Görüş Bildir
Haberler
Sessiz Sedasız Yıldızlaşan Süper Lig Transferleri

Sessiz Sedasız Yıldızlaşan Süper Lig Transferleri

Transfer dönemi yakın zamanda son buldu. Hatta bir sonraki transferdönemi planları ise şimdiden yazılıp çizilmeye başlandı. Birçok taraftar takımlarına katılan yıldız isimleri daha uçaktan iner inmez omuzlarında taşıdı ve şu ana kadar gösterilen performanstan kimisi çok memnun kimisi ise hala bir umut yıldız oyuncularının tam potansiyelini göstermesini bekliyor.

İçeriğin Devamı Aşağıda

Fakat yazımızın kahramanları bu yıldız isimlerden oluşmuyor. Aksine sessiz sedasız ülkemize giriş yapıp, isimleri ülkemizde daha önce pek duyulmamış ama Süper Lig'de gösterdikleri performans sayesinde gönüllere taht kuran futbolculardan oluşuyor. Çünkü onlar hiçbir vaat ya da beklenti sunmadan, parıldadılar ve yıldız futbolculardan hiçbir eksikleri olmadıklarını taraftarlarının kalbinde yıldızlaşarak ispatladılar.

Şota Arveladze (Trabzonspor - 1994)

Şota Arveladze (Trabzonspor - 1994)

Dönemin futbolseverleri ikizi Arçil ile birlikte onları ilk kez bir spor programında Trabzonspor maçını izlemeye getirildikleri sırada yeni transferler olarak duyurulmasıyla tanıdı ve bir daha da asla unutmadı. Yakın bir coğrafya olan Gürcistan'dan geliyor olması, çabuk adapte olacağını gösteriyordu fakat Şota'nın oyun tarzı ve yetenekleri her lige kolayca adapte olabilecek cinstendi. Her iki ayağını da kullanabiliyor olması yetenek dolu gollerinin temelini oluşturuyordu ki bu goller onun kulüp tarihinde bile kalıcı olarak yer etmesini sağladı. Attığı 25 golle kulüp tarihinin ilk ve tek yabancı gol kralı unvanını kazandı. Daha sonrasında Avrupa'nın büyük kulüplerinde klas goller atmaya devam etti  ama sadece Trabzonspor taraftarının gönlünde değil, tüm ülkenin gönlünde taht kurmayı başardı.

Geremi Njitap (Gençlerbirliği - 1997)

Geremi Njitap (Gençlerbirliği - 1997)

Rahmetli İlhan Cavcav bir spor kulübü başkanı olmasının yanı sıra çok da iyi bir futbol adamı olarak bilinirdi. Gözlemleme yeteneği ve bu alanda yaptığı çalışmalar yıllarca başkanlığını yaptığı Gençlerbirliği'ne çok büyük katkı sağladı. Özellikle Afrika'dan oyuncu getirip, transfer etmesi ülke çapında bilinen bir gelenek haline dönüştü. Fakat o klasikleşen Afrikalılar'dan birisi vardı ki, bir Anadolu takımından, Real Madrid gibi bir dünya devine oyuncu transfer olabilmeyi başardı. Oyuna bakış vizyonu, bitmek tükenmek bilmeyen enerjisi ve güçlü fiziğiyle orta saha pozisyonunda tam bir dinamoydu. Ayrıca sağ bek ve stoper bölgelerinde de görev yapabiliyordu. Tam 4 sezon formasını giydiği Real Madrid'den, Premier Lig'e transfer olması ve burada da 6 yıl forma giymesi başarının sadece isimle elde edilemeyeceğinin en büyük göstergesinioluşturuyordu.

Marco Aurello (Trabzonspor - 2001)

Marco Aurello (Trabzonspor - 2001)

O sadece Trabzonspor'un değil, ülke futbolunun orta sahasına çözüm olacaktı ama kendisinin bile durumdan haberi yoktu. Brezilya'nın alt lig takımlarından çok ama çok düşük bir bedelle transfer olduğu Trabzonspor'da sergilediği yetenekleri onu Fenerbahçe'ye taşıyacaktı ama yetenekleri orayla da sınırlı kalmayıp İspanya'ya uzanacaktı. Çünkü defansif orta saha pozisyonunda çok değerli bir oyuncuydu ve bu değeri 'Mehmet' adını alarak ülke futboluna kazandırmayı tercih etti. Milli takımda uzun yıllar görev yaptı ve bizleri sevince boğan birçok başarıya imza attı. Hatta yerli oyuncu statüsünde bulunması onu ülke futbolu için daha da değerli bir hale getirdi ve İspanya kariyerinden sonra Beşiktaş'a transfer oldu.

Daniel Gabriel Pancu (Beşiktaş - 2003)

Daniel Gabriel Pancu (Beşiktaş - 2003)

Dönemin teknik direktörü Lucescu onu takıma transfer ettiğinde çok eleştirildi. Hatta 'Hoca akrabalarını takıma topluyor.' yakıştırmaları bile yapıldı ama Pancu, takımın sakat olan santraforları İlhan Mansız ve Pascal Nouma yerine golleri sıraladı. Onlar iyileşince de orta sahadaki isyankar ve bir o kadar da iyi futboluyla Beşiktaş'ın efsane sezonundaki efsanelerinden birisi oldu. Fenerbahçe derbisinde kaleye bile geçti 'Kadıköy Panteri' lakabını aldı. O görev aldığı süre boyunca sadece Beşiktaş'ın kazanmasını istedi ve yetenekleriyle de bunu kolaylıkla başardı.

İçeriğin Devamı Aşağıda

Frank Ribery (Galatasaray - 2005)

Frank Ribery (Galatasaray - 2005)

Ezeli rakip Fenerbahçe'nin ülke çapında ses getiren Nicolas Anelka transferi, Galatasaray taraftarını daha da heyecanlandırmıştı. Çünkü rekabet sadece sahada değil, hemen hemen tüm alanlarda devam ediyordu. Fakat Galatasaray beklenenin aksine Fransa liginin ortalama bir takımı olan Metz'de forma giyen Ribery'i kadrosuna katmıştı. Taraftar transferde ezeli rakiplerine kaybettiğini düşünse de Ribery'iyi durdurmak neredeyse imkansızdı. O kadar hızlıydı ki daha ilk maçında taraftarının kalbinde taht kurmayı başardı. Çeşitli anlaşmazlıklardan dolayı belki Süper Lig'de sadece 6 ay oynadı ama o kimsenin durduramadığı Ribery yıllar sonra herkesin hayranlıkla izlemeye devam ettiği ve Ballon d’Or adayı gösterilecek kadar değerli bir futbolcu olacaktı.

Bobo (Beşiktaş - 2006)

Bobo (Beşiktaş - 2006)

Herkes o sene Gökhan Güleç transferini konuşuyor ve kendisinden büyük şeyler bekliyordu. Gökhan Güleç beklentileri o sene iyi bir şekilde karşıladı ama Bobo tam anlamıyla Beşiktaş taraftarını sevince boğdu ve Beşiktaş formasıyla en uzun dönem görev alan yabancı futbolculardan birisi oldu. Fakat başarıları bununla da sınırlı kalmadı. Yine Beşiktaş formasıyla Avrupa kupalarında en fazla gol atan yabancı futbolcu olma rekoruyla da sadece taraftarların kalbinde değil, Beşitaş tarihinde de yer edinmeyi başardı.

Pablo Martin Batalla (Bursaspor - 2009)

Pablo Martin Batalla (Bursaspor - 2009)

Arjantinli oyuncu, transfer edildiğinde kimse onun, Bursaspor'u şampiyonluğa taşıyacak bir yıldız olacağını düşünmüyordu. Fakat o sırtında yazan '10' numaranın hakkını 90 dakika boyunca fazlasıyla veriyordu. Sadece takımın vizyonunu değil, hücum anlayışını değiştiren ve yönlendiren bir isim oldu. Hatta pas atacak kimse kalmadığında pozisyonu golle bitiren de isim oldu. Kısacası Batalla Bursaspor'un yaşayan efsanesi, Süper Lig'in en kaliteli yabancı futbolcularından birisi oldu. Ligimize belki sessizce geldi ama İtalyanlar'ın bile dilinde 'sanatsal oyun kurucu' anlamına gelen 'trequartista' yer edinmeyi başardı.

Edin Visca (Başakşehir - 2011)

Edin Visca (Başakşehir - 2011)

Dünyada milyonların milyarlara yaklaştığı transfer rakamları düşünüldüğünde Edin Visca sadece 400.000 Euro karşılığında Başakşehir'e transfer oldu ve ülke futboluna sessiz sedasız katılan ama yabancı kulüplerin ısrarla transfer etmek istediği oyunculardan birisine dönüştü. Müthiş yetenekleri, enerjisi, oyuna bakış açısı inanılmaz hızı ve iki ayağını da kullanabilme becerisi onu sadece sağ kanatta tutmaya yetmedi, onu resmen oyunun her yerine taşıdı. Fiziksel yetenekleri ve iki ayağıyla çıkardığı şutları onu ligin en golcü yabancıları arasına sokarken, modern sağ forvetin sözlük terimi olduğunu hem ligde hem de Avrupa kupalarında tüm futbolseverlerin beğenisine sundu ve sunmaya da devam ediyor.

Oumar Niasse (Akhisar Belediyespor - 2013)

Oumar Niasse (Akhisar Belediyespor - 2013)

Kısa sürede taraftarın gönlünde taht kuran büyük golcü Gekas'tan sonra, yerine yeni bir isim arayan Akhisar Belediyespor, takımın stoperi Senagelli Sonko'nun tavsiyesine kulak verdi ve o zamanlar takımı bile olmayan Niasse'yi renklerine bağladı. Sonko onu Senagel U23 Milli Takımı'nda izlemiş ve çok beğenmişti. Bu gözlem ve ardından gelen tavsiye ise Akhisar Belediyespor'un Gekas'ı aratmayan bir forvet bulmasına fırsat yarattı. Hatta Niasse'nin katkısı sadece gol yollarında olmadı. 5,5 milyon Euro'luk Lokomotif Moskova transferi kulüp kasasına önemli katkıda bulunurken, Rusya'da devam ettirdiği başarıları 18 milyon Euro ile Everton'a transfer olmasını sağladı.

İçeriğin Devamı Aşağıda

Badou Ndiaye (Osmanlıspor - 2015)

Badou Ndiaye (Osmanlıspor - 2015)

Ligin yeni takımlarından Osmanlıspor, onu Avrupa'nın kuzeyinde keşfetti. Norveç ekibi Bodo-Glimt'te forma giyen Ndiaye'nin, Osmanlıspor'a transferi ise sadece 350.000 Euro'ya mal oldu. Hareketli yapısı, topa sahip olma yeteneği ve hatta gole yakın oyun tarzı sadece ülkemiz dört büyüklerinin değil, tüm Avrupa kulüplerinin dikkatini çekti. Hakkında birçok transfer haberi yazılıp çizilse de bonuslarla 9 milyon Euro'yu bulan bonservis bedeliyle Galatasaray'a transfer oldu. Bu transfer Galatasaray taraftarının kafasında transfer bedelinden dolayı biraz şüphe yaratsa da Ndiaye daha ilk maçında tüm taraftarın gönlünde yer etmeyi başardı ve kalitesiyle takımını başarıdan başarıya taşıyacak gibi duruyor.

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
1
0
0
0
0
0
0
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın