onedio
Görüş Bildir
article/comments
article/share
Haberler
'Sabancı Suikasti Sanığı DHKP-C'li Yakalandı'

Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!

category/test-white Test
category/gundem-white Gündem
category/magazin-white Magazin
category/video-white Video

'Sabancı Suikasti Sanığı DHKP-C'li Yakalandı'

Deniz Gök
02.02.2016 - 17:11 Son Güncelleme: 02.02.2016 - 21:17

Söke'de canlı bomba düzeniyle İzmir'e gitmek isteyen iki kişi gözaltına alındı. Aydın Emniyet Müdürü Halis Böğürcü silah ve patlayıcılarla gözaltına alınan iki kişiden birinin Özdemir Sabancı suikastinin zanlısı DHKP-C'li İsmail Akkol, diğerinin de Fadik Adıyaman olduğunu söyledi.

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Özdemir Sabancı 9 Ocak 1996'da uğradığı silahlı saldırı sonu yaşamını yitirmişti

Aydın'ın Söke ilçesinde otogarda canlı bomba oldukları ileri sürülen iki kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınan iki kişinin bagajlarında yapılan aramada ilk belirlemelere göre 1 kalaşnikof uzun namlulu tüfek, bir el bombası, canlı bomba düzeneği ile çok sayıda mühimmat ele geçirildiği açıklandı.. 

Gözaltına alınan iki kişinin Didim'den Söke'ye geldikleri, buradan da İzmir'e gitmek üzere bilet almak istedikleri öğrenildi.

Aydın Emniyet Müdürü: Biri Sabancı suikastinin zanlısı

Aydın Emniyet Müdürü Halis Böğürcü, silah ve patlayıcılarla gözaltına alınan iki kişiden birinin Özdemir Sabancı suikastinin zanlısı DHKP-C'li İsmail Akkol, diğerinin de Fadik Adıyaman olduğunu söyledi.

Cephanelik bulundu

Cephanelik bulundu

Aydın Emniyeti, iki zanlıyla ilgili yaptığı yazılı açıklamada şu bilgilere yer verdi:

'Bugün saat 10.50 sıralarında Söke İlçe Emniyet Müdürlüğü, Söke Otogarı'nda 64 AN 158 plakalı otobüse binerken durumundan şüphelenilen 'Hatice Çalışkan', 'Zeynel Abidin Gümüş' kimlikli kişilerin kontrollerinde ibraz ettikleri kimlik bilgilerinin tutarsız olduğu görüldü. Bunun üzerine ilçe emniyet müdürlüğüne götürülmek istendiğinde görevlilerimize direnerek 'Yaşasın özgürlük, devrimci direnişimiz' sloganı atmaları üzerine otobüste bulunan eşyalarıyla birlikte Söke Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldü. Üzerlerinde ve seyahat ettikleri otobüsteki eşyalarında yapılan aramalarda bir RPG7 Roketatar, buna ait iki sevk fişeği, iki roket, üç el bombası, iki tabanca, 132 mermi, dört şarjör, patlayıcı madde olduğu değerlendirilen 100 gram beyaz toz. Bir tabla, elektrikli ısıtıcı, yağmurluk, 3 bin 195 lira, 135 Avro, ele geçirildi. Yapılan incelemede 'Zeynel Abidin Gümüş' sahte kimlikli kişinin gerçekte İsmail Akkol olduğu, 'Anayasal düzeni zorla değiştirmeye çalışmak' suçundan arandığı, Hatice Çalışkan sahte kimlikli kişinin Fadik Adıyaman olduğu ve 'Silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan arandığı tespit edildi.'

Bu iki kişinin Yunan adalarından Didim'e denizden yasa dışı yollarla geçtiği, buradan Söke'ye gelip büyük bir kente gitmek istediği anlaşıldı. Zanlıların varış hedefinin İzmir, İstanbul veya Ankara olduğu üzerinde duruluyor.

İade edilmemişti

İade edilmemişti

Yunanistan'da yakalanan Akkol, Türkiye'nin iade talebine rağmen serbest bırakılmıştı. Fotoğraf: AFP

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Yunanistan'da tutuklanan İsmail Akkol, Türkiye'nin iade talebine karşın, Temmuz 2015'te bu ülkede serbest bırakılmıştı. 

Sabancı suikastı ve İsmail Akkol'ün rolü

9 Ocak 1996’da, Sabancı Holding Yönetim Kurulu Üyesi Özdemir Sabancı, Toyota Sa Genel Müdürü Haluk Görgün ve başkanlık sekreteri Nilgün Hasefe İstanbul 4. Levent’teki Sabancı Holding’in 25’inci katında silahlı saldırıyla öldürüldü.

Suikastı düzenleyenlerin DHKP-C üyeleri Fehriye Erdal, İsmail Akkol ve Mustafa Duyar olduğu açıklandı.

Pazartesi günü Atina'da yakalanan ve suikastın 3 failinden biri olarak soruşturma dosyasında adı geçen İsmail Akkol, Emniyet kaynakları tarafından örgütün lojistik sorumlusu olarak nitelendiriliyor. Akkol, örgütün silahlı kanadının eğitiminden ve ekipman teminini sağlamakla görevli.

Sabancı suikastının güvenlik kamerası görüntülerinde, İsmail Akkol’un binaya girmediği anlaşıldı.

Akkol, Mustafa Duyar ve Sabancı Holding’e çaycı olarak sokulan Fehriye Erdal'ın cinayetlerden sonra bir araçla olay yerinden kaçırılmasını organize etti.

"Tetiği ben çektim"

"Tetiği ben çektim"

Mustafa Duyar

Fehriye Erdal, önceden çalışmaya başladığı holding binasına Mustafa Duyar’ın girmesini sağladı. Mustafa Duyar, 22 Aralık 1996’da Suriye’de Türkiye’nin Şam Büyükelçiliği’ne teslim oldu.

Duyar, 31 Aralık 1996’da İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde, “Tetiği ben çektim” dedi. Cinayetleri nasıl işlediğini olay yerindeki tatbikat sırasında ayrıntılarıyla anlattı.

'Devlet bana Mustafa Duyar’ı öldürttü'

Tetikçi Mustafa Duyar ise 15 Şubat 1999'da Afyon Cezaevi’nde çıkan isyanda tabancayla öldürüldü. Karagümrük çetesinin lideri olan ve Nuriş lakabıyla bilinen Nuri Ergin, yine bir cezaevi isyanı sırasında pencereden kameralara seslenerek Mustafa Duyar’ı öldürdüğünü şu sözlerle anlatacaktı:

“Bu devlet bana Mustafa Duyar'ı öldürttü, ben öldürdüm. Şimdi canlı söylüyorum. Veli abiyi ara, Veli Küçük'ü ara. Bizi sor. Başka bir şey söylemiyorum. Allah'a emanet olun.”

Nuri Ergin’in, cinayet emrini Tuğgeneral Veli Küçük’ten aldığını açıkladığı bu sözleri, Ergenekon davasının delil klasöründe de yer aldı. Nuri Ergin daha sonra cezaevinden yazdığı mektuplarla talimat aldığını yalanladı.

'Konuşmak istedi, engellendi' iddiası

Gazeteci Can Dündar’ın açıklamalarına göre, Mustafa Duyar, suikastla ilgili konuşmak istemiş, Can Dündar da Adalet Bakanlığı’ndan röportaj izni istemişti. Can Dündar, röportaj talebinin, dönemin Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Ali Suat Ertosun tarafından ‘mevzuata aykırı olduğu’ gerekçesiyle engellendiğini yazdı.

Gazeteci Dündar’a göre, röportajı engelleyen Ertosun, Karagümrük çetesinin Afyon'a nakline izin verdi. Çete üyeleri Afyon'a geldikten iki hafta sonra Duyar'ı öldürdü.

Kaçtılar, kırmızı bültenle arandılar

Kaçtılar, kırmızı bültenle arandılar

Fehriye Erdal

Bir süre İstanbul’da saklanan ardından, Yunanistan, Bulgaristan, Almanya ve Fransa’yı dolaşan İsmail Akkol ve Fehriye Erdal Interpol tarafından kırmızı bültenle aranıyordu.

Fehriye Erdal, 1999’da Belçika’da kaldığı apartmanda yangın çıkınca sahte pasaportla yakalandı. Hangi ülkede yargılanacağı tartışma konusu oldu. Bir yıla yakın cezaevinde kaldıktan sonra serbest bırakıldı.

Erdal, 2000’de ev hapsine alındı ancak Mart 2006’da tekrar kayıplara karıştı. Eylül 2007’de Belçika’daki mahkeme sonuçlandı. Mahkeme, Türkiye'de işlediği suçlardan dolayı yargılanmasına kararı verdi.

DHA ve Al Jazeera

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
Yorumlar Aşağıda
Reklam
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın
gwn

üzerlerinde milyarlık mühimmat var otobüsle seyahat ediyorlar, yersen. gündemi değiştirip hangi yasayı geçiriyorlar acaba

volkan bey

Evet amına koduklarım yaptığınız eylemler sayesinde kapitalizm sona erdi, her yer kominizm her yer eşitlik kokuyor buram buram !

Meclise Oy Verme

Güçlü bir ülke o ermeni döllerini iade etmeyen ülkeleri rahat bırakmazdı.