onedio
Görüş Bildir

HDP Haberleri

HDP ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. HDP ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

trend-arrow

Popüler İçerikler

CHP'nin Trans Adayı Öykü Evren Özen'e LGBTİ Örgütlerden Tepki
Cumhuriyet Halk Partisi'nin Osmangazi Belediye Meclis Üyesi olarak aday gösterdiği trans birey Öykü Evren Özen için LGBT (Lezbiyen,Gey, Biseksüel ve Transeksüel) örgütleri bir basın açıklaması yayınladı. Özen'in kendilerini temsil etmediklerini dile getiren LGBT örgütler,'Cumhuriyet Halk Partisi'nin de şiddeti birçözüm aracı olarak gören bir kişiyi, LGBTİ hareketini temsil eden bir aday şeklinde sunma yanılgısına düşmemesini umuyoruz'dediler. İŞTE O AÇIKLAMA Basına ve Kamuoyuna, Türkiye'de yaşayan LGBTİ (lezbiyen, gey, biseksüel, trans,interseks) bireyler ve seçmenler olarak uzun yıllardır özlemimiz olan'LGBTİ adaylar'a 2014 yerel seçimleriyle birlikte nihayetkavuşuyoruz. Öncelikle Barış ve Demokrasi Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi veHalkların Demokratik Partisi'ni aday listelerinde LGBTİ adaylara da yer vererekhaklı mücadelemizi yerel seçimlerde görünür kıldıkları için tebrik ediyor veseçimlere katılan tüm LGBTİ adaylara başarılar diliyoruz. Bizler LGBTİ hareketi bileşeni örgütler olarak LGBTİadayların seçimlerdeki varlığını sevindirici bir gelişme olarak görüyor, ancakbir adayın salt eşcinsel, biseksüel ya da trans olmasının yeterli kriter olamayacağınıve LGBTİ mücadelesinin geride bıraktığı yıllar boyunca en önemli ilkelerindenbiri olan 'şiddetsizlik' ilkesinin aday belirleme sürecinde tümpartilerce gözetilmesinin vazgeçilemez önemde olduğunu düşünüyoruz. Bu sebeple,CHP Bursa Osmangazi Belediye Meclis Üyesi adayı Öykü Özen ile ilgili zorunluolan bu açıklamayı kamuoyunun dikkatine sunuyoruz. Öykü Özen, geçmişte kurum içi ve dışı ilişkilerinde şiddetibir çözüm aracı olarak görmüş, 2007 yılında Bursa Gökkuşağı LGBT Derneği'ndedernek üyelerine fiziksel ve psikolojik şiddet uygulamıştır. Öykü Özen'inbizzat kurucusu ve başkanı olduğu bu derneğin üyesi olan trans bireyler dernekiçerisinde insan haklarına aykırı birçok kural ve para cezası uygulaması olduğusuçlamasıyla Özen'e karşı dava açmıştır. Özen tüm bu süreç sonunda 'Suç işlemekiçin örgüt kurmak', 'Tehditle insanları fuhuşa zorlamak' gibi çeşitligerekçelerle ceza almıştır. Süreç içerisinde diğer LGBTİ örgütlerinin özeleştiri talebini reddetmiş ve bu nedenle diğer örgütler Bursa Gökkuşağı LGBTDerneği'ni tanımadıklarını ilan etmişlerdir. 2007 yılından bu yana hiçbir LGBTİoluşumu ya da örgütü Öykü Özen'le herhangi bir çalışma yürütmemiştir. Şeffaf ve demokratik siyaset için uygun bir aday olmaktanuzak bir kişi olarak Öykü Özen'in ne LGBTİ bireyleri ne de bu ülkede yıllardırzorlu ve onurlu bir mücadeleyi şiddetsiz yöntemlerle yürüten LGBTİ örgütlerinitemsil edebileceğini düşünüyoruz. Adaylığını trans kadın kimliği üzerinekurmasının, LGBTİ hareketinin desteğini aldığı yanılgısını uyandıracağındanendişeliyiz. Cumhuriyet Halk Partisi'nin de şiddeti bir çözüm aracı olarakgören bir kişiyi, LGBTİ hareketini temsil eden bir aday şeklinde sunmayanılgısına düşmemesini umuyoruz.  Saygılarımızla, Hêvî LGBTİ İstanbul LGBTİ Dayanışma Derneği Keskesor LGBTİ Diyarbakır Lambdaistanbul LGBTİ Dayanışma Derneği MorEl Eskişehir LGBTT Oluşumu ZeugMadi LGBT
Başbakan'dan Bahçeli'ye: 'İspatlamazsan Alçaksın, Adisin'
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan AK Parti’nin haftalık grup toplantısında konuşuyor. Erdoğan konuşmasında Bahçeli'nin 'Pınarhisar'ı mumla arayacak' sözlerine cevap verirken Pınarhisar yerine yanlışlıkla Pensilvanya dedi.İşte Erdoğan’ın konuşmasından satır başları:AVRUPA ZİYARETLERİBildiğiniz gibi geçtiğimiz hafta sonu itibariyle Avusturya ve Fransa’daki vatandaşlarımızın, orada yaşayan çalışan hayat kurmuş kardeşlerimizin samimi sizlere selamları var, bunu iletmek istiyorum. Perşembe günü Avusturya’nın başkenti Viyana’ya gittik, ayağımızın tozuyla kardeşlerimizle bir araya geldik. Avrupalı Türk Demokrat Birliği’nin 10’ncu kuruluş yıl dönümü kapsamında düzenlediği toplantı 10 bin kişinin katıldığı bir salonda yapıldı. Daha büyük bir salon talebi vardı, ancak çeşitli bahanelerle bu karşılanmadı.Avusturya’daki vatandaşlarımız akın akın geldiler. Salon içinde ve salon dışında çok büyük bir coşku çok büyük bir heyecan söz konusuydu. Ve saatlerce orada bekleyen vatandaşlarımızın salon dışında olanları da kapalı salondaki konuşmamızı sonuna kadar dışarda izlediler, beklediler, salon içindeki toplantıdan sonra çıkıp dışarda da açık hava mitingi yaptık.Gerçekten Türkiye’yi aratmayan, mitingleri aratmayan, heyecanın coşkunun muhabbetin zirve yaptığı anları Avusturya’daki kardeşlerim bizlere yaşattılar. Ertesi gün kaldığımız otelde Avusturya Dışişleri Bakanı’nı kabul ettik. Ardından Paris’e geçtik. Paris’te Fransa Cumhurbaşkanı Holland ile başbaşa görüşmemiz oldu.Bir güncelleme diyebileceğim geleceğe yönelik bir plan oluşturduk. Cumartesi günü Fransa’nın, aynı zamanda Türkiye’de 1200’ü bulan Fransız şirketi var. Bunların ileri gelenlerinden bir kısmıyla kahvaltı yaptık. Paris’teki bu resmi temaslar esnasındaki yaptığımız bu görüşme, Türkiye’deki yatırımların geleceğine yönelik de bir yeni değerlendirme fırsatı verdi. arzuları talepleri nelerdir, bunları dinlemek suretiyle de bu eksiklikleri gidermek ve geleceğe yönelik de yaptıkları yatırımların daha da artırılması için taleplerimizi kendilerine ilettik.Lyon kentine geçtik. Paris’ten sonra Fransa’nın en büyük kenti. Bölge valisi ve belediye başkanıyla görüşmeler yaptık. Belediye başkanı, aynı zamanda senatör. Lyon’da da yine Avrupalı Türk Demokratlar Birliği’nin düzenlediği vatandaş buluşmasına katıldık. 20 bin vatandaşımızla buluştuk, hasret giderdik. Üç vatandaş buluşması gerçekleşti. İlkini Köln, ikincisi Viyana, üçüncüsü ise Lyon olmuş oldu. orada yaşayan vatandaşlarımızın morallerinin yüksek olduğunu bizzat müşahede ettim. Askerlikle ilgili konularda kolaylıklar sağladık, bulundukları ülkede oy verme hakkı, Türkiye ile ilgili irtibatlarını daha da güçlendirdi. Vatandaşlarımız ilk kez olarak cumhurbaşkanlığı seçimlerinde oy kullanacaklar. Tüm genel seçim ve halk oylamalarında Türkiye’ye gelmelerine gerek kalmaksızın demokratik tercihlerini yapabilecekler. Oy kullanma tarihleri tabi ki buradan farklı olacak, bazı ülkelerde 4 bazı ülkelerde 2 gün olarak bu oy kullanma süreci devam edecek.Yurt dışında ilk tur 31 Temmuz 3 Ağustos, seçimler ikinci tura kalırsa 17 ila 20 Ağustos tarihi arasında olacak. Büyükelçiliklerimiz seçimlerinin sağlıklı şekilde yapılmasını, katılımın yüksek olmasını sağlamak için çalışmalarını sürdürüyorlar.Cumartesi akşamı Fransa’dan döndük. Pazar günü çalışmalarımıza devam ettik. İlk olarak Ak Parti İstanbul İl Teşkilatımızın danışma meclisi toplantısına katıldık. Ardından milli irade platformunun düzenlediği STK buluşmasına iştirak ettik. Böyle bir buluşmayı 25 Ocak’ta yapmış, gerçekten istifade etmiştik.'BİZE OY VERENLER - VERMEYENLER DİYE AYIRMADIK'Sevgili peygamberimizin “ümmetimizin ihtilafı rahmettir” diye buyurdu biliyorsunuz. İhtilaftan kasıt çatışma değildi. İstikamet belliyken, menzil belliyken, helal haram çizgileri belliyken, farklı yolların izlenmesi hayırlı bir ihtilaf olarak hazreti peygamber tarafından rahmet olarak tarif edilmişti. Her insan nevi şahsına münhasırdır. Fikirler beceriler farklı olabilir. Mezhepler meşrepler tutulan yollar farklı olabilir. Bu farklılıklar çatışmanın değil, renkliliğin yani zenginliğin belirtisidir.Biz mezheplere meşreplere kültürlere karşı eşit mesafede olduk. Kucaklayıcı olduk, yapıcı davrandık. Hiçbir ferdi grubu bize oy verenler vermeyenler diye asla ayırmadık. Asla ve asla seçim sonuçlarını önümüze almadık. Kimin nereye oy verdiğini kriter olarak kullanmadık. Bizim kriterlerimiz bellidir, Türkiye Cumhuriyeti’nin bir vatandaşı olmak bizim için en önemli kriterdir.'YAŞAM TARZLARI BİZİM İÇİN ZENGİNLİK ALAMETİDİR'Bunun dışındaki her özellik, mezhep meşrep yaşam tarzları bizim için zenginlik alametidir. Türkiye’deki dini yapılanmalara cemaatlere aynen bu nazarla baktık. Bize oy versinler, yöntemlerimizi tasvip etsinler etmesinler, özgürce fikirlerini ifade edecekleri bir zemini inşa etmenin mücadelesi içinde olduk. On yıllar boyunca, örgütlenmenin, örgütlerin, dernek ve vakıfların üzerinde çok ciddi baskılar oldu, zulümler yapıldı. Farklı düşünen herkes ve her grup on yıllar boyunca ötelendi. Kurban derilerini kimlerin toplayacağı dahi bu ülkede bir dönem çok büyük zulümlere sahne oldu.'BU KURBAN SENİNDİR, DERİSİ DE SENİNDİR'Benim kurbanım, benim kurbanımın derisi, sana ne ya. Sen buna nasıl müdahale edersin? Hayır ben nereye istiyorsam oraya vereceksin dediler. Bunların hepsine biz son verdik. Dedik ki kardeşim bu kurban senindir, derisi de senindir. Nereye istersen oraya verirsin. Hristiyan, Musevi, Müslüman tüm inanç sahiplerinin, önündeki engelleri tek tek kaldırdık kaldırıyoruz.Azınlıklara ait gayrimenkuller el konulmuştu. Şimdi bu vakıflara tek tek biz iade ettik. Gayrimenkullerin toplam değeri 2 milyar doları aşmış vaziyette.Bundan dolayı Türkiye zayıflamadı. Toplumu korkuttukları gibi Türkiye bölünmedi. Azınlık vakıflarıyla ibadethaneleriyle ilgili bu adım, muhalefet partileri tarafından adeta sürekli sömürüldü. Bu Türkiye’nin sonu olur dediler, oldu mu? Hayır. Başörtüsünü yasaklayanlar, başörtüsünün Türkiye’yi böleceğini ifade ediyorlardı. Türkiye bölündü mü? Parçalandı mı? İşte biz serbest bıraktık. Dinlerle kültürlerle inançlarla ilgili yaptığımız her reformun öncesinde, başta CHP ve MHP olmak üzere, muhalefet karanlık tablolar çizdiler. Şu dilde tv açarsanız bölünür, klavyelere özgürlük getirirseniz Türkiye parçalanır. Peki ne oldu? hiçbir dedikleri çıkmadı. Ne oldu biliyor musunuz? CHP ve MHP’nin onların egemen zihniyetlerinin bizden önceki on yıllar boyunca gereksiz yere zulmettikleri ortaya çıktı.'CHP VE MHP VARLIK ZEMİNİNİ KAYBEDİYOR'Korkuları kendileri ürettiler. Korkularla milleti tehdit ettiler. Millete istedikleri gibi istikamet çizmeye çalıştılar. Aslında şu anda CHP ve MHP’nin hırçınlaşmasının altında bu yatıyor. CHP bölünme parçalanma korkusuyla işi idare etti. Varlık zeminini kaybediyor. MHP terör korkusuyla şehitleri istismar ederek işi idare etti. Şimdi bu korku ortadan kalkınca, o da varlık zeminini kaybediyor.Bu sabah yaptığı konuşmaya bakıyorsunuz Bahçeli’nin, aman yarabbi. Baştan aşağı, yine ifade ediyorum bu kürsüden ağzından salyalar akıyor. Biz öyle konuşmayacağız. Ve tamamıyla bir müfteri edasıyla yaptığı konuşma. İftiralarla dolu bir konuşma. 16 – 17 yıldır partinin başındasın geldiğin yer ortada. Ben MHP’li kardeşlerime hep sesleniyorum. MHP’yi küçülten bu adamla bir yere varamazsınız. Bu adam siyasette çırak bile olamadı, olamayacak da. Bunun varlığı MHP teşkilatı için bir tehlikedir. Bu denli bir tehlikedir. Bugün yine iftiralarla dolu, yolsuzluklar şu bu filan falan.'İSPAT EDEMEZSEN ALÇAKSIN ADİSİN'Kalkıp evladıma hazine arazilerinin tahsisinden bahsediyor. Bakın bu kürsüden söylüyorum. Terör örgütünün başıyla aynı sofraya oturup oturmamaktan bahsediyor. Ey Bahçeli, bunları ispat edemezsen sen alçaksın adisin.Üç buçuk yıl başbakan yardımcılığı yaptık. Takımın yargılandı. Niye kaçıp gittin iktidardan? Sakarya düzce depremlerinin altında kalan sensin sen. Oraları ayağa kaldıramadınız. Kaçıp gittiniz. Biz geldik ayağa kaldırdık. Bu ülkede faiz lobisinin ihya edilmesinin tek sebebi sizsiniz. Şu anda da beraber yandaş olduğunuz CHP o da aynı işi yaptı. CHP’nin yavrusu DSP ile beraberdiniz. Görev zararı adı altında, bu ülkede sıkıntılarının en önemli sebebi siz oldunuz. Ziraat Bankasını, Halkbank’ı batırdınız. Biz Halkbank’a şahsiyetini kazandırdık, kişiliğini kazandırdık. Esnafıma yüzde 47 ile kredi verirken, öbür tarafta aynı şekilde ziraat bankası yüzde 59’la kredi verirken. Biz bunları adeta sıfırladık, 0-5 aralığına indirdik. Bu halka zulmeden siz oldunuz.AYAKKABI KUTUSUNA MİLYARLARLA NE AVRO NE DOLAR SIĞMAZİkide bir ayakkabı kutularıyla konuşup duranlara sesleniyorum. Milyarlarla ne avro ne dolar sığmaz. O ancak sizin kasalarınıza sığar. Siz önce bunu ortaya koyun. Neler yaptıklarınızın hepsi ortada, o yüzden kaçıp gittiniz. Ben davalarımı yine açacağım. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti’nin başbakanına köksüz diyecek kadar kökten binasip olan kişi bunun hesabını verecektir. Despot diyen bir adam bunun hesabını verecektir.“CEMAAT MASKESİ ALTINDA İHANET ŞEBEKESİ İNŞA EDİLDİ”Görünürde öğrenci yetiştiriyor, yoksul öğrencilerin elinden tutuyorlardı. Milletimizin değerlerinin şefkatinin merhametinin yardım etme hissiyatının görünenden çok farklı amaçla kullanıldığı acı bir şekilde ortaya çıktı. 40 yıl boyunca cemaat maskesi altında ince ince sinsi şekilde bir ihanet şebekesinin inşa edildiğini gördük. Öyle bir notaya geldi ki, benden olmayanın söz hakkı yaşam hakkı yoktur demeye başladı. Hiçbir alanda başkalarının varlığına tahammül edemez hale geldiler. Tatmin edilemez bir hırsla, kendileri gibi her grubu son derece iğrenç metodlarla saf dışı bırakmaya başladılar. Kendilerine rakip olan herkes, yanlarındaki arkadaşlarını, telefonlarını dinleyerek, iftira atarak saf dışı bırakma gayreti içine girdiler.“BUNLARIN BİZİM DÖNEMİMİZDE BÜYÜDÜKLERİ GELİŞTİKLERİ İDDİASI ASILSIZ BİR İDDİADIR”Öyle bir noktaya öyle bir azgınlık seviyesine ulaştılar ki, Türkiye’nin istikametini tek başlarına belirlemek gibi bir şehvete kapıldılar. Orada maskeleri düştü. Gerçek yüzleri ortaya çıktı. Dertlerinin talebe yetiştirmek, yoksulların elinden tutmak olmadığı, dertlerinin iktidar olduğu güç olduğu orada ortaya çıktı. Başta emniyet ve yargıya yerleştirdikleri maşaları dışında teşebbüslere giriştiler. Bize farklı göründüler. Ama başka işlerin içine girdiler. Bunların bizim dönemimizde büyüdükleri geliştikleri iddiası asılsız bir iddiadır. 12 Eylül darbesine bakın bunların oradan güç devşirdiklerini görürsünüz 28 Şubat’ta görürsünüz. Uluslararası bazı çevrelerden özellikle de istihbarat örgütlerinden bunların güç devşirdiklerini görürsünüz. Her işlerinde tedbir adı altında 40 yıllık gizlenme taktiklerini kullandılar.“BÖCEK’TE BİZ İKİ YIL BEKLEMEDİK ONLAR ENGELLEDİ”Nasıl hukuk cinayetlerini işlediklerini geçmişte fark edebilmek kolay değildi. Evet mağdurlar biliyorlardı fakat ateş düştüğü yeri yakıyor. Bizim de milletimin de gerçeklerden haberdar olmamız engelleniyordu. İşte böcek soruşturması. Bazıları soruyor, neden iki yıl beklediniz? Biz iki yıl beklemedik, onlar maşaları yoluyla iki yıldır soruşturmanın üzerini örtüyorlar. Biz bunun takipçisiyiz. Bunu takip edeceğiz.“MASUM İNSANLARI DAHİ NASIL ZİNDANA ATTIKLARI TEK TEK ORTAYA ÇIKIYOR”Sırf kendileri gibi düşünmüyor diye masum insanları dahi nasıl zindana attıkları tek tek ortaya çıkıyor. Darbeyle mücadele ediliyor görüntüsü altında masum insanların nasıl mahkum edildiği tek tek ortaya çıkıyor.“BUGÜN EVET HAYIRCILARA YARADI”2010 yılında halkın oyuyla yaptığımız anayasa değişikliği bugün geç de olsa hatan dönüşün vasıtası olmuştur. O değişikliği olmasa halen içerde olacaklardı. AİHM’e gittikleri zaman böyle bir tabloyu karşılarında bulabilecekler miydi? Hayır. Fakat biz bireysel başvuruyu getirmek suretiyle böyle bir imkanı yakalamış oldular. Bugün bahçeli yine aynı şeyleri konuşuyor, diğeri konuşacak. Çünkü bunlar o referandumda biliyorsunuz bizim getirdiğimiz değişikliğe ‘hayır’ dediler. Biz ‘evet’in mücadelesini verdik, bugün evet hayırcılara yaradı.“HALA KENDİNE GELEMEMİŞSİN”Bazıları cezaevinden çıkınca, oradan intikam ifadeleriyle bağırıp çağırıyorlar. Sen bir defa kendine gel. Hala kendine gelememişsin. Bunu bir defa hal yoluna koymak gerekir. Ne olacak? Kılavuz ortada, kendileri de ortada. Bunların birbirinden farkı olmaz.O anayasa değişikliği olmasa 12 Eylül sorumluları yargıda da mahkum olmayacaklardı. AYM, HSYK değişikliğiyle ilgili seçimi yapmasa yargı tartışılıyor olmayacaktı. Yargı Türkiye’deki tüm devlet kurumları içinde son sıraya düşmüş durumda, güvenilirliği itibariyle.“İNANIN ORTAYA ÇOK DAHA FAZLA BİLGİ BELGE ÇIKACAK”Yargı ne CHP’nin ne MHP’nin ne Pensilvanya’nın egemenliğine asla teslim olmayacak. Yargı birilerinin arka bahçesi değil, milletin yargısı olacak. İnanın ortaya çok daha fazla bilgi belge çıkacak. Yargı emniyet içinde nasıl ahlak dışı vicdan dışı komplolara giriştikleri ortaya çıkacak. Ben milliyetperver olan yargı mensuplarına güveniyorum. Bu süreci onlar aslına dönüştürecekler.Hem yargı hem emniyet içinde vatanını milletini seven bütün vatandaşlarımız o mücadeleyi inanıyorum ki yüreklerini gönüllerini ortaya koyarak sürdürecekler. Daha önce de söyledim. Polis fezlekesine şüpheli diye isim koyacaklar, neye bakıyorlar, şüphelinin çocuğu hangi okulda okuyor, malum gazetelere üye mi değil mi? Buna bakıyor şüpheli yapıyorlar. Yargı bu urun temizlenmesi için cesur olmak zorundadır. Savcılarla ilgili öyle iddialar ortaya çıkıyor ki, hediyeler, tatiller vesaire. HSYK da ortada bu kadar deliller şüphe varken maalesef bunu izlemekle yetiniyor. Bir ülkenin başbakanın ofisine dinleme cihazı koyulması, sadece başbakanın şahsına değil, o ülkenin tamamına yapılmış bir ihanettir.“BİZ YARGIYA MÜDAHALE ETMİYORUZ, YARGIYA GÖREVİNİ HATIRLATIYORUZ”Başbakanın ofisine bu böcekleri koyanlar, kim bilir millete neler yaptılar, yapıyorlar. Binlerce on binlerce sanatçısına varıncaya kadar herkesi dinlemişler. Polis üniforması içinde birileri çıkıp da başbakanın ofisine koyuyorsa, yarın gidip hakimin savcının yatak odasına kamera koymaktan da çekinmez. Koymadıkları ne malum?Kitap yazma hazırlığını yaptı diye insanlar mahkum ediliyor. Ama dinleme cihazı koyan zanlılar, dışişleri bakanlığındaki toplantıyı dinlenmesinden haberi olanlar ellerini kollarını sallayarak dolaşabiliyorlar. Biz yargıya müdahale etmiyoruz, yargıya görevini hatırlatıyoruz. İşte 17-25 aralık’ta biz dik durmasaydık, ortada yargı diye bir şey kalmayacaktı.“O PENSİLVANYA’DAKİ (PINARHİSAR) YATIŞIMIN NEDENİ BENİM ASİLLİĞİMİN İFADESİDİR”SELAM örgütü diye bir örgüt uydurdular. Kendileri gibi düşünmeyen herkesi toplamış olacaklardı. Hazırladıkları fezlekeyle, sizler burada, kendilerine tabii olmayan kim varsa alıp götüreceklerdi. Şimdi CHP MHP bu Pensilvanya çetesinin arkasında duruyor.Ne diyor Bahçeli biliyor musunuz? Pınarhisar’da yattığın günleri arayacaksın diyor. Ey Bahçeli, o Pensilvanya’daki (Pınarhisar yerine yanlışlıkla Pensilvanya dedi) yatışımın nedeni benim asilliğimin ifadesidir. Sen bir defa kendine bak. Pınarhisar günleri, senin düşündüğün ya da düşlediğin günler değil zaten. Eğer bizim için o tür günler yine gelecekse, biz öper başımıza koyarız. Bundan herhangi bir sıkıntımız yok. Yeri geldiği zaman Ziya Gökalp dersin…“Minareler süngü, kubbeler miğfer, Camiler kışlamız, müminler asker” Cümlelerinden rahatsız oluyorsan bu millet seni gerekli olan yere zaten mahkum edecek.“SON KULLANMA TARİHLERİ GEÇİNCE ONLARI DA SIRTLARINDAN HANÇERLEYECEKLER”CHP MHP Pensilvanya’nın arkasında duruyorlar. Son kullanma tarihleri geçince onları da sırtlarından hançerleyecekler. Kılıçdaroğlu mu dik duracak, Devlet Bahçeli mi dik duracaklar? Şimdi ki genel müdüre kurmayacaklarını mı zannediyorsunuz? Anayasa oylamasında parlamentoda bize bu haber geldiğinde, Baykal’la ilgili onu hemen yarım saat içerisinde yayından kaldıran benim. Fakat Kılıçdaroğlu hala bunu farklı şekilde yorumlama yollarına gidiyor.“BİZ CHP İÇİN DE MHP İÇİN DE DİK DURDUK, DİK DURACAĞIZ”Çünkü kendisi o kasetle geldi. MHP’li vekillere kurduklarının aynısını Devlet Bahçeli’ye kurmayacaklar mı? Onu da yayından süratle kaldırtan biz olduk. Bu Pensilvanya çetesi var olduğu sürece o kayıtları da muhafaza edecek. Gün gelecek CHP’yi MHP’yi yeniden dizayn etmek bunlar için önemli, o kayıtlar da ortaya çıkacak. Biz CHP için de MHP için de dik durduk, dik duracağız. Bu çetenin siyaseti yargıyı yasamayı dizayn etmesine asla müsaade etmeyeceğiz. CHP ve MHP bu çeteyi korusa da biz bu çetenin inlerine gireceğiz. Zaten girdik, giriyoruz.Cumhurbaşkanlığı seçimlerine artık 47 gün kaldı. Adaylık başvurusu için de 10 günlük süre var. Son değerlendirmeleri yapacak, adayımızı 1 Temmuz Salı günü açıklayacağız. Hemen ardından yollara revan olacak. Milletimizden adayımızdan yetki isteyeceğiz.Kendileri aday olamadılar. Siyasetin güç kazanmasını istemediler. Hatta şu ifadeleri de kullandılar 'Biz cumhurbaşkanlığı makamının siyasetçi olmasını da istemiyoruz'Yani siyasetçi olmasını istemeyecekseniz de apoletli olmasını mı isteyeceksiniz? adayımız kim olursa olsun, AK Parti'nin istikametinde, heyecanında, gücünde hiçbir değişiklik olmayacak. Bu konuda yapılan tartışmaları hem gereksiz hem de art niyetli tartışmalar olarak görüyorum. Önemli olan AK Parti'yi kimin yönettiği değil AK Parti'nin ne olduğudur. Şunu unutmayın.Baki olan davalar, fanilerden öte hizmetkarlarıyla yürür. Önemli olan şahıslar isimler değil muhtevadır. Allah’a çok şükür mayası sağlam, ilkeleri politikaları sağlam bir partimiz var. AK Parti şahıslara göre istikameti değişen değil, şahıslara istikamet belirleyen bir partidir.AK Parti başta parlamento grubu olmak üzere kulislerin bir partisi olmamalıdır olamaz. Şunu da açıkça söylüyorum. Ganimet paylaşımı peşinde olmayı arzu etmek bizim şiarımız değildir. Bizim hedefimizde sadece cumhurbaşkanlığı seçimi vardır. 2015’ten sonrası nasıl gidecek, bunları konuşmanın yanlış bir yaklaşım türü olduğunu hatırlatmak istiyorum. Bırakın küçük hesapların peşinden başkaları koşsun. Küçük hesapların peşinden muhalefet koşsun. Biz büyük bir dava çınarının kollarıyız, büyük hedeflerin peşinden koşacağız. Küçük hesapların peşinden küçük insanlar koşar.Diyarbakır’da evlatları için yüreklerini ortaya koyan ağlayan anneleri burada görüşeceğiz. Neler yaptık, neler yapabileceğimizin değerlendirmeleri yapacağız. Bizler bu anneleri yalnız bırakmamak için bütün imkanlarımızla seferber olmuş durumundayız. Başta HDP olmak üzere burada yapmaları gereken görevler var. gittik dağdan şunları aldık getirdik diyeceksin, öbür tarafta sessiz kalacağız, belediyenin önünden kalkıp gitmesi için her şeyi yapacaksın. Hani siz özgürlük barış diyordunuz? Galatasaray annelerine gösterdiğiniz ilgiyi alakayı Diyarbakır’daki annelere niye göstermiyorsunuz?haberler.com
Aksaray'da 5 Bin Kişilik HDP Protestosunda Olaylar
Aksaray'da dün Halkların Demokratik Partisi (HDP) İl Başkanlığı açılışında laf atmayla başlayan olaylar bugün kitlesel gösteriye dönüştü. Çıkan olaylarda 30 kadar kişi yaralandı. HDP Eş Başkanı Sabahat Tuncel’in katıldığı dünkü tören sırasında zafer işareti yapan HDP’lilerle bir grup arasındaki olaylar sırasında partinin seçim otobüsü taşlandı. Polisin oraya girmesiyle olaylar yatışırken bugün akşam saatlerinde toplanan yaklaşık 5 bin kişi, HDP il binasına yürüyüşe geçti. Saldırı girişimine karşı önlem alan polis öfkeli kalabalığı dağıtmak için biber gazıyla müdahale etti ve ortalık savaş alanına döndü. Milliyet
Sebahat Tuncel'den CHP'ye İlginç Eleştiri
HDP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel ve HDP İstanbul milletvekili Levent Tüzel, seçim çalışmaları kapsamında Çorum'u ziyaret etti. Burada partililere seslenen Sebahat Tuncel CHP'ye yüklendi. Tuncel, 'Cumhuriyet Halk Partisi olmasa başbakan bu kadar iktidarda kalamaz' dedi.CHP'Yİ TOPA TUTTUCHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nu eleştiren Tuncel, 'Hükümetin bu halde olmasının bir nedeni de ana muhalefet partisi. Öyle bir ana muhalefet partisi var ki maşallah başka bir şeye gerek yok. Başbakan da diyor ya 'İyi ki Cumhuriyet Halk Partisi var. O olmazsa biz iktidar da bu kadar kalamazdık' çok doğru söylüyor. Cumhuriyet Halk Partisi olmazsa başbakan bu kadar iktidarda kalamaz' ifadelerini kullandı.'SOL BOŞLTA, SOL BİZDE'CHP'nin iktidar olmak gibi derdinin bulunmadığını dile getiren Tuncel, 'CHP'nin bir derdi var. Başbakandan boşalan koltuğa sayın Kılıçdaroğlu 'ben oturabilir miyim' hayali o. Ne diyor, 'AK Partide onurlu insanlar var. Başbakan gitsin, AK Parti kalsın'. O zamanda bizim aklımıza şu geliyor; herhalde Kılıçdaroğlu AK Parti'nin başkanlığına soyunuyor. Hesap sormayacağına göre. İktidar olmak isteyen bir parti bunu yapmaz. Ne yaptı şimdi; AK Parti ile kavgaya giren cemaatle yan yana. Şimdi CHP, cemaat ve eski ülkücüler ittifakı var. Kendisine sağdan yol açtı. Herkes sağa kayıyor. Sol boşta, sol bizde' dedi.HDP'YE YAPILAN SALDIRIHDP'nin otobüsüne yapılan saldırıyla de açıklamada bulunan Tuncel, 'Bizim Sinop'a girmemize izin vermeyenlere Karadeniz halkı cevap verdi. Şimdi Karadeniz'in her yerinde HDP bayrağı yükseliyor. Ordu'dan Trabzon'a her yerde HDP'nin adayları var. Faşizan saldırılar bitiyor mu bitmiyor. Urla'da karşımıza çıktı. Edirne Keşan'da karşımıza çıktı. Dün Aksaray'da karşımıza çıktı. Bugün otobüsümüzle size seslenecektik ama yok. Kamyonumuz var. Otobüse taş atanlar bu ülkeyi kurtardılar mı. Biz yolumuza mücadelemize devam edeceğiz' diye konuştu.
'Çelik Kasalarda, Ayakkabı Kutularında Boğulsunlar'
BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, seçim mitinglerine bugün Diyarbakır'ın Hazro, Silvan ve Bismil İlçesi'nde sürdürdü. İlk mitingi Hazro'da yapan Demirtaş, seçimlere hazırlanırken bir kez daha bu onurlu halkın huzurunda olmaktan onur duyduklarını söyledi. Demirtaş, şöyle konuştu: 'Bizler açısından mesele sadece seçim meselesi değil. Sadece seçimden seçime halkın karşısına çıkan parti değiliz. Bizler seçim için kurulmuş bir parti değiliz. Kürdistan'da, Kürt olduğunu düşünmeye, Kürtçe bir nefes almaya insanların korktuğu günlerde bu halkın evlatları faşizme karşı direne direne bu partiyi kurdular. Bu faşist zihniyet bu halkı bu topraklardan silmek için bütün güçlerini kullandıkları dönemde işkenceyle, ölümlerle bu halkı bitirmek istedikleri günlerde bu halkın evlatları direnerek bu günlere geldi.' 'ÇELİK KASALARDA, AYAKKABI KUTULARINDA BOĞULSUNLAR' BDP Genel Başkanı Demirtaş, sözlerini şöyle sürdürdü: 'Dünyanın en değerli şeyi 'Para ve mülktür diyenler' bu partiyi anlamazlar. Koltuk için halkının bütün değerlerini satanlar bu partiyi anlamaz. Bırakın anlamasınlar, onlar çelik kasalarında, ayakkabı kutularında boğulsunlar. Bizler gencin, kadının, yaşlının, işçinin, esnafın ödediği bedellerle bu partiyi bu noktaya getirdik. Kişinin bize vereceği oyun anlamı; 'Bu baskılara boyun eğmedim' demektir. Bizim için o oyun anlamı onlarca belediyeden daha önemlidir. BDP'ye verilecek oy o yüzden önemlidir. Biz sırtımızı bugüne kadar kimseye dayamadık. Ne emperyalist devletler ne de o, bu cemaata biz halkımıza güvenerek bu günlere geldik. Bundan sonra da ele ele verip yürümeye devam edeceğiz.' AKSARAY TEPKİSİ BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Aksaray'da HDP'lilere yönelik saldırıya sert tepki gösterdi. Demirtaş, şöyle devam etti: 'Oradaki partilerimizi biraz da polisin desteğiyle binlerce kişi linç etmek istedi. Siyasi çalışma yürütenlere engel çıkarmamak gerek. İnsanlar bize oy vermeyebilir, bizi protesto edebilir. Ama, araçlarımızı, yöneticilerimizi lince varıncaya kadar şiddetle terörize edemezler. Bu halk sahipsiz değildir. Bu halk onları tükürüğünde boğar. Bizim suskunluğumuz olgunluğumuzdandır. Bir kez daha aynı durum yaşanırsa bize seçim çalışması yaptırmayacaklarsa bu hükümet sandığı bile göremez. Bize seçim çalışması yaptırmayanlar seçim sandığını bile göremez. Bize yönelik saldırılara meşru savunma temelinde cevabını veririz. Herkes bunu böyle bilsin.'Yurt
Gezi Aileleri Devletten Tazminat İstiyor
Gezi direnişinde yaralananlar ile hayatını kaybedenlerin ailelerinin kurduğu Gezi Şehit ve Gazileri Platformu maddi ve manevi tazminat talebiyle İçişleri Bakanlığı’na dilekçe gönderdi. Dilekçeler İstanbul ve Ankara’da eş zamanlı basın açıklamalarının ardından postaneye verildi. Platform, başvuruda bulunacak kişilere maddi ve manevi tazminat talebi konusunda zaman kısıtlaması olduğu uyarısında bulundu. Avukat ve bilgi desteği için kendilerine internet adresi ve sosyal medyadan ulaşılabileceğini anımsattı. İstanbul’da Galatasaray Lisesi önünde yapılan basın açıklamasına Gezi’de hayatını kaybeden Mehmet Ayvalıtaş’ın babası Ali Ayvalıtaş , Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleri Süleyman Çelebi , Haluk İyidoğan ve İlhan Cihaner , Özgürlük ve Dayanışma Partisi Genel Başkanı Alper Taş , Halkların Demokratik Partisi İstanbul Büyükşehir Eş Başkan adayı Pınar Aydınlar , Ezilenlerin Sosyalist Partisi Parti Meclis Üyesi Ayhan Yener ’in de aralarında olduğu kişi ve kurumlar katıldı. Platform adına basın açıklamasını Gezi’de plastik mermi nedeniyle bir gözünü kaybeden Volkan Kesanbilici okudu. Kesanbilici, yaralanmalarına ilişkin suç duyurularının savcıda beklediğini hatırlattı. Gezi’de hayatını kaybedenlerin kamera kayıtlarının kamuoyu baskısı ile ortaya çıktığını söyleyen Kesanbilici, yaralananlara ilişkin bu görüntülerin elde edilmediğini anlattı. “Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesindeki kayıtlar, savcılar tarafından kezlerce istenmesine karşın, çoğu durumda bir gerekçe bile gösterilmeden gönderilmedi. Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde suçlular korunmakta ve kayrılmaktadır. Adalet, suçu işleyenler ve onlara yataklık edenler tarafından fiilen engellenmektedir. Ülkede can güvenliğini ve halkın can güvenliğini sağlamaya çabalayan bir kamu yetkesi kalmamış gözükmektedir.” Gezi'de TOMA'dan sıkılan su nedeniyle kaburgaları kırılan Beycan Taşkıran da '17 Aralık sonrası Gezi'nin ortaya çıkış nedeni daha net anlaşıldı. Gezi'de insanlar onurlu bir gelecek için isyan etti. Mahkemeler, sokaklar, gaz bombaları insanları yıldırmadı, yıldırmayacak' diye konuştu. Açıklamanın ardından dilekçeler Galatasaray Postanesi’nden İçişleri Bakanlığı’na gönderildi. Platform, bundan sonraki günlerde de dilekçeleri göndermeye devam edecek. Platform açıklaması ve Avukat Aslı Kazan ’ın bianet'e verdiği bilgilere göre idarenin kusurlu olduğu eylemden dolayı zarar oluştuğu durumlarda maddi ve manevi tazminat talebi önce idareye gidiyor. Emniyet memurları da İçişleri Bakanlığı’na bağlı oldukları için bu durumda İçişleri Bakanlığı’na başvurmak gerekiyor. Bakanlık dilekçelere 60 gün içinde cevap vermek zorunda. Talepleri karşılamazsa dava açılabiliyor. Maddi ve manevi tazminat davası için zarar görüldüğü tarihten itibaren bir yıl içinde dava açılması gerekiyor. Bakanlığın 60 günlük bekleme süresi de göz önünde bulundurularak saldırıdan itibaren yaklaşık 10 ay içinde dilekçeler verilmeli. İçişleri Bakanlığı’na iadeli-taahhütlü olarak gönderilmesi gereken dilekçelerin avukatların yardımıyla kişiye özel olarak hazırlanması gerekiyor. (BK) Platforma internet sitesi adresinden, sosyal medyada Gezi Şehit ve Gazileri Platformu ve Gezi Parkı Protestosunda Şiddet Görenler Platformu sayfalarından ulaşabilirsiniz.Bianet
Ülkücüler, HDP'nin Bayraklarını Kesti
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Ertuğrul Kürkçü ve bazı parti yöneticileri geldikleri Ordu'da ülkücülerin protestosu ile karşılaştı. Altınordu İlçesi Şarkiye Mahallesi'nde HDP seçim bürosu önünde toplanan grup slogan atarken, bir kişi bıçakla HDP'nin bayraklarını kesti. HDP Eş Genel Başkanı Ertuğrul Kürkçü, seçim otobüsü ile Samsun'dan karayoluyla Ordu'ya geldi. Karanfillerle Şarkiye Mahallesi'nde ki seçim bürosuna yürüyen Ertuğrul Kürkçü ve beraberindekiler daha sonra burada toplanıp bozkurt işareti yapan bir grup tarafından protesto edildi. Tekbir getirerek slogan atan grup seçim bürosuna girmeye çalıştı. DHA
Sırrı Süreyya, 'Projeleriniz Nedir?' Sorusuna Öyle Bir Yanıt Verdi ki...
CNN Türk'te 'Baştan Sona' programına katılan HDP İstanbul adayı Sırrı Süreyya Önder, geceye verdiği cevapla damga vurdu. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na aday olan Sırrı Süreyya Önder'in projeleriyle ilgili bir soruya verdiği yanıt gazetecileri gülme krizine soktu... İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na neden aday olduğunu anlatan Önder, gazeteciler Ruşen Çakır ile Elif Çakır'ın da sorularına yanıt verdi. Star Gazetesi yazarı Elif Çakır ve moderatör Akif Beki Önder'in seçim projelerine yönelik soru sorarak 'Seçilirseniz ne yapacaksınız? Adayları görüyoruz ellerinde dosyalarla dolaşıyorlar. Projelerini neler' diye sordular? ANANIZDAN PROJEYLE Mİ DOĞDUNUZ? Bunun üzerine Sırrı Süreyya Önder ' Nedir bu proje merakınız. Ananızdan projeyle mi doğdunuz' şeklindeki yanıtı verince gazeteciler kahkahaya boğuldu. Akif Beki Önder'in cevabı üzerine ' Artık eller havaya, artık diyecek başka söz yok diyerek' karşılık verdi.
BDP ve HDP Heyeti İmralı'ya Hareket Etti
BDP Grup Başkanvekilleri İdris Baluken, Pervin Buldan ve HDP Genel Başkan Yardımcısı Sırrı Süreyya Önder, Öcalan ile seçimlerden önceki son görüşmeyi yapmak üzere İmralı Adasına hareket etti.BDP ve HDP’den oluşan heyet, 30 Mart yerel seçimler öncesi Abdullah Öcalan ile görüşmek üzere İmralı Adası’na gitti.BDP Grup Başkanvekilleri Pervin Buldan ve İdris Baluken ile HDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, 30 Mart’ta yapılacak yerel seçimler öncesi son görüşmeyi yapmak üzere bugün sabah saatlerinde Abdullah Öcalan ile görüşmek üzere İmralı Adası’na hareket etti.Geçtiğimiz günlerde, kardeşi Mehmet Öcalan’ın ziyaret ettiği Abdullah Öcalan’ın, seçimler öncesi yerine getirilmesini istediği konuları görüşecek. Bu konuların başında yerel seçimler, Nevruz ve Suriye’nin Rojava Bölgesi’ndeki gelişmelerin yeraldığı ifade edildi.ZETE
HDP, Seçim Güvenliği İçin AGİT'e Başvuracak
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkan Yardımcısı Saruhan Oluç, seçim güvenliğinin olmaması ve seçim güvenliğinin sağlanmaması nedeniyle Türkiye hükümetinin uyarılması konusunda Avrupa Güvenlik İşbirliği Topluluğu’na başvuru yapacaklarını söyledi.Saruhan Oluç, partisinin Genel Maden İşçileri Sendikası’nda düzenlenen aday tanıtım toplantısında yaptığı konuşmasında, 30 Mart yerel seçimlerinde alacakları sonuçların kendileri için önemli bir işaret olacağını söyledi. Oluç, şöyle dedi: “Bir tanesi çok kısa zamanda hazırlandık bu yerel seçime. Bunun sonuçlarını göreceğiz. İkincisi bir maya attık aslında. Bu maya tuttu mu onun sonuçlarını göreceğiz. Bunun için de çok önem veriyoruz. Bu seçim sonunda ortaya çıkan tabloyu BDP ve HDP ortaklığının aldığı sonuç nedir bunu göreceğiz. Bu seçimlerde HDP-BDP ortaklığı aslında Türkiye’nin bu seçimden en başarılı çıkan yapıları olacak. 30 Mart akşamı olduğunda iki şey görülecek. Bir tanesi Türkiye’nin her tarafında BDP-HDP ortaklığının ciddi bir güç kazandığı görülecek. İkincisi de yerel yönetimler açısından baktığımızda da Ak Parti’nin yerel yönetimlerdeki iktidarına karşı alternatifin ve ciddi muhalefetin aslında BDP-HDP ortaklığı olduğunu göreceğiz. Eğer genel seçimlerle Cumhurbaşkanlığı seçimlerini birleştirmezlerse 2015 yılında Türkiye’nin siyasi tablosunun değişmesine, eşitlik, özgürlük, adalet ve demokrasi için barış için mücadele edenlerin bu siyasi tabloda belirleyici bir güce ulaşmalarına yol açacak bir sonuç olacaktır.” Son günlerde partilerine yönelik yapılan saldırılara da değinen Oluç, sözlerini şöyle tamamladı: “Biz eleştirilebiliriz. Herkes her türlü eleştiriyi yapabilir. Kimse bizi sevmek zorunda değil, beğenmek zorunda da değil. Fikirlerimiz, politikalarımız, projelerimiz var. Bunları tartışabiliriz. Eleştirileri dinleriz. Herkesin söyleyeceğinden bir şeyler öğreniriz, varsa yanlışlarımız bunları düzeltmeye çalışırız. Ama bütün bunları demokratik bir ortamda, medeni bir şekilde birbirimizle konuşarak kimi zaman öfkelenirsek sesimizi de yükseltebiliriz ama birbirimizi dinleyerek ve konuşarak yaparız. Saldırmak neyin nesi. Saldırmakla ne amaçlanıyor. Taş atmakla, seçim otobüsümüzün bütün camlarını kırmakla ne amaçlanıyor? Türkiye’de özgürlük, demokrasi ve eşitlik mücadelesi verenler ne zaman bu tür şeylerle yıldılar, ne zaman bu mücadeleden vazgeçtiler, ne zaman bu mücadelenin gerisine düştüler. Ne zaman ırkçıların bu saldırıları bizi yıldırabildi. Hiçbir zaman yıldıramadı. Biz bu saldırılarla ilgili iki kere hükümeti uyardık. Dedik ki, ‘seçim güvenliğini sağlamak zorundasınız’. Fakat gördük ki bu konuda gereken hassasiyet gösterilmiyor. Bazı yerlerde polis güvenliği sağlıyor saldırganlığı önlüyor. Ama bazı yerlerde görüyoruz ki polisle işbirliği içerisinde bu saldırıyı yapıyorlar. İki uyarımızı yaptıktan sonra şu kararı aldık. Avrupa Güvenlik İşbirliği Topluluğu’na başvuru yapacağız. Seçim güvenliğinin olmadığını ve seçim güvenliğinin sağlanması için gereken uluslar arası adımların atılması gerektiği ve Türkiye hükümetinin uyarılması konusunda bütün yasal prosedürleri yerine getireceğiz ve bu konuda başvurumuzu yapacağız.” (DHA)zete.com