Görüş Bildir
Haberler
Bugün Mutlaka Okumanız Gereken 10 Köşe Yazısı

Bugün Mutlaka Okumanız Gereken 10 Köşe Yazısı

ATKN
22.02.2016 - 10:13 Son Güncelleme: 22.02.2016 - 14:05

Genelgeyle Terörle Mücadele! | Tarhan Erdem | Radikal

Geçen Çarşamba günü, Resmi, Gazete’de bir Başbakanlık Genelgesi yayımlandı: “Milli Güvenliği Tehdit Eden Örgüt ve Yapılarla İrtibatlı Kamu Çalışanları Hakkında.”

Genelgenin, “Milli güvenliği tehdit eden örgüt ve yapılarla irtibatlı (bağlantılı) kamu çalışanlarıyla ilgili olduğu, halkın huzur ve güvenliğinin korunmasıyla ilgili olmadığı başlığından belli.

Genelgenin hüküm ifade eden kısmını aşağıya alıyorum: 

“… Kamu çalışanlarının; kanunların suç saydığı eylemleri işlemek amacıyla kurulan örgüt ve yapılarla hiçbir şekilde ilişki içine giremez, ve bu yönde faaliyet gösteren herhangi bir harekete, gruplaşmaya, teşekküle veya derneğe katılamaz ya da bu ya da bunlara yardım ve yataklık edemezler

Bu itibarla,

·   Terör örgütleri veya legal görünüm altında illegal faaliyet yürüten yapılarla ilişki kuran veya eylem birliği içinde olan,

·   Bu örgüt ve yapıların emir ve talimatıyla hareket eden,

·   Bu örgüt ve yapılara yardım eden,

Kaynak: http://www.radikal.com.tr/yazarlar/ta...
İçeriğin Devamı Aşağıda

Cari Açık Açılır, Kapanır Cerattepe Yarası Kapanmaz | Melis Alphan | Hürriyet

Dünyada, hepimizin geleceğini tehdit eden büyük bir ekolojik kriz yaşanıyor. 

Obama’sından Papua Yeni Gineli kabile reisine liderler bir araya gelip “Doğanın cılkını çıkardık. Ne halt edeceğiz?” diye yol arıyor. 

Ekolojik kriz nedeniyle yaşadığı topraklardan göç etmek zorunda kalan insanlar hiç az değil.

1998’de kuraklık, sel, ormanların yok edilmesi ve toprakların verimsizleşmesi gibi çevresel nedenlerle göç edenlerin sayısı 25 milyona yükselerek savaşta göç etmek zorunda kalanların sayısını iki kez geride bıraktı.

Aynı yıl, ‘doğal felaketler’ nedeniyle yaşadığı yeri terk etmek zorunda kalanlar mültecilerin yüzde 58’ini oluşturdu.

Bu ‘doğal felaketlerin’ artık sıklıkla insan faaliyetlerinin etkisiyle gerçekleştiğini ve hızla arttığını biliyoruz. Yani, daha evinden yurdundan olacak insan çok.

Türkiye de bundan azade değil.Ormanları yok ettikçe, yerin altını üstüne getirdikçe, suları tüketen, havayı kirleten yatırımlara abandıkça ateşe odun taşıyoruz.

Kaynak: http://sosyal.hurriyet.com.tr/yazar/m...

Merasim Sokak Bombacısının Kimliği | Tolga Şardan | Milliyet

Suriye uyruklu ve YPG’li Salih Neccar’ın isminin kamuoyuna yansımasının ardından bu kez PKK’nın silahlı eylemlerini gerçekleştiren grubu TAK açıklama yaparak eylemcinin isminin Abdülbaki Sönmez olduğunu iddia etti. TAK, Van’ın Gürpınar ilçesi nüfusuna kayıtlı olan Sönmez’in 2005’te PKK’ya katıldığını öne sürdü. Yayımlanan resimle birlikte harekete geçen güvenlik birimleri, Van Gürpınar’da böyle bir kişinin yaşadığını ve 2005’te örgüte katıldığını belirlerken, terör örgütü üyesi olarak Sönmez’in herhangi bir kaydının olmadığı anlaşıldı.

Bu nedenle, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun açıkladığı bilgide yanlışlık yok. 

Ancak devletin kayıtlarında Salih Neccar kimliği ile gözüken teröristin, TAK’ın eylemci olduğunu iddia ettiği Sönmez olup olmadığının anlaşılması amacıyla Van’da yaşayan babası önceki gün emniyet tarafından alınarak DNA testi için Ankara’ya getirildi.

Tartışmalara neden olan kimlik belirsizliği, DNA testiyle netlik kazanacak. '

Bu gelişmeler yaşanırken, TAK’ın açıkladığı resim ile Göç İdaresi kayıtlarında bulunan resim Ankara’da gözaltında bulunan ve eylemcinin bir süredir yanında bulunduğu anlaşılan Kudbettin O.’ya gösterildi. Ulaştığımız bilgilere göre, zanlı Kudbettin O., her iki resmin aynı kişiye, yani eylemciye ait olduğunu teşhis etti.

Sonuçta, her iki bilginin de doğru olma olasılığı yüksek. Vanlı Sönmez’in devlette hiçbir kaydı yok. Suç sicili temiz.

Kaynak: http://www.milliyet.com.tr/merasim-so...

Devletleşmiş Şirket | Çiğdem Toker | Cumhuriyet

Şehir ayakta. Kendisini gören yok. Aslına bakılırsa, buna gerek de yok. 

Özel güvenlik şirketlerine para dökse, bu çeşitlilikte “sonuç” alamayacağı her türden ezayı, devletin polisi uyguluyor zaten Artvin halkına. 

Şehri halkına yasaklıyor, yürüyen kadınları ayakları kırılıncaya dek dövüp plastik mermi kullanıyor, TOMA’dan buzlu su püskürtüyor. Hastaneyi dahi hedeflemekten çekinmeyen bütün bu zorbalığın faturası ise bütçeden Emniyet’e aktarılan sizin benim vergilerimizden karşılanıyor. 

ANAP hükümetlerinden bu yana, milyonlara “değen” milyar dolarlık projelerin verildiği Mehmet Cengiz’i, kamusal herhangi bir alanda, projelerini anlatırken göremeyişimizin sırrı biraz da burada gizlidir:

“Bayraklaşmış millet”in günümüz versiyonuna dönüşen “devletleşmiş şirketin” görünmez, neredeyse ilahi bir aktörüdür o. Sesinin duyulması yeter. Vaktiyle diyeceğini gayet veciz biçimde demiş, Türk yargısı 8 bin TL bedel biçse de, gerçekte her harfi milyon dolarlık bir ihaleye karşılık gelen küfrünü, kolektif belleğimize, ülke mirasımıza armağan edip çekilmiştir çoktan.

Kaynak: http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazi...

ABD ile Türkiye Arasında Yaşanan O Gecenin Hikayesi | Abdülkadir Selvi | Yeni Şafak

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Başkanı Obama 1 ay içerisinde iki kez görüştüler. 

İki lider 20 Ocak'ta Sultanahmet saldırısından sonra, 19 Şubat'ta ise Ankara'daki canlı bomba eyleminden sonra konuştular.

Obama ile Erdoğan 30 Mart - 1 Nisan tarihleri arasında Washington'da Nükleer Güvenlik Zirvesi'nde bir araya gelecekler. Eğer Obama'nın programı müsait olursa iki lider Marylan'da Türkiye tarafından yaptırılan ABD-İslam Kültür Merkezi'nin açılışını birlikte yapacaklar. Böylece 4 ay içerisinde iki lider üç kez görüşmüş olacak.

Bunlar tarihi kader anının görüşmeleri değil. Ama içinden geçtiğimiz kritik süreçte ABD Başkanı ile Türkiye Cumhurbaşkanı'nın 1 ay içerisinde iki kez görüşmesi önemli. Ya bunca gelişme olurken, iki lider arasında görüşme kanalları kapalı olsaydı.

Kaynak: http://www.yenisafak.com/yazarlar/abd...

AKP’lilerin Anlayacağı Dilden Suriye Analizi | Zeynep Gürcanlı | Sözcü

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Türkiye bir anonim şirket gibi yönetilmeli” demişti.

Erdoğan’ın bu sözlerinden yola çıkarak, Suriye’de yaşananları “şirket” örneğinden yorumlayalım…

Diyelim ki; ABD’nin liderliğindeki IŞİD’e karşı uluslararası koalisyon bir anonim şirket.

ABD doğal olarak şirketin CEO’su. Koalisyonun diğer üyeleri de şirket çalışanları.

Ancak bu “şirketin” çalışanları arasında sadece ülkeler yok; YPG gibi, Türkiye-Suudi-Katar destekli cihatçı gruplar gibi farklı “elemanlar” da var.

Şirketin amacı net: Pazar payını yükseltmek. Yani Suriye’de kontrol ettiği alanları genişletip, aynı pazardaki iki rakip şirketi geriletmek, mümkünse iflas noktasına getirmek.

Suriye pazarındaki diğer iki şirketin ilki, karanlık işlere bulaşmış IŞİD. Her yaptığı kanunsuz, her uygulaması vicdansız.

Üçüncü şirket ise eskiden Suriye pazarının tümünü elinde tutan, ancak izlediği yanlış politikalar nedeniyle iflas noktasına gelmiş olan Esad rejimi.

ÇALIŞANLAR BİRBİRİYLE KAVGALI

ABD’nin CEO’su olduğu “şirket” sorunlu…

Elemanları birbirleriyle müthiş rekabet içinde…

Kaynak: http://www.sozcu.com.tr/2016/yazarlar...
İçeriğin Devamı Aşağıda

Kuşatmayı Yarmak... | Hasan Bülent Kahraman | Sabah

Türkiye Rusya ve Amerika ile çarpışıyor. Haydi, buna çatışıyor veya ters düştü diyelim. Bu bir tespit. Ne Türkiye'nin kendisine ait, kendisinin çözmesi gereken sorunlardan kaçması için bir bahanedir şu belirttiğim husus ne de bir çarpıtma. Sahada mücadele eden Kürt örgütleri konusunda, Esad konusunda, OD planlaması konusunda bu gerilim, bu uzlaşmazlık, bu zıtlaşma sürüyor, Türkiye ve ABD -Rusya arasında.

Karşımıza çıkan halin birçok nedeni var. Hayatta hiçbir şey tek nedene bağlı değildir. Olamaz. Ama hayatı karmaşıklıktan kurtarmak için de nedenleri azaltmakta yarar var. Bu gelişmeyi de Türkiye'nin OD'de söz hakkı araması meydana getirdi.

Şimdi Erdoğan'ın 'meşru müdafaa' açıklamalarını dinleyince onun satır aralarında bu gerçeği görmemek olanaksız. Dünyanın öteki ucundan gelenler OD'de yerleşecek, yer tutacak, bildiğini okuyacak fakat Türkiye kendisine dönük müdahalelere karşı çıkınca dünya tarafından tedip ve terbiye edilecek... Erdoğan'ın mantığını bu yaklaşım meydana getiriyor: OD'ye bin kilometre öteden gelenlerle sadece Suriye ile bin kilometre sınırı olan Türkiye!

Kaynak: http://www.sabah.com.tr/yazarlar/kahr...

Savaş Medyası ve Yalanları | Ayşenur Arsan | BirGün

Savaş medyası, ikinci Ankara saldırısı ve sonrasında yaşananlar hakkında yalana doymuyor. Ama yalanların, belli bir merkezden sızdırıldığı çok açık. Aynı şeyi aynı kelimelerle tekrarlıyor. Bir gün içinde onlarca örnek bulabiliyorsunuz. Köşenin boyutları nedeniyle, sadece ikisini –çok vahim iki örneği- paylaşacağım.

HANGİ SARAY DOĞRU SÖYLEDİ!

Önce, Türk-Amerikan ilişkilerinde meseleyi “YALAN SÖYLEDİN” suçlamasına vardıran… Dolayısıyla, bugüne kadarki en ciddi krizi yaratan telefon konuşması. Ve ardından yaşanan ibretlik medya vakası!

* Malum, Ankara saldırısının hemen ardından fatura YPG’ye kesildi. 'Meşru müdafaa” hakkından, yani YPG’yi Suriye’de vurmaktan söz edilmeye başlandı. Ankara, saldırıdaki ihmalini de örten bu gerilimi tırmandırdıkça tırmandırdı. Sonra bir baktık ki, Obama ve Erdoğan telefonla görüşmüşler. Ama iki Saray, görüşmenin ardından çok farklı iki açıklama yapmışlar.

* Beştepe Sarayı’na göre, Obama “Suriye rejiminin ve YPG'nin son dönemde Suriye’nin kuzey-batısındaki ilerlemesine ilişkin kaygılarını” dile getirmişti. Açıklama büyük heyecan yarattı. Zira, bu, ABD’nin son haftalardaki politikasının değiştiği anlamına geliyordu.

Kaynak: http://www.birgun.net/haber-detay/sav...

Güney Komşumuz Kim Olsun? | A. Turan Alkan | Zaman

Ankara'daki bombayı YPG'nin patlattığını ispat edersek sanki büyük bir zafer kazanacağız havası  estiriliyor iktidar saflarında.

İç kamuoyu, afyonlanmış gibi kendisi için alelacele tasarlanan bu büyük propaganda kampanyasını seyretmekte. Eğer yedi düvele ‘YPG sorumluydu' tezini kabul ettirirsek, geriye doğru bütün dış politika fiyaskolarını temize çıkaracak, ‘Altın vuruş' yapmış olacağız. Oh!

Velev ki YPG veya –nedir öteki olağan suçlu?- IŞİD veya PKK veya canınız kimi isterse o örgüt olsun; bomba infilâk ettikten sonra failin kim olduğunu günlerce tartışmak, hatta ‘stratejik müttefik' ABD ile ‘dedin-demedin' polemiğine girişmek çok mânâsız. PKK ile YPG'nin aynı ağacın dalı olduğunu ispatlamak için hükümetin alnı çatlıyor. Bombacı hakikaten YPG'li çıkarsa ve bunu ABD'ye kabul ettirirsek düzlüğe çıkacakmışız gibi iddialıyız.

İstihbarat zafiyeti konuşulmuyor; yetersizlikler, beceriksizlikler, akılsızlıklar gündeme getirilmiyor. Hükümetin siyasi sorumluluğu çoktan unutuldu. Bunca idaresizliğin hesabını verecek bir mercî yok Ankara'da.

Kaynak: http://www.zaman.com.tr/yazarlar/ahme...

Güvenlik mi Mahremiyet mi: Apple FBI’ya Karşı | Aslı Tunç | P24

2 Aralık 2015’te California’nın San Bernardino kentinde Syed Rizwan Farook ve karısı Tashfeen Malik engellilerin hizmet aldığı bir sosyal hizmetler merkezine uzun namlulu silahla saldırmış ve on dört kişiyi öldürüp on sekiz kişiyi yaralamıştı. Saatler sonra polis her iki zanlıyı da öldürdü. Bu ABD’de artık neredeyse kanıksanan silahlı saldırı vakalarının arasına girdi. Ancak şu son bir haftadır bu olayın ardından gündeme gelenler ülkedeki bireysel silahsızlanma tartışmalarının çok ötesine geçti.

Nasıl mı? Olay yerine gelen güvenlik güçleri saldırgana ait olduğunu tahmin ettikleri bir i-Phone marka telefon buldular. Ancak akıllı telefonun içindekileri bir türlü okuyamıyorlardı çünkü iOS 8 ve sonrası sürümlerde kilitlenmiş bir telefonda parola ekranını atlamak için kullanılacak alternatif yöntem bulunmuyordu.

Ocak ayındab itibaren FBI ile Apple arasında güvenlik şifresinin kırılması konusunda bir mücadele başladı. Geçtiğimiz hafta FBI bir mahkeme kararı çıkartarak Apple’ın söz konusu telefon için güvenlik önlemlerini kaldırıcı bir “arka kapı” açmalarını resmi biçimde talep etti. İşte tartışma da bu noktada alevlendi.

Apple CEO’su Tim Cook şirket müşterilerine hitaben bir mektup yazarak mahkeme kararını reddettiğini açıkladı. Cook “Şu an bulunmayan ancak kilidi kaldırabilecek olan bu yazılım, yanlış ellerde herhangi bir i-Phone’un kilidini açacak hale gelir.”

Kaynak: http://platform24.org/guncel/1360/guv...
Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
5
3
0
0
0
0
0
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın