Görüş Bildir

AVM Haberleri

AVM ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. AVM ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

Popüler İçerikler

Tuncel: 'Başbakan MİT Kayıtlarına Neden Yanıt Vermiyor?'
HDP Eş Genel Başkanı Sabahat Tuncel, askeri vesayete karşı olduğunu ileri süren AKP'nin polisin vesayetini oluşturarak pervasızca en küçük hak talebine ve demokratik yaklaşıma sert biçimde saldırdığını söyledi. Çözüm sürecinin mevcut oyalama politikasıyla yürümeyeceğinin altını çizen Tuncel, 'Seçim sonrası Başbakan balkondan 'çözüm süreci kazandı' dedi. Ama ne yaptı? Somut adım atılmadı. Acilen demokratik müzakere yasası çıkarılmalı ve süreç yasal güvence altına alınmalı' dedi. Tuncel, mecliste haftalık olağan grup toplantısında son yaşanan güncel ve siyasi gelişmeleri ele aldı. Fransa emniyet güçlerinin yaptığı araştırmalar sonucunda Paris'teki suikastlerin zanlısı Ömer Güney'in internete sızdırılan ses kaydının gerçek olduğu sonucuna varıldığını hatırlatan Tuncel, 'Başbakan neden yanıt vermiyor' diye sordu. Kayıtlarda Güney ile MİT'ten olduğu iddia edilen kişiler arasında Paris'teki suikast için hazırlık yapılıyordu' dedi. ÇORUM KATLİAMININ FAİLLERİ HALEN CEZALANDIRILMADI Çorum katliamının yıldönümü olduğunu söyleyen Tuncel, 'Pek çok katliamdan bahsettik bu kürsüden. Ne yazık ki devam edeceğiz. Çorum katliamının halen etkileri var, yüzleşilmedi. Alevi-Sünni çatışması denerek katliamcılar yargılanmadı. Gerçek açığa çıkarılmadı. Aşağı ve Yukarı mahalle var. Halen ilişkiler gelişmedi. Çünkü onların anıları halen çok taze. Dönemin siyasi yapılanması içinde çok önceden zemin hazırlandığını görüyoruz. Ülkücülerin yaptığı bildiriler ve arkasından yaşanan olaylar. Alevilerin yaşadığı mahallelere yönelik müdahalede 57 Alevi yaşamını yitirdi, 300'ün üzerinde yaralı oldu. Yerini terk etmek zorunda kaldılar. Bu katliamın sorumlularının açığa çıkarılarak, yüzleşme ve adalet duygusuyla mümkün olacağını düşünüyoruz' diye konuştu. NURİ BİLGE CEYLAN'IN YUMRUĞU MÜCADELEYİ SÜRDÜRÜYOR Tuncel, Nuri Bilge Ceylan'ın aldığı ödül nedeniyle kendisini kutladığını söyleyerek, 'Türkiye açısından önemli bir ödül. Ödül alırken kendisi, son bir yılda yaşamını yitiren gençlere ve Soma'ya adamasını önemli olduğunu düşünüyoruz. Ceylan bizi 32 yıl öncesine götürdü. Yılmaz Güney'i hatırlattı. Güney, bu ülkenin yetiştirdiği ender devrimcilerden biriydi. Bedelini de ödedi. Eşitsizlikleri ifade etmeye çalıştı. Mahkemelerde yargılandı. Yıllarca cezaevinde kaldı. En sonunda vatandaşlıktan çıkarıldı ve Paris'te yaşamını yitirdi. Nuri Bilge Ceylan'ın yumruğuyla bu mücadeleyi devam ettirmesi önemlidir. Yılmaz Güney'i saygıyla anıyoruz' ifadelerinde bulundu. AĞRI VE NORŞİN SEÇİMLERİ İÇİN ÇAĞRI 1 Haziran'da Ağrı ve Norşin’de yeniden yapılacak olan yerel seçimlere değinen Tuncel, Başbakanın yerel seçimde milli iradenin kazandığını ifade etse de böyle olmadığını, şaibeli bir seçim süreci yaşandığını söyledi. Özellikle Ağrı ve Norşin'de BDP'nin kazanmasına rağmen AKP'nin her türlü hileye başvurduğunu, sonuç alamayınca iptal başvurusunda bulunduğunu belirten Tuncel, 'İnanıyoruz ki bu seçimleri BDP kazanacak. Yerel seçimlerde sandık başına giden halkımıza başarılar diliyoruz' dedi. Özellikle AKP'nin bakanlarının, devletin olanaklarının her türlü imkanı kullandığını belirten Tuncel, 'BDP'nin parti bayraklarını indirdiğini biliyoruz. AKP'ye diyoruz ki; korkunun ecele faydası yok. Ağrı ve Norşin bizimdir, bizim kalacak. Yurttaşlarımıza sandık başına gitmeleri için çağrıda bulunuyoruz. Halen ciddi hilelerin olacağı ortada' diye konuştu. 'SOMA'YA DAİR GENSORUMUZ ENGELLENDİ' Yüzlerce Maden işçisinin hayatını Soma maden faciasına da değinen Tuncel, şunları söyledi: 'Savcının iddiasına göre 307 işçi yaşamını yitirdi. Bu bir katliamdır. Önlenebilir bir kazaydı. AKP bunu önlemedi. Baştan beri kader olduğunu söyleyerek herkesi susturmaya çalıştı. Tepkiler AKP'ye geri adım attırdı. Denetimler yapılıyor gibi görünüyor. Ancak siyasi sorumlusu AKP hesap vermedi. Gensorumuzu engelleyerek iki bakanın sorumluluğunun açığa çıkmasını engelledi. Sadece patron ve teknisyenler değil siyasi sorumlu AKP'dir. 13 Mayıs'tan bugüne çıkan kuralsızlık ve denetimsizlik. İşçiler politikleşti, sokakta direniyor. Maden-İş yönetimi de istifa etti. Kutluyoruz işçileri. Sarı sendikacıların işçinin hakkını savunacak düzeye gelmiştir. Soma'nın peşini bıkmayacağız. Çünkü AKP, bunu unutturacak.' 'SOMA'NIN SORUMLULARI CEZALANDIRILMALI' İşçi katliamlarına değinen Tuncel, onlarca işçinin ölümünün hesabının verilmediğini, cezasızlığın olduğunu söyledi. AKP'nin karnesine bakıldığında hesap vermeyeceğini bildiklerini ifade eden Tuncel, 'Başbakan o koltukta rahat oturmayacak. Ahkam kesiyor. Siyasi sorumluluk onda değil ana muhalefet partisi gibi konuşuyor. Başbakan tek kişilik bir tiyatroda oynuyor. Muhalefet de iktidar de kendisi gibi kendisi oynayıp kendisi söylüyor. Sadece Soma değil tüm madenler durdurulmalı. Tedbirler alınmalı. İşçilere maaşları işsizlik fonundan ödenmeli. Soruşturmanın bir an önce gerçekleştirilerek, siyasi sorumluların cezalandırılması gerekiyor. Soma'ya ilişkin gündemimizi devam ettireceğiz. Sadece Soma değil, bir daha işçi ölmesin diye önemli' diye konuştu. İSTANBUL'DA OHAL VAR AKP'nin Okmeydanı'ndaki halkı boşaltmak istediğini, zorunlu göçle çoğunluğu Alevi olan insanları ayrıştırmanın peşinde olduğunu söyleyen Tuncel, sözlerini şöyle sürdürdü: 'Toplumu nasıl birbirine düşman ederiz, yan yana gelmelerini nasıl engelleriz diye toplum mühendisliği yapıyor. Buna fitne mühendisliği de diyebiliriz. Berkin Elvan'ın elinde sapan vardı diyor. Yüzünde maske vardı diyor. Bu ülkenin Başbakanı değil misiniz? Güvenlikten sorumlu değil misiniz? İnsanlar sapan alıp taş atıyorsa orada suç varsa bizde ne kadar var diye düşünün. İnsanlar niye isyan edip yürüyüş yapıyor? İstanbul'da OHAL var. Demokratik Özerklik istedik ama İstanbul'da faşizmi istemedik. Her şeye gazla copla müdahale ediliyor. Başbakan Almanya'daki protestolarda alınan önlemleri örnek alsın. Hiç insan yaralanmadı. Böyle örnek gösterin.' BAŞBAKAN GEZİ'Yİ ANLAMAK İSTEMİYOR Türkiye'nin 90 yıldır böyle yönetildiğini söyleyen Tuncel, 'Aman komünistler, Kürtler, feministler, Aleviler, solcular geldi deniyor. Yarın Gezi'nin yıldönümü. Ne oldu da Gezi oldu? 12 ağaç için eylem yaptılar, söküp başka yere dikecektik diyor. Başbakan anlamamışsın. Mesele 12 ağaç değil. Oraya AVM dikecektin, olmadı topçu kışlası dikecektin. Anlamak istemiyorsun. Gezi direnişine neden olan şey, 3 milyon resmi rakama göre insan aynı anda sokağa çıkıyorsa mesaj var demektir. Başbakan bunu okusun. Faiz lobisi, dış mihrak diyerek Gezi'nin talebini görmezden geldi. Gezi en demokratik barışçıl eylemdi. Yan yana gelmez denilen birçok kesim vardı. İstedikleri adalet, demokrasi ve eşitlik. AKP bunu şiddetle bastırmaya çalıştı. 8 insan yaşamını yitirdi' dedi. Gezi direnişi sürecinde yaşamını yitirenlerin bir kişi dışında Alevi olmalarının tesadüf olmadığını ifade eden Tuncel, şöyle konuştu: 'Eskiden toplu yapılıyordu Alevi katliamları. Şimdi tek tek yapılıyor. Okmeydanı cem evi başkanının hedef olduğu iddiaları bu nedenle önemli. GBT'si olanlar ölümü mü hak ediyor? Bu kabul edilebilir mi? Başbakanın da GBT'si var. Cezaevinde kaldı. Toptan insanları düşman ilan edip kendi sorumluluğunu görmeyerek ülkeyi karıştırmak istiyorlar diyeceksin. Bu ülkeyi karıştıran Başbakanın dili, üslubu ve tavrıdır.' ASKERİ VESAYETE KARŞI AKP, POLİS VESAYETİ OLUŞTURDU AKP'nin demokratik adımlar attığı iddialarına değinen Tuncel, '2007'de PVSK'de değişiklikler yapıldı. Askeri vesayetle mücadele ettiğini söyleyen AKP, asker yerine polisi getirdi. O polisler bu yetkiyi kullanıyor. Gaz bombası sınırsız. Gerçek silah kullanılıyor. Barışçıl gösterilere niye silahla gidip, şiddet uyguluyorsunuz? 2013'de 24, 2014'de 5 kişi yaşamını yitirdi. Diyarbakır'da kaçtı diye ateş edilerek öldürülen Özgür'ün katiline ceza verilmedi. Ethem Sarısülük davası yine ertelendi. Öldüren polis görev başında. Cezasızlık politikası da ölümlerin artmasına neden oluyor' ifadelerinde bulundu. 'SÜRECE DAİR SADECE SAYIN ÖCALAN BİLGİLENDİRİYOR' Bu tablonun Türkiye'nin neden bu halde olduğunu gösterdiğini söyleyen Tuncel, 'Başbakan kendisi dışında kimsenin barış istemediğini söylüyor. Bunlar yalan. Başbakana göre herşeyin iyisini kendileri bilir, onun dışındaki herkes düşman. Kürt sorununa yönelik yaklaşım da böyle. Faili meçhuller var dedik. Binlerce insan yaşamını yitirdi. 4 milyon Kürt zorunlu göç ettirildi. Ama Kürtler varım dedi. Kendi dilim, kültürüm ve kimliğimle bir gelecek kuracağım dedi. Halkları da demokratikleştireceğim dedi. Çözüm süreci başladı. AKP'liler 'süreç devam ediyor' diyor. Seçim sonrası Başbakan balkondan 'çözüm süreci kazandı' dedi. Ama ne yaptı? Süreci başlatan Başbakan değil, Kürt Halk Önderi Sayın Öcalan'dır. Bunu geliştirmek hepimizin sorumluluğu. İmralı'daki görüşmeler nasıl gidiyor? Tartışmalar nedir? Sayın Öcalan heyetimizle birlikte kamuoyunu bilgilendiriyor' dedi. 'ÇÖZÜM SÜRECİ YASAL GÜVENCEYE ALINSIN' Demokratik siyasetin önünün açılmasında Kürt hareketinin yaklaşımının net olduğunu ifade eden Tuncel, 'Üç aşamalı süreçte birinci adım Kürt hareketin güven verici adımıydı. Devletin de yapması gereken buydu. Sayın Öcalan'ın çağrısıyla güçlerini sınır dışına çekti Kürt hareketi. Hükümetin yargı paketleri ise kendini güvence altına almak dışında hiçbir adım atmadı çözüm için. Cezaevleri doldu. Kalekollar yapıldı. KCK davaları hukuki değil siyasidir. Bir kısım arkadaşımız halen bırakılmadı. Hatip Dicle vekilimizdir halen cezaevinde. Davalar devam ediyor. Anlamak mümkün değil. Hukuksuz aldılar, hukuksuz bırakıyorlar. Çözüm süreci bağlamında yasa çıkarma yok. Çözüm sürecini zora sokacak eylemler yapılıyor. Halkımız 4 gündür direniyor. Olaylar yaşanıyor. Halk savaş olmasın diye çadır kurmuş. Tüm yollar kapatılmış. AKP'nin buna ilişkin bir tek sözü yok. Madem çözüm diyorsunuz niye kalekollar yaparsınız? Yapmanız gereken demokratik müzakere yasasını çıkarmak ve demokratik siyaset alanını açmaktır' dedi. Başbakanın Diyarbakır'da belediye önünde oturanların çocuklarının alınması için çağrısına değinen Tuncel, şu ifadelerde bulundu: 'Mesele HDP, BDP meselesi değil. Zindanlar boşalsın, insanlar dağa gitmesin. Dağdakiler gelip siyaset yapsın. Ama hiçbir adım atmıyorsunuz. Sınırda halen insanlar öldürülüyor. Demokratik siyaset kanalı açık değil. Sayın Öcalan ile görüşen MİT heyetini güvence altına aldınız. Ama bizim heyetimizi almadınız. Yarın ne varsa yapmaya hazırız. Halkımızla birlikte nöbet tutacağız. Artık gençler ölmesin istiyoruz. Sorumluluk AKP hükümetinindir. Başka yerlere atmakla olmaz. Başbakan barış annelerine atıfta bulunuyor. Başbakan yine anlamamış. O insanlar kaç yıldır gerilla ve asker ölmesin diye oturuyor. Dikkate almadınız. Kayıplarını sorarken barış olsun diyorlar. Aksi işler yapıyorsunuz.' BU SES KAYDI MİT'İN KATLİAM HESABI YAPTINI GÖSTERİYOR' Bu ses kaseti Ömer Güney'in MİT ile katliam hesabı yaptığını gösteriyor. Başbakan neden yanıt vermiyor? AKP hükümetinin bu konuda hiçbir adım atmamasını çözüm sürecine dönük önemli bir durum olduğunu düşünüyoruz.. Bu süreç böyle oyalamak ile gitmez. Başbakan'a sesleniyoruz: Samimi misiniz?Demokrat Haber
Akıllı Telefonda Yeni Dönem
Önde gelen online alışveriş platformlarından Amazon da akıllı telefon piyasasına girdi. 'Fire' adı verilen cihaz, çığır açan iki yeni özelliğiyle dikkat çekiyor.'Fire Phone', Amazon Başkanı Jeff Bezos tarafından tanıtıldı. Bezos, Apple ve Samsung gibi 'büyükler'in belirlediği akıllı telefon piyasasına girmekte gecikmiş sayılmayacaklarını söyledi. 'Seattle Times'a konuşan Bezos, 'Oyuncular geliyor ve gidiyor. Sürekli bir değişim var. Piyasanın oturmuş markalarını taklit ederek başarıya ulaşamazsınız' dedi. Amazon Başkanı Bezos, 'Fire'ın özgünlüğünü vurguluyor. Gelişmiş üç boyutlu algılama sensörleri ve Firefly adı verilen özellik, yeni cihazı özgün kılıyor. Cihazın arkasında yer alan kamera her türlü nesne, yazı, numara ve logoyu tarıyor. Şarkılar, TV yapımları ve sanat eserleri tanımlanıyor. Kullanıcıya taranan nesneyle ilgili hızla bilgi aktarılıyor. Ardından istek durumunda, kullanıcı Amazon'un satış sayfasına yönlendiriliyor. Online alışveriş platformlarının baskısı artacak Teknoloji platformu TechCrunch'dan Matthew Panzarino, 'Amazon bu cihazıyla cebinize bir mağaza sokuyor' değerlendirmesinde bulunuyor. Yeni özelliğin, başta Amazon olmak üzere online alışveriş platformlarının mağazalar ve perakendeciler üzerindeki baskısını daha da artırması bekleniyor. Bazı uzmanlara göre 'gerçek mağazalar online alışveriş platformları için bir vitrine dönüşecek'. Bir AVM ya da bir dükkanda gördüğü ürünü beğenen kişi, cihazıyla görüntüleyip ürünü daha ucuza hangi internet sitesinden alabileceğini öğrenecek. 3D yüz algılama karanlıkta bile çalışıyor Amazon'un yeni cihazında özgünlüğü sağlayan diğer özellik kısaca 'Dynamic Perspective' olarak tanımlanıyor. Bunun için ön ve arkadaki standart kameraların yanı sıra cihaza 4 adet kızılötesi kamera eklenmiş. Ön tarafın köşelerinde yer alan kameralarla kullanıcının yüzü ve gözleri algılanıyor. Kullanıcının başıyla ya da gözleriyle yaptığı hareketler, 3D arayüzün komut verileri olarak kaydediliyor. Hafifçe başınızı eğmeniz uzunca bir metnin devamını okumanızı sağlıyor. Kızılötesi fonksiyonu, baş hareketlerinin karanlıkta dahi algılanmasını mümkün kılıyor.T24
CHP'den Çapa ve Cerrahpaşa ile İlgili Soru Önergesi
CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, son günlerde medyaya da yansıyan Çapa ve Cerrahpaşa hastanelerinin Avcılar’a taşınması ve iki hastanenin arazilerinin yabancı menşeli firmalara satılacağı iddialarını geniş bir soru önergesiyle Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun cevaplaması istemiyle TBMM göndemine taşıdı.
AVM Önünde El Yapımı Bomba Bulundu
İstanbul Kayaşehir'deki bir alışveriş merkezinin önünde bulunan çakmak gazı tüplerine sarılı el yapımı bombayı imha ekipleri etkisiz hale getirdi.İstanbul Kayaşehir'deki bir alışveriş merkezinin önünde bomba düzeneğini görenler polise haber verdi. Bomba imha ekipleri iki çakmak gazı tüpüne sarılı düzeneğin, el yapımı, basınç etkili ve parça tesirli bomba olduğunu tespit etti.Ekipler bombayı imha ettikten sonra üzerine sarılı çakmak gazı tüpleriyle birlikte inceleme için Emniyet'e götürdü. Bu sırada şeritle çevrilen yol da trafiğe açıldı.Aynı saatlerde Küçükçekmece Sefaköy'deki bir alışveriş merkezinin karşısında, dershanenin önünde de yine çakmak gazı tüpleri bulundu. Bomba uzmanı ekipler çakmak gazını fünyeyle patlatarak etkisiz hale getirdi.Kaynak: DHA
Umut Oran: İnşaatta Saadet Zinciri Bozuldu
Hiçbir şey olmaz denilerek durum geçiştirilemez.  Vatandaşa uyarılarda bulundu CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, 17 Aralık büyük rüşvet ve yolsuzluk operasyonu sonrasında ortaya çıkan ilişki ve verileri inceleyerek özellikle inşaat, konut sektöründe yaşanan vahim gelişmeleri değerlendirdi. Umut Oran, 'Siyasi irade, bürokrasi, TOKİ, kentsel dönüşüm, Kamu İhale Kanunu’nda yapılan 140’ı aşkın değişiklik, şirketlere yapılan ahlaksız teklifle yalan, talan düzeni kuruldu, saadet zinciri oluşturuldu. Ancak ekonomideki makyaj artık döküldü , yapay algı dağıldı, gerçekler ortaya çıktı. Faizlerin artması vatandaş ve üretici için pahalanacak kredi imkanının daralmasına da yol açacak.  İnşaat üreticisinin elinde büyük miktarda stok var, süren yatırımlarla birlikte bakıldığında sektörde kaçınılmaz biçimde kriz görünmektedir. Hiçbir şey olmaz denilerek durum geçiştirilemez. Bankalar da bu yangına körükle gitmesin, çok sağlıklı bir envanter çıkarılıp, hasar tespiti yapılması lazım. Arz, talep, stok durumu ve kağıt üzerindeki projeler, devam eden yatırımlar saptanarak, olağanüstü durum yaşanan sektördeki meslek örgütleri, Türkiye Bankacılar Birliği, siyasi iradeyle bir araya gelerek ortak akılla sağduyulu bir yol haritasını belirlemeli ve süreci izleyip durumu sürekli güncellemeli. Vatandaşımızı bir kez daha dikkatini çekmek istiyorum; dövizle borçlanmasınlar, maket üzerinden konut satın almasınlar, ödemelerinde temerrüde düşmesinler, ayağını yorganına göre uzatsın Konuyla ilgili olarak bugün yazılı açıklama yapan  CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran şunları kaydetti: Ahlaksız teklifle karşılaşan ve siyasi irade ile yolsuzluğa bulaşan inşaat sektöründe sular durulmayacak, gelecek günler oldukça hareketli geçeceğe benziyor 17 Aralık operasyonuyla ortaya saçılan rüşvet yolsuzlukların en önemli bölümünün merkezinde TOKİ ’nin ve Erdoğan’ın seçtiği yandaş firmaların bulunduğu, inşaat ayağı oluşturuyor. Ekonomide, Fed kararları ve 17 Aralık operasyonlarının etkisiyle dövizde yaşanan sıçrama ve önünü kesmek için gidilen “şok” faiz artırımı ile oluşan tabloda; güven azaldı, kimse önünü göremiyor ve yarınından emin değil. İnşaatta maliyetler hızla artıyor, talep hızla düşüyor, kredi kullanmak giderek zorlaşıp, pahalılaşıyor. Portföyünde 7 milyar dolarlık arazi bulunan, sınırsız yetkilerle donatılmış TOKİ’nin denetimden kaçırılan icraatları, Yüce Divan’lık birçok unsuru içeriyor. AKP, TOKİ yolsuzluklarının hesabını ileride Yüce Divan’da verecektir … Siyasi irade, bürokrasi, TOKİ, kentsel dönüşüm, Kamu İhale Kanunu’nda yapılan 140’ı aşkın değişiklik, şirketlere yapılan ahlaksız teklifle yalan, talan düzeni kuruldu, saadet zinciri oluşturuldu. Ancak ekonomideki makyaj artık döküldü , yapay algı dağıldı, gerçekler ortaya çıktı. Faizlerin artması vatandaş ve üretici için pahalanacak kredi imkanının daralmasına da yol açacak.  İnşaat üreticisinin elinde büyük miktarda stok var, süren yatırımlarla birlikte bakıldığında sektörde kaçınılmaz biçimde kriz görünmektedir. Hiçbir şey olmaz denilerek durum geçiştirilemez. Bankalar da bu yangına körükle gitmesin, çok sağlıklı bir envanter çıkarılıp, hasar tespiti yapılması lazım. Arz, talep, stok durumu ve kağıt üzerindeki projeler, devam eden yatırımlar saptanarak, olağanüstü durum yaşanan sektördeki meslek örgütleri, Türkiye Bankacılar Birliği, siyasi iradeyle bir araya gelerek ortak akılla sağduyulu bir yol haritasını belirlemeli ve süreci izleyip durumu sürekli güncellemeli. Vatandaşımızı bir kez daha dikkatini çekmek istiyorum; dövizle borçlanmasınlar, maket üzerinden konut satın almasınlar, ödemelerinde temerrüde düşmesinler, ayağını yorganına göre uzatsın İktidarı boyunca, ekonomik canlılık için olağanüstü kamu desteği verdiği inşaat sektörünü aynı zamanda eşi görülmemiş bir yolsuzluk ve talan alanına çeviren AKP, sektörde yarattığı balonun patlaması ile kendi yarattığı enkazın altında kalacak. Başbakan Erdoğan ve bu yağma ve talan ağının diğer aktörleri, TOKİ aracılığıyla gerçekleştirdikleri yolsuzluklarının hesabını ise şimdi olmasa bile sayılı günleri kalan iktidarlarının bitiminde verecekler… İNŞAAT BALONU NASIL VE NİYE ŞİŞİRİLDİ? AKP, iktidarı boyunca, inşaat-konut sektörünü, ekonominin lokomotifi olarak gördü.Sektöre yapılan devlet dopingi, krizleri aşmanın bir yöntemi olarak görüldü. Sektörde firmalar ahlaksız teklifle devlet olanaklarıyla desteklendi. TOKİ marifetiyle ve kentsel dönüşümle Hazine arazileri üzerinde yaratılan rantlar, bu firmalarla paylaşıldı. Sektör sürekli üretmeye teşvik edildi, bankacılık sektörü de yurt dışından borçlanma yoluyla sağladığı dış kaynakları hem firmalara hem de konut kredisi olarak tüketiciye pompalayarak bu sürece katkı verdi. Kentsel dönüşüm projeleri, toplu konut projeleri ve yol , baraj , köprü vb. büyük altyapı yatırımları sürekli olarak inşaat sektörünü canlı tuttu, bu da genel ekonomiye işlerin iyi gittiği algısı verdi.Bir yandan gayrimenkul rantlarını paylaşan yandaş firmalar ve suyun başındaki AKP’li siyasetçi ve bürokratlar servetini katlarken, diğer yandan konut sektöründe arz-talep-stok dengesizliği kaynaklı riskler de giderek büyüdü. Konutta, gelecekteki talebe yönelik üretim yapan inşaat sektöründe stoklar büyüdü; adeta bir balon da oluştu. Arsa Ofisi’nin de TOKİ’ye katılmasıyla İdare, 7 milyar dolarlık kamu arsasına hükmeder hale geldi. Denetimden en uzak kamu kurumu olan TOKİ, değerli kamu arsalarını büyük müteahhitlere verip, bunlardan pay aldı. Amacı “sosyal konut üretmek” diye ifade edilse de İdare, ağırlıkla lüks konut inşaatı yaptı,  en değerli kamu binalarına ve arazilere el koydu, arsa sattı, yarattığı rantı yandaş türedi girişimcilerle paylaştı. TOKİ eliyle inşaat firmalarını teşvik ederek, Hazine rantlarını paylaşma mekanizmasının, talan ve yağma ağının merkezi olarak çalıştı. Bu ağ, AKP’nin iktidarını devam ettirmesi için yaşamsal önemdeydi. Yolsuzlukları üretip, rant yaratıp dağıtan bu süreç AKP’yi de var etti? AKP iktidarında yetkileri genişletilen TOKİ, doğrudan Başbakan’a bağlandı. Başka deyişle Erdoğan, kentsel rant üretimi ve dağıtımında gücü bizatihi kendi eline aldı. Eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın, şaşırtıcı U dönüşü öncesinde rüşvet ve yolsuzluk skandalının patlak vermesinin ardından, “Soruşturma dosyasında var olan ve onaylanan imar planlarının büyük bir bölümü Sayın Başbakan'ın talimatıyla yapıldı. Başbakan da istifa etsin ” açıklaması da bunun teyididir.DEVLET YOLSUZLUKLARA ALET EDİLDİ AKP’nin yaptığı düzenlemelerle TOKİ’nin hastane, okul gibi kamu yatırımları kısmen veya tamamen kamu yatırım programı ve kamu yatırım harcamaları kapsamı dışına çıkarıldı. TOKİ’nin yanı sıra, Çevre ve Şehircilik, Kültür ve Turizm ile Bilim, Sanayi ve Teknoloji bakanlıkları, oluşturulan yağma ağındaki yerlerini aldılar. Kamu arazileri turizm, toplu konut, alışveriş merkezi yatırımları ve kentsel dönüşüm projeleri için yandaş sermayeye tahsis edildi. Kentsel dönüşüm projeleri, yenileme alanı ilanları, arazi satışları ile kentler yandaşlara peşkeş çekildi. Toplu konut projeleri, AVM’ler birbirini izledi. Bu projelerin finansmanına kaynak sağlamak için gayrimenkul yatırım ortaklıkları devreye sokuldu, kamu mülkiyetindeki arsalar yandaşlara aktarıldı. Rant hırsıyla girişilen Haydarpaşaport, Galataport, 3. köprü, 3. havaalanı gibi büyük ölçekli kentsel projelerle tarihi ve kültürel mekanlar, mahalleler yok edildi. ERDOĞAN YOLSUZLUKLARIN SORUŞTURULMASINI ENGELLEDİ 17 Aralık operasyonunda ilk dalga tutuklamaların ardından hükümet binlerce polis ile savcılar ve hakimlerin üzerinde baskı uyguladı, soruşturmaların yürütülmesini adeta olanaksız kıldı. Böylece operasyonu yürütecek savcı ve kolluk güçleri pasifize edildi, devam edecek olası yeni soruşturmalar engellendi. Oysa soruşturmanın ikinci aşaması, esas olarak inşaat sektöründeki yolsuzluk ve usulsüzlükler, ihalelere fesat karıştırma olaylarına yönelik olacaktı. Bu olayların aktörleri Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, TOKİ ve iştirakleri, AKP’li belediyeler ve koruma kurulları, AKP ile sıkı ilişkileri olan şirket ve grupları ile başbakan Erdoğan’dır. FED VE 17 ARALIK AKP’NİN RANT TEZGAHINI BOZDU Fed’in Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerden sıcak parayı çekme operasyonu üzerine, yabancı yatırımcıların ülkeyi terk etmeye başlamasıyla döviz aşırı yükseldi. Merkez Bankası’nın, dövizdeki aşırı yükselişi frenlemek için gittiği “şok” faiz artırımının etkisi sınırlı kaldı. Yeni denge fiyatı dolarda 2.20, Euro’da 3 TL’nin üzeri şeklinde oluştu. Kurların bu platodan aşağı inmesi artık çok zor... Artan siyasal istikrarsızlık ve ileriye yönelik belirsizlik yüzünden tüketici güveni de hızlı düşüyor. Emsali görülmemiş yolsuzlukları 17 Aralık operasyonu ile ortaya saçılan AKP’nin, bunun üzerine örtmek için hukuk devletini ayaklar altına alması ve yargının, kolluk güçlerinin elini kolunu bağlamaya yönelik girişimleri, toplumda güveni ve siyasal istikrar algısını bitirdi . Mart sonundaki yerel seçimler ve yazın yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yaklaşıyor olması da belirsizliği artıran faktörler. YÜKSEK KUR VE FAİZ İLK KONUTU VURDU Kurdaki artış nedeniyle demir ve çelik gibi girdi maliyetlerinin yükselmesi, inşaat-konut sektöründe maliyetleri artırdı, fiyatlar üzerinde yukarı yönlü baskı yaparak, alımı güçleştirdi. Konut fiyatlarında şimdiden yüzde 15-20 artışın zorunlu hale geldiği ifade ediliyor. Faizdeki yükselişle konut kredisi kullanımının pahalanması yanında artan belirsizlik nedeniyle vadelerin kısalması, tüketicileri uzun vadeli konut kredi kullanımlarından caydıracak. Yıllardır oluşan konut stoklarının eritilmesi zorlaşacak. DEMİR FİYATLARI BİR AYDA YÜZDE 30 ZAMLANDI Şimdi inşaat ile onun en önemli tedarikçilerinden demir-çelik sektörü arasında gerginlik yaşanıyor. İnşaat sektörünün kullandığı demirin fiyatı bir ayda yüzde 30 zamlanınca, sektör temsilcileri demir çelikçileri birleşerek tröst oluşturmakla suçluyor.  Demir-çelikçiler ise fiyat farklarının kur artışından kaynaklandığını, bunun da piyasanın bir gerçeği olduğunu belirtiyor.  KONUT KREDİSİ PAHALANDI Kur ve faiz artırımları sonrası oluşan yeni finansal koşullarda 100 bin TL’lik 10 yıl vadeli konut kredisinin maliyeti Aralık ayına göre 18 bin lira, aylık taksiti de 160 lira yükseldi. Aylık yüzde 1,05  faiz  oranı ile 100 bin lira konut kredisi çeken birinin 1.470 lira aylık taksit ve toplamda 178 bin lira geri ödemesi gerekiyor. Faizlerdeki artış, ailelerin krediyle ev satın almasını zorlaştırdı.  Bankaların taksit-gelir oranı dikkate alındığında, aylık taksitteki 160 TL’lik artış, bankaların aradığı hane geliri kriterini de yükseltti. Aralık ayında 100 bin TL kredi kullanabilen ailenin şu anda yeni oranlarla aynı krediyi kullanabilmesi ve aylık ödemeleri yapabilmesi için 350 TL daha yüksek gelir göstermesi gerekiyor. Faizlerdeki artışın devam etmesi, konut kredisi kullanımını giderek daha da zorlaştıracak. Bu da konut sektöründeki talebin düşmesi, stokların daha da büyümesi anlamına geliyor . BU BALON PATLAR… Yükselen faizlerin, inşaat sektörünün satışlarında yol açtığı düşüşün giderek hızlanması bekleniyor. Kur ve faiz yükselmeye talep düşmeye devam ederse, sorunun daha da büyümesi kaçınılmaz. Kurdaki sıçrama ve önünü kesmek için gidilen “şok” faiz indirimi ile gelinen noktada inşaat balonu şimdi patlamaya her zamankinden daha yakındır . Televizyonlar özellikle İstanbul’daki gösterişli inşaat projelerine ilişkin reklamları pompalamaya devam ederken, İstanbul’da satılmayı bekleyen 300 bin ve inşaatı süren bir diğer 300 bin konut bulunması, ilk bu şehirdeki inşaat balonunun patlamaya yakın olduğunu gösteriyor.  Başbakan’ın korumasına mazhar olan firmaların yürüttüğü projeler, yerel bankaların finansmanıyla yürütülemeyecek kadar büyük ve çoğu dış finansmana dayalı. Yolsuzluk soruşturmasında adı geçen firmaların kredi erişimleri, kötü şöhrete sahip olmaları nedeniyle kısıtlanabilir. Ekonomide bozulan dengeler nedeniyle zaten günleri sayılı olan AKP’nin, inşaattaki eski tezgahını sürdürmesi de zor.  Eli kolu bağlanan yargı inşaat sektöründeki vurgunun hesabını şimdilik soramasa da balonun patlaması ile AKP’nin türedi inşaat baronları elde ettikleri haram serveti yiyemeyecekler, enkazın altında kalacaklar . YOLSUZLUKLARININ HESABINI VERECEKLER!... Kentsel yağma ve talanda 17 Aralık operasyonuyla görünür hale gelen, buzdağının sadece ucudur. Kentlerin ve doğanın yağmalanması, yaşam alanlarından sürülen, evleri başlarına yıkılan insanların yaşamları pahasına gelişen pis ilişkilerin kapısı aralandı. Kamu arazileri üzerinde yaratılan kent rantlarını yağmalama ağının merkezi ve doğrudan Başbakan’a bağlı olarak çalışan TOKİ’nin denetimden kaçırılan icraatları, Başbakan ve AKP taifesi hakkında Yüce Divan’lık birçok suç unsurunu içinde barındırıyor. AKP, diğer alanlardakiler gibi inşaat sektöründeki TOKİ merkezli yolsuzluklarının da hesabını yakında Yüce Divan’da verecektir… ACİLEN SAĞDUYULU YOL HARİTASI ÇIKARILMALISiyasi irade, bürokrasi, TOKİ, kentsel dönüşüm, Kamu İhale Kanunu’nda yapılan 140’ı aşkın değişiklik, şirketlere yapılan ahlaksız teklifle yalan, talan düzeni kuruldu, saadet zinciri oluşturuldu. Ancak ekonomideki makyaj artık döküldü, yapay algı dağıldı, gerçekler ortaya çıktı.Faizlerin artması vatandaş ve üretici için pahalanacak kredi olanaklarının daralmasına da yol açacak.  İnşaat üreticisinin elinde büyük miktarda stok var, süren yatırımlarla birlikte bakıldığında sektörde kaçınılmaz biçimde kriz görünmektedir. Hiçbir şey olmaz denilerek durum geçiştirilemez.Bankalar da bu yangına körükle gitmesin, çok sağlıklı bir envanter çıkarılıp, hasar tespiti yapılması lazım. Arz, talep, stok durumu ve kağıt üzerindeki projeler, devam eden yatırımlar saptanarak, olağanüstü durum yaşanan sektördeki meslek örgütleri, Türkiye Bankacılar Birliği, siyasi iradeyle bir araya gelerek ortak akılla sağduyulu bir yol haritasını belirlemeli ve süreci izleyip durumu sürekli güncellemeli. Vatandaşımızın bir kez daha dikkatini çekmek istiyorum; dövizle borçlanmasınlar, maket üzerinden konut satın almasınlar, ödemelerinde temerrüte düşmesinler, ayağını yorganına göre uzatsınlar. 
Emirgan Korusu’ndan 16/9 Çıkar mı?
Korunun hemen üstündeki arazide yapılması planlanan turizm merkezi hakkında planlar hazır. Planlara göre, yapılacak turizm tesisinde bina yükseklikleri 10 metreyi aşamıyor. Ancak arazinin yeni sahibi plan tadilatı isterse ve onay alırsa ne olacak? Böyle bir durumda, geçmişteki pek çok uygulamada görüldüğü gibi, araziye İstanbul'un silüetini bozacak gökdelen, rezidans ve AVM yapılabilir.
Şişli'de Banka Soyan Genç Teslim Oldu
İSTANBUL'DA dün öğle saatlerinde Mecidiyeköy'de bir alışveriş merkezindeki bir banka şubesini soyan 23 yaşındaki M.A.Şen, polis ekiplerinin çalışması sonucu babası tarafından ikna edilerek, çaldığı 27 bin lira ile sabah saatlerinde teslim oldu. Bir üniversitenin 4'üncü sınıf öğrencisi M.A.Şen'in daha önceden sabıkasının bulunmadığı, soygunda kullandığı silahın ise oyuncak olduğu ortaya çıktı. Mecidiyeköy'de dün öğle saatlerinde bir alışveriş merkezi'ndeki bir bankaya gelen 23 yaşındaki M.A. Şen, kendi hesabında bulunan 6 bin 500 lirayı çekmek istemiş fakat bankanın kayıtlarında bulunan imza ile kendi imzasının tutmadığı gerekçesiyle banka görevlisiyle tartışmıştı. Bir devlet üniversitesinde bilgisayar mühendisliği bölümü 4 sınıf öğrencisi olan M.A. Şen, bir süre sonra yeniden bankaya gelerek elindeki silahla gişe görevlisini tehdit etmiş, 27 bin lirayı alarak kayıplara karışmıştı. BABASI TARAFINDAN İKNA EDİLEREK TESLİM OLDU Olayın ardından inceleme yapan Şişli İlçe Emniyet Müdürlüğü Asayış Büro Amirliği ekipleri, Şen'in bankada bulunan hesap bilgilerinden Konya'da bulunan babasına ulaştı. Polis ekipleri telefonla konuştukları babadan oğlunu teslim olması için ikna etmesini istedi. Telefonla oğluna ulaşan ve ikna eden baba, otobüsle Konya'dan İstanbul'a geldi. Baba, M.A. Şen'i bulunduğu yerden aldı ve bankadan çalınan 27 bin lira ile birlikte Şişli İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne teslim etti. M.A. Şen'in daha önceden sabıkasının bulunmadığı, soygunda kullandığı silahın ise oyuncak silah olduğu belirtildi. M.A.Şen, Şişli İlçe Emniyet Müdürlüğü Asayiş Buro Amirliğindeki işlemlerinin ardından Gayrettepe İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldü. öğle saatlerinde ise mahkemeye sevk edileceği öğrenildi. Hakan KAYA / İSTANBUL, (DHA)