasında, 'Biz bunu ortadan kaldırmak içinde biliyorsunuz adli kontrol konusunda yasal bir üst sınır vardı' diyen Bakan Bozdağ, konuşmasını şöyle sürdürdü: 'Şimdi tutuklamayı gerektiren hallerde dahi adli kontrole hükmederek serbest yargılama yapılabilmesinin de önünü açtık. Son derece önemli bir karar. Biz tutuklulukta biliyorsunuz üst sınır terörle mücadele kanununda yer alan suçlar bakımından 10 yıldır, şimdi onu 5 yıla çeken adımı attık. Dün Cumhurbaşkanımız yasayı onayladı, resmi gazetede de yayınlandı. Dün itibari ile bu yasa da yürürlüğe girmiş durumda. Şu anda tutuklulukta azami süre 5 yılla sınırlanmış oldu. Bugün belki bu kanun gereği bazı tahliyeler de yapılabilir. Bizim elimizdeki rakamlar 150 civarındaki vatandaşımızın yararlanma ihtimali bulunduğu yöndedir. Tabi Sayın Başbuğ ile ilgili Anayasa mahkemesinin kararı da, ilk derece mahkemesinin de bugüne kadar gerekçeli kararı yazmamış olması önemli bir değerlendirmeye tabi tutuluyor. Bu kararın gerekçelerinin birisi de odur. Mahkemeler karar verirken gerekçesi hazır haldeyse asıl karar vermesi ve karar verdiği anda gerekçeyi de dosyaya koyması lazım. Eğer mahkeme karar verdiği anda gerekçeyi dosyaya koyamıyorsa kanun diyor ki, 15 gün içerisinde gerekçeyi dosyaya koyması lazım. İşte Sayın Başbuğ'nun da yargılandığı davada 7 ayı aştı hala mahkeme gerekçeli kararı yazıp dosyasına koymadı, koyamadı. Bu büyük bir yanlışlıktır. Yasanın öngördüğü kuralların ihlalidir. Çünkü yasa 15 gün süre veriyor. Son TMK'ları kaldırıp, TMK ona göre görevli özel mahkemeleri kaldıran kanunda yeni bir 15 günlük süre verdi. Umarım ki bu süre içerisinde gerekçeli karar yazılır. Bunun önemi çok büyük. Çünkü temyiz hakkını kullanacak mahkum olan kişiler, bu hakkı kullanamıyor. Belki Yargıtay bozacak, bazıları tahliye olacak, belki olmayacak. Ama bireysel başvuruya Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi diğer yargı yollarına müracaat etme hakkı var, imkanı var. Kararın direk yazılmamış olması hale dosyasına konmamış olması burada hüküm giyen vatandaşlarımızın yargıtayda ve diğer yargı yollarında hak aramasını da geciktirmektedir. Burada lehlerine çıkacak karar belki bazıların tahliyesini gerektirecektir, o tahliye edilecek kişiler mevcut yazılan karardan karar nedeniyle belki şu anda 7 aydır içeride haksız olarak yatıyor da olabilir. O yüzden kararın dosyaya yazılması doğru olandır. Bende adalet bakanı olarak bir mahkeme kararının gerekçesini 7 aydır yazılmamış olmasını anlamakta zorlanıyorum. Ben hukuksal bir gerekçe bulamıyorum' 'İDARE BİR KONUDUR' Bakan Bozdağ, Fethullah Gülen hakkında kırmızı bülten konusunda şöyle konuştu: 'Daha öncede söyledim bu kırmızı bülten konusu Türkiye'de soruşturma evresinde ancak hakim kararıyla yapılabilecek işlemlerden bir tanesidir. Türkiye'de bir soruşturma olur ve bu soruşturma çerçevesinde ortaya çıkan deliler savcıların böyle bir talepte bulunması gerektirir, savcılar talepte bulunur hakim de karar verirse böyle bir uygulama yapılabilir. Adalet bakanlığının böyle bir yetkisi yok. Bu tamamen yargısal süreç içerisinde olabilecek bir husustur. Yargı ile ilgili bir konudur, idare ile ilgili konu değildir' Bakan Bozdağ, açıklamasının ardından Cuma namazı için Ulu Camine geçti, ardından partisinin seçim irtibat bürosunun açılışını yapacak. YOLLAR ÇELENKLE KAPLANDI Bu arada Bekir Bozdağ’ın açılışını yapacağı irtibat bürosunun bulunduğu İstasyon Caddesinin her iki tarafından yüzlerce çelenk bulunması dikkat çekti. Partililerin kendi isimlerini yazdırarak gönderdiği çelenkler ilgili bilgi veren Zile Belediye Başkanı AK Partili Lütfi Vidinel, yaklaşık bin 500 çelengin bulunduğunu ve bunun kendilerini mutlu ettiği söyledi. Mustafa TURAPOĞLU-Fatih YILMAZ/ZİLE,(Tokat),(DHA)
"Başbuğ'un Cezaevinde Tutulması Ciddi Sonuçlara Meydan Açacaktır"
MHP Lideri Bahçeli, 'Başbuğ'un bir saniye bile cezaevinde tutulması ciddi sonuçlara meydan açacaktır' dedi.Kütahya'da bulunan Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Genelkurmay Eski Başkanı Emekli Orgeneral İlker Başbuğ hakkında Anayasa Mahkemesi'nin vermiş olduğu kararla ilgili yazılı bir açıklama yaptı. Bahçeli, açıklamasında, 'Bundan sonra Sayın Başbuğ'un bir saniye bile cezaevinde tutulması çok ciddi sorun ve sonuçlara meydan açacaktır. Devamında hakkındaki iddialardan aklanması ve tam anlamıyla temize çıkması için yargılamanın Yüce Divan nezdinde yapılması sağlanmalıdır. Bu itibarla söz konusu şahıs hakkında lazım gelen tahliyenin derhal yapılması hem adaletin gereği hem de aziz milletimizin beklentisi olarak yorumlanmalıdır' ifadelerine yer verdi. Bahçeli, 'Genelkurmay eski Başkanı emekli Orgeneral Sayın İlker Başbuğ'un Anayasa Mahkemesi'ne 22 Ocak 2014 tarihinde avukatı aracılığıyla yaptığı müracaatı dün itibariyle karara bağlanmıştır. Yüksek Mahkeme vardığı sonuçla, Sayın Başbuğ'un kişi hak ve hürriyetlerinin ihlal edildiğine hükmetmiş ve tahliyesinin yolunu açmıştır. Bilindiği üzere 'İrticayla Mücadele Eylem Planı' davasıyla birleştirilen 'İnternet Andıcı' davasının görülmesine 12 Eylül 2011 günü başlanmıştır. İnternet Andıcı davasına bakan Özel Yetkili İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin talepleri doğrultusunda Sayın İlker Başbuğ İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmaya dahil edilmiştir. Ve de 6 Ocak 2012 tarihinde 'terör örgütü yöneticisi olmak ve darbeye teşebbüs etmek' iddialarından dolayı tutuklanmış, cezaevine konulmuştur. Türkiye'de ilk defa Genelkurmay Başkanlığı yapan bir kişi terör örgütü kurmak ve yönetmek iftirasının hedefi yapılmıştır.Başbakan sıkışınca tutuksuz yargılamadan bahsetse de, AKP'nin tetikçi sözcüleri Başbuğ'un tutuklanmasını Türkiye'nin demokratikleşmesinde ciddi bir adım olarak değerlendirmişlerdir. Hiç kuşku yoktur ki, bu mahkeme kararı milli vicdanlarda kabul görmemiş, adaletin doğasına ve mantığına taban tabana aykırılık teşkil etmiştir. Asıl teröristlerin müzakere yoluyla güvenceye alınıp rahata kavuşturulması amaçlanmışken, ömrünü Türk Silahlı Kuvvetleri'ne ve ülke savunmasına veren değerli komutanların terörist muamelesine maruz kalmaları haksızlığı ve hukuksuzluğu adeta tescillemiştir. Sayın Başbuğ'un yargılanmasına konu olan davanın 5 Nisan 2012 tarihinde Ergenekon dava sürecine eklemlenmesi yeni bir durumu ortaya çıkarmıştır. Bu kapsamda Özel Yetkili İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi 5 Ağustos 2013 tarihinde kararını açıklamış ve yargılanan bir çok kişiye yağmur gibi ceza vermiştir. Sayın İlker Başbuğ da terör örgütü kurmak, yönetmek ve darbeye teşebbüs etmek suçlamasından müebbet hapis cezasına çarptırılmıştır. Bu karar resmen hukuku katletmiştir' dedi. 'BAŞBUĞ'UN BİR SANİYE BİLE CEZAEVİNDE TUTULMASI ÇOK CİDDİ SORUN VE SONUÇLARA MEYDAN AÇACAKTIR' Bahçeli, yazılı açıklamasında şu ifadelere yer verdi ; 'AKP'nin derin yargısı, tarafsızlığını ve bağımsızlığını çoktan elden çıkaran yandaş hakimler TSK'dan intikam almak için önüne geleni cezalandırmıştır. En ufak tereddüt yoktur ki, yakın tarihin en büyük hukuk ve insan hakkı ihlalleri sözde darbe davalarında görülmüş ve yaşanmıştır. TSK'ya kumpas kurulduğunun bizatihi AKP cenahından itiraf ve ilanıyla darbe davalarındaki iddia ve isnatların hepsi buharlaşmış, verilen mahkeme kararlarının inandırıcılığı tamamıyla ortadan kalkmıştır. Anayasa Mahkemesi'nin Sayın İlker Başbuğ hakkında verdiği karar çok açık olup tartışmaya mahal herhangi bir tarafı görülmemiştir. Sayın Başbuğ'un özgürlükten yoksun bırakılmasının hukuki olmadığı iddiasının yerel mahkeme tarafından etkili bir şekilde incelenmeden reddedilmesi ve mahkumiyete ilişkin gerekçeli kararın açıklanmaması hak ihlaline yol açmıştır. Anlaşılacağı üzere, Özel Yetkili İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi haksız, mesnetsiz ve uyduruk gerekçelerle kişi hak ve hürriyetini çiğnemiştir. Bundan sonra Sayın Başbuğ'un bir saniye bile cezaevinde tutulması çok ciddi sorun ve sonuçlara meydan açacaktır. Devamında hakkındaki iddialardan aklanması ve tam anlamıyla temize çıkması için yargılamanın Yüce Divan nezdinde yapılması sağlanmalıdır. Bu itibarla söz konusu şahıs hakkında lazım gelen tahliyenin derhal yapılması hem adaletin gereği hem de aziz milletimizin beklentisi olarak yorumlanmalıdır.' 'PARDON DENİLİP ÖRTBAS EDİLECEK BİR MESELE DEĞİLDİR' Bahçeli, 'Halen cezaevinde bulunan, uzun tutukluluk sürelerinin kurbanı olan ve Sayın Başbuğ'la aynı kaderi paylaşan mahkumiyet almış diğer kişiler için de benzer yol ve yöntem muhakkak ki çalıştırılmalıdır. Aziz milletimiz, Türk Silahlı Kuvvetlerine kumpas kuran, suç imal eden, darbeci yaftası vurarak itibar suikastı yapan faillerden hesap sorulmasını ve kimliklerinin ifşasını beklemektedir. Başbakan Erdoğan'ın savcı rolüne soyunduğu sözde darbe davaları çerçevesinde kimler işbirliği yapmışsa, Türk ordusuyla teröristleri kimler aynı kefeye koymuşsa teker teker ortaya çıkarılmalı ve bu reziller hak ettikleri hukuki yaptırımlarla yüze yüze kalmalıdır. Sayın Başbuğ'la birlikte onlarca suçsuz ve günahsız şahsiyetin yıllarca cezaevinde tutulması geçiştirilecek, hafife alınacak ve pardon denilip örtbas edilecek bir mesele değildir. Yargıya açık açık müdahale eden, savcı atamalarıyla yakinen ilgilenen, mahkeme kararlarının değiştirilmesi için adaletsizliğin lobi çalışmasını yapan Başbakan ve hükümeti birikmiş mağduriyetlerin vebalini taşımaktadır. Bu vebal telafi edilmeden ve Başbakan Erdoğan işlediği suçlarla ilgili yargı karşısına çıkmadan Türkiye'nin belini doğrultması söz konusu olmayacaktır' dedi. 'TÜRK MİLLETİ TSK'YI TERÖRİST GÖSTEREN HAİNLERİN DEFTERİNİ DÜRECEKTİR' Bahçeli, 'Özel Yetkili Mahkemelerin tamamen kaldırılması bile şu an itibariyle günahları hafifletmeye, yanlışları gizlemeye yetmeyecektir. Haram lokmayla kursakları tıka basa dolan Başbakan, hanedanı ve hükümeti için yolun sonu görünmüş, bitiş çizgisi belirmiştir. Başbakan Erdoğan duvara toslamış, gerçek ve kirli niyetleri birer birer açığa çıkmıştır. Bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. 17 Aralık'tan sonraki kanunsuzlukların, hukuk ve insaf tanımaz ahlaksızlıkların faturası iyice kabarmıştır. Medya patronlarını ağlatan, işadamlarına tuzaklar kuran Başbakan, ihaleye fesat karıştırmasının, mahkeme kararlarını keyfi şekilde karartmasının, rüşvet ve yolsuzlukla içiçe geçmesinin hesabını herhangi bir ülkeye kaçamadan verecektir. Türk milleti AKP'ye ve başındaki Recep Tayyip Erdoğan'a Allah'ın izniyle 'Artık Yeter' diyecek ve haramilerin, TSK'yı terörist gösteren hainlerin defterini dürecektir' dedi.DHA
İlker Başbuğ'un Avukatı İlkay Sezer: "Bu Karar Emsal Olsun"
Tahliye kararı verilen İlker Başbuğ'un avukatı İlkay Sezer, Çağlayan'da gazetecilerin sorularını yanıtladı. Sezer, Başbuğ'un yaklaşık 3 saat sonra saat 20.30 civarında tahliye edileceğini söyledi. İlkay Sezer, şunları söyledi: Biraz önce arkadaşlarım bana 'gözümüz aydın' diyorlar. Ben içerdeki son masum insan çıkana kadar tebrikleri kabul etmeyeceğim. 26 aydır süren bir hukuksuzluk dün AYM’nin kararıyla tespit edildi. Bugün de 20’nci Ağır Ceza’nın kararıyla şu an için ortadan kaldırıldı. Bu karar çok önemli. AYM kararı için de bunu söylemiştik. Maalesef 13’ncu Ağır Ceza Mahkemesi’nin yarattığı hukuksuzluğu ancak bu şekilde ortadan kaldırabildik. İçeride çok daha ciddi sağlık sorunlarıyla mağdur olmuş, mağdur edilmiş, insanlar var. Ümit ediyorum tez zamanda onların dosyaları, önce özgürlükleri iade edilmek suretiyle, sonra da beraat kararıyla çözülür. Ben TSK’ya komutanlık yapmış bir insanın bu şekilde mağdur edilebileceğini hayatım boyunca tahmin etmezdim. Ancak birileri çıktı, asılsız düzmece delillerle mağduriyetler yarattılar. Bu ülkeye acı çektirdiler. Ben bu kadarın emsal bir karar olmasını, benzer şekilde mağdur edilmiş insanları da bir an önce özgürlüğüne kavuşmasını temenni ediyorum. Cnntürk