Bizi rahatsız etmedikleri sürece aklımıza getirmediğimiz iç organlarımız, aslında yememizi, nefes almamızı ve ayakta dolaşabilmemizi sağlıyorlar. Karnınız guruldadığında aşağıdakileri aklınıza getirin.
22) En büyük iç organımız ince bağırsağımızdır. “İnce Bağırsak” diyoruz ama “kalın” bağırsağımızdan çok daha uzun, bir insanın boyunun dört katı kadar. İçeride çok fazla dolanarak karın boşluğuna sığmayı başarıyor.
23) İnsan kalbinin yarattığı basınç, kanı 10 metre yüksekliğe fışkırtmaya yeterlidir. Kalbimizin attığını hissetmemiz de bundan. Tüm vücuda kanı dağıtabilmek için böyle yüksek bir basınç ve buna dayanacak kadar sağlam bir organ gerekiyor.
24) Midenizdeki asit bir jileti eritebilecek kadar kuvvetlidir. Tabii bunu test etmek için jilet ya da başka bir metal eşya yemeniz gerekmiyor. Midemizdeki hidroklorik asit pek çok metali eritebilecek özellikte.
25) İnsan vücudundaki damarların toplam uzunluğunun yaklaşık 96,500 km olduğu tahmin ediliyor.Dünyanın çevresinin yaklaşık 40,200 km olduğunu düşünürsek, vücudunuzda dünyanın çevresini iki defadan fazla dönecek kadar damar var.
26) Midenizin iç çeperi her 3 ila 4 günde bir yenilenir. Mide duvarları oluşturan hücreler bu kadar sık değişmezlerse mide asidi bu hücreleri eritir. Ülseri olanlar mide asidinin canınızı ne kadar yakacağını iyi bilirler.
27) İnsan akciğerinin yüzey alanı bir tenis kortunun alanı kadardır. Kana oksijen geçişini daha verimli yapabilmek için, akciğerlerimizde binlerce bronş ve alveol bulunur. Bunların içinde de mikroskopik kanalcıklar vardır. Yüzey alanının büyüklüğü oksijen ve karbondioksit değiş tokuşunu kolaylaştırır ve vücudun her zaman yeterli oksijeni almasını sağlar.
28) Kadınların kalbi, erkeklerden daha hızlı atar. Bunun ana sebebi, genel olarak kadınların erkeklerden daha az yapılı olması ve kalbin daha az kan pompalamasıdır. Bunun dışında da kadın ve erkek kalpleri, özellikle kalp krizi aşamasında farklı özellikler gösterebilir. Bazı durumlarda kadın ve erkek kalbine uygulanması gereken tedavilerde de farklılık olabilmektedir.
29) Bilim adamları, karaciğerin 500’ün üzerinde fonksiyonunu bulmuşlardır. Karaciğerinizi ancak çok içki içtiğinizde hatırlamanıza rağmen, bu organ vücudun en çok çalışan ve en büyük organlarından biridir. Karaciğerin yaptığı işlere örnek olarak safra üretimi, kırmızı kan hücrelerinin ayrıştırılması, plazma protein sentezi ve toksinlerden arındırma sayılabilir.
30) Aort damarımızın çapı bahçe hortumu çapına yakındır. İnsan kalbinin ortalama büyüklüğünün yumruğumuz kadar olduğu düşünülürse, aort damarının çapı oldukça fazladır (Amerikan standardında bir bahçe hortumu dış çapı yaklaşık 27 mm. dir). Bu damarın bu kadar geniş olmasının sebebi, oksijen açısından zengin kanı vücuda dağıtan ana kaynak olmasıdır.
31) Kalbinize yer açmak amacı ile, sol akciğeriniz, sağ akciğerinizden daha küçüktür. Herhangi birine “akciğerleri çiz” dediğinizde genelde simetrik iki organ çizimi ile karşılaşırsınız. İki akciğerimiz yaklaşık aynı ölçüde olmasına rağmen, hafif sola kayık olan kalbimiz, sol akciğerin bir kısmını gasbetmiştir.
32) İç organlarınızın büyük bir kısmını kaybetseniz dahi hayatta kalabilirsiniz. İnsan vücudu çok kırılgan gibi görünmesine karşılık, mideniz, dalağınız, bir akciğeriniz veya böbreğiniz olmadan ya da karaciğerin %75’i, bağırsakların %80’i olmadan yaşamınızı sürdürebilirsiniz. Tabii ki çok iyi hissetmeyebilirsiniz ama bu organların eksikliği sizi öldürmeyecektir.
33) Böbreküstü bezleri hayat boyunca sürekli küçülür Böbreküstü bezleri, böbreklerin hemen üzerinde yer alır ve stres hormonları üretir (kortizol ve adrenalin gibi). Gebeliğin 7. ayında bebeğin böbrek üstü bezleri ile böbrekleri aynı boyuttadır. Doğumdan önce biraz küçülen böbreküstü bezleri, yaşam boyu küçülmeye devam ederler. Öyle ki, çok yaşlı insanlarda böbreküstü bezleri görünemeyecek kadar küçüktür.