onedio
Görüş Bildir
article/comments
article/share
Haberler
Doktorların Hisli İnsanlar Olduğunu Şiirleriyle Gösteriyorlar! İşte Harika Şiirleriyle 11 Tıp Doktoru Şair

Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!

category/test-white Test
category/gundem-white Gündem
category/magazin-white Magazin
category/video-white Video

Doktorların Hisli İnsanlar Olduğunu Şiirleriyle Gösteriyorlar! İşte Harika Şiirleriyle 11 Tıp Doktoru Şair

emre a.
05.09.2018 - 14:56 Son Güncelleme: 06.09.2018 - 17:38

'Tıp fakültelerinden arada sırada doktor çıkar' diye bir klişe vardır. Hem tıptaki uzmanlıklarıyla hem hobileriyle hem yazarlıklarıyla bu klişeyi paramparça eden çok iyi tıp doktorları var. Doktorlara bir de bu açıdan bakmanız için 11 şair tıp doktoru hakkında kısa bilgiler derledik ve şiirlerinden örnekler sunduk.

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Cilt Hastalıkları Mütehassısı Şair Cenap Şahabeddin:

Cilt Hastalıkları Mütehassısı Şair Cenap Şahabeddin:

Servet-i Fünun şairi Cenab Şahabettin 1870'te Manastır'da

doğdu. 12 Şubat 1934'te İstanbul'da öldü. Babasının Plevne'de şehit düşmesinden

sonra ailesiyle İstanbul'a gelen Şahabeddin, ilköğreniminin ardından Gülhane

Askeri Rüşdiyesi'ni bitirdi. Tıbbiye İdadisi'nden sonra Askeri Tıbbiye'den

mezun oldu. Hekim yüzbaşı payesiyle Paris'te 4 yıl cilt hastalıkları ihtisası

yaptı. Cenap Şahabettin yurda döndükten sonra Mersin, Rodos, Cidde'de karantina

hekimliği, sıhhiye müfettişliği yapmıştı.

Şair Cenap Şahabeddin’in 

“Elhan-ı Şita” şiirinden bir bölüm:

Bir beyaz lerze, bir

dumanlı uçuş;

Eşini gaib eyleyen bir

kuş

gibi kar

Geçen eyyâm-ı

nevbahârı arar...

Ey kulûbün sürûd-i

şeydâsı,

Ey kebûterlerin

neşîdeleri,

O bahârın bu işte

ferdâsı:

Kapladı bir derin

sükûta yeri

karlar

Ki hamûşâne dem-be-dem

ağlar!”

Genel Cerrahi Uzmanı Şair Mustafa Şerif Onaran:

Genel Cerrahi Uzmanı Şair Mustafa Şerif Onaran:

1927'de İzmir'de dünyaya gelen Mustafa Şerif Onaran, lise

öğrenimini İzmir Namık Kemal Lisesi'nde tamamladıktan sonra 1948 yılında askerî

öğrenci olarak Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne girdi; 1954 yılında mezun

oldu. İhtisasını, Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nde cerrahi alanında tamamladı

ve ardından gastroenteroloji cerrahisi alanında uzmanlaştı. 1964 yılında

binbaşı rütbesiyle ordudan ayrılan Onaran, Ankara'da Yüksek İhtisas

Hastanesi'nde doktorluğa devam etti. 1993 yılında emekli oldu. 2013’te vefat

etti.

İlk şiirleri 1944 yılında İstanbul dergisinde yayınlanan

Onaran’ın sonraki şiirleri de Fikirler, Büyük Doğu, Hece, Varlık, Yücel ve Türk

Dili dergilerinde okuyucuyla buluştu. Mustafa Şerif Onaran’ın “Şerif Usta”

şiiri:

“Bir han köşesinde bu şehrin

Babam halı tamircisidir.

Dalıp gitmiş elleri, yüreği, yüzü;

Ya bir Yörük kiliminde,

Ya bir Buhara seccadesinde…

Anlar bütün ömrünü bu seccadenin,

Kimler kullanmış bunu kaç yıl önce.

Hangi taze dokumuş bilir.

Kanaatkâr adamdır Şerif Usta,

Temiz yürek deryadil kişidir.

Bir dolu zembille birazdan,

Evine döner akşam olmazdan

Köşe başından tanır ayak sesini Tekir’in…

Derken efendim, soframız kurulur.

Diz çöküp besmele çekilir

Dumanı tüten aşın çevresinde…

Yüzünde hatırası eski yılların,

Babam, en güzeli ihtiyarların.

Kahveye çıkar yemekten sonra,

Hele bir başlasın anlatmaya,

Unutursun derdini sohbetinde,

Sonra çırak çıkarıp iki mars bir oyunla,

Şöyle bir kapatışı vardır tavlayı,

Gözlüğünün üstünden bakışı vardır.

Halı örücüsüdür Şerif Usta,

Bu şehrin bir han köşesinde.”

Psikiyatrist Şair Behçet Aysan:

Psikiyatrist Şair Behçet Aysan:

1949 yılında Ankara'da doğdu. Selimiye Askeri Ortaokulu ve

Kuleli Askeri Lisesi'nde okudu. 1968'de Ankara Tıp Fakültesi'ne askeri öğrenci

olarak girdi. 12 Mart döneminden sonra politik nedenlerle ara vermek zorunda

kaldığı tıp öğrenimi sırasında çeşitli işlerde çalıştı. Mezun olduktan sonra

İzmit'e atandı. Ankara'da psikiyatri ihtisası yaptı. SSK Yenişehir Dispanseri'nde

doktor olarak çalışmaktaydı. 2 Temmuz 1993 tarihinde Sivas'ta Madımak Oteli'nde

yakılarak öldürülen 37 kişiyle birlikte can verdi.

Behçet Aysan’ın şiirleri 1979 yılından itibaren Türk Dili,

Yusufçuk, Tan, Yazın, Yarın, Yeni Düşün,, Sanat Rehberi, Broy, Gösteri vd.

dergilerinde yayınlandı. Aysan’ın “Sevmeyi Unutanlar İçin” adlı şiiri:

“sevmeyi unutmuşsunuz kardeşler

yalan her şey gibi

aşklarınız da.

yaşamı ölüm

diye anlatıyorlar size

yalanı gerçek diye.

ne leylakların

tomurundan

haberiniz var

ne önünüzden

kara bir tabut

gibi geçen geceden.

sevmeyi unutmuşsunuz kardeşler

yalan aşklarınız

da.”

İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Şair Hüsrev Hatemi:

İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Şair Hüsrev Hatemi:

1938 yılında İstanbul’da doğan Hüsrev Hatemi, 1956 yılında

İstanbul Atatürk Erkek Lisesi’nden mezun oldu ve İstanbul Üniversitesi Tıp

Fakültesi’ne girdi. 1966 yılında İç Hastalıkları uzmanı oldu. Bir süre

Almanya’da ve İngiltere’de de çalışmalarını sürdüren Hatemi, 2006’da emekli

oldu.

“İkbal Gazeli” adlı ilk şiiri 1962’de İslam dergisinde yer

alan Hatemi’nin şiir ve denemeleri Hareket, Türk Edebiyatı, Cumhuriyet,

Milliyet, Zaman, Mavera, Tarih ve Toplum, Tercüman, İtibar gibi gazete ve

dergilerde yayınlandı.

Hüsrev Hatemi’nin “Ağustos Melali” şiirinden bir bölüm:

“Cesâret kalbim, cesâret!

Sustun bütün kış, ürktün kırılmaktan;

Çok gerilerde kaldı derken kar,

Sonra bahar

Ve Temmuz geçti.

Yasımız duruldu, coşkumuz geçti...

Ne ümit var artık ne korku;

Ağustos gecesinde ağulu

Sesleri yalnız böceklerin...

Cisim sarayı yıkılmadan,

Yeni bir sevinçle yıka haydi

Geçmiş günlerin kıştan kalan,

Balçığını sanmam ki arınsın.

Bir devletin inkırazı sanırsın,

Ağustos güze terk eder mülkünü

Ve Zaman’ın Mehter Bölüğü,

İcra-yı âhenk edip sürekli,

Örtüyor gidenlerin çığlığını...

Cesâret ey kalbim, cesâret!”

Kadın Doğum Uzmanı Şair Süleyman Portakal:

Kadın Doğum Uzmanı Şair Süleyman Portakal:

1961 Aydın doğumlu Süleyman Portakal, Eskişehir Anadolu

Lisesi ve İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunu. Kadın doğum uzmanı olarak

İzmir Atatürk Eğitim Hastanesi’nde başladığı görevini 1987’den itibaren

Manisa’da sürdürdü. İlk şiir çevirisi Diriliş dergisinde, sonraki şiirleri ise

Selika, Poetika, Diriliş ve Yönelişler dergilerinde yayınlandı.

Şair Süleyman Portakal’ın “Çocukluğuma Sayın” şiirinden bir

bölüm:

“ellerinizi bana verir misiniz

bana, ben küçük çocuğa

bileklerinizi de verir misiniz

inanın bana bir şey yapmayacağım

iplerinizi çözmek istiyorum bir, bir de sizinle

Japonya'da yürümek

peşinizsıra gelen köpeği sevmek istiyorum

bakın, hem benim parmaklarım da yalnız artık

ama parmakların yalnız olması da güzel inanın

yaşam daha da güzel, güne girmesiyle Tanrının.

uzatın her şeyinizi verin bana

öpmek istiyorum onları boğmak istiyorum

bakmayın saçlarımın ıslak olduğuna

ben dua etmesini bile biliyorum

birazcık daha iyi dua edebilseydim diyorum

gökten estetik yağardı iyi olurdu

sizin saçlarınız da benimki gibi ıslak olurdu

ağzımızın istediği olurdu iyi dua edebilseydik

ağzımız ne çok şey isterdi.”

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Asabiye Mütehassısı Şair Halil İbrahim Bahar:

Asabiye Mütehassısı Şair Halil İbrahim Bahar:

Halil İbrahim Bahar 1928’de Trabzon’un Vakfıkebir ilçesine

bağlı Kavaklı (Zara) köyünde doğdu. İlk ve orta öğrenimini Trabzon’da

tamamladıktan sonra 1952’de İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni bitirdi.

1954-57 yılları arasında psikiyatri dalında uzmanlık öğrenimi gördü. 1960’ta

Sinir Hastalıkları Uzmanı olarak çalışmaya başladığı İstanbul –Samatya

Hastanesi Nöroloji Kliniği’nden 1989’da emekli oldu. Halil İbrahim Bahar’ın

şiirleri Beş Sanat, Doğu-Batı, Esi, Yelken, Evrim, Yeni İnsan, Ataç, Dönem,

Soyut, Sanat Olayı, Papirüs, Somut, Gösteri, Yazko Edebiyat, Karşı, Düşün,

Varlık, Edebiyat ve Eleştiri, Adam Sanat, Kıyı, Şiir Oku, Mecaz, Kitap-lık, Üç

Nokta dergilerinde yayınlandı.

 Yaşarken hiç kitap

yayımlamayan şair Halil İbrahim Bahar için Cemal Süreya şunları söylemişti:

“Şiir kitabını gün gün beklediğim, yayımlanması için her şeyi yapmaya hazır

olduğum, ilginç, benzersiz şair Halil İbrahim Bahar…”

Şair Halil İbrahim Bahar’ın “Elmalar” şiiri:

“dipdiri tutuyor beni,

ölü bir dünyada

göğsünden yayılan

sarı elma kokusu..

yüzüne bakıyorum,

daha yeni çiçeklenmiş

bir elma bahçesinde

buluyorum kendimi..

artık her şey

çiçek müziğine dönüşüyor.

senin şiirin

yazılıyor kendinden..”

Çocuk Doktoru Şair Ceyhun Atuf Kansu:

Çocuk Doktoru Şair Ceyhun Atuf Kansu:

1919 yılında İstanbul’da doğan Ceyhun Atuf Kansu, küçük

yaşta annesini kaybetti. Babasıyla birlikte 1921’de Ankara’ya gitti. Ankara

Gazi Lisesi’nin ardından İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni bitirdi. Ankara

Numune Hastanesi’nde çocuk hastalıkları ihtisasını tamamladıktan sonra Turhal

Şeker Fabrikası, Ankara Şeker Fabrikası ve Etimesgut Şeker Fabrikası’nda

hekimlik yaptı. Bir süre Şeker Fabrikaları Sağlık Müfettişi olarak görev yapan

Kansu, Etimesgut Şeker Fabrikası’nda çocuk doktoru olarak görevliyken 1978

yılında öldü.

Çocuk doktoru olarak çalıştığı yerlerde insanların,

özellikle çocukların yoksulluğunu, acılarını, hastalıklarını tüm samimiyetiyle

şiirlerinde dile getiren şair Ceyhun Atuf Kansu’nun “Dünyanın Bütün Çiçekleri”

şiirinden bir bölüm:

“Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum

Bütün çiçekleri getirin buraya,

Öğrencilerimi getirin, getirin buraya,

Kaya diplerinde açmış çiğdemlere benzer

Bütün köy çocuklarını getirin buraya,

Son bir ders vereceğim onlara,

Son şarkımı söyleyeceğim,

Getirin getirin... ve sonra öleceğim.

Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,

Kır ve dağ çiçeklerini istiyorum,

Kaderleri bana benzeyen,

Yalnızlıkta açarlar, kimse bilmez onları,

Geniş ovalarda kaybolur kokuları...

Yurdumun sevgili ve adsız çiçekleri,

Hepinizi hepinizi istiyorum, gelin görün beni,

Toprağı nasıl örterseniz öylece örtün beni.”

Onkolog Şair Hakan Savlı:

Onkolog Şair Hakan Savlı:

Hakan Savlı, 1965 yılında Ankara'da doğdu. Çocukluğu

İskenderun'da geçti. Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi'ni 1989'da

bitirdi ve kanser genetiği doktorası yapmaya başladı. 1992 ve 1993'te

öğrenimini Londra'da sürdürdü. 1994'te Çapa Tıp Fakültesi Organ Nakli

Ünitesi'nde çalıştı ve 1995 yılında Helsinki Üniversitesi Organ Nakli Araştırma

ekibine katıldı. Finlandiya'da moleküler metodlarla kanser genetiği

araştırmaları yapıyor.

İlk şiiri 1973 yılında Milliyet Çocuk’ta yayınlanan

Savlı’nın diğer eserleri de Adam Sanat gibi birçok dergide okura ulaştı. Hakan

Savlı’nın “Unutuş şiirinden bir bölüm:

ben gözlerinin ardından geldim

kırlar, kumrular, trenyolları

kahvelerde bir başıma aşkı düşündüm

borsalan filan kapanmıştı dünyada

‘ceylan’ dedim ‘… sen benim ince yanımsın’

soğuyan akşamlarda aşkı düşündüm

bilmem ki neydi ne vardı dedim

korucuların ateşleri mi

bezzazların göz yaşları mı

sılalar, turnalar… dinledim unutuşu

gel tut elimi ben gitmedim ben unutuşum

ben tozum o eskiden de yazdığın,

gel tut elimi sana verdiği

yumuşaklığı senden geri aldı

gel tut elimi ben gitmedim ben yokoluşum

caz saatleriyim eskiden de yazdığın

gel tut elimi… saklı acılar…

aşikâr şeyler için

… gel tut elimi, hiç kavuşmamak

ve müzik için”

Çocuk Doktoru Şair Orhan Asena:

Çocuk Doktoru Şair Orhan Asena:

1922’de Diyarbakır‘da doğan Orhan Asena, ilk ve orta

öğrenimini Diyarbakır’da tamamladı. İstanbul‘a giderek İstanbul Üniversitesi

Tıp Fakültesi’ni 1945 yılında bitirerek doktor oldu. Anadolu’nun çeşitli

yerlerinde hükümet tabibi olarak görev yaptı. 1952 yılında çocuk hastalıkları

uzmanlığını kazandı ve 1955 yılında uzman doktor olarak Çocuk Esirgeme

Kurumu‘nda görev yaptı.Bir süre Almanya’da da çalışan Asena, 2001’de Ankara’da

vefat etti.

1939’da Diyarbakır Halkevi’nin açtığı şiir yarışmasında

birinci olan Asena’nın ilk şiirinin yayımlandığı dergi Dicle Kaynağı idi. 1941

yılında daha tıp öğrencisi iken yazdığı şiirleri Yaratış, Çınaraltı, İstanbul

gibi sanat ve düşün dergilerinde yayınlandı. Edebiyatın bir çok dalında eser

veren Orhan Asena’nın “Kıt Kanaat” şiirinden bir bölüm:

“Kıt kanaat yaşayıp gidiyoruz

kıt kanaat seviyoruz birbirimizi

kıt kanaat anlıyoruz halden

ah insanlar... miskin insanlar...

Bir lokmanın telaşı içinde

alınıp satılırız biteviye

kıyasıya vurur kaderin silsilesi

şükreder kalırız düştüğümüz yerde

ah insanlar... korkak insanlar...

ne hakkımız var taşında toprağında

şu dünyanın, şu güzelim dünyanın

bir kolayı olsa gerek çocuklar

daha iyi daha mesut olmanın

ah insanlar hergele insanlar…”

Psikiyatrist Prof. Dr. Şair Kemal Sayar:

Psikiyatrist Prof. Dr. Şair Kemal Sayar:

Kemal Sayar 1966 yılında Ordu'da doğdu. Eskişehir Anadolu

Lisesi'ni bitirdikten sonra Hacettepe Üniversitesi İngilizce Tıp Fakültesi'nden

1989’da mezun oldu. 1989-1995 yılları arasında Marmara Üniversitesi Tıp

Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı'nda uzmanlığını yaptı.

Şiirleri Albatros, İkindi Yazıları, KayıtLAr ve Dergah

dergilerinde yayınlanan Sayar’ın “Rüknettin’in Kalbi İçin Kehanetler” şiirinden

bir bölüm:

“adım rüknettin, tanışıyor olmalıyız

bir çay ocağında ya da bir merdiven başında

sunmuş olmalıyım kalbimi size

bakın! demiş olmalıyım henüz avladım onu

iğvanın zehrini boşalttığı kuyularda.

yalnız günah parlar zifiri karanlıkta

ve kuyudan kuyuya bir yol yoktur

bir avcı tüfeğini doğrulttuğunda

ay gibi ışıdığında bir aşk

bir mevsim yönünü şaşırdığında.

hayret etmiş olmalısınız, kalbim

hezarfen misali havalanınca.”

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Doktor Şair Alper Gencer:

Doktor Şair Alper Gencer:

Hekim, şair, senarist ve yönetmen Alper Gencer; 1980 Van

doğumlu. 2005 yılında Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden mezun olan Gencer, mecburi

hizmetin ardından Trakya Üniversitesi Beyin Cerrahisi’ni kazandı. Orada iki

buçuk sene asistanlık yaptıktan sonra uzmanlık eğitimini bırakıp pratisyen

hekimliğe devam etti.

Çalışmaları, Dergâh, Varlık, Yasakmeyve,

Kitap-lık,Merdivenşiir, Derkenar, Kırklar, Çağlak, Yolcu, Hayal, Yeni Zamanlar,

Kırknar, Sefine, İtibar gibi dergilerde yayımlanan Alper Gencer’in “Hz. Ali’ye

Mektup” şiirinden bir bölüm:

“sen belki tanımazsın ama ben senin için ölürüm!

sen beni tanımazsan ben zaten ölüyüm!

bir Allah’a bir anneme sonsuz itimadım var

herkes beni yarı yolda bırakıyor ya Ali

herkes beni yarı yolda bırakıyor bu çok zor!

sana bu mektubu pişirilmiş çamurun içerisinden yazıyorum

ağaçların otların ortasında yaşıyorum

cayır cayır yanan bir orman ne kadar uzun yaşar?

Allah’ım benim yanmayan yerlerimden yangın çıkar

yanan öd ağacının külü olmak istiyorum

yanan bir öd ağacı gibi yanmak istiyorum

çakmağın varsa çak tutuştur kalbimi

kılıcın varsa çek yatıştır nefsimi

sebebin varsa çık karıştır derdimi

bir kez yüzün görmeye bu can kurban ya Ali”

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
5
1
0
0
0
0
0
Yorumlar Aşağıda
Reklam
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın
Josef Lewis

Merhaba ben Josef Lewis. Saygın, meşru ve akredite bir borç veren. Her türlü krediyi çok hızlı ve kolay bir şekilde veriyoruz, Kişisel Kredi, Araç Kredisi, E... Devamını Gör