onedio
Görüş Bildir
article/comments
article/share
Haberler
Z Kuşağı Dünyayı Değiştirecek mi, Eskiye Uyum mu Sağlayacak: Wall Street Bunu Konuşuyor!

Z Kuşağı Dünyayı Değiştirecek mi, Eskiye Uyum mu Sağlayacak: Wall Street Bunu Konuşuyor!

Kişiliklerini internetin yoğurduğu Z kuşağı olarak nitelendirilen genç kitle, kendisinden önceki nesilden farklı davranıyor.

Sonuç olarak geldiğimiz noktada yeni nesil belki önceki nesillerden daha fazla 'farkındalığı olan' ve 'bencilliği az' bir dünya yaratacak. 

Wall Street kavgasında bunu görüyoruz. 

Ama belki de bu nesil de yaşlandıkça, eski nesillerin yolundan gidecek...

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

İş-yaşam dengesi

İş-yaşam dengesi

T24'te Füsun Sarp Nebil, bugünlerde Wall Street'te daha hararetle yeni neslin tartışıldığını yazdı. 

İşte dünya piyasalarında Z kuşağı hazırlığı:

Yayımlanan makalelere bakıldığında, kariyeri için Wall Street'i seçen yeni neslin, oturmuş olan -7x24 saat çalışmak gibi- alışkanlıklara karşı çıktığı anlaşılıyor. Kendisini 'hırslı bir şekilde' kariyerine ve para kazanmaya odaklamış ve bu nedenle özel hayatını yaşayamayan eski nesillere nazaran bu yeni nesil -onların sözleri ile- arada bir güneşi görmek istediklerini söylüyor.

Bazı genç bankacıların programları üzerinde daha fazla özerklik, daha fazla kapalı kalma süresi ve bazen telefonlarını kapatabilmek için, Wall Street'te duyulmamış ayrıcalıklar istedikleri kaydediliyor. Başka deyişle yeni nesil iyi bir kariyer beklerken yanı sıra 'iş-yaşam dengesi'ne dikkat ediyor.

Zaten yeni neslin bir başka özelliği 'beraberlik' ya da 'paylaşım'. İnternetin yarattığı dünyada araba, yazlık ev, bisiklet hatta scooter paylaşan, kodlarını ortak yazan bu nesil şöyle düşünüyor:

'Salgında insanlar 'işimi kaybediyorum, her şeyimi kaybettim' derken, başka birilerinin çıkıp 'üçüncü evimi satın alıyorum' demesi çok çelişkili.'

Z nesli ne istiyor: Çeşitlilik, hızlı bir dünya..

Z nesli ne istiyor: Çeşitlilik, hızlı bir dünya..

Yine bu neslin temel özelliği 'çeşitlilik' olarak isimlendirilen, ırkçılığa ya da önyargılı bakışlara karşı duruş. Kadın-erkek, beyaz-siyah, LGBTi+, sarı ırk, din vs. her türlü ayrımcılığa karşı bir duruş ve herkesi kapsama mevcut.

Tabii ki, internet gibi 'hızlı bir dünya' istiyorlar. Bu hızlılığa 'terfiler' de dahil. İşyeri koçluğu firması InsideOut Development tarafından yayımlanan bir 2019 anketine göre, Z kuşağının dörtte üçü, çalıştıkları ilk yıl içinde terfi almaları gerektiğini düşünüyor. Neredeyse üçte biri, ilk altı ay içinde bir terfinin gelmesi gerektiğini söylüyor.

Yeni nesilin işe bağlılığı da zayıf görülüyor. Adobe tarafından ağustos ayında yayımlanan bir rapora göre, Z kuşağı katılımcıların yüzde 56'sı işlerini gelecek yıl içinde değiştirebileceklerini söylüyor. Yello'nun 2019 araştırmasında ise, 41-56 yaş arasındakilerin yüzde 72'sinin tek bir işverenle en az yedi yıl geçirmeyi planladıkları gözüküyor.

Ama aynı 'işe bağlılıkta zayıflık' konusu önceki nesillerde, mesela X kuşağının gençliğinde bile geçerliydi. Dolayısıyla Z neslinin bu özelliğinin zaman içinde değişebileceği düşünülüyor.

Yeni nesil koşullarını kabul ettirebilecek mi?

Yeni nesil koşullarını kabul ettirebilecek mi?

Genç bankacılar ve Wall Street'teki meslektaşları arasındaki ilk sürtüşme belirtilerinin, bu yılın başlarında Goldman Sachs yatırım bankacılığı analistlerinin uzaktan çalışmanın sıkıntıları hakkında konuştukları ile ilgili iki sunumun gün ışığına çıkmasıyla kamuoyuna yansıdığı kaydediliyor. 

Şubat ayındaki GameSpot olayı sonrasında da, iki nesil birbirini Reddit üzerinden suçlamışlardı.

PwC tarafından genç ve yaşlı finansçılar arasında yapılan bir araştırmada, bir kısmı, Z kuşağı bankacılarının taleplerinin kontrolden çıktığını ve dizginlenmesi gerektiğini, diğer kısmı ise Wall Street'in değişmesi gereken statüko olduğunu söylemişler.

Ancak uzmanlar yeni nesilin de, kendisinden önceki nesiller gibi yaşlandıkça çeşitli paradigmaların içine dahil olmak zorunda kalacağına işaret ediyorlar. 

Bu olay diğer sektörlerde bu kadar dikkat çekmiyor. 

Ama Wall Street'in doğası nedeniyle kurallar daha fazla ve çalışanlar daha genç yaşta olsa bile bazı kurallara zorlanabiliyorlar. Bu nedenle bu alandaki çarpışma çok daha net gözüküyor. 

Şimdi soru şu: Z nesli ya da yeni nesil, adı her neyse, kendinden öncekilerden gerçekten farklı mı? Ya da Wall Street'in geleneksel yapısı değişir mi, yeni nesil kendi koşullarını kabul ettirebilirler mi? Sonuç olarak, dünya değişir mi?

Wall Street, Z nesline mecbur

Wall Street, Z nesline mecbur

Her şeyden önce 'yaş' + 'teknoloji' meseleleri var

Yani Amerikalıların 'X' dedikleri nesil çalışma hayatından uzaklaştı ya da uzaklaşıyor. Y nesli ise ucundan orta yaş sınırında. Özetle, öyle ya da böyle Z nesli artık sahneye girmek zorunda. Yanı sıra teknolojik gelişmelerin içine doğmuş nesil olarak da, bu konuya en yatkın olanlar Z nesli. 

Günümüzde borsadaki hızı yakalamak için uyduların bile fırlatıldığı düşünülürse, Wall Street için teknoloji olmazsa olmaz durumunda. Özetle; Wall Street, Z nesline mecbur.

Dolayısıyla muhtemelen ortada bir yerlerde uzlaşmak zorunda kalacaklar. Ama bir yandan da Bitcoin öncülüğündeki kripto para dünyasının, bu geleneksel yapıyı yıkmak üzere harekete geçtiğini akılda tutmak lazım. O savaşın sonu da henüz belli değil.

Doğrular için ancak genç insanlar savaşır

Doğrular için ancak genç insanlar savaşır

Bu arada ortalıkta çokça konuşulan bir başka konuyu da tartışalım. Yukarıda da belirttik, her genç nesil kendinden önce gelenlerden daha atik, daha cesurdur. Bunu X nesli de kendinden önceki nesiller için yaşadı. Baby Boomer denilen savaş sonrası nesiller de, örneğin Elvis Presley’in kalça hareketlerinden -çocukların terbiyesi bozulacak diye- korkan ya da Beatles’ın asi tavır ve uzun saçlarından rahatsız olan önceki nesillerle mücadele ettiler.

Atatürk de hitabetini, tüm Türk halkına değil, gençlere ithaf etti. Çünkü gençler daha heyecanlı, daha isyankar, doğru olan şeyleri daha çok savunuyorlar ve bunu yapmaları da mümkün, sırtlarında yumurta küfesi yok. Evini, ekmek parasını, pozisyonunu düşünmeden, doğrular için ancak genç insanlar savaşır.

Bu sefer -internetin etkisi ile de- çok yüksek düzeyde ve neredeyse dünya çapında 'aynı değerler', 'aynı doğrular' savunuluyor. Gençler bugün içinde bulunulan tüm sorunlarda (salgın, siyah-beyaz ve kadın-erkek ayrımcılığı, savaşlar, iklim değişikliği vs.) eski nesillerin kabahatli olduğu düşüncesinde.

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Thurnberg: Boş sözlerinizle hayallerimi, çocukluğumu çaldınız.

Thurnberg: Boş sözlerinizle hayallerimi, çocukluğumu çaldınız.

Bir ilginç husus da şu: internetin yani teknolojinin içine doğmuş olan nesiller (digital yerli), kendilerinden önceki nesillerin teknolojiyi aynı düzeyde kullanamamasına da bir nevi 'aşağılama' içinde bakıyor. Bazen bu bir eleştiri tonunda açıkça söyleniyor da.

Peki neden şimdi bu kadar yüksek sesle ifade ediliyor. Bunun önemli bir payı iletişimin bu kadar geniş ve kolay olması. Yani internetin payı büyük. Zaten bu tartışma muhtemelen Greta Thurnberg'in ortaya çıkıp 'Nasıl cüret edersiniz? Boş sözlerinizle hayallerimi, çocukluğumu çaldınız.' demesiyle hız kazandı. Ama onun sözleri çok da yeni değil. Kızılderililer yüzyıllarca önce aynı şeyi ifade etmişler:

'Biz bu dünyayı atalarımızdan miras almadık, çocuklarımızdan ödünç aldık.'

'Babaların günahını oğulları çeker'

'Babaların günahını oğulları çeker'

Sonuçta nesiller kendi dönemlerine ait bir şeyleri yaşarken, keşifler, savaşlar ya da her ne varsa onu gerçekleştiriyor. Bunun yarattığı sonuçları ise kendilerinden sonraki nesiller almış oluyor. Şu atasözü de bunu anlatıyor:

'Babaların günahını oğulları çeker.'

Ama bütün bu cümlelerin anlatımında eksik kalan nokta şu: 

Nesiller birbirine sadece 'kötü'leri aktarmıyor, aynı zamanda 'iyi'leri de aktarıyor. 

Yani Z nesli bugünün iklim değişikliği, salgın, hava kirliliği vs. bilimum kötülüklerin yanında ellerindeki teknolojiyi kendilerinden önceki nesillere borçlular. İnternet, uzay teknolojileri, sağlık teknolojileri veya insan ruhuna dair gelişmeleri, önceki tüm eski nesillere borçlu.

Sonuç: Dünya değişiyor mu?

Sonuç: Dünya değişiyor mu?

Bütün bunların özeti şu: 1980’lerde başlayan dış hizmet alımı (outsourcing), bir yandan çalışanların gücünü azaltırken, girişimciliğin önünü daha önce olmadığı düzeyde açtı. Bu da teknolojinin gelişme hızını katladı ve bunda genç girişimciliğin payı çok yüksek. Yani hayat değişiyor. Aynen sanayi devrimi ile değişmesi gibi.

Bu noktada dev internet firmalarının (Google, Facebook, Microsoft, Amazon, Apple, TikTok, Netflix vs.) bir tehdit olduğunu da akılda tutmak önemli. Çünkü dünyanın gidişatını topladıkları ve yaydıkları bilgilerle dönüştürebiliyorlar.

Sonuç olarak geldiğimiz noktada yeni nesil belki önceki nesillerden daha fazla 'farkındalığı olan' ve 'bencilliği az' bir dünya yaratacak. 

Wall Street kavgasında bunu görüyoruz.

Ama belki de bu nesil de yaşlandıkça, eski nesillerin yolundan gidecek. Zaman bunları gösterecek. Ama dünyanın şimdiden biraz değiştiğini kabul etmek lazım.

Bu içerikler de ilginizi çekebilir...

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
8
2
1
1
0
0
0
Yorumlar Aşağıda
Reklam
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın