onedio
Görüş Bildir
article/comments
article/share
Haberler
Türk Mitolojisinde Tanrılar: Gökyüzünden Yeraltına

Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!

category/test-white Test
category/gundem-white Gündem
category/magazin-white Magazin
category/video-white Video

etiket Türk Mitolojisinde Tanrılar: Gökyüzünden Yeraltına

Nur YILMAZ
06.05.2023 - 15:53

Türk bozkırlarında binlerce yıl boyunca yaşamış olan Türk halkları, benzersiz bir kültür, sanat ve dil mirasına sahip. Bu mirasın en önemli parçalarından biri, Türk Mitolojisi'dir. Türk Mitolojisi, Türk bozkırlarındaki insanların doğayı anlamaları, hayatlarını düzenlemeleri ve kutsal olarak kabul ettikleri Tanrılar ile iletişim kurmaları için bir araçtı.

Türk Mitolojisi'nde Tanrılar, insanların hayatında önemli bir yer tutarlar. Doğanın dengesi, hayatın devamı ve insanların hayatındaki güç ve denge için önemli olan Tanrılar, Türk bozkırlarındaki halklar tarafından saygı duyulan ve tapılan figürlerdir.

Kaynak: https://web.itu.edu.tr/~yayla/turkmit...
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Türk Mitolojisinde Tanrılar

Türk Mitolojisinde Tanrılar

Türk mitolojisi, Türk bozkırlarındaki halkların kültür, sanat, müzik, edebiyat ve dilinde yer alan eşsiz bir mirasın parçasıdır. Türk mitolojisinde Tanrılar, doğanın dengesi, hayatın devamı ve insanların hayatındaki güç ve denge için önemlidir.

Türk mitolojisinde Tanrılar arasında gökyüzünün Tanrısı Tengri, yaratıcılığın ve varoluşun Tanrısı Kayra Han, ölümün ve kötülüğün Tanrısı Erlik Han ve tanrıların tanrısı Ülgen gibi birçok önemli figür yer almaktadır.

Türk mitolojisinde Tanrılar, Türk bozkırlarındaki halkların hayatında önemli bir yere sahiptir. Tanrılara dua edilerek, hayatın doğal döngüsü ve dengesi korunur, hayatın devamı, doğanın uyumu ve insana verilen akıl ve güç gibi özellikler sağlanır.

Türk mitolojisinde Tanrılar, Türk bozkırlarındaki halkların kültüründe, sanatında, müziğinde, edebiyatında ve dilinde sıklıkla yer alır. Tanrılar, Türk halklarının kültüründe bir sembol olarak kabul edilir ve Türk bozkırlarındaki yaşamın bir parçasıdır.

Türk mitolojisinde Tanrılar, Türk bozkırlarındaki insanların hayatını şekillendiren önemli bir unsur olmaya devam etmektedir ve Türk kültürü için önemli bir miras olarak korunmaktadır.

Tengri

Tengri

Tengri tanrı demektedir. Eski Türklerin ve Moğolların inancı Tengricilikte Gök Tanrı (Kök Tengri) ya da Gök'ün yüce ruhudur. Aynı zamanda Orhun Yazıtları'nda ilk çevirisi yapılan sözcüktür.

Gök tanrı, her şeyin yaratıcısıdır. Tengri, Göksel küreyi kontrol eden Türk panteonunun ana tanrısıdır. Yer Tengri Gök Tengri'nin torunu, Kayra Han'ın oğlu, Ülgen'in kardeşi ve Erlik'in amcasıdır. Gök Tengri ise Kayra Han'ın babası, Yer Tengri'nin dedesi, Ülgen'in dedesi ve Erlik'in büyük dedesidir.

Kayra Han

Kayra Han

Altay Türklerine göre gökyüzündeki tanrıların en büyüğü Kara Han’dır. Kara Han 17. katta oturur. Bütün Tanrıların babasıdır ve oradan evrenin kaderini tayin eder. Eliade’ya göre Kara Han dünyanın yaratılışı ve sonu gibi konularda daima ön plandadır. Kara-Han yeryüzünü yarattıktan sonra dokuz dallı bir çam diker ve 16. kata oğlu Ülgen’i oturtur. Kara-Han, dokuz kişinin bu dallardan türemesini, dokuz ulusunda buradan meydana gelmesini ister. Kara-Han, insanoğlunun “ata” ve “ana”sıdır. Şamanlara göre Kara Han’ın Ülgen, Kızagan, Mergen adında üç oğlu vardır.

Kayra Han, Türk mitolojisinde yaratıcılığın ve varoluşun tanrısı olarak kabul edilir. Kayra Han, var olan evrenin yaratıcısıdır. Kayra Han'a dua edilerek, hayatın devamı, doğanın uyumu ve insana verilen akıl ve güç gibi özellikler korunur.

Türk halkları, Kayra Han'a saygı duyar ve ona taparlar. Kayra Han, Türk bozkırlarındaki halkların kültüründe, sanatında, müziğinde, edebiyatında ve dilinde sıklıkla yer alır. Kayra Han, Türk halklarının kültüründe bir sembol olarak kabul edilir.

Erlik Han

Erlik Han

Mitolojinin temel ilkelerinden biri karşıtlıktır. Özellikle İran kültürüne ait Mazdaizm veya Maniheizm gibi inançlarla birlikte başlayan düalist ilke mitolojinin temeline zıtlıkların birliği ve aynı zamanda mücadelesini koyar. Bu anlayışa göre kainattaki her şey zıttıyla vardır. İyi-kötü, doğru-yanlış, güzel-çirkin ve daha birçok zıt kavram birlikte bir uyum içinde varlığı meydana getirir ve kainatın işleyişinden sorumludur. Erlik, Altay Türklerinin mitik tasavvurlarında kötü ruhların başındadır, başkanıdır. 

Erlik “güçlü, kuvvetli” anlamlarına gelir. Bazı Türkologlara göre bu kelime “erklig” kelimesinin bozulmuş halidir. Bu araştırmacılara göre eski Uygur Buda metinlerinde yer altındaki karanlık dünyanın hakimi olan ve ölüm ruhu motifini karşılayan Yama’ya Erklig Yama denir. “Kudretli” anlamına da gelen bu kelime şamanist tasavvurlarda “Erlik” şeklinde, kötü ruhların başındaki antagoniste isim olmuştur. Şaman dualarında Erlilk’e “Kayrakan” olarak da seslenilir. Erlik insan için acı, eziyet ve ölümle eşdeğerdir. 

Erlik’in yeraltı diyarıyla ilgili farklı tasvirler de mevcuttur. Erlik yeraltı diyarında kara çamurdan bir sarayda veya duvarla çevrili kara demirden bir sarayda yaşar. Erlik’in sarayı insanların gözyaşlarından oluşan dokuz nehrin birleşerek Toybodım (Doymadım) Nehri’ne dönüştüğü yerde veya abra ve yutpa denilen korkunç su canavarlarıyla dolu olan Bay Tenis (Bay Deniz)’in yanında bulunmaktadır.

Ülgen

Ülgen

Ülgen göğün 16. katında Altın dağda ikamet eder ve altın bir taht üzerinde oturur. Tahtı ay ve güneşin ötesindedir. Ülgen, gök cisimlerini yönetir, yağmur yağdırır, gök gürültüsü ve yıldırımları da o gönderir. Tanrı Ülgen biri ak biri kara taşla gelerek ateşin nasıl yakılacağını insanlara öğretmiştir. Eliade’ya göre gök gürültüsü ve şimşek tüm mitolojilerde gök tanrının silahıdır ve yıldırımıyla vurduğu yer kutsallık kazanır. Ülgen iyilik yapmayı sever. Ülgen’in kendisi, kızları ve oğulları insan şeklindedir. 

Dünyayı taşımaları veya destek olmaları için üç tane balık yaratmıştır. Elindeki topuzu, yaşam ağacının köklerine benzer ve öylesine dallı budaklıdır. Bildiğimiz Güneş, Ay ve yıldızlardan tüm gök nesnelerinden çok uzakta yaşar. Biri sağında ve diğeri solunda iki ak Güneş bulunur. Bu gök nesnelerinin her biri kendisine ulaşmak isteyen şaman için bir engeldir. En güçlü şaman bile en fazla Kutup Yıldızına kadar ulaşabilir.

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Mergen

Mergen

Türk ve Altay mitolojisinde Akıl Tanrısı olan Mergen Han diğer ismi ile Pergen Han olarak da bilinir. Pergen Han aklı ve zekayı temsil eder. Göğün yedinci katında oturur ve bilgelik sahibidir. Oku ve yayı bulunan Mergen Han bilgeliğiyle attığı ok hedefini şaşırmaması ile bilinir. İnsanlara bilgelik vermesi ile bilinir ve bilimi ve felsefeyi simgeler. Tanrı Kayra Han'ın oğlu olarak kabul edilir. Mergen, ayrıca masal ve efsane kahramanlarında bir unvan olarak kullanılır; Kan Mergen, Ay Mergen, Kartaga Mergen, Südey Mergen gibi.

Kızagan

Kızagan

Kızagan, eğlence, müzik, dans ve şenliklerin tanrısıdır. Kızagan'a dua edilerek, şenliklerin bereketli, mutlu ve neşeli geçmesi sağlanır.

Türk halkları, Kızagan'a saygı duyar ve ona taparlar. Kızagan, Türk bozkırlarındaki halkların kültüründe, sanatında, müziğinde, edebiyatında ve dilinde sıklıkla yer alır. Kızagan, Türk halklarının kültüründe bir sembol olarak kabul edilir.

Umay

Umay

Hem bereket tanrıçasıdır hem de bekaret tanrıçasıdır. Bu sebep ile kadınlar, anneler ve çocuklar ile ilişkilidir. Türk mitolojisinde ve Tengrizimde doğurganlık tanrıçası olarak da bilinir. Umay, diğer çeşitli dinlerde yer verilen toprak ana tanrıçalarına benzer.

Umay, çocukları ve hayvan yavrularını koruyan bir tanrıçadır. Arkeologların Altaylarda buldukları seramik ürünler üzerindeki resimlerde Umay ana üç boynuzlu olarak betimlenir.Orta Asya da bazı arkeolojik buluntulardan anlaşıldığına göre Umay ana motifi, beyaz saçlı ve beyaz giyimli olarak, insanbiçimci bir görünüm sergilemektedir. Kuş kılığında kanatlı bir kadın görüntüsü de vermektedir. Altay Türkleri onu göklerden inen gümüş saçlı, güzel yüzlü bir kadın olarak düşünmüşlerdir.

Kubai

Kubai

Kubai, Türk mitolojisinde savaşın tanrısı olarak kabul edilir. Kubai, savaşçıların koruyucusu ve rehberidir. Kubai'a dua edilerek, savaşçıların güçlü, cesur ve zaferli olması sağlanır.

Türk halkları, Kubai'ye saygı duyar ve ona taparlar. Kubai, Türk bozkırlarındaki halkların kültüründe, sanatında, müziğinde, edebiyatında ve dilinde sıklıkla yer alır. Kubai, Türk halklarının kültüründe bir sembol olarak kabul edilir.

Yakut Türklerine göre ilk insanı o yaratmıştır. Eski Türkçede ürüng-beyaz, ayıg-yaratan, toyon-tanrı, efendi demektir. Yakut Türklerinde beyaz yaratıcı diğer yaratıcı ruhların en büyüğüdür. Kainatı o yaratmıştır. Dünyayı idare eden de odur. İnsanlara yaratıcı gücü ve çocukları o verir. Yerin ve toprağın verimli olmasını o sağlar. Hayvanların çoğalması ve bolluk onun sayesinde olur. Eliade aynı tanrıya ata bey de dendiğini söyler. İnsana kut veren odur. Büyük efsane kahramanlarını yeniden hayata döndürerek ölümden kurtarır. Bu yaratıcıya canlı beyaz at kurban edilir. Ürüng Ayıg Toyon, çok saygı gösterilen, kutlu, nur yüzlü ve ulu bir varlıktır.

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Deniz Han

Deniz Han

Oğuzun oğullarından biridir ve ongunu çakır (çağrı) kuşudur. Çakır, mavi gözlü, “mavi-deniz” ve “beyaz-mavi-deniz” türünden bir kuştur. Uygur sanatında Basaman isimli alp-tanrı, kuzey yönü, Merkür (su yıldızı), su unsuru ile alakalı görülür ve bu Alp-tanrının tuğu yırtıcı hayvan kuyruklarından oluşmuş olarak resmedilirdi. Elinde tuttuğu kargı ise üç dilimlidir.

Koyaş

Koyaş

Koyaş, Türk mitolojisinde işçiliğin tanrısı olarak kabul edilir. Koyaş, inşaat, tarım ve hayvancılık gibi alanlarda insanların işlerini kolaylaştırır. Koyaş'a dua edilerek, işlerin kolay ve bereketli olması sağlanır.

Türk halkları, Koyaş'a saygı duyar ve ona taparlar. Koyaş, Türk bozkırlarındaki halkların kültüründe, sanatında, müziğinde, edebiyatında ve dilinde sıklıkla yer alır. Koyaş, Türk halklarının kültüründe bir sembol olarak kabul edilir.

Ak Ana

Ak Ana

Türk, Tatar, Altay, Yakut, Çuvaş mitolojilerinde Deniz Tanrıçası olarak bilinir. Farklı Türk dillerinde Ağ Ana, Ürüng Ene, Şura (Sura, Sor) Ene olarak da anılır. Moğollar ise Sagan Ece olarak bilirler.

Henüz hiçbir şey yaratılmamışken ve yalnızca uçsuz bucaksız bir su varken, sonsuz sulardan çıkarak, Tanrı Ülgen’e yaratma ilhamı vererek sulara tekrar dalmıştır. Işıktan bir bedeni başında gücü simgeleyen ve taca benzeyen zarif boynuzları, alt kısmında ise denizkızı gibi çok uzun bir balık kuyruğu vardır. Kuyruğu hafif maviye çalan bir renge sahiptir. Etrafında deniz yıldızları dolaşır. Hayatın başlangıcına dair ne varsa hepsine ruh vererek yaşam döngüsünü başlatır.

Ay Ata

Ay Ata

Ay Ata, Türk mitolojisinde ayın baba tanrısı olarak kabul edilir. Ay Ata, ayın doğuşu ve batışı ile ilişkilendirilir. Ay Ata, Türk halklarının hayatında ayın verdiği ışık ve enerjinin sembolüdür.

Türk halkları, Ay Ata'ya saygı duyar ve ona taparlar. Ay Ata, Türk bozkırlarındaki halkların kültüründe, sanatında, müziğinde, edebiyatında ve dilinde sıklıkla yer alır. Ay Ata, Türk halklarının kültüründe bir sembol olarak kabul edilir.

Gün Ana

Gün Ana

Gün Ana Türk ve Altay mitolojisinde Güneş Tanrıçası olarak anılır. Kün Ana veya Güneş Ana olarak da bilinmektedir. Bazen Yaşık Ana da dendiğini görebilirsiniz. Altay Türkleri Tengricilik inancına göre güneş ile birlikte göğün en yüksek katında oturan ve güneş tanrıçası olarak görülebilecek kutsal bir varlık olarak kabul etmektedir. Bu inanışa göre gün ana insanların ilk büyükannesi, ve Ay Dede ilk büyük babasıdır.

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Yel Ana

Yel Ana

Yel Ana, Türk mitolojisinde rüzgarın ana tanrıçası olarak kabul edilir. Yel Ana, Türk bozkırlarındaki halkların yaşamında önemli bir yere sahiptir. Yel Ana, rüzgarın yönünü ve hızını kontrol eder. Yel Ana'ya dua edilerek, kötü rüzgarların önüne geçilir ve insanlar güvenli bir şekilde seyahat ederler.

Türk halkları, Yel Ana'ya saygı duyar ve ona taparlar. Yel Ana, Türk bozkırlarındaki halkların kültüründe, sanatında, müziğinde, edebiyatında ve dilinde sıklıkla yer alır. Yel Ana, Türk halklarının kültüründe bir sembol olarak kabul edilir.

Yel İyesi

Yel İyesi

Od Ata'ya saygı duyar ve ona taparlar. Od Ata'ya dua edilerek, sağlıklı bir hayat, bereketli topraklar ve refah elde edilir. Türk ve Altay bozkırlarındaki halklar, Od Ata'yı koruyucu bir güç olarak görürler ve onun adına düzenlenen kutlamalara katılırlar.

Od Ata, Türk ve Altay mitolojilerinde önemli bir yere sahiptir. Od Ata, Türk ve Altay bozkırlarındaki halkların kültüründe, sanatında, müziğinde, edebiyatında ve dilinde sıklıkla yer alır. Od Ata, Türk ve Altay halklarının kültüründe bir sembol olarak kabul edilir.

Bürküt Ata: Türk ve Moğol Mitolojilerinde Şahin Tanrı

Bürküt Ata, Türk ve Moğol mitolojilerinde şahin tanrı olarak kabul edilir. Bürküt Ata, hızlı, güçlü ve zarif bir avcı olarak tasvir edilir. Türk-Moğol halkları, Bürküt Ata'ya saygı duyar ve ona taparlar.

Bürküt Ata, Türk-Moğol bozkırlarındaki halkların yaşamında önemli bir yere sahiptir. Bürküt Ata, Türk-Moğol halklarının kültüründe, sanatında, müziğinde, edebiyatında ve dilinde sıklıkla yer alır. Bürküt Ata, Türk-Moğol halklarının kültüründe bir sembol olarak kabul edilir.

Yel İyesi: Türk Mitolojisinde Rüzgarın Varlığı

Yel İyesi, Türk mitolojisinde rüzgarın varlığı olarak kabul edilir. Yel İyesi, Türk bozkırlarındaki halkların yaşamında önemli bir yere sahiptir. Yel İyesi, insanların sağlığı ve güvenliği için önemlidir.

Yel İyesi, rüzgarın yönünü ve hızını kontrol eder. Yel İyesi'ne dua edilerek, kötü rüzgarların önüne geçilir ve insanlar güvenli bir şekilde seyahat ederler.

Türk halkları, Yel İyesi'ne saygı duyar ve ona taparlar. Yel İyesi, Türk bozkırlarındaki halkların kültüründe, sanatında, müziğinde, edebiyatında ve dilinde sıklıkla yer alır. Yel İyesi, Türk halklarının kültüründe bir sembol olarak kabul edilir.

Bürküt Ata

Bürküt Ata

Bürküt Ata, Türk ve Moğol mitolojilerinde şahin tanrı olarak kabul edilir. Bürküt Ata, hızlı, güçlü ve zarif bir avcı olarak tasvir edilir. Türk-Moğol halkları, Bürküt Ata'ya saygı duyar ve ona taparlar.

Bürküt Ata, Türk-Moğol bozkırlarındaki halkların yaşamında önemli bir yere sahiptir. Bürküt Ata, Türk-Moğol halklarının kültüründe, sanatında, müziğinde, edebiyatında ve dilinde sıklıkla yer alır. Bürküt Ata, Türk-Moğol halklarının kültüründe bir sembol olarak kabul edilir.

Od Ata

Od Ata

Od Ata, Türk ve Altay mitolojilerinde baba tanrı olarak kabul edilir. Od Ata, yaşamın kaynağıdır ve insanların rehberidir. Od Ata, güneşin sembolüdür ve güneşin doğuşu ve batışı ile ilişkilendirilir.

Türk ve Altay halkları Od Ata'ya saygı duyar ve ona taparlar. Od Ata'ya dua edilerek, sağlıklı bir hayat, bereketli topraklar ve refah elde edilir. Türk ve Altay bozkırlarındaki halklar, Od Ata'yı koruyucu bir güç olarak görürler ve onun adına düzenlenen kutlamalara katılırlar.

Od Ata, Türk ve Altay mitolojilerinde önemli bir yere sahiptir. Od Ata, Türk ve Altay bozkırlarındaki halkların kültüründe, sanatında, müziğinde, edebiyatında ve dilinde sıklıkla yer alır. Od Ata, Türk ve Altay halklarının kültüründe bir sembol olarak kabul edilir.

Od Ana

Od Ana

Yakut Türkleri ateş tanrıçasını ak saçlı bir kadın olarak görürler. Buryatlar ise, kırmızılar giymiş yaşlı bir kadın olarak veya ateşin yalımıyla dalgalanan yeşil veya kırmızı ipekten kaftan giymiş bir kadın olarak da düşünmüşlerdir. Bir başka şaman duasında da şöyle tasvir edilir. “sen karanlık gecelerde, genç kızlar gibi saçlarını dalgalandırarak oynuyorsun! Kırmızı ipekli kumaşlar sallayarak, genç al kısrak üzerinde geziniyorsun”.

Ocak ruhu dişildir. Evin tam ortası “evin kalbi”dir ve ocak yeri buradadır. Orta Asya da Hunlara ait, üç ayaklı ve kutlu kabul edilen kazanlar bulunmuştur. Yakutlara göre ilk ocağı Ülgen’in üç kızı yakmıştır. Yakutlarda ateş tanrıları yedi kardeştir.

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Boz Tengri

Boz Tengri

Türk ve Moğol mitolojilerinde, Boz Tengri, yüce bir tanrı olarak kabul edilir. Boz Tengri, Türk-Moğol bozkırlarındaki halkların yaşamında önemli bir yere sahiptir.

Boz Tengri, 'boz' kelimesi, 'mavi' anlamına gelir ve gökyüzü ile ilişkilendirilir. Gökyüzü, Türk-Moğol mitolojisinde önemli bir semboldür ve Boz Tengri, gökyüzünün hükümdarı olarak kabul edilir.

Boz Tengri, hayatın kaynağı, doğanın koruyucusu ve insanların rehberidir. Boz Tengri'ye dua edilerek, hayatın bereketli ve güvenli geçmesi, doğanın dengesi ve uyumu sağlanır.

Ayızıt

Ayızıt

Türk ve Şaman mitolojisinde, Ayızıt, kutsal bir hayvan olarak kabul edilir. Ay ve yıldız sembolleriyle ilişkilendirilir ve Türk bozkırlarındaki birçok halkın kültüründe yer alır.

Ayızıt'ın tasviri, bölgeye ve kültüre bağlı olarak değişebilir. Ancak genellikle, bir geyik ya da ceylan şeklinde betimlenir. Bu hayvan, süratli, zarif ve güçlü bir avcı olarak tasvir edilir.

Türk ve Şaman inançlarına göre, Ayızıt, göklerdeki düzeni ve uyumu sağlar. Ayızıt'ın kanatlarındaki tüyler, gökkuşağının renklerini temsil eder ve gökkuşağı, Türk kültüründe önemli bir semboldür.

Ayızıt ayrıca, ruhsal bir varlık olarak da kabul edilir. Şamanlar, Ayızıt'a bağlanarak, ruhsal denge ve uyum sağlarlar. Ayızıt, insanların ruhlarını aydınlatır ve onlara rehberlik eder.

Jaiyk

Jaiyk

Jaiyk, nehirlerin tanrısı olarak bilinir. Altay mitolojisinde Dayık olarak anılan Türk panteonunda bir tanrıdır. 17 nehrin kavşağında yaşadığına dair bir rivayet vardır.

Alaz

Alaz

Türk mitolojisinde ateş tanrısı olarak bilinir. Alas Han olarak da bilinen Alaz evlerdeki ateşi ve evcil hayvanların koruyucusudur. Türk mitolojisinde ocak ve ocaktaki ateş kutsal sayılır. Ocağa ve içindeki ateşe saygılı davranılmalıdır. Aksi halde Alaz kızdığı için yangın çıkarır.

Bayanay

Bayanay

Geçim tanrıçasıdır, Avcıları, balıkçıları bunun yanı sıra ormanı korur. Bayanay'ın adına Payna töreni düzenlenmektedir. Avcılar ateş yakarak dua ederek avlarının bereketli ve kazasız geçmesi için dua ederler. Bir inanışa göre Bayanay Hanım aslında yedi kişidir: En bilinenleri şu şekilde sıralanmıştır:

  • Bay Bayanay: Avcı Tanrıçası. 

  • Tağ Bayanay: Ormancı Tanrıçası

  • Uğu Bayanay: Balıkçı Tanrıçası.

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Etügen

Etügen

Roux’a göre, etügen / itügen yeryüzü tanrıçasına verilen bir isimdir. Toprak ve yeri temsil eden Etügen, Seyidov’a göre de Ötügen, devleti ve hakimiyeti koruyan bir ilahedir. Cengiz han Ötügen’e “ötügen anamız” der. Ayrıca bazı araştırmacılar, bir şaman ismi olan “utagan” kelimesinden türediğini ve bu kelimenin Türkçe “döl yatağı” anlamına geldiğini söyler. İtügen, hayvanları ve toprak ile ilgili tüm ürünleri koruyan bir tanrıçadır. Aslında yer tanrıçası, ile doğum ve üretim arasındaki bağ neredeyse evrenseldir.

Mergen Tanrı

Mergen Tanrı

Mergen Tanrı, Türk ve Şaman Mitolojisinde yaratılış ve varoluşun tanrısı olarak kabul edilir. Mergen, Türkçede 'sonsuz' anlamına gelir. Mergen Tanrı, evrenin sonsuzluğunu ve varlığını simgeler.

Mitolojik hikayelere göre, Mergen Tanrı, evrenin yaratıcısı ve varoluşun temsilcisidir. Mergen Tanrı, evrenin sonsuzluğunu ve zamanın sonsuzluğunu simgeler. Mergen Tanrı'ya dua ederek, insanlar evrenin gücünden ve sonsuzluğundan faydalanmak isterler.

Mergen Tanrı, aynı zamanda bilgelik ve anlayışla ilişkilendirilir. Sonsuzluğu simgeleyen Mergen Tanrı, insanların hayatındaki bilgelik ve anlayışın sembolüdür. Mergen Tanrı'nın insanlara bahşettiği bilgelik ve anlayış, insanların hayatındaki doğru yolu bulmasına yardımcı olur.

Türk ve Şaman Mitolojisinde Mergen Tanrı, genellikle yıldızlar, güneş ve ay gibi gökyüzü sembolleriyle ilişkilendirilir. Evrenin sonsuzluğunu simgeleyen Mergen Tanrı, büyük bir heybet ve güçle tasvir edilir.

Yayık Han

Yayık Han
3.bp.blogspot.com

Yayık Han, Türk ve Şaman Mitolojisi'nde bereket tanrısı olarak bilinir. Yayık, Türkçede 'süt' anlamına gelir. Yayık Han, sütün ve süt ürünlerinin bereketini ve bolluğunu simgeler.

Mitolojik hikayelere göre, Yayık Han, sütün bereketini insanlara bahşeden bir tanrıdır. Sütün bereketi, insanların hayatındaki bolluk ve refahın sembolüdür. Yayık Han'a dua ederek, insanlar bereketli bir hayat ve bolluk istediklerini ifade ederler.

Yayık Han, aynı zamanda doğurganlık ve üremeyle ilişkilendirilir. Süt, anneliği ve doğurganlığı temsil eder. Yayık Han'ın insanlara bahşettiği süt, doğurganlık ve üreme gücünü artırır.

Türk ve Şaman Mitolojisinde Yayık Han, genellikle büyük ve heybetli bir şekilde tasvir edilir. Bereketin sembolü olarak kabul edilen Yayık Han, insanların hayatındaki bolluk ve refahın sembolüdür.

Şaman duaların da Yayık şöyle tasvir edilir. “Ülgen beyin habercisi, kızıl bulut kenarlı, gök kuşağı dizginli, solgun şimşek kamçılı, gökten haber alan Ak Yayık, üç boğumlu Ak Yayık, altın kenarlı Ak Yayık”.Tuva Şamanları “ak eren” ismini kullanır. Yayık büyük tufandan sonra gökyüzüne çıkıp Ak Yayık adını alır. Güney Altaylılar ona “yaratıcı” ve “gök oğlu” adını vermişlerdir. Tölösler “koruyucu” adını verir. Ülgenin oğlu veya kızı olarak da düşünülür. Yayık sözcüğünün kökü “parçalayarak kurban vermek” anlamına gelen “yay” ile ilişkilendirilir. Mitolojik bir varlık olarak kocaman bir ejderha görünümündedir.

Suyla

Suyla

Suyla, Türk ve Şaman Mitolojisinde su elementinin yöneticisi olarak kabul edilir. Su, Türk ve Şaman kültürlerinde yaşam kaynağı ve yenilenme sembolüdür. Suyla, suyun hayat veren gücünü temsil eder.

Mitolojik hikayelere göre, Suyla, suyun gücünü kontrol eder ve insanlara suyun hayat veren gücünü aktarır. Suyla'ya dua ederek, insanlar suyun gücünden faydalanmak isterler. Ayrıca, Suyla, insanların hayatındaki duygusal ve psikolojik durumlarını etkiler.

Suyla, aynı zamanda doğurganlık ve verimlilikle ilişkilendirilir. Su, bitkilerin büyümesi ve hasatın bolluğu için gereklidir. Suyla'nın insanlara bereket ve verimlilik getirdiğine inanılır.

Türk ve Şaman Mitolojisinde Suyla, genellikle güzel bir kadın olarak tasvir edilir. Su'nun güzelliği ve zarafetiyle ilişkilendirilen Suyla, genellikle mavi giysiler ve takılarla süslenir.

Utkuuçi

Utkuuçi

Utkuçi, Türk ve Şaman Mitolojisinde zafer tanrısı olarak bilinir. Zafer, Türk ve Şaman kültürlerinde önemli bir konudur ve savaşlarda kazanmak için Tanrı'ya dua edilir. Utkuçi, bu duanın sembolüdür ve savaşlarda kazanmak için ona dua edilir.

Mitolojik hikayelere göre, Utkuçi, savaşlarda kazanan tarafın zafer tanrısıdır. Utkuçi'ye dua ederek, insanlar savaşlarda kazanmak ve zafer elde etmek isterler. Ayrıca, Utkuçi, insanların hayatındaki zorlukları yenmelerine yardımcı olan bir tanrı olarak da kabul edilir.

Utkuçi, aynı zamanda kahramanlık ve cesaretle ilişkilendirilir. Savaşlarda zafer elde etmek için gereken kahramanlık ve cesaret, Utkuçi'nin insanlara bahşettiği nitelikler arasındadır. Mitolojik hikayelere göre, Utkuçi, insanların kahramanlık ve cesaretini artıran bir tanrıdır.

Türk ve Şaman Mitolojisinde Utkuçi, genellikle güçlü ve heybetli bir şekilde tasvir edilir. Zaferin sembolü olarak kabul edilen Utkuçi, savaşlarda kazanmak için ona dua eden insanların güçlü bir destekçisi olarak kabul edilir.

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Oğuz Kaan

Oğuz Kaan

Oğuz Kaan, Türk tarihinin kuruluş hikayelerinden biri olan Oğuzname'de anlatılan bir liderdir. Oğuz Kaan, Türklerin ilk hükümdarı olarak kabul edilir.

Mitolojik hikayelere göre, Oğuz Kaan, Tanrı'nın seçilmiş lideri olarak kabul edilir. Türk boylarını bir araya getirerek Türk Devleti'ni kurduğuna inanılır. Oğuz Kaan, aynı zamanda Türk kültüründe adalet ve dürüstlük sembolü olarak kabul edilir. Oğuz Kaan'ın ölümü üzerine, Oğuzlar onun anısına 'Oğuz Yabgu Şöleni' düzenlerler.

Oğuz Kaan, aynı zamanda Türk ve Şaman kültürlerinde cesaret ve kahramanlık sembolü olarak kabul edilir. Mitolojik hikayelere göre, Oğuz Kaan, savaşlarda ön saflarda savaşır ve halkının güvenliği için elinden geleni yapar.

Oğuzname Nedir?

Oğuzname, Türk mitolojisindeki önemli bir eserdir. Bu eser, Türklerin ataları olan Oğuzların tarihi hakkında bir destan niteliği taşımaktadır. Oğuzların Türk dünyasındaki hükümdarlıklarını, devletlerini ve göçlerini anlatan Oğuzname, Şamanizm'in de etkisiyle, kutsal bir metin olarak kabul edilir.

Oğuzname'nin önemi, Türk mitolojisinin temelini oluşturmasıdır. Bu eser, Türk kültürünün ve tarihinin anlaşılmasında da büyük bir rol oynamaktadır. Oğuzname'nin Şamanizm ile ilişkisi ise, Türk mitolojisi ve Şamanizm'in iç içe geçmiş olduğunu gösterir.

Oğuzname'nin içeriği, 12 bölümden oluşur ve Oğuzların tarihi ile ilgili pek çok hikaye ve efsaneyi içerir. Eserde, Oğuzların atası olan Gün Han'ın doğumu, büyümesi, evliliği ve ölümü anlatılır. Ayrıca, Oğuzların göçleri, toprakları fethetmeleri ve devlet kurmaları da Oğuzname'de anlatılan konulardan bazılarıdır.

Oğuzname'nin dil ve üslubu, Türk edebiyatının geleneksel özelliklerine sahiptir. Şiirsel bir dille yazılmış olan eser, zengin bir kelime dağarcığına sahiptir. Oğuzname'nin Türk edebiyatı üzerindeki etkisi ise, Türk edebiyatının gelişimine önemli katkılarda bulunmuştur.

Ay Han

Ay Han

Ay Han, Türk ve Şaman Mitolojisinde ayın yöneticisi olarak kabul edilir. Ay, Türk ve Şaman kültürlerinde kadın ilkesini temsil eder. Ay Han, ayın gizemli ve güçlü karakterinin sembolüdür.Türk ve Şaman Mitolojisinde Ay Han, genellikle güzel bir kadın olarak tasvir edilir. Ay'ın güzelliği ve zarafetiyle ilişkilendirilen Ay Han, genellikle beyaz giysiler ve takılarla süslenir.

Mitolojik hikayelere göre, Ay Han, ayın gücünü kontrol eder ve insanlara ayın hayat veren gücünü aktarır. Ay Han'a dua ederek, insanlar ayın gücünden faydalanmak isterler. Ay Han, insanların hayatındaki duygusal ve psikolojik durumlarını etkiler.

Dağ Han

Dağ Han

Dağ Han, Türk ve Şaman Mitolojisinde dağların ve yüksek yerlerin tanrısı olarak bilinir. Dağlar, Türk ve Şaman kültürlerinde güç, dayanıklılık ve kutsallık sembolleridir. Dağ Han, dağların koruyucusu ve yöneticisi olarak kabul edilir.

Mitolojik hikayelere göre, Dağ Han, dağların içinde yaşayan tüm varlıkların koruyucusu ve yöneticisidir. İnsanlar, Dağ Han'a dua ederek ondan güç ve koruma istemektedirler. Dağ Han, insanların hayatındaki zorlu zamanlarda dayanıklılık ve güç veren bir tanrı olarak kabul edilir.

Gök Han

Gök Han

Gök Han, Türk ve Şaman Mitolojisinde gökyüzü tanrısı olarak bilinir. Gökyüzü, insanlar için bir sınır olarak görülmüş, dolayısıyla, Gök Han gibi bir tanrı, insanlar için oldukça önemlidir. Gökyüzü, Türk ve Şaman kültürlerinde, güç, özgürlük, bağımsızlık ve gelecekle ilgili umutların sembolü olarak kabul edilir.

Mitolojik hikayelere göre, Gök Han, gökyüzünde yaşayan tüm varlıkların koruyucusu ve yöneticisidir. İnsanlar, Gök Han'a dua ederek ondan güç ve koruma istemektedirler. Ayrıca, Gök Han, insanların kaderini belirleyen bir tanrı olarak kabul edilir.

Gök Han, doğurganlık ve verimlilikle ilişkilendirilir. Mitolojik hikayelere göre, Gök Han, insanlara bereket ve verimlilik getirir. Gökkuşağı da Gök Han ile ilgilidir ve bereketin sembolü olarak kabul edilir.

Türk ve Şaman Mitolojisinde Gök Han, genellikle güçlü ve heybetli bir şekilde tasvir edilir. Gökyüzünde yaşayan tüm varlıkları koruduğu ve yönettiği düşünüldüğü için, genellikle yüksek ve heybetli bir görünüme sahiptir. Bazı kaynaklarda, Gök Han, gökyüzünde bir at arabasıyla dolaşırken tasvir edilir.

Gün Han

Gün Han

Gün Han, Türk ve Şaman Mitolojilerinde güneş tanrısı olarak kabul edilir. Güneş, Türk ve Şaman kültüründe hayatın kaynağı ve bereketin sembolü olarak kabul edilir. Gün Han, Türk ve Şaman kültüründe, güneşi yöneten ve koruyan bir tanrı olarak görülür.

Mitolojik hikayelere göre, Gün Han, güneşi her sabah doğurur ve gün boyunca gökyüzünde taşıyarak insanların hayatındaki ışığı sağlar. Gün Han'ın güneşin hareketini kontrol ettiği ve insanların hayatındaki dönüşümleri etkilediği düşünülür. İnsanlar, güneşin doğuşu ve batışı arasındaki zamanı ölçerek günlük hayatlarını planlarlar.

Gün Han, doğurganlık ve verimlilikle de ilişkilendirilir. Güneşin varlığı, bitkilerin büyümesi ve hasatın bolluğu için gereklidir. Mitolojik hikayelere göre, Gün Han, insanlara bereket ve verimlilik getirir.

Türk ve Şaman Mitolojilerinde Gün Han, genellikle güçlü ve heybetli bir şekilde tasvir edilir. Güneşin ışığı gibi ışıldayan bir görünüme sahiptir. Bazı kaynaklarda Gün Han, gökyüzünde bir at arabasıyla dolaşırken tasvir edilir.

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Yıldız Han

Yıldız Han

Yıldız Han, Türk ve Şaman Mitolojilerinde gökyüzü ve yıldızlarla ilişkilendirilen bir tanrıdır. Gökyüzünde yer alan tüm yıldızların koruyucusu ve yöneticisi olarak kabul edilir. Yıldız Han, Türk ve Şaman kültüründe genellikle 'Gök Tanrısı' olarak da anılır.

Mitolojik hikayelere göre, Yıldız Han, gökyüzündeki yıldızları koruyup yönetmekle görevlidir. İnsanlar, gökyüzüne bakarak Yıldız Han'a dua ederler ve ondan güç ve koruma isterler. Aynı zamanda, Yıldız Han'ın insanlara yol gösterdiği ve onların hayatındaki kararları etkilediği de düşünülür.

Yıldız Han, doğurganlık ve bereketle de ilişkilendirilir. Mitolojik hikayelere göre, Yıldız Han'ın doğurganlıkla bağlantılı olduğu ve insanlara bereket getirdiği düşünülür.

Türk ve Şaman Mitolojilerinde Yıldız Han, genellikle güçlü ve heybetli bir şekilde tasvir edilir. Gökyüzünün karanlıkta parlayan yıldızları gibi ışıldayan bir görünüme sahiptir.

Kübey Hatun

Kübey Hatun

Kübey Hatun, Türk ve Şaman Mitolojilerinde 'ay tutulması' ile ilgili bir figürdür. Ay tutulması sırasında, insanların ayın yeniden doğuşu için yardım istedikleri ve doğuş anında Kübey Hatun'un yeniden doğan ayı koruduğu düşünülür.

Kübey Hatun, aynı zamanda doğurganlık ve verimlilik ile ilişkilendirilir. Mitolojik hikayelere göre, Kübey Hatun, verimlilik ve bereketi sağlamak için insanlara yardım etmektedir.

Türk ve Şaman Mitolojilerinde Kübey Hatun, genellikle dişi bir kurt olarak tasvir edilir. Kurt, Türk ve Şaman kültüründe önemli bir hayvandır ve güç, cesaret ve bağımsızlık sembolü olarak kabul edilir. Kübey Hatun, dişi bir kurt olarak, bu değerleri temsil eder ve insanların hayatında güçlü bir rol oynar.

Semrük Bürküt

Semrük Bürküt

Yakutlar çift başlı kartala “öksökö kuşu” derler. Türkçe “bürküt” kartal demektir. Bakır tırnaklıdır, sağ kanadı ile güneşi, sol kanadı ile ayı kaplar. Ona gök kuşu da denir. Büyük kartallar için Bürküt kelimesi kullanılır.

Çift başlı kartallar, gök direklerinin veya kayın ağacının tepesinde tasvir edilir ve tanrı Ülgenin sembolüdür. Çift başlı öksökö kuşu gökten yıldırım indirir.

Başkurt efsanesinde “Semrük” adındaki kuş iki başlı kartaldır. Bu başlardan biri insan başı olarak da düşünülür.

Türk mitolojisinde, ay ve güneşi pençeleriyle tutan doğanlar görülür. Tuğ’lar bir boz doğan ile birlikte gökten düşmüştür. Tanrıya açılan göğün kapısını çift başlı bir kartal bekler ve tanrının sembolüdür. Bu kartallar gökten yıldırım indirir.

Türk mitolojisinde çift başlı kartallar ve gün ve ay simgeleri ying ve yang sembolüdür. Çinlilerin ying-yang sembolü olarak tasvir ettikleri kozmos ve kozmosun dönüşünü, Türkler karşılıklı iki hayvan yada kartal koymak suretiyle ifade etmişlerdir. Bu sembolik hayvanların döndükleri merkez, yer ve göğün ortasıdır. Türklerin Yaruk-Kararıg ilkesini, göğü anlatan yuvarlak plakalara sarılmış siyah ve beyaz kartallar temsil eder.

Kartal Ana

Kartal Ana

Yakut Türklerinin inanışlarına göre Şamanlar yeryüzüne kartal ana tarafından getirilmişlerdir. Er-Töştük destanında da kartal dişi olarak görünür. Kartal Yakutlara göre Güneşin sembolüdür. Yakutlar analarının bir kartaldan geldiğine inanırlar. Bundan dolayı Kartal “güneş kuşu” olarak da nitelendirilir. Kendi küllerinden doğan phoenix daha genç olarak dünyaya gelir. Bu nedenle yeniden doğuşu, ebedi hayatı, ölümsüzlüğü ve güneşin doğuşunu simgeler. Çin mitolojisinde de ateşi, sıcaklığı, hasat mevsimini ve güneşi sembolize eder.

Asena

Asena

Oğuz Kağan’a yol gösteren ve liderlik yapan kurt erkektir. Türeyiş destanındaki kurt ise dişi olarak gösterilmiştir.

Göktürklerin kurttan türeyişi ile ilgili destan Bahattin Ögel’in Türk Mitolojisi adlı eserinde şu şekildedir:

“Göktürkler eski Hunların soylarından gelirler ve onların bir koludurlar. Kendileri ise Aşina (A-shih-na) adlı bir aileden türemişlerdir. Sonradan çoğalarak ayrı oymaklar halinde yaşamaya başladılar. Daha sonra Lin adını taşıtan bir ülke tarafından mağlup edildiler. Mağlubiyetten sonra Göktürkler, soyca yok edildiler. Tamamen öldürülen Göktürkler içinde, yalnızca on yaşında bir çocuk sağ kalır. Lin memleketinin askerleri, çocuğun çok küçük olduğunu görünce, ona acırlar ve öldürmezler. Çocuğun el ve ayaklarını keserek bir bataklığa bırakırlar. Bu sırada çocuğun etrafında bir dişi kurt peyda olur ve çocuğu besler. Bir süre sonra kurt hamile kalır ve bir mağaranın içinde on çocuk doğurur. Zamanla bu on çocuk büyür ve evlenir. Zamanla her birinden bir soy türer. Göktürk devletinin kurucularının geldikleri Aşina ailesi de bu on boydan biridir.

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Alp Er Tunga

Alp Er Tunga

Tonga, Kaşgarlı Mahmut’a göre leopar veya kaplan cinsinden bir hayvandır. Orta Asya kaplanları Türklerin Bars dedikleri, Pars cinsinden hayvanlardır. Hun Pazırık kurganında çok rastlanan bir figürdür. Roux’a göre, ismi genelde” kahraman erkek kaplan” şeklinde algılanmaktadır, ama ona göre Tunga “Sibirya panteri” dir. Budist metinlerde “uzun saçlı tonga” tabirlerine rastlanması, uzun saçın Alplik simgesi olmasını anımsatır.Uygur döneminde, Alp Er Tonga’nın ve başka Türk beylerinin adı ve unvanı olarak yırtıcı hayvanların isimleri kullanılırdı ve Alp’ler yırtıcı hayvan postu giymiş olarak resmedilirdi. Kaplan postu savaşa giden Alpler tarafından zırh yerine giyilirdi ve savaş sembolüydü.

Türk mitolojisinde Alp Er Tunga Adagan, kahraman ve lider figürü olarak kabul edilir. Alp Er Tunga Adagan, Türk kültüründe liderliği, cesareti, savaşma ruhu ve doğayla uyumlu yaşamı temsil eder. Alp Er Tunga Adagan hikayeleri, Türk mitolojisi ve geleneksel Türk kültürü ile ilgilidir ve Türklerin tarihindeki önemli olaylar ve savaşlar hakkında anlatılan hikayelerde sıklıkla adı geçer.

Adagan

Adagan

Türk mitolojisinde Dağ Tanrısı Adagan, Türk mitolojisinde sembolik bir anlam taşır ve Türklerin doğayla uyumlu yaşamını ve doğanın güçlü ruhunu temsil eder.

Adagan, Türk mitolojisinde genellikle dağların koruyucusu ve tanrısı olarak kabul edilir. Adagan hikayelerinde, onun güçlü ve koruyucu özellikleri ile ilgili anlatılar yer alır. 

Adagan, Türk mitolojisinde sembolik bir anlam taşır. Hikayeleri, Türk kültürünün doğa ile uyumlu yaşamını ve doğanın güçlü ruhunu temsil eder. Adagan'ın sembolik anlamı, Türklerin doğayı koruma ve saygı gösterme konusundaki inançlarına da işaret eder.

Şalık Han

Şalık Han

Şalık Han, Türk ve Altay mitolojisinde Av Tanrısı olarak geçmektedir. Çalık Han veya Salık Han olarak da bilinmektedir. İlk yaratıldığında ormanlarda avlanan bir insandır. Haddinden fazla güçlü olan ve cüssesi büyük boyuneğmez biridir. Kendini beğenmişliği yüzünden kendine güveni de tamdır. Bir gün yer altına inerek Erlik’in sarayının kapılarını kırmıştır. Buna sinirlenen Erlik onu okuyla ayağından ve dilinden yaralamış, böylece peltek ve topal bir ruha dönüşüp göğe uçmuş.

Ai Toyon

Ai Toyon

Ai Toyon, 'dünya ağacının' tepesinde tüneyen bir kartal olarak anlatılan yakut ışık tanrısıdır.

Türk mitolojisinde Ai Toyon, Türklerin atası olarak kabul edilir. Ai Toyon, Türk halk kültüründe yer alan bir terim olarak kullanılır ve Türklerin hayatında önemli bir yere sahiptir.

Ai Toyon, Türk mitolojisinde genellikle bir kahraman veya lider olarak görülür. Ai Toyon, Türklerin geleneksel yaşam tarzı, inançları ve değerleri ile ilgilidir.

Ai Toyon, Türk mitolojisindeki diğer varlıklar gibi, sembolik anlamlar taşır. Ai Toyon, Türk kültürünün bir sembolüdür ve Türklerin birliğini ve gücünü temsil eder.

Ai Toyon hikayeleri, genellikle onun liderliği ve cesareti ile ilgilidir. Ai Toyon, Türk kültüründe önemli bir figür olarak kabul edilir ve Türklerin tarihindeki önemli olaylar ve savaşlar hakkında anlatılan hikayelerde sıklıkla adı geçer.

Türk mitolojisinde Ai Toyon'un kökeni hakkında net bir bilgi yoktur. Ancak Ai Toyon, Türk halk kültüründe önemli bir yer edinmiştir ve Türklerin ataları ve tarihi ile ilgilidir.

Uren

Uren

Türk mitolojisinde Uren, bereketin sembolü olarak kabul edilen bir varlık veya nesnedir. Genellikle Türk halk kültüründe kullanılan bir terim olarak kullanılan Uren, çiftlik hayvanlarının kulaklarına veya boynuzlarına takılan süslemeler olarak da kullanılır.

Türk mitolojisinde Uren'in kökeni hakkında net bir bilgi yoktur. Ancak Uren'in sembolik anlamı, bereket, zenginlik, refah ve hayatın devamlılığı gibi olumlu özelliklerle ilişkilendirilir. Uren aynı zamanda Türk kültüründe önemli bir sembol olarak kabul edilir.

Türk mitolojisinde Uren'in sembolik anlamı, Türk halk kültüründe önemli bir yere sahip olan tarım ve hayvancılık faaliyetleriyle ilgilidir. Uren, çiftlik hayvanlarının sağlıklı ve bereketli olmasını simgeler. Ayrıca, doğanın bereketi, bolluğu ve zenginliğiyle de ilişkilendirilir.

Uren, Türk halk kültüründe genellikle ataların bir hatırası veya mirası olarak kabul edilir. Uren, aynı zamanda şans, uğur ve kısmet sembolü olarak da kullanılır. Bazı hikayelerde, insanların Uren'i çalarak diğerlerinden daha şanslı olabilecekleri anlatılır.

Türk kültüründe Uren'e benzer süslemeler ve semboller, diğer kültürlerde de yer alır. Örneğin, Türkmenistan'da kullanılan Uren'e benzer bir sembol olan 'Güldeste', Kırgızistan'da kullanılan 'Kök Bayrak' gibi semboller de benzer anlamlar taşır.

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Ukulan

Ukulan

Ukulan, genellikle insanların suda boğulmalarına veya su altında kaybolmalarına neden olan bir varlık olarak kabul edilir. Ukulan'ın kadın formunda tasvir edildiği söylenir ve bazı kaynaklarda dişi bir canavar olarak anlatılır. Ukulan'ın kökeni hakkında net bir bilgi yoktur. Türk mitolojisinde su perilerinin ve canavarlarının sayısı oldukça fazladır. Ukulan da bu varlıklar arasında yer alır. Türk halk inançlarında önemli bir yere sahip olan Ukulan hikayelerinde, genellikle bir nehir, göl veya denizde yaşadığı söylenir. Ukulan, suların kontrolünü elinde tuttuğu ve insanları sulara çekerek onları boğduğu düşünülür. Bazı hikayelerde, insanları sulara çekmeden önce, Ukulan'ın suyun derinliklerinde insanların yaptığı kötü işlerden haberdar olduğu ve bu nedenle cezalandırdığı anlatılır. Ukulan hikayelerinde ayrıca, Ukulan ile savaşan kahramanların öyküleri de yer alır. Kahramanlar, Ukulan'ı yenerek insanları su altındaki tehlikelerden kurtarırlar. Bazı hikayelerde ise, insanlar Ukulan'ı sakinleştirmek için ona hediyeler sunarlar. 

Ukulan'ın sembolik anlamı, suyun gücü ve tehlikesiyle ilgilidir. Ukulan, suyun hayat verici özelliğini temsil ettiği gibi, aynı zamanda suyun tehlikelerine de işaret eder. Bu nedenle, Ukulan hikayeleri, insanların su ile ilgili faaliyetlerinde daha dikkatli ve tedbirli olmalarını sağlamaya yardımcı olur..

Türk Mitolojisinde Yaratıklar

Türk Mitolojisinde Yaratıklar

Türk mitolojisinde tanrı ve tanrıçaların yanında yaratıkları da önemlidir. Al Karısı, Gulyabani, Gök Kurt gibi herkes tarafından bilinen yaratıkların aslında Türk Mitolojisinde yer aldığını biliyor muydunuz? Halk hikayesi olarak geçmişten günümüze gelen yaratıkları sizler için derledik!

Al Karısı

Al Karısı

Al Karısı, Türk kültüründe genellikle kötü niyetli ve korkunç bir varlık olarak bilinir. Türk mitolojisinde cinlerin ve hayaletlerin temsilcisi olarak kabul edilir.

Al Karısı'nın kökeni hakkında net bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak, Türk mitolojisinde benzer kötü niyetli varlıkların yer aldığı düşünüldüğünde kadim Türk kültüründen geldiği söylenebilir.

Al Karısı, Türk mitolojisinde genellikle kadın formunda tasvir edilir. Sembolik anlamı kötülük, karanlık ve cinlerin dünyasına açılan bir kapıdır. Al Karısı'nın görüntüsü değişkendir ve herkesin aklında farklı bir imajı olabilir. Bazı kaynaklarda Al Karısı, kanatlı bir yaratık olarak tasvir edilirken, bazılarında ise insan şeklinde bir hayalet olarak anlatılır.

Al Karısı, Türk kültüründe genellikle gece vakti ortaya çıktığına inanılır ve insanları rahatsız eder. İnsanların hayatını etkileyen birçok olumsuz etkisi olduğuna inanılır. Örneğin, Al Karısı'nın insanların zihinlerini karıştırarak onları yanlış yola yönlendirdiğine veya kötü niyetli planlara sevk ettiğine inanılır.

Al Karısı hikayeleri Türk mitolojisinde de yer alır. Hikayelerde genellikle insanların hayatlarını olumsuz yönde etkileyen bir varlık olarak tasvir edilir. Örneğin, bir hikayede Al Karısı'nın bir köye musallat olduğu ve insanların hayatını zehir ettiği anlatılır. Ancak, bir kahramanın Al Karısı'yla savaşarak onu yok etmesi sonucunda köyün kurtulduğu anlatılır.

Al Karısı, Türk kültüründe edebiyatta ve sinemada da sıklıkla yer alır. Özellikle Türk korku sinemasında Al Karısı'nın hikayeleri sıklıkla işlenir ve Türk edebiyatında da Al Karısı hikayeleri yer alır.

Arçura

Arçura

Arçura, Türk mitolojisinde suyun koruyucusu ve temsilcisi olarak kabul edilir. Arçura kelimesi, 'su perisi' veya 'su tanrıçası' anlamına gelir ve Türk halk kültüründe geniş bir yere sahiptir.

Arçura'nın kökeni hakkında net bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak, Türk mitolojisinde benzer su tanrıçalarının yer aldığı düşünüldüğünde Arçura'nın da kadim Türk kültüründen geldiği söylenebilir.

Arçura, Türk mitolojisinde su kaynaklarının koruyucusu olarak kabul edilir. Bunun yanı sıra bereketin sembolü olarak da görülür. Arçura'nın suyun kontrolüne sahip olduğuna inanılır ve Türk kültüründe sulama, tarım ve balıkçılık gibi su ile ilgili faaliyetlerin başarısı için dua edilir.

Sembolik anlamı suyun hayat kaynağı olduğu gerçeğiyle de bağlantılıdır. Arçura, hayatın başlangıcının su ile başladığına dair bir inanç sistemini temsil eder. Türk inancına göre, su tanrıçalarının bulunduğu yerlerde suyun temiz, berrak ve sağlıklı olduğu düşünülür.

Türk mitolojisi hikayelerinde karşımıza çıkan  Arçura, genellikle su kaynaklarının koruyucusu olarak tasvir edilir. Örneğin, bir hikayede Arçura'nın bir su kaynağının koruyucusu olarak görev yaptığı ve bir avcının su kaynağına zarar verdiği anlatılır. Arçura, avcının su kaynağına zarar vermesine izin vermez ve avcının cezasını verir.

Tepegöz

Tepegöz

Tepegöz Kaf dağında yaşar çoban ve peri kızının evliliğinden doğar. Annesi dişi bir Alageyiktir. Tepegöz su üzerinde yüzen başı gözü belirsiz bir ciğere benzetilir. Tepegöz bazen dişi bazen erkektir. Tepegöz tek gözlüdür. Tepegöz’ün parmağındaki yüzüğü annesi takmıştır. 

Altay Türk destanlarında devlere yelbegen denir. Yelbegen insan biçiminde, çok büyük, üç yedi veya on iki başlı siyah ve sarı renklidir. Güneş ve ay tutulması devlerin yemesi olarak tanımlanır. Türk destanlarında devler atların düşmandır. 

Demir yelbegen karaçam boylu, kara atlı ve çokmarlıdır.(çokmar hayvan başlı sopa veya gürz asa sopa) Büyük kulaklı devler ise yeraltındadır. Dev anası denen dişi devler de vardı. Alt dudağı yerde üst dudağı gökte olan devler Anadolu Türk masallarında sık kullanılan bir motiftir.

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Gulyabani

Gulyabani

Türk mitolojisinde Gulyabani, ürkütücü bir varlık olarak bilinir. Türk mitolojisinde gece vakti çıktığına inanılan ve insanlara korku veren bir varlık olarak tasvir edilir. Genellikle evlerin yakınında dolaştığı ve insanları rahatsız ettiği düşünülür. Gulyabani'nin görüntüsü değişkendir ve herkesin aklında farklı bir imajı olabilir. Bazı kaynaklarda Gulyabani, tüylü bir yaratık olarak tasvir edilirken, bazılarında ise insan şeklinde bir hayalet olarak anlatılır.

Gulyabani'nin kökeni hakkında net bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak, Türk mitolojisinde benzer varlıkların yer aldığı düşünüldüğünde Gulyabani'nin de kadim Türk kültüründen geldiği söylenebilir.

Gulyabani'nin Türk kültüründeki sembolik anlamı ise korku ve karanlıkla ilişkilidir. İnsanların içinde bulunduğu zorlu durumları temsil eder ve cesaretli olmanın önemini vurgular.

Gulyabani'nin Türk mitolojisindeki hikayeleri de vardır. Bunlardan biri, bir köyü ziyaret ettiği ve insanların ondan korktuğu hikayesidir. Ancak, bir çobanın onunla arkadaşlık kurması sonucunda aslında korkunç olmadığı ortaya çıkar.

Gök Kurt

Gök Kurt

Türk mitolojisinde Gök Kurt, Türk halkının inanç sistemlerinde önemli bir yere sahiptir. Göklerin ve yeryüzünün koruyucusu olarak kabul edilir ve Türk kültüründe geniş bir yelpazede temsil edilir.

Gök Kurt'un Türk kültüründeki en eski tasvirleri Orta Asya'da bulunmuştur. Gök Türk Kağanlığı'na kadar uzanır. Moğolistan'daki Asya Hun İmparatorluğu ve Göktürk Kağanlığı'nın sembolü olarak kabul edilmiştir.

Gök Kurt, Türk mitolojisinde 'Tanrıların Kuşu' olarak anılır ve genellikle gökyüzünde uçan bir kuş olarak tasvir edilir. Bu kuş, Türk inancına göre şans ve mutluluk getirir. Aynı zamanda yıldızlardan ve aydan sorumlu olarak da kabul edilir.

Türk mitolojisinde Gök Kurt kutsal bir hayvandır ve Türk inancına göre Gök Tanrısı tarafından gönderilmiştir. Gök Kurt'un kanatlarından düşen tüylerin şans getirdiğine inanılır ve bazı Türk halkları tarafından kurban edilir.

Türk mitolojisinde sadece bir kuş olmayan Gök Kurt aynı zamanda bir semboldür. Türk kültüründe sadakat, güç, cesaret ve adaleti simgeler. Türk inanç sistemine göre, Gök Kurt insanların koruyucusudur ve iyi niyetli insanların başında uçarak onları korur.

Türk mitolojisinde Gök Kurt'un bazı hikayeleri de vardır. Bunlardan biri, Gök Kurt'un insanların koruyucusu olduğu ve bir savaşta savaşan insanların üzerinde uçarak onları koruduğu hikayesidir. Diğer bir hikaye ise, bir adamın Gök Kurt'a inanmadığı için şanssız olduğu ve hayatının başına kötü şeylerin geldiği hikayesidir. Ancak adam Gök Kurt'a inanmaya başladıktan sonra şansının döndüğü ve hayatının daha iyi bir hale geldiği anlatılır.

Hınkır Munkır

Hınkır Munkır

Göbeği yarık olan hınkır munkır bu yarıkta çocuğunu taşır. Halk hikayelerinde kötülüğü ile bilinen yaratıktır. Yakaladığı insanları önce boğup ardından yiyen bir canavardır. İnsana benzerliği ile dikkat çeker 

Mitolojik kaynaklara göre, Hınkır ve Munkır, ölümlülerin ruhlarını cennete veya cehenneme götürmek için görevlendirilmiş iki melek olarak tasvir edilirler. Mahşer gününde, her insanın hesap vermesi gerektiği günah ve sevaplarının tartıldığı kabirde, Hınkır ve Munkır ruhları tartarlar.

Merküt

Merküt

Türk, Altay ve Moğol mitolojisinde efsanevi kartal olarak bilinen Merküt, devasa bir kuş şeklinde olabilirken bazende tanrı veya tanrıça olarak görünür. Altay efsanelerinde gök yolculuğuna çıkan kamın ruhuna, ilk üç gökkatı boyunca kılavuzluk eden dev dişi gök kuş olarak geçer. 

Mitolojik kaynaklara göre, Merkut Han, bilgeliği, zekası ve hikmetiyle diğer tanrıların takdirini kazanmıştır. Merkut Han, insanların sorunlarını çözmek için her zaman hazırdır ve insanlara yol gösterir.

İtibarak

İtibarak

İtibarak ya da it barak ismi ile anılan eski Türk destanlarında sözü edilen, Türklerin sürekli savaşa tutuştukları, kuzeybatısında yaşayan köpek başlı insana benzer yaratıklara itibarak denir. 

Efsanelere ilk defa 'Çok tüylü köpek' manasında kullanılmıştır. Oğuz Kağan destanlarına göre, 'İtbarak'ların yurdu, kuzey-batıya doğru uzanan, karanlık ülkedeydi

Oğuz Han, İtbarak'lara karşı bir akın yapmış; fakat yenik ayrılıp, dağlar arasındaki bir nehrin ortasında bulunan, küçük bir adacığa sığınmak zorunda kalması ile ilgili bir efsane vardır.

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Hırtık

Hırtık

Hırtık, Türk mitolojisinde önemli bir yaratık olarak kabul edilir. Genellikle 'Hırtık Han' olarak anılır ve Türk kültüründe güçlü ve kudretli bir liderin sembolü olarak görülür.

Hırtık Han, Türk mitolojisindeki hikayesiyle ünlüdür. Mitolojik kaynaklarda, Hırtık Han'ın bir Türk boyunun lideri olduğu ve bu boyun diğer boylarla savaşmasında onlara liderlik ettiği anlatılır. Hırtık Han, savaşta cesareti, zekâsı ve kuvvetiyle diğer liderlere öncülük etmiştir. Hatta bazı kaynaklarda, Hırtık Han'ın Tanrılarla savaşmış ve onlardan birçok zafer kazanmış olduğu da bahsedilir. Bedeninin üst kısmının insan, alt kısmının hayvan şeklinde olduğuna dair bir inanış vardır. Hırtıkın bedeni tüylerle kaplı, ayakları ters kötücül cin ve yaratıktır. Karanlıkta ortaya çıkan Hırtıktan korunmanın tek yolu ateş yakmaktır. Hırtık birinin kılığına girerek, kılığına girdiği kimselerin çevresinden birilerini ormana ya da akarsuya götürür ve ölümlerine sebep olur.

Sigun Geyik

Sigun Geyik

Sigun Geyik, Türk mitolojisinde önemli bir yer tutmaktadır. Bu geyik Türk kültüründe önemli bir semboldür. Genellikle 'Gök Geyik' olarak da adlandırılır ve sembolik olarak cennetin bir işareti olarak görülür.

Sigun Geyik'in Türk mitolojisindeki hikayesi oldukça ilginçtir. Mitolojik kaynaklarda, Sigun Geyik'in gökten yere inen bir cennet yaratığı olduğu söylenir. Yaratığın, tanrıların evi olarak bilinen Tengri Dağı'nda yaşayan bir kadınla evlendiği ve bu evlilikten üç oğlu olduğu rivayet edilir.

Sigun Geyik, Türk kültüründe genellikle güç, özgürlük ve bağımsızlık sembolü olarak kabul edilir. Ayrıca, bazı Türk boylarında, Sigun Geyik'in çift başlı bir yaratık olarak tasvir edildiği de bilinmektedir.

Radlof, boynuzları iki kürekli sığın geyiği Altay Türklerinin uluduklarını ifade eder.

Teleüt Türklerinde her şamanın bir ruhu vardır. “bura”, “bur”, “pur” gibi çeşitli sözcüklerle ifade edilir ve geyik anlamında da kullanılır. Geyik boynuzları Şamanların önemli sembollerindendir.

Türklere, Ergenekon'a girişte, Hunlara batıya göçlerinde dişi bir geyik yol gösterir.

Orta Asya sanatında, yarı insan yarı geyik halinde gösterilmiş tasvirler vardır. Mitlerde dokuz boynuzlu ya da budaklı Sigun Geyikler de görülür.

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
2330
721
217
204
130
114
94
Yorumlar Aşağıda
Reklam