Görüş Bildir
Haberler
Kılıçdaroğlu'ndan Boğaziçi Üniversitesi'nin Kapısına Kelepçe Yorumu: 'Türkiye, Sivil Darbenin İçindedir'

Kılıçdaroğlu'ndan Boğaziçi Üniversitesi'nin Kapısına Kelepçe Yorumu: 'Türkiye, Sivil Darbenin İçindedir'

Kılıçdaroğlu, Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğü'ne Prof. Dr. Melih Bulu'nun atanmasına yönelik protestolar üzerine üniversite kampüsü kapısına kelepçe takılması için, 'Türkiye, sivil darbenin içindedir. YÖK, 12 Eylül darbe hukukun sonucudur. Bugün devam ediyor' değerlendirmesini yaptı.

İçeriğin Devamı Aşağıda

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, parti genel merkezinde yeni yıla ilişkin değerlendirmelerde bulunduğu basın toplantısında, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını da yanıtladı.

Kılıçdaroğlu, yeni yılın ilk günlerinde yaşanan sert tartışmalara dikkat çekerek, 'Hiçbir zaman haksızlığın yanında olmadım. Mağdurun hakkını korumak bize düşer. Çünkü mağdur vatandaş sesini çıkarttığında ya savcı çağırıyor ya da sosyal medyada linç ediliyor. Bu mağdurların hakkını biz savunacağız' dedi ve şunları ekledi:

'Mutfaklarda yangın var. İnsanlar gerçekten de perişan. Böyle bir ortamda, kısır tartışmaların içine girmek yerine, vatandaşların var olan sorunlarını çözmeye siyaset kurumunun kilitlenmesi gerekmez mi? Her soruna çözüm ürettik ve her sorun için hükümetin önüne çözüm koyduk. Eksik ya da yanlış bulabilirler ama onlar da çözüm koysunlar. Çözemiyorlarsa demeliler ki biz Türkiye'yi yönetemiyoruz'

Boğaziçi Üniversitesi'ne kelepçe: 'Türkiye sivil darbenin içindedir'

Boğaziçi Üniversitesi'ne kelepçe: 'Türkiye sivil darbenin içindedir'

Kılıçdaroğlu, Boğaziçi Üniversitesi'nde yaşananlara ilişkin şunları söyledi:

'Türkiye, sivil darbenin içindedir. YÖK, 12 Eylül darbe hukukun sonucudur. Bugün devam ediyor. 12 Eylül darbecilerinin yasal düzenlemeleri hala yürürlükte. O dönem rektör nasıl atanıyorsa, bugün de aynı şekilde atanıyor. İstediğini Erdoğan rektör atıyor, tek şartı var, partili olması lazım, Erdoğan'ı alkışlaması lazım. Görevi bu. Bu niteliklere sahipse rahatlıkla rektör atanabilir. Akademik özerklik çok önemli. Bilim üretilen yerlerde akademik özerklik vardır. Özgürce düşünülen yerlerde vardır. Akademisyenlerin bildiri yayımlaması sonucu o akademisyenler üniversiteden atılıyorsa, Türkiye'de bir darbe yaşandığını gösterir. Bir üniversitenin bir bilimsel özerkliğinin, yönetsel ve mali özerkliğinin olması lazım. Bunlar varsa üniversite diyoruz, yoksa üniversite demek zor. Darbe döneminin o kelepçeden daha güzel fotoğrafı olabilir mi? 20 Temmuz darbesinin fotoğrafı. Erdoğan, yoktur diyecek ama onunla her yerde her ortamda tartışmaya hazırım. Tabi cesaret edebilirse....

Erdoğan, iktidara geldiğinde üniversiteler seçiyordu rektörleri. Üç adaydan birini cumhurbaşkanı seçiyordu. Ne oldu 20 Temmuz'dan sonra, seçim kaldırıldı. 12 Eylül darbesi ile 20 Temmuz darbesi arasında hiçbir fark yok.'

'Hem sivil hem askeri darbeye karşıyız'

'Hem sivil hem askeri darbeye karşıyız'

Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un 27 Mayıs'a ilişkin açıklamaları ve Erdoğan'ın yorumu da Kılıçdaroğlu'nun gündemindeydi:

'20 Temmuz'dan sonra Türkiye bir sivil darbenin zaten içindedir. Biz hiçbir darbeyi savunmadık. Demokrasinin bu noktaya gelmesinin temelinde darbeler vardır. Darbelere karşı çıkmak hepimizin ortak görevidir. Ama biz hem askeri, hem sivil darbelere karşıyız. 12 Eylül'de Kenan Evren ve arkadaşları ne yaptıysa, 20 Temmuz'dan sonra bunlar da yaptılar. 15 Temmuz'u fırsat bilip OHAL ilan ettiler, anayasayı değiştirdiler. Erdoğan'ı eleştirmeye kaç kişi cesaret ediyor, (Kenan) Evren'i kaç kişi eleştirebiliyordu. O zaman da parlamento askıya alınmıştı, şimdi de buna yakın bir tablo var. Hem sivil, hem askeri darbeye karşıyız.'

Sözcü gazetesini almayın çağrısı: 'Bunu Erdoğan'ın çaresizliği olarak değerlendiriyorum'

Sözcü gazetesini almayın çağrısı: 'Bunu Erdoğan'ın çaresizliği olarak değerlendiriyorum'

CHP lideri, Erdoğan'ın Sözcü gazetesine ilişkin açıklamaları hakkında ise şunları söyledi:

'Bunu Erdoğan'ın çaresizliği olarak değerlendiriyorum. Almayın, okumayın ne demek? Benim söylediklerimi okuyun ne demek? Farklı düşüncelere tahammül edememek demek. Doğrular anlatıldığında bunu kabul edemeyen bir ruh haline sahip olmak demek. Hükümetin yanında gazeteler de var, bunlar niye kapatılmıyor diye aklımızdan geçmedi. Herkesin bizi beğenme, düşüncelerimizi paylaşma zorunluluğu yok. İsteyen haberlerini yapar. Medyadan istediğimiz haberi objektif verip, yorumu istediği gibi yapmasıdır. Eleştirirler. Eleştirinin olmadığı bir Türkiye, bir felaket tablosu içinde yaşayan Türkiye demektir.'

Bu haberler de ilginizi çekebilir 👇

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
92
24
17
12
7
4
0
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın
ersaglamnihat

Kilicdaroglu artik midemi bulandirmaya basladi. Hep ayni yuzler, hep ayni tarz muhalefet yeter amk

Mehmed Fuzuli

Seçimle gelen seçimle gider. Zırt pırt darbe söylemi yaparak seçimle kazanamadığını darbeyle kazanmaya çalışan demokrasi yoksunu keMAL.

Deli Halit.

Midene sokayım bir daha bulanmaz. Sen bunu hakettin.