Görüş Bildir
Obezite Tipleri Nelerdir?
Daha genç olduğunuz ve istediğinizi yediğiniz halde kilo almadığınız zamanları hatırlıyor musunuz? Günümüzde ise, kimyasal katkılı gıdaların bizi sürekli yemeye sevk etmesi, çevresel toksinlerin yağ depolanmasını uyarması nedeniyle fazla kilo ve obezite oranları her yıl önlenemez şekilde artmaktadır.Obezite şu anda tüm dünyanın karşılaştığı en önemli sağlık problemi haline gelmiştir. Amerika Birleşik Devletleri’nde yetişkinlerin üçte birinden fazlası, çocuk ve genç erişkinlerin 100’de 17’ si obezdir ve bu sayılar hızla artmaktadır. Yeni bir ankete göre insanların 100’de 55’i kilo kaybetmek için çeşitli yöntemleri denemektedir.Vücutta biriken yağ ya deri altında, tıbbi adıyla subkutan, veya karın içerisinde, tıbbi adıyla visceral yağlanma olarak toplanır. Subkutan ya da deri altı yağ esas olarak vücudun alt kısmında toplanır ve sıklıkla kadınlarda görülen armut tipi obeziteye yol açar. Yağın karın içerisinde toplandığı obezite tipi ise elma tipi olarak adlandırılır ve erkeklerde daha sık görülür.Visceral yağlanma, santral veya abdominal yağlanma olarak bilinen bu tip, en tehlikeli yağlanma tipidir. Çünkü kardiyovasküler hastalıklar, diyabet ve diğer kronik hastalıkların oluşumunda rol oynar. Metabolik sendrom olarak bilinen bu tablo ciddi sağlık riskleri içerir.Visceral yağ tipik olarak toplam vücut yağının küçük bir oranını oluşturur ancak sağlık üzerinde ciddi etkileri sahiptir. Çünkü bu yağ karaciğer, böbrek ve pankreas gibi hayati organların etrafında yerleşir.Obezite genetik, hormonal, çevresel ve bir çok farklı faktörün rol oynadığı kompleks ve dinamik bir süreçtir. Vücutta biriken bu yağ endokrin bir organ olarak kabul edilmektedir. Çünkü metabolik olarak aktiftir, hormonlar tarafından etkilenir. Aynı zamanda çok sayıda hormon benzeri proteinler ve güçlü kimyasallar salgılar. Karın içerisinde toplanan yağ ise özellikle tehlikelidir çünkü metabolik olarak çok aktiftir, vücutta inflamasyona yol açar, ve hücre düzeyinde hastalıklara giden süreçleri başlatır.Visceral yağ aynı zamanda insülin direnci ile de ilişkilidir. Insülin direnci Tip 2 diyabet ve diğer obeziteyle ilişkili yandaş hastalıklarda en önemli faktördür. Karaciğerde biriken yağ siroz ve hatta karaciğer kanserinin öncülüdür.Kan şekerindeki bozulmalar, artmış kan yağları, lipoprotein dengesinin bozulması ve yüksek kan basıncı topluca metabolik sendrom adı verilen bir tabloya yol açar. Metabolik sendrom kardiyovasküler hastalık, Tip iki diyabet gibi diğer sağlık risklerinin bir göstergesidir.Gerek ameliyatsız bir takım müdahaleler, herekse obezite cerrahisi ile visceral yağ dokusu azaltılabilir. Visceral yağ dokusunun azaltılmasında egzersiz en önemli ve en etkili yaşam tarzı değişikliklerindendir. Bunun yanısıra yağdan ve kaloriden fakir, proteinden zengin bir diyet planı son derece faydalı olacaktır. Diyetteki lif ve protein oranlarının artırılmasının visceral yağ kaybını başlattığı kanıtlanmıştır. Protein desteğinin en iyi kaynağı süt kökenli whey proteindir. Whey proteinin en önemli faydaları doyma hissi ve açlık kontrolü üzerindeki etkisi, metabolizma ve kas protein sentezi üzerindeki pozitif etkileri ve metabolizma hızlandırıcı etkileridir. Ancak bütün protein destekleri birbirinin aynısı değildir. Klasik yollarla hazırlanan ticari whey proteinler pastörize edilmek zorundadır. Bu da çok yüksek sıcaklıklara ve kimyasallara maruz kalmaları anlamına gelir. Bu işlemler bir çok enzimi yok eder, proteinleri çökertir ve besleyici değeri azaltır. Tüketilen kalorinin azaltılması ve sık aralıklarla beslenmenin karın için yağ miktarını azalttığı da gösterilmiştir.
7 Maddede, Üvey Evlat Muamelesi Gören Azot
Bugün, çok ihmal ettiğimiz Azota bakalım. Elementler diyince insanın aklına Helyum, Hidrojen, Karbon ve Oksijen geliyor. Azot ise hakkını pek göremiyor, hatta tam bir üvey evlat oldu bu aralar! Gelin birz da ona aradığı sevgiyi, şefkati, ilgiyi verelim, hak ettiğini yani.. Eminim bir kısmını biliyorsunuz, belki de hepsini. Hepsini biliyorsanız da, olsun. Bilgi tekrarı kalıcılık açısından çok önemlidir. Bilmiyorsanız da bir İspanyol Atasözünü gerçekleştirdiniz demektir ; Yeni bir şey öğrenmeden yatma! Hazırsanız Azot'a ilgi göstermeye başlayalım... Haaa! Resim mi? Ana resimde gördüğünüz mevzuysa, Nitrojen'in ışıkta verdiği enfes renktir.
Muzaffer Tekin Son Yolculuğuna Uğurlandı
Pankreas kanseri nedeniyle tedavi gördüğü hastanede 65 yaşında hayatını kaybeden Ergenekon sanığı emekli yüzbaşı Muzaffer Tekin, alkışlar ve sloganlar eşliğinde, askeri törenle son yolculuğuna uğurladı.Cenaze törenine, eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, Balyoz Davası'nda yargılanan emekli Orgeneral Çetin Doğan, MHP Milletvekili emekli Korgeneral Engin Alan, 1. Ordu Komutanı Orgeneral Salih Zeki Çolak, eski 1. Ordu Komutanı Hasan Iğsız, emekli Tuğgeneral Veli Küçük, emekli Albay Dursun Çiçek, Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, gazeteci Tuncay Özkan ve Ergenekon Davası'nda yargılanan Sedat Peker de katıldı.Pankreas kanseri nedeniyle tedavi gördüğü hastanede vefat eden Ergenekon sanığı emekli yüzbaşı Muzaffer Tekin, alkışlar ve sloganlar eşliğinde, askeri törenle son yolculuğuna uğurladı. Silah arkadaşlarının yalnız bırakmadığı törende, Tekin’in eşi ve kızı Türk bayrağına sarılı tabutun üzerine konulan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti bayrağını öptü.TÖRENE ESKİ KOMUTANLAR KATILDIErgenekon soruşturması kapsamında 2007 yılında tutuklanan ve yaklaşık 7 yıl cezaevinde yatan Muzaffer Tekin için Selimiye Camii’nde cenaze töreni düzenlendi.Törende taziyeleri Tekin’in eşi Müge ve kızı Özge Tekin kabul etti. Cenaze törenine, Tekin’in yakınlarının yanı sıra, eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, Balyoz Davası'nda yargılanan emekli Orgeneral Çetin Doğan, MHP Milletvekili emekli Korgeneral Engin Alan, 1. Ordu Komutanı Orgeneral Salih Zeki Çolak, eski 1. Ordu Komutanı Hasan Iğsız, emekli Tuğgeneral Veli Küçük, Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, gazeteci Tuncay Özkan, Ergenekon Davası'nda yargılanan Sedat Peker, CHP milletvekili adayı emekli Albay Dursun Çiçek, Sivasspor Başkanı Mecnun Otyakmaz, Kıbrıs gazileri, Ergenekon ve Balyoz davalarında yargılanan çok sayıda isim, Tekin’in silah arkadaşları ve vatandaşlar katıldı.EŞİNE SON ÖPÜCÜKCamide iki ayrı kişiye ait cenazenin daha bulunması ve Tekin’in cenazesine yoğun katılım olması nedeniyle kalabalık cami avlusuna sığmadı. Muzaffer Tekin’in Türk bayrağını sarılı tabutunun hemen önünde taziyeleri kabul eden Müge Tekin, eşinin fotoğrafını uzun uzun öptü. Daha sonra, tabutun üzerine Rauf Denktaş ve Düşüncelerini Yayma Derneği tarafından getirilen Kuzey Kıbrıs Türk Bayrağı örtüldü. Bu sırada eşi Müge ve kızı Özge Tekin, birlikte eğilerek bayrağı öptü.'DANIŞTAY CİNAYETİYLE İLİŞKİLENDİRİLMESİ BELKİ DE BUGÜNE GİDEN İLK ADIMI TEŞKİL ETTİ'Cenaze töreninde konuşan eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, şunları söyledi:'Ahlaksızca bir iftira ile özellikle de menfur Danıştay cinayetiyle ilişkilendirilmesi, belki de bugüne giden ilk adımı teşkil etti. Ortada hiçbir delil, hiçbir şey yokken, tamamen bir senaryo icabı Muzaffer’i Danıştay cinayetiyle ilişkilendirmek, dünyanın en büyük suçudur. Ahlaksızlıktır, namertliktir. Çünkü yürekten inanıyorum, bu hastalıkla karşı karşıya kalmasında bu ağır suçlamanın çok büyük bir rol oynadığını düşünüyorum. Şimdi bu suçlamaları yapanlar, yazanlar, çizenler, konuşanlar ne düşünüyorlar? Onlarda vicdan yok zaten. Vicdan olsa, gelirler en azından, bir özür dilerler. Türk milleti her zaman olduğu gibi, kahramanına, O da bir şehit, bu süreçte verdiğimiz son şehit, sahip çıkıyor. Tabii ki bu olaylara neden olanlar mutlaka yargı karşısına çıkarılacaktır ve cezalarını görecektir. Ancak o zaman biz de rahat ederiz, huzura ereriz. Elbette herkes olayların takipçisi olacak, elbette bunların içinde ben de bir birey olarak takip edeceğim. Milletimiz de biraz bu olaylara karşı sahip çıksın ki, burada bunun güzel bir örneğini gördük, bu kumpasları kuranlar, bu iftiraları atanlar mutlaka ortaya çıkmalı, dökülmeli ve gereken cezaları görmeli. Çok kimse cezaevlerinde hayatını kaybetti. Bu vesileyle ailesine ve Türk milletine başsağlığı diliyorum.''ALDATILDIK, KANDIRILDIK DİYENLER BUNUN HESABINI VERMELİ'Emekli Albay ve CHP Milletvekili adayı Dursun Çiçek de, Muzaffer Tekin’in örnek ve centilmen bir subay olduğunu belirterek, “Adam gibi adamdı. Bu süreçte kanser oldu. Şimdi 'Aldatıldık, kandırıldık' diyenler, 'Bilirkişiler bizi aldattı' diyen hakimlerin bunun vicdan muhasebesini yapmaları, hesabını vermeleri lazım' dedi.MHP Milletvekili Engin Alan ise “Bütün silah arkadaşlarının, ailesinin başı sağolsun. Türkiye çok yiğit bir subayı kaybetti' diye konuştu.Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek de, “Muzaffer Tekin yiğit, dürüst, gerçek bir Türk subayı; kahraman, Türk Ordusu'nun şerefini her zaman yüksekte tutan ve bir askerlik aşığı, asker olarak doğmuş bir komutanımız ve asker olarak öldü. Silivri’de de dik duran, başını dik tutan, her türlü haksızlığa, zorbalığa dimdik karşı koyan bir arkadaşımızdı. Çok büyük bir acı. Bütün milletimizle bu acıyı yürekten paylaşıyoruz' diye konuştu.TÖRENDE 'İNSANLIK ONURU İŞKENCEYİ YENECEK' VE 'MUSTAFA KEMAL'İN ASKERLERİYİZ' SLOGANLARIMuzaffer Tekin’in cenazesinden önce, hemen yanında bulunan İnsan Hakları Derneği (İHD) kurucularından Leman Fırtına’nın tabutu kadınlar tarafından omuzlara alındı. Bu sırada bir grup “İnsanlık onuru işkenceyi yenecek' şeklinde slogan attı. Ardından, Tekin’in tabutu askerlerce omuzlara alınarak, düzenlenen askeri törenin ardından cenaze aracına konuldu. Tören sırasında kalabalık “Mustafa Kemal’in askerleriyiz', “Askere uzanan eller kırılsın', “Gün gelecek devran dönecek / AKP halka hesap verecek' şeklinde sloganlar attı. Tekin’in cenazesi, törenin ardından götürüldüğü Nakkaştepe Mezarlığı’nda toprağa verildi. Muzeffer Tekin’in mezarına Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden getirilen toprak da serpildi.DHA
Hacettepe Çocuk Acil'in Çatısında Sağlık Hakkı Eylemi
Kanser olan çocuklarını tedavi ettiremeyen iki kadın Hacettepe Çocuk Hastanesi’nin çatısına çıktı, hastane bahçesinde bekleyenler “Sağlık hakkımızı istiyoruz” sloganları attıHacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi İhsan Doğramacı Çocuk Hastanesi’nde intihar girişimi ve eylemi gerçekleşti. Kanser olan ve kök hücre tedavisi görmek zorunda olan çocuklarını tedavi ettiremeyen iki kadın hastanenin çatısına çıktı. İki kadın, kendilerini ikna etmeye çalışan polisleri ise yanlarına yaklaştırmadı. Hastaneye polis ve itfaiye ekipleri de getirildi.Kadınlar çatıda eylem gerçekleştirirken ellerinde döviz olan bir grup da hastanenin bahçesinde bir araya geldi ve “Çocuklar uyurken susulur, ölürken değil”, “Sağlık hakkımızı istiyoruz” gibi sloganlarla eyleme destek verdi.Eylem, kadınların Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu ile görüşme ayarlanmasıyla son buldu.Sendika.Org/ Ankara
Domuz Gribinden Ölenlerin Sayısı 43'ü Buldu
Sağlık Bakanlığı, yurt genelinde 57 kişinin grip virüsü nedeniyle hayatını kaybettiği, bunlardan 43'ünde İnfluenza A(H1N1), 7'sinde İnfluenza B ve 7'sinde ise İnfluenza A(H3N2) virüsü tespit edildiğini bildirildi.Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamasında, yurt genelindeki grip vakalarındaki son duruma ilişkin bilgi verildi.Tüm dünyada grip sezonunun yılın 40. haftasından başladığı ve bir sonraki yılın 20. haftasına kadar devam ettiği bilgisine yer verilen açıklamada, grip takibine belirlenmiş 17 ilden gönüllü 180 aile hekiminin katıldığı belirtildi.81 ilde grip ön tanısıyla yatırılan hastalardan alınan klinik örneklerin de analizleri yapılarak takip edildiği bildirilen açıklamada, şunlar kaydedildi:'Dünya Sağlık Örgütü'nün dünya genelindeki grip hastalığına dair durumu açıklayan son raporuna göre, kuzey yarım küredeki grip yoğunluğu halen yüksek düzeyde seyretmekle beraber, İnfluenza A'nın baskın olduğu Kuzey Afrika ve Ortadoğu’da grip aktivitesinde azalma başlamıştır. Fransa, Hollanda ve İspanya gibi ülkelerin dahil olduğu bir çok Avrupa ülkesinde 65 yaş üzeri kişilerde tüm nedenlere bağlı ölüm sayılarında artış mevcut olup Dünya Sağlık Örgütü tarafından bu durumun nedeni olarak grip hastalığı, soğuk havalar ve akut solunum yolu hastalıklarının olabileceği ifade edilmiştir. Kuzey Amerika'da grip hareketliliği 2014 yılının sonunda ulaştığı en yüksek düzeyden sonra halen yüksek düzeyde devam etmektedir. ABD'de ise grip virüsü tespit edilme oranı 2014 yılı Aralık ayında ulaştığı yüzde 30,4'lük düzeyinden yüzde 12,1 düzeyine gerilemiştir.'Dünyada olduğu gibi yurt genelinde de son hafta itibariyle grip aktivitesinin azalmaya devam ettiği vurgulanan açıklamada, 'Düzenli izleme kapsamında 13. hafta itibarıyla gelen 352 numunenin yüzde 26,4'ünde influenza B, yüzde 8,8'inde İnfluenza A(H1N1), yüzde 5,1’inde İnfluenza A(H3N2) saptanmıştır' ifadesi kullanıldı.Kimler risk altındaAçıklamada grip için 65 yaş ve üzerindeki kişilerle yaşlı bakımevi ve huzurevinde kalanların, astım dahil kronik pulmoner ve kardiyovasküler sistem hastalığı olan erişkin ve çocukların, diyabet dahil kronik metabolik hastalığı, kronik renal disfonksiyonu, hemoglobinopatisi veya immün yetmezliği olanların, immünsupresif tedavi alan erişkin ve çocuklarla 6 ay - 18 yaş arasında ve uzun süreli asetil salisilik asit tedavisi alan çocukların risk grubunda olduğu belirtildi.AA
Reklam
Süpermarketler Müşteriyi Nasıl Yönlendiriyor?
Süpermarketler müşterileri manipüle eder aslında. Malzemeler öyle yerleştirilmiştir ki, temel ihtiyaç maddelerine ancak akıl çelen bir sürü şeyi aştıktan sonra ulaşabiliriz. Ekmek, yumurta, süt gibi temel ürünler süslü ambalajlarıyla dikkatleri cezbeden bisküvilerin, şekerlemelerin, cipslerin ötesinde bir yerdedir.Süpermarketler çocukları da hedef alır. Onlara yönelik şeyler rengarenk ve çizgi film kahramanlarıyla süslenmiş bir halde tam da onların göz hizasına gelecek şekilde dizilmiştir raflarda.Peki bu dizayn şekli insan yararına kullanılabilir mi? Gıda üreticileri insanları sağlığa zararlı aşırı yağlı, aşırı şekerli ürünlerden uzak tutma gibi bir sorumluluk üstlenmiyor. O halde bu ürünlerin satışını yapan marketlerle ilgili önlemler alınabilir mi?
Bugün Türkiye Gündemindeki En Önemli 10 Olay
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu önseçime girdiği İzmir 2. Bölge'de 32 bin 941 oyla birinci oldu, ikinci Mustafa Balbay 16 bin 237 oy aldı. Antalya'da Deniz Baykal ikinci sırada kalırken, eski genel başkan yardımcısı Adnan Keskin Denizli'de listeye giremedi.
Reklam
Gece Görüşü Sağlayan Göz Damlası
Amerikalı bilim insanları karanlıkta görmeyi sağlayan damla geliştirdi. Birkaç saat boyunca zifiri karanlıkta görmeyi sağlayan damla ileride piyasaya sunulabilir.Amerikalı bilim insanlarının araştırması, denizin derinliklerinde, ışığın olmadığı bölgelerde yaşayan balıkların gözlerinden elde edilen, gece körlüğünün ve bazı kanser türlerinin tedavisinde kullanılan 'Chlorin e6 (Ce6)' adlı bir kimyasalı içeren damlanın gözlere damlatıldığında, zifiri karanlıkta da görmeyi sağlayabildiğini ortaya koydu.Bilim insanları damlaya bu maddenin yanında insülin ve dimetil sülfoksid bileşiğini ekledi.Araştırmaya imza atanlardan biyokimya uzmanı Gabriel Licina'nın retinasına damlatılan sıvı sayesinde bilim adamının 50 metreye kadar bir alanda insan ve nesneleri ayırt edebildiği belirlendi. Birkaç saat sonra Licina'nın gözlerinin normale döndüğü ve aydınlıkta da sorun çekmediği belirtildi.Deneylerin devam edeceğini ifade eden bilim insanları çalışmanın gece kurtarma çalışmalarına yardımcı olabileceğini vurguladı.Çalışmaya ilişkin makale, bilim insanlarının 'Science for the Masses (Halk için Bilim)' adlı sitesinde yer aldı.
Yükselen 10 Teknoloji Geleceğe Yön Verecek
İnsan hayatını kolaylaştıran ve küresel çevre, üretim, sağlık gibi sorunlara yenilikçi çözümler sunan, 2015'in en önemli 10 yükselen teknolojisi belirlendi.Dünya Ekonomik Forumu tarafından hazırlanan raporda, 2015 yılının 'en umut verici ve yenilikçi' 10 yükselen teknolojisine yer verilirken, listede ilk sırayı sıfır emisyonlu hidrojen yakıt hücreli otomobiller aldı.Bunu sırasıyla yeni nesil robotlar, geri dönüşümlü termoset plastikler, hassas genetik mühendisliği teknikleri, 3D yazıcı teknolojisi, yeni yapay zeka, dağıtım üretimi, hisseden ve kaçınan insansız hava uçakları, nöromorfik teknolojisi ile dijital gen teknolojisi takip etti.Söz konusu teknolojiler ve bunların yakın gelecekteki getirileri hakkında bilgi verilen rapora göre, elektrikli ve hidrokarbon araçlara göre büyük avantajlar sunan sıfır emisyonlu hidrojen yakıt hücreli otomobiller, en önemli küresel çevre sorunlardan biri olan hava kirliliğinin azaltılmasına önemli katkı sağlayacak.Yeni nesil robotlar ile de robotların insan eli gibi esnek bir yapıya sahip olmaları, çevre şartlarını daha iyi algılamaları ve buna göre hareket etmeleri sağlanacak. Daha çok tarım alanında kullanılmaya başlanacak bu robotlar sayesinde, tekrarlanan işlerin 24 saat boyunca daha ucuza yapılması ve büyük ekonomik yarar sağlanması hedefleniyor.Geri dönüşümlü termoset plastik teknolojisiyle de cep telefonlarından uçaklara kadar bir çok yerde kullanılan plastikler, geri dönüşüm özelliğiyle ön plana çıkacak ve gelecek 5 yıl içinde geri dönüşümü olmayan plastiklerin yerini alacak.3D yazıcılar doku üretiminde kullanılacakUzun dönemdir tartışmalı bir konu olan genetik teknolojisi, 'hassas genetik mühendisliği' teknikleriyle yeni boyuta geçecek. Buna göre, tarımda sürdürülebilirlik genetik teknolojiyle sağlanacak. Bitkiler, genetik kodları değiştirilerek, daha besleyici ve değişen iklim şartlarına uyumlu hale getirilecek.Üretim teknolojisinde devrim yaratacak nitelikte değişiklikler ve yenilikler getiren 'üç boyutlu yazıcılar' ile yaratıcı fikirler ve tasarımlar gerçek modellere, son ürünlere, parçalara ve prototiplere hızlı bir şekilde dönüşebilecek. 3D teknolojisinin, ileride doku tamirinde ve yeni doku oluşturulmasında kullanılması hedefleniyor.'Yeni yapay zeka teknoloji' ile de geliştirilmiş makine gücünden yararlanılarak, insanların ihtiyaç duyabileceği bir çok hizmet, akıllı robotlar aracılığıyla gerçekleştirilecek.Tüketiciye tek aşamada üretim hizmetini sunacak 'dağıtım üretimi' sistemiyle de kaynakların daha etkin kullanılması ve fabrikalardaki atık miktarının azaltılması amaçlanıyor.İnsan DNA'sı USB belleklere yüklenecekSon yıllarda savunma sanayisinde önem kazanan insansız hava uçakları da çevre koşullarını daha iyi şekilde algılayacak hale getirilecek. Bu şekilde söz konusu uçaklar yüksek duyu özellikleriyle, havada beklenmeyen tehlikelere karşı ani tedbirler alabilecek ve insanlar için riskli olan vazifeleri de yerine getirebilecek.'Nöromorfik teknolojisi' ile yeni bilgisayarların insan beyni gibi çalışması ve düşünebilme yeteneğine sahip olması sağlanacak.'Dijital gen teknolojisi' ile de insan DNA'sı, USB belleklere yüklenebilecek. Bu şekilde daha etkili sağlık hizmeti verilmesi, doktorların kanser gibi hastalıklarda daha hızlı karar verebilmesi amaçlanıyor.AA
Reklam
Angelina Jolie Yumurtalıklarını Aldırdı
Hollywood'un ünlü oyuncusu Angelina Jolie kansere karşı önlem olarak yumurtalıklarını ve Fallop tüplerini aldırdı.New York Times gazetesine bir yazı yazan Jolie, yumurtalık kanserine yakalanması olasılığını % 50 artıran bir gen taşıdığı için ameliyat olmaya karar verdiğini anlatıyor.İki yıl önce annesini kanser yüzünden kaybetmiş olan Jolie, iki memesini birden aldırmıştı.Jolie, 'Bu tür kararları verebilmek kolay değil. Ama kontrolü ele almak ve herhangi bir sağlık sorunu ile doğrudan başetmek mümkün.' diyor.New York Times'da, Angelina Jolie Pitt imzasıyla yayımlanan 'Bir ameliyatın güncesi' başlıklı yazısında, 39 yaşındaki oyuncu geçirdiği süreci anlatıyor; 'Memenin alınmasından daha az karmaşık bir ameliyat. Ama etkileri çok daha büyük. Ameliyatı geçirem kadın zorunlu menopoza giriyor.' dedi.Film yönetmenliği de yapan ve BM'in temsilciliğini de yürüten Angelina Jolie, hormon tedavisi görecek.Jolie'nin yaptırdığı kontroller yumurtalık kanserinin erken aşamalarına girmemiş olduğunu ancak yine de annesinin, anneannesinin ve teyzesinin ölümüne yol açan bu hastalığa yakalanma tehlikesi bulunduğunu ortaya koydu. Angelina Jolie, bu olasılıkları dikkate alarak yumurtalıklarını ve Fallop tüplerini aldırmayı kararlaştırdığını yazıyor.'Doktorlarım, kadın yakınlarımda kanserin görülmesinden on yıl kadar önce, önlem olarak ameliyat olmamı tavsiye etti. Annemde yumurtalık kanseri bulunduğunda 49 yaşındaydı. Ben şimdi 39 yaşındayım. Hormon tedavisine rağmen artık menopoza girmiş oldum. Başka çocuğum olmayacak. Fiziksel olarak da bazı değişiklikler olmasını bekliyorum.' diye yazan Angelina Jolie, 'Ama ne olursa olsun rahat hissediyorum kendimi. Kuvvetli olduğumdan değil, bu, hayatın bir parçası olduğu için. Korkulacak birşey yok.' dedi.Oscar ödüllü yıldız, 'Tüm riskleri ortadan kaldırmak mümkün değil. Benim kansere daha kolay yakalanabileceğim bir gerçek. Bağışıklık sistemimi güçlendirmek için doğal yöntemleri araştırıyorum. Kadınlığımın farkındayım ve kendim ve ailem için bilinçli seçimler yapıyorum.' diye yazdı.Jolie, 'Biliyorum ki çocuklarım, asla 'annemiz yumurtalık kanserinden öldü' demek durumunda kalmayacaklar.' dedi.Sinema oyuncusu Brad Pitt ile evli olan Angelina Jolie'nin, 3'ünü evlat edindiği 6 çocuğu var.BBC Türkçe
Reklam
Çiş Hakkında Akılları Kurcalayan 4 İlginç Soru ve Cevabı
Onedio Biyolojik Gerçekler Serisi iftiharla takdim eder. Öncelikle kaka hakkında muhtemelen bilmediğimiz bir takım gerçekleri paylaştık sizlerle. Şimdi de sıra idrar/sidik/çiş üzerine bir konumuz var.Konuşmaya başlamadan önce çiş yapabiliyordunuz. Okuma yazma öğrenmeden önce de çişinizi yapabiliyordunuz. İdrar, çağlar boyunca yasaklı bir konu olarak kabul edilmiştir. Aslında bedensel bir fonksiyon olan idrar onu yapan insanlar tarafından bir gizem olarak görülmüştür. İdrarın üstünü örten iç çamaşırı şeklindeki tabuyu ortadan kaldıralım ve çiş hakkındaki gizemli şeyleri öğrenelim. Haydi!
Kanser Tedavisi Gören Kayahan Hastaneye Kaldırıldı
Üçüncü kez yumuşak doku kanseri tedavisi gören ünlü sanatçı, güçsüz düşünce eşi tarafından tekrar hastaneye kaldırıldı.Kayahan'ın son durumu hakkında bilgi veren eşi usta sanatçının tekrar hastaneye kaldırıldığını belirtti.29 Mart’ta 66 yaşını kutlamaya hazırlanan sanatçı, güçsüz düşünce, İpek Açar eşini hastaneye kaldırdı. Eşi Açar’ın dönem dönem kemoterapi tedavilerine devam eden Kayahan’ın başından, bir an olsun ayrılmadığı öğrenildi.Sanatçıyı ziyaret eden ilk isim ise Nilüfer oldu. Şu anda sağlık durumu iyiye giden Kayahan’ın, Nilüfer’e hasta yatağında “Hadi iyileşince bir de televizyon programı yapalım” diye teklifte bulunduğu söylendi. Sanatçının ayrıca basın danışmanından, Nilüfer’le birlikte sahneye çıktıkları konser görüntülerini izlemek için istediği ifade edildi.KAYAHAN'IN HASTALIĞI NE?lk olarak 1990'da bacağında çıkan yağ bezesine baktırmak için gittiği hastanede kansere yakalandığı fark edilen, altı ay ömür biçilen ama pes etmeyen Kayahan, hastalık 11 yıl sonra aynı yerden nüksettiğinde de yılmamıştı. Geçirdiği dört ameliyat ve radyoterapi tedavisi sonucu sağlığına kavuşan Kayahan, üçüncü kez aynı tatsız haberi aldı ve kemoterapiye başladı.İnternetHaber
Reklam
'21. Yüzyılda Bir Milyar Kişi Sigara Yüzünden Hayatını Kaybedecek'
Dünya Akciğer Vakfı, mevcut eğilimin sürmesi halinde bu yüzyılda 1 milyar kişinin sigara içmesi ya da sigara dumanı yüzünden hayatını kaybedeceğini bildirdi. Vakıf, sadece 2013 yılında 6 milyondan fazla kişinin tütün kullanımının yol açtığı hastalıklar yüzünden öldüğünü açıkladı. Tütün şirketlerinin iki yıl önceki toplam kârı ise 44 milyar dolardan fazla.Bu noktanın altını çizen vakıf, tütün endüstrisinin ürünleri nedeniyle ölen her kişiden 7 bin dolar kâr ettiğine dikkat çekiyor. Dünya Akciğer Vakfı ve Amerikan Kanser Derneği'nce 2013 yılı verilerine dayanılarak hazırlanan küresel Tütün Atlası'na göre, dünyada yılda 5 trilyon 800 milyardan fazla sigara içiliyor. Çin'de sigara alışkanlığının artması yüzünden, diğer ülkelerde daha az sigara içilse de, toplam tüketim azalmıyor. Ülkede 1980 yılına kıyasla yüzde 50 oranında daha fazla sigara içiliyor. Birçok gelişmiş ülkede tütün tüketimi azalır veya sabit kalırken, Afrika ile Asya'nın kimi bölgelerindeki yoksul ülkelerde sigara bağımlılığı artıyor.Kadınlar arasında da sigara tüketimi ve akciğer kanseri vakalarında artış var. Tütün Atlası'nda, 24 ülkede kadınların erkeklere kıyasla daha fazla sigara içtiği bilgisi de bulunuyor.
Türkiye Giderek Yaşlanıyor
Türkiye’de 2014 yılında yüzde 8’e çıkan 65 yaş ve üzeri yaşlı nüfus oranının, 2023 yılında yüzde 10’u aşması bekleniyor.Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre, Türkiye’de yaşlı nüfusun oranı, 2013 yılındaki yüzde 7,7 olan düzeyinden geçen yıl 6 milyon 194 bin ile yüzde 8’e çıktı. Yaşlı nüfusun yüzde 43,6’sını erkek nüfus, yüzde 56,4’ünü kadın nüfus oluşturdu.Nüfus projeksiyonlarına göre yaşlı nüfus oranının 2023 yılında yüzde 10,2, 2050 yılında yüzde 20,8 ve 2075 yılında yüzde 27,7’ye yükseleceği tahmin edildi.Dünya nüfusunun 2014 yılında yüzde 8,3’ünü yaşlı nüfus oluşturdu. En yüksek yaşlı nüfus oranına sahip ilk üç ülke sırasıyla yüzde 29,5 ile Monako, yüzde 25,8 ile Japonya ve yüzde 21,1 ile Almanya oldu. Türkiye bu sıralamada 228 ülke arasında 94. sırada yer aldı.Türkiye’deki yaşlı nüfusun büyüklüğü, Danimarka, Slovakya, Finlandiya, Norveç, İrlanda ve Bosna Hersek ülke nüfuslarının üzerine çıktı.EN ÇOK YAŞLI SİNOP’TAYaşlı nüfus oranının en yüksek olduğu il 2014 yılında, yüzde 17,6 ile Sinop oldu. Sinop’u yüzde 16,5 ile Kastamonu ve yüzde 15,3 ile Çankırı izledi. Yaşlı nüfus oranının en düşük olduğu il ise yüzde 2,9 ile Hakkari oldu. Hakkari’yi yüzde 3 ile Şırnak ve yüzde 3,4 ile Van izledi.EN YAŞLILAR TUNCELİ’DEEn yaşlı nüfus olarak tanımlanan 80 ve daha yukarı yaştaki nüfusun, toplam yaşlı nüfus içindeki payı yüzde 21,2 oldu. En yaşlı nüfusun toplam yaşlı nüfus içindeki payının en yüksek oranda bulunduğu il yüzde 31,8 ile Tunceli oldu.Tunceli’yi yüzde 27,4 ile Giresun ve yüzde 27,1 ile Gümüşhane izledi. En yaşlı nüfusun toplam yaşlı nüfus içindeki payının en düşük olduğu il ise yüzde 17,7 ile Aksaray oldu. Aksaray’ı yüzde 18,1 ile Van ve yüzde 18,5 ile Ağrı izledi.100 YAŞI GEÇENLERTürkiye’de yaşlı nüfusun yüzde 0.1’ni oluşturan 100 yaş ve üzerindeki yaşlı sayısı 2014 yılında 5.283 kişiye çıktı. Nüfusa bağlı olarak 100 yaşın üzerinde en fazla yaşlıya sahip ilk üç il sırasıyla İstanbul 651 kişi, İzmir 222 kişi ve Şanlıurfa 218 kişi iken en az 10 yaş üstü yaşlıya sahip ilk üç il ise sırasıyla Ardahan 2 kişi, Bayburt 5 kişi ve Bilecik 7 kişi oldu.HİÇ EVLENMEYENLERAdrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi’ne göre 2014 yılında yaşlı erkek nüfusun yüzde 1,1’inin hiç evlenmemiş, yüzde 83’ünün resmi nikahla evli, yüzde 2,7’sinin boşanmış, yüzde 13,2’sinin eşi ölmüş olduğu görülürken yaşlı kadın nüfusun yüzde 2,5’inin hiç evlenmemiş, yüzde 43,2’sinin resmi nikahla evli, yüzde 3’ünün boşanmış, yüzde 51,2’sinin ise eşi ölmüş olduğu görüldü.TEK BAŞINA YAŞAYANLARAdrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi sonuçlarına göre tek başına yaşayan yaşlıların oranı 2013 yılında yüzde 17 iken bu oran 2014 yılında yüzde 17,3 düzeyine çıktı. Tek başına yaşayan yaşlı nüfusun yüzde 77,2’sini kadınlar, yüzde 22,8’ini ise erkekler oluşturdu.SİGARA İÇENLERTürkiye genelinde 2012 yılında, 15 ve daha yukarı yaştaki nüfusun yüzde 23,2’si her gün düzenli olarak tütün mamulü kullanırken bu oran yaşlı nüfusta yüzde 8,4 oldu. Tütün mamulünü her gün kullanan yaşlı erkek nüfus oranı yüzde 16 iken yaşlı kadın nüfusta bu oran yüzde 2,6 oldu.ALZHEIMER HASTALIĞIÖlüm nedeni verilerine göre, 2011 yılında Alzheimer hastalığından ölen yaşlı nüfus oranı yüzde 2,9 iken bu oran 2012 yılında yüzde 3,4, 2013 yılında ise yüzde 3,6’ya yükseldi.EN ÇOK ÖLÜM DOLAŞIM SİSTEMİNDENYaşlı nüfusun ölümlerinin 2013 yılında yüzde 46,8’i dolaşım sistemi hastalıklarından kaynaklandı. Bu hastalığı ikinci sırada yüzde 17,7 ile kanser, üçüncü sırada ise yüzde 11,7 ile solunum sistemi hastalıkları takip etti.YOKSUL YAŞLILAREşdeğer hanehalkı kullanılabilir medyan gelirinin yüzde 60’ına göre hesaplanan yoksulluk oranı 2013 yılında Türkiye geneli için yüzde 22,4 düzeyindeyken bu oran yaşlı nüfus için yüzde 17,9 olarak gerçekleşti. Yoksul yaşlı erkek nüfus oranı yüzde 17,4 iken yoksul yaşlı kadın nüfus oranı yüzde 18,2 oldu.SOSYAL TRANSFERLERSosyal transferlerden yararlanan yaşlı nüfus oranı 2012 yılında yüzde 76,6 düzeyindeyken, 2013 yılında yüzde 76 oldu. Bu oran, yaşlı erkeklerde yüzde 71,4, yaşlı kadınlarda ise yüzde 85 olarak gerçekleşti. Emekli ve dul-yetim aylığından yararlanan yaşlı nüfus oranı yüzde 75,5 olup yaşlı erkeklerde yüzde 71, yaşlı kadınlarda ise yüzde 84,3 oldu.İŞ GÜCÜNE KATILIMTürkiye’de 15 ve daha yukarı yaşta işgücüne katılma oranı 2014 yılında yüzde 50,5 iken yaşlı nüfusun işgücüne katılma oranı yüzde 11,5 olarak gerçekleşti. Yaşlı erkek nüfusta bu oran yüzde 19,3 iken yaşlı kadın nüfusta yüzde 5,4’te kaldı. Yaşlı nüfustaki işsizlik oranı da yüzde 2,1 olarak belirlendi.OKUMA-YAZMA BİLMEYENLEREğitim durumuna göre yaşlı nüfusun 2013 yılında yüzde 23,9’u okuma yazma bilmiyorken, yüzde 41,2’si ilkokul mezunu, yüzde 4,7’si ise yükseköğrenim mezunuydu.MUTLU YAŞLILAR AZALDIMutlu olduğunu beyan eden yaşlı bireylerin oranı 2013 yılında yüzde 63,4 iken bu oran 2014 yılında yüzde 62,8’e düştü. Genel mutluluk düzeyi cinsiyet bazında incelendiğinde, 2014 yılında yaşlı erkeklerin yüzde 63’ü, yaşlı kadınların ise yüzde 62,7’si mutlu olduğunu söyledi.MUTLULUK KAYNAĞI AİLELERYaşlı bireylerin 2014 yılında en önemli mutluluk kaynağı yüzde 71,4 ile aileleri oldu. İkinci sırada gelen mutluluk kaynağı ise yüzde 14,7 ile çocukları oldu. DHA
Reklam