onedio
Görüş Bildir

Beşar Esad Haberleri

Beşar Esad ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. Beşar Esad ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

trend-arrow

Popüler İçerikler

Esad ve İsrail Yıllarca WhatsApp Üzerinden Pazarlıklar Yapmış
Suriye, Arap baharının son halkası olarak eklenmiş ancak muhalifler yıllardır tüm imkanlara rağmen başarılı olamamıştı. Esad, gerek Rusya ve İran'ın desteği gerekse kısıtlı gücüyle uluslararası saldırılara karşı koyabilmişti. Ancak yıllardır düşmeyen Esad 12 günde düşünce tabiri caizse Ortadoğu'da kartlar bir kez daha dağıtıldı. Esad'ın ardından Suriye'ye dair istihbarat raporları da ortaya saçılmaya başladı. Görüşmelerden sürpriz İsrail detayı ise herkesi şaşırttı.
Esma Esad’ın İngiltere’ye Girmesi Yasak: “Hayatta Kalma Şansı Yüzde 50” İddiası
Suriye’de yaklaşık 13 yıldır süren iç savaş sonrasında ülkeden kaçmak zorunda olan Beşar Esad’ın eşi Esma Esad’ın lösemiye (kan kanseri) yakalandığı iddia edilmişti. İngiliz Sunday Times’ın haberine göre, Esma Esad’ın tedavi için İngiltere’ye girişine izin verilmeyecek. Haberde, İngiliz pasaportunun süresi dolan Esma Esad’ın hastalığı için doktor babası Fawaz Akhras’ın Rusya’ya gittiği de yer aldı.
İngiliz Basınından Beşar Esad'ın Eşi Esma Esad İddiası: “Lösemi Olan Esma Esad Ölmek Üzere”
Suriye’de yaşanan olaylar öncesinden ülkeden ayrılarak Rusya'ya giden Beşar Esad’ın eşi Esma Esad’ın sağlık durumu İngiliz basınında gündem oldu. İngiliz basınında yer alan bir haberde, geçtiğimiz Mayıs ayında lösemiye (kan kanseri) yakalanan Beşar Esad'ın eşi Esma Esad'ın durumunun kötü olduğu, hayatta kalma ihtimalinin yüzde 50 oranında olduğu belirtildi. Geçtiğimiz günlerde de Esma Esad’ın Beşar Esad’dan boşanmak istediği iddia edilmiş, sonrasında bu iddia Kremlin tarafından özel olarak yalanlanmıştı.Esma Esad, 2018 yılında meme kanserine yakalanmış, 2019 yılında kanseri yendiğini duyurmuştu. 
Suriye’de Neler Oluyor? Sokağa Çıkma Yasağı İlan Edildi, Yeni Yönetimden "Provokasyon" Uyarısı Geldi
Suriye’de 60 yıldan fazla süren Baas iktidarının yıkılması sonrasında yönetimi ele geçiren muhalifler son günlerde yaşananlar sonrasında provokasyon uyarısında bulundu. Sosyal medyada yayılan ve ülkedeki Aleviler için kutsal olan bir türbenin yakıldığı iddiası sonrasında Lazkiye, Humus ve Tartus gibi kentlerde protesto gösterileri düzenlendi. Kurulan geçici hükümetten yapılan açıklamada, videoda görülen türbe yakma meselesinin eski tarihli olduğu ve sorumluların cezalandırıldığı yer aldı. Ayrıca Humus ve Lazkiye’de gece sokağa çıkma yasağı ilan edildi.
Gündemin Kalabalığında Kaybolan 10 Konu
Hepimiz haklı olarak yolsuzluk, medyaya müdahale, Fenerbahçe'nin durumu, yeniden yargılama, seçim gündemine odaklandık. fakat bu arada ülkenin gerçek ve önemli gündemini ıskalama noktasına geldik. Bütün hayatımız tapeler, seçimler, adaylar ekseninde dönerken bakın neleri kaçırıyoruz.
The Independent: 'Erdoğan Aksini Söylüyor Ama Türkiye IŞİD'e Hala Göz Yumuyor'
The Independent gazetesinin deneyimli Ortadoğu muhabiri Patrick Cockburn, Türkiye’nin ‘IŞİD militanlarının Suriye’ye geçişine daha geçen hafta bile izin verdiğini’ ve ABD’nin IŞİD kuşatması altındaki ‘ yarı-bağımsız ‘ Kobani’de sıkışan Kürtlere yardımda gecikmesinin arkasında da Ankara’nın baskısı olduğunu yazdı.Cockburn, ‘ IŞİD’i durdurmaya sadece hava saldırıları yetmez ‘ başlıklı yazısında, Britanya parlamentosunun IŞİD saldırılarına katılma kararını mercek altına aldı; ABD’yle Britanya’nın bu harekatla, Irak ve Suriye’de ‘ ana oyuncuların dışarıya gösterdiklerinden çok daha farklı gündemlerinin bulunduğu bir dizi iç içe geçmiş ihtilafa gömüleceğini’ yazdı.Cockburn, ‘ ana oyuncuların dışarıya gösterdiklerinden çok daha farklı gündemleri ‘ne de örnek olarak da Türkiye’nin Kobani’ye bakışını gösterdi. Yazının ilgili bölümünün tam metni şöyle:”Sözgelimi, IŞİD’in kuzey Suriye’de, Türkiye sınırında bulunan Kobani’ye saldırısına bakın. Burada IŞİD savaşçılarıyla mücadele eden yaklaşık 300 bin Kürt giderek küçülen bir alanda sıkıştı. Neredeyse 200 bin Suriyeli Kürt şimdiden sınırın Türkiye tarafına kaçtı. ABD hava gücünü, ilerleyen militanlara karşı her yerden çok burada kullanabilirdi. Kürtlerin başkenti Erbil’in kurtarılmasına ağustosta Amerikan hava saldırıları yardım etmişti; aynısı niçin Kobani için yapılmasındı?Tuhaf bir biçimde, ABD hava gücünü düne kadar, IŞİD’in hava saldırılarının başlamasından sonra en ciddi saldırılarını düzenlediği Kobani hariç Suriye’deki her yerde kullandı. Örgüt burada, Irak ve Suriye ordularından ele geçirdiği tank ve havan toplarıyla 64 köyde kontol sağladı. Amerikalılar niçin sessiz kaldı? Bunun arkasında, 2011’den bu yana güney sınırı boyunca büyüyen ve 2,5 milyon Suriyeli Kürde ev sahipliği yapan yarı-bağımsız Kürt kantonlarına hiç değer vermeyen Türkiye’yi rahatsız etmeme isteği var gibi görünüyor.Ankara’nın tavrı, IŞİD’i Kürtlere karşı kullanmanın faydalarını gördüğüne işaret. Sınırın Türkiye tarafındaki muhabirler, IŞİD’le savaşmak isteyen Türkiyeli Kürtlerin aksine, IŞİD militanlarının daha geçen hafta Suriye’ye kolayca gidip geldiğini anlatıyor. Türkiye’deki bir gözlemci şu soruyu soruyor: ‘ ‘Gezi Parkı eylemleri sırasında şiddete karışmayan ama yaralanan göstericileri tedavi etmiş doktorlar ‘teröre yardım etmekle’ yargılanırken niçin çatışmada yaralanan IŞİD militanları hala hastanelerde tedavi için Türkiye’ye getiriliyor? ”Türkiye Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın New York’taki BM Genel Kurulu’nda IŞİD’e karşı olduğuna dair bütün açıklamalarına rağmen, militanlar Türkiye devletinden belli bir miktar tolerans görüyor. İstanbul’un kalbindeki İstiklal Caddesi’nde arka arkaya düzenlenen iki ayrı gösteride polisin tavrını belgeleyen fotoğraflar da bunu açıkça ortaya koydu. İlk fotoğrafta, polis tarafından rahatsız edilmeyen IŞİD yanlısı göstericiler uzun bir beyaz pankart taşıyordu. İkinci karedeyse, ertesi gün aynı caddede düzenlenen bir gösteride, dini eğitimi protesto eden bir grup Çevik Kuvvet tarafından dövülüyordu.Türkiye hükümetinin IŞİD’le sıkı fıkı olduğunu söylemiyorum. Fakat Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’dan kurtulmak ve Suriyeli Kürtleri zayıflatmak, Erdoğan’ın gündeminde daha ön sıralarda yer alıyor. Buna göz yuman ABD de, Pakistan’ın Taliban’a gizli ama hayati önemdeki desteğine tepki göstermeyerek 2001’de Afganistan’da yaptığı hatayı tekrarlıyor. Bazı Amerikalı diplomatlara göre bu, Afganistan’daki ABD-Britanya müdahalesini daha en başından başarısız kılan, devasa boyutta bir hataydı.Britanya Irak’ta büyük ölçüde sembolik olan ilk müdahalalerine başlarken göz önünde bulundurulması gereken şey şu ki, bu krizde sadece askeri yollarla elde edilecek başarılar sınırlı.”Diken
Füzeli Saldırı: 16 Ölü
TÜRKİYE sınırına 15 kilometre uzaklıktaki Suriye'nin İdlib kentine bağlı Maarrat Misrin İlçesi'ndeki çarşıya uçaklardan füzelerin fırlatılması sonucu 16 kişi yaşamını yitirdi.Olay sonrası 15 yaralı Hatay'ın Reyhanlı İlçesi'ne getirilerek tedavi altına alındı. Saldırı saat 10.00 sıralarında meydana geldi. İddiaya göre Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'a ait uçaklar tarafından 2 füze fırlatıldı. Füzelerin patlama sesi Reyhanlı İlçesi'nden de duyuldu. REYHANLI'YA 15 YARALI GETİRİLDİ Olayın ardından yaralıları almak için Cilvegözü Sınır Kapısı'na ambulanslar sevk edildi. Cilvegözü ile Suriye'nin Bab-Al Hava Sınır Kapısı arasındaki tampon bölgeye getirilen 15 yaralı ambulanslarla Reyhanlı Devlet Hastanesi'ne götürülerek tedavi altına alındı. ÖLÜ SAYISI ARTABİLİR Suriye'nin Atme Beldesi'ndeki Orient Hastanesi'nin Başhekimi Dr. Abdulhalim Eroğlu, saldırıda aralarında çocukların da bulunduğu 16 kişinin öldüğünü belirtirken, yaklaşık 70 kişinin de yaralandığını söyledi. Şu an Reyhanlı'da olduğunu belirten ve hem Türk hem de Suriye vatandaşı olan Eroğlu, saldırıda Ammar Asfari isimli bir doktorun da öldüğünü belirterek, 'Yaralıların 15' i Türkiye'ye getirildi. Bazılarının durumu ağır olduğu için Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Araştırma Hastanesi'ne sevk edildi. Her an ölü sayısı artabilir. Esad, son 2 aydan bu yana özellikle çarşı ve pazarları hedef aldı. İnsanlıktan çıkmış olan Esad, vuruyor, dünya seyrediyor. Esad insanların pazara çarşıya çıkmasını da engellemeye çalışıyor. Daha önce hastane ve camileri vuran Esad şimdi de pazarda, çarşılarda kadınları, çocukları ve yaşlıları hedef alıyor. Esad battıkça batıyor' diye konuştu. Ferhat DERVİŞOĞLU/REYHANLI (Hatay), (DHA)
Keseb Sınır Kapısı'nı ÖSO Güçlerinin Elinde
Suriye'nin Lazkiye kentine açılan Keseb Sınır Kapısı, dün itibariyle Özgür Suriye Ordusu'nun (ÖSO) kontrolüne geçti Hatay’ın Yayladağı İlçesi'ndeki gümrük kapısının karşısında bulunan ve iç çatışmaların başlamasından bu yana Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad 'a bağlı güçlerin kontrolünde bulunan Suriye'nin Lazkiye kentine açılan Keseb Sınır Kapısı, dün itibariyle Özgür Suriye Ordusu'nun (ÖSO) kontrolüne geçti. Keseb Sınır Kapısı'nı almak için cuma günü operasyon düzenleyen ÖSO güçleri ile Suriye askerleri arasında süren şiddetli çatışmalar dün sabaha kadar devam etti. Kapı, saat 05.00 sıralarında tamamen ÖSO'nun kontrolüne geçti. Yaralılar Türkiye’ye getirildi. Radikal'de yer alan habere göre, Keseb Sınır Kapısı'nın kontrolü ÖSO'nun eline geçmiş olsa da, kapıya yakın bölgedeki iç kesimlerde ÖSO ve rejim askerleri arasındaki çatışmalar devam ediyor. Bu arada Suriye’de Esad rejimine karşı savaşan cihatçı Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) örgütünün, Türkiye’nin kendi sınırları dışındaki tek toprak parçası olan Halep’teki Süleyman Şah Türbesi’ne yönelik “3 gün süre tanıyoruz” tehdidinin yer aldığı videonun 15 Mart’ta çekildiği ortaya çıktı ve sürenin 18 Mart’ta dolduğu anlaşıldı. Halep’in kuzeyindeki Membeç bölgesinde bulunan ve Türk askeri tarafından korunan Süleyman Şah Türbesi, son dönemde bölgedeki ÖSO, IŞİD ve Suriye ordusu arasındaki çatışmaların ortasında kaldı. T24
İzlenme Korkusu Carter'ı Mektuba Döndürdü
Eski ABD Başkanı Jimmy Carter ABD istihbaratının elektronik izlemesini atlatmak için mektupları elle yazdığını söyledi. Carter yaygın ABD elektronik gözetimini atlatabilmek amacıyla yabancı ve ABD'li liderlere mektuplarını elle yazdığını belirtti. 89 yaşındaki Carter Associated Press'e, ABD'nin 'hemen her telefon görüşmesi ve elektronik postayı' kayıt edip izlediğinden şüphesi olmadığını söyledi. Carter insani yardım çabaları nedeniyle yabancı ve Amerikalı siyasi liderlerle temas içinde olan bir isim. Eski başkan Beyaz Saray'dan 1981 yılında ayrıldı. Carter 'NSA ya da diğer kurumların cep telefonları da dahil olmak üzere, Amerika Birleşik Devletleri'nde yapılan hemen hemen her telefon görüşmesi ve e-postayı izleyip kaydettiğini konusunda artık herhangi bir şüphe olduğunu sanmıyorum' dedi. Jimmy Carter 'Ben telefon görüşmeleri ve e-postalarımın takip edildiğini hissediyorum, oysa kimsenin bilmesini istemediğiniz bazı şeyler vardır' diye konuştu. Carter elektronik gözetimin Amerikalıların temel haklarının ihlali olduğunu ekledi. Carter mektuplarını 2-3 yıl önce eliyle yazmaya başladığını söyledi. Bu eski Ulusal Güvenlik Ajansı NSA çalışanı Edward Snowden'ın kurumun kapsamlı elektronik gözetim uygulamalarını açıklayan belgelerin bir kısmını sızdırmasından bir süre önceye rastlıyor. ABD'nin eski lideri şimdi insan hakları mücadelesi ve siyasi arabuluculuk üzerinde odaklanmış olan Carter Center'ı yönetiyor. Carter, 1994'te Kuzey Kore ile nükleer silahsızlanma paktını müzakere etmişti. Son yıllarda da Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ı ziyaret etti.
Washington Post: 'Erdoğan Putin'e Pabucunu Ters Giydirebilir'
Amerikan gazetesi Washington Post, Türkiye’de yerel seçim öncesi yaşanan siyasi karmaşayı başyazısına taşıdı. ’ Türkiye Başbakanı iktidarına tutunmak için çaresizce hareket ediyor ‘ başlıklı yazıda, ‘ Tayyip Erdoğan’ın otoriterlik açısından, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e pabucunu ters giydirebileceği ‘ yorumu yer aldı. Başyazıdaki yorumlar özetle şöyle: Erdoğan geçen hafta Twitter’ı kapatmaya çalıştı ve başarızı oldu. Türkiye ordusu daha şanslıydı; pazar günü kısa süreliğine Türkiye hava sahasını ihlal eden iki Surye uçağından biri uyarılara aldırış etmeyince düşürüldü. Türkiye’deki birçokları, uçağın düşürülmesinin Erdoğan’ın itibarını yeniden kazanma ve dikkatleri Twitter fiyaskosundan başka yöne çekme girişimi olduğunu söylüyor; bu belki de pek adil bir yorum değil. Gerçek şu ki, Erdoğan iktidarına tutunmak için acımasız bir kampanyaya girişmiş durumda ve bu kampanya, hem ülke içindeki hem de dışındaki muhaliferi açısından tehlikeli. Seçimler yaklaşırken, Erdoğan azalan şansını çiğ güç gösterileriyle tersine çevirmeye çalışıyor. Burada tek hasar gören şey zaten hiçbir sempatiyi hak etmeyen Suriye diktatörü Beşar Esad’ın malları değil; aynı zamanda, Türkiye’nin Arap Ortadoğu için bir zamanlar model olarak gösterilen demokratik sistemi de zarar görüyor. Partisinin 2002′den bu yana üç ulusal seçim kazanmasına ve hâlâ geniş çaplı desteğinin bulunmasına rağmen, Erdoğan’ın içiçe geçmiş iki sorunu var. Biri, hükümetindeki derin çürümeyi ifşa eden ve kendi ailesine uzanan yolsuzluk soruşturmaları. İnternete konulan ses kayıtlarından birinde, Erdoğan’ın oğluna yasadışı yollardan elde edilen nakit parayı saklama talimatı verdiği iddia ediliyor. Erdoğan’ın diğer sorunuysa şu: 2015′te görev süresi doluyor; zira parti tüzüğündeki dönem sınırlaması ya iktidarı bırakmasını ve belki de kendisini savcılara teslim etmesini gerektirecek, ya da yetkileri genişletilmiş bir cumhurbaşkanı olmak için Putin tarzı bir manevraya yapmasını. Tüm bunların sonucunda, Rusya’nın otokratını bile etkileyebilecek türden otokratik bir tavır ortaya çıktı. Erdoğan suçlamalara, sayısız savcı ve polisi kovup yargı üzerinde kontrol elde etmeye çalışarak yanıt verdi. Zaten onlarca gazetecinin hapiste olduğu bir ülkede, eleştirel medyayı korkutup susturmaya çalıştı. Ses kayıtları nedeniyle, 12 milyon kullanıcısının çoğunun yasağı aşmasına rağmen, Twitter’ı da engelledi. Twitter’a yönelik saldırı, Avrupa hükümetlerinin yanı sıra Erdoğan’ı bir zamanlar dost olarak gören ve ihlalleri karşısında şaşırtıcı bir suskunluk sergileyen Obama yönetiminden de eleştiri getirdi. Fakat çoktandır Amerikan karşıtı demagojiyi benimsemiş olan Erdoğan’ın, otoriter yöneliminden vazgeçmesi muhtemel görünmüyor. Demokrasilerini, yaklaşan seçimlerde oy kullanarak veya bu başarısız olursa barışçıl direniş sergileyerek kurtarmak halka kalmış durumda. Twitter olayının da gösterdiği gibi, Erdoğan için bir uçağın düşürülmesi talimatını vermek, birbiryle temas halinde olan ve harekete geçmiş durumdaki vatandaşları susturmaktan daha kolay. Kaynak: Diken