Bir arkadaş meclisinde okuduğu şiir, Gaziyi ve İsmet İnönü’yü yerdiği iddiasıyla 22 Aralık 1932 tarihinde dava açılır ve ardından tutuklanır.
Tutuklanmasına sebebiyet veren şiiri 'Hey anavatanından ayrılmayanlar' şeklinde başlamaktadır.
“Hey anavatandan ayrılmayanlar
Bulanık dereler durulmuş mudur?
Dinmiş mi olukla akan o kanlar?
Büyük hedeflere varılmış mıdır?
Asarlar mı hâlâ hakka tapanı?
Mebus yaparlar mı her şaklabanı?
Köylünün elinde var mı sabanı?
Sıska öküzleri dirilmiş midir?
…
İskendere bile dudak bükünce
Hicabından yerler yarılmış mıdır?”
Sabahattin Ali bu tutuklanmayı şu şekilde ifade eder:
“Bir hiç yüzünden, yarı bir iftira yüzünden bir heyecanlı şiir yüzünden hayatımın en genç iki senesini zindanlarda geçirmeye mahkum eden bir zihniyette…”
Bu süreç sonrasında memurluktan atılır ve Sinop cezaevine gönderilir.Sabahattin Ali'nin hapishaneye dair görüşlerini Duvar hikâyesindeki şu satırlar çok güzel ifade etmektedir:
'Bir mahpusu dünya ile hiç alakası olmayan bir zindana kapamak, ona en büyük iyiliği yapmaktır. Onu en çok yere vuran şey, hürriyetin elle tutulacak kadar yakınında bulunmak, aynı zamanda ondan ne kadar uzak olduğunu bilmektir.'
Yorum Yazın