Bora Farsak Yazio: Herbokologlar
İnternete herbokolog diye girdiğinizde: Her şey hakkında yarı özgün fikirleri ve konuşabilme gücü olan, bir nevi içlerinde bitmek tükenmek bilmez, her şeyi bilen olmak isteyen ya da kendini her şeyi bilen olarak lanse eden kişiler herbokolog olarak adlandırıldıklarını görüyorsunuz.Bizim camiada da bunlar giderek artmaya başladı; sosyal medyanın, televizyonun gücü ön plana çıktıkça ünlü olmak isteyen, kendini ön plana çıkarmak isteyen bir şekilde kendilerinin ve işletmelerinin reklamını yapmak isteyenler bu mecralara taşınırken diğer taraftan da reyting kaygısı ve maddi kaygı içerisinde olan sabah programları da bu insanları koşulsuz davet eder, hatta düzenli davet eder hale geldiler.
Bora Farsak Yazio: Hastanede Öcü Var
Hiç hasta olup hastaneye ya da doktora gitmekten korkacağımız aklımıza gelir miydi? Ya da aman gitmeyelim belki hastalanırız diyeceğimiz! Ama onu da gördük. Evet, talihli jenerasyon bizler olduk ve en son 100 yıl evvel görülen bir pandemi bize denk geldi. Aklımızın ucundan geçmeyen problemler, soru işaretleri, maalesef ki gündemimize oluşturdu.
Yeni Araştırmalar Eski Söylemleri Değiştirdi! Sütyen ile Kanser Arasında Bir Bağ Var mı?
Sütyenlerin kansere yol açabileceği fikri ilk kez 1995’te Sydney Ross Singer ve Soma Grismaijer tarafından yazılan “Dressed to Kill” adlı kitapta ortaya atıldı. Bu iddiaya göre günde 12 saat boyunca özellikle balenli sütyenler giyen kadınlarda meme kanseri riski sütyen takmayanlara göre daha yüksek. Sütyenlerin lenf sistemini kısıtladığı, bunun da memelerde toksinlerin birikmesine yol açtığı öne sürülüyor.Öte yandan, Amerikan Kanser Topluluğu’na göre, lenf bezlerinin sütyen tarafından sıkıştırılması sonucunda kanser oluşabileceğine dair bir kanıt yok. Gerçekte vücut sıvıları meme altından değil, koltukaltındaki lenf bezlerinden geçer. Sütyen takmamanın meme kanseri riskini azaltabileceğine ilişkin de bir kanıt bulunmuyor.
Buket Harıkçı Yazio: ‘’COVID-19 Virüsü Laboratuvarda Üretilmiş Olsaydı, Daha Etkili, Daha Ölümcül Yapılırdı.’’
Hafta sonu, Kadıköy’de değerli arkadaşım, İstinye Üniversitesi Tıp Fakültesi Histoloji ve Embriyoloji Anabilim Dalından Dr. Öğretim Üyesi Hakan Darıcı ile birlikteydik. Mart ayından bu yana neyin içine düştük, neden böyle bir hastalık ile mücadele veriyoruz ve bu işin sonu nereye gidecek diye başladığımız sohbetimizi bir hücre bilimci ve Histoloji uzmanıyla görüşmek artık ihtiyaçtan öte zorunluluktur hepimiz için… Çünkü ağzı olanın konuştuğu, yetkisi olmasa bile davranış ve tavırlarıyla neredeyse reçeteler yazan bir yığın insanla dolu hem medya hem etrafımız. Bu açıdan COVID-19 hakkında uluslararası makale ve kitap bölümleri yayınlamış, bulunduğu konum itibariyle ağzından çıkan her bir kelimeyi titizlikle seçen ve aktaran bir bilim insanı ile görüşmek gerçekten verimli oldu. Buradan kendisine, yayınlanan son çalışmaları, etik kurallar çerçevesinde anlattığı ve davetimi kabul ettiği için teşekkür ediyor ülkemize bilim dalında sunduğu katkılar için gururlarımı iletiyorum.