onedio
Görüş Bildir

Slovenya Haberleri

Slovenya ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. Slovenya ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

trend-arrow

Popüler İçerikler

A Millî Takım'ın UEFA Uluslar Ligi'ndeki Play-Off Turu Rakibi Belli Oldu: Macaristan
A Millî Futbol Takımı'nın UEFA Uluslar Ligi play-off turunda karşılaşacağı rakip belli oldu. İsviçre'nin Nyon kentinde yapılan kura çekimi sonrası Millî Takımımızın A Ligi'ne yükselmek için karşılaşacağı rakip Macaristan oldu. İlk maç 20 Mart 2025, ikinci maç ise 23 Mart 2025 tarihinde oynanacak. Liderliği Galler'e kaptırdıktan sonra şansını play-off turuna bırakan Ay-Yıldızlı ekip, Macaristan'ı eleyip yoluna devam etmek istiyor.
A Milli Takım'ın 2026 Dünya Kupası Avrupa Elemeleri'ndeki Muhtemel Rakipleri Belli Oldu!
UEFA Uluslar B Ligi'nde grubunu ikinci sırada noktalayan Mili Takım'ın, 2026 yılında gerçekleştirilecek Dünya Kupası'na katılmak için boy göstereceği Avrupa Elemeleri'ndeki muhtemel rakipleri belli oldu. Ay-yıldızlı ekibimiz organizasyona ikinci torbadan katılacak. Gruplar, 13 Aralık'ta çekilecek kura ile belli olacak. Peki Türkiye'nin rakipleri kimler olabilir? İşte detaylar. 👇
Kaliteli Demokrasi, Güçlü Hukuk Devleti Olmayınca, Ekonomi De Küme Düştü
IMF’YE GÖRE TÜRKİYE 17. SIRADAN 19. SIRAYA İNECEKCHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, kaliteli demokrasi, güçlü bir hukuk devleti olmayınca ekonominin de güçlü olmadığını, refah ve gerçek bir büyüme yaratılamadığına işaret ederek, 'Türkiye Cumhuriyetin yüzüncü yılında dünyada ilk 10 ekonomi arasında yer almak istiyorsa demokrasi kalitesini arttırmamız ve tam manasıyla bir hukuk devleti olmamız lazım.Bu zihniyetle devam edersek değil en büyük 10 ekonomiden biri olmayı, G20’nin bile dışında kalmakla karşı karşıya kalacağız' dedi.CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran, konuyla ilgili olarak yazılı açıklama yaparak şunları kaydetti:Kaliteli demokrasi, güçlü bir hukuk devleti olmayınca ekonomi de güçlü olmuyor, refah ve gerçek bir büyüme yaratmıyor.Türkiye Cumhuriyetin yüzüncü yılında dünyada ilk 10 ekonomi arasında yer almak istiyorsa demokrasi kalitesini arttırmamız ve tam manasıyla bir hukuk devleti olmamız lazım.Bu zihniyetle devam edersek değil en büyük 10 ekonomiden biri olmayı, G20’nin bile dışında kalmakla karşı karşıya kalacağız.IMF’ye göre Türkiye, 2013 yılında GSYH büyüklüğüne göre ülke sıralamasında 17’nciliğini korurken, bu yıl Hollanda ve Suudi Arabistan’a da geçilerek 19’unculuğa düşecek.Türkiye 2014’te, dünyanın önde gelen sanayileşmiş ve gelişmekte olan ülkelerini kapsayan  G20 ’de en alt sınıra doğru iniyor.  Büyük ekonomi sıralaması GSYH büyüklüğüne göre yapılırken, bir ülkenin asıl kalkınmışlığı ve refah seviyesini kişi başına GSYH’si gösteriyor.Kişi başına GSYH’ye göre yapılan sıralamada ise 2013’te bir basamak düşerek 65’inci olan Türkiye’nin bu yıl 2 basamak daha düşerek 67’nciliğe ineceği tahmin ediliyor.Türkiye, kişi başına GSYH’a göre sıralamada 2000 yılında dünya ülkeleri içinde dünyada 63’üncü sıradaydı. 2002 sonundan bu yana işbaşında olan AKP döneminde anlatılan “hızlı büyüme” masallarına rağmen Türkiye, 2000 yılındaki sırasının hala çok altında.Türkiye’nin kişi başına milli gelirde ise çok altlardaki sırasının giderek daha da aşağılara inmesi dünya ile karşılaştırmada kalkınmışlık ve refah düzeyinin giderek gerilediğini gösteriyor.2014’te öngörülen kişi başına GSYH’ye göre Türkiye, sadece Lüksemburg, Norveç, İsviçre, İsveç, Danimarka, Almanya, Fransa, ABD, Japonya gibi gelişmiş ülkelerin değil; İsrail, Umman, Bahreyn, Lübnan gibi Ortadoğu, Çek Cumhuriyeti, Slovakya, Slovenya, Estonya, Litvanya, Macaristan, Hırvatistan gibi eski Doğu Bloku ülkelerinin de altında kalıyor. Uruguay, Şili gibi Orta Amerika ülkeleri ve eski Sovyet ülkesi Kazakistan’ın kişi başına milli geliri Türkiye’den daha yüksek. Gabon, Panama, Venezuela, Palau, Barbados ve Şeyseller bile kişi başına gelirde Türkiye’nin önünde…IMF’ye göre Türkiye 2014 yılında 19’uncu sıraya düşecekBüyük ülke, itibarlı ülke, güçlü ülke olmanın yolu kaliteli demokrasiden geçiyor. Türkiye bugün Türkiye insani gelişmişlik sıralamasında 187 ülke arasında 90’ıncı sırada, basın özgürlüğü sıralamasında 179 ülke arasında 154’üncü, cinsiyet eşitliği bakımından 134 ülke arasında 120’inci sırada yer alıyor. Türkiye dünyada “hibrid rejim” ya da “yarı demokrasi” olarak geçiyor.Bağımsız ve tarafsız bir yargı olmazsa, güçlü bir ülke ve kaliteli bir demokrasi de olmuyor. Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü tarafından son açıklanan verilere göre 2002 yılında cumhuriyet savcılarının soruşturma evresinde bir dosyayı görme süresi 212 günken, bugün bu süre 363 gün.  2002 yılında Cumhuriyet Savcıları 2.953.000 dosyayı soruştururken, 2012 yılında 6.285.000 dosyayı soruşturmuş, soruşturulan her 2 dosyanın sadece 1’inde kamu davası açılmasına karar verilmiş. 2002 yılında Ceza Mahkemelerinde bir dava ortalama 232 gün sürerken bu süre 2011 yılında 291 güne çıkmış, 2012 yılında 229 güne inmiş. Yani 10 yılda 4 gün ilerleme sağlanmış. Hukuk mahkemelerinde de aynı trend devam ediyor. 2002 yılında bir dosya 174 günde görülürken 2012 yılında 232 günde görülmüş. 2002 yılında Yargıtay Ceza Daireleri ve Genel Kurulu’nda 244.000 dosya varken bu sayı 2012 yılında 770.000’e çıkmış. Bir dosyanın ortalama görülme süresi 2 kattan fazla artmış. 2002 yılında bir dosya 138 günde görülürken, 2012 yılında 306 günde görülüyor. Bu veriler de gösteriyor ki, Türkiye’de hukuk işlemiyor, yargı hızlı, adil ve bağımsız karar alamıyor.Türkiye Cumhuriyetin yüzüncü yılında dünyada ilk 10 ekonomi arasında yer almak istiyorsa, demokrasi kalitesini arttırmamız ve tam manasıyla bir hukuk devleti olmamız lazım. Eğer bir ülkede hukukun üstünlüğü olmazsa, yargı bağımsızlığı olmazsa, kuvvetler ayrılığı çalışmazsa, kaliteli ve gerçek demokrasi olmuyor. Kaliteli demokrasi, güçlü bir hukuk devleti olmayınca ekonomi de güçlü olmuyor, refah ve gerçek bir büyüme yaratmıyor.Gelir dağılımı adaletli olmayınca, kişi başına düşen gelir artmayınca, refah ve kalkınma bireye yayılmazsa da gerçek manada büyüme olmuyor İnsan hakları standartı yüksek olmayınca, ekonomi de güçlü olmuyor. Hukuk yoksa, demokrasi yoksa, güçlü ekonomi yoksa, o ülke itibarlı ve güçlü ülke de olmuyor. Bu nedenle de Türkiye sıralamalardaki yerini kaybediyor. Bu zihniyetle devam edersek, değil en büyük 10 ekonomiden biri olmayı G20’nin bile dışında kalmakla karşı karşıya kalacağız.IMF’ye göre Türkiye, 2013 yılında GSYH büyüklüğüne göre ülke sıralamasında 17’nciliğini korurken, bu yıl Hollanda ve Suudi Arabistan’a da geçilerek 19’unculuğa düşecek . Kişi başına GSYH’ye göre yapılan sıralamada ise geçen yıl bir basamak düşerek 65’inci olan Türkiye’nin bu yıl 2 basamak daha düşerek 67’nciliğe ineceği tahmin ediliyor.2000 yılında Türkiye dünyanın en büyük 18’inci ekonomisiydi.Cari fiyatlarla dolar cinsinden GSYH tutarına göre yapılan değerlendirmeye göre 2000 yılında Türkiye dünyanın 18’inci büyük ekonomisi konumunda bulunuyordu. Bülent Ecevit hükümetinin ABD’nin Irak operasyonuna destek vermemesi üzerine, yapılan manipülasyonla ani sıcak para çıkışı yoluyla ağır bir ekonomik kriz yaşatılan 2001 yılındaki hızlı küçülmeyle Türkiye büyük ekonomi sıralamasında 22’nciliğe düştü. İzleyen yıllarda yeniden büyümeye geçen Türkiye 2002’de 21’inci, 2003’te 18’inci, 2004’te 17’nciliğe yükseldi ve izleyen altı yılda bu sırayı korudu. Türkiye, 2011’de ise Endonezya’nın yükselişi sonucu 18’inciliğe indikten sonra 2012’de ise Hollanda’nın bir basamak düşmesi ile tekrar 17’nci oldu. 2013’te de bu sırayı koruyan Türkiye’nin bu yıl ise 2 basamak birden düşerek 19’unculuğa ineceği tahmin ediliyor.Üstelik IMF, Türkiye’nin 2013 yılı GSYH’sını 827.2 milyar dolar olarak öngörürken, TÜİK’in geçtiğimiz günlerde açıkladığı tutar 820 milyar dolarla bunun da altında kaldı. 2014 yılı için de hükümetin açıkladığı OVP’de yer alan 867 milyar dolarlık hedefe karşılık IMF tahmini bu yıl için 767.1 milyar dolar düzeyinde bulunuyor.2013’te sıralama fazla değişmedi…IMF’nin 8 Nisan itibariyle güncellediği veri tabanına göre 2013 yılında milli gelirde ilk 7 ülkenin sırası değişmedi. ABD 16 trilyon 780 milyar dolarla birinciliğini korurken, Çin 9 trilyon 181 milyar dolarla ikinci,  Japonya 4 trilyon 902 milyar dolarla üçüncü sırada yer aldı. Bu ülkeleri 3 trilyon 636 milyar dolarla Almanya, 2 trilyon 737 milyar dolarla Fransa, 2 trilyon 536 milyar dolarla İngiltere, 2 trilyon 243 milyar dolarla Brezilya izledi. Rusya 2 trilyon 118 milyarla bir basamak yükselip 8’inci olurken, İtalya 2 trilyon 71 milyar dolarla 9’unculuğa düştü. 1 trilyon 871 milyar dolarlık milli gelire sahip Hindistan’ın 10’uncu sıradaki yeri değişmedi.Sırasıyla Kanada, Avustralya, İspanya, Meksika, Güney Kore, Endonezya, Türkiye, Hollanda ve Suudi Arabistan dolar cinsinden GSYH’ye göre ilk 20 ülke arasında yer aldı.Suudi Arabistan ve Hollanda 2014’te Türkiye’yi solluyor…Tahminlere göre 2014 yılında, 17 trilyon 528 milyar dolarla ABD en büyük ekonomi olmaya devam ederken, ikinci sıradaki Çin’in GSYH’si 10 trilyon doları aşacak, üçüncü sıradaki Japonya’nın milli geliri de 4 trilyon 846 milyar dolara yükselecek.IMF projeksiyonlarına göre 2014 yılında da ilk 20 ülkenin sıralaması çok fazla değişmezken, en dramatik değişimi Türkiye yaşayacak. 18’inci sıradaki Hollanda ile 19’uncu sıradaki Suudi Arabistan’ın birer basamak yükselmesi sonucu Türkiye 2 basamak birden düşerek 19’unculuğa inecek.G20 dışında kalma riski var…AKP döneminde Türkiye’nin ekonomik büyümesi, cari açığı patlatma pahasına, “sıcak para” ile finanse edildi, sözü edilen “hızlı” büyüme masalının aksine, “el parası” ile kağıt üzerinde sahte bir büyüme sağlandı. Ancak bunun ülkeye ve topluma bir hayrı dokunmadı. Türkiye 2014’te, dünyanın önde gelen sanayileşmiş ve gelişmekte olan ülkelerini kapsayan  G20’de en alt sınıra doğru iniyor .Ekonomik hacim mi halkın refah düzeyi mi?Büyük ekonomi sıralaması GSYH tutarına göre yapılırken, bir ülkenin GSYH büyüklüğünün nüfusu ile de orantısı bulunuyor. Çin, Hindistan gibi kalabalık nüfuslu ülkelerin ilk 20 ekonomi arasına girmesine, bu ülkelerin kalkınmışlığının yanı sıra, hatta ondan daha fazla nüfus faktörü etki ediyor. Bir ülkenin kalkınmışlığı ve refah seviyesini ise asıl kişi başına GSYH’si gösteriyor. Asıl bakılması gereken, kişi başına milli gelir sıralamasında Türkiye’nin nerede olduğu ve AKP döneminde nereden nereye geldiği…İlk 20 ekonomi arasında yer alan Türkiye’nin kişi başına milli gelirde ise çok alt sıralarda bulunması ve sıralamadaki yerinin giderek aşağılara inmesi ülkenin kalkınmışlık ve refah düzeyinin dünya ile karşılaştırmada göreli olarak gerilediğini gösteriyor.Türkiye, kişi başına gelirde 67’nciliğe düşüyor…Türkiye, 2013 yılında GSYH büyüklüğüne göre ülke sıralamasında 17’nciliğini korurken, kişi başına milli gelire göre ülkeler sıralamada ise bir basamak düşerek 65’inci oldu. 2014’te ise Türkiye’nin 2 basamak birden düşerek 67’nciliğe ineceği öngörülüyor.2012’de Türkiye,  TÜİK’e göre 10 bin 497 dolar, IMF’ye göre 10 bin 523 dolar olan kişi başına milli geliri ile 64’üncü sırada yer alıyordu. 2013’te ise Türkiye IMF’ye göre 10 bin 815 dolar olan ancak TÜİK’in 10 bin 782 dolarla daha da düşük açıkladığı kişi başına GSYH ile 65’inciliğe geriledi. 2014’te ise OVP’deki 11 bin 277 dolarlık hedefe karşılık IMF,  9 bin 920 dolarlık kişi başına milli gelir öngörüyor. Bu da Türkiye’nin 2 basamak daha düşerek 67’nciliğe inmesi anlamına geliyor. Bu da AKP’nin 11 yılı aşan iktidarında “hızlı büyüme” masallarına rağmen halkın refah düzeyini dünyanın gerisinde bıraktığının; dünya ile karşılaştırmada göreli olarak halkı yoksullaştırdığının kanıtı…Kişi başına gelirde Gabon’un bile gerisindeyiz…IMF projeksiyonlarına göre kişi başına milli gelirde Lüksemburg bu yıl 116 bin 134 dolarla açık ara birinciliğini koruyacak. Lüksemburg’u 99 bin 574 dolarla Norveç,  96 bin 635 dolarla Katar, 86 bin 145 dolarla İsviçre, 61 bin 889 dolarla Danimarka izleyecek.2014’te öngörülen kişi başına GSYH’ye göre Türkiye, sadece Lüksemburg, Norveç, İsviçre, İsveç, Danimarka, Almanya, Fransa, ABD, Japonya gibi gelişmiş ülkelerin değil; İsrail, Umman, Bahreyn, Lübnan gibi Ortadoğu, Çek Cumhuriyeti, Slovakya, Slovenya, Estonya, Litvanya, Macaristan, Hırvatistan gibi eski Doğu Bloku ülkelerinin de altında kalıyor. Uruguay, Şili gibi Orta Amerika ülkeleri ve eski Sovyet ülkesi Kazakistan’ın kişi başına milli geliri Türkiye’den daha yüksek. Gabon, Panama, Venezuela, Palau, Barbados, Şeyseller bile kişi başına gelirde Türkiye’nin önünde…Ekonomisi “iflas” etti denilen Yunanistan’ın kişi başına milli gelirinin 2014’te 22.6 bin dolar, Kuzey Kıbrıs’ın ise 24.2 bin dolarla Türkiye’yi ikiye katlıyor.
Masallardan Fırlamış Gibi Gözüken Dünyanın En Güzel 35 Kasabası
Görüntüsüyle ve doğal güzellikleriyle huzur veren harika yaşam alanlarıyla Dünya'nın en güzel kasabalarını sizler için hazırladık. Kimi filmler bu masalsı kasabalardan etkilenerek yapılmıştı. Kimisi doğasıyla kimisi benzersiz evleri ve mimarisiyle ön plana çıkmaktadır. Hadi bu saklı cennetler nerelermiş? Hangi ülkelerdeymiş bakalım.
Ukrayna Krizi: Kramatorsk'ta Siviller Askerleri Engelliyor
Ukrayna ordusuna bağlı birlikler Rusya yanlısı ayrılıkçı grupların kontrol sağladığı kentleri geri almak için gerçekleştirilen operasyon kapsamında ülkenin doğusundaki Kramatorsk kentine girdi. Kentte sivillerin ordu birliklerini durduğu bildiriliyor. Son durumun ne olduğu hala belirsizliğini koruyor. Kentten bazı askerlerin araçlarını terk etmiş hatta diğer tarafa geçmiş olabileceği yönünde haberler geliyor. Salı günü Kramatorsk'un dışındaki bir havaalanının Ukrayna güçlerinin denetimine girmesinin ardından bu sabah zırhlı araçların kentin merkezine girdiği görüldü. Kendileri de kentin birkaç kilometre dışında bir kalabalık tarafından durdurulan BBC muhabirleri, en azından bazılarının kent sakini olduğunu belirttikleri bazı sivillerin askerlere karşı geldiğini gördüklerini aktarıyor. Muhabirler bir yetkilinin 'savaşmaya gelmediğini' ve hiçbir zaman 'kendi halkına karşı ateş etme' emrine uymayacağını söylediğini aktarıyor. Bu arada ilerleyen saatlerde üzerinde Rusya bayrağı bulunan altı askeri aracın Sloviansk kenti yakınlarına geldiğini gösteren bir video görüntüsü ortaya çıktı. Reuters haber ajansı bu araçlar içinde Ukrayna askerlerini taşıyan araçlarla aynı araçların da bulunduğunu aktardı. Ajansa konuşan bir asker, Ukrayna ordusunun 25. Tugayından olduğunu söyledi. Asker ayrıca yerel halk kendilerini yiyecek verinceye kadar dört gün boyunca yiyeceksiz kaldıklarını da söyledi. Asker kendi halklarına karşı ateş açmayacaklarını ekledi. AFP haber ajansına konuşan Ukrayna ordusu yetkilileriyse herhangi bir teçhizatlarının ele geçirilmesinin söz konusu olmadığını söyledi. NATO, Ukrayna'daki krizin derinleşmesi sonrası Doğu Avrupa'ya takviye birlik gönderme kararı aldı. Ülkenin geçici başbakanı Arseniy Yatsenyuk Rusya'yı 'Ukrayna'ya terör ihraç etmekle' suçladı. Yatsenyuk, Rusya'nın Ukrayna'nın bağımsızlığını yok etmek istediğini söyledi. Kiev yönetimi, Türkiye'nin de üyesi olduğu NATO'ya katılmak istiyor. Rusya ise Ukrayna'nın NATO üyeliğine şiddetle karşı çıkıyor. Ukrayna'daki krizin derinleşmesinin ardından NATO bir dizi önlem almış, ABD de Baltık ülkelerine ve Polonya'ya savaş uçakları göndermişti. Eski Doğu bloku ülkelerinden Çek Cumhuriyeti, Macaristan ve Polonya 1999'da; eski Sovyet Cumhuriyetlerinden Baltık ülkeleri Letonya, Litvanya ve Estonya da 2004'te NATO'ya üye olmuştu. Bulgaristan, Romanya, Slovakya ve Slovenya yine 2004'te, Arnavutluk ve Hırvatistan da 2009'da ittifaka katılmıştı. NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen yaptığı son açıklamada, ittifakın herhangi bir tehdite maruz kalan tüm üyelerinin yanında olacağını söyledi. Anders Fogh Rasmussen, Ukrayna'da krize ancak siyasi bir çözüm bulunabileceğini belirtti. Rasmussen, Rusya'ya Ukrayna'da 'çözümün parçası olma', ülkeyi istikrarsızlaştırmaya son verme, askeri birliklerini Ukrayna sınırından çekme ve ülkede 'radikal kesimleri desteklemediğini' açıklama çağrısı yaptı. Yarın İsviçre'nin Cenevre kentinde bir araya gelecek ABD, AB ve Rusya'dan diplomatlar Ukrayna'daki krize çözüm arayacak.bbctürkçe
Ukrayna Krizine Çözüm Arayışı
Rusya, Ukrayna ABD ve AB’nin temsilcileri Ukrayna krizine çözüm arayışı kapsamında Cenevre’de bir araya geliyor. Ukrayna’nın doğusunda artan gerginlik Soğuk Savaş'tan sonra ABD ve Rusya arasındaki en büyük sorun olmasıyla ön plana çıkıyor. Batılı ülkeler Rusya’yı Ukrayna’da kamu binalarını ele geçiren ayrılıkçı gruplara destek vermekle suçluyor. ABD Başkanı Barack Obama da Rus mevkidaşı Vladimir Putin ile görüşmesinde 'Moskova yönetiminin ayrılıkçı gruplara yönelik desteğinin sonuçları olabileceğini' söylemişti. Bu arada Ukrayna ordusuna bağlı birlikler Rusya yanlısı ayrılıkçı grupların kontrol sağladığı kentleri geri almak için operasyon gerçekleştiriyor. Fakat gelen haberler Ukrayna ordusunun ciddi zorluklarla karşılaştığı yönünde. Donetsk’in güneyindeki Maripol’da Ukrayna askeri birliklerine Molotof kokteyleri ile saldırıldığı haberi geliyor. Askerlerin yanıt olarak ateş açtığı ve içlerinde polislerinde olduğu bazı kişilerin yaralandığı belirtiliyor. Ayrıca Ukrayna savunma bakanlığı yetkilileri ülkenin doğusundaki Rusya yanlısı isyancıların orduya ait 6 teçhizatlı aracı ele geçirdiğini de açıklandı. AP haber ajansı Ukrayna askerlerinin Rusya yanlısı isyancılara karşı silahlı bir direniş göstermediğini aktarıyor. Başka bir Ukraynalı asker ise silah zoruyla araçlara el konduğunu dile getirdi. Askeri araçların Ukrayna ordusunun 25'inci tugayından olduğu belirtiliyor. Bu arada Ukrayna ordusu Rusya yanlısı ayrılıkçı grupların kontrol sağladığı kentleri geri almak için gerçekleştirilen operasyon kapsamında ülkenin doğusundaki Kramatorsk kentine girdi. Kentte sivillerin ordu birliklerini durduğu bildiriliyor. Kentten bazı askerlerin araçlarını terk etmiş hatta diğer tarafa geçmiş olabileceği yönünde haberler geliyor. Bu durum, Kiev yönetiminin ülkenin doğusunda kontrolü sağlamaya yönelik umutlarına gölge düşürüyor. Bölgedeki BBC muhabirleri bazı sivillerin askerlere karşı geldiğini gördüklerini aktarıyor. Muhabirler bir yetkilinin 'savaşmaya gelmediğini' ve hiçbir zaman 'kendi halkına karşı ateş etme' emrine uymayacağını söylediğini aktarıyor. NATO, Ukrayna'daki krizin derinleşmesi sonrası Doğu Avrupa'ya takviye birlik gönderme kararı aldı. Ülkenin geçici başbakanı Arseniy Yatsenyuk Rusya'yı 'Ukrayna'ya terör ihraç etmekle' suçladı. Yatsenyuk, Rusya'nın Ukrayna'nın bağımsızlığını yok etmek istediğini söyledi. Kiev yönetimi, Türkiye'nin de üyesi olduğu NATO'ya katılmak istiyor. Rusya ise Ukrayna'nın NATO üyeliğine şiddetle karşı çıkıyor. Ukrayna'daki krizin derinleşmesinin ardından NATO bir dizi önlem almış, ABD de Baltık ülkelerine ve Polonya'ya savaş uçakları göndermişti. Eski Doğu bloku ülkelerinden Çek Cumhuriyeti, Macaristan ve Polonya 1999'da; eski Sovyet Cumhuriyetlerinden Baltık ülkeleri Letonya, Litvanya ve Estonya da 2004'te NATO'ya üye olmuştu. Bulgaristan, Romanya, Slovakya ve Slovenya yine 2004'te, Arnavutluk ve Hırvatistan da 2009'da ittifaka katılmıştı. NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen yaptığı son açıklamada, ittifakın herhangi bir tehdite maruz kalan tüm üyelerinin yanında olacağını söyledi. Anders Fogh Rasmussen, Ukrayna'da krize ancak siyasi bir çözüm bulunabileceğini belirtti. Rasmussen, Rusya'ya Ukrayna'da 'çözümün parçası olma', ülkeyi istikrarsızlaştırmaya son verme, askeri birliklerini Ukrayna sınırından çekme ve ülkede 'radikal kesimleri desteklemediğini' açıklama çağrısı yaptı. Yarın İsviçre'nin Cenevre kentinde bir araya gelecek ABD, AB ve Rusya'dan diplomatlar Ukrayna'daki krize çözüm arayacak.BBC Türkçe
Ukrayna: Rusya Yanlısı Üç Kişi Çatışmada Öldü
Ukrayna’daki krize çözüm bulmak için bugün Cenevre’de düzenlenecek dörtlü zirve öncesinde ülkenin doğusunda Rusya yanlısı ayrılıkçıların bir askeri üssü basması sonucu çıkan çatışmada üç Rusya yanlısının öldüğü açıklandı. İçişleri Bakanı Arsen Avakov Facebook’ta yaptığı açıklamada, Ukrayna askerleriyle Rusya yanlısı ayrılıkçılar arasında çıkan çatışmada üç ayrılıkçının öldürüldüğünü belirtti. Avakov, Azov denizi yakınlarındaki Mariupol’da gerçekleşen olayda yaklaşık 300 ayrılıkçının bir askeri birliği basıp molotof kokteyli attığını söyledi. Bakan, bunun üzerine Ukrayna askerlerinin ateş açtığını ve üç ayrılıkçının öldürüldüğünü aktardı. Ukrayna ordusunun ülkenin doğusundaki ‘teröre karşı operasyonu’ devam ediyor. Bu arada Rusya, Ukrayna ABD ve AB’nin temsilcileri Ukrayna krizine çözüm arayışı kapsamında Cenevre’de bir araya geliyor. Cenevre toplantısı krizin başlamasından bu yana gerçekleştirilen en büyük diplomatik toplantı. Ukrayna’nın doğusunda artan gerginlik Soğuk Savaş'tan sonra ABD ve Rusya arasındaki en büyük sorun olmasıyla ön plana çıkıyor. Batılı ülkeler Rusya’yı Ukrayna’da kamu binalarını ele geçiren ayrılıkçı gruplara destek vermekle suçluyor. ABD Başkanı Barack Obama da Rus mevkidaşı Vladimir Putin ile görüşmesinde 'Moskova yönetiminin ayrılıkçı gruplara yönelik desteğinin sonuçları olabileceğini' söylemişti. Bu arada Ukrayna ordusuna bağlı birlikler Rusya yanlısı ayrılıkçı grupların kontrol sağladığı kentleri geri almak için operasyon gerçekleştiriyor. Fakat gelen haberler Ukrayna ordusunun ciddi zorluklarla karşılaştığı yönünde. Donetsk’in güneyindeki Maripol’da Ukrayna askeri birliklerine Molotof kokteyleri ile saldırıldığı haberi geliyor. Askerlerin yanıt olarak ateş açtığı ve içlerinde polislerinde olduğu bazı kişilerin yaralandığı belirtiliyor. Ayrıca Ukrayna savunma bakanlığı yetkilileri ülkenin doğusundaki Rusya yanlısı isyancıların orduya ait 6 teçhizatlı aracı ele geçirdiğini de açıklandı. AP haber ajansı Ukrayna askerlerinin Rusya yanlısı isyancılara karşı silahlı bir direniş göstermediğini aktarıyor. Başka bir Ukraynalı asker ise silah zoruyla araçlara el konduğunu dile getirdi. Askeri araçların Ukrayna ordusunun 25'inci tugayından olduğu belirtiliyor. Ukrayna ordusu Rusya yanlısı ayrılıkçı grupların kontrol sağladığı kentleri geri almak için gerçekleştirilen operasyon kapsamında ülkenin doğusundaki Kramatorsk kentine girdi. Kentte sivillerin ordu birliklerini durduğu bildiriliyor. Kentten bazı askerlerin araçlarını terk etmiş hatta diğer tarafa geçmiş olabileceği yönünde haberler geliyor. Bu durum, Kiev yönetiminin ülkenin doğusunda kontrolü sağlamaya yönelik umutlarına gölge düşürüyor. Bölgedeki BBC muhabirleri bazı sivillerin askerlere karşı geldiğini gördüklerini aktarıyor. 'Savaşmaya gelmedik' Muhabirler bir yetkilinin 'savaşmaya gelmediğini' ve hiçbir zaman 'kendi halkına karşı ateş etme' emrine uymayacağını söylediğini aktarıyor. NATO, Ukrayna'daki krizin derinleşmesi sonrası Doğu Avrupa'ya takviye birlik gönderme kararı aldı. Ülkenin geçici başbakanı Arseniy Yatsenyuk Rusya'yı 'Ukrayna'ya terör ihraç etmekle' suçladı. Yatsenyuk, Rusya'nın Ukrayna'nın bağımsızlığını yok etmek istediğini söyledi. Kiev yönetimi, Türkiye'nin de üyesi olduğu NATO'ya katılmak istiyor. Rusya ise Ukrayna'nın NATO üyeliğine şiddetle karşı çıkıyor. Ukrayna'daki krizin derinleşmesinin ardından NATO bir dizi önlem almış, ABD de Baltık ülkelerine ve Polonya'ya savaş uçakları göndermişti. Eski Doğu bloku ülkelerinden Çek Cumhuriyeti, Macaristan ve Polonya 1999'da; eski Sovyet Cumhuriyetlerinden Baltık ülkeleri Letonya, Litvanya ve Estonya da 2004'te NATO'ya üye olmuştu. Bulgaristan, Romanya, Slovakya ve Slovenya yine 2004'te, Arnavutluk ve Hırvatistan da 2009'da ittifaka katılmıştı. 'Rusya çözümün parçası olsun' NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen yaptığı son açıklamada, ittifakın herhangi bir tehdite maruz kalan tüm üyelerinin yanında olacağını söyledi. Anders Fogh Rasmussen, Ukrayna'da krize ancak siyasi bir çözüm bulunabileceğini belirtti. Rasmussen, Rusya'ya Ukrayna'da 'çözümün parçası olma', ülkeyi istikrarsızlaştırmaya son verme, askeri birliklerini Ukrayna sınırından çekme ve ülkede 'radikal kesimleri desteklemediğini' açıklama çağrısı yaptı. Yarın İsviçre'nin Cenevre kentinde bir araya gelecek ABD, AB ve Rusya'dan diplomatlar Ukrayna'daki krize çözüm arayacak.BBC Türkçe
Bosna Hersek ve Sırbistan'da Sel 26 Can Aldı
Bosna-Hersek'in kuzeyini vuran sel felaketinde ölü sayısı 18'e yükselirken, 1.2 milyon insanın selden etkilendiği açıklandı. Sırbistan'da da sel suları 8 kişinin ölümüne sebep oldu. Bosna'nın kuzey sınırını teşkil eden Sava nehri çevresinde durumun tehlikeli olduğu, bazı köylerin tamamen su altında kalabileceği belirtiliyor. Bosna-Hersek İç Güvenlik Bakan Yardımcısı Samir Agiç, 200 farklı ekibin çalışmalarda aktif görev aldığını belirtti. Bosna-Hersek Silahlı Kuvvetleri ve AB'ye bağlı EUFOR birliğinin yanı sıra Hırvatistan ve Slovenya ile farklı kuruluşlardan 12 helikopter de kurtarma operasyonlarına katılıyor. Biyeline ve çevresinde selden 18 kişi hayatını kaybetti. 300 sivil toplum örgütü, AB, Solvenya ve Hırvatistan'dan gelen yardım ekipleri tahliye çalışmalarını sürdüyor. TİKA'nın ikinci yardım konvoyu Saraybosna'dan, Biyeline'ye doğru yola çıktı. Türkiye'den insani yardım kuruluşları İHH ve Deniz Feneri de Bosna Hersek'te selden mağdur olanlar için yardım ediyor. CNN TÜRK