Demirtaş: 'Amerika'nın Keşfi Gündem Çarpıtma Projesi'
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, partisinin TBMM Grup Toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Sözlerine Ahmet Kaya ve Seyit Rıza'yı anarak başlayan Demirtaş'ın konuşmasında öne çıkan satır başları şöyle:
-14. ölüm yıldönümünde Ahmet Kaya'yı hasretle anıyoruz. İki gözüm bilsin ki, onun bıraktığı ülkede çok fazla şey değişmedi. Aynı ayrımcılık, ötekileştirme, hiçleştirme devam ediyor. Yeni linçler devam ediyor. Kültüründen, mezhebinden inancından dolayı insanlar horlanmaya devam ediyor. Özür furyası başlamışken, birileri çıkar kürsülerden özür dilemesini bekliyoruz. O dönem Ahmet Kaya'dan en kötü yazan biri parlamentoyu yönetiyor. Oktay Ekşi de parlamento kürsüsünden özür diler diye bekliyoruz. Ahmet Kaya'dan özür adına pratik olarak yapılması gereken şey var. Gerçek özür anadilin özgürleşmesiyle gerçekleşir.
-Anmamız gereken bir diğer isim Seyit Rıza. Bir kez daha bu konuya değineceğiz. Seyit Rıza şahsında, insanlık onuru adına direnen bütün şehitlerimizi rahmetle anıyoruz. Seyit Rıza'nın bize armağan ettiği baş eğmez, diz çözmek geleneği bizler de yaşatmaya devam edeceğiz.
-Geçen hafta sonu HDK olağan kongresini gerçekleştirdi. Sosyal ekonomik toplumsal olaylara çözüm üreten bir halk meclisi... Yaşamın her alanında pratikleşmesi, mahallede, sokakta, barikatta, fabrikada, emekten özgürlükten yana mücadelesiyle kendisini büyüteceğini olan inancımızla HDK'yi kutluyor, yeni seçilen arkadaşlarımıza başarılar diliyoruz. Herkesin yolu açık olsun.
-Hükümetin iç gündemler ve dış gündemler vesilesiyle yaptığı büyük hataların yaptığı sıkıştırmışlıkla gündem değiştiriyor. Recep Tayyip Erdoğan bunu hep yaptı. Davutoğlu da onun yolundan gidiyor. Ülkenin gündemleri başka, Cumhurbaşkanı ve Başbakan olur olmaz şeylerle, gündemi olur olmaz şekilde gündemi değiştiriyor.
-Amerika'yı velev ki Müslümanlar keşfetti. Bize faydası nedir? Bunu sıcak gündeme taşımanın alemi nedir. Bir yandan 1000 odalı saray yaptıracaksın. Bütün makam araçlarını sıfır km yenileyeceksin. Kendine yeni bir saltanat kurmanın hazırlığı içindeyken, halk senden bunun cevabını isterken, 'Amerikayı biz bulduk' diye bir konu ortaya atıyor. Gündem saptırarak Türkiye'yi oyalamaya çalışıyorlar, dünya da buna gülüyor. Bunu kimse ciddiye almıyor. Bu kadar suça günaha bulaşmış bir iktidar olarak, cumhurbaşkanı olarak, konuşacak başka bir konu yok mu? Bizim asli meselelerimiz, evde, sokakta canımızı yakan gündemimiz neyse, bizim meselelerimiz o olacaktır.
-Ne zaman Kürt sorununda, ekonomi konusunda, Ortadoğu da sıkışmışsa. Ne zaman işçi katliamları yaşanmışsa, ne zaman büyük meselelerle karşı karşıya kalmışsak Dersim özrü gündeme gelmiştir. Yoksa Alevilerin sorunu nedir, talebi nedir bilmeyen var mı? 7 defa çalıştayda bir araya gelip, Alevilerin ne dediğini anlamadınız mı? Gerçek gündemi söyleme cesaretleri yok.
-Bu ekibin Alevi inancıyla ilgili düşüncesi şudur: Aleviliği sapkın bir mezhep olarak görürler. Alevileri dinden çıkmış sapmış insan olarak görürler. Onların kafasındaki sorun, Alevileri yola getirme sorunudur. 'Alevi sorununu çözeceğiz' derken, 'dinden çıkmış, sapmış olanları yola getireceğiz' diyorlar, açık söylemiyorlar. Alevi çalıştayı, sorunun çözümü adı altında, Alevi inancına mensup insanları sindirmek için kullandıkları taktiktir. Aleviliği inanç olarak kabul etmezler. Alevi inancını kabul etmiş insanlar olarak tarihe geçmek istemiyorlar.
-Aleviliği hiçbir zaman kabul etmek istemeyecekler, göreceksiniz. Cumhurbaşkanının imam hatipler açtığı, insanları zorla imam hatiplere kayıt ettikleri bir dönem. Alevi inancına sahip insanlar bunları bilmiyorlar mı? Tarihsel olarak katliamlara uğramış insanlar bizlerden daha iyi biliyorlar. Hemen bu hafta meclise getirin. Alevi inancını tanıyın, cemevi ibadethane olsun, zorunlu din dersini kaldırın. Ayrımcılığa uğramayacağının garantisini verin, bunun önünü açın. Alevi inancına sahip rektörlere pozitif ayrımcılık yapacağım deyin, buyurun pratikte görelim.
-Biraz önce Cumhurbaşkanı Ankara'nın göbeğinde imam hatip lisesi açılışı yapıyordu. Benim en yakın arkadaşlarım bu liseden mezun oldu diyor. Başbakanım imam hatip mezunu, korumalarım imam hatip mezunu diyor, bu kadar teşvik ediyor. Hadi bakalım Aleviliği teşvik edin, 'biz Alevilerden tercih edeceğiz' diyin, diyemezsiniz. Alevi açılımı adı altında asla çözmeyecekler. Kürt meselesi de böyledir. Politik olarak Kürt kimliğinin arkasında duran bir kişi gösterin, devlet yönetimine katılmış. Bir tane Ermeni gösterin. Kendi tarihine ve kimliğine saygı gösteren bir devlet yöneticisi gösterin.
-Tekçi bir zihniyetle devleti yöneteceksiniz, Alevi acıları, Dersim acıları üzerinden özür dileyeceksiniz. Dersim ismini iade etmeniz lazım. Arşivleri açmanız lazım, Dersimli kızların akıbetini açıklamanız lazım. Seyit Rıza ve arkadaşlarının mezarlarını açıklamanız lazım. HES'leri ortadan kaldırmanız lazım. Ucuz siyasi çıkar ve rant için Dersim'in en büyük acısını, katliamını kullanıyorlar. İnanılmaz bir gaddarlık, vandalizm örneğidir. Dalga geçmektir. Bunun adı özür değildir.
-Birbirinizi suçlamanıza gerek yok. Hepiniz Dersim'in sorumlusunuz. Alayınız Dersim'e karşı suçlusunuz. Devlet olarak, parti olarak hepiniz ayrı ayrı özür dileyeceksiniz. Dersimlilerin acılarını kullanmak yerine. İşlediğiniz suçları anlatmanız lazım, sadece Dersim değil, Zilan'ı da Ağrı'yı da...
-Alevi sorunu bu kadar samimiyetsiz tartışma şeklinde yürüyor. Mezhebimiz, inancımız, etnik kimliğimiz, cinsiyetimiz, yaşam tarzımız devleti etkilemez. Devletin eşit yaklaşması dışında bir çözüm yoktur.
-Devlet ne sizin ne ötekinin malıdır. Bu topraklar, yaşayan bütün halkların ortak mülkiyetidir.
-Kim devleti ele geçirirse, kendi malı-mülkü görüp, aynı o şekilde yönetiyor. Geçmişte de aynıydı. Cumhuriyet tarihi boyunca böyle yönettiler. 'Devlet benim malımdır, istediğim kişiye peşkeş çekerim' dediler. Bu zihniyet devam ettiği sürece böyle gidecektir.
-Bu devlet anlayışını, tekçi anlayışı kırmak, halkların iktidarını oluşturmak için bir alternatifi kurduk. Onun için HDP'yi ortak düşman ve tehdit olarak görüyorlar. Biz hepsi için ortak tehdidiz. Bütün partiler bizim için aynı teraneyi çalıp söyleyen, tekçi, faşizan partilerdir. Bunları halk nezdinde teşhir etmeden gerçek kardeşliği ve huzuru bulamayacağız. Bizi birbirimize düşman, aynı mahallede, aynı şehirde, aynı ülkede yaşayamaz hale getirmek istiyorlar. Her biri tekçi damardan besleniyor. Her birinin kutsalı, diğerlerinin kutsallarından öndedir. Bir diyalog, ortak yönetim ve çözüm bulma anlayışı gelişmeyecektir. Mücadele o nedenle uzun solukludur. Müzakereler de böyledir, çözüm süreci de böyledir.
-G-20'de dünyanın zengin başkanlarına sesleniyor. Sorunların çözümünde ortak bir yol bulalım, birlikte çalışalım diyor. Bize söylemiyor. Ama G-20'deki zenginlere, patronlara sesleniyor.
-Biz o nedenle, bu siyasi partilerle birlikte demokrasiye ve özgürlüğe kolay kolay ulaşamayacağız. Gözümüzü halkımızın hizasında tutacağız. İl ilçe kongrelerimiz yapılıyor. Görev alacak arkadaşlarımız, gözünü halktan asla ayırmasın, umut oradadır, mücadele oradadır. Bizim için kurtuluş, yüksek makamlar mevkiler değil. Bizim için kurtuluş, Ermenek'te, Yırca'da, Gever'de, Kobane'de mücadele edenlerdedir. Korkmadan yılmadan mücadele ortaklığı yapmaktır.
-HDP bu nedenle yeniden kuruluş seferberliği yapıyor. Özellikle kadınlar ve gençler, kongrelerde kapılar sonuna kadar açıktır. Görev almanız, nefer olarak bu siyaseti ve mücadeleyi yükseltmeniz önemli. Bu partide siyaset yapmak için paraya pula ihtiyacınız yok. Mangal gibi yüreğe ihtiyacınız var.
-Bugün Ermenek madeninde 6 işçinin daha cenazesi çıkarıldı. 8 cenazeye hala ulaşılamadı. İki bakan hakkında gensoru önergemiz vardı. Bunu işçilerin cenazelerine ulaşma faaliyetlerinin aksamama konusunda rica üzerine erteledik. Bunu oradaki ailelere saygımızdan dolayı erteledik, biz gensoruyu geri çekmedik. Çözüm süreci ve pazarlıktan dolayı gibi yansıtıldı, bu gerçek değildir. Üstünü örtmek değildir. HDP gensoruyu güncelleyerek parlamentoya taşıyacaktır.
-Yırca'da zenginliklerin ortadan kaldırılması mevzusunun ne anlamına geldiğini kısaca bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Mesele sadece ağaç değil. Hangi zihniyet buna yol açıyor. Bu uygulama ne tür sonuçlar doğuruyor. Bunları bilince çıkarmak gerekir, doğa ekoloji neden önemlidir. İnsanoğlu, tabiatta doğada, kendine yetebilecek besini gıdayı bulma bulma konusunda bir dengeye sahiptir. İnsanlık tarihinde kıtlıklar olmuştur, açlıklar olmuştur. Siz doğaya aşırı müdahale etmediğiniz sürece, doğa sizi aç bırakmaz. Ne yaptılar? Neoliberal politikalar ve kar hırsınızın yarattığı şeydir yaşananlar. Öyle bir tüketim piyasasına soktular ki, bugünkü dünya harcanmış paranın üzerine kurulmuş gibi yansıtılıyor. 300 yıl önce böyle bir şeye yoktu. İki cep telefonumuz yoktu, iki tabletimiz yoktu. Lüks arabalarda gezmiyorduk, lüks konutlarda yaşamıyorduk. Ekonomik gelişme adı altında dünyayı talan ettiler.
-Yırca'da 6 bin kök zeytin ağacı kesildi. Yüzlerce aile, binlerce insan ekonomik gelir elde ediyor. Zeytinin yarattığı ekonomi, bir kültür yaratmış, insan ilişkileri, evlilik ilişkileri, düğünü, bayramı, seyranı türküleri arkadaş ilişkileri, oradaki doğanın ve tabiatın şekillendirdiği kültürdür. Siz o ağacı kesmekle onları ortadan kaldırıyorsunuz. Zeytini kandırıp termik santral dikeceksiniz. Orada artık köy kahvesi olmayacak. Orada arkadaş ilişkileri başkalaşacak, aile ilişkileri başkalaşacak. O oksijen yerine polisin gaz bombasını soluyacaklar. Tek bir termik santral yüzünden. Her yerde bunu yapıyorlar. Doğaya, insan ilişkilerine böyle müdahale ediyorlar. Termik santral yapsınlar 5 yıl sonra insanlar işsiz olacaktır. Buna kalkınma politikası diyorlar, buna başarı öyküsü diyorlar. Her yere HES ve baraj yapıyorlar. Buna karşı çıkanlar barbar oluyor, onlar ileri kafalı. Tarihi kültürü satıp, karşısını da para almayı uyanıklık olarak yansıtıyorlar.
-100 yıl öncesinde yapanlar var, çok daha büyüklerini yaptılar. Almanya'da tek bir ağaç kesemezsin, ama oradan gelip burada ağaçları keserler. Amerika'da İngiltere'de bir ağaç kesin bakalım. Sadece ağaç bile değil. Gidin Hama'ya bakın, Şam'a bakın, Halepe bakın. Bütün tarihi eserler harap durumdadır. Kapitalizmin bize yutturmaya çalıştığı elmalı şeker. Paradan başka taptıkları bir güç yok. O nedenle ağaç önemlidir, suyumuz önemlidir. Bize aittir, insanlara aittir, termik santral sahiplerine ait değildir.
-Siz fabrika kurup para kazanacaksınız diye biz tarihimizden yaşamımızdan vazgeçmeyeceğiz. İşte biz Hasankeyfte olacağız, Ermenek'te, Soma'da olacağız. Bizler bunu her yerde anlattıkça, içimizde bunu pratikte uyguladıkça başarılı olacağız. Tek alternatif biziz, tek umut biziz. Bunu yapacağız, inancımız da var, gücümüz de var. Bu sevdaya inanan kadrolarla 2015'te gerçek bir alternatif olarak ortaya çıkacağız. Ama şimdiden dantel gibi örerek, 2015'i kazanacağız. Her yerde HDP'nin daha görkemli, katılımcı, demokratik kongrelerinde görev almak için görev başına diyoruz.
Etha
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!