Görüş Bildir

Nurettin Canikli Haberleri

Nurettin Canikli ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. Nurettin Canikli ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

Popüler İçerikler

Umut Oran’dan Hükümete “Tape” Bombardımanı
CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, Recep Tayyip Erdoğan, ailesi ile bakanları ve  AKP’lilerin usulsüzlüklerini içeren telefon görüşmelerini TBMM zeminine taşıdı. Oran, son çıkan tapelerle ilgili olarak Başbakan Yardımcıları Bülent Arınç ve Ali Babacan’a 5 ayrı önergede 32 soru yöneltti.Sabah-atv’nin gizli sahibi Erdoğan mı?CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran’ın Arınç ve Babacan’a yönelttiği sorular şöyle:Recep Tayyip Erdoğan ile damadı Berat Albayrak arasında geçen bir telefon görüşmesi dün akşam sosyal medyada paylaşıldı. İkili arasında Sabah-atv hisse devri görüşülmesi yapılması karşısında Sabah-atv’nin gizli sahibi Recep Tayyip Erdoğan mıdır?Erdoğan ile damadı Berat Albayrak’ın Katar Devleti'nin yatırım ajansına ait Lusail şirketinin, Sabah-atv'deki yüzde 25 hissesinin durumunu görüşmesinin gerekçesi nedir?Berat Albayrak'ın Katar'ın yazılı onayı olmadan Sabah-atv'nin yüzde 75 hissesinin bile devredilemeyeceğini, yazılı onay alınması gerektiğini vurgulaması karşısındaKatar’dan söz konusu yazılı onay alınmış mıdır?RTE Katar’a 5 yılda kaç kez gitti?Erdoğan’ın 'Ahmet (Çalık) Bey dedi. Cezire'nin başındaki Samir mi ne varmış, yani bir gidip görüşsek dedi' diyerek 10-15 gün içinde bu konuyu şahsen çözmek için kendisinin gideceğini belirtmesi karşısında, Recep Tayyip Erdoğan Katar’a son 5 yıl içerisinde kaç kez resmi gezi düzenlemiştir? Erdoğan’ın Katar ziyaretlerinin tam tarihleri nedir?Sabah-atv’nin hisse devri için Erdoğan ve ailesinin Başbakanlık makamının yetki ve gücünü kullanmasının gerekçesi nedir?Basın organlarının satışı/devri hükümet görevi mi?Hükümetiniz, her basın yayın kuruluşunun satışı ve hisse devri için bu tür girişimlerde bulunmakta mıdır?Hükümet olarak 11,5 yıllık iktidarınız döneminde hangi basın yayın kuruluşlarının hisse satışı, devri, el değiştirmesi, sahiplik yapısının değiştirilmesi konusunda girişimlerde bulundunuz?Berat Albayrak’ın, Sabah-atv’nin yüzde 25'inin Ethem Sancak’a devredilebileceğini belirtmesi karşısında, bu konuda hükümet olarak hangi adımları attınız?Bilal, basılmamış Sabah-Takvim’in manşetini nereden biliyor?Dün akşam sosyal medyaya yansıyan bilgilere göre Recep Tayyip Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan’a ait olduğu belirtilen bir konuşmada, 17 Aralık 2013’te başlayan Büyük Rüşvet ve yolsuzluk Operasyonu sonrasında hükümet yanlısı yayın yapan gazetelerin 18 Aralık 2013’te hangi manşetle çıkacağını anlatılmaktadır. Bilal Erdoğan, bir gün sonra Takvim gazetesinin “Vaiz lobisi”, Sabah gazetesinin ise “Kaset olmadı dosya verelim” manşetiyle çıkacağını nereden bilmektedir?Bilal Erdoğan’ın ertesi gün bu iki gazetenin çıkacağı manşeti söyledikten sonra, “Onlar tamamen hazır babacığım, şu an sizin talimatlarınızı bekliyorlar. En tepeden vurmaya başlayacaklar” demesinin gerekçesi nedir? Sabah-atv ve diğer yandaş gazetelerin manşetlerini Recep Tayyip Erdoğan, oğlu Bilal Erdoğan veya görevinizden dolayı siz mi belirliyorsunuz?Görüşmede Bilal Erdoğan’ın sözünü ettiği “Bunlar haddini bilecek. Bitecek bu iş artık, ün üstüne gidene kadar bir şey yapılması lazım” dediği kişiler killerdir? Bu kişilere yönelik hükümetinizin bir eylem planı var mıdır, içeriği nedir?Atılacak adımlar görevden almalar mıydı?Recep Tayyip Erdoğan’ın 18 Aralık 2013’ün ilk saatlerinde yapıldığı belli olan bu telefon görüşmesinde söylediği “Bugün atılacak adımlar var zaten, iş epey şeye girecek” dediği adımlar hangileridir? 17 Aralık savcılarının, İstanbul İl Emniyet Müdürü ile İstanbul TEM, KOM Ve İstihbarat şubelerinin dağıtılması da söz konusu “atılan adımlar”dan mıdır?MİT, yandaşa bilgi mi sızdırıyor?Bilal Erdoğan’ın yandaş gazete yöneticileri için aktardığı “hele bir de bize biraz malzeme gelse MİT’ten” yakınmasını dile getirmesi karşısında MİT’ten yandaş basın kuruluşlarına bilgi-belge, istihbarat akışı başladı mı? MİT’in görevleri arasında hükümetin yandaşlarına bilgi-belge, istihbarat  aktarmak da bulunuyor mu? Bu yasadışı talep ve işlem karşısında hangi idari önlemleri aldınız? Bu kapsamda görevini kötüye kullandığı saptandığı için ceza verilen MİT personeli var mıdır, varsa bunların sayısı ve 10 yıl içerisinde yıllara göre dağılım nedir?MİT görevini iyi yapamıyor mu?Bilal Erdoğan’ın MİT’ten yandaş basına bilgi aktarılması talibi üzerine Recep Tayyip Erdoğan’ın “Bakacağız, bizden malzemeye daha çok ulaşıyor işte” tepkisi , MİT’in görevini yeterince iyi yapamadığı, basının istihbarata daha çabuk ve etkin ulaştığı anlamına mı gelmektedir?MİT, Tivnikli-Fatih Saraç telefon kaydına niye bakıyor?Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatı üzerine Abdullah Tivnikli ile Fatih Saraç’ın geçmişte yaptıkları kimi telefon görüşmelerinin kaydının MİT tarafından çıkartılarak Tivnikli’ye teslim edildiği doğru mudur?MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın özel kalem müdürünün ismi Edip Ali Y. mudur?MİT Özel Kalem Müdürü ile Tivnikli’nin bu amaçla sık sık telefonda görüştükleri doğru mudur?Abdullah Tivnikli ile Fatih Saraç’ın hangi tarihler arasındaki telefon kayıtları çıkarılmış ve nerede, ne zaman, kim tarafından kime, hangi yöntemle, nasıl teslim edilmiştir?Herkesin telefonu mu takip altında?MİT Müsteşarlığı, Türkiye’de yaşayan herkesin iletişimin izleyip takip mi etmektedir? Fatih Saraç’ın geçmiş aylara dönük telefon kaydının çıkartılarak bir başkasına (Abdullah Tivnikli) özel işleri için teslim edilmesi nasıl mümkün olabilmiştir?Türkiye’de kaç kişinin benzeri biçimde tüm iletişim kayıtları kaydedilmektedir? Bu kayıtlar ne kadarlık bir süre için MİT arşivinde tutulmaktadır? Söz konusu kayıtlar imha ediliyor mu, ne zaman, hangi kişilerce hangi yöntemle imha ediliyor?MİT, AKP karşıtı herkesi mi takip ediyor?Recep Tayyip Erdoğan, kabine üyeleri veya AKP aleyhine konuşan herkesin iletişimi MİT tarafından tespit mi edilmektedir? Bu genel ve milyonlarca insanı ilgilendiren izleme-takip işlemi hangi mevzuata dayanılarak yapılabilmektedir? Buna izin veren merci/makam kimdir, iznin tarih ve sayısı kaçtır?Gelmeyen Sayıştay raporlarıDün akşam sosyal medyaya yansıyan bilgilere göre Başbakanlık Özel Kalem Müdürü Hasan Doğan ile AKP Grup Başkanvekili Nurettin Canikli arasında Sayıştay raporlarının TBMM’ye gönderilmemesi ile ilgili olarak yapılan görüşmede, “TBMM’ye iyi ki gelmedi. Çünkü raporlar çok berbat. Yani hükümeti ciddi anlamda… Var ya bu raporlar gelmiş olsaydı…” demesinin gerekçesi nedir?Meclis’te duman ederlerdi?Bu sözler üzerine Hasan Doğan’ın “bizi Meclis’te duman ederlerdi” demesinin gerekçesi nedir? Raporlarda yer alan usulsüzlük ve yolsuzlukların üzerinin örtülmesi amacıyla mı hükümetiniz Sayıştay raporlarının TBMM’ye gönderilmemesi için düzenleme yaptı?Canikli’nin Sayıştay’ı kastederek “Hepsi bizim adamımız baktığınız zaman” demesinin gerekçesi nedir? Sayıştay anayasal, bağımsız bir kurum değil midir? Sayıştay üyelerinin seçiminde, denetçi alımında AKP hükümetine bağlılık gibi özellikler mi arıyorsunuz?Canikli’nin sözünü ettiği “Sayıştay 2013 raporlarındaki müthiş şeyler” nelerdir?İleride herkesi mahkemede süründürürlerBaşbakanlık Özel Kalem Müdürü Hasan Doğan’ın “İleride herkesi mahkemede süründürürler” dediği hükümet yolsuzluk ve usulsüzlükleri midir? İleride mahkemelerde yargılamaya konu olacak AKP hükümeti, Bakanlar Kurulu üyelerinin iş ve işlemleri nelerdir? Bu konularla ilgili idari inceleme yapılması talimatı verdiniz mi verecek misiniz?Bağımsız teftişler geri mi gelecek?Bakanlık teftiş kurullarının kaldırılarak, dışardan ‘bağımsız’ denetim yapılmasının yanlış olduğunu ısrarla savunan CHP’nin haklılığının ortaya çıkması karşısında Canikli’nin de sözün ettiği biçimde “eski sisteme dönüşü” ne zaman sağlayacaksınız? Bağımsız teftiş kurullarının yeniden kurulması için Canikli’nin “acilen başlamamız lazım” dediği çalışmalar hangi aşamadadır?Babacan, Rıza Zarrab için girişimde bulundu mu?Zarrab'ın, Happani'ye 'Senin verdiğin rapor vardı ya, o raporu verdim, incelemiş... Euro olarak diyor ki aldıklarımızda bir 10 kağıt daha aşağı aldım diyor' ifadelerini kullanması karşısında 17 Aralık 2013 tarihinde kamuoyuna yansıyan büyük yolsuzluk ve rüşvet soruşturması kapsamında bakanlık olarak Ali Babacan kamu maliyesi ve düzenleyici kuruluşları nezdinde herhangi bir girişimde bulundu mu, girişimleri var ise akıbetleri ne olmuştur, hangi sonuçları aldı?Süleyman Aslan’a “2 milyon” incelemesiBu telefon görüşmesinde Happani’nin 'Hesabı kitabı belli hangi tarihte ne verdiğimiz belli bizim. Önüne koymak lazım' demesi üzerine, Zarrab’ın 'Süleyman'a vermişiz ona geçmişizdir' karşılığını vermesi ve Happani’nin de 'Zaten iki milyon Süleyman'a verdiğimiz para...' diye konuşması karşısında 17 Aralık’ta tutuklanan ve 14 Şubat 2014’te salıverilen, tutuklandığında Halk Bankası Genel Müdürü olan Süleyman Aslan hakkında bu konuşmalar sonrasında Ali Babacan inceleme talimatı verecek mi, inceleme/araştırma talimatı verdiyse sonucu ne olmuştur?Babacan, MASAK’a başvurdu mu?Tutuklandığında evinde ayakkabı kutuları içinde 4,5 milyon dolar nakit para çıkan ve salıverildikten sonra Halkbank Yönetim Kurulu üyesi yapılan Süleyman Aslan’ın kişisel para trafiği ile ilgili olarak karaparanın aklanması kapsamında inceleme yapılması amacıyla Ali Babacan Mali Suçları Araştırma Kurumu’na (MASAK) başvurdunuz mu? Başvurdunuzsa sonucu ne olmuştur?MASAK niye harekete geçmedi?MASAK’ın bu tür bir gelişmeyi kamuoyundan öğrenir öğrenmez kendiliğinden harekete geçmesi gerekmiyor mu? MASAK bu konuda herhangi bir inceleme başlatıp, size ve bağlı/ilgili  kurumlarınıza 17 Aralık operasyonu ile ilgili olarak herhangi bir talepte bulundu mu, bilgi aktardı mı? Size ulaşan MASAK talebi varsa hangi yanıtı verdiniz, hangi işlemleri yaptınız?
Nurettin Canikli'den Ses Kaydı Açıklaması
AK Parti Grup Başkanvekili Nurettin Canikli, kendisi ile Hasan Doğan'a ait olduğu öne sürülen ses kaydına ilişkin, 'Net olarak ifade edebilirim, bir defa konuşmalar kısaltılmış, çıkarılmış, yani çıkarmalar var' dedi. Giresun Esnaf ve Sanatkar Odaları Birliği'ini ziyaret eden Canikli, burada gazetecilerin sorularını yanıtladı. Canikli, bir gazetecinin, 'kendisi ile Başbakanlık Özel Kalem Müdürü Hasan Doğan arasında geçtiği öne sürülen Sayıştay raporlarıyla ilgili ses kaydına yönelik' sorusuna, 'Ben de birkaç defa dinledim, sonra tapelere de baktım. Şu konuda tespitim, net olarak ifade edebilirim, bir defa konuşmalar kısaltılmış, çıkarılmış, yani çıkarmalar var' yanıtını verdi. Konuşmanın bir türlü tam tamamlanmadan birkaç yerde çok açık bir şekilde kesilmesinin söz konusu olduğunu belirten Canikli, şunları söyledi: 'Dolayısıyla bu konuşmada bazı metinlerin özellikle çıktığı ya da çıkartıldığını söylememiz mümkün. Bu konu gündeme geldiğinde bir söyleyiş biçimi, tarzı var benim. Bütün olarak, olayı tam olarak ortaya koyma şeklinde, bütün yönleriyle, yani Sayıştay denetimi konusu gündeme geldiğinde olayı bütün boyutlarıyla ortaya koyma, anlatma gibi bir yöntemim var. Bütün konuşmalarda, bu konunun gündeme geldiği tüm konuşma ve görüşmelerde aynı yöntemi takip ediyorum, yani bütçe görüşmelerinde, onun dışındaki basına yapılan açıklamalarda çok gündeme geldi. Çünkü Türkiye'nin gündeminde Sayıştay denetimi, Sayıştay raporları, Sayıştay kanunu uzun uzuna tartışıldı. Bütün bu konuşma ve görüşmelerde aynı yöntemi takip etmiş ve izlemişimdir, yani olayı bütün boyutuyla ifade etmek şeklinde.' 'Çıkarmalar ve ilaveler var' Canikli, konuşmalara bakıldığında hep kesildiğini anlatarak, 'Muhtemelen şunun için kesiliyor, çünkü esas bu konuyla ilgili açıklığa kavuşturulacak konuşmalar ve gerçekten insanları ne olup bittiği konusunda aydınlatacak açıklamalar ve bunlar özellikle dışarıda bırakılmış gibi görünüyor, ona inanıyorum' ifadelerini kullandı. 'Çok net bir şekilde ortada, tabi çıkarmalar olunca ilaveler de var' diyen Canikli, sözlerini şöyle sürdürdü: 'Mesela benim başka yerde yaptığım konuşmalar da monte edilmiş. Mesela benim bütçe görüşmelerinde olabilir, belki başka yerlerde... Hatta Ömer Dinçer'le ilgili bir bölüm var, müsteşarken aramızda geçen olay, öyle bir konuşmam var doğru ama o konuşmayı orada yapmadım, o konuşmayı odalarda ve kapalı ortamlarda yaptığım bir konuşmadır, ondan eminim. Dolayısıyla oralardan nasıl elde edildi bilemiyorum, oralardan monta edilmiş.' 'Teknik hata var' Canikli, ses kaydında teknik hata olduğunu belirterek, şöyle konuştu: '2012 ve 2013 raporlarından bahsediliyor. Mesela bir yerde 2013 raporu gelmezse sonra işte Hasan Bey'in söylediği iddia edilen 'mahvoluruz' ya da ona benzer bir ifade var veya 'duman oluruz' mu tam hatırlayamadım şu anda. Burada teknik hata var, çünkü 2013 raporu diye bir şey yok, o 2013'ten bahsedilen 2012 yılı kesin hesap raporu tasarısına ilişkin bir rapordur o. 2012 yılı raporu olarak da ifade edilen 2011 kesin hesap yani gelmeyen raporlar olarak söylenen 2011 yılı kesin hesap kanun tasarısına ilişkin raporlardır, dolayısıyla teknik ciddi bir anlamda hatalar vardır.' Mantıksızlıklar ve tutarsızlıklar olduğunu dile getiren Canikli, bunlardan bir tanesinin Sayıştay başkanıyla ilgili olarak kendisinin söylediği iddia edilen ifadeler olduğunu söyledi. Canikli, 'Bir defa konunun gelişimi itibarıyla bütünlüğü bozan bir şeydir, yani ifadelerdir ve doğrudan oraya monta edilmiş ifadeler olduğu çok net bir şekilde ortadadır. Yani benim tarzım olarak da o şekilde ona benzer ifadeler kullanmam söz konusu değildir. Onun da ilave montaj olduğunu düşünüyorum' dedi. 'Kastedilen raporların tümü Meclis'e geldi' Servis edilen iddiaya göre Hasan Doğan'ın 'duman oluruz' dediğini belirten Canikli, şu ifadeleri kullandı: 'Halbuki bu raporlar, yani bu kastedilen raporlar Meclis'e geldi, tümü geldi. İlk defa Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bu raporlar Meclis'e geldi, konuşuldu, hiç de duman olmadı kimse. Dolayısıyla orada da mantıksal doğru olmayan bir ifade var. Bütün bunlar birlikte değerlendirildiğinde orada sanıyorum bir mühendislik çalışması yapılmış gibi görünüyor. Daha ayrıntılı bir şekilde çalışmaları devam ettiriyorum, çünkü bazı ifadeleri tam hatırlamayabiliyorum. Onlarla ilgili de daha geniş açıklamayı önümüzdeki günlerde daha ayrıntılı bir şekilde yapacağım.' CNN Türk
Canikli: 'Kılıçdaroğlu'nun İllegal Askerleri Katletti'
AK Parti Grup Başkanvekili Nurettin Canikli, dün akşam İstanbul’da silahlı saldırı sonucu hayatını kaybeden AK Parti Alucra Belediye Başkan Adayı Asım Kaymakçı’nın yeğeni Burak Can Karamanoğlu için, “Kılıçdaroğlu'nun illegal askerleri tarafından katledildi bu kardeşimiz, bu vatan evladımız. Ciğerimiz yanıyor” dedi. Ak Parti Giresun İl Başkanlığı tarafından bugün düzenlenen proje tanıtım toplantısında konuşan Nurettin Canikli, yaşanan olaylara değindi ve şunları söyledi: “Son günlerde, başta büyükşehirler olmak üzere olaylarda yaşadığımız hadiselerde meydana gelen ve hepimizi üzen şehit ve ölüm olayları oldu. Bir polisimiz bu vandallar tarafından şehit edildi. Kendisine Allah’tan rahmet diliyoruz. Bütün milletimizin başı sağolsun. İstanbul Okmeydanı'nda dünkü olaylarda da bir hemşehrimiz, bir fidanımız, Alucralı bir kardeşimiz Burak Can Karamanoğlu yine bu vandallar tarafından katledildi. Yüreğimiz yanıyor gerçekten. Askerden daha yeni gelmiş bir fidan bir Anadolu delikanlısı, bu milletin bir evladı, bu illegal örgütler tarafından katledildi. Yarın Alucra'da defnedilecek.' 'KILIÇDAROĞLU'NUN İLLEGAL ASKERLERİ' Buna benzer olayların daha önce de yaşandığını belirten Canikli, Türkiye'nin istikrarı, geleceği, birliği ve bütünlüğünün bozulmasının amaçlandığını söyledi. Bunların yurt dışında tezgahlandığını, Gezi olayları adı altında yaşandığını belirten Canikli, 'Daha üzüntü verici olan, bu vandallara, bu illegal örgütlere, onların üyelerine, sokakları terörize eden, savaş alanına çeviren, bu ülkeyi yaşanmak olmaktan çıkarmayı hedefleyen çatışmalara hazırlayan bu insanlara destek veren siyasi partiler var. Ana muhalefet partisinin genel başkanı da, onun milletvekilleri de sokakları terörize eden bu örgütlerin her zaman yanında oldu, her zaman destekçisi oldu. Onları kolladı. Milletvekilleriyle birlikte, bütün örgütleriyle birlikte destek verdiler. Polisin karşısında, devletin karşısında, milletin karşısında, bunların yanında durdular. Kardeşimizi, fidanımızı katleden de Kılıçdaroğlu'nun destek verdiği, desteklediği bu illegal örgütler. Bütün milletimizin bunu bilmesi gerekir. Kılıçdaroğlu'nun illegal askerleri tarafından katledildi bu kardeşimiz, bu vatan evladımız. Ciğerimiz yanıyor' dedi. Hakan KABAHASANOĞLU/GİRESUN, (DHA) 
TBMM'de Fezleke Görüşmesine Ret
TBMM Genel Kurulu'nda fezlekeler için yapılan olağanüstü toplantıda, CHP'nin genel görüşme talebine AK Parti sıralarından 259 ret oyu çıktı. Muhalefetten ise genel görüşmeye 158 kabul oyu geldi.Meclis Genel Kurulu'nda bugün saat 15.00'da başlayan olağanüstü toplantıda sona gelindi. CHP fezlekelerin genel görüşmeye açılması için önerge verdi. TBMM Başkanvekili Sadık Yakut, genel görüşme önergesini milletvekillerinin oylarına sundu. Bu sırada önergeye kabul oyu için el kaldıran CHP'liler, 'Rezalet' diye slogan attı. Bazı vekiller ise 'Her yer rüşvet her yer yolsuzluk' diye slogan atmaya devam etti. Başkanvekili Yakut ise elektronik oylama yapılmasına karar verdi. Oylamanın şekline itiraz olduğu için tekrar oylama yapıldı. 158'e karşı 259 oyla genel görüşme önerisi reddedildi. Bu sonucun açıklanması ile birlikte Genel Kurul'da muhalefet iktidar sıralarını yuhaladı.(CİHAN)
'AKP Mısır'daki İdamlara Karşı Ortak Bildiri Teklifine Destek Vermedi'
CHP Mısır'da Müslüman Kardeşler davasında 529 kişiye verilen idam kararlarının TBMM adına kınanması önerilerine AKP'den destek gelmediğini bildirdi. CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi CHP, AK Parti, MHP ve BDP tarafından ortak bildiri yayınlanması önerisini TBMM Genel Kurulu'ndaki görüşme sırasında dile getirdiğini söyledi. Hamzaçebi 'Dört siyasi parti grubu bir duruş sergilesin, bir bildiri yayınlasın ve bunu Mısır parlamentosuna da bildiriilsin diye öneride bulunduk' dedi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu'nun da AKP Grup Başkanvekili Nurettin Canikli'ye bu önerilerini ilettiğini belirten Hamzaçebi, 'MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural ve BDP destek vereceğini ifade etti ancak AKP'den bir destek, bir yanıt gelmedi' dedi. AKP Grup Başkanvekili Mihrimah Belma Satır Twitter hesabından 'Mısır'daki idam cezalarına karşı ortak bildiriye Ak Parti grubunun destek vemediği iddiası doğru değildir' diye yazdı. Tanrıkulu'nun Canikli'ye böyle bir öneri ilettiğini doğrulayan AKP'li Satır, ancak ortak metin hazırlanamadan TBMM Genel Kurulu'nun erken kapandığını savundu. 'Saat 19.00'da kapandı' CHP'li Hamzaçebi'den Satır'a yanıt da yine Twitter üzerinden geldi. Hamzaçebi, 'Mısır'la ilgili öneriyi yaptığımda saat 15.30 sularıydı. Meclis kapandığında saat 19'u (19.00) geçiyordu. Aksini söyleyenler doğruyu söylemiyor' ifadesini kullandı. Hamzaçebi'nin Genel Kurul'da söz alarak dile getirdiği öneri TBMM tutanaklarında yer alıyor. Tutanaklardaki ifadeler şöyle: 'Mısır'da olağanüstü olaylar yaşanmaktadır. Mısır'daki mahkemeler 529 kişiye idam cezası vermiştir. İdam cezası insanlık dışı bir cezadır. Siyaseten verilen idam cezaları ise o toplumu bölmekten, kutuplaştırmaktan başka hiçbir sonuç yaratmayacaktır. Ben, Sayın Başkan size, sizin başkanlığınızda tüm siyasi parti gruplarına bir çağrıda bulunuyorum. Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak Mısır'daki idam cezalarına karşı bir duruş sergileyelim. Bu cezaların doğru olmadığını belirten bir hassasiyeti, bir duyguyu Mısır Parlamentosuna iletelim. Böyle bir çağrıyı yapıyorum. Demokrasi açısından son derece önemli bir çağrı olacaktır. Herkesin buna destek vermesini talep ediyorum.' Grup konuşmasında değindi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da grup toplantısında Mısır'daki idam kararlarına tepki göstermişti. Kılıçdaroğlu, 'Mısırlı kardeşlerimize sesleniyoruz, siyasi idamlar bir topluma asla huzur getirmemiştir, toplumun vicdanında derin yaralar açmıştır. bizim tarihimizde bunun örneklerini görebilirsiniz' ifadelerini kullanmıştı. (Al Jazeera/Başka Haber)
Cumhurbaşkanlığı'nda Oy Verme Saatleri Belirlendi
ANKARA Yüksek Seçim Kurulu (YSK), cumhurbaşkanı seçiminde oy verme günü olan 10 Ağustos Pazar günü, seçimin ikinci oylamaya kalması durumunda ise 24 Ağustos Pazar günü, tüm yurtta oy verme başlangıç ve bitiş saatlerini 08.00 ile 17.00 olarak belirledi. Resmi Gazete'de yer alan YSK kararında, Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun'un 89. maddesine göre ' Oy verme günü, saat 08.00'den 17.00'ye kadar geçecek zamanın,oy verme süresi olarak belirlendiği, ancak saat 17.00'ye geldiği halde, sandık başında oylarını vermek üzere bekleyen seçmenlerin, başkan tarafından sayıldıktan sonra sırayla oylarını kullanacakları belirtildi. Oy verme süresinin başlayış ve bitiş saatlerini, sürenin korunması kaydıyla, mevsim ve bölge özellikleriyle ulaşım durumlarına göre, bütün yurtta veya gerekli görülen seçim çevrelerinde, seçim gününden en az bir hafta önce ilan edilmek koşuluyla, YSK'nın tespit edeceği hatırlatıldı. Bu hükümler çerçevesinde, cumhurbaşkanı seçiminde oy verme günleri itibariyle bütün yurtta illere göre güneşin doğuş ve batış saatlerindeki farklılıklar ışığında, oy verme süresinin başlangıç ve bitiş saatleriyle ilgili kararda, ' Cumhurbaşkanı seçimindeoy verme günü olan 10 Ağustos 2014 Pazar günü, seçimin ikinci oylamaya kalması durumunda ise 24 Ağustos 2014 Pazar günü, tüm yurtta oy verme başlangıç ve bitiş saatlerinin 08.00-17.00 olarak belirlenmesine karar verildi' bilgisi yer aldı. Seçimde kullanılacak birleşik oy pusulalarının şekli Bu arada YSK, cumhurbaşkanı seçiminde kullanılacak, Yüksek Seçim Kurulunca özel surette imal ettirilmiş ve 'Türkiye Cumhuriyeti Yüksek Seçim Kurulu' filigranı bulunan birleşik oy pusulalarında, cumhurbaşkanı adayına ait bilgilerin yer alacağı alanın genişliğinin 5,5 santimetre olacak şekilde ve aday sütunları arasında 0,75 santimetre ve iki çizgi ile belirlenmiş bir aralık bırakılarak bastırılmasına karar verdi. Resmi Gazete'de yer alan YSK kararına göre, TBMM Kanunlar ve Kararlar Başkanlığı'nın; 30 Haziran tarihli yazısı ile İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu ve 110 milletvekili ile Osmaniye Milletvekili Devlet Bahçeli ve 51 milletvekilinin Prof. Dr. Ekmeleddin Mehmet İhsanoğlu'nun cumhurbaşkanı adaylığı hakkındaki başvuruları ve ekleri, YSK'ya sunuldu. TBMM Kanunlar ve Kararlar Başkanlığı'nın; 1 Temmuz tarihli yazısıyla Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal, İstanbul Milletvekili Mihrimah Belma Satır ve 306 milletvekilinin İstanbul Milletvekili Recep Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanı adaylığı hakkındaki başvuruları ve eklerinin de YSK'ya sunulduğu kaydedildi. Kararda, yine 1 Temmuz tarihli yazıyla da Iğdır Milletvekili Pervin Buldan, Bingöl Milletvekili İdris Baluken ve 28 milletvekilinin Hakkari Milletvekili Selahattin Demirtaş'ın cumhurbaşkanı adaylığı hakkındaki başvurusu ve eklerinin YSK'ya sunulduğu yer aldı. Cumhurbaşkanı adaylığı için 3 aday Cumhurbaşkanı adaylığı için başvuru süresinin sona erdiği 3 Temmuz Perşembe günü saat 17.00 itibariyle 3 ismin dışında başkaca başvuru bulunmadığı bildirilen kararda, seçim takvimi gereğince, cumhurbaşkanı seçiminde kullanılacak birleşik oy pusulalarının basımına 15 Temmuz'da başlanacağı kaydedildi. Daha önce yayımlanan kararda, ''Cumhurbaşkanı adayına ait bilgilerin yer alacağı alanın genişliğinin 4 santimetre olacak şekilde ve aday sütunları arasında 0,75 santimetre ve iki çizgi ile belirlenmiş bir aralık bırakılarak bastırılmasına,'' şeklinde olan maddenin adayların isimlerinin yerleştirilmesinde sıkıntı yaşanmaması gerektiği dikkate alınarak, şu şekilde değiştirildiği bildirildi: ' Cumhurbaşkanı seçiminde kullanılacak birleşikoy pusulasının, Yüksek Seçim Kurulunca özel surette imal ettirilmiş ve 'Türkiye Cumhuriyeti Yüksek Seçim Kurulu' filigranı bulunan birleşik oy pusulalarında, cumhurbaşkanı adayına ait bilgilerin yer alacağı alanın genişliği 5,5 santimetre olacak şekilde ve aday sütunları arasında 0,75 santimetre ve iki çizgi ile belirlenmiş bir aralık bırakılarak bastırılmasına.' Karar örneği, Dışişleri Bakanlığına, tüm il ve ilçe seçim kurulu başkanlıklarına kurum içi elektronik posta olarak iletilmesi ve kurulun www.ysk.gov.tr internet sitesinde yayımlanması için Seçmen Kütüğü Genel Müdürlüğüne, İdari ve Mali İşler Dairesi Başkanlığına, Yurt Dışı İlçe Seçim Kurulu Başkanlığına, seçime katılma yeterliliğine sahip siyasi parti genel başkanlıklarına, Devlet Malzeme Ofisi Genel Müdürlüğüne gönderilecek. Partiler siyasi reklam verebilecek Siyasi partiler destekledikleri cumhurbaşkanı adayı ile ilgili siyasi reklam verebilecek. Resmi Gazete'de yayımlanan Yüksek Seçim Kurulu (YSK) kararına göre, medya hizmet sağlayıcıları, cumhurbaşkanı kesin aday listelerinin Resmi Gazete'de yayım tarihi olan 11 Temmuz 2014 tarihinden oy verme gününden önceki yirmidört saate kadar (9 Ağustos 2014, saat 24.00) olan sürede siyasi reklam yayınlayabilecek. İlk oylamada geçerli oyların salt çoğunluğu sağlanamadığı takdirde cumhurbaşkanı seçimi geçici sonuçlarının ilan tarihi olan 11 Ağustos 2014 tarihinden oy verme gününden önceki yirmidört saate kadar (23 Ağustos 2014, Saat 24.00) olan sürede siyasi reklam yayınlanabilecek. Adayların ve siyasi partilerin siyasi reklamlarında Türkçe kullanmaları esas olacak. Adayların ve siyasi partilerin verecekleri reklamlarda Türk Bayrağı ve dini ibareler kullanılamayacak. Medya hizmet sağlayıcıları, bu görevi yerine getirirken demokratik toplum düzeni gereklerine uygun bir seçim yapılabilmesi için adaylara ve siyasi partilere siyasi reklam tahsisi yaparken tarafsızlık, gerçeklik ve doğruluk ilkelerine uygun hizmet sunacak. Siyasi reklam yayınları, 6112 sayılı Kanun'un 8. ve Ticari Reklam ve İlanlara İlişkin İlkelere ve Uygulama Esaslarına Dair Yönetmeliğin 5, 6 ve 7. maddelerinde yer alan yayın hizmeti ilkelerine uygun olacak. Aynı reklam kuşağında, birden çok adayın ve siyasi partinin siyasi reklam yayınlanmasını istemesi halinde; istekliler arasında kura çekilerek o reklam kuşağında yayınlanacak siyasi reklamlar tespit edilecek, yayın dışında kalanlara ise istekleri halinde bir sonraki reklam kuşağında yayınlanması için öncelik verilecek. Medya hizmet sağlayıcıları, yayınlayacakları siyasi reklamlar 6112 sayılı Kanun'un 10. maddesi hükmünde yer alan esaslara tabi olacak ve reklamlardan ayrı olarak siyasi reklam kuşağı düzenleyemeyecek. Bir medya hizmet sağlayıcısında yayınlanacak siyasi reklamların ücreti, adaylara ve siyasi partilere göre değişkenlik gösteremeyecek. 11 Temmuz 2014 tarihinden yayın yasaklarının başlayacağı oy verme gününden önceki son yirmidört saate kadar (9 Ağustos 2014, saat 24.00) olan sürede, ilk oylamada geçerli oyların salt çoğunluğu sağlanamadığı takdirde cumhurbaşkanı seçimi geçici sonuçlarının ilan tarihi olan 11 Ağustos 2014 tarihinden oy verme gününden önceki yirmidört saate kadar (23 Ağustos 2014, Saat 24.00) olan sürede, medya hizmet sağlayıcıları tarafından yayınlanacak siyasi reklamlar, YSK'nın kararları doğrultusunda Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) tarafından izlenecek, denetlenecek ve değerlendirilecek. TRT ile ulusal düzeyde yayın yapan bütün özel radyo ve televizyon kanalları ayrım gözetilmeden izlenerek siyasi reklam yayın ilkelerine aykırılığının tespiti halinde düzenlenecek raporlar, seçim dönemi içinde RTÜK tarafından değerlendirilip, her haftanın pazartesi ve perşembe günü saat 17.00'ye kadar YSK Başkanlığına sunulacak. Yerel düzeyde yayın yapan radyo ve televizyon kanallarının siyasi reklam yayın ilkelerine aykırılığının tespiti halinde ise RTÜK tarafından düzenlenecek olan raporlar, yayın kuruluşunun merkezinin bulunduğu yer ilçe seçim kurulu başkanlığına bekletilmeden gönderilecek. Siyasi partiler de destekledikleri cumhurbaşkanı adayı ile ilgili olarak siyasi reklam verebilecek. Muhabir: Fatih Çakmak, Hüseyin Gazi KaykıAA
Dört Eski Bakana 'Rüşvet' de Sorulacak
AKP’nin, 17 Aralık soruşturması kapsamında haklarında fezleke düzenlenen dört eski bakan için TBMM Başkanlığı’na sunduğu ‘yenilenen’ soruşturma önergesinde Rıza Sarraf’ın ismi açıkça telaffuz edilirken, daha önceki önergede yer almayan ‘rüşvet’ ve ‘sahtecilik’ iddialarının da ele alınması talep edildi. 5 Mayıs Pazartesi günü TBMM Genel Kurulu’nda gerçekleşecek görüşmeler TBMM TV ‘den yayınlanmayacak. AKP Isparta Milletvekili Süreyya Sadi Bilgiç ve 76 milletvekilinin imzasını taşıyan önergede, dört eski bakanla ilgili gerçeklerin araştırılması ve soruşturulmasını gerektiren fiiller ile bunlara karşılık gelen yasa maddeleri şöyle sıralandı:
Erdoğan Köşk'e Çıkarsa, Başbakanlığa Kim Gelecek?
AKP Merkez Karar Yürütme Kurulu (MKYK) toplantısı ve Başbakan Tayyip Erdoğan ’ın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile görüşmesinin ardından cumhurbaşkanlığı seçimleri için yol haritasının belirlendiği öne sürüldü. Başbakan Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığına aday olması beklenirken, seçimlere kadar olan 10 aylık sürede Bülent Arınç , Binali Yıldırım , Ali Babacan , Ahmet Davutoğlu ve Mehmet Ali Şahin ’in başbakanlık için ismi geçiyor. 2015 seçimlerinin ardından ise Cumhurbaşkanı Gül’ün AKP’nin genel başkanı olacağı iddia ediliyor. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’le yaptığı ikinci görüşme ve gerçekleştirdiği istişare toplantıları, AKP’nin cumhurbaşkanlığı seçimindeki yol haritasını büyük ölçüde netleştirdi. Partide yapılan değerlendirmelerin ardından ortaya 3 aşamalı Köşk planı çıktı. Erdoğan’ın oyun planında ‘Ara seçimle dışarıdan Başbakan seçtirmek’ ile ‘Başbakan ayrı, genel başkanın ayrı isimlerden olması’ formüllerinin olmadığı görüldü. Hürriyet gazetesinden Nuray Babacan ’ın haberine göre, Erdoğan cumhurbaşkanı adayı olacak. Partiyi genel seçime kadar olan 10 aylık sürede geçici başbakan yönetecek. Gül, siyasi konjonktüre bağlı olarak 2015’te seçimin ardından partinin başına geçecek. Bu planın iki önemli gerekçesi olduğu belirtiliyor. Erdoğan, halk tarafından seçilen cumhurbaşkanı olarak 10 aylık süreyi ‘fiili başkan’ gibi yönetecek. Bu yaklaşım, işleyişte sorun çıkarmaz, toplumda da genel kabul görürse, ‘etkisiz başbakan’ formülüyle devam edilecek. Erdoğan, 2015’teki genel seçimleri Köşk’ten yönetecek. Ancak formülde tıkanma yaşanırsa, ‘daha güçlü başbakan formülü’nü devreye sokulacak. Abdullah Gül, seçimlerde önce aday olacak, sonra genel başkan seçilecek. Erdoğan’ın Köşk’e çıkmasıyla hem başbakanlık, hem de AKP Genel Başkanlığı koltukları boşalacak. Bu nedenle de gözler bu 2 koltuğun yeni sahibine yönelecek. Kulislerde Erdoğan’ın yeni görevlendirme için 45 gün içinde yapılacak AKP kongresinde seçilecek ismi bekleyeceği belirtilirken, bu süre içinde başbakanlığı, başbakan yardımcılarından birinin vekaleten yürüteceği, bu ismin de Bülent Arınç olabileceği belirtiliyor. Aynı şekilde Gül de milletvekili olmadığı için bu formülün dışında kalıyor. Kulislerde, partinin gelecek planlarında adları öne çıkan Gül ve Kurtulmuş’un milletvekili olmalarıyla birlikte liderlik konusundaki asıl yarışın, seçimlerden sonra 2015’te başlayacağı belirtiliyor. AKP’nin büyük ölçüde ortaya çıkan Köşk planıyla ilgili son istişareler mayıs ayı boyunca sürecek. AKP, 9 Mayıs’ta milletvekilleriyle Afyon’da toplanacak. 2 gün sürecek toplantıya bu kez milletvekillerinin aileleri davet edilmedi. Parti, 16 Mayıs’ta il başkanları, belediye başkanları ve milletvekillerinin katılımıyla ‘büyük istişare’ toplantısı yapacak. Erdoğan ile Gül’ün son istişareleri de mayıs ayının sonunda gerçekleşecek. Başbakan Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığına aday olacağı yorumları güçlenirken, geçiş hükümeti için senaryolar tartışılıyor. AKP MKYK’den çıkan mevcut seçim sistemi ve 3 dönem kuralıyla devam kararları Başbakan Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığına aday olacağı beklentisini güçlendirirken partide “Erdoğan Köşk’e çıkarsa geçiş hükümetinin başbakanı kim olacak?” sorusuna da yanıt aranıyor. Cumhuriyet gazetesinden Emine Kaplan ’ın haberine göre, 2015 seçimlerine kadar Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, eski Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ya da Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun geçiş hükümetini kurup başbakanlığı yürütebileceği belirtiliyor. Hürriyet gazetesinden Nuray Babacan ise başbakanlık için adı geçen isimlerin yanı sıra Ali Babacan ve Mehmet Ali Şahin’in de seçime kadar hükümetin başına geçebileceğini belirtti. Partide sayısı az da olsa Erdoğan’ın Köşk’e çıkmayıp Gül’le devam edilebileceği, 2019 seçimlerine dönük planlamalar yapılabileceği görüşü de dile getiriliyor. AKP MKYK’de alınan kararlar kulisleri hareketlendirdi. AKP kulislerinde, cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin şu değerlendirme ve senaryolar konuşuluyor: Erdoğan Köşk’e çıkarsa geçiş hükümeti kurulur: MKYK’de mevcut seçim sistemi ve 3 dönem kuralıyla devam kararı, Başbakan’ın adaylığı kesin olarak düşündüğünün işareti. Eğer Cumhurbaşkanı Gül ile yaptıkları görüşmeden sonra Erdoğan’ın adaylığına karar verilir ve seçimi de kazanırsa mevcut hükümet düşmüş olacak. 2015 genel seçimine kadar geçiş hükümeti kurulur. Geçiş hükümetinde Başbakan Yardımcısı Arınç, eski Ulaştırma Bakanı Yıldırım, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu başbakanlığı yürütebilir. Partinin kongresinin de 45 gün içinde toplanması gerekiyor. Yeni cumhurbaşkanının hükümeti kurmakla görevlendireceği isim genel başkan da seçilebilir, yine 2015 seçimine kadar genel başkan ve başbakan farklı isimlerden olabilir. Erdoğan Köşk’e çıkarsa Gül’ün konumu Abdullah Gül, milletvekili olmadığı için başbakanlığı devralma gibi bir durumu yok. Gül’ün milletvekili olması için “erken genel seçim” ya da “ara seçim” düşünülmüyor. Gül, 2015 seçimlerine kadar beklemek zorunda. Bu süreçte Erdoğan, Gül’ün kendisiyle uyumlu çalışıp çalışmayacağını görmek isteyecektir. Erdoğan, Köşk’e çıksa bile başbakan ve parti genel başkanlığı konusunda Gül ile görüşmeleri devam edecektir. Erdoğan, partinin üzerindeki elini çekmeyecektir. Bu nedenle de kendisiyle uyumlu çalışacak bir genel başkan ister. Gül, eğer bu koşullara uymayı kabul ederse kendisine başbakanlık yolu açılabilir. Erdoğan partide kalmaya karar verirse Başbakan Erdoğan’ın aday olması güçlü bir beklenti olarak ortaya çıkmasına rağmen tersi bir durum da ortaya çıkabilir. Milletvekilleri, MYK, MKYK ve parti teşkilatlarda Erdoğan’ın aday olması gerektiği yönünde bir görüş oluşsa da Başbakan, Cumhurbaşkanı Gül ile son karar toplantısında “Parti beni istiyor ama benim tercihim sizden yana” diyebilir. Bu durumda MKYK’de 3 dönem kuralına devam edilmesi yönünde karar alınmış olsa bile Erdoğan için tüzükte bir istisna getirilebilir. MKYK’nin kararı, istisna için engel değil. 2015’te hedef anayasal çoğunluk Dar ve daraltılmış bölge seçim sistemlerinden vazgeçildi, ancak partili yarı başkanlık ya da başkanlık hedefinden vazgeçmiş değil. 2015 seçimlerinde en azından anayasayı referandumla bile olsa değiştirebilecek 330’un üzerinde bir milletvekili sayısı hedefleniyor. Eğer bu sayıya ulaşılabilirse Köşk’e kim çıkarsa çıksın bir anayasa değişikliği yapılır. Eğer yarı başkanlık ya da başkanlık sistemine ilişkin bir anayasa değişikliğinin hemen ardından da cumhurbaşkanının görev süresine bakılmaksızın bir başkanlık seçimine gidilir. Başkan adayı yine Erdoğan olur. Genel ve yerel seçimin birleşeceği 2019 seçimleri ile aynı yıl yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili planlamalar da yapılabilir. Erdoğan ve Gül’ün karşılıklı güç denemesi Erdoğan, Çankaya Köşkü’ne çıkarsa fiili yarı başkan gibi tüm yetkilerini kullanarak hem cumhurbaşkanlığı hem başbakanlık yapmak istiyor. Bunun için de başbakan olacak kişinin Erdoğan’la yetki çatışmasına girmeyecek bir kişinin olması gerekiyor. Cumhurbaşkanı Gül ise “kukla başbakan” olmayacağını zaman zaman verdiği mesajlarla ortaya koydu. Erdoğan, partinin başında kalırsa ise yine halk tarafından seçilen cumhurbaşkanının kendisinin önüne geçmesini, hükümetin politikalarını sekteye uğratacak kararlar almasını istemiyor. Abdullah Gül, Erdoğan’dan sonra parti tabanında sevilen ve saygı duyulan bir isim. Erdoğan, bu süreci “Gül’ü küstürmeyecek”, parti kurma ya da başka oluşumlara girmesini önleyecek şekilde götürmek istiyor. Erdoğan, Gül’ün partiye genel başkan olması durumunda kendisiyle uyumlu çalışmasını sağlamak için zemin hazırlamaya çalışıyor. Erdoğan’ın istişare sürecini bu kadar uzatması, karar görüşmesini en sona bırakması da Gül’ü bu duruma zorlama amacı taşıyor. Erdoğan, 9-11 Mayıs günlerinde Afyon’da milletvekilleriyle kamp yapacak. Bu toplantının ardından AKP Genel Merkezi’nde bakanların da katılımıyla geniş bir MYK toplantısı yapılabileceği belirtiliyor. Erdoğan’ın tüm bu aşamaların tamamlanmasının ardından mayıs sonuna doğru Cumhurbaşkanı Gül ile son karar görüşmesini yapacağı kaydediliyor. Ancak bu görüşmede adayın kim olacağı belirlense de Erdoğan’ın adaylık başvuru takviminden önce açıklama yapması beklenmiyor. AKP yöneticileri, Erdoğan’ın adaylık takviminin başlamasıyla birlikte partinin cumhurbaşkanı adayını açıklayacağı kaydediliyor. YSK’nin belirleyeceği takvime Cumhurbaşkanlığı için adaylık başvurularının 29 Haziran’da başlaması, 3 Temmuz’da da sona ermesi planlanıyor. YSK’nin taslağına göre, geçici aday listesi 8 Temmuz’da Resmi Gazete’de yayımlanacak, kesinleşmiş liste ise 11 Temmuz’da açıklanacak. Cumhurbaşkanlığı seçimi için ilk tur 10 Ağustos, ilk turda kazanan aday olmazsa ikinci tur ise 24 Ağustos’ta yapılacak. 3 dönem kuralı nedeniyle 2015 seçimlerinde Başbakan yardımcıları Bülent Arınç, Bekir Bozdağ, Beşir Atalay ve Ali Babacan, TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, AB Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, AKP Genel Başkan Yardımcıları Mehmet Ali Şahin, Hüseyin Çelik, Salih Kapusuz ve Haluk İpek, grup başkanvekilleri Mustafa Elitaş ve Nurettin Canikli gibi isimlerin yer aldığı 68 milletvekili aday olamayacak. AKP MYK’de yapılan değerlendirmede, 3 dönem kuralı kaldırılsa bile bu milletvekillerinden 20 kadarının tekrar aday yapılabileceği belirtilerek, ihtiyaç duyulan isimlerin parti yönetiminde ve başka alanlarda görevlendirilebileceği belirtildi. Başbakan Yardımcısı Arınç, Kuzey Irak’taki Rudaw gazetesine yaptığı açıklamada, Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığına aday olup olmayacağı konusunda şu görüşü dile getirdi: “12 yıl başbakanlıktan sonra sayın Başbakanımızın sayın Cumhurbaşkanı ile görüştükten sonra eğer arzu ederse ve düşüncesinde varsa adaylığını koyacağını düşünüyorum. Başbakanımız yine kendisi, sayın Cumhurbaşkanımız veya bir başkası ile ilgili tablo nedir, arkasında destek var mıdır, bu destek onu cumhurbaşkanı yapar mı, partinin durumu ne olacaktır, Türkiye’nin gidişatı nereyedir, ekonomik ve siyasi istikrarın bozulmaması için nasıl bir karar alınması gerekiyor bence bunların hepsini düşünecek ve sonunda bir karar verecektir. Şahsi kanaatimi sorarsanız, hemen bütün şartlar sayın Başbakanımızın aday olmasını ve yeni cumhurbaşkanı olarak seçilmesini işaret ediyor. Ben de ‘hayırlı olsun’ diyorum. Hem onun vereceği karar hem de sayın Cumhurbaşkanımızın onunla birlikte yapacakları toplantıda görüşecekleri konular bence çok önemli. Herhalde 20 gün sonra falan Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımızın birlikte görüştükleri ve verdikleri kararı duyacağız.” T24