Görüş Bildir
Haberler
Ekmek, Domates, Salatalık: Hepsinde Savaşı Etkisi Hissedilecek!

Ekmek, Domates, Salatalık: Hepsinde Savaşı Etkisi Hissedilecek!

Türkiye Rusya-Ukrayna krizinin etkisini bu ülkelerle ticari ilişkilerinin yoğun olması sebebiyle her alanda hissediyor. Bazen olumlu hissedilen etkiler olsa da olumsuz kısımda ise enflasyonun da yüksek seyretmesi ile sorunlar büyüyebiliyor. 

Türkiye'nin gıda alanında ihracat ve ithalat yaptığı iki ülke olan Rusya Ukrayna savaşı kimi ürünlerin bölgeye gönderilememesinden dolayı fiyatlarını düşürürken, kimi ürünlerin de gelmemesinden dolayı fiyatları yükseliyor!

İçeriğin Devamı Aşağıda

Fiyatı düşen ürünler

Fiyatı düşen ürünler

Türkiye Halciler Federasyonu Başkanı Yüksel Tavşan, AA muhabirine, Ukrayna ve Rusya'nın meyve ve sebze üreticisi için önemli bir pazar olduğunu belirterek, savaşın bu bölgeye gerçekleştirilen ihracatı da etkilediğini söyledi.

Savaş nedeniyle özellikle örtü altı ürün fiyatlarının düşme eğiliminde olduğunu aktaran Tavşan, 'Fiyatlarda aşağı yukarı yüzde 20-30 düşüş var. Örtü altı ürünlerde, domates, salatalık ve biber fiyatında düşme var. Normalde bu aylar örtü altı ürünlerin fiyatının yüksek olduğu dönemdir.' dedi.

Sıcak hava ve savaş fiyatları düşürdü

Sıcak hava ve savaş fiyatları düşürdü

Tavşan, narenciye sezonunun sonuna gelinmesi nedeniyle bu alandaki riskin daha düşük olacağını belirterek, 'Bu ülkelere bu sezonda domates ve biber çeşitleri ağırlıklı gidiyor. Halde domates ve biberlerin kilogram fiyatı 10 liraya düştü. Bu ürünlerin üretim bölgesindeki fiyatları daha da düşük.' ifadesini kullandı.

Yüksel Tavşan, geçen hafta hava sıcaklıklarında yaşanan artış nedeniyle de fiyatların düşüş trendine girdiğine işaret ederek, 'Sıcak havalar üretimi artırmıştı. Savaş dalgası üzerine gelince yüzde 20-30'luk yeni bir düşüş oldu. Bu hafta havalar yeniden soğudu, üretici ürününü toplamadan bekletebilir bir süre. Böylece arzı kısmış olur.' diye konuştu.

Fiyatlardaki düşüş haftaya daha belirgin olur!

Fiyatlardaki düşüş haftaya daha belirgin olur!

Rusya'nın bazı ürünlerdeki engellemeleri nedeniyle bu ülkeye çoğu ürünün Ukrayna ve Belarus üzerinden gittiğini bildiren Tavşan, 'Savaş durumunun meyve ve sebze üreticisine ciddi etkisi olur. Şimdi iki pazar birden durunca bu da fiyatlara ciddi tesir eder. Havaların ısınması halinde de örtü altı ürünlerde bir anda ürün bolluğu yaşanır. İki etken bir araya gelince fiyatlar ciddi anlamda düşer. Bu da üretici için hiç iyi olmaz. Üretici zarar etmemeli, üreticiyi hayatta tutmalıyız. Örtü altı üretimin zaten maliyeti yüksek. Bu durumda önlem alınması gerekebilir. Üretici mart-nisan aylarında para kazanmalı ki mayıstan itibaren fiyatlar zaten düşüyor. Tüketicinin alım gücü yanında, üreticiyi de düşünmeliyiz.' değerlendirmesinde bulundu.

Tavşan, Ukrayna-Rusya pazarına gidemeyecek ürünler için bir strateji belirlenmesi gerektiğini vurgulayarak, 'Uçak krizinde de benzerini yaşadık. Bu ürünler için alternatif pazarlar yaratmalıyız. Tek bir pazara bağlı kalmamamız lazım. Şu an yolda olan tırlar var, onlar da dönüşe geçecek. Haftaya fiyatlardaki düşüş daha da belirgin olur. Bu ürünler elde tutulabilecek ürünler değil, bir an önce satılması lazım.' dedi.

"Tarla ürünleri geldiğinde fiyatlar daha da düşer"

"Tarla ürünleri geldiğinde fiyatlar daha da düşer"

Türkiye Ziraatçılar Derneği (TZD) Genel Başkanı Hüseyin Demirtaş, Rusya ve Ukrayna'ya yaş meyve ve sebze götürmek için yola çıkan tırların çoğunun geri döndüğünü belirterek, 'Şu an bölgede sıkıntı var. Bazı tırlar henüz bölgede bekliyor. Birçok tır geri döndü.' ifadelerini kullandı.

Rusya ve Ukrayna'ya domates, sivri biber ve patlıcan başta olmak üzere birçok ürün ihraç edildiğinin altını çizen Demirtaş, 'Domates, patlıcan, sivri biber ve hıyar gibi ürünlerin iç pazarda satışa sunulmasıyla bu ürünlerin fiyatlarında yaklaşık yüzde 25 düşüş oldu. Sağlık açısından bu ürünlerin tüketilmesinde bir sorun bulunmuyor.' değerlendirmesinde bulundu.

"Savaş başladıktan sonra sevkiyat yüzde 80 azaldı"

"Savaş başladıktan sonra sevkiyat yüzde 80 azaldı"

Demirtaş, son dönemlerde girdi maliyetlerinin artmasından dolayı fiyatların aşırı yükseldiğine işaret ederek, mayıs-haziran gibi tarlalardan ürün alınmaya başladığında fiyatların daha da düşeceğini sözlerine ekledi.

Doğu Karadeniz İhracatçılar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Saffet Kalyoncu da Rusya ve Ukrayna'ya yaş meyve sebze ihracatı için deniz ve kara yolu sevkiyatının neredeyse kapandığını belirterek, 'Rusya Ukrayna savaşı başladıktan sonra sevkiyatlar yüzde 80 azaldı. Ukrayna'ya hiç sevkiyat yapılamıyor. Rusya için ise Polonya ve Gürcistan güzergahları var ama sevkiyatçılar bunları pek tercih etmek istemiyor.' dedi.

İçeriğin Devamı Aşağıda

Fiyatı artacak ürünler neler?

Fiyatı artacak ürünler neler?

Rusya ve Ukrayna savaşı sebebiyle dünya piyasalarında buğday fiyatları 14 yılın zirvesine çıktı. Türkiye ise geçen yıl buğday ithalatının yüzde 90'ını Rusya ve Ukrayna'dan yaptı. Uzmanlar artan ithalat ve enerji maliyetleri düşünüldüğünde, Türkiye'deki ekmek gibi unlu mamullerde ve ayçiçek yağı fiyatlarında artış yaşanacağını öngörüyor.

Dünya tahıl ticaretinde önemli bir yere sahip Ukrayna ve Rusya, dünyadaki toplam buğday ihracatının yüzde 30'unu, arpanın yüzde 31'ini, ayçiçeğin ise yüzde 32'sini karşılıyor.

En son 2008 gıda krizinde dünya buğday fiyatlarının 352 dolar olduğunu söyleyen tarım yazarı Ali Ekber Yıldırım, şu anda buğday fiyatlarının 346,5 dolara yükseldiğini belirtiyor.

Bakanlık: Arz sıkıntısı yaşanmaz

Bakanlık: Arz sıkıntısı yaşanmaz

Tarım ve Orman Bakanlığı'nın Ocak ayı verilerine göre 2020-2021 döneminde Türkiye'nin buğday ithalatının yüzde 78'i Rusya'dan yüzde 9'u ise Ukrayna'dan gerçekleşti.

Öte yandan Türkiye'nin arpa ithalatının yüzde 40'ı Rusya'dan; ayçiçeğinin ise yüzde 56'sı Rusya'dan ve yüzde 12'si Ukrayna'dan yapılıyor.

Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, Rusya ve Ukrayna arasındaki savaş sebebiyle, 'başta buğday olmak üzere hububat ve diğer ham maddelerde arz sıkıntısı yaşanmayacağı' ifade edildi.

Bakanlık açıklamasında, uluslararası hububat ticaretinde diğer ihracatçı ülkelerden de hububat arzı imkanlarının mevcut olduğu belirtildi.

Rusya'dan alamazsak nereden alacağız?

Rusya'dan alamazsak nereden alacağız?

Ancak uzmanlara göre buğday ve arpada kendi kendisine yeterliliği yüzde 82'ye düşen Türkiye'de yurt dışından arzda sıkıntı yaşanmasa bile, artan ithalat maliyetleri ekmek fiyatlarını doğrudan etkileyecek.

Türkiye'deki borsalarda buğday fiyatının ton başına 100 lira arttığını söyleyen tarım yazarı Ali Ekber Yıldırım, 'Rusya'dan buğday alamazsak; Fransa, Romanya veya Amerika'dan alacağız ve oralardan taşımak çok daha maliyetli olacak' diyor.

Türkiye'nin enerjide dışa bağımlılığı ve dünyada artan hububat fiyatları düşüldüğünde, Rusya ve Ukrayna savaşının Türkiye'deki gıda ürünlerinin fiyatlarını artıracağı öngörülüyor.

Ekmek fiyatlarına etkisi ne olacak?

Ekmek fiyatlarına etkisi ne olacak?

BBC Türkçe'ye konuşan Ekmek Sanayi İşverenler Sendikası Başkanı Çetin Keçeli, Mart ayı içerisinde un ve ekmek fiyatlarında artış yaşanacağını belirtiyor.

Keçeli'ye göre un ve ekmek fiyatlarını artıracak temel etken, artan ithal buğday fiyatlarından ziyade enerji fiyatları olacak:

Buğdayımız şu anda nispeten yeterli gözüküyor ancak buğdayımız yetse bile, doğalgaz ve buna bağlı olarak artacak elektrik fiyatları sebebiyle ekmek fiyatları otomatikman artacak.

Yıldırım da un sanayicilerinin ve depoların elinde şu anda belirli bir oranda ürün olduğunu ancak yeni ithal edilecek ürünlerin daha pahalıya mal edileceği düşünüldüğünde, önümüzdeki günlerde unlu mamul fiyatlarında artış yaşanacağını değerlendiriyor.

Ekmek fiyatları mutlaka artacak!

Ekmek fiyatları mutlaka artacak!

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Baki Remzi Suiçmez ise Türkiye'de halihazırda tarımsal girdi maliyetlerinin yüksekliği sebebiyle gıda enflasyonun giderek arttığını ve savaşın bunu daha 'yıkıcı' hale getirdiğini belirtiyor.

Son birkaç günde petrol mazot fiyatlarındaki artışa dikkat çeken Suiçmez, çiftçinin artan üretim maliyetinin sadece hububat ürünlerine değil, tüm gıda ürünlerini etkileyeceğini söylüyor.

Diğer yandan doğalgaz ve elektrik fiyatlarındaki artışın gerek seralardaki üretim maliyetini gerekse sulamada kullanılan elektriğin maliyetini artıracağını kaydediyor.

Suiçmez, 'Ekmek fiyatları mutlaka artacak. Sadece un üstünden değil, doğalgazdaki, işçilikteki, sudaki, mayadaki artış yani dolayısıyla üretim aşamasındaki diğer kalemlerdeki artışın da etkisiyle mutlaka artacak' diyor.

İçeriğin Devamı Aşağıda

Ekmek fiyatları baskılanacak mı?

Ekmek fiyatları baskılanacak mı?

TMO geçen yıl Eylül ayından itibaren, ekmek fiyatlarını sabit tutabilmek için 'Un Regülasyon Çalışması' kapsamında yurt dışından ithal edilen buğdayı yerli un sanayicisine ve fırınlara uygun fiyatta satma politikası yürütüyor.

Suiçmez, bu politika sürdükçe yurt dışındaki buğday fiyatları artsa bile yurt içindeki unlu mamul fiyatlarının bir müddet daha 'baskılanabileceğini' ancak bunun kısa vadeli bir çözüm olacağını değerlendiriyor:

TMO ekmek fiyatlarını baskılamak için 4 bin 800'e aldığı fiyatla aldığı ürünü un sanayicisine 2 bin 700 TL'den satmaya devam ediyor. TMO un sanayicisine ve fırınlara bu rakamı değiştirmeden satarsa, ekmek fiyatları bir süre daha artmayabilir. Ama artan yurt dışı fiyatları karşısında bunu ne kadar sürdürebilir, onu da zaman gösterecek.

Keçeli ise TMO'nun bu ay un sanayicilere ve fırınlara uygun tarifeli buğday temin etmediğini söylüyor:

Şubat ayında fırınlara ve değirmenlere uygun fiyatla buğday verilmedi. Değirmenciler şu an depolarındaki buğdaydan un yapıp fırınlara gönderiyor. Eğer ofisten ucuz fiyatlı buğday verilmezse, ekmek fiyatları artacak.

"İthalat sebebiyle Hazine sürekli zarar ediyor"

"İthalat sebebiyle Hazine sürekli zarar ediyor"

Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) 30 Haziran'da başladığı ekmeklik buğday ithalatında 9'uncu ihaleyi 2 Mart'ta yapacak. TMO, 2 Mart'ta yapacağı ihale ile 435 bin ton ekmeklik buğday ithal edecek.

Ziraat Mühendisi Faik Toy, geçen yıl milyonlarca ton buğdayın iki kat fazla fiyatla ithal edildiğini ve yurt içinde de zararına satıldığını söylüyor:

İthal edilen ürünleri, hazineye zarar yazılarak içeride yarı fiyatıyla satılıyordu. Şimdi çok daha yüksek fiyatlarla geleceği için, Hazine'ye çok daha fazla zarar yazılacak ve bu ülkeye yine zam olarak yansıyacak. Hazine'ye büyük zararlar yazılıyor. Yapmış olduğum hesaplamaya göre, 1 yılda yapılan ithalatta Hazine'ye yazılan zarar 20 milyar TL'yi buluyor. Oysa milyonlarca çiftçimize verdiğimiz desteğin tamamı 22 milyar TL. Bizim ithalatta Hazine'ye yazdığımız zararı sadece çiftçimize versek, ülke çok daha karlı bir duruma gelir. Milyonlarca çiftçiyi mutlu etmektense, bir elin parmağını geçmeyecek firmalar mutlu oluyor. 2 Mart'taki ithalatı da yüksek fiyattan alacağımız ithal buğdayı da yine içeride zararına satacağız. Yük Hazine'ye binecek, bu da yine enflasyon olarak karşımıza çıkacak. O an için ekmek fiyatı artmasa da başka şeylerin fiyatı artacak.

"Ayçiçek yağı fiyatları da artacak"

"Ayçiçek yağı fiyatları da artacak"

Türkiye buğday üretiminde tamamen kendine yetebilecek bir ülke olabilecekken, dışa bağımlılığı sürdürecek politikalar yürütmekle eleştiriliyor.

Toy, '34 yıl önce 20,5 milyon ton olan buğday üretimimiz halen 20,5 milyon ton. Çünkü çiftçinin zararı düşünülmeden hep yurt dışından ithalat yolu seçildi' diyor.

Arpa açısından da benzer bir tablonun bulunduğunu söyleyen Toy, 'Toprak Mahsulleri Ofisi, tonu 4 bin 500 liradan 255 bin ton arpa ithal etti. TMO'nun yerli üretim yapan çiftçiye açıkladığı ton fiyatı ise 1750 lira' diyor:

'TMO hasat sezonunda çiftçinin ürününe fiyat açıkladığı zaman, maliyetleri hiç göz önünde bulundurmadan, 1750 TL gibi üretim maliyetlerinin altında bir fiyat açıkladı.'

'Bugün geldiğimiz noktada arpa fiyatları, iç piyasada borsalarda 3 bin 800 TL oldu. TMO ise 4 bin 500 TL'ye, 255 bin ton arpa ithal etti. İki gündeki dolardaki artış, o arpanın tonun maliyetini 4 bin 750 TL'ye çıkarmış oldu.'

"Ciddi bir tehlike bekliyor"

"Ciddi bir tehlike bekliyor"

Yıldırım'a göre ise sadece buğday ve arpa değil, ayçiçeği de bu durumdan çok olumsuz etkilenecek:

Gıda sektörünün verdiği bilgiye göre, depolarda 1 aylık yağ kalmış durumda. Zaten ithal ayçiçek ham yağ fiyatı 1.400 dolardı, bu şimdi hemen 1.500 doları buldu. Ton başına 100 dolar artış çok önemli bir rakam. Bu da içerideki fiyatlara yansıyacak. Depolarda bir aylık yağ kalması da yakın zamanda yansıyacağına işaret ediyor.

Suiçmez de Türkiye'yi ayçiçek yağı konusunda 'ciddi bir tehlikenin' beklediğini söylüyor:

Kendi kendimize yeterliliğimizin yüzde 70'lerde olduğu ayçiçeğini de biz Rusya ve Ukrayna'dan alıyoruz. Bu ürünleri ya alamayız ya da daha yüksek fiyatla başka ülkelerden ya da yine Rusya ve Ukrayna'dan alabiliriz.

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
3
1
1
1
1
0
0
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın